|
Daha önce görülmemişti: İşte devasa bir kara deliğin gerçek zamanlı uyanışı
-
-
Uzaya her insan gibi cok meraklıyım ve arastırmayı da seviyorum. Karadeliklerin varlığı konusunda süphelerim var bana biraz hayali geliyor
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
1 ışık yılı yaklaşık 9,5 trilyon km imiş.
300 milyon ışık yılı kaç km yapıyor acaba hesaplayabilen var mı? :)
-
Üzerine düzinelerce makale yazılmış, googleden okuma akademik araştırma yap!
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
9,5 trilyonu sayı olarak yaz, altına da 300 milyonu sayı olarak yaz.
Akabinde 9,5 ile 3'ü çarp, 28,5 yapar.
28,5'un yanına o sayıların sıfırlarını ekle, 40 YAPAR VE MHP.
-
Biz uyandığını şimdi gördük. O uyandığında henüz dinozorlar dünyada hüküm sürüyordu.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Sonda söyleyeceğimi başta söyliyim evet üşenmedim :)).
1 ışık yılı = 9.500.000.000.000 km
İnsan beyni kıyaslama yapınca daha iyi anlıyor. Şöyle anlatayım. İstanbul-Trabzon arası 1061 km. Biz bunun 1000 km olduğunu varsayalım. 1 ışık yılı demek İstanbuldan Trabzona 4 milyar 750 milyon (4.750.000.000) kere gidip gelmek demek oluyor. 300 milyon x 4.750.000.000 yaparsak İstanbuldan Trabzon'a 1 kentilyon 425 katrilyon kez gidip gelmemiz demek oluyor. (1.425.000.000.000.000.000)
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Hahaha valla benim beyin durdu. Mesafelere bak. Allah nasıl yaratmış. İnsanın aklı hayali yetmiyor. :)
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
İşte bu noktada akıllara tek soru geliyor. "Bunların hepsi bizim için mi?"
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Çok düşünürsek sıyırırız herhalde. Çok dalmamak lazım.
Benim de aklıma gelen soru. Yalnız mıyız bu koca evrende?
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Yok ya sıyırma falan olmaz. İnsan beyni cevabını bulamayacağını anlayınca pes etmekle ünlüdür :). Dine inanırsan şöyle söyleyebilirim. Kendi çapımda yaptığım araştırmalarla Kuranda tek olmadığımız, yaratılanların en üstüde bizim olmadığımız yazılar mevcut :).
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Evrende yalnız olduğunu sanan mı var?
Gezegenlerin çoğunun malzemesi benzer, karbon bazlı yaşamın kaynağı su her yerde bolca var, evrende ki kanunlar her yerde aynı işliyor, gezegene göre değişmiyor, evrim yasasının da dünyaya özel olması için bir sebep yok, hayat uygun olan her yerde sürekli olarak başlıyor ve bitiyor.
-
Zeus'ta yaratmış olabilir.
-
Hayranlık verici
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Karadelik denilen gök cisimleri gerçekten var. İşin kötü yanı ışık bile bu cisimlerden kaçamadığı için içinde olup bitenler konusunda bir bilgimiz yok. Sadece varsayımlar ile hareket ediyoruz. Bir kaç sene evvel ilk defa bir karadeliğin olay ufkunun fotoğrafı çekilmişti. O makalelere bakabilirsiniz. Bu arada fotoğrafı çekilen gök cismi karadeliğin kendisi değil, dikkatinizi çekerim.
-
evrimciler çok güzel açıklar onlara danışmalı. :)))))
-
Genel görelilikteki karadelikler tekillikleri uyarınca hayali matematiksel varlıklar zaten. Pek çok fizikçi onlarca yıl boyunca böyle düşündü. Onlara karadelik bile demezlerdi. Esasında matematikselliğinin bir göstergesi olan - ve tek de değil birisi halledilebilir şekilde çift tekillikli olan - Schwarzschild tekillikleri derlerdi. Fizik orada çöktüğü ve ele alınan tüm bir madde içine sızılmaz şekilde sıkıştığı için felaket veya süreksizlik küreleri diyen de vardı.
