|
Bağırsaklara zarar vermeyen akıllı antibiyotik geliştirildi
![](/static/forum/img/downicon.png)
![](/static/forum/img/upicon.png)
![](/static/forum/img/close.png)
-
-
Onay alsa bile bu tür şeyler sahaya düzgün şekilde inmiyor ki
Muadilin, muadilinin, muadili diye gide gide öyle bir fiyat skalası oluşuyor ki üretim kalitesi de malesef bu skalaya ayak uyduruyor
Ondan sonra da antibiyotikler öcü sınıfına sokuluyor
Boğazı yumruğum gibi olmuş çocuğa, ağrı kesici ve mantar şurubuyla dinlen geçer diyen doktorlar!! bile görmek zorunda kalıyoruz
Sanki direnç mekanizmasını acıdan kıvranan çocuğa antibiyotik yazmayarak kıracak
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi doruhüso -- 1 Haziran 2024; 20:32:51 >
-
İlaç firmaları onyıllardır yeni antibiyotik geliştirmiyorlardı çünkü kar marjı çok düşük. Bu yüzden antibiyotik direnci çok büyük bir sorun oluşturmaya başlamıştı. Yeni ajanların geliştirilmesi çok sevindirici haber.
-
yaklaşık 2 aydır antibiyotik kullanıyorum diş yüzünden midem allak bullak oldu.
-
Dünyadaki tüm ilaç firmalarının bakış açısı ‘’Öldürmeyin ama tamamen iyileştirmeyin’’
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Belki de milleti antibiyotige alistirdiklari için bu hastaliklar bu kadar artiyor. Bagirsakta bir tane bile yararli probiyotik birakmadiktan sonra cocugu o hastaliktan o an kurtarsan ne olacak? Vucudunda enflamasyona bağli ateşli bir iltihap sarmistir cok özel hayati durum vardir o başka mesele ancak grip olan, antibiyotik aliyor bu doğru mu?
Antibiyotiklere karsiyim. Sahsen annem babam doktor leblebi gibi antibiyotik kullanirlar. Hasta oldugumda da kullanmazdim. Bi anticilik gelişti bende, essek kadar adam olduk, halen kullanmiyorum. Özel beslenme duzenim var. Ketojenik besleniyorum. Soyle soyleleyim rüzgarda kisa kolla 5 dk kalsa bogazlari şişen bir suru is arkadasim, insan goruyorum.
Beslenme duzenim cok uzun yillardir surdurdugumden beri, birak hastaligi, antibiyotik kullanmayi, bogazimda balgam hatirlamiyorum, burnum bile akmamiştir kac senedir. Yaz kiş, tişortle takilir kişin da tisort ustu ince mont. Ne usudugumu bilirim ne de başka bir şey.
Insanlar beslenmeyi bilmedikçe, lapur lopur o haplari yutmaya devam etsinler. Arastirmalara göre, o bagirsaklardaki faydali bakterjleri probiyotikleri geberttikten sonra 2 3 sene doğal sirke doğal yogurtla beslenecek ki, mikrobiyotasi düzelsin.
Bi yaratici var mi bilmem ama herkese az çok akil duşmus kullansinlar bi zahmet.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Yeni antibiyotik şart olmuş. Hele de böyle bağırsak florasına zarar vermeyeni onay alabilir de piyasaya çıkarsa çok iyi olabilir!
Yalnız yararlı bakterilerin hepsi gram pozitif miydi onu hatırlayamadım. Yani madem ayırmak bu kadar kolaydı neden yıllarca öldürdük o yararlı bakterileri?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Haklısın, lakin;
Bu senin antibiyotik öncesi çağda (100 seneden daha eski çağlarda diyelim) hayatta kalabilen genetikteki insanlardan olduğun anlamına gelir
Annen baban ve o dediğim çocuğun ise hayatta kalamayacak genetiğe sahip olduğu anlamına gelir
Bunu antibiyotik ve dezenfektanlar sonrası hızla artan insan ömründen bile anlayabiliriz
İstediğin kadar kaliteli beslen
Bağışıklığın zayıftır, genetiğin hastalığa yatkındır
Kolayca vücudun enfekte olur ve enfekte vücut (hele hele zayıf genetikliler) desteksiz düzelmez, düzelemez. İstediğin kadar prebiyotik ver
Gripliye antibiyotik verdiler ise burda suçlu halk mı yoksa doktorlar ve özellikle eczacılar mı.
