Şimdi Ara

Avrupaya Gore En Buyuk Komutanlar (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
85
Cevap
1
Favori
7.742
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bence liste fake en azından Atatürk ün daha yükseklerde olması gerekirdi ve listede Hz. Muhammed ve Fatih Sultan Mehmet in de olması gerekir bence Napolyon hiçte o kadar büyük bir komutan değildi sonuçta en ünlü sözünden belli adam para için yapıyordu herşeyi
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Massaimassai


    Gelmiyebilir , gelmemesinde hiç bir sakınca yoktur:) Söylemek istediğim silahla, öldürmekle bir yere varılamayacağıdır.Yanlış olan benim Atatürk ü savunmam değil!Ölmeyi ve öldürmeyi herne sebeple olursa olsun,kendine hak görenleridir!Atatürk ün askeri manevrası:)Siz anlatın:) övdüklerinizi!

    Cevher(cahar diye biliyom özür) dudayev, Şeyh Şamil Dİn referanslı Çeçendirler.Başka göstereceğiniz örnek yokmu:)Çeçen asıllımısınız yoksa?İhtilaci nedir?Devrimci nedir?Ben kimim siz kimsiniz?Cahil kim cühela kim?akıllı kim?Eminim siz daha iyi biliyorsunuzdur:)Yazdıklarınıza bakılırsa; siz cahil değilsiniz:)

    Saygılarımla,



    Bence de bir savaşa karar vermek çok büyük sorumluluktur. İnsanların böyle şeylere nasıl karar verdiklerini anlamakta zorlanıyorum. Daha doğrusu anlayamıyorum. Ama zaten onları oraya getiren, onları o kişiler yapan bizide burada sıradan insanlar olarak tutan şey bu.

    Yukarıda arkadaşın biri büyük taarruz konusunda kendisini germişte olsa ortada bişey yok. İlkokula başladık anlatmaya başladılar. Hala da anlatırlar. Ortada bişey yok. ( Yok derken Atatürk hiç birşeydir demiyorum. Ama ben ona bazıları gibi mecnun gözüyle bakmıyorum. Başarılı yönleri muhakkak var. Fakat askeri olarak yoktur. Aslına bakarsanız siyasi olarakda sadece sıradan insanların ötesindedir. Daha fazlası değil. Yani ortada bir deha yok ). Şeyh Şamil ya da Cevher Dudayev'e bakarsanız g.tü b.klu yunanistanla değil, dünyanın süper güçlerinden biri olan ruslarla savaştıklarını görürsünüz. Çok büyük askeri ve silah güçlerine karşı az sayıda asker ve daha zayıf silahlarla. Bu noktada şunu belirteyim, S. Demirel'e zamanında neden Çeçenler'e yardım etmiyoruz diye sorulduğunda "O zaman karşımızda kızıl orduyu buluruz" diyerek bir devlet başkanına yakışmayacak şekilde kızıl ordudan korktuğunu belirtmiştir. Bu adam da Atatürkçüdür.
    Dediğim gibi ben ilkokuldan beri inkılap tarihi okuyorum. Sizde Çeçen direnişini ya da Şeyh Şamilin hayatını okuyabilirsiniz. Ama hiç bir aklı başında insan çıkıpta 100,000 kişiye karşı 10,000 kişinin taktiksiz bir savaş yaparak başarılı olduğunu idda etmez.

    Çeçen asıllı değil Abhaz asıllıyım. İhtilalci ve devrimci nedir bilirim. Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum ama önemli olanı yani kendimi biliyorum ve daha da önemlisi bana kim olduğumu başkaları söyleyemez. Ben kendimi kendim bilirim. Cahil bildiklerini yeterli görendir ve tamda bu yüzden cahil kalmaya da devam eder. ( Bu cümle çok manidar ).

    "Yazdıklarınıza bakılırsa; siz cahil değilsiniz."
    Bu cümle de çok manidar. Hiç bir şeye cevap vermediği halde herşeyi kanıtlamış bir eda ile bena cahil göndermesi yapmasıdan geliyor bu özellik tabii.




  • anadolu selçuklu sultanı, keykubat(yanılmıyorumdur umarım) 1'e 10 gibi bir oranda orduyla haçlılara karşı başarılı taaruzlar gerçekleştirmiştir. 30.000 e 300.000 bu durumda, erwin rommel başta olmak üzere tüm istatistiklere meydan okuyanları başlara sıralamak gerekiyor. ancak; savaşta manevra kadar,askerlere verilen cesaret/moral ve komuta etme yeteneğiyle savaşı sonlandırmak,bunun yanıdna galip glemek önemlidir. tüm bunları ele alırsak, bu listede Atatürk ve erwin rommel olmalı, başlarım napolyon'a hitlere diyesim geliyor. böyle bir şeyde, hitler 6. ordu felaketini yaşamıştır, üstüne afrika korpsa az destek vermiştir, daha da savaşı kaybetmiştir. napolyon keza öyle.
    Atamız, bu katagorilerden hepsinde dehasını göstermiştir. bana say ulan o zaman derseniz, hadi ordan git oku o kadar kitabı derim.
    erwin ise, elindeki döküntülerle(sayıca az olması ve zamanla tahrip olmasından dolayı döküntü dedim) ingilizlere kan kusturmuştur, ancak; sonu hoş olmamıştır. tabi elinde ingilizlerin yarısı kadar ordu olsa(her yönden) darma duman




  • quote:

    Orjinalden alıntı: demonchild

    ancak; savaşta manevra kadar,askerlere verilen cesaret/moral ve komuta etme yeteneğiyle savaşı sonlandırmak,bunun yanıdna galip glemek önemlidir. tüm bunları ele alırsak, bu listede Atatürk ve erwin rommel olmalı, başlarım napolyon'a hitlere diyesim geliyor. böyle bir şeyde, hitler 6. ordu felaketini yaşamıştır, üstüne afrika korpsa az destek vermiştir, daha da savaşı kaybetmiştir. napolyon keza öyle.



