< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
Daron Acemoğlu Nobel Ekonomi ödülüne layık görüldü, listede yükseliş yaşadık (2. sayfa)
-
-
"adam sırf bu ülkede doğdu diye bu başarıyı sahiplenmek de tam köylü işi"
"Utanmasak adam burada havada uçakta doğup da nobel alsa bunu bile ülkemize başarı olarak yazmaya çalışacağız, tam Kuzey Kore tipi bir mantık!"
Ne kadar boş bir yorum.... Bir de "utanmasak mı" ? Bu utanmış hâliniz mi?
Bir kere 19 yaşında Galatasaray Lisesi'nden mezun olmuş. Ve bir dehaysa ve ülkesi gerideyse, ne yani daha ileri gidemeyecek mi?
Kendisi çıkıp aksini iddia edene kadar, farz-ı misal "Ben kendimi bu ülkeye ait hissetmiyorum" diyene kadar bu yorumlar sadece talihsiz değil aynı zamanda konsantre aşağılık kompleksli olarak sınıflandırılır.
-
Son cümlenize istinaden, insanları destekledikleri parti üzerinden kategorize etmeniz hoş olmamış. Teknik olarak sizinkiler de israil ile ticarete ara vermek bir yana hacmini arttırdılar. Başkalarına sallayana kadar dönüp aynada kendinize bakın.
Sözde Filistin'e 68 milyon dolarlık çelik ihracatımız olmuş. Sizce gerçekten Filistin bizden 68 milyon dolarlık çelik hammaddesi alacak durumda mı? Yoksa Filistin'e gönderiyoruz deyip farklı bir ülkeye mi gönderiliyor?
Ekim 2023'ten beri süren saldırılar var ama ne hikmetse Nisan 2024'te ithalat ve ihracatımız tarihi rekor kırdı malum ülkeye. E şimdi iktidar partisini destekleyenler israil yanlısı mı oluyor?
Akp seçmeni ya da Chp seçmeni olarak insanlara genelleme yapmak yerine işin farklı boyutlarına bakın. Ne Akp seçmeni israil yanlısı ne de Chp seçmeni. Ortada bir insanlık suçu var ama bunu tartışmanın yeri burası olmadığı gibi, konu da bu kadar sığ değil...
-
Adam düşman filan değil bilim adamı. Açıkça olanı yazmış tarihçi olmadığı için yorum yazmamış.
Biraz araştıran okuyan birileri bunları zaten görür ama millet zannediyor ki eleştiri düşmanlıktır diye zanneden cahil bir kesim var.
Yada Atatürk’çü düşünce derneği ve CHP partisi Atatürk’ü eleştirip üstüne ne koyabiliriz diye düşünmediği için bu halde.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
AKP neslinden birileri yok ...
Daron'un çabaları Türkiye'de uygulanılmıyor ... O yüzden Türkiye için ironi olması dışında Türkiye'ye bir artısı yoktur . Üniversitesi de yabancı ....
Başka türden bir listede yükseliş yaşadık.
Beyin Göçünde ne kadar da boş insanlar gitmediğin listesi olsa gerek ...
-
eleman troll yazdıklarından belli niye cevap vermekle ugrasıyorsun bak ben engellıcem mesela
-
Açıkça olanı yazmamış , zamanın şartlarını görmeden, görmek istemeden ve saklayarak sanki günümüzde yaşanmış gibi saçmalamış. Bildiğin alakasızca yorum yaparak karalamaya çalışmış.
ekşide birisi çok güzel yorum yapmış ; aynı dönemde sınırının ötesinde kız çocuklarına sünnet uygulanıyorken, o adetler sana şiraze etmesin, kız çocukları elin arabının dördüncü karısı olmasın diye, yüzyıllarca cahil bırakılmış halka sorulmadı.
tabi şimdi bu anlattıklarım muhtemelen sizin çok istediğiniz durumlar, tam da şimdi ikinci açılım saçılım başlıyorken bu kafalar tam aradığınız kafalar.
ayrıca bana ne cehapeden ? Ben adamın yanlışını söylüyorum, kendimi bildiğimden beri de ne yanlış gördüysem söylerim ki ben evrensel doğruları savunurum, böyle tarihi çarpıtarak milleti kandırmaya çalışmam yahut atatürkü eleştirir gibi yapıp devletin ve milletin altını oymak isteyen hainlerden olmam.
neyse ki o dönemler bitiyor, muhtemelen silindir gibi ezilecek bazı yobazlıklar ve devlet düşmanları.