Sonuçta bu kültürü halka yerleştiren bu 2 grup, halka vahiy inmedi antibiyotik var kullan diye. Şimdi de işin goygoyunu yapıyor doktor tayfa, insan bi aynaya bakar, neyse
Beslenme ise kesinlikle önemli, dediğin gibi vücuda uyan bir beslenme ile yaşanmalı ve spordan ziyade eğimli arazilerde uzun yürüyüşler çok faydalı vücut ve yağ yakımı için
Ama dediğim insanlarda bu da çalışmaz. Çünkü genetik çöp. Doğal seleksiyon işlese 2 yaşını bile göremeyecek insanlar bunlar. Bu durumda antibiyotikrin yeri tartışılamaz. Sıkıntı muadil üretimde oluşan fiyat skalasına bağlı kalitesiz üretim. Esas bu direnci arttırıyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Antibiyotikler ekmek peynir gibi dağıtılırken pek çok insanın İBH'ye (İltihabı Bağırsak Hastalıkları) ve İBS (Huzursuz Bağırsak Sendromu) başta olmak üzere pek çok hastalığa yakalanmalarına sebep olundu.
Bu iddia edildiğinde ise reddediliyordu. Nasıl olsa insanlar, ücretli denek farelerine nisbeten ücretsizdi.
Sonra bu yanlışlarını anladılar! ve antibiyotiklere sınırlama getirildi. Lâkin iş işten geçtikten, 1000'lerce insanın hayatı karartıldıktan sonra...
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Fonksiyonel tıp doktorlarının tavsiyelerine kulak verin. Özellikle D vitamininiz olması gerekenin altındaysa sık sık hasta olma ihtimaliniz yüksek. Ben D vitaminimi düzenlediğimden bu yana bir kere dahi antibiyotiğe ihtiyaç duymadım. 6-7 senedir antibiyotiksiz gayet de rahatım. D vitamini seviyem iyi olduğu için covid'i normal grip gibi geçirdim. Şöyle bir slogan var; beslenme doğruysa ilaca gerek yok, beslenme yanlışsa ilacın faydası yok.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Akla yatkın olmayan kısımlar var siz de.
İlki, genetik handikapı olan kişiler belirli bir evrimsel süreçten geçerek bizim gibi bugünlere gelmiş insanlar. Hasta olanlar insanlığın var olduğu günün ertesinde bir seçilime maruz kalmıyor ki, zaten bugünlere birçok insandan ayrışarak geldi kaldı. Farkımız son 30-40 yılda mı çıktı yani?? Büyük bir genetik deformasyon olacağını düşünmüyorum evet bazı insanların bazı hastalıklara karşı yatkınlığı var. Kiminin kemik yapısı zayıftır kimi daha kolay hastalanabilir vs. Ancak senede 5 kez yatak döşek hasta olan adamın bana genetik zayıflığı olduğu için hasta oluyordur denmesi mantıkla bağdaşmıyor. Eskidende insanlar hasta oluyordu hatta korunma yöntemleri böyle gelişmemiş iken hayatta kalanlar bugünlere geldi. Bugün hasta olanlar da onların torunları yani bir nevi seleksiyondan geçti. Bunu kabul etmek gerek.
