Şimdi Ara

Erich Fromm ( Sevme Sanatı )

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
1
Favori
3.140
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Gececiler, selamlar...

    Biliyorum çoğunlukla 15-25 yaş aralığında kişilersiniz. Ben de 21 yaşındayım. Biraz geyik konulardan öte, hayatlarımız için çok önemli şeyleri keşfetmemizi sağlayacak bir yazarla tanıştıracağım sizleri, belki zaten biliyorsunuzdur. Erich Fromm, Alman bir psikoanalizci. Hitlerden kaçmış ve sadece kapitalizmi değil, aynı zamanda marksizmi eleştirmiş olan Frankfurt okulu'nun bir üyesi.

     Erich Fromm ( Sevme Sanatı )


    Sizlere önereceğim kitap Sevme Sanatı..

    Bu kitap, ismi itibari ile daha çok bir "kişisel gelişim kitabı"nı andırsada, aslında kitabın başında da Erich Fromm'un belirttiği gibi size ne yapılacağını değil, ne yapılacağına nasıl ulaşacağınızı anlatan kitap. Peki ne hakkında?

    Hayatınız hakkında... Erich Fromm bu kitapta şunu anlatmakta;

    ---------------------

    İnsan, doğadan kopuş sürecinde (yani düşünmeye başlayabildiği ve doğayı kendi amaçları için kullanabildiği dönem), kendisi ve hayat hakkında kafasında sorular oluşmuştur. Bu sorular "ben kimim", "ben ne için yaşıyorum", "hayatın anlamı nedir" gibi sorulardır. Ancak insanın bilimsel ve düşünsel donanımı bu soruları cevaplamakta güçsüzdür. Bu sebepten ötürü, bu durum kendisinde bir kafa karışıklığına yol açmıştır. Bu kafa karışıklığı halen günümüzde devam etmektedir. Bu kafa karışıklığı ve anlamsızlık insanlarda varoluş sıkıntısını ortaya çıkarır. Varoluş sıkıntısı, günümüzde depresyon gibi bir çok hastalığın nedeni olarak görülmektedir.

    Varoluş sıkıntısını giderebilmek için insanlar bir çok yolu dener. Bu yollar ilk zamanlarda doğadan korkma duygusu ile birlikte çeşitli ilkel dinlerden, günümüzde alkolizm, tek gecelik ilişkiler, aşırı bir şekilde futbol takımları veya politikaya bağımlılık gibi yollarla çözülmeye çalışılmıştır. Ancak bu yolların hiç biri insanın varoluş sıkıntısına bir cevap değildir.

    Erich Fromm'a göre varoluş sıkıntısını tek giderebilecek olan olgu sevgidir. Sevgi, varoluş sıkıntısına verilebilecek olan tek anlamlı yanıttır. Çünkü insanlarda üretkenliği arttırır. Ancak Erich Fromm'a göre sevmek bir sanattır ve her sanatta olduğu gibi, sevmeyi iyi öğrenebilmek gerekir zira kapitalist toplumun anlayışı, insanların sevgi anlayışlarını da kötü etkilemektedir. Günümüzde insanlar, sevgiyi bir sanat olarak algılamaktan çok, bir tesadüf olarak algılamaktadırlar.

    Erich Fromm kitapta insanın doğumundan itibaren gelişimini ele alıyor. Ve hastalıklı ilişkileri gözler önüne seriyor. Misal, anne ve baba sevgisinden kopamamış, cesaret ve kişiliği gelişmemiş insanlarda, ilişkilerin sadist ve mazoşist yönlerini ele alıyor. Misal, taparcasına sevmek, sevdiğine bir kurtarıcı gözüyle bakmak, sevdiğine ölesiye ihtiyaç duymak gibi patolojik yani hastalıklı durumları ve sebeplerini ortaya çıkarıyor. Dahası insanların bekledikleri "beyaz atlı prens, prenses, şovalye" hayallerinin aslında ne kadar hastalıklı düşünceler olduğunu gözler önüne seriyor.

    Aynı zamanda kapitalist toplumda insanlarının bencilliğinin sevgiye de yansıdığını öne sürüyor. Şöyle ki, insanların sevgiye olan açlıklarını ve yalnızlıklarını gidermeye çalışırken, karşı taraftan çok aslında kendi yalnızlığını giderme bencilliğine sahip olduklarını belirtiyor. "Sana muhtacım" gibi sözleri söyleyen kişilerin aslında karşı tarafı düşünmekten çok kendi ihtiyaçlarını gidermek ve bunun için karşısındaki insanı kullanmak niyetinde olduğunu belirtiyor. Bunun yanı sıra Erich Fromm, aşkın yanıltıcı olduğunu ve biriken yalnızlığın heyecanlı ama gelip-geçici bir dışavurumu olduğunu, asıl önemli olanın olgun bir sevgi anlayışı olduğunu söylüyor.

    Erich Fromm olgun bir sevginin tanımını kitapta yapıyor. Olgun bir sevginin, iki tarafın kendi gerçek özlerini kaybetmeden birleştirmesi ve birbirlerinin varlıklarından kendi varlıklarını keşfedebilmesi olarak tanımlıyor. Bunun içinse, bir sanat olan sevginin iyi öğrenilmesi gerektiğini söylüyor.

    Ve yine Erich Fromm, olgun sevginin öğrenilmesi için sadece bireysel sevgilere değil, aynı zamanda canlı olan herşeye sevgi duyulması gerektiğini söylüyor. Erich Fromm'a göre, toplumdaki diğer insanlara sevgi duymayan birisinin, yakınında olan insanlara sevgi duymasının mümkün olmadığını söylüyor.

    Bu konuda da bir tez öne sürüyor; biyofili ve nekrofili. Biyofili, canlı olan herşeyi sevmek iken nekrofili ise cansız olana duyulan hastalıklı ilgi olarak tanımlanıyor.

    ---------------------

    Kesinlikle hepimiz için gerçek bir baş ucu kitabı. Kitabı okurken, kendinizi daha yakından tanıyacak ve geleceğe daha sağlıklı bakabileceksiniz diye düşünüyorum.

    Tavsiyem ilya yayınevinden çıkan, Rainer Funk ( Fromm'un yardımcısı ) sonsözlü olan basımı almanızdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Winster -- 6 Şubat 2012; 4:56:45 >







  • Güzel bir konu, kitapta güzele benziyor belki bir bakıp okuyabilirim.
  • Arkadaş bu kadar değerli konular neden ilgi çekmez anlamış değilim.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.