Şimdi Ara

benzinli motorların ömrü genelde kaç km dir arkadaşlar?? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
59
Cevap
1
Favori
66.127
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • MCyavuza cevaptır:
    O dizeller 3000-3500 devir yapar.www.caterpillar.com'da detayı var. istersen bakarsın.

    Ama yazımı iyi okumadığın anlaşılıyor. Yeni nesil dizeller eskilerine göre yaklaşık %50 daha fazla devir çeviriyor ama arabalar zamanlarının %10-15'ini maksiimum güç devrinde geçirir. Kalan %70'inde maksimum tork devrinde geçirir.

    yanıldığın birinci nokta bu. Motor ömür hesabı ortalama kullanım devrine göre yapılır, maksimum motor devrine göre değil. Sen benzinli arabanı sürekli 6000 devirde mi kullanıyorsun? Veya dizelin varsa sürekli 4000-4500 devirde mi kullanıyorsun. hayır dizelin varsa ortalama 1500-2500 devri arasında kullanıyorsun. Motorun zamanının %80'i bu devir aralığında geçer. Benzinlin varsa da tork tepe değerine göre 2500-4000 devir aralığında kullanıyorsun. Yani yaklaşık dizelin 2 katı devirlerde kullanıyorsun. Doğru mu?

    Yani yeni nesil, eski nesil farketmiyor. Yeni nesil dizellerin eskisine nazaran biraz daha dayanıksız üretildiğini ayrıca yazımda belirtmiştim. iyi okumadığın burdan da anlaşılıyor.

    Ama atladığın nokta şu. Yeni nesil benzinliler de daha dayanıksız imale ediliyor eskisine göre. Hem de dizllerle aynı nedenlerle:
    1. Gelişmiş ülkelerde yani pazarın büyük olduğu yerlerde otomobillerin elde tutma süresi kısaldı. otomobiller eskiden 25 yılda hurdalığa gidiyorsa şimdi 15 yılda gidiyor. Dolayısıyla daha dayanaklı motor üretmenin gerekçesi zayıfladı.
    2. Artan rekabet firmaları maliyet düşürmeye zorluyor. Bu nedenle de daha dayanıksız motor yapmaya başladılar.
    3. Yakıt ekonomisi hem hükümetlerin baskısı hem de tüketicilerin 1. numaralı önceliği olmaya başladığından beri motorları hafifletmek kaçınılmaz oldu. Bu dizeller için de geçerli benzinliler için de.
    4. 20 yıl önce benzinli motorlar ortalama 5.500 rpm redline devrine sahipken günümüzde 7000 devre kadar çıktı. Aynı süreçte benzinliler de devir kazandı. Çünkü daha fazla performans için daha büyük çap, daha kısa strok kombinasyonuna yöneldiler. 20 yıl önceki benzinli motorun çap*strok oranıyla günümüzde aynı hacimdeki motorun çap*strok oranlarını bir kıyasla, ne dediğim daha iyi anlaşılacak.
    5. Dizeller motor devrini artırdılar ama dizel yakıtındaki gelişmeler sayesinde eskiden 22:1 ortalamada olan sıkıştırma oranını 16:1 mertebesine kadar düşürmeyi başardılar. Şimdilerde ortalama 18:1. Böylece daha kısa strok kullanmak mümkün oldu. devir arttığı halde piston hızı çok değişmedi. hemen hemen aynı kaldı. Bunu eski dizellerin piston hızıyla yeni dizellerin piston hızlarını kıyaslayarak kendin de görebilirsin.
    3000 devir çeviren dizeller şimdi 4000 devir çeviriyor, doğru ama 3000 çeviren dizeller 22:1 kompresyon oranlıyken 4000 çevirenler yaklaşık 18:1 kompresyon oranına sahip. Böylece aynı devirde aynı tork için %20 daha kısa strok kullanmak mümkün oldu. Motor devri %33 artsa bile %20 daha düşük piston hızı yüzünden toplam piston hızı sadece %15 civarında arttı. Bu artışı da pistonu ağır hizmet alüminyumdan imal ederek ve/veya dökme yerine dövme materyal kullanarak pistonu ve biyel kolunu hafiflettiler.

    özetle yeni nesil dizellerle eski nesil dizelleri karşılaştırıken sadece motor devrine bakarsan bu işten pek anlamadığını düşünürüm. Tüm paramaetrelere baktığında göreceksin ki dizel piston hızı öyle düşündüğün gibi çok artmamış. İstersen bu konuda beraber hesap yapalım. Bana 1990-1995 arası bir dizel otomobilin motor özelliklerini bul, birlikte bugünkü bir dizelin piston hızıyla karşılaştıralım. bakalım ne çıkacak?

    Yani, kısaca, yeni nesil dizeller bozuluyorsa, yeni nesil benzinliler de bozuluyor.

    Birincisi, bunu niye göz ardı ediyorsun? İşine gelen veriyi kullanıp, işine gelmeyeni kullanmamak tipik şark kurnazlığıdır, bu kurnazlık tuzağına düşme.

    İkincisi, yeni nesil olsun, eski nesil olsun, tasarım özellikleri gereği dizel motorlar daha dayanıklı ve daha uzun ömürlüdür. Ve bu tasarım özellikleri çokluk mazotun yanma prosesinden gelir. mazot bu şekilde yakılmaya devam edildiği sürece dizeller daha dayanıklı olacaktır.