Fakat doğada, astronomi gözlemlerinde hızla artan delil miktarıyla beraber genel göreliliğin kuramsal düzleminde bu şekilde tekilliklerle sonlandıracağı koşulların - gravitasyonal çöküş koşullarının - geliştiği objeler bulundu. Kütleçekimsel/yerçekimsel olarak tamamen çökmüş objelerdi bunlar ve genel görelilik çözüm ve denklemlerindeki bu ilgili matematik varlıklara karşılık düşüyorlardı.
Sovyet fizikçiler bunlara şu an olay ufku dediğimiz bir noktada zaman genliği bileşeni sonsuzluğa fırladığı için donmuş yıldızlar diyordu. Buna mukabil John Wheeler gibi Anglo Sakson Batı fizik dünyasının fizikçileri o dönemde ortalıkta gezmekte olan başka bir ismi popülerleştirdiler: Karadelikler. Fiziğin büyük bir açmazıdır hala. Karadeliklerin varlığı reddedilemez ama genel göreliliğin tasvir ettiği şekilde karadelikler - aslında karadelik merkezleri, yoksa karadelikleri öngören ve şu an için en iyi tasvir ettiği kabul edilen model genel görelilik - varolamazlar. Karadelik tekilliği (singularity) matematiksel bir soyutlama, matematiksel bir obje, bir anomali. Karadeliğin merkezinde veya içinde gravitasyonal çöküşün bir tekilliğe değil de başka bir şeye translate olduğu başka bir vaziyet mevcut.
Bu arada hepimizin Schwarzschild yarıçapı mevcut. Bu şu demek: Teoride hepimiz belirli miktar kütlemizle gravitasyonal çöküşe uğrayacak ve böylesi bir objeye indirgenecek kritik bir yarıçap sınırına sahibiz. Bu sınıra indirgendiğimizde genel göreliliğe göre bir uzay zaman tekilliğinin formasyonu kaçınılmaz oluyor. Yani teoride her şey karadelik olabilir. Pratikte ama başka kuvvetler gravitasyonal çöküşe karşı koyacağı veya balans çekeceği için bildiğimiz kadarıyla ancak kozmolojide ve astrofizikte sağlanabilen özel koşullar gerekir. Bu koşullarda bilinen hiçbir kuvvet resmen kendi ağırlığı altında ezilen maddenin sonsuz gravitasyonal çöküşüne, sonsuz serbest düşüş haline, sonsuz sıkışmasına, uzay zamanın sonsuz bükülmesine karşı koyamamakta, fizikte bir problem olarak tekilliğe vücut vermektedir. Yani karadeliklere zaten çok ekstrem olgular olarak ilk bakışta inan(a)maman ama bu sözünü ettiğim gidişata mahkum olmuş şeylerin varlığına işaret eden delillerle beraber fizik bilimi çerçevesinde bunları problemleştirmen gerekir. Tüm iyi kuramsal fizikçiler bir yerde bunlara kafa yoruyor. Hawking'in ve Bekenstein'ın çalışmalarında olduğu gibi karadelikleri çakıldıkları matematiksel çukurlardan çıkarıp tekrardan fiziğe dahil etmeye çalışıyorlar. Mesela karadeliklerin boyutuyla orantılı addettikleri sıcaklığını ve entropisini keşfediyorlar, bunlara yönelik izahlar ve denklemler ortaya koyuyorlar. İçine düşen bilginin (quantum information) - kuantum fiziğine aykırı şekilde ortadan kalkmayıp - radyasyon olarak salınabileceğine veya yüzeyine kaydedilmiş olabileceğine işaret ediyorlar. Genel göreliliğe göre sonsuza dek varolacak içinden çıkılmaz karanlık çukurlardan fazlası olduklarını, alışık olduğumuz nesnelerle ortak veya benzer yönlere sahip olduklarını gösteriyorlar.