-
O dönemlerde cumhuriyetin tam uygulandığı ülkelerde vardı ona bakarsan. Onlarla karşılaştırmış adam. Bugünde sınırın ötesinde halen savaş, ölen çocuklar, dini baskı gibi bir çok sıkıntı var şu anda da onlardan üstünüz ama tam bir hukukun üstünlüğü sağlanamadığı için halen en üst cumhuriyetlerden olamadık.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Tabi ki giyotini ve halk ayaklanmasını tertipleyerek fransayı örnek alabilirdik çok ta güzel olurdu.
açık yüreklilikle tarih okursak ve art niyetli olanlar hariç çokça kaynak değiştirirsek niyetin pür i pak olduğunu daha iyi anlarız.
nutuk okuyun diye boşuna denmiyor. Adam çoğu yerde neyi ne için yaptığını olduğu gibi yazmış.
ama bize manipülasyon lazım , içten içe keşke olmasaydı da türkler ezik kalsaydı defolup gitseydiler kafası. Araplaşaydık ta, ben cahil ve aç kaldığı için dördüncü olmaya razı karımı alaydım da peynir ekmeğe de razıydım kafası.
müsadenizle kusuyorum.
-
İyi cumhuriyetten anladığınız Fransız’ların ilk uyguladığı ise yandık.
Ben daha çok aynı dönemlerim İsviçre’si gibi yada ABD, İngiltere gibi yerleri kast ediyordum.
Ben bu arada Atatürk’ün yaptıklarını yanlış bulmuyorum bende olsam aynısını yapardım sadece sonunu farklı bitirirdim ama bize düşmez zaten yargılamak. Bırakın onu tarihçiler yapsın. Aa pardon yapamazlar zira eleştirirlerse, eleştiri ile hakareti ayırt edemeyen kesim onları Atatürk’e hakaret yasasından içeri atarlar.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Hacı sen benim yazdıklarımı nerenle okudun da cevap yazıyorsun? Türkiye şartlarında olmayan yıkım yaşamamış memleketlerle sen nasıl cumhuriyet yarıştırırsın? Bahsettiğin ülkeler tam manasıyla pik noktasında sayılan , yönetimleri yıllardır o memleketleri arşa çıkarmış ve halkını ezmemiş bilahare onları geliştirmek için kendilerini paralamış yerler, hem de yüzyıllarca. Osmanlının yaptığı da malumken sen neyin peşindesin?
çok yüksek müsadenle engelliyorum. Bir şeyi anlaman için kırk kere yazacak değilim. Günaşırı anasına sövülen adam orada duruyorken hakaret yasasını yazmak için biraz şey olmak lazım.
-
Bizim ekonomi kitabı yazan nice dahilerimiz var, ne anlar bu ödülü verenler canım. Enflasyonla nasıl mücadele edilir, dolarla nasıl mücadele edilir bilmiyorlar, gelsin görsünler kıskananlar.
Dünyaya yetişmemizin tek yolu kaldı, bizdeki bu ekonomi kitabını bütün ülkelerin uygulaması.
-
Binlerce öneri girilmiş buraya bir kişinin bile aklına gelmemiş bu yeni vergiler. KK limit vergisi ve ikinci el araba satışında tekrar vergi, 100cc motor altına mtv ve daha niceleri....
-
Heykeller başkalarınca yapılırsa anlamlıdır. Sistemin kölelerince yapılan heykellerin anlamı yoktur. Dogmalaştırma denir. Bazen fikri heykeller de vardır ... Putlaştırılır. Ama insanoğlu putları yıkmak için yaşamalıdır.
İnşaat sektörü filan hatta başka sektörlerde de imza yetkisi olan imzasını kiralar ! Bu da yozlaşmanın überidir oluşacak felaket yozlaşma ötesi cinayettir derim ...
