Şimdi Ara

En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (59. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.533
Cevap
22
Favori
79.475
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 5758596061
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Aslında animede ikinci dünya savaşına bolca gönderme var. İkinci dünya savaşında dünya yeni bir savaş anlayışı ile karşılaşıyor buda hava bombardımanı ile şehirlerin ciddi oranda yıkılması. Almanya sırf bu tehdit ile Çek cumhuriyetini yola getirmiş mesela. Dolayısıyla Fransa İkinci Dünya Savaşında ordusu imha olduktan sonra Paris'in havadan bombardıman edilip, tarihi eserlerin tahrip edilmesini önlemek için şehri gerçektende "Serbest Şehir" ilan ederek eğer düşman buraya ulaşırsa kesinlikle bir direniş gösterilmeyeceğini bu nedenle şehrin hava bombardımanına tabi tutlmamasını istiyor. İkinci olarak yine ikinci Dünya Savaşı sırasında Almanya, Polonya'ya saldırdığında onlara İngiltere ve Fransa savaş açıyor ve Alman kamuoyu kendilerini saldırgan olarak değil tam tersine vatanlarını savunuyorlarmış gibi algılıyor. Ayrıca Almanya yine ikinci dünya savaşında Fransa'yı işgal ettikten sonra ciddi bir barış arayışına girişiyor fakat hiçbir ülke buna yanaşmıyor.
    Almanlar'ın müttefik ordularını yoketme planı genel hatları ile doğru fakat lağım kazıp Fransız hatlarını havaya uçurma yöntemi İkinci Dünya Savaşından değil 1. dünya savaşında uygulanan bir yöntem. Keza V2'lerde şehirlere karşı kullanılmış silahlar düşmanın arkasına asker göndermek veya komuta merkezlerini imha etmek vb tamamen hayal ürünü. Orjinal planda Almanlar yoğun ormanlı alan olduğu için müttefiklerin savunmadığı Ardenlere tankları sokarak bir anda arkalarına geçiyorlar, lağım kazıp hatları havaya uçurmak yerine. İşin ilginç yanı ise bu başarılı planın uygulanmasının nedeni Almanların orjinal planlarını taşıyan bir askeri uçağın kaza eseri Hollanda'ya düşmesi sonucu müttefiklerin orjinal planı öğrenmiş olma şüphesi.
    Genelkurmay , tarihsel dönem ve ortamlar 1. dünya savaşından fakat kurgu İkinci dünya savaşından alınmış.
    Animeyi yazan kişi kesinlikle bir Dünya Savaşı kaynağı okuyarak yazmış.
    Açıkladığınız için teşekkür ederim hocam. Evet doğrudur ikinci dünya savaşına bolca gönderme var hatta ben bir ara şüpheye düşmüştüm ya bu ikinci dünya savaşını mı baz alıyordu yoksa diye İkinci sezonu da geliyor sanırsam yakında ama izleyeceğimden pek emin değilim çok sinir oldum Almanlara.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • @Periah Hocam 1. Mesajdaki TTGL notumu siler misiniz? DitF'a yazdığım notu yazmışsınız galiba :D

  • kingocd kullanıcısına yanıt

    Düzelttim .

  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Kuzu no Honkai - Scam Wish


    Genelde televizyonlarda, oyunlarda, sinemalarda, romanlarda insanın içini açan, olumlu duygularla bezenmiş hikayeler görürüz, kalbimizin kırıldığı dram eserleri bile olsa üzüldüğümüz nokta fedakarlık veya aşkın karşılık bulmamasıdır. Fakat insanlar soylu ve temiz duygulardan oluşmaz hepimizin dışarıya yansıtmaktan kaçındığımız, utandığımız çirkin duygu ve emelleri vardır. İşte Scam Wish bu noktaya büyüteçle bakan bir eser diyebilirim. Karşılıksız ilişkiler, sevgisizlik, yalnızlık gibi duyguların insanları yozlaştırmasını ele almış.


    Öncelikle belirtmem gerekiyor ki teknik tarafı çok güzel bir anime. Çizimleri film kalitesine yakın, müzikleri de özenle seçilmiş.


    Hikaye kısmı ise ilginç başladı, güzel gelişti fakat mangaka ardından hikayenin ağırlığı altında ezilmiş diyebilirim.



    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Hikayenin ortasında ortaya çıkan prenses gibi giyinmeye çalışan kızın hikyesi sığ ve anlamsızdı.Akane'nin içindeki boşluğu duygusuzca erkeklerle beraber olarak doldurmaya çalışması ve başkalarının sevdiklerini ellerinden almaktan duyduğu haz bence güzel betimlenmişti. Fakat Akane'nin karşısındaki acınası bir adamın genişliği sonucu kurtulduğuna veya birşeyler hissetmeye başladığına inanmak için saf olmamız gerekir. Tüm karakterlerin giderek yozlaşmasını anlatan hikayenin bu yozlaşmayı tersine çevirecek hiçbirşey olmamasına rağmen (bence), yozlaşmanın bir noktada durup animenin herkes için olumlu bir biçimde bitmesi serinin gerçekçiliği ve inandırıcılığına sekte vurmuş diyebilirim. Burada dediğim gibi ya yozlaşmanın niçin durduğuna bizi inandıracak detaylı bir olay örgüsü ki ( bu olsa bile inandırıcılık açısından yine de birkaç karakterin feda edilmesi gerekirdi), yada içimizi burkacak veya sıkacak olsa dahi animenin çok kötü bir sonla bitmesi gerekirdi.