    Dizellerin zayıf noktası olarak algılanan ve haklarında böyle popüler bir inanç bulunan türbolar artık yavaş yavaş benzinlilerinde zayıf noktası oluyor. Bunu da gözardı etme.
    Kaldı ki, türbonun zarar görmemesi için dikkat edilmesi gereken hususları saydım. Bunlara dikkat ederseniz türbo sorun çıkarmaz.

    Bir de hangi türbonun daha çok sorun çıkarma ihtimali olduğunu temelde 2 yerden (ayrıntıda daha başka parametreler de var) anlayabilirsiniz:
    1. Türbo devri: Ne ka çok devir, o ka çok problem.
    2. Türbo basıncı: Ne ka PSI, o ka sorun.

    Bir türbonun sorun çıkarıp çıkarmayacığını şu kıstasla da anlayabilirsiniz:

    1.3 motor 100 beygir - 77 HP/lt.
    1.6 motor 110 beygir - 68/Hp/lt.
    1.9 lt motor 130 hp - 68 hp/lt.

    demek ki ilk motorda daha fazla türbo boost kullanılmış. Yani daha çok ısınacak.

    Özetle arkadaşım: Dizel motorlar, yeni olsun, eski olsun, benzinli motorlardan daha uzun ömürlüdürler. Ama bu, problem çıkardıklarında daha ucuza tamir edileceği anlamına gelmez, bilakis daha pahalıya tamir olur.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Tacox

    bmw yi hor kullanmassan 500 000 km garanti yaparsın..


    oh be yüreğime su serpttin

    demek ki daha 430 bin km daha opsiyonum var..

    senede 10 bin km yol yapsam 43 yıl daha paşalar gibi binerim ..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi altin-orfoz -- 29 Temmuz 2007; 19:06:01 >
  • 1986 merso 230 E 457 bin km yi doldurdu arac manuel şanzımanlı. Motor hala iyi durumda yağ yakmıyor. Bu aracı kullanan da yakınımda tanıdığım bir kişi. aracın yürürü sorunsuz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Balanced blue -- 29 Temmuz 2007; 19:30:31 >
  • 1897
  • quote:

    Orjinalden alıntı: King Arthur

    1897


    Özür dilerim düzelttim 1986 model olacak
    karnım ac bişi yemedim aclıkdan kafam durdu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Balanced blue -- 29 Temmuz 2007; 19:36:47 >
  • bak bu konuda katiliyorum sana hocam...

    quote:

    Orjinalden alıntı: tralles


    Ama atladığın nokta şu. Yeni nesil benzinliler de daha dayanıksız imale ediliyor eskisine göre. Hem de dizllerle aynı nedenlerle:

  • Bu konuda son bir şey daha yazayım. Türboların geleneksel olarak dizel motorlarda kullanılmasının önemli nedenleri var. Bir kere türbo ve dizel arasında iyi uyum var.

    Nedenleri:
    1. Dizel motorun egsoz gaz sıcaklığı düşük ama hacmi fazla, dolayısıyla dizel motorda daha sağlıklı bir türbo çalışma ortamı var.
    2. Dizelde gazdan ayağınızı çektiğinizde motora hava gitmeye devam ediyor ve giden hava egsozdan çıkarak türboyun hızını koruyor ve türbo gecikmesi etkisini minimize ediyor. Oysa geleneksel benzinlilerde emme manifoldundaki kelebek hava emişini kesiyor, bu da motor kompresyondayken türbo türbininin havasız kalarak yavaşlamasına yol açıyor.
    3. Dizellerin rpm bandları dar, bu yüzden türbo hızlanma zamanı çok kısa sürüyor ve türbo gecikmesi etkisi azalıyor. Ayrıca bu yüzden daha büyük türbin kullanmak mümkün hale geliyor. Bu da hızı düşürerek türbo ömrünü artırıyor.
    Daha başka sebepler de var ama uzatmamyayım çünkü başka konuya geçeceğim buradan.

    Benzinli motorlarda neden kullanılmıyordu bugüne kadar.
    1. Yukarıdaki sebepler
    2. Benzinli motorlara uygun türboların yüksek maliyeti. Türbo ile kazanılacak %25 güç artışının maliyeti motor hacmini ve devrini artışı karşılayacak oranda artırdığınızda çıkan maliyetten daha yüksek olduğu için.
    3. averaj tüketicinin performans algısı zamanla ve otoyolların artışıyla paralel olarak ancak şimdi arttığı için. Hükümetlerin motor hacimlerinine göre vergi almaya başlaması yüzünden türbonun küçük hacimde büyük performans için uygun bir seçenek oluştrduğu henüz farkedildiği için.
    Türbo uygulamasının dizele nazaran benzinli motorda daha çok komplikasyonları ve teknik güçlükleri bulunduğu için.
    4. Benzinli motor kullanım alışkanlıklarının türbo ömrünü daha çok tehdit ettiği gözlendiği için.
    5. Şimdinin mucizevii sentetik yağları geçmişte olmadığı için.
    6. Eskiden yakıt ekonomisi probleminin günümüzdeki kadar keskinliği olmadığı için.
    7. Güvenlik nedeniyle otomobilleri daha hafif yapma zorunluğu hasıl olduğu için.
    8. vs. vs.

    Yukarıdaki nedenlerle artık giderek artan sayıda benzinli otomobilde türbo görmeye başlayacağız önümüzdeki yıllarda. Buna hazırlıklı olun.

