Devlet Bahçeli: Erdoğan Bir Kez Daha Seçilmeli Bunun İçin Anayasa Değişikliği Şart (2. sayfa)

CHP'nin erken seçim istemesinin bir kaç sebebi var.

- özgür özel'e siyasi yasak gelmeden (istinaf sonrası danıştay karar vermeden) seçime gitmek

- ekonomi iyileşmeden seçime gitmek

fakat erken seçim ne chp'nin ne akp'nin tekelinde değil.

360 mv bulabilmek için transfer, ihale, rüşvet vs. her türlü yol denenebilir.

aslında bahçelinin "Erdoğan'ın tekrar seçilmesi için anayasa değişikliği şart" cümlesi bir bakıma AKP'ye de söylenmiş oluyor bence.

YSK'a başvurup "yeniden aday olabilir" gibi bir karar çıkartmayın diyor da olabilir.

Erdoğan'a anayasayı değişiremezsek yeniden aday olmaya kalkma diyor da olabilir.

veya mecliste 360'ı bulup seçim kararı alıp senin yeniden aday olman imkansız, tek yol anayasa değişikliği bunun için uğraş demek istiyor da olabilir.

bahçelinin sözlerinin, kurduğu cümlelerin birden fazla manası, birden fazla hedefi olabiliyor.

aslında Erdoğan'ın yapacağı çok basit bir şey var:

çıkacak TV'ye

"ey halkım, görüyorsunuz ABD'de Trump tekrar seçildi, onunla 4 sene önceki ilk başkanlığında ben denk bir şekilde konuşarak anlaştım. bir birimizi tanıyoruz, bir birimizi ikna edebiliyoruz. onunla benden başka başabaş gelecek kimse bu ülkede yok. benim de bu son dönemim. gelin bu anayasayı değiştirelim, ben aday olayım, yeniden beni seçerseniz Trump ile eşit-denk bir şekilde ilişkilerimizi konuşarak halledebilirim. nasıl ki Ecevit, Clinton'un karşısında hazırolda durmuşsa, benden başkası da Trump'ın karşısında aynı konumda olur. Takdir sizin..."

der ve o zaman hem anayasa değişikliği olur, hem de yeniden seçilir. çünkü halkın zihninde mantıklı bir sebep - sonuç ilikşisi kurmuş olur.

Halkta bunun alıcısı da fazladır.

bu bir kez dahalar bitmez lakin memleketin artık dayanacak gücü kalmadı.

İster kabul edin ister etmeyin; Kürtler açısından da Türkler açısından da şu an en rasyonel kişi RTE'dir. Kürtler daha çok hak elde edecekse RTE ve Bahçeli'nin kontrolünde olduğu yani milliyetçi muhafazakar baskın bloğun kontrol edilmesi ve ikna edilmesi daha kolay. Tam tersi olursa Kürtlerin daha fazla hak alması zor. Milliyetçi ve muhafazakar bloğu ikna etmeden Kürt sorunu denilen şeyde mesafe alınamaz. Bunu her türlü görüşe sahip tüm Kürtler gayet iyi biliyor.

Türkler açısından da bakacak olursak, PKK ve siyasi oluşumları ile fikri ve siyasi olarak en iyi mücadele edebilecek blok yine bu blok. Bunu her türlü görüşe sahip Türkler gayet iyi biliyor.

İdeolojilerden, dinlerden, ırklardan, izimlerden, particilikten ve her türlü duygusal düşünceden arınırsak, salt devlet aklı ile düşünürsek, kısa ve orta vadede devlet için en iyi kişi RTE'dir.

En uçlardan örnek verelim;

Bir HDPli fanatik de bir ZPli fanatik de duygusal olarak RTE düşmanıdır. Ama mantıksal düşünceye geçince statüko için en uygun kişi RTE olduğunu kabul edecektir.

neyin iyi olduğu kişiden kişiye değişir.

mesela ben ne idüğü belirsiz bir anadolu devletinden yana değilim.

Türk - kürd - arap federe devletlerinden oluşan Anadolu Federal Sünni İslam Devletinden yana değilim.

ben katıksız tavizsiz bir Türk devletinden yanayım.

egemenliği paylaşılmış, üniter özelliğini yitirmiş Türk haricinden başka bir halka otonomi, federasyon vb verilmiş bir devlet için saçımın telini bile feda etmem.

