Bluray Filmlerimizi Değerlendirelim (1093. sayfa)

Plazma TV'nin görüntüsü LCD ve LED'lerden daha iyidir. Fakat yüksek elektrik sarfiyatı ve logo yanmaları yüzünden çok fazla gelişmediler. Çok kolay logo izleri kalırdı. TV seyretmek için uygun olmayan, köşesinde logo bulunmayan filmleri izlemek için tam biçilmiş kaftan bir TV idi.

Bir de CRT monitörler vardı. DVD filmlerimi hep bilgisayarda izlerdim. Casper marka DVD ROM'lu masaüstü bilgisayarım vardı. Ona koyardım DVD diskini. PowerDVD veya WinDVD programını açardım. CRT monitörde inanılmaz netlikte film izlerdim. İnsanların yüzündeki tüyler sayılırdı neredeyse. CRT monitörler gerçekten güzel gösterirdi.

Bazen başka oynatma programlarını da denerdim. XingDVD bunlardan biri. Ama en iyileri PowerDVD ve WinDVD idi.

Haberim olsa benim de alacağım 20-30 film olacaktı hocam :) Bu arada PS5 ve oled tv ile Yargıç Dredd filmininn Blu-Ray versiyonunu izledim dün akşam. Görüntü baya kötüydü, anlamadım neden böyle.

Bunlar üst seviye cihazlar hocam :) Bende ki daha düşük bir modeldi sanırım 3052'ydi.

Bilgisayara Blu-Ray oynatıcı aldığım zaman yanında Power-DVD hediye gelmişti :D Hey gidi günler. Sonra indirme işlemlerine başlayınca VLC player ve POT player yeni yoldaşlarımız olmuştu...

DVD filmler ile ilgili, çok anılarım var. VHS ve DVD film zamanlarını dolu dolu yaşadım. En ilginç anım şuydu. Çok samimi bir arkadaşım James Bond DVD filmlerinin çantalı 20 adet filmini almıştı. Ben de 2012 DVD filmini almıştım. Filmi o kadar çok beğenmiştim ki, Bluray formatı çıkınca onu da aldım.

Bir yandan da James Bond filmlerinin hastası idim. Arkadaşıma bana satsana seti dedim. Satayım dedi. Zaten neden aldım ki. TR dublaj yok. Hep TR altyazı var dedi. Altyazılı film seyretmeyi sevmezdi.

Kaç para istiyorsun dedim. Dedi ki: Sende iki tane 2012 filmi var. DVD olanı bana ver. Ben de sana James Bond setini komple vereyim dedi. Değiş tokuş yaptık. 

Merhaba

Aynı film orijinal Bluray olarak bende var. Görüntüsünde hiç bir anormallik yoktu.

Bu film 2 kere çekildi. Siz hangisini seyrettiniz. Sylvester Stallone olanı mı? Yoksa sonra çekilen Karl Urban olanı mı?

Bendeki sonra çekilen Karl Urban olanı.

Yeni versiyon hocam. Eski DVD filmler gibi görüntüsü yani netlik yok. Konuya fotoğraf eklerim eve geçince.  

ah eski günler ahhh , pc imde hala bluray yazıcım her daim göreve hazır beklemekte keza 3d bluray oynatıcımda aynı şekilde , ama boş diskler ateş pahası , eski günleri özlüyor insan , stream olayı bitirdi her şeyi

İlk DVD'li masaüstü bilgisayarımı 2001 yılında almıştım. Casper marka idi. Makinede DVD ROM vardı. DVD yazıcılar daha sonra popüler oldu. Hiç unutmuyorum. Özelliklerine girince E-IDE DVD ROM DVD 8210 yazardı.

Makinede 32 MB Ati Rage fury Rage 128 English ekran kartı vardı. 128 neyi temsil ediyordu. Bilmiyorum. 32 MB ekran kartı vardı üzerinde. Bu kartta IDCT özelliği vardı. Kanada malı gerçek ATI ekrankartı idi. Yani ATI chipsetli başka marka filan değildi. O zamanki Bilgisayar dergisi olan PC Magazin dergisi bu kart ile ilgili uzun bir yazı yazmıştı. Bu kartın en güzel özelliği lokum gibi DVD film seyrettirmesi diyordu.

Bilgisayar ile birlikte hediye gelen PowerDVD diskini kurmuştum. Gerçekten şahane bir görüntüsü vardı. Casper marka CRT monitörde izliyordum. Çok samimi bir şey söyleyeceğim. O CRT monitördeki net görüntü şu andaki TV'lerde yok. En azından DVD filmlerde o netlik alınmıyor.

Daha sonra Şirinevler'de bulunan Ekingen elektronike özel bir kablo yaptırdım. Kabloyu Ekran kartının sarı renkli kompozit çıkışına takıyordum. Diğer ucunu da TV'deki scart girişine takıyordum. Ses kartından da bir kablo çekiyordum. Filmleri salondaki 55 ekran CRT TV'de seyrediyordum.