Karadeliğin kuramsal araştırma sahası zaten çılgındır. İçlerinde kütüphaneler ve yatak odaları vardır diyen bulunmuyor ama mesela maksimal Kerr karadeliği halka şeklinde tekilliği, sonsuzluğa uzayıp giden iç uzay zaman/evren bölgeleri ve zaman yolculuğuna izin veren uzay zaman patikalarıyla (closed timelike curves) bilim kurgu filmlerini aratmayan bir kuramsal varlıktır/karadelik modelidir. Bu model bence gerçek değil ama ekstrem koşulların ekstrem ürünleri veya sonuçları olacağının, karadeliğin gravitasyon kadar kuantum dinamiklerin de işlediği merkezindeki "anormal" uzay zamansal durumların varlığının başka bir - kuramsal - göstergesidir. "Tekillik" kavramının başka bir anlamı da "kökten veya marjinal bir değişimdir/olaydır".
Bir de son olarak karadeliklerin, ışığı hapseden gravitasyonal olarak tamamen çökmüş objelerin, donmuş yıldızların, felaket kürelerinin vs artık nasıl çağırmak isterseniz varlığına inanmıyorsanız şu çılgıncasına sürüklenen zavallı yıldıza (S2) ve etraftaki diğer yıldızların nasıl hareket ettiğine dair görüntülere bir bakmanızı tavsiye ederim:
European Southern Observatory (ESO)youtubeESO’s exquisitely sensitive GRAVITY instrument has added further evidence to the long-standing assumption that a supermassive black hole lurks in the centre of the Milky Way. New observations show clumps of gas swirling around at about 30% of the speed of light on a circular orbit just outside a four million solar mass black hole — the first time material has been observed orbiting close to the point of no return, and the most detailed observations yet of material orbiting this close to a black hole. This video starts with a wide view of the Milky Way and then zooms into a visualization of data from simulations of orbital motions of gas swirling around at about 30% of the speed of light on a circular orbit around the supermassive black hole Sagittarius A*. More information and download options: http://www.eso.org/public/videos/eso1835c/ Credit: ESO/Gravity Consortium/L. Calçada/N. Risinger (skysurvey.org). Music: Johan B. Monellhttps://www.youtube.com/watch?si=IoHjyorUvclAO7GN&v=DRCD-zx5QFA&feature=youtu.beangleur48youtubeOrbite elliptique complète de l'étoile S2 autour du trou noir hypermassif (Sagittarius A) situé au centre de notre galaxie. Assemblage d'images obtenues entre 1992 et 2006 au VLT.https://www.youtube.com/shorts/k7xl_zjz0o8?si=09KCgrFOvFtOEBqRRobert CorleyyoutubeMotion of stars around Sagittarius A* - supermassive black hole at the centre of the milky wayhttps://www.youtube.com/shorts/A2jcVusR54E?si=N18tyytH9AhKZ-ydOradaki o görünmez varlığı Sagittarius A* (Sagittarius A Yıldızı) olarak biliyoruz; galaksimizin merkezindeki süper masif karadelik. Küçük durduğuna aldanmayın. Hatta bence dua etmeli ki, sakin vaziyette, aktif galaktik çekirdek (active galactic nucleus) modunda değil. Eddington limitine göre maksimum akresyonda neredeyse galaksimizin toplam parlaklığı kadar parlaklığı tek başına üretebilir! :D Bu da fotonları/ışık alanlarını bile alıkoyan karadeliklerin akresyonları ve jetleriyle kompozit halde evrendeki en parlak ve en fazla enerji yayabilen nesneler oldukları / olabilecekleri ironisidir. Hiper parlak aşırı enerjetik aktif galaktik çekirdekler kuasarlar (quasars) olarak bilinirler. Dünya koşullarında ufak bir karadelik oluşturabilseydik zaten - eğer Hawking radyasyonu ile havaya uçmazsa, Hawking'in orijinal makalesinin adı zaten Black Hole Explosions'tur - yapacağı şey hepimizi yutmaktan ziyade kabaca ifade edersek minyatür bir kuasar olarak gezegenin içindeki kütleçekim merkezi eksenine yapacağı eliptik dalma batma hareketleriyle gezegeni tahrip ederek parçalamak olacaktı. Giderek büyüyen karanlık bir kanalizasyon deliğine düşmekten ziyade parlak bir perinin Dünya'yı sismik dalgalarla ve saçtığı ışınlarla darmadağın ederek yok etmesine benzer bir görüntü olacaktı. Karadelik olay ufku ardına düşenlere bir hapishane gibi davranır doğru ve her obje gibi - kaçılabilir, istifade edilebilir, yörünge kurmada kullanılabilir, düşme eylemi gerçekleştirilebilir - gravitasyonal atraksiyon da uygular doğru ama kozmik bir süpürge veya vakum imgesi yanlıştır.