İnsanların ömrü uzadı doğru ancak ne kadar kaliteli yaşayarak uzadı? Yatak döşek ya da sürünerek ömürlerinin 20 sene uzaması büyük bir kazanım mı esasında? Ve ömür uzamasındaki en büyük belirgin fark "hijyen" faktöründen geçiyor. Araştırmalar bunu gösteriyor.Bundan 150 sene öncesine kadar viritük yaşam hakkında bilenenler tarih öncesi dönemle nerdeyse aynıydı. İçme suyuna kanalizasyon karışıyordu hiçbir gıdada ya da içilen suda hijyen faktörü bilinmiyordu en basiti el yıkamanın önemi bile bilinmiyordu. Sırf el yıkamak ile önlenen yüzlerce hastalık var bugün.
İnsanların çoğu bugün tehdit unsuru oluşturmayan ancak hijyenle direkt bağdaşan, sarılık, kolera, veba gibi bir döneme hatta çağa damga vurmuş hastalıklardan milyonlarcası yok oldu. Bu hastalıklardan birine 50 yaşında yakalanan biri o dömnemde elbette 70 yaşını göremezdi. Modern tıp burada çok güzel bir manipülasyon yapıyor. Sanki ilaçlarla ömür uzuyormuş gibi. Bugün ben de sağlıklı bireyim. Kan Değerlerim onu gösteriyor. Ancak koleraya ya da vebaya maruz kaldığım takdirde, antibiyotik ve çeşitli andidot ilaçlar kullanmazsam ben de hayatımı kaybederim büyük ihtimal. Atlatamam. Bilime karşı değilim antibiyotikler ve penisilin bu sebeple çok önemli. Vücüdun bertaraf edemeyeceği hastalıklarda elbette antibiyotik kullanılmalı ancak bugün bu dediğim hastalıkların kaçı kaldı?? İnsanlar antibiyotikleri soğuk algınlığı için kullanıyorlar sırf bu sektör para kazansın diye, buna karşıyım.
Bir kere hastalık bir dışavurum. Vücüt bir mekanizma ve bir sorun olduğunu, kişinin kendisine iltihapla bildiriyor. Asıl hataları, insanların hasta olmadıkları dönemde de "hasta olmadıklarını sanmaları" gerçeğini bilmemeleri. Ancak kan değerlerinde bu gerçek ortaya çıkıyor. Ve kan değerlerini çoğu insanın matematiksel bir başarı tablosu ya da sınav olarak görmesi de hataların başında gelenlerden. Kan değerlerin kötüyse ve nefes almaya devam ediyorsan bu = hastasın ama vücüdun sana hasta olduğunu bu değerlerle göstermesine rağmen sen ilaç kullanarak bu değerleri baskılama (sahte) başarıların peşinden koşuyorsun demek oluyor bu.
Ben biyonik ya da özel bir biyolojik yapıya sahip değilim. Ancak sigara içmiyor, beyaz unu hiçbir şekilde tüketmiyorsam burada bir + ya geçecek durumu baştan yaratıyorum zaten. Ben de eskiden hasta oluyordum. Senede 2-3 kez yatak döşek inlediğim çocukluk ya da 20 li yaşlarım dün gibi gözümün önünde. Bugün ise 30 lu yaşlarımı sürdürüyorum ama hasta olmayacağım nasıl olsa diye (kibirli gibi gözüken) esasında kendimden beslenme anlamında emin olduğum bir yapıya sahip olmamdan mütevellit düşüncem var. Eminliğim söz konusu. Kış vakti millet hasta olurken ben kısa kolla içliksiz gezerim soğuktan korkmam çoğu zaman. Vücudumun istediği hangi besin değerrleri ve ihtiyaçları varsa karşılıyorum çünkü virüs girse de o ortamı ona sağlamadığımdan aktif olamıyor işin özü bu.
Bağışıklık sisteminin en kilit hormonu (Vitamin D) kaç kişi D vitamininden haberdar? Kaç kişi kontrol ettiriyor? Senin mekanizmanda bir hormon ve mineral eksikliği var ise düzgün işlemez başta. Üstüne bağırsaklarında inflamasyona sebebiyet verecek gıdalarla besleniyorsundur. Benim yediğim gıdadan aldığım vitaminin vücudumda emilimi bile farklı. Kötü beslenenin farklıdır. Ben %70 emilim yapıyorsam o kişide belki emilim %20 bile değildir farz-ı misal. Bağırsaklar emilimin kilit rolünde yer almaktadır.