    Ayrıca geçmişteki tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Her türbo arızasına karşılık 4 veya 5 mazot pompası-enjektör arızasıyla karşılaşıyorduk. Zaten günümüzde olsun, geçmişte olsun yollardaki kamyonların kara egsoz dumanlarına bakarsanız en çok arızlanan dizel motor komponenetinin de izlerine ulaşabilirsiniz. sadece biraz gözlemci olmak, hurafeye kapılmamak bile yeter.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 29 Temmuz 2007; 20:34:40 >




  • @tralles
    Güzel bilgiler paylaşmışsın ancak tüm bu bilgilerin yanına Türkiyedeki kötü yakıt konusuna değinmemişsin.
    Birçok servisde yatan sorunlu dizel var. Birkaç servis var tanıdığım. Her gittiğimde birsürü dizel araç görüyorum
    motor yapılan. Enjektör bozulması veya mazot pompası arızası. Sorduğumda hep aynı cevabı alıyorum "kötü mazot".
    Birde bunlara ilave kötü yakıt sebebiyle oluşan tortular. Bir gerçek varki Türkiyede yakıt kötü hem dizel hem kurşunsuz.

    Yeni nesil araçlarda kötü yakıt daha deforme edici olabiliyor. Yüksek sıkıştırma oranları sebebiyle. Arasıra kırmızı ışıkta kalkarken
    etrafımdaki araçları dinliyorum. Çoğu avans vuruyor. Yakıtlar araçlarımızı ciddi anlamda yıpratıyor. Eskiden bu kadar çok avans vuruntusu
    şikayeti olmuyordu.

    Hem dünyanın en pahalı yakıtını kullanalım hemde kötü yakıt. Böyle iş olmaz olsun.....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi racerant -- 29 Temmuz 2007; 20:53:53 >




  • Konumuzla doğrudan ilgisi olmadığı için değinmedim, doğru.

    Konumuz "benzinli motorlar dizel motrlardan daha uzun ömürlüdür" iddiasıydı.

    Bu elbette ki çocukça bir iddia.

    Bir kez daha anlaşılıyor ki hurafeler, gerçek bilgiden çok daha hızlı yayılıp, çok daha kolay kabul görüyor...

    İnsanlar ellerinde hiç bir anlamlı veri olmadan, sağdan soldan duydukları iki örneğe bakarak çok kolay GENELLEME yapabiliyor ve daha acısı bunu doğru sanabiliyorlar. Kendi yaptıkları genellemelere önce kendileri inanıyorlar...

    Gelelim senin saptamana hocam.

    Zaten bence bu yanlış inanış buradan kaynaklanıyor. Yeni nesil dizellerde neden "yeni nesil mazot" kullanılması gerektiğini bir topikte uzun uzun tartışmıştık. Meraklısı detay öğrenmek isterse "EURO DİZEL Mi NORMAL DİZEL Mİ" başlıklı topiğe göz atar.

    Anladığım kadarıyla yeni nesil dizellerde normal mazot kullanmak, uzun vadede bazı sorunlara yol açabiliyor. İşte bu sorunlardan dolayı servise gelmiş dizel araçlara bakarak da insanlar bu tür yanlış kanılara kapılabiliyorlar.

    Haklısın, mazot kalitesi de benzin kalitesi de kötü çünkü rafinerilerimizin teknolojisi kötü. Uzun yıllar özelleştirilecek diye yatırım yapılmadı. Bu bir etken. Diğer etkense petrolü nerden aldığınız. Benim bildiğim - yanlışsa birileri düzeltsin - kükürdü daha yüksek petrole sahip ülkelerden daha çok petrol aldığımız. Mesela Irak petrolü böyle bir petrol. Ama Suudi Arabistan petrolü daha niyelikli olsa gerek. Bir de spot piyasalardan çok petrol alınıyor daha ucuz diye. Tabi bu durumda sürekli aynı düzeyde bir yakıt kalitesi tutturulamıyor. Alındığı ülkeye ve rafineriye göre bazen iyi çıkıyor yakıtımız, bazen de veya çoklukla kötü...

    Elbette kötü yakıtın motor üstünde olumsuz etkisi var. Ancak ,nsanların oktan oranına dikkat etmediğini de düşünüyorum. yani aracının 97 oktan kullanması gerektiği halde 2 kuruş uucuz diye sürekli 95 oktan kullanması gibi...

    Sonuçta insanların kendi hatalarından doğan arızalara itiraz etmeden katlanmaları gerekir diye düşünüyorum.

    Bu dizel de de böyle. 35.000- 45.000 YTL para verip bir dizel araba alıyor adam, sonra gidip 3 kuruş için normal mazot kullanıyor. Normal mazot da özellikle yüksek basınçlı dizel enjektörlerinde sorun yaratabilir ki bu enjektörler çok pahalı.

    İşte sanırım bu tür arızalara bakarak, böyle gerçekdışı inanışlar peydah olmuş.

    neticede tartışma şuydu ve doğrusu şudur:

    Normal koşullarda (koşullara uyarsanız) bir dizel motor bir benzinli motordan daima daha uzun ömürlüdür. Bir benzinli motor mesela teknede kullanıldığında 800 saatlik revizyon öncesi ömrü olduğu halde aynı yteknede dizelin revizyon öncesi ömrü 1500 saattir.

    Bunu otomobillere de uyarlayabilirsiniz km cinsinden. Aradaki oran 1,9




    quote:

    Orjinalden alıntı: racerant

    @tralles
    Güzel bilgiler paylaşmışsın ancak tüm bu bilgilerin yanına Türkiyedeki kötü yakıt konusuna değinmemişsin.
    Birçok servisde yatan sorunlu dizel var. Birkaç servis var tanıdığım. Her gittiğimde birsürü dizel araç görüyorum
    motor yapılan. Enjektör bozulması veya mazot pompası arızası. Sorduğumda hep aynı cevabı alıyorum "kötü mazot".
    Birde bunlara ilave kötü yakıt sebebiyle oluşan tortular. Bir gerçek varki Türkiyede yakıt kötü hem dizel hem kurşunsuz.