    Napoleon'un gönderildiği adadan kaçtıktan sonra Paris'e girerken kendisini durdurmak için gönderilen askerlerin onun safına katıldığını hatırlatmak isterim. Yani bu durumda Napoleon'a böyle bir şey söylemek sadece haksızlık olur. Zaten bunu söyleyemeyeceğinizi kalın yaptığım kısımda sizde belirtmişsiniz fakat sanırım Napoleon hakkında pek bilginiz yok. Napoleon aynı zamanda bugünkü avrupa birliğinin de asıl mimarıdır. Fakat o bu birliği savaşarak yapmaya çalışmıştır. Başaramamıştır. Ama bu birliğin sonunda siyasi olarak sağlanacağını öngörmüştür. İşte son olarak Napoleon hakkında söyleyeceğim ve pek çok kişinin realiteyle kabul etmeyecek olsa bile bundan sonra fikri değişek şey; Atatürk de Napoleon'un hayatını okumuş, ona ilgi belki hayranlık duymuş birisidir. Kitabın isminide vereyim "Napoleon" yazar; Emil Ludwig.

    Birilerinin hain olması bir komutanın kötü olduğunu göstermez. Ama Hitlerinde askeri bir dehası yoktu bana göre de. Fakat onunda başka yönlerde ustalığı vardı. İnsanları etkilemek ve teçhizat gibi. Konuşmaları ile kitleleri arkasına toplamış büyük bir hatiptir ve Almanların pek çok konuda ilerlemesine sağlayan teknolojilere öncülük etmiştir.




  • katılıyorum size, hitler konusunda da ama konutanlık vasıfının yetersizliği bence onu genel anlamda eksiye itiyor.

    napolyonun hayatını okumuştum önce. ancak belirttiğim kısımın arkasındayım ben. napolyon, avrupa birliğini dediğiniz gibi yapmaya çalışmıştır belkide amacı başkaydı. sonuçta kendisine katılan orduyla tekrar geri döndüğünü de biliyorum. peki napolyon nasıl ölmüştür? veya napolyon akka kalesi önünce nizam-ı cedit askerlerinde yenilip; osmanlı-ingiliz beraberliğinde büyük bir darbe almamış mıydı? ben bunu kastetmiştim. tabiki napolyon da dehadır, ona bir şey demem

    Soru sorarak cevaplama tarzım değildir, bir seferliğe mahsus olsun. kusura bakmayın.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch
    Yukarıda arkadaşın biri büyük taarruz konusunda kendisini germişte olsa ortada bişey yok. İlkokula başladık anlatmaya başladılar. Hala da anlatırlar. Ortada bişey yok. ( Yok derken Atatürk hiç birşeydir demiyorum. Ama ben ona bazıları gibi mecnun gözüyle bakmıyorum. Başarılı yönleri muhakkak var. Fakat askeri olarak yoktur. Aslına bakarsanız siyasi olarakda sadece sıradan insanların ötesindedir. Daha fazlası değil. Yani ortada bir deha yok ).

    quote:

    Şeyh Şamil ya da Cevher Dudayev'e bakarsanız g.tü b.klu yunanistanla değil, dünyanın süper güçlerinden biri olan ruslarla savaştıklarını görürsünüz. Çok büyük askeri ve silah güçlerine karşı az sayıda asker ve daha zayıf silahlarla.

    quote:

    Dediğim gibi ben ilkokuldan beri inkılap tarihi okuyorum. Sizde Çeçen direnişini ya da Şeyh Şamilin hayatını okuyabilirsiniz. Ama hiç bir aklı başında insan çıkıpta 100,000 kişiye karşı 10,000 kişinin taktiksiz bir savaş yaparak başarılı olduğunu idda etmez.

    Neden "kendisini geren arkadaş" dediğinizi anlayamadım. Atatürk'ün askeri bir manevrasını anlat demişsiniz, cevabı alınca kendiniz gerilmişsiniz anlaşılan..

    Şeyh Şamil ve Cevher Dudayev sonuç itibariyle Rusya'ya yenilmiş kişilerdir. Doğru mu? Doğru.
    Elbette Ruslara karşı olan direnişi takdir etmek gerekir ama sonuçta Şeyh Şamil, o yıllarda Kırım Savaşından yenik ayrılan Ruslara teslim olmuştur.
    Cevher Dudayev ise SSCB'nin en zor en sallantılı son günlerinde Çeçenistan'daki hükümeti devirerek başa geçmiş ve Çeçenistan dümdüz edildikten sonra suikaste kurban gitmiştir.

    Belirtmek gerekir ki iki bölgede de tamamiyle gerilla türü savaş yürütüldüğünden dolayı Rusya'nın gücüyle direniş liderlerinin askeri dehası hakkında bir yorum yapamayacağımız açıktır.
    Bugün Abd de Irak'ta direnişle karşı karşıya ama bu durum direnişçi komutanların efsanevi askeri dehalar olduklarını kanıtlamaz.
    Yani vurup, kaçabilir ve saklanabilirsiniz. Düşman sizi arar durur, bulamaz. Bulursa yokeder zaten.