Bonus, Sagittarius A*'nın Event Horizon Telescope denilen global radyo teleskop şebekesi işbirliğinde elde edilmiş görüntüsü:
European Southern Observatory (ESO)youtubeWatch as this video sequence zooms into the black hole (Sgr A*) at the centre of our galaxy. Beginning with a broad view of the Milky Way, we dive into the dense clouds of gas and dust at our galactic centre. The stars here have been observed with ESO’s Very Large Telescope and ESO’s Very Large Telescope Interferometer for decades, the black hole’s immense gravitational pull distorting the orbits of the stars closest to it. Finally, we arrive at Sgr A*, the first image of which has been captured by the EHT collaboration. The black hole is shown by a dark central region called a shadow, surrounded by a ring of luminous gas and dust. The various observations used here were taken at different times, by different teams and with different facilities, and put together for the purpose of the zoom effect. The images go from visible wavelengths at the beginning to infrared, with the very final image being taken at radio wavelengths. Credit: ESO/L. Calçada, N. Risinger (skysurvey.org), DSS, VISTA, VVV Survey/D. Minniti DSS, Nogueras-Lara et al., Schoedel, NACO, GRAVITY Collaboration, EHT Collaboration (Music: Azul Cobalto) This video is available for download (various formats including Ultra HD) on: https://www.eso.org/public/videos/eso2208-eht-mwb/https://www.youtube.com/watch?si=3EeKRMDxbAqLzhCh&v=Zml0dZCjaFw&feature=youtu.be
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Mesafeler, boyutlar, ölçekler vs bağıl yani gözlemciye nazarla olduğu için aslında o kadar önemli değiller. Evet, kainatın idrak edilemez uçsuz bucaksızlığı ve kozmolojik ölçekler mütevazi olmayı öğretiyor, insana bu anlamda çok şey katıyor ama bir dereceye kadar da overrated bir mesele olduğunu ve algılayıcılar/gözlemciler için gerçekliğin izafi bir temelde kurulduğu vaziyetini biraz ıskalıyor. Ona bakarsak da biz bir hücre için bir evreniz veya galaksiyiz. Bir hücre de proton veya foton için başlı başına bir evren. Ölçekler çoklu bir referans çerçevesinden irdelendiğinde izafi görünüyorlar. İnsanın kozmolojik ölçeklere aklının hayalinin yetmemesini yapısal bir yetersizlik olarak varsaysan bile gene de yapı(lar) farklı referanslara vücut vererek izafi / bağıl sonuçlar üretiyor. Bir galaksi boyutunda olsaydık/olabilseydik belki galaktik ölçekleri ve mesafeleri çok daha iyi anlamaya başlayacaktık. Akademik literatür ve jargonunun parsekleriyle popüler kültürün ışık yılı ölçü birimleri o zaman tam tersi şekilde bizi çok ufak gelecekti. Zaman mekan algımız vb her şey de çok daha farklı olacaktı.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Konu biyolojideki evrim teorisi hakkında değil. Ama biyolojideki evrim teorisini reddeden ve genel anlamda uzay bilimleri dahil modern doğa ve fen bilimlerinin merkezinde duran evrim kavramını reddeden herhangi bir kimseyi aşağıdaki mesaja yönlendirebilirim. Ardından bilimin ışığında dünya görüşünün ıslah olmasını, bilim karşıtı önyargılarından ve koşullanmalarından kurtulmasını dilemek haricinde başka bir yorum yapamam.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Henüz o kadar KM yapacak araba geliştirilmedi. Yapılınca deneyecem.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