    Yeni nesil araçlarda kötü yakıt daha deforme edici olabiliyor. Yüksek sıkıştırma oranları sebebiyle. Arasıra kırmızı ışıkta kalkarken
    etrafımdaki araçları dinliyorum. Çoğu avans vuruyor. Yakıtlar araçlarımızı ciddi anlamda yıpratıyor. Eskiden bu kadar çok avans vuruntusu
    şikayeti olmuyordu.

    Hem dünyanın en pahalı yakıtını kullanalım hemde kötü yakıt. Böyle iş olmaz olsun.....





  • Yeni benzinli araçların ECU ları +4 / -4 oktan toleransıyla programlanıyor.

    Yani 97 oktana programlı bir araca 93 yada 101 oktan koyabilirsiniz. Benim aracım 95 oktana ayarlı
    ama bazen avans vuruntusu oluyor. Düşünün yani aldığınız yakıt -4 +4 toleransı göz önünde bulundurulduğunda
    ortaya çıkan sonuç aldığımız yakıtın 91 oktanın da altında olduğudur. O kadar kötü işte.


    Diğer yandan Common rail motorlarda Eurodizele rağmen enjektör ve yakıt pompası arızası olabiliyor. Sebep
    yakıtların kalitesi, konulan katkı vs vs vs. Zaten normal mazot common rail sistemindeki enjektörler için
    intihar. Zira normal dizel içindeki yüksek kükürt ve partiküller enjektör uçlarını deforme ediyor. Tortulardan bahsetmiyorum bile.


    Sonuçta şuraya gelmek istemiştim. Şayet dünya kadar para verip aldığımız yakıtlar daha kaliteli olsa idi inanın ister dizel ister kurşunsuz araçlarımız
    motor ömrü daha uzun olacaktı.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi racerant -- 29 Temmuz 2007; 23:18:21 >




  • Yeni nesil motorların hepsi değil ama bir kısmı knock-sensor ile donatılmış durumda. Bunu biliyorum. Ama tüm motorlar değil. Bu örneği o yüzden verdim. Knock sensorle donatılmamış çok sayıda motor var çünkü kullandıkları oktan oranı gereği gerek yok. Zaten knock sensorler her pazarda sunulmuyor. bazı pazarlarda takılırken oktan oranının yüksek olduğu diğer bazılarında takılmayabiliyor.

    Kaldı ki, motorun knock-sensorle donatılmış olması performansı korumuyor, düşürüyor eğer olması gerekenden daha düşük oktanlı benzin kullanıyorsanız.

    Çünkü knock-sensorden aldığı bilgiye göre ECU ateşleme zamanını retard ediyor. 28 derecede ateşleyecekse bunu 22-23 dereceye alıyor. geciken ateşleme detonasyonu önlüyor ama pik basınç noktasını da kaçırıyor dolayısıyla tork düşüyor.

    Yani ister knock-sensorle donatılmış olsun, isterse olmasın düşük oktanlı benzin kullanmak bir sorun.

    Ancak eurodizelle ilgili bir şikayet duymadım bugüne kadar çünkü zaten 2 yıl öncesine kadar ithal ediliyordu eurodizel, bizim rafinerilerin ürünü değildi.

    Şimdikiler bizim ama dizelde oktan sorunu olmadığına göre yeni nesil mazotun kalitesinin motorda ne hgibi sorunlara yol açtığını açıkçası bilmiyorum.

    Ancak durumun o kadar vahim olduğubu sanmıyorum. Öyle olsa hiç bir araç sorun çıkarmadan yüzbinlerce km yapamazdı.

    Yani bana göre yakıt kalitesi önemli ama kritik bir sorun değil.



    quote:

    Orjinalden alıntı: racerant

    Yeni benzinli araçların ECU ları +4 / -4 oktan toleransıyla programlanıyor.

    Yani 97 oktana programlı bir araca 93 yada 101 oktan koyabilirsiniz. Benim aracım 95 oktana ayarlı
    ama bazen avans vuruntusu oluyor. Düşünün yani aldığınız yakıt -4 +4 toleransı göz önünde bulundurulduğunda
    ortaya çıkan sonuç aldığımız yakıtın 91 oktanın da altında olduğudur. O kadar kötü işte.


    Diğer yandan Common rail motorlarda Eurodizele rağmen enjektör ve yakıt pompası arızası olabiliyor. Sebep
    yakıtların kalitesi, konulan katkı vs vs vs. Zaten normal mazot common rail sistemindeki enjektörler için
    intihar. Zira normal dizel içindeki yüksek kükürt ve partiküller enjektör uçlarını deforme ediyor. Tortulardan bahsetmiyorum bile.


    Sonuçta şuraya gelmek istemiştim. Şayet dünya kadar para verip aldığımız yakıtlar daha kaliteli olsa idi inanın ister dizel ister kurşunsuz araçlarımız
    motor ömrü daha uzun olacaktı.