öte yandan ülkedeki 10 milyon arabın da her geçen gün sayılarının arttığı, orta ve uzun vadede Türk egemenliğini bunların tehdit edeceği açıktır.

mevcut düzenin-statükonun, arapçı ümmetçi ihvancı şeriatçı hilafetçi sünnici bir AKP iktidarının veya bu zihniyete sahip başka bir kişi-partinin devamı Türk milletini, Türk Egemenliği, Türk Devletini tehdit etmektedir.

Demek ki başka hesabı var, karşılıklı yazışıyor ortalık karıştırmak için . O hesapta sanmış olabilir kendini, yoksa yazacağı şeyler değil.

Bu soyut mesaja somut cevap verilemez, soyut şeyler söylenebilir, şöyle ki;

Duygusal mesajlar sadece seni bağlar. Reel dünyada bir geçerliliği yoktur. Reel dünya softcare değil, hardcore bir ortamdır. İşin en ilginç tarafı senin bu duygusal tavrın 300 yıllık tipik Türk aklının duygusallığıdır. Bu duygusal akıl, istemediğin şeylerin oluşmasına neden oluyor. Psikiyatride bir olgu vardır. Hasta psikolojik sorunundan kurtulamamasının nedeni kaçtığı şeyi aslında sürekli çağırdığını anlayamamış olmasıdır.

Bilesin ki kaçtığın ne varsa onu sürekli çağırıyorsundur, ve 200 yıldır kaçtığın seyler seni kıskıvrak yakaladı. Son 100 yılda da kaderin değişmedi. Şu an daha bir dibe batmışsın. Bu duygusallıkla çağırmadığın hiç bir korku kalmamış. Bu duygusallıkla seni elde edemeyecek hiç bir güç yok. Baştan sona zaaflarla dolusun.

Oysa korkularının tamamı soyut şeyler, reel dünyada geçerliliği olmayan şeyler. Soyut şeyler yerine somut şeylere odaklansan soyut korkularından arınabilirsin.

Korktuğun soyut şeylerden kurtulma çabanı "denize düşen yılana sarılır" deyimi en iyi açıklar. Çünkü yılandan başka şansın yoktur. Şu an kendini "bu bizim yöredeki yılanlar zehirli değildir" diye avutuyorsun. Unutma en zehirli yılandan seni yine en zehirli yılan (panzeheri) kurtarabilir. Zehirsiz yılan denizinde tek bir zehirli yılan seni yok edebilir. En zehirli yılanlar denizinde bir zehirli yılan seni kurtarabilir. Anlamadığın şey, yılanlar dünyasında en salakça şey zehirsiz yılanlardan medet ummaktır.

Sana söyleyeceğim son şey; zehirsiz yılanlar denizinden kurtul, zehirli yılan denizine dal, bu riski almazsan zaten seni koruyacak bir zehirin o-la-maz.

ağzından baklayı çıkardı.

Erdoğan'ın seçime girmesi için erken seçime de Anayasa değişikliğine de ihtiyacınız yok. Çünkü YSK üyeleri de dahil hiçbiriniz Anayasa'yı takmıyorsunuz.

Erdoğan geçen yıl Anayasa'ya rağmen üçüncü kez aday olup seçildiğinde hiçbirinizin sesi çıkmadığına göre, sizden olmayıp ses çıkaranları da yargı sopasıyla susturduğunuza göre aynı şeyleri tekrar yapmamanız için hiçbir neden yok.

Bu arada muhalefet de bu meclis dağılımıyla erken seçim çığırtkanlığından vazgeçmediği sürece bu iktidarın ekmeğine yağ sürmeye devam eder.

Konuşmanın tamamı şu şekilde...

Bakla tam olarak ağızdan çıkmadı, daha ilk 3 madde olayı var. Onuda zaten Hizbullahçı ortak dillendirdi, sonrasında meclis başkanı devam ettirdi. O taraftan da baklanın geri kalanı çıkacak, diyecekler ki hazır yeni anayasaya başladık, o zaman cumhuriyet kavramını çıkartalım terkrar padişahlığa dönelim. Bundan sonraki yöneticide Bilal Erdoğan olsun sonra onun oğlu falan.

Ütopik mi geldi, bence bir daha düşünün.