    Sonuç olarak Kuzu no Honkai birşeyler denemiş , bir noktaya kadar da başarılı olmuş fakat bu çizgisini sürdürememiş bir anime.


    10/7


    Not: Serinin +18 olduğunu bilerek izleyin.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 7 Ekim 2021; 6:49:14 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Rakudai Kishi no Cavalry


    Arkadaşlar hiç lafı evirip çevirmeyeceğim


    1 - Sapıkça sahneler var.

    2 - Klişe bir senaryoya ve karakterlere sahip.


    Bunları aradan çıkardığımıza göre şunu söyleyebilirim ki genel olarak keyifli bir anime olmuş. Yani ecchi sahneleri slayt gibi göstermeyelim arada birde hikaye olsun tarzı bir anime değil. Hikayesini takip edip, özellikle güzel dövüşler ile kendisini izletiyor. Yani fan service unsurları olmasa bile bence kendini izletebilecek güzel bir işti.


    10/7


    Not: Kendi içerisinde 1 arcı tam olarak bitiriyor fakat genel hikaye yarım kalıyor bunu bilerek başlayın.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 3 Ekim 2021; 19:42:11 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Kimetsu no Yaiba


    Kaliteli bir shounen izlemeyeli çok zaman geçmişti. Çölde bir vaha gibi geldi bu seri açıkçası. Çizimleri çok güzel, animasyonlar ve dövüşler harika. Karakter ve hikayeler ise bir shounen'den beklendiği gibi, karakter kadrosu oldukça geniş bu nedenle fazla derin birşeyler beklememek gerekli fakat animenin genel havasına uygun hem düşmanlar hemde dost karakterler gayet iyiydi.


    Düşmanların bir derinliğinin olması aynı zamanda dövüşlerinde bir derinliği olması hoşuma gitti. Üzerlerine kafa yorulduğu belli oluyor buda izlerken seyir zevkini gayet arttırıyor diyebilirim.


    Giderek güzelleşen anime, film ile doğrudan devam ediyor ve filmin son 40 dk'sı muhteşem yapılmış.


    Son derece akıcı, çizim ve animasyonları son derece güzel, hikayesi bir shounen için yeterli, karakter kadrosu geniş ve güzel kısacası izlediğim en kaliteli shounen animelerden birisiydi diyebilirim, mutlaka bakmanızı öneririm.


    Kimetsu no Yaiba - 8

    Kimetsu no Yaiba filmi - 9 ( Özellikle son 40 dksı için.)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 7 Ekim 2021; 7:39:39 >




  • Periah kullanıcısına yanıt
    High school hero izledin mi yani o anime serisini sadece birini değil. Eğer izlediysen düşüncelerin neler?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • milliacar M kullanıcısına yanıt

    O seriyi daha izlemiş değilim fakat arşivde var birgün bitirdiğimde mutlaka buraya yazarım.

  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Fate filmlerini izlemeden önce mutlaka Fate Zero ve Fate/Stay Night : Unlimited Blade Works serilerini izlemenizi öneririm. Bu serileri izlemeden filmlere başlarsanız herşeye oldukça Fransız kalırsınız.



    Fate/stay night: Heaven's Feel - I. Presage Flower


    Filmi açtıktan kısa bir süre sonra bunun bir what if yani hikayesi öyle değil de böyle gelişseydi nasıl olurdu ? tarzı Unlimited Blade Works'un alternatif bir versiyonu olduğunu anlıyorsunuz. Filmin yapımcıları bu filmi izleyenlerin önceki serileri de izlediğini varsayarak hareket etmişler. Yani filmde karşımıza çıkan pekçok karakter tanıtılmıyor, bazı olaylar farklı açılardan çok kısa gösteriliyor veya mesela animedeki bir sekans jenerik olarak kısa kısa sahneler halinde geçiştiriliyor. Dolayısıyla eski animeleri izlemediyseniz veya hatırlamıyorsanız filmden aldığını keyif büyük oranda düşecektir.


    Bunun dışında ilk film pek fazla aksiyon içermiyor, sahneler yer yer kopuk kopuk hissettiriyor ve bazen sanki bir sanat filmi izliyormuşçasına müzik olmayan uzun ve sessiz sekanslar görüyoruz. İki karakter oturuyor , rüzgar ile ağaçlar dalganıyor ve biz ekrana öylece bakıyoruz : ) Dolayısıyla ilk film diğer iki film için sahneyi hazırlıyor diyebiliriz, bunu da normal bir anime serisinde uzun uzun anlatılmış pekçok sahneyi keserek yaptığından, pek fazla aksiyon olmamasından açıkçası benim çok hoşuma gitmedi. Ayrıca Emiya karakterini hala sevmiyorum, Unlimited Blade Works'de de tek beğendiğim karakter Archer'dı fakat bu filmler daha çok Emiya ve Sakura'ya odaklandığı için benim modum biraz daha düştü diyebilirim : )


    Fate/stay night Movie: Heaven's Feel - II. Lost Butterfly


    İlk filmin sonundan itibaren olaylar farklı geliştiğinden bu filmde serinin eski versiyonları ile bağı kopup kendi hikayesine tam olarak geçtiğini söyleyebilirim. Aksiyon dozajı daha yüksek ve heyecanlı dövüşler görüyoruz.