  • birisi yanlış anlamış sözümü konuda o yönde uzayıp gitmiş.benim benzinli daha uzun dememin sebebi tamamen ülke koşulları ve dizel kullanmayı öğrenememiş olmamızdır.yüksek devir çevirmeye çalışmak,kalitesiz yakıt,turbo motor araç kullanmayı bilmemek gibi sebeplerden dolayı öyle dedim ben.

    sıkıştırma oranıydı bilmem neydi onlara giripte teknik olarak ikisini karşılaştırıp böyle bir iddia atmadım ortaya kaldı ki iki araç arasında tercih yapsam dizeli alırım.dizelden yanayım her zaman.

    tonlarca yük altında çalışan araçlar bile 500000 yapmış otomobil haydi haydi yapar şeklinde bir anafikri var benim mesajımın.

    bundan sonra benzinli&dizel karşılaştırmasına devam ediyosanız aynı şekilde hor kullanılan,aralarında karakter farklılığı göz önünde bulundurulmadan yüksek devirlerde kullanılan,turbonun ihtiyaç duyduğu özen gösterilmeden kullanılan,depoyu dolduran yakıtın özelliğine dikkat edilmeden kullanılmış bir benzinli bir dizel araçtan dizel daha kısa ömürlüdür diyorum.bu çocukça ve yanlış bir düşünce diye devam edin o zaman.

    dizeller çok daha hassas makinalar yapı itibarılya kullanımda daha dikkatli olmak gerekiyor(bunu okuyupta hemen yanlış anlayacak arkadaşlar için yazayım şunu yeni nesil yüksek basınçlı ve mikro incelikte enjektör deliklerine sahip,küçük hacim yüksek güç ikilisini içeren morotlardan bahsediyorum)bu motorlar oldukça hassas ve özenli kullanım ister.

    bi yakınımda e270 cdi var.(mevcut olan en dayanıklı teknolojilerden biridir cdi)enjektör arızaları nedeniyle bir sende 7 kez servise gitti araç.uzun yola çok çıkıyo ve her zaman aynı istasyondan alamıyor yakıtı.bende aha işte bak nasıl arıza yapıyomuş bi başka akrabamda 96 e 200 var daha motor arızası yapmadı diye iddalaşsam ne olacak nasıl haksız çıkarım bu örnekte acaba?

    sonuç olarak ülkemizde kimse ikinci el araç alırken 100.000 de benzinliye yaklaştıgı gibi 100000 deki dizele yaklaşmaz.çünkü o motorları hakkıyla kullanacak bilgi ve yakıt teknolojimiz yok.3 kez kötü kalitede yakıt koy dizele sonrada arkasından el salla.benzinli motor yinede bir ölçüde tölare eder durumu.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: tralles

    Bu foruma dahil olduğumdan beri olmadık acaiplikler okur oldum. İşte o acaipliklerden biri daha. Benzinli motorlar dizellerden daha uzun ömürlüymüş.

    Dur bakalım daha neler okuyacağız...


    quote:

    Orjinalden alıntı: ruge

    adam gibi kullanılan bi makine için 300-400 bin km çok değilk bence.yani en azından sınırda değil.şu açıdan bakalım olaya bizde 2004 model man çekici var.yılın 7-8 ayı motoru bile soğumuyor şu anda 320.000 de ve tıkır tıkır çalışıyor.500000 den aşağısında arıza çıkarsa bile şaşırarak bakarlar emin olun(ufak tefek şeyler ya da kötü kullanımdan doğanları kastetmiyorum)ve geneli için böyle durum 25-30 ton yükle çalışan bu makineler için 450-500 bin civarında yeni motor yapılıyosa otomobilde haydi haydi yaklaşır bu değerlere.tamam arada devir farkı var kamyonlar 3000 devire çıkmıyo bile ama otomobilde 2 ton yük bile çekmiyor.ayrıca benzinli motor her zaman daha uzun ömürlüdür.
    o yüzden 200-300 bin i çok abartmamak gerekir.kaldı ki yeni motor yaptırmak öyle herşeyi yenilemek demekte değil.aşırı bi masrafıda çıkmaz eminim.




    EVET KARDEŞ ACAİP AMA GERÇEK BENZİNLİ MOTOR DAHA UZUN ÖMÜRLÜDÜR. SBEPLERİ DİZELİN PATLAMA ANINDA PİSTONU YANAL KUVVETLE GÖMLEĞE BASTIRARAK AŞINDIRMASI BEN ZİNLİYE GÖRE 2 KAT FAZLADIR...pİSTON PİMİ EKSENDEN KAÇIKTIR DİZELİNDE BEN ZİNLİNİN DE AMA DİZELİN SIKIŞTIRMA ORANI BENZ 2 KATIDIR. SEGMAN GÖMLEK ÇABUK GİDER DİZELDE




  • Ben bunları ilk kez duyuyorum.

    1. Gazın pistonu yana bastırması ?
    2. Pin eksenden kaçık ?
    3. 2 katı kompresyon ?

    Kardeş, bana şunları bir detaylı anlatsana. kaynak da göster daha inandırıcı olur.

    Sen bunları açıklamadan ve kaynak göstermeden önce ben görüşlerimi açıklayayım. Açıklama için geciktim. Şirkette gördüm ama işim vardı. mesainin bitmesini bekledim.

    Önce 3. şıktan başlayalım.

    2 Katı kompresyon oranı var. Eskiden doğruydu. Artık değil. Yeni nesil dizellerin sıkıştırma oranı 18:1 ortalamadır, kimi dizellerde 16:1'e kadar düşer. En çok da 19:1 civarındadır. Araba speklerini okurken bi zahmet sıkıştırma oranlarına da bakıver, çağın biraz gerisinde kalmış bilgilerin, güncellemeye ihtiyacı var.
    Yeni nesil benzinliler sw ortalama 10.5:1 - 11:1 civarındadır Aradaki dark %60 civarında, 2 katı falan değil.