    1920lerde Türkiye de küçük direniş gruplarıyla yani Kuvay-i Milliye ile direnişe devam etseydi, kim bilir bugün işgal altında hala direniyor olurduk..
    Oysa Atatürk direnişin böyle yapılamayacağını söyleyerek bir ordu kurdu, itilaf devletlerine meydan okudu ve düşmanın tam karşısına dikildi.
    Kurulan orduyla mücadele etmek istemeyen Fransızlar güney bölgelerimizi terketti. Ermeniler derhal anlaşma masasına oturdu. İngiltere'de iç siyaset allak bullak oldu "Türkler savaşacak!" korkusu İngiliz ordularını ülkemizden uzak tuttu. İngiliz lojistiği ve denetiminde olan Yunan ordusu yokedildi. (Yunan ordusunu g.tü b.klu olarak görebilirsiniz ama o g.tü b.klu Yunan ordusu İzmir gibi büyük şehirler dahil neredeyse Ankaraya kadar uzanan bir işgali başarıyla gerçekleştirmiştir. Bu alan 1.Dünya Savaşında Rusya'nın işgal ettiği ettiği Osmanlı toprakları kadar geniş bir alana eşittir.)

    Bugün gelinen noktada ise Türkiye demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir, büyük bir ekonomidir, modern ve medeniyeti yüksek bağımsız bir ülkedir. Topraklarına kimseyi yan gözle baktırmayacak güçlü bir ordusu vardır. Tüm bunların temelini atan Atatürk elbette siyasi ve askeri bir dehadır.
    Türkiye Cumhuriyeti şans eseri kurulmadı, kendi kendine varolmadı, Osmanlının yıkılışıyla biranda peydah olmadı. Yaşanan olaylarda Atatürk faktörünü gözünüzde çok küçük gördüğünüz oldukça açık.
    Fakt yine tekrar ediyorum, böyle yaparak ancak kendinizi kandırırsınız.

    quote:

    Bu noktada şunu belirteyim, S. Demirel'e zamanında neden Çeçenler'e yardım etmiyoruz diye sorulduğunda "O zaman karşımızda kızıl orduyu buluruz" diyerek bir devlet başkanına yakışmayacak şekilde kızıl ordudan korktuğunu belirtmiştir. Bu adam da Atatürkçüdür.

    Süleyman Demirel'in düşüncesi üzerinden Atatürkçülük hakkında bir çıkarımda bulunmanız gerçekten de çok ilginç.
    Size göre Atatürkçü olduğunu düşündüğünüz bir şahısın, yine size göre doğru olmayan bir cümle söylemesi size Atatürkçülük hakkında ne gösterebilir ki?!
    Ne yani, Atatürk, Süleyman Demirel'in vücudunda can bulup onun ağzından kendi düşüncelerini mi duyuruyor diye düşünüyorsunuz?!
    Böyle birşey olamayacağına göre anlaşılıyor ki Atatürk'e ve onun fikirlerine karşı bir önyargıya sahipsiniz ki Süleyman Demirel üzerinden bile Atatürkçülüğe inceden vurabiliyorsunuz.
    Belirtmek isterim ki "askeri dehalar"'dan bahsederken, sizin tutupta Atatürkçülük'ten gem vurmanız bana çok manidar geldi açıkçası..




  • dellci katılıyorum, hem yazımı kalınlaştırmış. hem napolyonu övüp Atatük'ü yermiş arkadaş. halbuki yazımda belli, sonuç demişim.
    sonuca bakmadan ilginç olur bu değerlendirme zaten.
  • 1 - Arkadaşın cevabında bir askeri deha göstergesi olmadığından germiş dedim. Eğer onu yeterli bir cevap olarak kabul etseydim heralde tavrım bu olmazdı. Ha yok sadece karşılığında bir şey yazılmış olması cevabı verilmiş hale getiriyorsa o zaman tartışmanın bir manası yok. Herkes iyi kötü cevap verebilir.

    2 - Bir askeri dehanın gerçekleşmesi için arkanızda 100 000 tankçılı topculu ordu olması gerekmez. Gerilla savaşı ise gerilla savaşıdır. Fakat sonuçta ortada bir manevra kabiliyeti var. Tabiki kalabalık ordularda bu kabiliyet azalır. Ama kuvveti sayıda ya da silahta değil akılda ve imanda bulan adamların farkıdır bu. Sonunda yenilmiş olmalarına bakmak ise sıradan bir yaklaşımdır. ( Bence bayanlara mahsus bir yaklaşım - tabi bayanlara sıradan demiyorum ama genelde bu durum onlarda olur-)

    3 - Kuvai milliye direnişe devam etseydi bugün hala diye bir şey yok. Tarih okuyup ezberlemek ve sınav kağıtlarına dökmekten çok daha fazlası. Aslında bütün bilimler böyle fakat ülkemizde bu durumun farkında olan pek yok galiba. 1. Yunan askerleri gerçek işgal gücü olmamıştır hiçbirzaman. Onlar ingilizlerin piyonuydu. Bugün pek çok kişinin lanet okuduğu ve tarihçi olacak insanlarında asi diye tanıttığı pek çok insan ingiliz ajanları tarafından kandırılmış aslında pekala vatan sevgisi ile hareket etmiş insanlardır. O şartlarda yapılan o hareketler yanlış olmakla birlikte adamların devlete isyan niyetinde değillerdir. Ha içlerinde yok mudur elbette vardır. Ortadaki iki başlılık ve bazı yanlış politikalarda bunu desteklemiştir. Sonuçta artık savaşlarda sıcak çatışma kadar ajanlık faaliyetleri ve reklamda önemlidir. Yapılan haberlerle düşmen psikolojik olarak çöküntüye yöneltilir. O şartlarda isyanda açıkça mümkündü ve kolayda bir yoldu. İngilizler hem yunanları kullanmış hem türk milletini kendi kendine kırdırmış fakat kendileri ellerini taşın altına sokmamıştır.