    Bu bölümde Fate animelerinden hissettiğim havanın aynısını aldığımı söyleyebilirim. Fate serilerinin hikayeleri genelde biraz acımasızdır. Evet ana karakter kendini geliştirip, mücadele ederek bir şekilde sonuca ulaşır fakat öte yandan bazı yan karakterler vardır ki bunlar kurbanlardır fakat kimse tarafından kurtarılmamışlardır. Başlarına kötü şeyler gelmiştir veya gelecektir fakat bazı çözümsüz görünen problemler ile karşılaşırlar ve çözmek adına başkalarını kurtarmak adına kendilerini feda ederler. Yalnız kalırlar ve sonları kötü olur. Bu kısım biraz acımasızdır fakat Fate animeleri böyle, kahramanların umutsuzluğa düştüğü ve bazı kurbanların asla kurtarılamadığı kısımlar hikayesini daha keskin ve gerçekçi hale getirir.


    İkinci filmde bize buna benzer çözümsüz veya çözümü çok zor bir problem koyuyor , az çok neyle karşılaştığımızı anlıyoruz ve anime daha yetişkin bir temaya bürünüyor burada. Yalnız benim Fate serilerinde sevmediğim şey karakterlerin biraz fazla duygusuz olması diyebilirim. Yani animede çok büyük olaylar gerçekleştikten sonra onun etkisini birgün sonra pek fazla hissetmiyorsunuz. Çok büyük bir olay oluyor ve anime bir sonraki sahnede sanki olayın üzerinden 5 yıl vb geçmiş gibi hissettiriyor karakterlerin davranışları üzerinden size. Yani seride yaşanan ağır olayların karakterlerin psikolojilerine olan etkisi son derece sınırlı. Dolayısıyla Fate serisindeki karakterlerin biraz içi boş gibi gelmiştir bana hep fakat duygusal twist konusunda güzel bir yazarlığa sahip ki 3. filmde bunun bir örneği var.


    Fate/stay night Movie: Heaven's Feel - III. Spring Song


    Son film 3lü içerisinde en güzeliydi diyebilirim. Hem aksiyona doyduk, hem Fate evreni hakkında önemli bazı bilgiler edindik hem de Kirei gibi bir karakter bu filmde oyuna dahil oldu. Kirei animeye felsefi bir tarafta kattığı için için önemli bir karakter bana kalırsa.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    3 . filmin diğer ikisinden daha iyi olmasının bir nedeni de şimdiye kadar sadece tek kişinin oynadığı bir satranç oyunu izlemiş olmamızdan kaynaklanıyor. Animede tüm kurguyu oluşturan ve diğer tüm karakterleri ilk iki film boyunca yönlendiren kişi Zouken'di. Zouken iki film boyunca karşısındaki hiçbir karakteri ciddiye almadı, zaten ciddiye almasına da gerek yoktu. Emiya, Tosaka, Sakura, Shinji hepsi aklı bir karış havada ne yaptığını pek bilmeyen ergen tiplerdi sonuçta. Kimisinin içi boş düşüncelerini, kimisinin güçlü görünme çabasını, kimisinin beklentilerini karşılayamanın verdiği sıkıntısını izledik kısacası kurgu ve ana hikayeye yön vericek olgunlukta değillerdi. Dolayısıyla ya bir ergenin yaşamını ya da Zouken'in kurmuş olduğu tüm tuzaklara bu karakterlerin balıklama atlamasını veya yine Zouken'in kurbanlarının çektiği acıları vb izledik.
    Fakat aslında bu satranç tek taraflı değildi. Kase savaşı Zouken ile Kirei arasında yaşandı tamamen. Fakat ilk iki filmde Kirei geri planda olduğu için animede insanı merak ettiren bir denge unsuru göremedik. Bu bölümler gölgenin kim olduğu ve Sakura'nın bilinçaltını gösteren gizem ve birkaç etkileyici ve kanlı sahne ile ayakta tutuldu. O sırada Emiya ne yapıyordu saydım 4 tane kıza kılıç savrulurken bütün kılıçların üzerine atlamakla meşguldü. Pek bir ölüm korkusu veya psikolojik tarafı yoktu. Yaşadığını ancak 3. filmin en sonunda birkaç saniye ölüme atlamakta tereddüt ettiğinde hissetmiştim zaten.
    Son filmde ise Kirei'nin devreye girmesi ile Zouken'in tüm karakterleri kukla gibi oynatması en azından bir nebze önleniyor ve akıl ve mantık içeren konuşmalar ve hareketler görebiliyoruz. Zaten Kirei'nin en sonunda Zouken'i öldürmesi (aslında öldüremedi), bir klise mensubu olması fakat hayata hiçbir şekilde değer vermemesi, aslında acıdan ve kötülükten zevk almasına karşın karısı ile olan hikayesinde bu düşüncelerine karşın onu öldürmemesi tam tersine düşünüş biçiminin yanlış olduğu inancı (mantık) ile iyi tarafa geçmeye çabalaması. Kötü fakat durduk yere kötülük yapmayan aklı selim birisi olması hikayeyi ilginç kılıyor. Zaten filmin en sonunda saf kötü olan bir yaratığı serbest bıraktıktan sonra işlediği onca kötülüğün ardından yalnız kaldığında yaptıklarından pişmanlık duyup duymayacağını merak ettiğini söylüyor. Kısacası ölmek veya yaşamak değil sadece hayatta birşeylerin gerçekten anlamı olup olmadığını merak eden bir karakter özünde. Bir klise mensubu olması, haç takması, evlenip çoluk çocuğa karışması, kötü olmasına karşın aklı selim davranması hep bu nedenle.