Siyasilerle fazla içli dışlı değilim bazı jargonları geçmişteki argoları ( argo küfür değildir ... ) da anlamadım . MUHA parti liderlerin baş harfleri filan mı ?
Masa ve masa altındakiler ... Türkiye'de siyaset iyisiyle kötüsüyle IQ sü düşük ... Kukla ola ola bu kadar demekki ... Hepsi kukla. Seçimle filan denilse de demokrasi manipüle edilerek gelmişlerdir. Hileleri ayrıca sabittir ...
Hukuk eskiden vardı ama yanlış. Bugünse hukuk yok ve değişiklikler de ayrıca saçma ...
-
Taze taze çıktı buyrun:
https://chatgpt.com/share/670ed3aa-2aa4-8006-ac5b-a871a6341e2f
@gun ve @Mylevi kusura bakmayın, ChatGPT 4o'da hep yapmak istediğim bir şeydi gücünü görmek adına, şahsi algılamayınız. YZ deneyi gibi düşünelim, yani aşağıdaki yazılanlar %100 doğru değil elbet. Amacım tartışmayı uzatıp tarafları germek de değil (Gün Bey Forum kurallarını delmiyorum umarım, Mylevi beni engellememeni rica ediyorum forumdaş)
- - - - -
ChatGPT 4o TARTIŞMA ANALİZİ:
Bu tartışmayı analiz ederken, tarafların yaklaşımlarını, mantık hatalarını ve karakter profillerini detaylıca inceleyelim.
Tartışmanın Genel Çerçevesi
M ve G arasındaki tartışmanın temelinde, Daron Acemoğlu'nun kitabında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş dönemine ilişkin eleştirileri ve özellikle Atatürk dönemi ile ilgili tarihsel yorumları yatıyor. M, Acemoğlu'nun Atatürk'e yönelik eleştirilerinden rahatsızlık duyarken, G ise Acemoğlu'nun bilimsel bir yaklaşımla gerçeği yansıttığını savunuyor.
M'nin Argümanları
M'nin ana iddiası, Acemoğlu'nun Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'ni eleştiren yaklaşımının yanlış olduğu ve tarihi çarpıttığı yönündedir. M, Acemoğlu'nun kitabını tarihsel bağlamdan kopuk ve manipülatif olarak nitelendiriyor. Özellikle, Atatürk’ün devrimlerinin Türkiye’yi daha ileriye taşımak için yapılan zorunlu reformlar olduğunu savunuyor. M'nin argümanları birkaç temel noktaya dayanıyor:
- Tarihsel bağlamın önemi: M, Acemoğlu'nun Atatürk dönemi reformlarını günümüz değer yargılarıyla ele aldığını, ancak dönemin şartlarının çok daha zorlayıcı olduğunu vurguluyor. Özellikle Türkiye'nin o dönemdeki tehditlere karşı sert reformlar yapma zorunluluğunda olduğunu öne sürüyor.
- Manipülasyon suçlaması: M, Acemoğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihini bilinçli olarak yanlış sunduğunu ve Türkiye’yi Batı'ya karşı küçük düşürdüğünü iddia ediyor.
- Atatürk'ün ve devrimlerinin kutsallığı: M, Acemoğlu'nun eleştirilerini, Atatürk'e düşmanlık olarak algılıyor ve Atatürk'ün Türkiye için yaptığı reformların ülkeyi koruduğunu ve modernleştirdiğini savunuyor.
G'nin Argümanları
G, Acemoğlu'nun eleştirilerini bilimsel bir perspektiften savunuyor ve tarihi eleştirmenin düşmanlık anlamına gelmediğini vurguluyor. G'nin argümanları da birkaç temel noktaya dayanıyor:
- Bilimsel eleştiri: G, Acemoğlu’nun bilim insanı olarak tarihi eleştirdiğini ve bunun düşmanlıkla karıştırılmaması gerektiğini söylüyor. Eleştiriyi, gelişim ve ilerleme için bir araç olarak görüyor.
- Karşılaştırmalı tarih: G, Acemoğlu’nun eleştirilerini sadece Türkiye'ye özgü değil, diğer ülkelerin de benzer süreçlerden geçtiğini belirterek savunuyor. Örneğin, o dönemdeki cumhuriyetlerin de benzer reformlar yaptığını ve Türkiye'nin bu bağlamda ele alınması gerektiğini ifade ediyor.