    Ama ağır-görev dizellerde sıkıştırma oranları hala 20:1 civarında. Zamanla onlar da düşecek 18:1 seviyelerine. Ama diyelim ki bütün dizeller benzinlilere nazaran (ki doğru değil 13:1, mertebesine çıkan benzinli motorlar var) 2 kat hatta daha fazla sıkıştırma oranına sahip olsun.

    Ama zaten bu önemli de değil, dizellerin yüksek sıkıştırma oranlı olduğunu sokaktaki çocuk bile bilir. Zaten ben yazılarımda bunu defalarca belirttim.

    Önemli olan şu: Daha yüksek sıkıştırma oranı ne anlama geliyor?

    Öncelikle bilmen gereken termal verimlilikle sıkıştırma oranı arasında lineer bir ilişkinin bulunmadığıdır. Sıkıştırma oranı 2 katına çıkınca TV 2 katına çıkmaz. Aralarındaki ilişki çok karışıktır. Dolayısıyla sıkıştırma sonrası yanma sürecinin dinamikleri benzinli motor ile dizel motor arasında çok farklıdır.

    Kaldı ki dizel motorlar, artan sıkıştırma basıncını karşılamak üzere daha kalın, daha ağır ve daha mukavim imal edilirler. Sırf bu yüzden bir dizel motor hiç bir değişiklik geçirmeden çok daha yüksek türbo basınçlarına maruz bırkalılabilir ama benzinli motorda doğrudan bunu yapamayız.

    Yani dizel değil 20:1 sıkıştırma oranına, bunun üzerine bir de türbonun gönderdiği sıkışmış havanın yanmada yarattığı basınca kolaylıkla dayanır.

    Çünkü dizel motor ağır şartlarda çalışmak üzere tasarlanır. Dolayısıyla yanma süreci sandığın gibi dizeli kısa sürede aşındıramaz.

    Başka bir unsur ise benzinli motorun nasıl termal şoklara maruz kalıp metal direncinin zayıflayabileceğinin tipik öreneğini rölanti devrinde görebilirsiniz. Bir dizeli rölanti devrinde günlerce çalıştırabilirsiniz. bana mısın demez. Ama sakın aynısnı bir benzinliyle denemeyin, motoru yakarsınız. Sadece bu örnek bile dizelin dayanıklılığının tipik ölçüsüdür.

    Ayrıca bilmediğin bir şey daha var. Dizel silindir basıncı tüm yanma boyunca sabitken, benzinlide basınç değişir hacim sabit kalır. İşte bu sürekli artan ve azalan basıncın yarattığı termal rezonans asıl motoru aşındıran şeydir. Dizel bu termal rezonansa maruz kalmazken benzinli kalır.

    Yine bilmediğin başka bir nokta, mazotun yağlayıcılık özelliği. Mazot silindir içini ve hareketli parçaları etkin bir şekilde yağlar. Ama benzinin yağlayıcılık özelliği yoktur.

    Ayrıca normal yağlama sürecinde de dizel daha farklıdır. Dizel daha çok yağ tüketir çünkü dizel motorda yanma odası cidarı sürekli ince bir yağ filmi ile kaplanır, kompresyon segmanları bu yağı sürekli aşağıya süpürür ve süpürürken de yağlanır. Bu yağ oraya piston eteğinde bulunan yağ jetleri aracılığı ile çıkar. Aynı yağ piston tacında da vardır.

    Kaldı ki dizelin lite başına beygirgücü üretimi de düşük olduğundan daha az strese maruz kalır.

    Bu listeyi daha uzatabilirim ama sıkıldım.

    Şimdi gelelim iddialarına

    Hakikaten şu piston pimi kaçıklığı nedir, dizel motorun ömrü ve dayanıklılığı ile ne ilgisi var?

    Ayrıca yanma gazları bir pistonu neden aşağı değil de yana itiyor ve nasıl?

    Hakikaten merak ettim ben bunları şimdi,

    Kardeş sen bunları bi yerde mi okudun? Okuduysan nerde okudun?

    Ben de okumak istiyorum da!..




    quote:

    Orjinalden alıntı: 1999 Siena 16 16V


    quote:

    Orjinalden alıntı: tralles

    Bu foruma dahil olduğumdan beri olmadık acaiplikler okur oldum. İşte o acaipliklerden biri daha. Benzinli motorlar dizellerden daha uzun ömürlüymüş.

    Dur bakalım daha neler okuyacağız...


    quote:

    Orjinalden alıntı: ruge

    adam gibi kullanılan bi makine için 300-400 bin km çok değilk bence.yani en azından sınırda değil.şu açıdan bakalım olaya bizde 2004 model man çekici var.yılın 7-8 ayı motoru bile soğumuyor şu anda 320.000 de ve tıkır tıkır çalışıyor.500000 den aşağısında arıza çıkarsa bile şaşırarak bakarlar emin olun(ufak tefek şeyler ya da kötü kullanımdan doğanları kastetmiyorum)ve geneli için böyle durum 25-30 ton yükle çalışan bu makineler için 450-500 bin civarında yeni motor yapılıyosa otomobilde haydi haydi yaklaşır bu değerlere.tamam arada devir farkı var kamyonlar 3000 devire çıkmıyo bile ama otomobilde 2 ton yük bile çekmiyor.ayrıca benzinli motor her zaman daha uzun ömürlüdür.
    o yüzden 200-300 bin i çok abartmamak gerekir.kaldı ki yeni motor yaptırmak öyle herşeyi yenilemek demekte değil.aşırı bi masrafıda çıkmaz eminim.




