Şimdi Ara

Attilâ İlhan şiirleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
9
Cevap
0
Favori
559
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • "Bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına / çıktı mı deprem sanırdın 'kara kız' kantosuna / titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan / muammer bey'in gözdesi karantina'lı despina"... Hemen dilimizin ucunda durur aslında Attilâ İlhan; mırıldanan bir şarkı olur, dökülüverir sokaklara. Ya da belleğimizin bir yerlerinde uslu uslu öylece oturmaktadır: "beni de kırdılar içimden kırdılar / karanlık camlardan sular akıyordu / şimşekli bir boşlukta saat vurdu / beni de kırdılar belki yalnızdılar / belki onların da çocukluğu yoktu / bütün şarkılara kapalıydılar / bir genç kız değmemişti saçlarına".


    Her yeni aşk, her yeni hüzün, her yeni bahar, her yeni heyecanda canlanır içimizdeki Attilâ İlhan; o bizim şair tarafımızdır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-681F960DF -- 13 Aralık 2008; 23:16:30 >



  • neydi o bir zamanlar




    istanbul ve sen / neydi o bir zamanlar

    sanki gençliğime doğru yaşlanıyordum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    hangi yanıma dönsem seni bulurdum

    içimdeki lambanın kırıldığı anlar



    istanbul ve sen / sırılsıklam yaşananlar

    yanardöner bir ayna yeniden ruhum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    gözlerinin sisinde sevdalı bir yolcuyum

    hayal meyal gemiler dumanlı ilkbahar



    istanbul ve sen / ikinizden kalanlar

    tekrar tekrar ısrarla yaşayıp durduğum

    çengelköy'de yaz unutulmaz erguvanlar

    rüya mıdır gerçek mi kendi kendime sorduğum

    istanbul ve sen / neydi o bir zamanlar
  • [Deleted by Admins]
  • [Deleted by Admins]
  • aydınlık neyin oluyor senin
    gökyüzü akraban filan mı
    beni bulur bulmaz gözlerin
    şimşek çakıyorum yalan mı
    yüzünde yalazını gezdirdiğin
    saçlarından tutuşmuş orman mı
    akla ziyan bir şey elektriğin

    ayışığı mavisi dudaklarından mı
    o ışık zenginliği mi giyindiğin
    uzay tozları mı yıldızlardan mı
    elime dokunduğu an elin
    güneşler açıyorum sahi ondan mı
    aydınlık neyin oluyor senin




    ATTİLA İLHAN


    DÜNYA BİRAZ DAHA YALNIZ
    ATİLLA İLHANSIZ..
  • En sevdiğim.

    (:
    ____


    Ben sana mecburum bilemezsin
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükçe büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    içimi seninle ısıtıyorum

    ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    bu şehir o eski istanbul mudur
    karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    sokak lambaları birden yanıyor
    kaldırımlarda yağmur kokusu
    ben sana mecburun sen yoksun

    sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    insan bir akşam üstü ansızın yorulur
    tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
    hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

    fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
    eski zamanlardan bir cuma çalıyor
    durup köşe başında deliksiz dinlesem
    sana kullanılmamış bir gök getirsem
    haftalar ellerimde ufalanıyor
    ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    ben sana mecburum sen yoksun

    belki haziran'da mavi benekli çocuksun
    ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
    belki yeşilköy'de uçağa biniyorsun
    bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
    kötü rüzgar saçlarını götürüyor

    ne vakit bir yaşamak düşünsem
    bu kurtlar sofrasında belki zor
    ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    ne vakit bir yaşamak düşünsem
    sus deyip adınla başlıyorum
    içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
    hayır başka türlü olmayacak
    ben sana mecburum bilemezsin



    http://www.y outube.com/watch?v=A6Exy6nwgAY&feature=related




  • dinlerdim telâşlı kanûnlardan sarışın türkçeyi
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi
    ürkek bir çilenti usulca yoklardı bahçeyi
    nerde tavus kuşları nerde müjgân'ın gençliği
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

    okşamak kumrallığını içimden uysal lambaların
    beyhude ıslıklarını yakınlaşan sonbaharın
    akşam tenhalığında birlikte duygulanmaların
    saklı mutluluğuyla dalgından çok daha fazla dalgın
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi

    bir parça son yalnızlığa öncekiler hazırlıktır
    insan bırakmaz sevdiğini sevmek insanı bırakır
    kalırsa gözlerinin elinde yaldızı belki kalır

    ney üşür kanûn pırıldar udlar oldukça karanlıktır
    nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-681F960DF -- 3 Ocak 2009; 0:41:24 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    "Katil Şair" (Müge Sözen)
    2 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • ıslığında usturalar bileniyor
    bıyıkları marşandiz katarı
    zulasında eroini esrarı
    tutuklandıkça yenileniyor

    kafası kızdı mı taksim'de akşam
    bütün lahmancunlar ondan sorulur
    oğlanın birine takıldı / tamam
    çengelköy'lü sevtap diye meşhur

    göğüsleri hakikat birer kumru
    eskiden de süslenir boyanırmış
    ayak ayak üstüne atıp oturdu mu
    insanda can mı bırakırmış

    sabaha karşı bir büyük rakı
    yıldız tozuması külüstür mehtap
    arabada sevişmek başlıca merakı
    ne kanun tanıyor ne de kitap

    bu yollara düşecek adam mıydı
    çiçek yaptırmalar parfüm filan
    bu sefer yakasını fena kaptırdı
    sevtap başını yiyecek anlaşılan


    Atilla İlhan
  • gençlik yıllarına duyulan özlem ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi:

    "nerde tavus kuşları nerde müjgân'ın gençliği"

    ve akabinde tekrarlanan o mısra:


    "nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi"


    işte şiiri şiir yapan unsurlar. sesteki uyum, şairin kendi ifadesiyle "yumruk gibi sıkılımış mısralar", tekrarlarla anlatımı güçlendirme.
  • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.