Şimdi Ara

EKONOMİMİZİ KORUMA BİLİNCİYLE, REKABET EDEBİLMELERİ ÖNŞARTIYLA YERLİ ÜRETİM MODELLERİ TERCİH EDELİM (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
88
Cevap
1
Favori
8.292
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fidelio76

    Şimdi bir örnek verelim.

    Fransa ve Portekiz'de de portakal üretilmektedir.
    Portekiz'de 10, Fransa'da 90 cent'tir satış fiyatı.

    Normal şartlar altında, Portekiz'den Fransa'ya portakal ihraç edilir.

    Fransız hükümeti diyelim ki, kendi üreticisini korumak için portakal için
    1 Euro'yu taban fiyan ilan etsin. Gümrük vergileriyle portekiz portakalının fiyatına geçirsin.

    Yaklaşık yüzde on kar payı ile Fransa, kendi üreticisini korumak için taban fiyat uygulamasına
    geçse, fransız tüketicisi 10 kat fiyatına portakal yiyecektir.

    Alıntıları Göster
    Kendi markamız olmadığı sürece benim gözümde burada üretilen arabaların hepsi yabancıdır ithaldir.İş olağanı sağlıyor kısmına karışmam ama kendi markamız olmadığı sürece bence pek bir anlamı yok.Ford un ürettiği her araba için çok cüzi bir miktar aldığını duydum onun için çokta karlı bir iş değil gerçi en büyük sanayi dalı oldu Türkiye'de ama bir marka olsaydı çok daha farklı olurdu.

    Oyunlara kurban giden Devrim ve Anadol a acıyorum belki şimdi forumda anadol ları bmw ve mercedes lerle karşılaştırıyor olacaktık ama...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sparkling

    Kendi markamız olmadığı sürece benim gözümde burada üretilen arabaların hepsi yabancıdır ithaldir.İş olağanı sağlıyor kısmına karışmam ama kendi markamız olmadığı sürece bence pek bir anlamı yok.Ford un ürettiği her araba için çok cüzi bir miktar aldığını duydum onun için çokta karlı bir iş değil gerçi en büyük sanayi dalı oldu Türkiye'de ama bir marka olsaydı çok daha farklı olurdu.

    Oyunlara kurban giden Devrim ve Anadol a acıyorum belki şimdi forumda anadol ları bmw ve mercedes lerle karşılaştırıyor olacaktık ama...

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: liarda

    Kendi markamız olmadığı sürece benim gözümde burada üretilen arabaların hepsi yabancıdır ithaldir.İş olağanı sağlıyor kısmına karışmam ama kendi markamız olmadığı sürece bence pek bir anlamı yok.Ford un ürettiği her araba için çok cüzi bir miktar aldığını duydum onun için çokta karlı bir iş değil gerçi en büyük sanayi dalı oldu Türkiye'de ama bir marka olsaydı çok daha farklı olurdu.

    Oyunlara kurban giden Devrim ve Anadol a acıyorum belki şimdi forumda anadol ları bmw ve mercedes lerle karşılaştırıyor olacaktık ama...






  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoulToSoul

    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.


    Bak dostum insanlara hitap şeklinle karakterini zaten ortaya döküyorsun. Rakam vereceksin edeceksin tarzı cümleleri sarfedecek kadar samimi değiliz. Sende klavye delikanlısı dediğim arkadaşlara dahil olma çabasındasın yüksek ihtimallede yaşın genç bir arkadaşsın. Yaşar güzel güzel istatistiki veriler veriyor bunlar olmaz diyorsun, daha anlaşılır olsun diye günlük dilde ben anlatıyorum bana savaş tan tutta askerliğe üniversitedeki öğrenime kadar dökmüşsün. Konumuz Türkiye sorunlarının hepsinin tartışıldığı konu değildir. Burada iki görüş var yerli araç almayı teşvik eden ve kabul etmeyen. Zorla konuyu tartışma ortamına sürüklemenin alemi yok. Kim ne derse öyle değil böyle demekle ancak internet başında klavye döven biri olursun. Biraz mantıklı ol yaşarın gösterdiği kaynakları iyice oku, sonra istersen yine git yabancı araba al. Ama en azından genel kültürde olsa bilgi edinmiş olursun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cenkeri

    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.


    Bak dostum insanlara hitap şeklinle karakterini zaten ortaya döküyorsun. Rakam vereceksin edeceksin tarzı cümleleri sarfedecek kadar samimi değiliz. Sende klavye delikanlısı dediğim arkadaşlara dahil olma çabasındasın yüksek ihtimallede yaşın genç bir arkadaşsın. Yaşar güzel güzel istatistiki veriler veriyor bunlar olmaz diyorsun, daha anlaşılır olsun diye günlük dilde ben anlatıyorum bana savaş tan tutta askerliğe üniversitedeki öğrenime kadar dökmüşsün. Konumuz Türkiye sorunlarının hepsinin tartışıldığı konu değildir. Burada iki görüş var yerli araç almayı teşvik eden ve kabul etmeyen. Zorla konuyu tartışma ortamına sürüklemenin alemi yok. Kim ne derse öyle değil böyle demekle ancak internet başında klavye döven biri olursun. Biraz mantıklı ol yaşarın gösterdiği kaynakları iyice oku, sonra istersen yine git yabancı araba al. Ama en azından genel kültürde olsa bilgi edinmiş olursun.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.