    Türkiyenin ilke olarak laik ve demokratik olduğunu bizde biliyoruz. Bunu her defasında olur olmaz tekrarlamanız gıcığıma gidiyor. Atatürk hakkında yazdıklarımda bu yaklaşımdandır. Arkadaş Atatürk niye aklına gelmiyor demeyip bana göre atatürkte büyük komutandır dese ona lafım olamazdı. Ama kimse kimseye bir şey diretemez. Laik demoktratik. Bu ifadeyi anayasaya koyduk. Diğer pek çok şey gibi. Hadi artık uygulama zamanı gelmedimi. Bunu tekrarlamaktan öteye gitmedikçe oradaki yazıların ve sizin bunu sürekli tekrarlamanızın bir anlamı yok. Kusura bakmayın ama bu lafları ağzından düşürmeyenlerin ne kadar demokratik ve laik olduklarını görüyoruz.

    Ben Atatürke değil atatürkçülere laf atıyorum. Siz zorla atatürke anlamak istiyorsanız bişey diyemem. Ama birileri islama laf atmak için bir kaç kendini bilmezi kullanabiliyorsa pekala bizde benzerini bunu yapanlara yapabiliriz. Ama yapmıyoruz ve yapmayacağız bu da bizim farkımız. Şahsen bir adam gerçekten atatürkçü olsa gerçekten onun yolundan gitse, onu sadece silah olarak kullanmasa onun arkasına saklanmasa onu yaptığı olur olmaz şeylere maske olarak kullanmasa ben o adam saygı duyarım.

    Diğer yandan önyargı kelimesi özü bilinmeyen şeyler hakkında az bi kısmını görmekle, ya da insanlar hakkında ise tanımadan sadece ilk görüldüğünde oluşan düşüncedir. Bu olumluda olabilir. İlla olumsuz olacak diye bir şart yoktur. Ve önyargı istesende istemesende olur.. Öenemli olan doğru olanı bulup ona göre davranmak o zamana kadar ihtiyatlı olmaktır. Siz ben Atatürk'ü ilk okuldan beri okuyoruz dedikten sonra bana Atatürk'e karşı önyargılısın deyince önyargının anlamını açıklama gereği duydum. Umarım bundan sonra yine Atatürk'ün bolca övdüğü ve onu geliştirmek için kurduğu Türk Dil kurumuna da saygı gösterir, deyimleri ve kelimeleri güzelce öğrenir ve yerinde kullanırsın.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch


    quote:

    Orjinalden alıntı: Massaimassai


    Gelmiyebilir , gelmemesinde hiç bir sakınca yoktur:) Söylemek istediğim silahla, öldürmekle bir yere varılamayacağıdır.Yanlış olan benim Atatürk ü savunmam değil!Ölmeyi ve öldürmeyi herne sebeple olursa olsun,kendine hak görenleridir!Atatürk ün askeri manevrası:)Siz anlatın:) övdüklerinizi!

    Cevher(cahar diye biliyom özür) dudayev, Şeyh Şamil Dİn referanslı Çeçendirler.Başka göstereceğiniz örnek yokmu:)Çeçen asıllımısınız yoksa?İhtilaci nedir?Devrimci nedir?Ben kimim siz kimsiniz?Cahil kim cühela kim?akıllı kim?Eminim siz daha iyi biliyorsunuzdur:)Yazdıklarınıza bakılırsa; siz cahil değilsiniz:)

    Saygılarımla,



    Bence de bir savaşa karar vermek çok büyük sorumluluktur. İnsanların böyle şeylere nasıl karar verdiklerini anlamakta zorlanıyorum. Daha doğrusu anlayamıyorum. Ama zaten onları oraya getiren, onları o kişiler yapan bizide burada sıradan insanlar olarak tutan şey bu.

    Yukarıda arkadaşın biri büyük taarruz konusunda kendisini germişte olsa ortada bişey yok. İlkokula başladık anlatmaya başladılar. Hala da anlatırlar. Ortada bişey yok. ( Yok derken Atatürk hiç birşeydir demiyorum. Ama ben ona bazıları gibi mecnun gözüyle bakmıyorum. Başarılı yönleri muhakkak var. Fakat askeri olarak yoktur. Aslına bakarsanız siyasi olarakda sadece sıradan insanların ötesindedir. Daha fazlası değil. Yani ortada bir deha yok ). Şeyh Şamil ya da Cevher Dudayev'e bakarsanız g.tü b.klu yunanistanla değil, dünyanın süper güçlerinden biri olan ruslarla savaştıklarını görürsünüz. Çok büyük askeri ve silah güçlerine karşı az sayıda asker ve daha zayıf silahlarla. Bu noktada şunu belirteyim, S. Demirel'e zamanında neden Çeçenler'e yardım etmiyoruz diye sorulduğunda "O zaman karşımızda kızıl orduyu buluruz" diyerek bir devlet başkanına yakışmayacak şekilde kızıl ordudan korktuğunu belirtmiştir. Bu adam da Atatürkçüdür.
    Dediğim gibi ben ilkokuldan beri inkılap tarihi okuyorum. Sizde Çeçen direnişini ya da Şeyh Şamilin hayatını okuyabilirsiniz. Ama hiç bir aklı başında insan çıkıpta 100,000 kişiye karşı 10,000 kişinin taktiksiz bir savaş yaparak başarılı olduğunu idda etmez.

    Çeçen asıllı değil Abhaz asıllıyım. İhtilalci ve devrimci nedir bilirim. Sizin kim olduğunuzu bilmiyorum ama önemli olanı yani kendimi biliyorum ve daha da önemlisi bana kim olduğumu başkaları söyleyemez. Ben kendimi kendim bilirim. Cahil bildiklerini yeterli görendir ve tamda bu yüzden cahil kalmaya da devam eder. ( Bu cümle çok manidar ).