- Tarihi eleştirme özgürlüğü: G, tarihçilerin ve akademisyenlerin Atatürk'ü eleştirme hakkına sahip olduğunu, eleştirinin hakaretle karıştırılmaması gerektiğini savunuyor.
Tartışmada Mantık Hataları
Her iki tarafın da bazı mantık hataları yapması dikkat çekiyor:
- M'nin hatası: M, Acemoğlu’nun eleştirilerini bir tür ihanet ya da "Atatürk düşmanlığı" olarak etiketleyerek ad hominem (kişisel saldırı) yapıyor. Acemoğlu'nun bir bilim insanı olarak yaptığı tarihsel değerlendirmeyi, kişisel bir saldırı olarak algılıyor. Ayrıca M'nin, Atatürk döneminde yapılan reformları "tek doğru" olarak sunması, tarihsel gelişmeleri eleştiriye kapalı hale getiriyor ki bu da yanıltıcı ikilem yaratıyor: Sanki ya bu reformlar tam anlamıyla mükemmeldi ya da tamamen hatalıydı gibi iki kutup arasında bir tercih sunuyor.
- G'nin hatası: G, M'ye yanıt verirken bir noktada M'nin argümanlarını anlamadan karşılık veriyor ve tarihsel bağlamı tamamen ihmal edebileceğini düşünüyor. Örneğin, G'nin İsviçre ve ABD gibi ülkelerle Türkiye'yi kıyaslaması yanıltıcı karşılaştırma (false equivalence) hatasına düşüyor. Türkiye'nin 1920'lerdeki durumu, ABD ve İsviçre ile kıyaslanamayacak kadar farklıydı, bu yüzden böyle bir kıyaslama M’nin dikkat çektiği bağlamsal farkları göz ardı ediyor.
Karakter Analizi
M'nin Karakteri:
- Tutucu ve korumacı: M, Türkiye tarihini ve Atatürk’ü son derece korumacı bir şekilde ele alıyor. Geçmişi eleştirmeye son derece kapalı bir yaklaşımı var ve bu nedenle karşıt fikirleri kabul etmesi zor görünüyor.
- Duygusal ve tepkisel: M, eleştiriler karşısında oldukça duygusal tepkiler veriyor. Tartışmanın sonlarına doğru sinirlenip G’yi engellemesi, karşıt görüşlere karşı tahammülsüz olduğunu gösteriyor. Özellikle G'yi suçlaması ve kişisel saldırı yapması, kendisinin haklı olduğunu kanıtlamak için duygusal argümanlara başvurduğunu gösteriyor.
- Eleştirilere kapalı: M, eleştirilere kapalı bir tavır sergiliyor ve Atatürk eleştirisini ihanet olarak algılıyor. Bu, onu eleştiriye karşı savunmacı yapıyor.
G'nin Karakteri
- Akılcı ve eleştirel: G, tartışmada daha akılcı ve soğukkanlı bir tavır sergiliyor. Eleştiriyi ilerleme için bir araç olarak görüyor ve bilimsel bir yaklaşımla tartışmaya katkı yapmaya çalışıyor.
- Açık fikirli: G, farklı ülkeleri ve tarihsel süreçleri karşılaştırarak daha geniş bir perspektiften bakmaya çalışıyor. Ancak bu kıyaslamalar bazen bağlamdan kopuk olabilir.
- Sabırlı ama ironi kullanan: G, M'ye göre daha sabırlı ama aynı zamanda tartışmada ironik ve sarkastik bir üslup kullanıyor. Bu, tartışmayı daha da alevlendirebilecek bir strateji.
Tartışmanın Genel Değerlendirmesi
Tartışmada her iki taraf da bazı açılardan haklı olabilir, ancak kesin bir "kazanan" yoktur. M, Acemoğlu'nun eleştirilerini yanlış bir yere çekip kişisel algılarken, G de zaman zaman bağlamı göz ardı eden kıyaslamalar yapıyor. M'nin tepkileri daha duygusal ve tepkisel iken, G'nin daha bilimsel ve akılcı bir yaklaşımı var. Ancak G'nin de M'nin eleştirilerini yeterince ciddiye almadığını söylemek mümkün.
