Şimdi Ara

Bir Silkroad Hikayesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
1
Favori
1.915
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Hayatta bana en çok zevk veren oyun bu oyundur. Bir çok karakter yapılandırsamda kimi soyuldu kimini sattım ve sonunda yılda bi iki ay pvp svlerde takılarak sro hikayemi unutuyorum. niye bıraktın derseniz oyunun senaryosu tıkandığı ve joymax oyunun senaryosunu ilerletmediği için ancak ben emeğim sonucunda bir silkroad hikayesi yazıp yayınlamaya başladım. hikayeyi buradan da yayınlamaya başlayacağım. hikayedeki kimi isimleri ve yaptıkları işleri kendime göre değiştirip hikayeleştiriyorum. Bu yüzden herşey birebir oyuna göre değil belirteyim ilk giriş kısmı ile başlayalım. umarım beğenirsiniz. saygılarımla S.Ş
    hikayenin tüm hakları tarafıma aittir.

    Janganda bir barda çekik gözlü paralı asker dostlarımla beraber sake içiyorum. Üç aydır Jangandan kalkan büyük bir Kervan olmadığı için zamanım Machunun meyhanesi ve Jin Jinin yatağı arasında git gellerden oluşuyordu. Ureuchinin son baskınlarından sonra Hotan Donwhang yolunun iyice güvensizleşmesi. Jangandaki zengin tüccarların işini bozmuştu tabi benimde.
    Jangan Donwhang arasındaki günü birlik tüccarlarda da koruma için paralı askere verecek servet yoktu. Aslında Jangan Donwhang arası bile iyice sorunlu olmaya başlamıştı. Giderek artan pahalılık şehrin üzerinde aç bir akbaba gibi dönüp dolaşıyordu. Jin Jinin zengin müşterileri için ayarladığı küçük ve aşırı gizli mücevher sevkiyatları olmasa çoktan açlık bayrağını bende çekmiştim. Şehrin en güçlü duluyla yatıyor olmanın kârı ara sıra mücevher taşıyıp para kazanmaktı. İşime gelmiyorda değildi bu durum ancak General Juhonun bana diş bilemeside Jin Jin ile olan yakınlığım nedeniyleydi. Jin Jinin imparatorluk sarayı ile olan bağları olmasa çoktan kellem gitmişti. Herşeye rağmen her an boynum tehlikeydi Janganda öğrendiğim ilk şey dengelerin birgünde değişip kellelerin kopabileceğiydi. Bu yüzden yüzümü bir süreliğine unutturmak için.
    Bir kervan olsada olmasada bir şekilde Hotana dönmeyi planlıyordum.
    Henüz dört yıl önce yüce Roma ordusunda bir Primus Pilus olarak zengin ve güçlü bir adam olmanın keyfini çıkarıyordum taki Sezar öldürülüp ortalık birbirine girene değin bir Sezar taraftarı olarak benimle ilgili ilk kararları sürgündü ardından da öldürülmem emredilmişti. O günler Romada kim ve ne için öldüğünüzü bilmeden zehirlene bilirdiniz. Yanıma alabildiğim kadar altın alıp beni öldürmesi için gönderilen suikastçileri keserek kaçmıştım.
    Kaçışım ve yolum beni bu topraklara değin sürüklemeyi başarmıştı
    Hotan Donwhang ve Jangan arasında paralı asker olarak yaşayıp gidiyordum.
    Bu ülkede tüccarların zengin ailelerin saraydaki bakanların ve hatta generallerin bile paralı askerlere ihtiyacı oluyordu.
    Bu sayede üç şehirdede hem sevişecek sıcak bir beden hemde sarhoş olacak zamanım ve mekanlarım vardı.
    Machuna içtiklerimin parasını vererek dışarı çıktım güzel bir yağmurdan daha güzeli o yağmurda ıslık öttürerek yürüyebilmektir. Meyhaneler ve genelevler sokağından çıkıp Chulsanın dükkanına doğru ıslanarak yürüdüğüm sırada sokaktaki askeri hareketlilik dikkatimi çekmişti. Chulsanın dükkanına girdiğimde Yumi ile karşılaşmayı beklemiyordum.
    Yumi Jin Jini en güvendiği hizmetçisiydi mücevher sevkiyatı olacağı zaman adresi ve götürülecek mücevherleri bana Yumi getirirdi. Her zamanki gibi küçük bir iş diye düşünürken
    Yumi bana sarılarak ağlamaya başladı ne olduğunu dahi anlayamamıştım. Tam Yumiye bunları soracakken Chulsan yanımıza gelerek
