Her kitap okurunun "kendisini anlatan" bir kitabı vardır, benimki Stanislaw Lem'in Yıldızların Dönüşü / Yıldızlardan Dönüş adlarıyla yayınlanan kitabıdır. Uzayda on yıl geçiren bir grup astronot dünyaya dönerler, fakat bu arada dünyada 120 yıl geçmiştir. Pilotlardan biri olan Hal Bregg'in geri döndüğü dünyada yaşadığı ilk bir yılı anlatır kitap.
Lem çok farklı tarzlarda eser vermiştir, gerçek bir teorisyendir. Wikipedia'nın Amerikan girişinde Lem için "bilimkurgu, felsefe ve satir yazarı" der; Almancasında ise Lem tanımlanırken sıralama "filozof, yazar, bilim kurgu yazarı" şeklindedir ( Almanya Polonyayla komşu olduğu için neredeyse tüm eserleri Almanca yayınlanmıştır, İngilizceye ise sınırlı sayıda eseri çevrilmiştir ). Onun hayal ve yazım gücü ile kıyaslanabilecek kimse yoktur. Asimov gibi en büyük kabul edilenlerin eserleri bile onunkilerin yanında pembe dizi ayarında kalır.
Örnek vermek gerekirse, onun "Bilimkurguda zaman yolculuğu ve ilişkili konular" başlıklı bir makalesindeki örnek hikayelerinden "makro" olanını özetleyeyim.
->> Bir bilim adamı evreni yaratan büyük patlamayı araştırmaktadır. Yaptığı hesaplar sonucunda farkeder ki, büyük patlama sırasında parçalanarak dağılan ve evreni oluşturan miktarda maddenin tam o anda, orada bulunması mümkün değildir - kısaca evren aslında borç alınmış bir madde sayesinde var olmuştur, gözlenen tüm dengesizlikler bu yüzden ortaya çıkmaktadır ve alınan borcun geri ödenmesi gerekmektedir. Bilim adamı hemen işe girişir, hesaplarına göre gereken miktarda maddeyi toplar ve zaman ve mekanda geri göndererek borcu öder. Fakat madde bu yolculuk sırasında çok fazla enerji yüklenir ve hedefe vardığı anda patlar ve büyük patlama oluşur. <<-
Lem bu örgüyü kurduktan sonra der ki: "İyi bilim kurgu ve kötü bilim kurgu arasındaki fark işte burada ortaya çıkar. Kötü bilim kurguda genç, yakışıklı ve güçlü kuvvetli bir kahraman bilim adamını ve laboratuvarını onu engellemek isteyen kötü kişilerden kurtarır, maceranın sonunda da bilim adamının kızı ile yatağa girer. İyi bilim kurguda ise hikayenin kahramanı bilim adamının kendisidir."
Lem'in eserlerinde kahramanların hangi türde olduğunu anlamışsınızdır.
Lem'e bir kaç noktadan başlangıç yapılabilir. - Eğer gülmek ve eğlenmek istiyorsanız ve mizah seviyorsanız, Gelecekbilim Kongresi'ni deneyin. Kakır kakır gülerek başlayacağınız kitap ilerleyen zamanlarda ciddileşecek, son on sayfasında ise Stephen King'e rahmet okutacak kadar dehşete düşeceksiniz. Şahsen ben o son on sayfayı okuduğum yarım saatte ( ki saatte 200 sayfa okuduğum olur ) en az on yıl yaşlandığıma yemin ederim. - Eğer masalımsı anlatımları seviyorsanız, Ölümlü Makineler ve Siberya ile başlayın. Kabaca robot diye adlandırabileceğimiz elektro-mekanik canlıların hüküm sürdüğü galaksilerde anlatılan masallarda insanlığın parodisini bulacaksınız. - Daha ciddi bir şey isterseniz, Yıldız Güncesi yada Aden'le başlayabilirsiniz. Aden aynı zamanda genetik mühendisliğinin sonunun nereye varacağını merak edenler için bir kılavuz niteliğindedir ( 1959'da yazılmasına rağmen ). - Yıldızlardan Dönüşü deneyebilirsiniz, neredeyse aynı yıl yayınlanan Solaris'in gölgesinde kalmıştır, Lem hayranları arasında benden başka kimse için özel bir yeri olduğuna dair bir şey okumadım. Kahramanımızın uykuya daldığı ana kadar en az onun kadar darmadağın olmanıza rağmen, oraya kadar bırakmadan gelebildiyseniz, sizi çok güzel bir kitap bekliyor olacak. - Solaris. Başlamak için uzak durun. Yıldızlardan Dönüşü okuduktan sonra, bulduğum ilk kitabı olduğu için almıştım. Okuması gerçek bir işkenceydi, çevirisi o kadar sinirimi bozmuştu ki, kalkıp çevirmenini aradım, buldum, çalıştığı ofise gittim, oradaki herkesin içerisinde adama fırça attım. 19 yaşındaydım, karşımdaki adam ise kırklarındaydı, üstelik Ana Brittanica ansiklopedisinin baş çevirmeni idi. Velhasıl adama "kardeşim, bakışıkça nedir ? Öykünce ne demek ? Nereden uyduruyorsun bu kelimeleri? Rezil etmişsin kitabı. Yahu bu ve benzeri kelimelere gördüğüm her sayfada ambole oldum, okuyamadım kitabı" diye daldım, oda bana "orjinali simetroid, böyle bir kelime yok İngilizcede, TDK'ya göre simetrik karşılığı bakışı, bende sonuna ça ekleyerek bakışıkça yaptım. Hele mimioid'in karşılığı olarak öykünce'yi nasıl oluşturdum birde bana sor" dedi. Adamla tartışırken bana dedi ki :" Lem'i nasıl çevirebilirsin ki? Adamın "25. yüzyılda yayınlanan kitaplar hakkında yazılan toplu eleştirileri" yazdığı bir kitabı var. Adam önce hiç yazılmamış ve yazılmayacak kitapları kurgulamış, kafasında farklı yazarlara yazdırmış, sonra her birine farklı bir eleştirmen gözüyle eleştiri yazmış."
Gerçi daha sonra yayınlanan Solaris çevirileri daha anlaşılır kelimelerle çevrilmiş, ama zaten konusu canlı bir gezegeni inceleyen bir kaç bilim adamının yaşadıkları olan bir kitap başlangıç için çok ağır kaçabilir, Lem'den soğumanıza yol açabilir, haliyle kaybınız büyük olur.
2) Fantastik kitap için ise George R.R. Martin'in Game of Thrones dizisine ilham kaynağı olan "A Song of Ice and Fire" serisini öneririm. Bende Taht Oyunlarının ilk sezonunu seyrettikten sonra kitapların varlığından haberdar oldum, okumaya başlayınca ne kadar çok şey kaçırmışım diye hayıflandım. Bestseller kitapların ortak noktası elinizden bırakamamanızdır, bunlar da öyle. Okumaya başlayınca gece gündüz durmadan, uyumadan, daldığım uykudan ayılır ayılmaz tekrar okumaya devam ettiğim kitaplardır. Eğer kitapları okumamışsanız, diziyi seyretmiş olsanız bile ilk kitaba bir şans verin derim. Farklı bir dünyada geçmesine rağmen, bu kadar etkileyici ve insanı sarsan bir seri çok zor bulunur. Gerçek bir başyapıt.
Eğer ingilizce okuyabiliyorsanız, bende hem Lem, hemde A Sonf of Ice and Fire'ın tüm kitapları epub formatında mevcut. Bana PM ile ulaşın, size indirebileceğiniz bir link vereyim.