Şimdi Ara

Evliliğe eksik ihtiyaçlarla gidilmeli!

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
15
Cevap
1
Favori
601
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Evliliğe eksik ihtiyaçlarla gidilmeli!


    'Evliliğe eksik ihtiyaçlarla gidilmeli' sözü, rahmetli Prof. Dr. Mazhar Özman hocama aittir. Ne anlama geldiğini, onun tespitlerinden yola çıkarak anlatmaya çalışalım. Çağımızın en yaygın alışkanlıklarından biri olan 'lüks yaşama' arzusu, insanların 'emeklerini ve umutlarını' sürekli sömürmektedir. Bu yaşam tarzına kendini kaptıranlar, dengeleri sağlayamadıkları takdirde, bedellerini çok ağır bir şekilde ödemek zorunda kalıyorlar.
    Günümüzde yaygın olan bir alışkanlık var. Yeni yuva kurmaya çalışan eşler, ev ihtiyaçlarının tümünü alıp evini tamamen düzdükten sonra evlenmeye karar veriyorlar. Söz konusu durum, hem ekonomik, hem sosyal, hem de psikolojik yönden oldukça sakıncalı. Evlenmek, yuva kurmak, ev düzmek, mal-mülk sahibi olmak bir plân ve program dâhilinde olmalı.  Birden zengin olmak, birden şöhret olmak, birden her istediğini elde etmek, birden evlenmek insana, beklenildiği kadar  'mutlu ve sağlıklı' bir hayat kazandırmıyor.
    Evlilik öncesinde ev ihtiyaçlarının tümünü almaya kalkan kişilerin, evlendikten sonra 'ev kurma' gibi bir amaçları olmayacağından, boşluğa düşme ihtimalleri oldukça fazla.  Can sıkıntılarından olumsuz davranışlar içerisine girebilirler. Oysa imkânları nispetinde zorunlu ihtiyaçları karşılayacak kadar ev eşyası alınırsa,  hem sıkıntılı bir durum ortaya çıkmaz, hem de şartlar müsait olduğunda, gelecekle ilgili plân yapma fırsatı bulmuş olurlar. Diğer önemli bir konu da, gelecekle ilgili her insanın iç dünyasında çeşitli 'özlemleri' vardır. İnsan bu özlem duygusuyla yaşar. Özlem duygusu yaşanmadan, onun hayaliyle umutlanmadan elde edilenlerin gerçek kıymetleri bilinmez.

    Özlem duygusunu yitirmemek için...
    'Amacı, özlemi ve umudu' olmayan insanlar, çabuk bunalıma düşerler. Yuva kuracak eşlerin, kuracakları yuvanın oturma gurubunu, yatak odasını, buzdolabını, halısını, elektronik cihazlarını, hatta arabasını birden almaya kalkmaları, 'özlemlerini' çabuk söndürür. Toptan elde edilen bu mutlu yuva, heveslerinin kısa zamanda kaybolmasına yol açar.
    Evliliğe eksik ihtiyaçlarla gidildiğinde ise; eşler, ihtiyaçları olan eşyalarının, önce hayalini kurup özlemini çeker,  alacakları eşyaların araştırmasını, hesap ve kitabını daha sonra yaparlar. Ekonomik durumları müsait olduğunda ise,  istedikleri eşyayı gider alırlar.
    Yapılan bu program,  insanın "amacını ve hayatını" belirler. Elde edilen malın değerini arttırır, o hevesle alınan eşyaların kıymeti bilinir. Sonra başka bir hayal, başka bir umut, derken hayat böyle devam edip gider...
    Bu bağlamda, hayatı anlamlı ve amaçlı hale getirebilmek için, 'evliliğe eksik ihtiyaçlarla gidilmeli'  İhtiyaçlar birden değil de yavaş yavaş, zamanı geldiğinde, imkânlar nispetinde yerine getirilmeli. İşte o zaman, hayatın anlamı ve mutluluğun zevki yaşanır.

    Her ihtiyacın alınması gerekli mi?
    Başka bir durum da,  bazı anne ve babaların, masrafların tümünü üstlenerek çocuklarının evlerini baştan sona düzmeye kalkmalarıdır. Hazıra konan eşler için bu durum cazip gelebilir. Ebeveynlerin,  bin bir sıkıntılarla büyüttükleri çocuklarının mutlulukları için varını yoğunu ortaya koyup her şeyi önceden almaya kalkmaları da, yukarıda anlatmaya çalıştığımız problemleri doğurur. Her şeyi hazırda bulan eşler, zaman geçtikçe bakıyorsunuz can sıkıntısından, olur olmaz basit meseleleri bahane ederek tartışma ve kavgalara başlarlar.  Bu insanların gelecekle, ev düzeniyle ve geçimle ilgili meşgaleleri olsaydı; sudan bahanelerle kavga etmeye zamanları bile olmazdı.
    İnsanı mutlu eden, yaşamı anlamlı hale getiren önemli olgulardan biri de, emeğinin karşılığında elde edilen mallardır.  En değerli mal, alın teriyle kazanılan maldır.  Elbette anne ve babaların çocukları için aldıkları mallar da değerlidir. Çocukları için yaptıkları her şey, onların mutluğu içindir. Ancak,  alınan mallar üzerinde eşlerin emekleri olmadığından,  onlar için aynı değerde olmayabilir. Her şeyin zevkine birden vardıklarından, elde ettikleri hazır eşyalardan çabuk bıkabilirler.
    Burada anlatmaya çalıştığımız konudan kimse, anne ve babanın evlenecek çocukları için "bir şeyler yapmasın" anlamını çıkarmasın. Çocuklarını büyütmeleri, onları hayata hazırlamaları zaten en büyük fedakârlık... Evlilik için ille de yardım yapmak istiyorlarsa, gelin hanıma "ziynet" alabilirler, düğün ve ikramları yapabilirler, borç para verebilirler. Buna benzer yardımları yapmak da destektir. Ancak eş seçme, ev kurma, eşya alma gibi girişimlerini, evlenip yuva kuracak eşlerin bizzat kendilerinin yapmalarının, onların mutluluğu ve hayatlarının devamı için büyük bir önem taşıdığını vurgulamaya çalışıyoruz. Tabi, tercih sizin...