    Bak dostum insanlara hitap şeklinle karakterini zaten ortaya döküyorsun. Rakam vereceksin edeceksin tarzı cümleleri sarfedecek kadar samimi değiliz. Sende klavye delikanlısı dediğim arkadaşlara dahil olma çabasındasın yüksek ihtimallede yaşın genç bir arkadaşsın. Yaşar güzel güzel istatistiki veriler veriyor bunlar olmaz diyorsun, daha anlaşılır olsun diye günlük dilde ben anlatıyorum bana savaş tan tutta askerliğe üniversitedeki öğrenime kadar dökmüşsün. Konumuz Türkiye sorunlarının hepsinin tartışıldığı konu değildir. Burada iki görüş var yerli araç almayı teşvik eden ve kabul etmeyen. Zorla konuyu tartışma ortamına sürüklemenin alemi yok. Kim ne derse öyle değil böyle demekle ancak internet başında klavye döven biri olursun. Biraz mantıklı ol yaşarın gösterdiği kaynakları iyice oku, sonra istersen yine git yabancı araba al. Ama en azından genel kültürde olsa bilgi edinmiş olursun.



    Rahatsızmısın sen kalavye delikanlısı ne demek. Sen kimsin ki bana hakaret edebiliyorsun. Kendi fikrini tuturamayınca klavye delikenlısımı oluyor. Karşıma geçip saçma sapan konuşma. Çok samimi değilsin o zaman neden argo cümlelerle konuşuyorsun.

    Şöyle bir git ağzını çalkalada gel. Nasıl konuşulur bir ögren. Bana oku ögren diyebilecek diyen en son kişi sensin. Genel kültürden bahsedebilecek en son kişi sensin. Yaşar hangi istatistiki verileri vermiş. Bir tane göremedim ben farazi haberler vermiş.

    Sen ne hakla bana git kültürü geliştir diyebiliyorsun. Sen önce zar zor aldığın lise diplomanı bir kenara koy. Git bir üniversitede okumaya çalış bitir. Ardından git yurt dışında oku gel. Ondan sonra bahset bana kültürden.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoulToSoul

    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.


    Bak dostum insanlara hitap şeklinle karakterini zaten ortaya döküyorsun. Rakam vereceksin edeceksin tarzı cümleleri sarfedecek kadar samimi değiliz. Sende klavye delikanlısı dediğim arkadaşlara dahil olma çabasındasın yüksek ihtimallede yaşın genç bir arkadaşsın. Yaşar güzel güzel istatistiki veriler veriyor bunlar olmaz diyorsun, daha anlaşılır olsun diye günlük dilde ben anlatıyorum bana savaş tan tutta askerliğe üniversitedeki öğrenime kadar dökmüşsün. Konumuz Türkiye sorunlarının hepsinin tartışıldığı konu değildir. Burada iki görüş var yerli araç almayı teşvik eden ve kabul etmeyen. Zorla konuyu tartışma ortamına sürüklemenin alemi yok. Kim ne derse öyle değil böyle demekle ancak internet başında klavye döven biri olursun. Biraz mantıklı ol yaşarın gösterdiği kaynakları iyice oku, sonra istersen yine git yabancı araba al. Ama en azından genel kültürde olsa bilgi edinmiş olursun.



    Rahatsızmısın sen kalavye delikanlısı ne demek. Sen kimsin ki bana hakaret edebiliyorsun. Kendi fikrini tuturamayınca klavye delikenlısımı oluyor. Karşıma geçip saçma sapan konuşma. Çok samimi değilsin o zaman neden argo cümlelerle konuşuyorsun.

    Şöyle bir git ağzını çalkalada gel. Nasıl konuşulur bir ögren. Bana oku ögren diyebilecek diyen en son kişi sensin. Genel kültürden bahsedebilecek en son kişi sensin. Yaşar hangi istatistiki verileri vermiş. Bir tane göremedim ben farazi haberler vermiş.

    Sen ne hakla bana git kültürü geliştir diyebiliyorsun. Sen önce zar zor aldığın lise diplomanı bir kenara koy. Git bir üniversitede okumaya çalış bitir. Ardından git yurt dışında oku gel. Ondan sonra bahset bana kültürden.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri


    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: cenkeri

    Bakını Alman halkı ve firmalarına mükün olduğunca kendi ürünlerini kullanırlar. Sektör gereği iş ortaklarımıza daha iyi kalitede daha ucuz yan ürünleri tavsiye ettiğimizde hayır bizimle çalışacaksanız bu ürünü kullanmak zorundasınız cevabını veriyorlar.


    Bak dostum rakam vereceksin. İstatistiki bir rakam vermen gerek. Böyle kafadan sallama rakamlarla yada rivayetlerle bir noktaya varamayız. Bunu şuna benzer, benim arkadaşım uzman bana o söyledi.

    1.-2. Dünya savaşı olduğu yıllar ideoloji yıllarıydı. Millet ideolojisi için ölüyordu. Ülkesi ve vatanı için çarpışıyordu. 80-90 li yıllar salamlama politikasını olduğu yıllardı. Belli bir gücü parçalara ayırıp gücünü azalatma. 2000 li yıllar ise refah yılları. Millet işte arabam olsun. Plazmama olsun,, evimdeki koltuklar marka olsun bunları düşünüyor. Savaş yada ideolojik çatışmlar artık eskisi kadar toplumun önünde değil. Çünkü halk ve kişiler billinçleniyor. Ve bilinçlendikçide menfaatleri ön plana çıkıyor. Avrupa da yada ABD de bir çok kişi askere gitmiyor. Ben savaşmak istemiyorum diyor. Yani bunu diyebiliyorlar. Eskiden olsa bunları vatan haini ilan ederlerdi. Ülkemiz de ise bir çok kişi Kanada'ya, avrupaya, yada Avustralya'ya göç etmek istiyor. ABD devletinden yeşil kart alabilmek için millet birbirini eziyor. Her yıl binlarca insan başvuruyor. Ne için yapıyorlar bunları refahları için.