    - Gitmeniz gerek Romalı hemde hemen yarım saat içinde tüm şehirde Juhonun adamları seni arayacaktır Kuzey kapısında iki atla beraber Juwo sizi bekliyor olacak.
    - Ne oldu da gidiyorum Chulsanın gecenin bu saatinde
    - Soru sorma boşuna zaman yok bu gece bu şehirde her deliğin altına bakacaklardır acele edip şehirden çıkın yeterki Yumi sana buradan çıkınca herşeyi anlatır. Gizlenerek çıkın şehirden sakın oyalanma daha fazla burada hadi Yumi ağlamayı kes çabuk gidin.
    Yuminin elinden tutarak dışarı çıktım Yumi ağlamaya devam ediyordu.
    Elimle ağzını kapatıp gözlerine bakarak sus Yumi şuradan çıkalım istediğin kadar ağla ama buradan çıkana kadar sus ölmek istemiyorum. Ve sakın ellerimi bırakma.
    Titreyerek başını salladı ve elimi sıkı sıkı tutmaya başladı.
    Meyhanelerin arka sokaklarından hızlıca yürüyerek geçiyorduk. Devriye atan kimi askerleri gördükçe Yumiyi öperek çift olduğumuzu zannetmelerini sağlıyordum. Korkudan ölmek üzere olan Yuminin tadının çileğe benzemeside güzel bir ayrıntıydı. Ölsemde güzel bir tat alarak ölmüş olacaktım.
    Kapıya vardığımızda Juwo bizi bekliyordu
    - Atlar Nerede Juwo
    - Sadece bir tane ayarlaya bildim diğerlerini seni aramak için aldılar
    - Ne oluyor bu gece Juwo ben ne yaptımda aranıyorum
    - Zamanımız yok Romalı çabuk bin şu ata ve çık Yumi sana bilmen gerekeni anlatır yolda Mihyangın evine kadar sakın durma sadece sür.
    Yumiyi arkama alarak atı koşturmaya başladım Yeoha ırmağına varıncaya değin dört nala yol aldık ırmağın kenarında durup ata su içirmeye ve biraz dinlenmesine fırsat vermek için Attan inerek Yumi ile konuşmaya başladım.
    - Anlat Yumi ne oldu
    Güzel Yumi hala ağlıyordu neredeyse ıslak gözleriyle yüzüme bakarak
    - Hanımım öldü Juho onu öldürdü
    - Nasıl niye benle alakası ne
    - Juho Ureuchi ile anlaşmış Ureuchi ile beraber imparatoru öldürmeye karar vermişler imparator Hotandan Jangana dönerken yolda Juhoya bağlı askerlerin ihanetiyle öldürülecekmiş. Dowhang Ureuchinin Jangan Juhonun olacakmış. Hanımım planlarını öğrenincede Juho onu zehirledi zaten hanımım iki gündür seni Hotana yollayıp imparatoru uyarmak için plan yapıyordu bu nedenle senide öldürecekti Juho. Bir mektup yazdı imparatora son nefesinde ne olur ne olmaz diye benimde senle gitmemi istedi. Çok korkuyorum ne yapacağız
    Allak bullak olmuştum Juhonun beni istemediğini zaten biliyordum ancak ünlü asi eski general Ureuchi nereden çıkmıştı.
    - Korkma Yumi bişey olmayacak desemde ben korkuyordum.
    Bir iki parça kurutulmuş et yiyerek ata geri bindik atı dört nala Mihyangın evine sürdüm uzaklaşmamız gerekti buradan daha hızlı bir halde Mihyangın evine en az iki saatlik yolumuz vardı…
    Romadaki kaderim peşime düşmüştü sanki…



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi winterland -- 18 Ocak 2016; 19:32:06 >
    < Bu ileti m.bolumsonucanavari.com kullanılarak atıldı >







  • Jangan ı gördüm, okumayı kestim. Çok duygulandım..
  • Ellerine sağlık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Glenn Rhee

    devamı varsa okurum

    edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=149917


    hikayenin ikinci kısmını buradan okuyabilirsiniz devamıda olacak

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Devamı varmı?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hikayede tarihsel olarak biraz yalnışlık olsa da güzel :)
  • Resimlerle ss lerle suslesen tadından yenmez oturur ağlarım bak lütfen bir pvp Serverde ss al hikayeyi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.