    "Yazdıklarınıza bakılırsa; siz cahil değilsiniz."
    Bu cümle de çok manidar. Hiç bir şeye cevap vermediği halde herşeyi kanıtlamış bir eda ile bena cahil göndermesi yapmasıdan geliyor bu özellik tabii.



    Bence önemli olan savaşa karar verebilmek değil!!Barışa karar verebilmektir.

    Atatürk ün, askeri dehası sadece büyük taarruzla mı? sınır lı ki?Trablusgarp 'ta ne için savaştı?Ya!Çanakkale?Cahar Dudayev kim? Şamil Baseyev kim?Atatürk kim?Hangisi ülkesini işgalden kurtarıp bağımsızlığını elde etmiştir.Siz dönemi gereği tek bir güce kafa tutarsınız,bir başkası yedi düvele(devletin çoğulu sanırım)!Çeçen savaşı kaç yıl sürmüştür, bizim bağımsızlık savaşımız kaç yıl?Karşımızda kim vardı?

    Atatürk' ün deha sı nedir biliyorum, ama subjektif olacağı için iddia etmek bir anlam ifade etmez.Zira kendisi atamdır.Sizin belirttiğiniz insanların, dehası yine söylemlerinizle sabittir, zira dünya nın kaderini değiştirebilecek ne yapmışlar?

    "Çok büyük askeri silahlara karşı;az sayıda asker! ve zayıf silahlar?"Az sayıda asker için;niye tüm müslümanları arkanıza alamadınız diye sorarım!Zayıf silahlar için!Niye sizde zayıf silah varda rakibiniz de güçlü silah var?Suç!Güçlü silah'a sahip olmakta mı?Yoksa zayıf olmakta mıdır?Nerde sizin dehanız?Deha insanınızı ezdirmek ise sanırım sizin liderleiniz dehadır.

    100.000 lik orduya karşı 10.000 lik ordunun başarısı nedir?Onlardan daha cesur olmanız mı?Ne kadar cahilseniz o kadar cesur olursunuz.Cehaletin deha olduğunu zannedenler, yenilmeye doyamyan güreşçilere benzer.Ülkeleri veya insanları zulüm içinde olsa dahi bundan kendilerine pay çıkarırlar.Aynı Çeçenistan da olduğu gibi!!!

    Gürcistan Rusya savaşında , Çeçen savaşçıların olduğunu gördüm bi haber kanalında!Doğru veya yanlış!Veya Abhazya yı tutmak için...Her ne olursa olsun,sizin bir Rus savaşçısı olma hakkınız var mı?Eğer böyle bir durum yoksa!Söyleyebileceğim birşey yoktur!Varsa;ne söylesem azdır.

    Ben bir Avşar Türkü 'yüm ,merakınızı giderecekse!

    "Cahil bildiklerini yeterli görendir ve tamda bu yüzden cahil kalmaya da devam eder. ( Bu cümle çok manidar ). " demişsiniz.Ben kimseyi cehaletle itham etmedim.Kem söz sahibine aittir.

    Ben herşeyi bilen değilim, öyle bir iddiam da yok.Çok şeyi bilen arkadaşım cahil göndermesini ilk yapan sizisiniz.

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 20 Ağustos 2008; 3:18:13 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    1 - Arkadaşın cevabında bir askeri deha göstergesi olmadığından germiş dedim. Eğer onu yeterli bir cevap olarak kabul etseydim heralde tavrım bu olmazdı. Ha yok sadece karşılığında bir şey yazılmış olması cevabı verilmiş hale getiriyorsa o zaman tartışmanın bir manası yok. Herkes iyi kötü cevap verebilir.

    1911 Trablusgarp. İtalya'ya karşı büyük direnişi organize etmesi için gönderilen birkaç subaydan biriydi. Şeyhlerin ve diğer bilimum güç odaklarının altına giren Arap halklarını çok zor şartlar altında İtalyan ordusuna karşı koymaya yöneltmiş ve büyük başarılar kazanmıştır. Trablusgarp'da yoğun direnişin ardından cephe kurmayı başaran Mustafa Kemal ve diğer subaylar bakın İtalya'yı o denli zorlamıştır ki İtalya donanması Trablusgarp'daki direnişi örgütleyen subaylarını çekmesi için Ege'de Osmanlıya ait adaları işgal etmekle tehdit etmiştir.
    1915 Çanakkale. İtilaf devletlerinin Gelibolu'ya yüklenmesi ve Osmanlı ordusunun direnmesiyle tarihe iz bırakan bir savaş gerçekleşmitir. Arıburnuna çıkarak ve Conkbayırı üzerinden geçerek Osmanlı Ordusunu çevirmeyi planlayan İtilaf devletleri, görev bölgesinin dışında olmasına rağmen kendi iradesiyle bölgeye hareket ederek düşmanın esas vurucu gücüyle karşılaşan Atatürk, askerlerine verdiği emirlerle savaşın kaderini değiştirmiştir. Çember içine alınarak yokedilecek Osmanlı ordusunun, 3yıldan daha fazla sürecek bir siper savaşı yapabilmesini sağlayan M.Kemal Atatürk'tür. Bakın bir İngiliz yazar o gün için neler yazmış: "'O genç ve dahi Türk şefinin, o esnada orada olması müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biridir.".
    1916 Muş ve Bitlis. Rus Ordularının doğudan yüklenmesiyle M.Kemal 2.Orduya bağlı bir kolorduya general olarak atanır. Muş ve Bitlisteki savaşları kazanarak Rusları püskürtür, Muş ve Bitlis'i işgalden kurtarır. Rusların, Osmanlı 2.Ordusunu yokederek tüm DoğuAnadoluyu işgal planı M.Kemal duvarına çarpmıştır.