    Eskiden Türk vatandaşlığından çıkan biri için "rezil, şerefsiz" gibi cümleler sarf edilirdi. Fakat şimdi ise "vay bravo kapmışsın yeşil pasaportu yada bravo askerlikten yırttın" gibi cümleler sarf ediliyor. Bu bağlamda kişiler "yerli malı yurdun malı" gibi laflara hiç aldırış etmeyecektir. Aynı fiyata gidipte kaliteli olanı alacaktır. Çünkü artık refah yılları kişilerin menfaatleri ön planda. Bu menfaatleri doğrultusunda hareket edeceklerdir.

    O yüzden otomobil sektöründe, yerli montaj yapan firmaların kalite standartlarının yükseltilmesi şart.

    Daha fazlada bu konuya mesaj yazıp uplamak istemiyorum. Buda son mesajım olsun. Ama şu bir gerçek öncelikle eğitim sisteminden başlamak gerekiyor. Üniversitelerde bile hoca geliyor. Bir yerden okuyor. Sonra da bunlardan sorumlusunuz diyor. Hocanın okuduğu söylediği yorumu yazanlar sınıfı geçiyor. Kişiler kendileri yorum üretemiyor. Başkalarının fikirleri kendilerine empoze edilmiş oluyor. Böyle üniversitemi olur? Bu sistemle hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. Öncelikle bu sistemin değişmesi şart.


    Bak dostum insanlara hitap şeklinle karakterini zaten ortaya döküyorsun. Rakam vereceksin edeceksin tarzı cümleleri sarfedecek kadar samimi değiliz. Sende klavye delikanlısı dediğim arkadaşlara dahil olma çabasındasın yüksek ihtimallede yaşın genç bir arkadaşsın. Yaşar güzel güzel istatistiki veriler veriyor bunlar olmaz diyorsun, daha anlaşılır olsun diye günlük dilde ben anlatıyorum bana savaş tan tutta askerliğe üniversitedeki öğrenime kadar dökmüşsün. Konumuz Türkiye sorunlarının hepsinin tartışıldığı konu değildir. Burada iki görüş var yerli araç almayı teşvik eden ve kabul etmeyen. Zorla konuyu tartışma ortamına sürüklemenin alemi yok. Kim ne derse öyle değil böyle demekle ancak internet başında klavye döven biri olursun. Biraz mantıklı ol yaşarın gösterdiği kaynakları iyice oku, sonra istersen yine git yabancı araba al. Ama en azından genel kültürde olsa bilgi edinmiş olursun.



    Rahatsızmısın sen kalavye delikanlısı ne demek. Sen kimsin ki bana hakaret edebiliyorsun. Kendi fikrini tuturamayınca klavye delikenlısımı oluyor. Karşıma geçip saçma sapan konuşma. Çok samimi değilsin o zaman neden argo cümlelerle konuşuyorsun.

    Şöyle bir git ağzını çalkalada gel. Nasıl konuşulur bir ögren. Bana oku ögren diyebilecek diyen en son kişi sensin. Genel kültürden bahsedebilecek en son kişi sensin. Yaşar hangi istatistiki verileri vermiş. Bir tane göremedim ben farazi haberler vermiş.

    Sen ne hakla bana git kültürü geliştir diyebiliyorsun. Sen önce zar zor aldığın lise diplomanı bir kenara koy. Git bir üniversitede okumaya çalış bitir. Ardından git yurt dışında oku gel. Ondan sonra bahset bana kültürden.


    Aynen bu bozuk mizacına yakışır cümleler sarfetmeye çalışarak beni hiçte şaşırtmadın. Sen üniversite okumanın adam yaptığını herşeyin en iyisini bildiğini sanıyorsun. Senin gibi hergün onlarcası geliyor ben şu üniversiteyi bitirdim böyle bilgiliyim diye. Peki adammısın? Belkide üniversite okuyorsundur ondanda şüphe duyuyorum ya. Ben merekını gidereyim istersen Elektronik Mühandisliğini bitireli 8 sene oldu. Mesleğim bilişim sistemleri . Senin o istediğin otomotivle ilgili istatistiki bilgilerden onbinlercesini dökebilecek bilgi ve deneyime sahibim. Senin bindiğin belkide mağazada gördüğün o arabaların daha tasarım aşamasındayken neresinde ne malzeme kullanılır ne kaliteye sahiptir hepsini bilir ve görürüm. Konuya giriş olarak anlaşılır örnekler vermeyi argo olarak kabullenirsen sen bilirsin, nasıl anlamak istiyorsan öyle anla. Ne forumda nede başka ortamlarda insanlara onu ver bunu vereceksin diyemezsin bu senin seviyesizliğini gösterir. Tüm mesajlarımda isteyen istediğini alır almaz benim düşünceme katılır katılmaz ana temasını anlatmaya özen gösterdim. Ama senin gibi anlayışsız sadece benim dediğim olsun mantalitesindeki kişiler bunu asla anlayamaz sadece oturur her yazılan mesaja nasıl cevap yazarım nasıl sataşırım ortamı nasıl gerilime sürüklerim bunun peşindedirler. çünkü en iyi yaptıkları iş budur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Yerli üretimi tabii ki tercih ederim, son 2ye girerse ve almak istediğim arabanın tüm özelliklerini ithal olan ile en az birebir karşılarsa…Bu şartlar altında herkes yerli üretimi tercih etmeli zaten…Ama esas Sorun; karşılayıp karşılayamadığında….