    3 filmi birden ele aldığımızda her ne kadar dokunaklı bir hikaye işlense de neden bilmiyorum ama ben pek fazla hüzünlenmedim. Birşeyler eksik gibi hissettirdi seri boyunca, bu eksiklik ise altı gerçekten dolu karakterlerdi...


    Fate/stay night: Heaven's Feel - I. Presage Flower - 6

    Fate/stay night Movie: Heaven's Feel - II. Lost Butterfly - 7

    Fate/stay night Movie: Heaven's Feel - III. Spring Song - 7.5




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 11 Ekim 2021; 9:47:50 >




  • milliacar M kullanıcısına yanıt

    Ben izledim dediğin seriyi. School olsun demon olsun haremli ecchi olsun diyorsan izle sıkmaz. Harem ecchi sevmiyorsan hiç bulaşma.

  • Ainz Ooal Gown kullanıcısına yanıt
    Bende izledim hacı keyifliydi sevdim. Ama sence devamı gelir mi yoksa bitti mi ne diyorsun?

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Gelecek devamı seneye gelir herhalde.

  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    Kaiji- İlk Sezon




    akıcı başlamasına rağmen belli yerden sonra temposu düşmüş, kaliteli diyalogları taşıyor seriyi, Taş Kağıt Makas büyük ihitmal seride görebileceğim en iyi kumardı ayriyetten daha sert bir seri beklerdim o yönden hayal kırıklığı oldu. İkinci sezona gelecek sene geçerim gibi

    7,5/10





  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız

    K-On!


    Hafif ve yumuşacık zamanlar : D animede geçen bir şarkının adı ve bence bu seriyi güzel tanımlıyor.


    K-On! benim anime izleme örüntümle son derece ters bir yapıdaydı o nedenle bu seriyi izlemek benim için çok kolay olmadı bunu söyleyebilirim. Seri boyunca 5 moe(4+1) karakterin sevimliliklerini, lise hayatı boyunca bir müzik grubu çerçevesinde izliyoruz fakat ben K-On!'un bir müzik animesi olduğunu düşünmüyorum kesinlikle.


    Her ne kadar ortada bir grup ve konserler vb varsa da animenin odak noktası müzik değildi kesinlikle. Müziği arka planda kullanarak arkadaşlık, gençlik ve güzel zamanları anlatıyor diyebilirim. Bu konuda örnek vermem gerekirse, Bakuman mangakaları anlatan bir animeydi çünkü serinin odak noktası mangakalıktı, mangaka olmak için verilen mücadeleydi. Animedeki bütün diğer ögeler mangakalık mesleğinin etrafına toplanmış yan hikayelerdi.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Hatta animenin en sonunda ana karakterler eski lise arkadaşları ile bir mekanda toplandıklarında ellerine bakarak en sonunda hayallerimizi gerçekleştirdik fakat(gülüp eğlenen arkadaşlarına bakarak), bunun için neler feda ettik tarzında bir şeyler söylüyorlardı.


    Keza (her ne kadar fantastik ögeler bol miktarda bulunsa da ) Kuroko's Basketball bir basketbol animesiydi keza Haikyuu bir voleybol animesidir ama K-On bir müzik animesi değildir kesinlikle. Bu serilerle karşılaştırırsanız fark çok bariz. Serinin odak noktası müzik değil arkadaşlık dostluk ve güzel lise zamanları müzik ise sadece bir hobi. Animenin belki eksi yön olarak bu konuda bir challenge(mücadele) sunmamasını söyleyebilirim.


    İkinci bir eksi noktası ise serinin yüzde 90ında bir gerilim veya çatışma unsurunun olmaması. Buda bütün bölümleri karakterlerin sevimlilikleri ve sıradan günlerinde ne yaptıkları ile götürdükleri anlamına geliyor. Eğer karakterlerle özdeşleşip onları benimserseniz bir sorun yok fakat bu konuda animenin içerisine giremezseniz eksikliği hissediyorsunuz. Bu eksinin kapandığı birkaç bölümde ise anime level atlıyor.