    İtilaf devletlerine karşı girişilen Kurtuluş Savaşı'nı yeterli görmediğinizden Atatürk'ün 1.Dünya Savaşı ve öncesindeki önemli hareketlerini anlatma gereği duydum. Bunlar dışında elbette ordu içerisinde eğitim,askeri hazırlık, askeri ateşelik gibi birçok görevlerde bulunmuştur. Evet, 1981 Selanik doğumlu M.Kemal Atatürk çöllerden denizlere, ovalardan dağlara, gerilla savaşından geniş cephelere, siperlerden meydanlara kısaca bir askerin karşılaşabileceği tüm durumlara göğüs germiş ve başarılı olmuştur.


    quote:

    2 - Bir askeri dehanın gerçekleşmesi için arkanızda 100 000 tankçılı topculu ordu olması gerekmez. Gerilla savaşı ise gerilla savaşıdır. Fakat sonuçta ortada bir manevra kabiliyeti var. Tabiki kalabalık ordularda bu kabiliyet azalır. Ama kuvveti sayıda ya da silahta değil akılda ve imanda bulan adamların farkıdır bu.

    Akıllı olan az sayıda ve az silahla düşman karşısına çıkanda değil, bulunduğu imkan ve şartlarla mücadele ederek sayısını ve silahını kuvvetlendirerek düşmanı yenmek üzere karşısına çıkandır.
    Düşmana yenilmek üzere savaşmak akıl karı olan bir iş değildir.
    İman, vurup kaçıp saklanmakta ise "hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" diyerek düşman karşısında duran bir insanda iman aramamız sana göre imkansızdır elbet.

    quote:

    Sonunda yenilmiş olmalarına bakmak ise sıradan bir yaklaşımdır. ( Bence bayanlara mahsus bir yaklaşım - tabi bayanlara sıradan demiyorum ama genelde bu durum onlarda olur-)

    Şeyh Şamil'i küçümsemiyorum elbet ama sonuç olarak 40-50 kadar savaşçısıyla bir başına kalmış bir liderdir ve teslim olmuştur.
    Şeyh Şamil'in, Rusya'nın kafkaslara yolladığı bir ordusunun küçük birliklerini pusuya düşürerek verdiği mücadelede askeri deha görebildiğin halde Atatürk'ün geniş cephelerde verdiği mücadelelerdeki askeri dehayı göremiyor olmak bilmiyorum kimlere mahsus bir yaklaşımdır..

    quote:

    3 - Kuvai milliye direnişe devam etseydi bugün hala diye bir şey yok. Tarih okuyup ezberlemek ve sınav kağıtlarına dökmekten çok daha fazlası. Aslında bütün bilimler böyle fakat ülkemizde bu durumun farkında olan pek yok galiba.

    Kuvay-i Milliye direnişe devam etseydi, düşman ordusunu kovalıyarak denize dökemezdi. Bunu kabul etmek gerekir. Bunu zamanında Kuvay-i Milliyeciler de görmüşlerdir ki düzenli orduya katılımları sağlanmıştır.
    Ayrıca tarih okunacak araştırılacak bir bilimdir. Bugün oturduğunuz yerden baştan yazamazsınız umarım sizde bunun farkındasınızdır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch
    Yunan askerleri gerçek işgal gücü olmamıştır hiçbirzaman. Onlar ingilizlerin piyonuydu.
    Bugün pek çok kişinin lanet okuduğu ve tarihçi olacak insanlarında asi diye tanıttığı pek çok insan ingiliz ajanları tarafından kandırılmış aslında pekala vatan sevgisi ile hareket etmiş insanlardır. O şartlarda yapılan o hareketler yanlış olmakla birlikte adamların devlete isyan niyetinde değillerdir. Ha içlerinde yok mudur elbette vardır...

    Neden bahsediyorsunuz anlamak mümkün değil. Yunanistan 1830 yılında bağımsız olmuş bir devlettir. Türkiye topraklarına bağımsızlıklarının 89.yılında yani 1919da çıkmışlardır. Yani Osmanlı içerisindeki Yunan halkından değil, Yunanistan devletinden bahsediyoruz. Yunanistan'ı İngilizler kandırmış olabilir ancak siz devamlı olarak kendinizi kandırmaya devam ediyorsunuz. Bilgilerinizi lütfen gözden geçirin.




  • Yukarıdaki iki arkadaş. Evet ben cahil göndermesi yaptım ama bunu kabul etmenizi beklemiyorum. Kimse kabul etmez bunu bilirim.
    Neyse size bu anlattıklarınızı okuduğunuz kaynaklara bakmanızı öneriyorum. O kaynakların kimlere ait olduğuna bakmanızı öneriyorum. Sonra da o tarihi yazanlara güvenilecekse neden Avrupalı'nın Ermeni soykırımı konusunda bu tarihçileri kaale almadığını düşünmenizi istiyorum. Çok düz düşünüyorsunuz ve aynı zamanda birine duyduğunuz kör muhabbetle olaya yaklaşıyorsunuz. Çok okumak boş bir zahmettir, eğer üzerinde düşünüp yargı oluşturacak kadar kafanızı çalıştıramıyorsanız... Bunlar son yazılarımdı. Anlamak isteyen kendi anlar... Benim kimsenin kafasına birşeyi zorla sokma yetimde amacımda yok.
    "Ne kadar bilirsen bil karşındakinin anladığı kadarsın"
  • Listenin tamamına nereden ulaşabiliriz?
  • En büyük lider en iyi asker vs gibi kavramların göreli olduğu konusunda hepimiz hem fikiriz. Bu yüzden 50 küsür kıstasa göre yapılan akademik bir araştırmada, Atatürk birinci çıkmıştır. Şöyle bir düşünüldüğünde bu da normaldir çünkü ilgilendiği konular başkalarının yapmadığı kadar fazladır. Hangi komutan (o büyük askeri dehalar) savaştan sonra geometri kitabı yazmış? Açı, üçgen sözcüklerini kimlerin bulduğunu biliyor musunuz?