    Çünkü sırf yerli montaj diye bir arabaya canımı emanet edebileceğimi hiç sanmıyorum…kimse de sanmıyor…
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fidelio76

    Yav hangi dünyada yaşıyorsunuz?

    Tartıştığınız şeylere bak.

    Homo economicus diye bir tabir duydunuz mu?

    Yazık yahu bu memleketin haline.

    En kapalı ekonomiler bile sadece kendi ülkelerinin mallarını mı kullanıyor zannediyorsunuz?

    Müşteri için önemli olan menfaat maksimizasyonudur. Diğer koşullar sabit olmak üzere,
    müşteri ucuz olanı alır, üretim faktörlerinin dini, imanı, ırkı, dili, olmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaz.

    Bu zihniyet şimdi der ki, ucuz mal her zaman için daha kalitesiz olandır.

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: fidelio76

    Yav hangi dünyada yaşıyorsunuz?

    Tartıştığınız şeylere bak.

    Homo economicus diye bir tabir duydunuz mu?

    Yazık yahu bu memleketin haline.

    En kapalı ekonomiler bile sadece kendi ülkelerinin mallarını mı kullanıyor zannediyorsunuz?

    Müşteri için önemli olan menfaat maksimizasyonudur. Diğer koşullar sabit olmak üzere,
    müşteri ucuz olanı alır, üretim faktörlerinin dini, imanı, ırkı, dili, olmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaz.

    Bu zihniyet şimdi der ki, ucuz mal her zaman için daha kalitesiz olandır.



    Fidelio76 Arkadaşım,

    Sanırım bir yanlış anlama oldu. Benim burada savunmaya çalıştığım şey; kendi şahsi menfaatleri doğrultusunda davranması kaçınılmaz olan tüketicilerin tercihlerinin engelleneceği, baskı altına alınacağı kapalı bir ekonomi değil kesinlikle. Konunun başlığına çok uzun olacağı için koyamadım, ama forumdaki yorumlarımın neredeyse hepsinde yerli üretimlerin tercih edilmesini isterken, ön şart olarak ‘benzer özellikteki rakipleriyle her konuda rekabet edebilmesi’ koşulunu vurguladım. ‘Rekabet edebilirlik’ in içerisinde fiyat-kalite-tasarım gibi tüm faktörler değerlendirilmeli tabiki. Böyle bir rekabette geri kalan bir ürünü sırf yerli olduğu için savunmanın, ekonomimize orta ve uzun vadede fayda değil, zarar getireceğinin farkındayım. Yorumlarım arasında bu açıdan başarısız gördüğüm bazı yerli modelleri de eleştirmiştim. Sanırım uzun yazıların içerisinde gözünüzden kaçmış.

    Hepimizin kabul ettiği haklı bazı nedenlerle oluşmuş ama artık geçerliliğini büyük oranda yitirmiş ‘yerli araba kötüdür’, ‘yerli diye bir şey yok, hepsi yabancı, ekonomimize önemli bir faydası da yok zaten’ gibi önyargılar tüketicilerin alım kararını ciddi şekilde etkilemekte. Bizim gayemiz, üretimde ulaşılan kalite standardı, sağlanan ihracat başarısı gibi bulduğumuz ciddi bilgilere dayanarak bu önyargıları yıkmaya çalışmak.

    Sizin örneğinizden gidecek olursak, geçmişte kalite-fiyat sıkıntıları yaşadığı için yerli portakaldan soğumuş olan halkımızın önüne, günümüzde rahatlıkla Fransız, Alman portakallarıyla rekabet edebilecek kaliteye ulaşmış ve ekonomimize ciddi katkı sağlayan yerli portakalları da koymak, daha doğrusu o bilgiyi aktarmak bizim yaptığımız.

    Ekonomide serbestliğin tepe noktası Amerikayı yöneten, yeryüzüne çıkarma maliyeti 10 $'ı bulmayan petrolün fiyatını 150 $'a fırlatan Bush oğlu Bush+’un, TV’lere çıkıp kendi halkına ‘Yerli Malı Kullanın’ demesi Amerikayı kapalı ekonomi yapmıyorsa, sadece bu konudaki benzer görüşlerimiz de bizim ekonomimizi dünyaya kapatmaz sanırım.

    Saygılarımla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yasaryasaryasar -- 3 Haziran 2008; 16:03:51 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: wm1tr

    Yerli üretimi tabii ki tercih ederim, son 2ye girerse ve almak istediğim arabanın tüm özelliklerini ithal olan ile en az birebir karşılarsa…Bu şartlar altında herkes yerli üretimi tercih etmeli zaten…Ama esas Sorun; karşılayıp karşılayamadığında….

    Çünkü sırf yerli montaj diye bir arabaya canımı emanet edebileceğimi hiç sanmıyorum…kimse de sanmıyor…

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: wm1tr

    Yerli üretimi tabii ki tercih ederim, son 2ye girerse ve almak istediğim arabanın tüm özelliklerini ithal olan ile en az birebir karşılarsa…Bu şartlar altında herkes yerli üretimi tercih etmeli zaten…Ama esas Sorun; karşılayıp karşılayamadığında….

    Çünkü sırf yerli montaj diye bir arabaya canımı emanet edebileceğimi hiç sanmıyorum…kimse de sanmıyor…



    Tespit ettiğiniz soruna katılıyorum.

