Şimdi Ara

AVCILIK CİDDEN Bİ İNSANI BU HALE GETİREBİLİR Mİ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
1
Favori
1.875
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • http://www.youtube.com/watch?v=sLecIW3DYT0&feature=related

    Filmi izlemeyenler sahneyi anlamayabilir kısaca özetlersek adam geyik avlamak için gerdek gecesi karısını bırakıp gidiyor ava.Tutkuyla bağlı ava.Videoyu izlerseniz anlarsanız.Varmıdır avaba böyle insanlar



  • Avcılık için balıkçılık için bir hastalık olduğu söylenir. Büyük bir tutku olduğu söylenir.

    Ancak filmdeki kadar ileri boyutlu mudur bilemem. :)
  • Avcılık yemiyeceği hayvanı zevk için vurmaksa, evet hastalıktır, ruh hastalığıdır hemde..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PAXMAHNHOB

    Avcılık yemiyeceği hayvanı zevk için vurmaksa, evet hastalıktır, ruh hastalığıdır hemde..


    +1
    katılıyorum, avcılık sadece zevk için avlanmak değildir , avcılık doğayı sevmektir zarar vermek değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tekno_trend


    quote:

    Orijinalden alıntı: PAXMAHNHOB

    Avcılık yemiyeceği hayvanı zevk için vurmaksa, evet hastalıktır, ruh hastalığıdır hemde..


    +1
    katılıyorum, avcılık sadece zevk için avlanmak değildir , avcılık doğayı sevmektir zarar vermek değil



    Avcılık ile torbacılık karışmasın birbirine. Bir avcı durması gereken noktayı bilir.

    Tavşan kaldırdığımda her zaman hayvanın bir fırsatı vardır. Bir şans onundur ilk şans; sonra da şans benimdir tek şans. :)





  • Hayvan deyip geçme... AV mübahtır, oda kah kah
    ( Bu İletimi geçen yıl başka bir forumda yazmıştım )


    Daha önce benzer konuyu gene yaşamımdan, keklik yavrularını örnek vererek sunmuştum, hani bir haftalık ufacık yavruların, buldukları bir yaprağı minicik ayakları ile tutup sırtüstü kıpırdamadan durarak kamuflaj olmaları konusu.
    Burada yazacağımda benzeri ve başımdan geçen olaylardandır. Onyedi onsekiz yaşlarında olduğum dönemlere ait anılarımdan. (yaklaşık kırk yıl önce ((( )
    İç Anadolunun Karadenize yakın bir köyündenim o yıllardada avcılığa meraklıyım fakat merakım avdan çok doğa ile iç içe olma sevdamdan geliyor. Genelde yaz dönemlerinde gittiğim için oraların kışını ve kış avlarını çok fazla yaşayamadım, o kış sadece görmek ve av yapmak için gitmiştim, büyük amcam tavşan avı ustası, devamlı ne yapmam gerektiğini anlatırdı.
    Ve tavşan avı konusunda derdiki. Oğlum kırk gün kar yağar bir gün av olur, nedenide tavşanın avcısı çoktur, tilki, kartal, şahin ve bir çok düşmanı vardır, o yüzdende tavşan gündüzleri asla dolaşmaz, bir çalı dibine gizlenir bekler. Geceleri ise kar yağarken ve hava kapalı iken gene dolaşmaz, ancak gece kar durursa ve yıldız çıkarsa oda köy yakınlarındaki sebze bahçelerine iner . Sende sabahleyin kardaki izlerini takip eder yattığı çalı dibinde avlayabilirsin derdi.
    Bir gece aynen dediği gibi oldu, rahmetlik dedem sabah namazını kılarken uyandım, giyinip kuşanıp tüfeğimide alıp köyün dışına doğru ilerlemeye başladım, tan yeni ağarıyor, ben köyün yakınındaki sebze bahçelerine ulaştım.
    Tavşan izlerini tanıyorum iki ayağı yanyana iki ayağı arka arkaya iz bırakır tavşanlar, neyse belirgin olan izleri takip etmeye başladım, arazi karlı olduğundan çok kolaydı izleri sürmek,yaklaşık iki saat kadar yürüdüm seyrek çalılıklı kırsal bir araziye geldim.
    Artık olay öğrendiklerimi uygulamaya gelmişti, tavşanın o bölgede gizlendiğini tahmin etmiştim,bir müddet daha gidince büyük amcamın anlattığı olaya şahit oldum tavşanın ayak izleri son bulmuş ve devamı yoktu.....
    Tavşanlar izlerinin takip edileceğini bildikleri için, gizlenecekleri çalının yakınına gelince, kendi izlerine basarak on onbeş metre geri gelir gizleneceği çalıya sıçrayarak ulaşır, böylelikle onu takip eden avcı izlerin bittiğini görünce yakınlarına bakar bulamayıncada geri dönermiş.
    Burada anlatmak istediğim avcılıktan ziyade, tavşanlara izlerine basarak geri gelmeyi sonrada sıçrayarak izlerini kayıp ettirmeyi öğreten güç nedir acaba.
    Benzer olayı keklik yavrularındada gördüğüm için bunun kesinlikle anne tarafından öğretildiğini düşünmüyorum.
    Alemlerin sahibi, müdafa silahı olarak hızlı koşan ayaklarından başka sermayesi olmayan tavşan neslinede böyle bir yetenek vermiş. neylerse güzel eyler, ne diyebiliriz başka.

    inancveahlak



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi inancveahlak -- 10 Eylül 2011; 14:34:38 >




  • Başka bir aşktır. Hemde çok başka.
  • aşkın dibidir avcılık
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.