Şimdi Ara

Biyoteknoloji gündemin neresinde?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
449
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bilim ve teknoloji genel başlığının altında yer alan konular genellikle muhendislik ve fizik, biraz da kimya ile ilgili. Çağımızın en önemli ve en çok gündeme gelen bilim ve teknolojileri malum biyoloji ve biyoteknoloji. Ve bu forum başlığının altında biyoteknolojilerle ilgili bir konu olmaması çok garip. Kimse merak etmiyor mu yoksa kimse anlamıyorum veya pek önem mi vermiyor acaba? DH forumlarındaki ilgi alanlarını toplumun bir yansıması olarak düşünürsek bilim ve teknolojiye toplum olarak bakışımızın miyop olduğunu da söyleyebiliriz sanırım. Yorumu olan?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Biyoteknoloji, çağın çok gerek duyduğu bir alan, bu sayede tarihi çalışmalar ve bulgular elde edilebilir, bunlarla uygulamaya geçilebilir, zaten halihazırda geçilmiş, hızla gelişmekte olan bir bilim dalı. Aziz Sancar her ne kadar Kimya dalında ödül alsa da aslında Biyoteknoloji alanındaki çalışmalarıyla tanınıyordu, tabi üzerinde çalıştığı çalışmalar Kimya'ya daha yakın olarak görüldü.
  • Önem demeyelim de ilgi alanı, merak ve en çok da bilgi derinliğiyle alakalı. Şimdi örneğin benim biyoloji ve özellikle de biyoteknoloji hakkındaki bilgim sıfır sadece haberlerde konuşulan kadardır belki. Yorumlayamam, "şöyle olsaydı böyle olurdu." diyemem. Dolayısıyla neyini konuşabilirim ki. En fazla "çok iyi bir gelişme." der çıkarım, desteklediğimi göstermek için.

    Tabi sizin yazınız haber editörlerine galiba. Yoksa üyenin paşa gönlü bilir. İnsan ilgilenmediği bir alanda konuşamaz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 1 Ocak 2016; 11:32:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Önem demeyelim de ilgi alanı, merak ve en çok da bilgi derinliğiyle alakalı. Şimdi örneğin benim biyoloji ve özellikle de biyoteknoloji hakkındaki bilgim sıfır sadece haberlerde konuşulan kadardır belki. Yorumlayamam, "şöyle olsaydı böyle olurdu." diyemem. Dolayısıyla neyini konuşabilirim ki. En fazla "çok iyi bir gelişme." der çıkarım, desteklediğimi göstermek için.

    Tabi sizin yazınız haber editörlerine galiba. Yoksa üyenin paşa gönlü bilir. İnsan ilgilenmediği bir alanda konuşamaz.

    Aslında ben kişi bazında söylemedim tabi. Genel anlamda toplumu, özelde ise toplumu az çok temsil ettiğini düşündüğüm DH forumlarında konu açan arkadaşları kastettim. Yukarıdaki arkadaşın da belirttiği gibi ilk Nobel bilim ödülünü alan Türk bile biyoteknoloji alanında aldı ödülünü. Biz toplum olarak maalesef bu treni kaçıracagiz diye üzülüyorum.

    Biyoteknolojiler; nükleer, uzay, vb. bazı diğer teknolojiler gibi "satın almayız olur biter, her ülke her teknolojiyi kullanmak zorunda degil" diyecegimiz şeyler degil. Biyoteknolojilerin en büyük faydası tıp alaninda. O nedenle biz o ilacı veya şu MR makinesini satın almayalım olmuyor. Böyle olunca talebin devamli olduğu bu alanda arz olmaması dış ticaret dengesini devamlı olarak bozuyor.

    Ülkemizde biyoteknolojilere yeterli onemin verilmemesi benim gozlemlerime göre politik bir olgu. Ülkemizin yonetim/bürokrasi organlarindaki teknik kadrolar geleneksel olarak klasik mühendislik okumuş insanlardan olusuyor. O sebeple bu kişiler maalesef biyoloji ve bunun yarattığı teknolojileri tamamen ıskalıyorlar. Tüm devlet politikası da zaten bu kişilerce oluşturulduğu için iş kısır döngüye giriyor. Bu işleri bilenler iş basina getirilmiyor, bu konular da sonuç olarak gelişmiyor ülkemizde.

    Bizdeki bir diğer yanlış algı ise ilaçları, teşhis ve tedavi ekipmanlarını tıp doktorlarının geliştirdiğinin sanılması. O sebeple de tıp ile ilgili tüm yonetici pozisyonlarina tıp doktorları getiriliyor. Hekimlik elbette onların işi ama tıp biliminin gelişmesi çoğunlukla biyoloji, eczacilik, kimya ve cihaz anlamında da fizik ve çeşitli muhendislik ler sayesinde oluyor. Hekim genelde sadece bu yeni teknolojileri hastaya uygulayan kişidir. Elbette geliştirme safhasında tasarımların kullanım alanına uygun olmasına büyük katkı sağlıyorlar ama bu kişiler de genelde yurt dışındaki örnekler gibi araştırma odaklı yetişmiş hekimler oluyor (MD PhD gibi).