    Atatürk'ün yaptığı işleri galiba bir özetlemek gerekecek
    (tabi bende strese girdim nereden başlasam diye...)

    Mesela peygamberimiz de bir büyük komutandır. Oda atamız gibi okuma yazma seferberliği başlatmıştır. (yada atamızda onun gibi demek daha doğru olur)

    Hangi büyük komutan savaştığı düşmana başsağlığı mektubu göndermiştir?

    Hangi büyük komutan bir yapıyı sırf bir ağaç kesmemek için komple 2 metre kaydırmıştır? Bu da dünyada ilktir ona göre

    Atatürk asıl savaşın ekonomik başarı ile kazanılacağını belirtmiş ve savaştan sonra bu uğurda uğraşmıştır.

    Atatürk geri kalmışlığın cehaletin engellenmesi için uğraşmıştır.

    Atatürk ümmeti millet yapmak için uğraşmıştır.

    Atatürk diktatörlüğü benimsemek yerine doğru yolu herkese göstermiştir.

    g.tü b.klu bir ordu olarak tarif edilen, imkan açısından bizden üstün (arkasında ki destekten ötürü) o gıcır gıcır orduyu yenmeyi başarmıştır. Tamda o ordu "Atatürk askerine çarık istiyormuş halkından" diye kendisiyle dalga geçerken.

    Bu listede bu lider 66. olmuş. neye göre seçtiklerini tabi sorguluyor insan.



    Konuyla alakasız olarak birde şu tutum çok tutuluyor.

    Ben biliyorum siz yanlış biliyorsunuz. Neden diyincede okudukların ı kimler yazmış diyorlar. Ya sen kimin yazdıkalrını okuyosun ki benim yazdıkalrımın yanlış olduklarını düşünüyorsun? Hayır sanki KAYNAKÇA diye bir şey yok okunulan kitaplarda




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    Yukarıdaki iki arkadaş. Evet ben cahil göndermesi yaptım ama bunu kabul etmenizi beklemiyorum. Kimse kabul etmez bunu bilirim.
    Neyse size bu anlattıklarınızı okuduğunuz kaynaklara bakmanızı öneriyorum. O kaynakların kimlere ait olduğuna bakmanızı öneriyorum. Sonra da o tarihi yazanlara güvenilecekse neden Avrupalı'nın Ermeni soykırımı konusunda bu tarihçileri kaale almadığını düşünmenizi istiyorum. Çok düz düşünüyorsunuz ve aynı zamanda birine duyduğunuz kör muhabbetle olaya yaklaşıyorsunuz. Çok okumak boş bir zahmettir, eğer üzerinde düşünüp yargı oluşturacak kadar kafanızı çalıştıramıyorsanız... Bunlar son yazılarımdı. Anlamak isteyen kendi anlar... Benim kimsenin kafasına birşeyi zorla sokma yetimde amacımda yok.
    "Ne kadar bilirsen bil karşındakinin anladığı kadarsın"



    o zaman, herkese cahil derim. tutup yargı yapmaktan acizsiniz derim, kaynaklarınız güvenilir değil derim. bunlar subjektiftir fakat; tutarlılığım kendimde doğrudur derim. herkese ayar verdiğimi sanar dururum. konu dışında olsam"" derim üstüne. oh ne güzel.
    bende sana diyorum ki; Atatürk bunlardan daha zekidir. ve daha iyi bir komutandır. subjektiflik diye bir şey yoktur, her şey objektif idealardan yansır. bende sezgi yoluyla bu önermenin doğruluğunu kavradım.

    not:platon ve gazali felsefei de yaptım. süper oldu.şimdi sazanlarsınız, bu subjektiflik benim fikirlerim değil. sizin tarzınızla size gönderme yaptım.
    2.not: bunlar hoş yaklaşımlar değil..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi demonchild -- 20 Ağustos 2008; 18:04:33 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch
    "Ne kadar bilirsen bil karşındakinin anladığı kadarsın"

    Fakat siz beni hiç anlamadınız..

    Vur, kaç ve saklan yapıyorsunuz. Kafkaslarda taktik hep aynı..
  • ilk sayfada bir arkadaş 11 tane özellik yazmış.o özelliklerin hepsi kimde var.Atatürk.. ee ne tartışıyorsunuz o zaman.yabancı devletler görmek istemedikleri için 66. sıraya atmışlar
  • quote:

    Orjinalden alıntı: etusch

    Yukarıdaki iki arkadaş. Evet ben cahil göndermesi yaptım ama bunu kabul etmenizi beklemiyorum. Kimse kabul etmez bunu bilirim.
    Neyse size bu anlattıklarınızı okuduğunuz kaynaklara bakmanızı öneriyorum. O kaynakların kimlere ait olduğuna bakmanızı öneriyorum. Sonra da o tarihi yazanlara güvenilecekse neden Avrupalı'nın Ermeni soykırımı konusunda bu tarihçileri kaale almadığını düşünmenizi istiyorum. Çok düz düşünüyorsunuz ve aynı zamanda birine duyduğunuz kör muhabbetle olaya yaklaşıyorsunuz. Çok okumak boş bir zahmettir, eğer üzerinde düşünüp yargı oluşturacak kadar kafanızı çalıştıramıyorsanız... Bunlar son yazılarımdı. Anlamak isteyen kendi anlar... Benim kimsenin kafasına birşeyi zorla sokma yetimde amacımda yok.
    "Ne kadar bilirsen bil karşındakinin anladığı kadarsın"


    Farzedelim biz cahiliz, siz de aydın.Bu mu?aydınlığınız?İnsanlara hakaret etmek!!!:) Vay sizin gibi aydının haline...Ortalıkta kendini aydın,enettellektüel veya bir bilen olarak adlandıran bir çok kişi var.Önemli olan benim kendimi aydın veya cahil ilan etmem değil!Başkalarının benim hakkımdaki düşünceleridir.Diye düşünüyorum.