Hahaha valla benim beyin durdu. Mesafelere bak. Allah nasıl yaratmış. İnsanın aklı hayali yetmiyor. :)
|
Genel görelilikteki karadelikler tekillikleri uyarınca hayali matematiksel varlıklar zaten. Pek çok fizikçi onlarca yıl boyunca böyle düşündü. Onlara karadelik bile demezlerdi. Esasında matematikselliğinin bir göstergesi olan - ve tek de değil birisi halledilebilir şekilde çift tekillikli olan - Schwarzschild tekillikleri derlerdi. Fizik orada çöktüğü ve ele alınan tüm bir madde içine sızılmaz şekilde sıkıştığı için felaket veya süreksizlik küreleri diyen de vardı. Fakat doğada, astronomi gözlemlerinde hızla artan delil miktarıyla beraber genel göreliliğin kuramsal düzleminde bu şekilde tekilliklerle sonlandıracağı koşulların - gravitasyonal çöküş koşullarının - geliştiği objeler bulundu. Kütleçekimsel/yerçekimsel olarak tamamen çökmüş objelerdi bunlar ve genel görelilik çözüm ve denklemlerindeki bu ilgili matematik varlıklara karşılık düşüyorlardı. Sovyet fizikçiler bunlara şu an olay ufku dediğimiz bir noktada zaman genliği bileşeni sonsuzluğa fırladığı için donmuş yıldızlar diyordu. Buna mukabil John Wheeler gibi Anglo Sakson Batı fizik dünyasının fizikçileri o dönemde ortalıkta gezmekte olan başka bir ismi popülerleştirdiler: Karadelikler. Fiziğin büyük bir açmazıdır hala. Karadeliklerin varlığı reddedilemez ama genel göreliliğin tasvir ettiği şekilde karadelikler - aslında karadelik merkezleri, yoksa karadelikleri öngören ve şu an için en iyi tasvir ettiği kabul edilen model genel görelilik - varolamazlar. Karadelik tekilliği (singularity) matematiksel bir soyutlama, matematiksel bir obje, bir anomali. Karadeliğin merkezinde veya içinde gravitasyonal çöküşün bir tekilliğe değil de başka bir şeye translate olduğu başka bir vaziyet mevcut. Bu arada hepimizin Schwarzschild yarıçapı mevcut. Bu şu demek: Teoride hepimiz belirli miktar kütlemizle gravitasyonal çöküşe uğrayacak ve böylesi bir objeye indirgenecek kritik bir yarıçap sınırına sahibiz. Bu sınıra indirgendiğimizde genel göreliliğe göre bir uzay zaman tekilliğinin formasyonu kaçınılmaz oluyor. Yani teoride her şey karadelik olabilir. Pratikte ama başka kuvvetler gravitasyonal çöküşe karşı koyacağı veya balans çekeceği için bildiğimiz kadarıyla ancak kozmolojide ve astrofizikte sağlanabilen özel koşullar gerekir. Bu koşullarda bilinen hiçbir kuvvet resmen kendi ağırlığı altında ezilen maddenin sonsuz gravitasyonal çöküşüne, sonsuz serbest düşüş haline, sonsuz sıkışmasına, uzay zamanın sonsuz bükülmesine karşı koyamamakta, fizikte