    Sonuç olarak tıp, tarım ve diğer alanlarda biyoteknolojiler gelişiyor, biz ise maalesef bunlara pazar olmaktan öteye gidemiyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bionic1 -- 1 Ocak 2016; 15:01:44 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kendi sorumun cevabını şu haber görünce almış oldum üzülerek.
    http://odatv.com/mob_n2.php?n=nobel-aldi-ama-duzce-universitesine-giremiyor-0101161200

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bionic1

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Önem demeyelim de ilgi alanı, merak ve en çok da bilgi derinliğiyle alakalı. Şimdi örneğin benim biyoloji ve özellikle de biyoteknoloji hakkındaki bilgim sıfır sadece haberlerde konuşulan kadardır belki. Yorumlayamam, "şöyle olsaydı böyle olurdu." diyemem. Dolayısıyla neyini konuşabilirim ki. En fazla "çok iyi bir gelişme." der çıkarım, desteklediğimi göstermek için.

    Tabi sizin yazınız haber editörlerine galiba. Yoksa üyenin paşa gönlü bilir. İnsan ilgilenmediği bir alanda konuşamaz.

    Aslında ben kişi bazında söylemedim tabi. Genel anlamda toplumu, özelde ise toplumu az çok temsil ettiğini düşündüğüm DH forumlarında konu açan arkadaşları kastettim. Yukarıdaki arkadaşın da belirttiği gibi ilk Nobel bilim ödülünü alan Türk bile biyoteknoloji alanında aldı ödülünü. Biz toplum olarak maalesef bu treni kaçıracagiz diye üzülüyorum.

    Biyoteknolojiler; nükleer, uzay, vb. bazı diğer teknolojiler gibi "satın almayız olur biter, her ülke her teknolojiyi kullanmak zorunda degil" diyecegimiz şeyler degil. Biyoteknolojilerin en büyük faydası tıp alaninda. O nedenle biz o ilacı veya şu MR makinesini satın almayalım olmuyor. Böyle olunca talebin devamli olduğu bu alanda arz olmaması dış ticaret dengesini devamlı olarak bozuyor.

    Ülkemizde biyoteknolojilere yeterli onemin verilmemesi benim gozlemlerime göre politik bir olgu. Ülkemizin yonetim/bürokrasi organlarindaki teknik kadrolar geleneksel olarak klasik mühendislik okumuş insanlardan olusuyor. O sebeple bu kişiler maalesef biyoloji ve bunun yarattığı teknolojileri tamamen ıskalıyorlar. Tüm devlet politikası da zaten bu kişilerce oluşturulduğu için iş kısır döngüye giriyor. Bu işleri bilenler iş basina getirilmiyor, bu konular da sonuç olarak gelişmiyor ülkemizde.

    Bizdeki bir diğer yanlış algı ise ilaçları, teşhis ve tedavi ekipmanlarını tıp doktorlarının geliştirdiğinin sanılması. O sebeple de tıp ile ilgili tüm yonetici pozisyonlarina tıp doktorları getiriliyor. Hekimlik elbette onların işi ama tıp biliminin gelişmesi çoğunlukla biyoloji, eczacilik, kimya ve cihaz anlamında da fizik ve çeşitli muhendislik ler sayesinde oluyor. Hekim genelde sadece bu yeni teknolojileri hastaya uygulayan kişidir. Elbette geliştirme safhasında tasarımların kullanım alanına uygun olmasına büyük katkı sağlıyorlar ama bu kişiler de genelde yurt dışındaki örnekler gibi araştırma odaklı yetişmiş hekimler oluyor (MD PhD gibi).

    Sonuç olarak tıp, tarım ve diğer alanlarda biyoteknolojiler gelişiyor, biz ise maalesef bunlara pazar olmaktan öteye gidemiyoruz.

    Haklısınız. Yani zorunluluk içeriyorsa elin oğluna sırtımızı tamamen dayamak doğru değil. Ama teknolojinin ve bilimin hemen hemen her alanında falsoyuz. Bir tek savunma sanayisinde bir şeyler yapılıyor gibi görünüyor ancak bu da siyasî bir malzeme olarak kullanıldığı için ne kadar doğru ne kadar yanlış ne kadar samimiler bilmiyorum. Dolayısıyla da adamlar yapmış diyemiyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Doğru söze ne denir ki. Aynen katılıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.