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Sezon 1 - bölüm 13Sezon 2 - Bölüm 20


    Bu eksilerinin yanında genel olarak karakterlerin birbiri ile uyumlarının iyi olduğunu söyleyebilirim. O kadar sevimliliğe rağmen yapay hissettirmiyorlar. Ayrıca mangakanın gözlem gücü gerçekten iyi, bazı sahnelerde o dönemlerde bizimde yaptığımız hareketleri gördüğünüzde yüzünüzde bir gülümseme oluşabiliyor. Animedeki neredeyse tüm karakterler kız olduğu için duygularını pek sakınmıyorlar dolayısıyla eğer bu türde serileri seviyorsanız insanın içini ısıtan tarda bir anime izleyecekiniz.


    K-On! oturup peşpeşe bölümler izlemektense arada açıp birkaç bölüm bakabileceğiniz, sevimliliği ile moralinizi düzeltebilecek bir seri fakat bu tarzı sevmeyenler için ise fazla birşey sunduğunu söyleyemeyeceğim.


    10/7

    Not: Bu animenin 180 derece zıttı olarak bir grup liseli erkek öğrencinin hayatını anlatan Daily Lives of High School Boys'u önerebilirim.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 23 Ekim 2021; 10:23:56 >




  • @Periah senpai sonunda bu animeyi izlemişsin. :)) Tahmin edeceğin üzere söylediğin 2 eksiğe katılmıyorum. Evet K-On'da odak noktası müzik türü değil slice of life türüdür bu konuda haklısın ama müzik türünün de hakkını veriyor. Animedeki reklamlardan da anlaşılacağı üzere tüm müzik aletleri detaylı çizilmiştir, gerçekte de vardır. Zaten sponsor oldular animeye :) Animede müzikler kısa kısa geçiliyor. Çoğu kişi bu durumdan şikayetçi. Ama o müziklerin hepsinin full versiyonu youtube'da mevcut. 2 sezon ve 1 filmde opening ve ending müziklerini de sayarsak 32 tane şarkı var. Bence bu rakam gayet iyi. Bu 32 tane şarkıyı youtube'dan full versiyonları dinleyebilirsin. Ha unutmadan 5 tane de death devil grubuna ait şarkı var. Anime sonrası K-On ekibi boş durmayıp "character image songs" adı altında her karakter için ayrı ayrı şarkılar yaptılar. Oradan da 43 tane şarkı oldu. Hepsini toplasak 80 şarkı ediyor. Şimdi soruyorum, hangi müzik animesi ekibinin 80 tane şarkısı var? En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Spoiler içinde 2. Sezon 20 bölüm yazıyor ama 26 bölüm olacak. Sanırım yanlış yazılmış :) yoksa son 6 bölümü izlemedin mi senpai En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 



    Gerilim ve çatışma unsuru yok demişsin. Zaten animenin öyle bi amacı yok. Bu nedenle iyashikei animeleri arasında da geçer :)


    Son olarak, benim bu animeyi sevme sebeplerimden biri de K-On'da lise hayatında yapılacak hemen hemen her güzel şeyin yapılmasıdır. Animeyi izlerken resmen hayallerim gerçekleşmiş gibi hissetmiştim. Rock türü müzik de ayrı hoşuma gitti tabii. Benim favorim "pure pure heart" :)) full versiyonunu şiddetle tavsiye ederim :)


    @SenseiReki de bir şeyler demek ister belki En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • maybe4you kullanıcısına yanıt

    Spoiler içerisine her sezonda olan bölüm sayısını değilde animenin en sevdiğim iki bölümünü yazmıştım.


    Bazı bölümlerde müzik enstrümanlarına dair ayrıntılı bilgiler görünce ve ekip grup kurma işine girişince bu yönde yürüyecekleri beklentisi içerisine girmiştim fakat anime dediğin gibi tamamen slice of life tarafına döndü daha sonra.


    Ben Slice of Life türü animelerde izledim fakat bu tür içerisinde beni sürükleyen taraf hiçbir zaman sıradan günlük yaşamlar olmadı. Daha çok karakterlerin yaşadıkları git geller, kendi iç çatışmaları, hayata karşı durumları gibi daha yetişkin temalar oldu.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Örneğin Haibane Renmei izlerken beni asıl etkileyen şey günlük yaşam falan değildi. Animede bir bilinmezden gelip başka bir bilinmeze doğru zamanı gelince giden karakterlerin yaşadığı dünyanın gizemiydi. Reki'nin içindeki pişmanlık ve karanlığın her bölüm azar azar artarak serinin başında aklı başında ve güçlü görünen bu karakterin serinin en sonunda içindeki karanlıkla başedemeyerek nasıl bir çöküşe maruz kaldığı ve animenin bunu tasvir ediş şekliydi. Reki kurtulmak için Rakka'yı korumak istemişti fakat tam tersi asıl kurtarılması gereken kişi kendisiydi ve kabuğunun içerisinde ilk başta bize gösterilmeyen acıların yavaş yavaş ortaya çıkması etkilyeciydi. Keza ilk yarısına kadar her ne kadar bir gizem unsurunu işlese de sakin ve sevimli ilerleyen animenin Kuu'nun bir anda hiçkimseye haber vermeden çekip gitmesiyle animenin tonunun ve temposunun bir anda değişimi ben bunları sevmiştim gerçekten.