Çok uzatmadan, bir diğer husus modern ttıbbın ne kdar manipülatif olduğu kısmına girmek istiyorum. Modern tıp, tereyağı yeme diyor. Et zararlı kolesterol yapar diyor. Ama gdolu mısıra ya da buğdaya (una) veya şekere bir şey demiyor.
Ayda 2 litre tahin tüketen biriyim. 1 kilo tereyağı, 1 litrede zeytinyağı tüketiyorum. Ortalama olarak. Çok yüksek protein ve yağ alımım var. Karbonhidrat alımım yok denecek kadar az. Sadece işlenmemiş bitkisel karbonhidrat kullanuyorum. Modernttıbba göre kolesterolden çatlamam gerekirdi. Sabahları işe gitmeden 5 tane yumurta yerim haşlama.
Kolesterolum total 120 yi geçtiğini görmedim. Fıkra bu kadar. Tıbbın ne kadar manipülatif (gerçekleri bilip) sektöre hizmet ettiğini de fark edenlerdenim. herkes kendi seçimini kendi yapar. Köpeğimi bile beslemeyeceğim şekilde, kızartma yiyip hergün dışardan omega 6 lı yağlarla bol ekmekli, karbonhidratlı bir beslenmeyle vücudunda sürekli inflamasyona sebebiyet verip, pankreasın, karacigerin çalışma yapısını bozarak hormonal dengesizlik yaratarak, tüm kan değerleri altüst olan insanlar hiç boş yere genetiğim zayıf demesin bir de kendi beslenmesini organlarını bozdukları yetmediği gibi bir mucizeymiş gibi o ilaçları alarak sorunların semptomlarını asemptomatik hale getirerek ""aha bak iyileştim" zannediyorlar. Halbuki iyileşmeyip, halının altına süpürüyorlar.
-
Bu günlere geldiysek sağlıklı genetik nesilleriz demek biraz yanlış. Evet makro olarak sağlamız ama bağışıklık denen şey mikro seviyede canlılar
Bi 100 senedir hiçbir doğal seçilime maruz kalmıyoruz
Sezeryan sayesinde, doğum anında anne ve çocuk kaybını önledik
Hijyen sayesinde yeni doğan ölümü ve salgını önledik
Aşı sayesinde bir çok hastalığı baskıladık
Antibiyotikler vb ürünler sayesinde de: Modern tıp olmasa zaten o yaşına kadar gelemeyecek insanların daha da uzun yaşamalarını sağlıyoruz.
Bizi birincil (genel olarak) hasta eden ve antibiyotikler ile başına vurduğumuz mikropların hepsi zaten vücudumuzda bizimle beraber yaşıyorlar
Sağlıklı yaşama ve probiyotikler ile bunları sürekli baskılıyoruz faydalı bakteriler ile
Ben sıcağa hiç gelemem misal
Yazın sıcakta günlük 5-6 litre suyun altına düşeyim direkt hasta olurum ve duruma göre isal takip eder
Yani ben 100 sene önce doğsam bi yaz günü suyu az içtim, yoğurdu az yedim diye (ki yoğurdu bulup bulamayacağım muamma) 3. günün şafağına ölüydüm :)
Yani antibiyotikler sayesine yaşıyorum :)
________________-_-_-_-_-_-
Senin yaşam tarzın ne kadar bakteri/virüse maruz kalıyor
Bir çöpçü, acil doktoru, kanalizasyoncu, taş-inşaat işçisi, şöför, öğrenci-öğretmen kadar maruz kalıyor musun
Yoksa bizlere göre daha steril bir ortamda yaşadığın için mi bizim kadar hasta olmuyorsun
Ya da genetik - bağışıklık olarak bizden daha güçlü olduğun için mi şanslısın
CRISPR gen düzenleme işi insana uygulanmaya başladığında esas anlaşılacak genetiğin herşey ama herşey olduğu
Beslenme konusu haklısın
Sağlıklı yaşam haklısın
Lakin senin ulaştığın sağlıklı ortama/besine nüfüsun çoğunluğu 40 yaşından sonra ulaşmaya başlıyor