    Kaynaklar subjektif olabilir, objektif kaynaklara bakmak gerekliliğine inanıyorum.ama siz ne kaynak gösterdiniz mi ki? kendi haklılığınız veya bir başkasının haksızlığı konusun da?Ermeni soykırımı veya tehcir konusunda şuanda müspet bir şey yoktur.Bu konuda yapılmış detaylı bir araştırma da yoktur.Ben benim atam haklıdır demiyorum, tarafsız tarihçi veya bilim adamlarınca araştırılsın diyorum.

    Çok düz konuşuyorsunuz, kör muhabbetle yaklaşıyorsunuz!, kafanızı çalıştıramıyorsanız!gibi ifadeleriniz!!!!Hep yargı içeriyor!Bir o kadar da hakaret!Anlamak isteyen kendi anlar!:) demişsiniz!Anlatabilmeyi deneseniz?Ne?Nasıl olmuş?Neden olmuş?Kaynağınız nedir?İddianızı destekler bilimsel araştırma veya veri var mı?Yoksa siz de bizim gibi subjektif kaynaklara mı kısılı kaldınız?Kaynaklarınız hep sizi destekler mahiyette mi?Benimkiler öyle de:)

    "Ne kadar bilirsen bil anlatabildiğin kadarsın."demişsiniz .Ne kadar bilirsen bil anlattığın kadarsın diyorum bende!!!.İşletme dersin de yöneticiliğin en önemli kıstaslarından biri!Yönetiminiz altındakilerinin niteliklerini iyi bilmeniz ona göre davranmanız gereklidir ve talimatınız (açık bir şekilde) astınızın anlayabileceği şekilde olmalıdır.


    Sayın müdürüm.

    Saygılarımla,



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Massaimassai -- 21 Ağustos 2008; 0:03:27 >




  • @Massaimassai kardeş kimsenin Atatürk'ün askeri liderliğine laf attığı falan yok ama Atatürk'ün savaştığı durumla Çeçenlerin savaştığı durumu bir tutamazsınız.Atatürk elinde büyük Osmanlı İmparatorluğunun silahları,parası vardı ve ordusu vardı zaten İstiklal savaşında Türkiye verimli olan ,petrol olan , çıkarları olan bölgeleri kaybetti.Sonuçta önemli bölgelerini kaybetti.

    Şeyh Şamil 25 yıl 500 adamı ile ruslara karşı savaştı ve onları çok sefer bozguna uğrattı.Eğer Osmanlı İmparatorluğundan beklediği yardımı alsaydı Çeçenistan ya da Kafkaya çoktan bağımsızlığına kavuşmuş olurdu.Hatta şöyle bir olay anlatılır : Şeyh Şamil esir düştükten sonra ruslar izin verir ve Mekke'ye gider,buraya giderken İstanbul'a gelir ve Sultan Abdulmecid'de dahil binlerce insan İmam'ı karşılar gemiden indikten sonra İmam'ın ayağı kayar ve Abdulmecid elini uzattır.Şamil de ona der ki : "Bu eli 25 yıl bekledim" yani anlatmak istediğim bizim o zaman kaybetmemizin sebepi kardeşlerimizden,İslam aleminden yardımı alamayışımızdır.Şimdiki savaşa gelirsek bizim savaşı kaybettiğimiz söz konusu bile değil Dudayev'le başlayan 1.Çeçen Cihadı 96 yılında kazanıldı Dudayev o savaşta haince şehid edildi ama bayrağı Aslan Mashadov devraldı.Bu savaş sonunda rusya kaybettiğini kabul etti ve Çeçenistan'dan çekildi ve şartları kabul ettiler ve 4 yıl sonunda ülkede bir referandum gerçekleştirilsin halk kabul ederse bağımsız olun denildi.Tam 2000 yılında antlaşmanın 4.yılına girdiğinde rusya kendi binalarını uçurdu ve Çeçenlerin üzerine atıılar ve tekrara Çeçenistan'ı işgal ettiler ve hala savaşımız devam ediyor ve biz inanıyoruz ki bağımsızlık er ya da geç gelecektir.Çünkü Allah Kur'an da bunu vaat ediyor. "Üzülmeyin,gevşemeyin eğer inanmışsanız,üstün olacak sizlersiniz"(Al-İmran Suresi)




  • evet, Atatürk kocaman cephelerde gayette kolay savaştı. yapmayın lütfen, Atatürkün yaptığı her yönden daha üstün işte.
    "zaten İstiklal savaşında Türkiye verimli olan ,petrol olan , çıkarları olan bölgeleri kaybetti.Sonuçta önemli bölgelerini kaybetti. " şimdi bu çılgınca bir yaklaşım. elimizde ankara ve çevresi varken, buralara kadar geldik desem biraz daha açıklayıcı olur umarım.Atatürk'ten 150 tane kopyalamadık her ile göndericek. o komutanlık vasfıyla samsuna geldiğinde(çanakkale, trablusgarp başarılarını es geçmeyelim tabiki) yurt ne haldeydi. sanki Atatürk oraları savaşarak bizzat kaybetti.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.