    K-on'a gelirsek ben böyle mutlu mesut giden, içerisinde çatışma, gerilim unsuru bulunmayan, rekabet ve mücadele içermeyen animeleri izlerken biraz zorlanıyorum mlsf. Gerçektende çok sıcak ve güzel bir anime özünde fakat ben biraz daha derin, insanın içindekileri yansıtan seriler arıyorum.


    Mesela senin hiç sevmediğin Nana'yı veya seninde bayıldığın 3 Gatsu no Lion'da beni çeken taraf da buydu. Karakterlerin yaşadıkları iç çatışmalar 3 Gatsu no Lion incelemesinde yazdığım gibi 3 kız kardeşin yanındayken ki sıcacık ortam ile Rei'nin kendi iç dünyasındaki buz gibi soğukluk arasındaki tezat bence çok daha etkileyici.


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    K-On'da en sevdiğim iki bölümde de buna benzer birşeyler olduğu için bayıldım. Mesela sezon 1 bölüm 13'de Mio, Ritsu'nun posta kutusuna şarkı sözlerinin yazılı olduğu bir kağıt bırakıyor ve Ritsu bunu kendisine gönderilen bir aşk mektubu sanıyor. O andan itibaren Ritsu'nun yaşadığı kafa karışıklığı ve düşünceli haline bayıldım açıkçası : ) Güzel bir çatışma unsuruydu.
    Sezon 2 bölüm 20 ise her ne kadar seri devam etsede final bölümüydü bence. Güzel bir konser, konser için öğretmenlerinin yaptığı t -shirt jesti ve günün sonunda, gün batımında yan yana oturan karakterlerin artık ayrılma vaktinin geldiğini anladıkları ve ağladıkları sahne. Bence anime tam o noktada çok güzel bir biçimde bitti. Devamı ise filler bölümler gibiydi açıkçası filmi de dahil olmak üzere.


    Kısacası bence K-on türü sevenler için gerçekten harika ve insanın içini ısıtan türden bir anime fakat benim aradıklarım ile K-On sundukları uyuşmadığı için biraz kenardan izlemek zorunda kaldığımı söyleyebilirim. : )


    Not: Peki bu tarz iç çatışma ve derin mevzuların olmadığı animeleri neden izliyorsun diyenler olabilir. Orada da daha önce belirttiğim gibi rekabet, birşeyi başarmak için verilen mücadele, o gaz bu eksileri kapatıyor bence.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 27 Ekim 2021; 5:15:22 >




  • Periah kullanıcısına yanıt

    K-On'u yanlış beklentilerle izlemen kötü olmuş öyleyse. Aslında daha önce iyashikei animelerinden konuşmuştuk burada. Birkaç link verdiğimi hatırlıyorum. Orada K-On'u görmüş olmalısın, neyse artık. Ama merak etme. K-On'da o istediğin ciddiyet hiç olmasa da senin gibi düşünenler için Kyoto Animation K-On'un ciddi versiyonunu yaptı. En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız  Anime ismi Hibike Euphonium! Belki duymuş olabilirsin. İstediğin ciddiyet kesinlikle bu animede var çünkü turnuvaya hazırlanıyorlar! K-On'da

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Hedefimiz Budokan! sözünü bolca duysak da bu konuda hiçbir zaman ciddi olmadılar. Turnuvaya girmek için değil öylesine, hoş vakit geçirmek için müzik yaptılar, şarkı söylediler.


    Ama Hibike öyle değil. Bu arada Haibane Renmei ile kıyaslamak ne kadar yanlış olsa da Hibike'nin 2. sezonunda küçük bir benzerlik var. İzleyince demek istediğimi anlarsın ve karakterlerini seveceğini düşünüyorum.


    Nana hakkında fazla bir şey diyemem çünkü çok sıkılmıştım. Kendimi zorlamak da istemedim. Ama 3 gatsu no lion'da o atmosfer ayrı bir şeydi. Ama bunlar tamamen farklı kulvarda animeler.


    Bu şekilde gelişen tartışmaları seviyorum ya :)) Konuyu genişletelim o zaman. İç çatışma ve derin mevzular deyince ne kadar sevmesem de aklıma Neon Genesis Evangelion geliyor. Sevenleri çok olsa da bence animenin ilk yarısından sonrası daha iyi olabilirdi. Bu konuda daha birçok anime sayabilirim. Mesela Fate/Zero'da

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Kiritsugu'nun başına gelenleri hatırlayalım. Babasıyla mutlu mesut yaşarken bi anda tüm dünyasının değişmesi, kötülüğe karşı savaşması ve bu uğurda sevdiklerinden de vazgeçmesi... En son kutsal kadehin de yalan çıkmasıyla yıkılması... Onun acısı çok fazlaydı bence. Profil resmimde hâlâ Kiritsugu duruyor :))

    Sonra psikolojik animeler bu konuda çok etkili. Zodion'un favori animeleri Madoka ve Lain'e ne diyeceksin? Yeterince iç çatışma var onlarda. Hatta beyin yakacak kadar. Madoka'da

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Kendimizi Kyubey'in yerine koyunca gayet mantıklı gelmişti onun yaptıkları.