bir problem olarak tekilliğe vücut vermektedir. Yani karadeliklere zaten çok ekstrem olgular olarak ilk bakışta inan(a)maman ama bu sözünü ettiğim gidişata mahkum olmuş şeylerin varlığına işaret eden delillerle beraber fizik bilimi çerçevesinde bunları problemleştirmen gerekir. Tüm iyi kuramsal fizikçiler bir yerde bunlara kafa yoruyor. Hawking'in ve Bekenstein'ın çalışmalarında olduğu gibi karadelikleri çakıldıkları matematiksel çukurlardan çıkarıp tekrardan fiziğe dahil etmeye çalışıyorlar. Mesela karadeliklerin boyutuyla orantılı addettikleri sıcaklığını ve entropisini keşfediyorlar, bunlara yönelik izahlar ve denklemler ortaya koyuyorlar. İçine düşen bilginin (quantum information) - kuantum fiziğine aykırı şekilde ortadan kalkmayıp - radyasyon olarak salınabileceğine veya yüzeyine kaydedilmiş olabileceğine işaret ediyorlar. Genel göreliliğe göre sonsuza dek varolacak içinden çıkılmaz karanlık çukurlardan fazlası olduklarını, alışık olduğumuz nesnelerle ortak veya benzer yönlere sahip olduklarını gösteriyorlar. Karadeliğin kuramsal araştırma sahası zaten çılgındır. İçlerinde kütüphaneler ve yatak odaları vardır diyen bulunmuyor ama mesela maksimal Kerr karadeliği halka şeklinde tekilliği, sonsuzluğa uzayıp giden iç uzay zaman/evren bölgeleri ve zaman yolculuğuna izin veren uzay zaman patikalarıyla (closed timelike curves) bilim kurgu filmlerini aratmayan bir kuramsal varlıktır/karadelik modelidir. Bu model bence gerçek değil ama ekstrem koşulların ekstrem ürünleri veya sonuçları olacağının, karadeliğin gravitasyon kadar kuantum dinamiklerin de işlediği merkezindeki "anormal" uzay zamansal durumların varlığının başka bir - kuramsal - göstergesidir. "Tekillik" kavramının başka bir anlamı da "kökten veya marjinal bir değişimdir/olaydır". Bir de son olarak karadeliklerin, ışığı hapseden gravitasyonal olarak tamamen çökmüş objelerin, donmuş yıldızların, felaket kürelerinin vs artık nasıl çağırmak isterseniz varlığına inanmıyorsanız şu çılgıncasına sürüklenen zavallı yıldıza (S2) ve etraftaki diğer yıldızların nasıl hareket ettiğine dair görüntülere bir bakmanızı tavsiye ederim: European Southern Observatory (ESO)youtube ESO’s exquisitely sensitive GRAVITY instrument has added further evidence to the long-standing assumption that a supermassive black hole lurks in the centre of the Milky Way. New observations show clumps of gas swirling around at about 30% of the speed of light on a circular orbit just outside a four million solar mass black hole — the first time material has been observed orbiting close to the point of no return, and the most detailed observations yet of material orbiting this close to a black hole.
This video starts with a wide view of the Milky Way and then zooms into a visualization of data from simulations of orbital motions of gas swirling around at about 30% of the speed of light on a circular orbit around the supermassive black hole Sagittarius A*.