    EVET KARDEŞ ACAİP AMA GERÇEK BENZİNLİ MOTOR DAHA UZUN ÖMÜRLÜDÜR. SBEPLERİ DİZELİN PATLAMA ANINDA PİSTONU YANAL KUVVETLE GÖMLEĞE BASTIRARAK AŞINDIRMASI BEN ZİNLİYE GÖRE 2 KAT FAZLADIR...pİSTON PİMİ EKSENDEN KAÇIKTIR DİZELİNDE BEN ZİNLİNİN DE AMA DİZELİN SIKIŞTIRMA ORANI BENZ 2 KATIDIR. SEGMAN GÖMLEK ÇABUK GİDER DİZELDE




  • P*V:nRT

    kapalı bir hacimde sıkıştırılan gaz ısınır .. termal verimliliği artar

    boyle mariotte kanunu
    tralles in sıkıştırma ile termal verimlilik artmaz önermesi yanlış oluyor bu durumda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi altin-orfoz -- 30 Temmuz 2007; 21:06:17 >
  • p.MA= d.r.t
  • quote:

    Orjinalden alıntı: jeandan Type-R

    p.MA= d.r.t


    p.MA= d.r.t mikelanjolo formülü ...

    tırışkadan sıkmak için motoru sıkmak cırcır edebilir manasına geliyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi altin-orfoz -- 30 Temmuz 2007; 21:26:14 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: tralles

    Ben bunları ilk kez duyuyorum.

    1. Gazın pistonu yana bastırması ?
    2. Pin eksenden kaçık ?
    3. 2 katı kompresyon ?

    Kardeş, bana şunları bir detaylı anlatsana. kaynak da göster daha inandırıcı olur.

    Sen bunları açıklamadan ve kaynak göstermeden önce ben görüşlerimi açıklayayım. Açıklama için geciktim. Şirkette gördüm ama işim vardı. mesainin bitmesini bekledim.

    Önce 3. şıktan başlayalım.

    2 Katı kompresyon oranı var. Eskiden doğruydu. Artık değil. Yeni nesil dizellerin sıkıştırma oranı 18:1 ortalamadır, kimi dizellerde 16:1'e kadar düşer. En çok da 19:1 civarındadır. Araba speklerini okurken bi zahmet sıkıştırma oranlarına da bakıver, çağın biraz gerisinde kalmış bilgilerin, güncellemeye ihtiyacı var.
    Yeni nesil benzinliler sw ortalama 10.5:1 - 11:1 civarındadır Aradaki dark %60 civarında, 2 katı falan değil.


    Ama ağır-görev dizellerde sıkıştırma oranları hala 20:1 civarında. Zamanla onlar da düşecek 18:1 seviyelerine. Ama diyelim ki bütün dizeller benzinlilere nazaran (ki doğru değil 13:1, mertebesine çıkan benzinli motorlar var) 2 kat hatta daha fazla sıkıştırma oranına sahip olsun.

    Ama zaten bu önemli de değil, dizellerin yüksek sıkıştırma oranlı olduğunu sokaktaki çocuk bile bilir. Zaten ben yazılarımda bunu defalarca belirttim.

    Önemli olan şu: Daha yüksek sıkıştırma oranı ne anlama geliyor?

    Öncelikle bilmen gereken termal verimlilikle sıkıştırma oranı arasında lineer bir ilişkinin bulunmadığıdır. Sıkıştırma oranı 2 katına çıkınca TV 2 katına çıkmaz. Aralarındaki ilişki çok karışıktır. Dolayısıyla sıkıştırma sonrası yanma sürecinin dinamikleri benzinli motor ile dizel motor arasında çok farklıdır.

    Kaldı ki dizel motorlar, artan sıkıştırma basıncını karşılamak üzere daha kalın, daha ağır ve daha mukavim imal edilirler. Sırf bu yüzden bir dizel motor hiç bir değişiklik geçirmeden çok daha yüksek türbo basınçlarına maruz bırkalılabilir ama benzinli motorda doğrudan bunu yapamayız.

    Yani dizel değil 20:1 sıkıştırma oranına, bunun üzerine bir de türbonun gönderdiği sıkışmış havanın yanmada yarattığı basınca kolaylıkla dayanır.

    Çünkü dizel motor ağır şartlarda çalışmak üzere tasarlanır. Dolayısıyla yanma süreci sandığın gibi dizeli kısa sürede aşındıramaz.

    Başka bir unsur ise benzinli motorun nasıl termal şoklara maruz kalıp metal direncinin zayıflayabileceğinin tipik öreneğini rölanti devrinde görebilirsiniz. Bir dizeli rölanti devrinde günlerce çalıştırabilirsiniz. bana mısın demez. Ama sakın aynısnı bir benzinliyle denemeyin, motoru yakarsınız. Sadece bu örnek bile dizelin dayanıklılığının tipik ölçüsüdür.

    Ayrıca bilmediğin bir şey daha var. Dizel silindir basıncı tüm yanma boyunca sabitken, benzinlide basınç değişir hacim sabit kalır. İşte bu sürekli artan ve azalan basıncın yarattığı termal rezonans asıl motoru aşındıran şeydir. Dizel bu termal rezonansa maruz kalmazken benzinli kalır.

    Yine bilmediğin başka bir nokta, mazotun yağlayıcılık özelliği. Mazot silindir içini ve hareketli parçaları etkin bir şekilde yağlar. Ama benzinin yağlayıcılık özelliği yoktur.