    Ya Shinsekai Yori'ye ne demeli?

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Adım adım gerçekleri öğrendik ve o gerçekler çok ağır gelmişti. Squelar'a yaptıkları şeyler için kızabilir miyiz tüm bunlardan sonra...

    Zankyou no Terror'da

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Unutulmak istemeyen o iki gence ne demeli? Terörist gibi davransalar da gerçeği ortaya çıkarmak istediler ve onların ölümünden sonra olsa da gerçekler ortaya çıktı. Bu anime aklıma gelince şunu da hatırlarım hep.Zankyou no Terror neden 11 bölüm? Çünkü 12 öldü...

    Zetsuen no Tempest'i izledin mi hatırlayamadım ama o animede de bayağı bi olay olmuştu. Mesela

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Samon ve adamları ilk başta düşman sanmıştık ama sonra dost çıktılar. Kötüler iyiler yoktu animede. Yine de bir zamanlar çarpışan, birbirini öldürmeyi göze alan insanların bir araya gelmesi, takım olması ilginç olmuştu. Ve finale doğru Aika'nın gerçek kimliğini öğrenmek güzeldi.

    Phantom requem for the phantom da pek bilinmeyen bir anime. Birkaç tane büyük mantık hatası olmasa çok daha değerli bir anime olabilirdi. Yine de güzel bir animeydi bence. Beklentisiz izlenebilir. Yine aynı şekilde iç çatışma ve derin mevzular var animede.

    Buraya Steins Gate'in ikinci sezonu da gider sanırım.

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Okabe'nin ikinci sezondaki o iç çatışması, karamsar halleri çok etkileyiciydi. İlk sezonki halinden çok farklıydı çünkü farklı bir yol seçmişti. Hatırlıyoruz devamını :))

    Başka bir underrated animeden bahsetmek istiyorum. Daha önce bu animeden hiç bahsetmedim çünkü shojo ai durumları yüzünden çoğu kişi izlemiyor. Açıkçası izlemeden önce bilseydim ben de izlemeye yanaşmazdım. Neyse. Anime ismi Ga-Rei Zero. Fantastik bir hikâyesi var. Ve oluşan bu fantastik durumdaki karakterlerin verdikleri tepkiler, senin tabirinle o iç çatışma izlemeye değer bir durum. Kısa bir anime, belki izleyip buraya inceleme atarsın :)


    Mawaru Penguindrum biraz felsefik bir anime. Neden bu anime de az izleniyor bilmem ama izleyiciyi düşündüren, kendini sorgulatan, gizemli bir anime. Animede tüm sorulara cevap verilmiş olsa da bitince tüm taşları yerine oturtmak kolay olmayabilir. İzleyen olursa, o durumda yardıma gelebilirim :))


    Çok mu uzun yazdım ne En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • maybe4you kullanıcısına yanıt

    Aslında K-On'u yanlış beklentiler ile izlememiştim. Sadece belki türü sevdirecek veya bir istisna olacak kadar iyi birşey çıkmasını umuyordum. Hani önyargıları kırdıran eserlerden. Öyle olmadı fakat yinede güzeldi fakat benim aradığım Hibike tarzı bir anime muhtemelen boş zamanım olduğunda ona da bakacağım.


    İç çatışma konusunda mümkün olduğunca Slice of Life türü içerisinde kalmaya çalıştım ama konu kontrolden çıktı sanırım : D Gurrenn Lagann'da olduğu gibi mağarada başlayıp evrenin merkezine gitmişiz.


    Neon Genesis, Fate Zero, Madako, Shinsekai Yori animelerini izledim sadece diğerlerinin spoiler mesajlarına bakmadım izlemediğim için.


    Neon Genesis Evangalion için önce bir tesfir ve ilmihal eserlerini hatim etmek gerekiyormuş : D O topa hiç giremeyeceğim. Bence ilginç bir animeydi fakat üzerine derin analizler yapacak kadar araştırmadım hiç.


    Madako:


    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Aslında Madako'da Kyubey ile olan mevzunun bir benzeri Hunter x Hunter'ın böcek arkında da vardı. Bu konunun özünde bu kadar etkileyici olmasının nedeni hali hazırda bizim başka canlılara yaptığımız şeyin bizim başımıza gelme korkusu. Fakat bu bakış açısından düşünürsek dünyanın kendisi zaten zayıflar için bir cehennem gibi birşey mlsf. Çünkü dünyanın doğası herşeyin birbirini tüketmesi üzerine kurulu. Şahsen aklıma gelse bile doğa üzerine düşünmemeyi tercih ediyorum çirkinliği nedeniyle.