Hey gidi günler. Seneler çok hızlı geçmiş. İnsan özlüyor o günleri. Neredeyse haftada en az iki gün AVM'lerde D&R kovalardım. Bakırköy Carousel'de üst katta kocaman Megavizyon vardı. Silme DVD film doluydu. Sirkeci'de Doğubank'ın yanında Akort DVD diye dükkan vardı. Oraya giderdim. DVD film satan siteleri takip ederdim. Özellikle DVD Turkiye diye bir site vardı. Çok sık girerdi. DVD Takas com, DVD Haber com diye sitelerde aktif yazardım. Unkapanı İMÇ 6. Bloka giderdim. Kasetçiler ve filmciler hep 6. blokta toplanmışlardı.

DVD'den önce VHS, VCD serüvenlerim var ki. O zamanlardan hiç bahsetmiyorum bile.

Hocam fena geçmişe götürdün bizi :) Yaklaşık 250 DVD'lik bir aşivim vardı ama içinde özel edisyonlar metal kutular vs. Bir dönem bilgisayarı yükseltmeye heveslendim cepteki para yetmiyor. Ben de arşivi satmıştım komple Manisa'da birine. :D

Aynısını yaptım hocam bir dönem. Hatta Subtitle Workshop diye bir program vardı altyazıları düzenlemek için. Her altyazının başına kendi arşivimin logosunu koyardım :D

DVD ile birlikte DivX diye bir şey çıktı. Yasal olup olmadığı hep tartışılırdı. DivX oynatıcı program vardı bir kaç tane. Şimdiki gibi çok değildi. Pahalı markalar başlarda yasal olmadığı için DivX desteği vermiyorlardı. Ucuz marka DVD üreten firmalar bu desteği sağlardı. DivX filmin alanı daha küçüktü ama görüntüsü DVD veya DVD'den daha iyiydi. O zamanki forumlarda bir film tavsiye ettiğinizde o film yasal medyaya basılan bir film değil ise, DivX ise genelde o mesajınız silinirdi.

Daha sonra pahalı markalar da DivX filmleri oynatabilen oynatıcılar yapmaya başladılar. Çünkü insanlardan büyük bir talep vardı.

Bir arkadaşım vardı. Bir TV kanalının sahibinin sekreteri idi. TV sahibi patron film seyretmeyi seven biri olduğu için DivX film indirtirdi. Diske kaydettirirdi. Arkadaş ta o disklerden kopyalayıp getirirdi. Filmi seyrederdim. Eğer beğendi isem o filmin DVD'sini çıktığı zaman mutlaka alırdım. Beğenmedi isem almazdım.

Şimdi elimde 600 adetten fazla DVD film, 200 adetten fazla Blu-ray film var. Hepsi bandrollu. Hepsi orijinal. Disklere kaydedilmiş 10'larca DivX film de var. Ve arkadaşın aldığı orijinal filmlerden kopyalanmış DVD filmler de var. Arkadaş ile aynı filmi almamaya özen gösterirdik.

VCD ilk çıktığı zaman masaüstü bilgisayarımda seyrediyordum. Sonra bir arkadaşım VCD oynatabilen SONY marka müzik seti aldı. Görünce dayanamadım. Ben de VCD oynatabilen AIWA marka müzik seti aldım. Öyle ki setin kendi baslı kolonlarından çıkan ses neredeyse ev sinema sistemi gibiydi o zamanlar. Müzik setini TV'ye bağlıyordum. VCD filmleri oradan seyrediyordum. VCD'nin bir kötülüğü vardı. Bir film tek diske sığmazdı. 2 disk olurdu. Hatta 140 dakikadan uzun filmler 3 disk olurdu. Biri bitince diğeri konurdu. Bu arada filmden kopardınız.

O zamanları yaşadığım için kendimi cidden şanslı sayıyorum.

Arçelik'in üç cd alabilen modeli var hala elimde :D Üç cdli filmler için biçilmiş kaftandı ki kendisi otomatik sonraki cdye geçiyordu...

Biz pazarlama şirketi olarak Sunny firmasının VCD'lerini satıyorduk. Fakat bazı cihazlarda tuhaf bir şey oluyordu. VCD cihazına koyduğunuz film komşunun TV'sinde de görünüyordu. Sinyal karışıyordu. Radyolu VCD'ler vardı. Sanırım onlarda oluyordu.

Bir keresinde bayan bir müşteri aradı. VCD videom oynatmıyor. Eleman gönderin dedi. Gönderdik. Giden elemanın yanında deneme amaçlı hatasız VCD film olurdu. Eleman kontrol etmiş. VCD oynatıyor. Tamamdır hanımefendi demiş. Kadın kabul etmemiş. Benim VCD filmlerini deneyelim demiş. Onları oynatmıyor demiş. Arkadaş film bozuktur filan demiş ama kadın kabul etmemiş.

Arkadaş kadının verdiği filmi oynatıcıya koymuş. O da ne. Porno film. Hemen kapatmış. Başka CD koymuş. Onda da porno film varmış. Kapatmış arkadaş. Kadın kapatma demiş. Biraz oynasın demiş. Arkadaşı 1 saat evde tutmuş.

Kadın bana zorla porno izletti demişti arkadaş.