Temeli çürük yumurta, üstüne ne koyabilir o insanlar, zaten vücut çöküş evresine girmiş (birisi de ben :) )
E ne yapsın bu insanlar altın semer vur istersen ; hem genetik çöp hem de temel çöp. Mecbur kucağındayız o ilaç sektörünün :) :)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi doruhüso -- 2 Haziran 2024; 16:47:41 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
İlaç firmaları ilaç satmak için böyle güzel gelişmeleri engeller. İnsanlar ne kadar hasta olursa onlar için önemli. 5 büyük aile buna müsade etmez.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
D vitaminini nasıl öğrenebiliriz başkan ? Ayrıca değeri kaç olması lazım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Başkan ben bu tarz araştırmaları çok severim. O yüzden sordum ama yarım ya da eksik bilgileri öğrenince hiç öğrenmeyeyim diyorsun. Benim amacım kimyasal yollardan değil doğal yollardan vücudu dengeye sokabilmek. Mesela 10 sene önce antidepresan kullandım. Hemde araliksiz 2 sene boyunca kullandım. 2 sene sonunda bıraktım ama şimdiki aklım olsa hiç kullanmasaydım diyorum. Midemin öğütme ve çalışma yapısını bozdu. Ülser, gastrit, reflü başlattı. Ameliyat olmak istemiyorum. Çünkü ameliyat sonrası mide daha kötü oluyor diyenler var. Kendi kendime mide ve bagirsaklarima çeki düzen vermeye çalışıyorum. Mide ve bağırsaklarıma neler iyi gelir. Onları bulmak istiyorum. Doğal yollardan tabi.
Edit: dediğin D3 e baktım. Yuh hocam 8700 diyor fiyatına. O fiyat ne öyle. Bende 300-500 bişey sandım. Bir hastaligin var da mecbur kullanıyorsan geçmiş olsun ama keyfe keder kullanıyorsan çok ciddi para harciyorsun demektir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yapayzeka037 -- 3 Haziran 2024; 1:17:41 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Midemde H. Pylori bakterisi çok olduğundan, o bakterileri öldürmek için ağır antibiyotik kullandım. Lakin, bu antibiyotik bağırsak sağlığıma zarar verdi. Eğer, Lolamicin isimli antibiyotik insanlarda kullanılmaya başlanırsa, bayağı iyi olacağını düşünüyorum.
-
Hocam peki ülkeye ve millete zarar vermeyen Akıllı HALK ne zaman geliştirilecek?
En Beğenilen Yanıtlar
![](/static/forum/img/enbegenilen_icons/tumyanitlarigenislet.png)
Onay alsa bile bu tür şeyler sahaya düzgün şekilde inmiyor ki
Muadilin, muadilinin, muadili diye gide gide öyle bir fiyat skalası oluşuyor ki üretim kalitesi de malesef bu skalaya ayak uyduruyor Ondan sonra da antibiyotikler öcü sınıfına sokuluyor Boğazı yumruğum gibi olmuş çocuğa, ağrı kesici ve mantar şurubuyla dinlen geçer diyen doktorlar!! bile görmek zorunda kalıyoruz Sanki direnç mekanizmasını acıdan kıvranan çocuğa antibiyotik yazmayarak kıracak |
Dünyadaki tüm ilaç firmalarının bakış açısı ‘’Öldürmeyin ama tamamen iyileştirmeyin’’
|
Benzer içerikler
- whatsapp gizli mesaj
- türk telekom hat iptali e-devlet
- gif yapma
- youtube video indir
- gizli hesaplara bakma
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X