    Fate Zero:

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Kiritsugu muhtemelen Fate serilerinin içindeki en olgun ve gerçekçi karakter. Bu konuya hakkında Fate filmlerini incelediğim yazıda da değinmiştim. Fate serilerinin hikayeleri genelde biraz acımasızdır. Evet ana karakter kendini geliştirip, mücadele ederek bir şekilde sonuca ulaşır fakat öte yandan bazı yan karakterler vardır ki bunlar kurbanlardır fakat kimse tarafından kurtarılmamışlardır. Başlarına kötü şeyler gelmiştir veya gelecektir fakat bazı çözümsüz görünen problemler ile karşılaşırlar ve çözmek adına başkalarını kurtarmak adına kendilerini feda ederler. Yalnız kalırlar ve sonları kötü olur. Bu kısım biraz acımasızdır fakat Fate animeleri böyle, kahramanların umutsuzluğa düştüğü ve bazı kurbanların asla kurtarılamadığı kısımlar hikayesini daha keskin ve gerçekçi hale getirir.
    Fate Zero'da Kariya ve Sakura gibi karakterlerde benzer örnekler hatta Kariya'nın durumu daha bile trajik diyebilriiz.


    Shinsekai Yori:

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Squelar'a yaptıkları için kızamayız fakat 1 kişinin bile göz açıp kapayıncaya kadar herkesi katledebildiği bu dünyada bir düzen kurabilmek adına alınan önlemlere kızabilir miyiz ? Animede aslında bize çok insanlıkdışı gelen çoğu uygulamanın geçmişin felaketleri sonunda ortaya konduğu gösteriliyor. Akıl ile duygunun çatışmasını görüyoruz. Ayrıca yine bu animede selective breeding örneği görüyoruz. Yani daha da mükemmelleşmek ve sıradan insanlardan ayrı olmak(Onların düştüğü duruma düşmemek) adına toplumlarını güçlü kılmak için keskin bir ritüeller ve zayıf olanın ortadan kaldırıldığı bir düzen görüyoruz. Yani herkesin tanrısal güçlere sahip olduğu bir yerde toplum olur mu ? Toplum kurulabilir mi ? Bireysel ihtirasların veya anlık bir öfkenin dahi büyük felaketlere yol açacağı bu evrende devlet - birey ilişkileri nasıl düzenlenir ? Animenin buna verdiği yanıt bireylerin benliklerinin baskılanması, geçmişlerinin unutturulması ve hayatlarının daha çok küçük yaşlardan itibaren kontrol edilmesi ve bunun tek çare olduğu yönünden veriliyor. Bireylerin tepkisini minimuma indirmek için uygulanan bu süreçlere gizemli ve ilahi bir hava verilmiş aslında öyle olmamasına karşın. Yöneticiler ve yönetilenlerin arasında keskin bir ayrım var. Aslında bu animeye Squelar intikam alıyor penceresinden ziyade bu çerçeveden bakmak çok daha doğru. Bu animeyi anlamak için Platon'un Devlet adlı eserininde okunması gerektiğini düşünüyorum.


    Yazdığın diğer animeleri daha izleyemedim fakat aklımda bulunduracağım teşekkür ederim.


    Not: Çok geç bir yanıt oldu kusura bakma bir türlü kafamı toplayamadım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 2 Kasım 2021; 3:18:1 >




  • En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız


    Ousama Ranking çok hoşuma gitti ama mangasına baktım da çok az bölüm var.

  • Periah kullanıcısına yanıt

    Güzel bir cevap olmuş ben de teşekkür ederim :)


    Konuyu kontrolden çıkaran kim acaba :D hem iç çatışma hem de slice of life deyince bahsettiğimiz animelerden başka aklıma gelen olmadı. Ha bak Koe no Katachi filmini de sayabiliriz sanırım. Onun bi ara mangasını okumam lazım. Mangası daha uzun olduğu için atlanan detayları merak ediyorum aslında.


    Hmm. Lain'i izledin sanıyordum. Tam adı serial experiments lain :) sakin kafayla izlemek lazım çünkü sanırım anlaşılması en zor animelerden biri. Her bölümden sonra "bu bölümden ne anladım" sorusunu kendine sorabilirsin. En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız 


    Fate/Zero

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Fate serisinin zaten bu yanını seviyorum ben de. Acımasız dünyası dediğin gibi hikâyeyi daha gerçekçi ve tutarlı hale getiriyor. Hele Kariya'nın durumu çok trajik zaten.

    Shinsekai Yori

    Spoiler,

    mesajı görmek için tıklayın.
    Bu anime hakkında ne desek az kalır. Olay tabii ki Squealar ile bitmiyor. Animenin son bölümünde Saki'nin notlarından da bunu görebiliyoruz. Saki tüm gerçekleri görmüş, anlamış ve tecrübe etmiş olmasına rağmen, yönetici grubuna bile girmiş olmasına rağmen tüm bu düzenin yanlış olduğunu düşünmesine rağmen ellerindeki en iyi seçenek olduğunu düşünüyordu. Yine de bir gün belki değişir diye umuyordu. Tüm bu olanlardan sonra o canavar kedileri okşadığı sahne de ilginçti. Bi zamanlar onu öldürmeye çalışan canavar kedilerin kontrolünü ele geçireceğini kim düşünebilirdi ki...Platon'un Devlet kitabını duymuştum ama duyduğum kişiler çok sıkıcı olduğunu söylemişti. Bu tavsiyeden sonra ilgimi çekti biraz. Ama hemen okuyacağımı sanmıyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 5758596061
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.