    Bu soruna bir sorun daha ekleyeyim; sadece 2007 yılında 830.000 çoğu Avrupa'lı insan bu konuda 'diğer ülke üretimleriyle özelliklerin birebir karşılandığı'nı düşünerek Türkiye'den ihraç edilen araçlara para verdi. Son yıllarda bu sayı ciddi bir şekilde artıyor, 2008'de 1.000.000'un üzerinde olması bekleniyor...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    quote:

    Orjinalden alıntı: wm1tr

    Yerli üretimi tabii ki tercih ederim, son 2ye girerse ve almak istediğim arabanın tüm özelliklerini ithal olan ile en az birebir karşılarsa…Bu şartlar altında herkes yerli üretimi tercih etmeli zaten…Ama esas Sorun; karşılayıp karşılayamadığında….

    Çünkü sırf yerli montaj diye bir arabaya canımı emanet edebileceğimi hiç sanmıyorum…kimse de sanmıyor…



    Tespit ettiğiniz soruna katılıyorum.

    Bu soruna bir sorun daha ekleyeyim; sadece 2007 yılında 830.000 çoğu Avrupa'lı insan bu konuda 'diğer ülke üretimleriyle özelliklerin birebir karşılandığı'nı düşünerek Türkiye'den ihraç edilen araçlara para verdi. Son yıllarda bu sayı ciddi bir şekilde artıyor, 2008'de 1.000.000'un üzerinde olması bekleniyor...

    Alıntıları Göster
    inşallah daha da artar




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tasshelhoff

    iyi güzel diyorsunuzda bir kaç model hariç yerlilik oranlarına bir bakın bakalım;

    "yerli" sandığınız araçların camları ve lastikleri harici ne kadarı yerli?

    aracın motorundan ,cam açma kapama düğmelerine, krikosundan, koltuklarına kadar gemiyle gelip burada bir araya getiriliyorsa kusura bakmayın ben o araca yerli araç demem.

    sonuçta bahsetiğim parçalar için gene bütçemizden dışarıya nakil yapılmakta;

    hadi yapılmadı diyelim; tofaş( italya) otosan ( amerika) oyak renault ( fransa) hyundai assan (g.kore ) ,honda( japonya) bu yerli gibi görünen şirketler yıl sonunda karlarının büyük kısmını doğrudan firmaların ana vatanlarına aktarıyorlar.

    tamam istihdam konusunda bir şey diyemem ama genelde bakıldığında; söz gelimi bir honda civic almakla bir wv jetta almak arasında ülke için çok fark eden bir şey yok. hondanın dediğim gibi belki camları yerlidir gerisi tamamen ithal parça zaten. genel toplamda dışarı giden para değişmiyor.

    milli düşüneceksek; işin siyasi yönüde var. malum ülkelerin teröre açıkça destek verdiği aşikar. hatta bu aşikar ülkelerden 2 tanesi ülkemizde de üretim yapmakta. araç tercihimizde bunuda göz önünde bulundurmalıyız mesela. bu bence yerli araba almaktan da daha önemli milli açıdan.

    kısaca küreseleşen dünyada biz yüzdeyüz Türk arabası üretmedikçe ( ar-ge sinden banttan çıkıncaya dek geçen her aşamada tamamen sermaye-işçilik mühendislik olarak Türk) yerli araba alın demek bence çok da doğru bir yaklaşım değil.

    hayırlı günler.
    Kesinlikle katılıyorum. Özellikle malum ülkelerin teröre açıkça destek verdiği aşikar. hatta bu aşikar ülkelerden 2 tanesi ülkemizde de üretim yapmakta. araç tercihimizde bunuda göz önünde bulundurmalıyız mesela. bu bence yerli araba almaktan da daha önemli milli açıdan.
    quote:

    kısmına
    Orjinalden alıntı: tasshelhoff

    iyi güzel diyorsunuzda bir kaç model hariç yerlilik oranlarına bir bakın bakalım;

    "yerli" sandığınız araçların camları ve lastikleri harici ne kadarı yerli?

    aracın motorundan ,cam açma kapama düğmelerine, krikosundan, koltuklarına kadar gemiyle gelip burada bir araya getiriliyorsa kusura bakmayın ben o araca yerli araç demem.

    sonuçta bahsetiğim parçalar için gene bütçemizden dışarıya nakil yapılmakta;

    hadi yapılmadı diyelim; tofaş( italya) otosan ( amerika) oyak renault ( fransa) hyundai assan (g.kore ) ,honda( japonya) bu yerli gibi görünen şirketler yıl sonunda karlarının büyük kısmını doğrudan firmaların ana vatanlarına aktarıyorlar.

    tamam istihdam konusunda bir şey diyemem ama genelde bakıldığında; söz gelimi bir honda civic almakla bir wv jetta almak arasında ülke için çok fark eden bir şey yok. hondanın dediğim gibi belki camları yerlidir gerisi tamamen ithal parça zaten. genel toplamda dışarı giden para değişmiyor.

    milli düşüneceksek; işin siyasi yönüde var. malum ülkelerin teröre açıkça destek verdiği aşikar. hatta bu aşikar ülkelerden 2 tanesi ülkemizde de üretim yapmakta. araç tercihimizde bunuda göz önünde bulundurmalıyız mesela. bu bence yerli araba almaktan da daha önemli milli açıdan.

    kısaca küreseleşen dünyada biz yüzdeyüz Türk arabası üretmedikçe ( ar-ge sinden banttan çıkıncaya dek geçen her aşamada tamamen sermaye-işçilik mühendislik olarak Türk) yerli araba alın demek bence çok da doğru bir yaklaşım değil.

    hayırlı günler.