    Ayrıca normal yağlama sürecinde de dizel daha farklıdır. Dizel daha çok yağ tüketir çünkü dizel motorda yanma odası cidarı sürekli ince bir yağ filmi ile kaplanır, kompresyon segmanları bu yağı sürekli aşağıya süpürür ve süpürürken de yağlanır. Bu yağ oraya piston eteğinde bulunan yağ jetleri aracılığı ile çıkar. Aynı yağ piston tacında da vardır.

    Kaldı ki dizelin lite başına beygirgücü üretimi de düşük olduğundan daha az strese maruz kalır.

    Bu listeyi daha uzatabilirim ama sıkıldım.

    Şimdi gelelim iddialarına

    Hakikaten şu piston pimi kaçıklığı nedir, dizel motorun ömrü ve dayanıklılığı ile ne ilgisi var?

    Ayrıca yanma gazları bir pistonu neden aşağı değil de yana itiyor ve nasıl?

    Hakikaten merak ettim ben bunları şimdi,

    Kardeş sen bunları bi yerde mi okudun? Okuduysan nerde okudun?

    Ben de okumak istiyorum da!..




    quote:

    Orjinalden alıntı: 1999 Siena 16 16V


    quote:

    Orjinalden alıntı: tralles

    Bu foruma dahil olduğumdan beri olmadık acaiplikler okur oldum. İşte o acaipliklerden biri daha. Benzinli motorlar dizellerden daha uzun ömürlüymüş.

    Dur bakalım daha neler okuyacağız...


    quote:

    Orjinalden alıntı: ruge

    adam gibi kullanılan bi makine için 300-400 bin km çok değilk bence.yani en azından sınırda değil.şu açıdan bakalım olaya bizde 2004 model man çekici var.yılın 7-8 ayı motoru bile soğumuyor şu anda 320.000 de ve tıkır tıkır çalışıyor.500000 den aşağısında arıza çıkarsa bile şaşırarak bakarlar emin olun(ufak tefek şeyler ya da kötü kullanımdan doğanları kastetmiyorum)ve geneli için böyle durum 25-30 ton yükle çalışan bu makineler için 450-500 bin civarında yeni motor yapılıyosa otomobilde haydi haydi yaklaşır bu değerlere.tamam arada devir farkı var kamyonlar 3000 devire çıkmıyo bile ama otomobilde 2 ton yük bile çekmiyor.ayrıca benzinli motor her zaman daha uzun ömürlüdür.
    o yüzden 200-300 bin i çok abartmamak gerekir.kaldı ki yeni motor yaptırmak öyle herşeyi yenilemek demekte değil.aşırı bi masrafıda çıkmaz eminim.




    EVET KARDEŞ ACAİP AMA GERÇEK BENZİNLİ MOTOR DAHA UZUN ÖMÜRLÜDÜR. SBEPLERİ DİZELİN PATLAMA ANINDA PİSTONU YANAL KUVVETLE GÖMLEĞE BASTIRARAK AŞINDIRMASI BEN ZİNLİYE GÖRE 2 KAT FAZLADIR...pİSTON PİMİ EKSENDEN KAÇIKTIR DİZELİNDE BEN ZİNLİNİN DE AMA DİZELİN SIKIŞTIRMA ORANI BENZ 2 KATIDIR. SEGMAN GÖMLEK ÇABUK GİDER DİZELDE




    Bu konuda OĞUZ BORATIN KİTAPLARI VAR alıp bakabilirsin...Daha bir sürü adamın da kitabı var Ünv hocası bunlar. Yağlam olayı hepsinde aynı Sanayide hurda piston çoktur bi kumpasla bile hatta gözle bile hatta kalfanın tarifiylede piston piminin eksenden kaçık old öğrenebilirsin.

    Dizeldeki sıkıştırma kaybından bahsetmişin aynı şey benz de var hesabı daha reel yap...Dizelin volümetrik verimindeki avantaj nereden geldi sanıyon yüksek şıkıştırma daha güçlü patlama elbet zararı olacak. Dizelin işletme bakım maliyetitin yüksek olması demek bişy hatırlatmalı...

    Ayrıca bu dediğim dizelin 80-100 binde biteceği anlamına gelmez.. benzinli % 30-35 daha ömürlüdür aynı yıllarda üretilmiş dizele göre tabi...

    Sanayide rektefiye yapan motor yapan herkes aynı şeyi söler... Ama sen genede Ünv hocalarına kulak ver...

    Yanal kuvvet olayı kranktan kaynaklanıyor detayları kitaplardan bak derim...

    Üç madde yazmışın ilk duydum dye çok şokoldum bunları ilk duyduysan duyacağın başka ilginç şeyler de var gibi...




  • Geçen komşumuz İveko küçük otobüsünü galeriye vermiş bi iki kişi konuşuyolardı araba iyi motoru daha yeni dye kaç dedim 650 bin dediler iyi miş dedim.......

    İyi bakılan dizel en az 500 benzinli 650-700 ü görür çle 100-de 200 de motor bittiyse şöföründe arıza vardır...
  • Sana şöyle bir örnek vereyim arkadaşım 1998 model Fiat Marea SW 1.6 motor sıfır almış olduğumuz arabayı 2002 yılında 357000 KM de saattık ve bir kez dahi motor la ilgili problem olmadı .Bakımları dışında ve geçen ay sattığımız adamla msn de görüştük inanırmısın araç 480000km olmuş ve tık yok Aracına ne kadar özen gösterirsen Km de o kadar yükselir
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.