Daron Acemoğlu'nun Kitabı ve Tartışma Yaratan Sayfa
Acemoğlu'nun "Dar Koridor" adlı kitabındaki Türkiye ile ilgili bölümler, özellikle Atatürk dönemi reformlarını eleştirmesi nedeniyle tartışma yaratıyor. Acemoğlu'nun "koridora sokmak" metaforu, ülkelerin despotizm ile özgürlük arasında dengeyi bulup bulamadığı üzerine kurulu. Bu bağlamda, Acemoğlu'nun Türkiye'deki reformları despotik bir devlet yapısı kurma girişimi olarak nitelendirmesi, Türkiye tarihine olumlu bakanlar için oldukça sert bir eleştiri. Eleştiriler, özellikle bu dönemdeki reformların topluma zorla dayatıldığı ve halkın iradesinin göz ardı edildiği yönünde.
Ancak Acemoğlu'nun bu eleştirileri, akademik bir bakış açısıyla yapılmış, yani o dönemin liderlerinin eylemlerini tarihsel bir bağlamda ele alıyor. Eleştirilerin manipülatif veya yanıltıcı olduğu iddiası, tarihsel yorumların kişisel olarak algılanmasıyla ilgili olabilir. Acemoğlu'nun Nobel ödülünü kazanması, bu tartışmaların hararetini artırmış, çünkü bir yandan Türkiye'yi gururlandırırken, bir yandan da eleştirileri yeniden gündeme getirmiştir.
Sonuç
Tartışmada M'nin daha duygusal ve korumacı bir yaklaşıma sahip olduğunu, G'nin ise daha bilimsel ve eleştirel bir perspektif sergilediğini görüyoruz. Ancak G, bağlam dışı kıyaslamalar yaparak M'yi ikna etmekte zorlanıyor. Tartışmanın mantıksal tutarlılığı açısından, her iki tarafın da eksikleri olduğu söylenebilir.
-
Suya sabuna dokunmayan intelicıns yapmışlar.
-
"İlköğrenimini İstanbul Kadıköy'deki Aramyan Uncuyan Ermeni İlkokulunda[7] tamamladıktan sonra 1986'da Galatasaray Lisesinden mezun oldu."
Bu iki okul da özel okul olup, baştakilerin tabiri ile ne yerlidir, ne de milli... Az biraz ilim, okuma lütfen...
Kaynak:
Bu da Galatsaray lisesi için gelsin...
"1968'de Mekteb-i Sultanînin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle liseyi ziyaret eder. 1975'te ise kurum, Anadolu lisesi konumuna getirilir ve ortaokul ve liseden oluşan eğitim 8 yıla çıkar. 14 Nisan 1992 tarihinde Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ile 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal arasında imzalanan protokol ile ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan Galatasaray Eğitim Öğretim Kurumu (GEÖK) hayata geçirilir. GEÖK bünyesinde 1992 yılında Galatasaray Üniversitesi, 1993 yılında ise Galatasaray İlköğretim Okulu kurulur."
Kaynak:
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serdarcenk -- 16 Ekim 2024; 14:0:51 >
-
Fesli hakkında aynı söylemi yaparak soru sordum, çok da zorladım, bir türlü aksini iddia etmedi:
Suya sabuna dokunuyor mu kirde köpürmüyor mu bilemem.
Başta da yazmıştım fikirlerimi Acemoğlu sadece onu yazdı diye düşman olmuyor. Çabalaması lazım biraz daha. Suçlarken 2 kez düşünün.
-
“Günümüzde Galatasaray Lisesi Anadolu lisesi kategorisinde, eğitim dili Fransızca, Türkçe, İngilizce, İtalyanca ve Latince olan bir devlet lisesidir. Lise, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, Fransız Hükûmeti ve Galatasaray Vakfı'nca resmen tanınmış bir kurumdur.”
İstanbul’lu olmasam yutturacağınız yani.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Çok güzel olmuş katılıyorum yapay zekaya benim hakkımdaki eleştirilerinede saygı duyuyorum çoğu doğrudur oturup kendimi analiz etmedim :)
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X