  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Birincisi Tofaşta hisse ler A, D ve E grubu olarak ayrılmaktadır. A ve D yönetimde söz sahibidir. A grubu koç holdingi D grubu ise Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunundan yaralarlanan Fiat auto yu temsil etmektedir.

    Burada dikkat edilecek nokta Murahhas Aza seçimidir. Muharras Aza, şirketin tüm işlerini yürütmek, şirket bütçesini gerektiği şekilde kullanmak v.b. işleri yapan kişidir. Kısaca şirketi yöneten kişidir.

    Şirket ana şözleşmesine göre, sadece D grubu hissedarlar Muharras Aza yı seçebiliyor. Yani yönetim yabancılarda. Şirketin hayati kararlarını sadece İtalyanlar verebiliyor.

    Tabii sana göre yerli bir şirket. Eşit pay hakları var. Fakat yönetim ve hayati kararlar italyanlarda. İşte çelişki burada. Siz bu şirketi yıllardır yerli zannediyordunuz ama şirket sözleşmelerini inceleyince bir bakıyorsunuz ki yönetim İtalyanlarda. İşte bu yüzden diyorum yalan yanlış şeylerle duygu sömürüsü yapmayın.

    İnsanları yıllarca kandırıp duygu sömürüsü yaptınız. En kötü arabaları en yüksek fiyatlara sattınız. Türk arabası diye. Hala yalanlar konuşup milleti kandırmaya devam ediyorsunuz. Al işte şirket sözleşmeleri aşağıda. Oku incele ögren. Açıkçası ben senin şirketler tarafından bizi kandırmak için görevlendirilmiş eleman olduğunu düşünüyorum.

    Şirket Ana sözleşmesi Madde 11 ve Madde 13 te açıkça belirtilmiş. Aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.

    http://www.tofas.com.tr/Documents/tr/pdf/ana_sozlesme_enson.pdf

    D grubu hisselerin Fiat Auto ya ait olduğuda madde 6 da açıkça belirtilmiş.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi SoulToSoul -- 14 Haziran 2008; 12:18:50 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoulToSoul

    Birincisi Tofaşta hisse ler A, D ve E grubu olarak ayrılmaktadır. A ve D yönetimde söz sahibidir. A grubu koç holdingi D grubu ise Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunundan yaralarlanan Fiat auto yu temsil etmektedir.

    Burada dikkat edilecek nokta Murahhas Aza seçimidir. Muharras Aza, şirketin tüm işlerini yürütmek, şirket bütçesini gerektiği şekilde kullanmak v.b. işleri yapan kişidir. Kısaca şirketi yöneten kişidir.

    Şirket ana şözleşmesine göre, sadece D grubu hissedarlar Muharras Aza yı seçebiliyor. Yani yönetim yabancılarda. Şirketin hayati kararlarını sadece İtalyanlar verebiliyor.

    Tabii sana göre yerli bir şirket. Eşit pay hakları var. Fakat yönetim ve hayati kararlar italyanlarda. İşte çelişki burada. Siz bu şirketi yıllardır yerli zannediyordunuz ama şirket sözleşmelerini inceleyince bir bakıyorsunuz ki yönetim İtalyanlarda. İşte bu yüzden diyorum yalan yanlış şeylerle duygu sömürüsü yapmayın.

    İnsanları yıllarca kandırıp duygu sömürüsü yaptınız. En kötü arabaları en yüksek fiyatlara sattınız. Türk arabası diye. Hala yalanlar konuşup milleti kandırmaya devam ediyorsunuz. Al işte şirket sözleşmeleri aşağıda. Oku incele ögren. Açıkçası ben senin şirketler tarafından bizi kandırmak için görevlendirilmiş eleman olduğunu düşünüyorum.

    Şirket Ana sözleşmesi Madde 11 ve Madde 13 te açıkça belirtilmiş. Aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.

    http://www.tofas.com.tr/Documents/tr/pdf/ana_sozlesme_enson.pdf

    D grubu hisselerin Fiat Auto ya ait olduğuda madde 6 da açıkça belirtilmiş.

    Alıntıları Göster
    Yerli olarak ekmek alırım ben, ithali gelsin ekmeğinde ithalini alırım. Bırak yerli arabayı Türk yetkili servislerin verdiği garantiye bile inanmam...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoulToSoul

    Birincisi Tofaşta hisse ler A, D ve E grubu olarak ayrılmaktadır. A ve D yönetimde söz sahibidir. A grubu koç holdingi D grubu ise Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunundan yaralarlanan Fiat auto yu temsil etmektedir.

    Burada dikkat edilecek nokta Murahhas Aza seçimidir. Muharras Aza, şirketin tüm işlerini yürütmek, şirket bütçesini gerektiği şekilde kullanmak v.b. işleri yapan kişidir. Kısaca şirketi yöneten kişidir.

    Şirket ana şözleşmesine göre, sadece D grubu hissedarlar Muharras Aza yı seçebiliyor. Yani yönetim yabancılarda. Şirketin hayati kararlarını sadece İtalyanlar verebiliyor.

    Tabii sana göre yerli bir şirket. Eşit pay hakları var. Fakat yönetim ve hayati kararlar italyanlarda. İşte çelişki burada. Siz bu şirketi yıllardır yerli zannediyordunuz ama şirket sözleşmelerini inceleyince bir bakıyorsunuz ki yönetim İtalyanlarda. İşte bu yüzden diyorum yalan yanlış şeylerle duygu sömürüsü yapmayın.