More information and download options: http://www.eso.org/public/videos/eso1835c/
Credit:
ESO/Gravity Consortium/L. Calçada/N. Risinger (skysurvey.org). Music: Johan B. Monell https://www.youtube.com/watch?si=IoHjyorUvclAO7GN&v=DRCD-zx5QFA&feature=youtu.beangleur48youtube Orbite elliptique complète de l'étoile S2 autour du trou noir hypermassif (Sagittarius A) situé au centre de notre galaxie. Assemblage d'images obtenues entre 1992 et 2006 au VLT. https://www.youtube.com/shorts/k7xl_zjz0o8?si=09KCgrFOvFtOEBqRRobert Corleyyoutube Motion of stars around Sagittarius A* - supermassive black hole at the centre of the milky way https://www.youtube.com/shorts/A2jcVusR54E?si=N18tyytH9AhKZ-ydOradaki o görünmez varlığı Sagittarius A* (Sagittarius A Yıldızı) olarak biliyoruz; galaksimizin merkezindeki süper masif karadelik. Küçük durduğuna aldanmayın. Hatta bence dua etmeli ki, sakin vaziyette, aktif galaktik çekirdek (active galactic nucleus) modunda değil. Eddington limitine göre maksimum akresyonda neredeyse galaksimizin toplam parlaklığı kadar parlaklığı tek başına üretebilir! :D Bu da fotonları/ışık alanlarını bile alıkoyan karadeliklerin akresyonları ve jetleriyle kompozit halde evrendeki en parlak ve en fazla enerji yayabilen nesneler oldukları / olabilecekleri ironisidir. Hiper parlak aşırı enerjetik aktif galaktik çekirdekler kuasarlar (quasars) olarak bilinirler. Dünya koşullarında ufak bir karadelik oluşturabilseydik zaten - eğer Hawking radyasyonu ile havaya uçmazsa, Hawking'in orijinal makalesinin adı zaten Black Hole Explosions'tur - yapacağı şey hepimizi yutmaktan ziyade kabaca ifade edersek minyatür bir kuasar olarak gezegenin içindeki kütleçekim merkezi eksenine yapacağı eliptik dalma batma hareketleriyle gezegeni tahrip ederek parçalamak olacaktı. Giderek büyüyen karanlık bir kanalizasyon deliğine düşmekten ziyade parlak bir perinin Dünya'yı sismik dalgalarla ve saçtığı ışınlarla darmadağın ederek yok etmesine benzer bir görüntü olacaktı. Karadelik olay ufku ardına düşenlere bir hapishane gibi davranır doğru ve her obje gibi - kaçılabilir, istifade edilebilir, yörünge kurmada kullanılabilir, düşme eylemi gerçekleştirilebilir - gravitasyonal atraksiyon da uygular doğru ama kozmik bir süpürge veya vakum imgesi yanlıştır. Bonus, Sagittarius A*'nın Event Horizon Telescope denilen global radyo teleskop şebekesi işbirliğinde elde edilmiş görüntüsü: European Southern Observatory (ESO)youtube Watch as this video sequence zooms into the black hole (Sgr A*) at the centre of our galaxy. Beginning with a broad view of the Milky Way, we dive into the dense clouds of gas and dust at our galactic centre. The stars here have been observed with ESO’s Very Large Telescope and ESO’s Very Large Telescope Interferometer for decades, the black hole’s immense gravitational pull distorting the orbits of the stars closest to it. Finally, we arrive at Sgr A*, the first image of which has been captured by the EHT collaboration. The black hole is shown by a dark central region called a shadow, surrounded by a ring of luminous gas and dust.
The various observations used here were taken at different times, by different teams and with different facilities, and put together for the purpose of the zoom effect. The images go from visible wavelengths at the beginning to infrared, with the very final image being taken at radio wavelengths.
Credit:
ESO/L. Calçada, N. Risinger (skysurvey.org), DSS, VISTA, VVV Survey/D. Minniti DSS, Nogueras-Lara et al., Schoedel, NACO, GRAVITY Collaboration, EHT Collaboration (Music: Azul Cobalto)
This video is available for download (various formats including Ultra HD) on: https://www.eso.org/public/videos/eso2208-eht-mwb/ https://www.youtube.com/watch?si=3EeKRMDxbAqLzhCh&v=Zml0dZCjaFw&feature=youtu.be |
9,5 trilyonu sayı olarak yaz, altına da 300 milyonu sayı olarak yaz.
Akabinde 9,5 ile 3'ü çarp, 28,5 yapar. 28,5'un yanına o sayıların sıfırlarını ekle, 40 YAPAR VE MHP. |
Benzer içerikler
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X