    Ev düzerken uyulması gereken ilkelerden bazıları
    Evlilikte esas olan evliliğinizin külfetsiz ve rahat olanıdır düsturunu kendinize ölçü alın.
    Mal-mülk önemli değil, önemli olan ilerde mal-mülk sahibi alabilecek mesleğinizin olmasıdır.
    'Mal-mülk sizi rahatlatır ama mutlu etmez' kuralını iyice kavrayın. Lüks yaşama,  yeni eşyalar alma fanteziniz varsa kontrol altına alın. Ekonomik imkânlarınız müsait değilse, ev düzme ve diğer zorunlu ihtiyaçları giderme işini, evlilik sonrasına bırakmayı deneyin.
    Ev düzerken alınması gereken zorunlu ev eşyalarını birlikte tartıştıktan sonra kararlaştırın. En değerli ve kalıcı servetin alın teriyle kazanarak elde edildiğini hiçbir zaman unutmayın. Evlenirken borçlanarak evinizin bütün ihtiyaçlarını almaya kalkarsanız "özlem duygunuzu" köreltmiş olursunuz.
    Yeni yuvanızı kurarken imkânlarınız kadar eşya alın ve yuvanızı ona göre dizayn edin. Mal-mülk edinmeyi birden değil yavaş yavaş zaman içerisinde olmasını hedefleyin.
    Görüntü olsun diye yapılan evlilikler başkalarını imrendirir ama sizi de süründüreceğini iyice bir düşünün. Rahat yaşamla ilgili özlemlerinizi geleceğe bırakın. Bu davranış sizi daha fazla hayata bağlayacaktır.
    'Lüks yaşamak ve sürekli tüketme alışkanlığı olanlar, tatminsizliğe sürüklenirler' bunu unutmayın.
    'Mutluluk arzuladıklarınızı elde etmek değil, elde ettiklerinizle mutlu olmayı öğrenebilme yeteneğidir' ilkesini de unutmayın.

    Mustafa Topaloğlu







  • Mustafa Topaloğlu mu ? Bildiğimiz Uzaylılarla Sevişen Mustafa Mı
  • Hayır.

    Onun yazılarını ( varsa tabi ) okuyacak kadar kötü durumda değiliz şükür.
  • Evlenirsem tavsiye alacağım son kişi Mustafa Topaloğludur
  • Klasik tespitler ama hatırlamaya değerdi..

    Teşekkürler
  • Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    BİR GARİP BOŞANMA SÜRECİ
    5 yıl önce açıldı
    evlilik ile iş yaşamı
    3 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."



    Süpermiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."




    gerçekten hoş bir ayrıntı paylaşım için teşekkürler





  • quote:

    Orijinalden alıntı: malumatfuruş


    quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."




    gerçekten hoş bir ayrıntı paylaşım için teşekkürler




    Artizz




  • quote:

    Orijinalden alıntı: AXU


    quote:

    Orijinalden alıntı: malumatfuruş


    quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."




    gerçekten hoş bir ayrıntı paylaşım için teşekkürler




    Artizz

    artiz ne arar la dh de




  • quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."



    Lafı gediğine oturtmuş.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz


    quote:

    Orijinalden alıntı: AXU

    Melih Cevdet'e sormuşlar "evlilik nedir" diye.Eskiden demiş, kız tarafının ve oğlan tarafının ailesi biraraya gelir, yeni çiftin kuracağı yuva için beraber hazırlık yapılır, beraberce yeni ev düzülürdü. Tabi o zamanlar evler genelde bahçe içinde müstakil evlerdi. O yüzden buna "evlenmek" denirdi.
    Şimdi ise yeni evliler apartman dairelerinde yani katlarda oturuyorlar, bu yüzden artık evlilik "katlanmaktır" demiş."



    Lafı gediğine oturtmuş.


    Ne varsa eskilerde var




  • bu yazıdan ben annelerimizin babalarımızın kurdukları evlilik ortamları aklıma geliyo.. onlar hep sıkıntı içinde olmuşlar birden eşyaları evleri olmamış zaman içinde oturmuş bazı şeyler.. günümüzde böyle değil evet bunun da bizden götürdüğü şey aile.. geçenlerde bi yazı vardı, evlilikler azaldı boşanmalar arttı diye.. bu kadar tüketim ortamında olacağı buydu heralde.. yinede asıl evli olanlar annelerimiz babalarımız.. büyük anne büyük babalarımızdır bence ..
  • 
Sayfa: 1

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.