    İnsanları yıllarca kandırıp duygu sömürüsü yaptınız. En kötü arabaları en yüksek fiyatlara sattınız. Türk arabası diye. Hala yalanlar konuşup milleti kandırmaya devam ediyorsunuz. Al işte şirket sözleşmeleri aşağıda. Oku incele ögren. Açıkçası ben senin şirketler tarafından bizi kandırmak için görevlendirilmiş eleman olduğunu düşünüyorum.

    Şirket Ana sözleşmesi Madde 11 ve Madde 13 te açıkça belirtilmiş. Aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.

    http://www.tofas.com.tr/Documents/tr/pdf/ana_sozlesme_enson.pdf

    D grubu hisselerin Fiat Auto ya ait olduğuda madde 6 da açıkça belirtilmiş.

    Alıntıları Göster
    SoulToSoul arkadaş, bir yorumunda ekonomistim demişsin ama sanırım alt yapı olarak işletme ya da muhasebe gibi kulvarlardan eğitim almışsın.İktisatla uğraşıp da genel çerçeveyi bu kadar görememek çok zor çünkü.Bakın bir söz vardır İktisat okyanus, işletme ise denizdir, sizin okyanusa doğru kürek çekmenizi dilerim.
    Ayrıca şunu da tekrar belirtmek gerekir, kimin adına olursa olsun bu sektöre yapılan harcama yatırım harcamasıdır.Ülkemizin de yatırıma ihtiyacı vardır!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: İlkerA.

    SoulToSoul arkadaş, bir yorumunda ekonomistim demişsin ama sanırım alt yapı olarak işletme ya da muhasebe gibi kulvarlardan eğitim almışsın.İktisatla uğraşıp da genel çerçeveyi bu kadar görememek çok zor çünkü.Bakın bir söz vardır İktisat okyanus, işletme ise denizdir, sizin okyanusa doğru kürek çekmenizi dilerim.
    Ayrıca şunu da tekrar belirtmek gerekir, kimin adına olursa olsun bu sektöre yapılan harcama yatırım harcamasıdır.Ülkemizin de yatırıma ihtiyacı vardır!

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: ilker67

    SoulToSoul arkadaş, bir yorumunda ekonomistim demişsin ama sanırım alt yapı olarak işletme ya da muhasebe gibi kulvarlardan eğitim almışsın.İktisatla uğraşıp da genel çerçeveyi bu kadar görememek çok zor çünkü.Bakın bir söz vardır İktisat okyanus, işletme ise denizdir, sizin okyanusa doğru kürek çekmenizi dilerim.
    Ayrıca şunu da tekrar belirtmek gerekir, kimin adına olursa olsun bu sektöre yapılan harcama yatırım harcamasıdır.Ülkemizin de yatırıma ihtiyacı vardır!


    İlker dostum bence sen bir oku önce anla sonra gelip yorum yap. İnternette ki saçma sapan yerlerden yapılan alıntılara tabii ki inanmam. Devlet kurumları ve şirket siteleri haricindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: SoulToSoul

    quote:

    Orjinalden alıntı: ilker67

    SoulToSoul arkadaş, bir yorumunda ekonomistim demişsin ama sanırım alt yapı olarak işletme ya da muhasebe gibi kulvarlardan eğitim almışsın.İktisatla uğraşıp da genel çerçeveyi bu kadar görememek çok zor çünkü.Bakın bir söz vardır İktisat okyanus, işletme ise denizdir, sizin okyanusa doğru kürek çekmenizi dilerim.
    Ayrıca şunu da tekrar belirtmek gerekir, kimin adına olursa olsun bu sektöre yapılan harcama yatırım harcamasıdır.Ülkemizin de yatırıma ihtiyacı vardır!


    İlker dostum bence sen bir oku önce anla sonra gelip yorum yap. İnternette ki saçma sapan yerlerden yapılan alıntılara tabii ki inanmam. Devlet kurumları ve şirket siteleri haricindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.

    Alıntıları Göster
    Bakın benim yazdıklarım 3-5 cümleyi geçmiyor ama siz daha ne demek istediğimi anlamadan bana öğüt veriyorsunuz, oysa ki daha önce yazdıklarım da öyle satırlar dolusu değildi.Ben çok basit şeylerden bahsediyorum siz tutmuş şirket sözleşmelerini veriyorsunuz hala işletmeci kafasıyla konuşuyorsunuz.Ben diyorum ki bu şekilde bu tartışmaya dahil olamazsınız çünkü başından beri dediklerinizin konuyla hiç bir alakası yok. Siz sözleşmelerden önce otomotiv sektörüne yapılan harcamalar milli gelir hesabı yapılırken hangi tarafa yazılıyor kitapları açın da onu bir öğreniverin.Çünkü biz bu harcamalar yatırım harcamasıdır dediğimiz halde bir türlü anlatamadık size.
    quote:

    Orjinalden alıntı: SoulToSoul


    quote:

    Orjinalden alıntı: ilker67

    SoulToSoul arkadaş, bir yorumunda ekonomistim demişsin ama sanırım alt yapı olarak işletme ya da muhasebe gibi kulvarlardan eğitim almışsın.İktisatla uğraşıp da genel çerçeveyi bu kadar görememek çok zor çünkü.Bakın bir söz vardır İktisat okyanus, işletme ise denizdir, sizin okyanusa doğru kürek çekmenizi dilerim.
    Ayrıca şunu da tekrar belirtmek gerekir, kimin adına olursa olsun bu sektöre yapılan harcama yatırım harcamasıdır.Ülkemizin de yatırıma ihtiyacı vardır!