Bence aksine Anayasaya "asla değişmez" madde olarak bir kişinin ister aynı sıfatla ister farklı sıfatlarla 2 dönemden fazla başkanlık yapamaz maddesi konmalı, 80 milyonluk ülkede başkası çıkamazmış gibi hakaret edercesine kişilere saplantı yapılmamalı. Memleket için esas tehlike güç zehirlenmesi, kendini halktan üstün görmedir.

Hayır değil.

Bahçeli demiş ki enflasyin biterse terör biterse Erdoğan bir daha seçilmeli. Amenna ekonomi düzelsin pkk bitsin Erdoğan bir değil bin kere seçilsin. Bu ikisi de muhtemelen olmayacak. Bu açıklamanın anlamı bye bye Erdoğan demektir. Muhtemelen 5 10 gün içinde cumhur ittifakı inflak eder.

Geçen seçimde de anayasaya göre aday olamıyordu. Oldu. İstediği kadar aday olabilir. Kim karşı gelebilir ki. Tek adamlık sistemi boşuna mı getirildi.

Zamanla göreceğiz ama benim ütopik düşüncemin yanında sizin 5-10 güne cumhur dağılır teoriniz çok daha uçuk.

Ben değişim istiyorum açıkçası. Fakat oy verecek adam da yok. Dem'lenmiş CHP'ye asla oy vermem. Chp, kendi terazisini yolunu kaybetti. Belediyeleri alacam diye Dem ile yaptığı ittifaklar şimdi kendi ayağına dolanmaya başladı.

Esenyurt'u Chp aldı sözde, ama sokaklarda başka telden sözler söylendi. Esenyurt belediyesi PKK'ya, Kandil'e çalıştı ve sonuç Kayyum.

Benim favori adayım Hakan Fidan.

Hem istihbaratçı hem ketum hem kararlı.

Hocam enflasyon biter, ekonomik kriz de biter. Asla kalıcı değiller. Bence terör de biter bu ülkede. Yasalarımızda ciddi revizyonlara ihtiyaç olduğu belli. Cezalarımız da yenilenmeli.

Ör, Fransa'da, Hollanda'da, teröre bulaşmış birinin seçme ve seçilme hakkı elinden alınabiliyor. Ama bizde bu yok henüz.

Hatta, Fransa'da, 3 kişi Filistin devletine özgürlük dediği için 6 ay hapis cezası aldı bu hafta.

Yani, bu ülkeler; bırak kendi içinde terör sevicilerini, ülkenin kabul etmediği bir dış politika maddesine karşı gelenleri bile tutukluyorlar buna izin vermiyorlar.

Bizde, adam ülkenin içinde Kürdistan burası diye yalan söylüyor ama devletin bunları içeri atmıyor, yada henüz atmadı. Olmaz bu.

Bunlar özgürlük değil.

Devletimizin bundan sonra bunları dikkate alacağını biliyorum. Avrupa bu konuda bize hiç bir şey diyemez, demezler.

---

Özgürlük; yasalara uyduğun sürecedir, yasa dışında bir faaliyette bulunmak özgürlük değildir bu suçtur. Suç ile özgürlüğü ayırmak lazım.

Hayır size katılmıyorum. Örneğin CHP'nin iktidar olduğunu düşünün. Dem tıp belediye seçimlerinde olduğu gibi oyunu Chp'ye verecektir. Bu durumda, Dem zaten iktidar ortağı gibi davranacağından, işte o zaman ülkede iç savaş bile düşünür bunlar.

Ben belediye seçimlerinde kimseye oy vermedim ve genel seçimlerde oy vermeyi düşünmüyorum normalde.

Ama işler böyle giderse, ülkem için oy veririm yine.

Meydanın Chp ve Dem gibi partilere kalmasını istemem asla. Olanları gördük.

Terör ve ülkeyi bölme düşünceleri, her türlü ekonomik krizden çok daha beterdir. Savaş demektir. Savaş, zaten başlıbaşına ekonomik kriz getirir.

Örneğin pek zengin bildiğimiz İsrail, şu anda bir ekonomik kriz içinde. Ukrayna, savaştan önce yazılım konusunda dünya lideri olmuştu ama şimdi tam bir ekonomik kriz içinde.

Enflasyonun gelecek seçime kadar biteceğini düşünmüyorum