    İlker dostum bence sen bir oku önce anla sonra gelip yorum yap. İnternette ki saçma sapan yerlerden yapılan alıntılara tabii ki inanmam. Devlet kurumları ve şirket siteleri haricindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    sevgili üyeler,

    verdiğiniz linkler ve anlatmaya çalıştığınız şeyler, emin olun ki sizin hedef kitleniz tarafından (kazandığının ve harcadığının kıymetini iyi bilen bilinçli tüketiciler tarafından) iyi bir süzgeçten geçiriliyor. Bunların hepsi harfi harfine okunuyor ve kendi bilgi birikimleri ile birleşip kendilerine has bir düşünce/fikir oluşturuluyor.

    Ama işi, ‘ben manyağım’, ‘hayır sen ekonomist bile değilsin’, ‘o zaman sen de şöylesin’, ‘klavye delikanlısısın’ gibi gereksiz ve konunun açılma amacını çok zedeleyen tartışmalar hem konunun hem de konuyu açıklamaya çalışan üyelerin ciddiyetini azaltıyor…




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.

    Alıntıları Göster
    Yanlışınız var sanırım, kayıtları bende saklı olmasına rağmen silinen hiçbir mesajı buraya tekrar koymadım. Yukarıdaki mesajımda verdiğim yanıt bu sayfada (düzeltme: bir önceki sayfada) halen kayıtlı bulunan son SoulToSoul yorumuna karşılıktır.
    Üstteki yorumumun son satırlarında belirttiğim gibi, forumun geleceği ve üslup konusundaki yorumunuza katılıyorum, başından beri de uygulamaya çalışıyorum.
    Saygılarımla.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yasaryasaryasar -- 4 Haziran 2008; 17:36:48 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Yanlışınız var sanırım, kayıtları bende saklı olmasına rağmen silinen hiçbir mesajı buraya tekrar koymadım. Yukarıdaki mesajımda verdiğim yanıt bu sayfada (düzeltme: bir önceki sayfada) halen kayıtlı bulunan son SoulToSoul yorumuna karşılıktır.
    Üstteki yorumumun son satırlarında belirttiğim gibi, forumun geleceği ve üslup konusundaki yorumunuza katılıyorum, başından beri de uygulamaya çalışıyorum.
    Saygılarımla.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.


    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Yanlışınız var sanırım, kayıtları bende saklı olmasına rağmen silinen hiçbir mesajı buraya tekrar koymadım. Yukarıdaki mesajımda verdiğim yanıt bu sayfada halen kayıtlı bulunan son SoulToSoul yorumuna karşılıktır.
    Üstteki yorumumun son satırlarında belirttiğim gibi, forumun geleceği ve üslup konusundaki yorumunuza katılıyorum, başından beri de uygulamaya çalışıyorum.
    Saygılarımla.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.





    Tamam ama şimdi oda gelecek sizin yazdığınıza karşılık verecek.
    Ve kısır döngü yine başlayacak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mississippi -- 4 Haziran 2008; 17:36:49 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mississippi

    quote:

    Orjinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Yanlışınız var sanırım, kayıtları bende saklı olmasına rağmen silinen hiçbir mesajı buraya tekrar koymadım. Yukarıdaki mesajımda verdiğim yanıt bu sayfada halen kayıtlı bulunan son SoulToSoul yorumuna karşılıktır.
    Üstteki yorumumun son satırlarında belirttiğim gibi, forumun geleceği ve üslup konusundaki yorumunuza katılıyorum, başından beri de uygulamaya çalışıyorum.
    Saygılarımla.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.





    Tamam ama şimdi oda gelecek sizin yazdığınıza karşılık verecek.
    Ve kısır döngü yine başlayacak.

    Alıntıları Göster
    Başından beri yapmaya çalıştığım şey ortaya fikir koyup, gelen fikire fikirle karşılık vermek. En başından beri üslubumda buna dikkat etmeye çalıştım. Ama gelen yorumların içindeki bazı kişiiğime yönelik sözler (alıntı yapmayayım gene ) sanal ortamda bile olsa insanı çileden çıkarabiliyor. (Konuda yorumu olan diğer bazı arkadaşlar da bu tarz sözlerden şikayetçi oldular zaman zaman) Bunları görmezden gelmeye çalışacağım. Mümkün olduğunca.
    Teşekkürler.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    quote:

    Orjinalden alıntı: yasaryasaryasar

    Yanlışınız var sanırım, kayıtları bende saklı olmasına rağmen silinen hiçbir mesajı buraya tekrar koymadım. Yukarıdaki mesajımda verdiğim yanıt bu sayfada halen kayıtlı bulunan son SoulToSoul yorumuna karşılıktır.
    Üstteki yorumumun son satırlarında belirttiğim gibi, forumun geleceği ve üslup konusundaki yorumunuza katılıyorum, başından beri de uygulamaya çalışıyorum.
    Saygılarımla.

    quote:

    Orjinalden alıntı: mississippi

    Sayın @yasaryasaryasar forumda silinen mesajları tekrar koyarsanız.
    Konuyu @SoulToSoul ile kişisel platformda tartışırsanız konunun ömrü ve sizin üyeliniz uzun olmaz.

    Eğer @SoulToSoul ile ayrıntılı paylaşacaklarınız varsa bunu MSN ilede yapabilirsiniz.

    Böyle bir konu açtığınız ve yerli üretilim desteklenmesi gerektiğine inanıyorsanız.
    Konuya gelecek cevaplara olumlu olumsuz fikir alarak ve vererek cevap verirseniz daha faydalı olur.

    Saygılarımla.





    Tamam ama şimdi oda gelecek sizin yazdığınıza karşılık verecek.
    Ve kısır döngü yine başlayacak.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.