Şimdi Ara

Filozof ve yazar Ayn Randın mutluluk ve aşk üzerine düşünceleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
13
Cevap
1
Favori
921
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj



  • < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-10D285547 -- 22 Mart 2019; 3:36:21 >



  • Ayn randın romanlarında genelde kadınlar güçlü erkeğe yamanır

    Bu arada sevgi şiddettir

    Felsefesinin negatif kısmı iyidir.Ama bunun için niçe de okunabilir.Gerçi çoğu filozofun negatif kısmı iyi.Make own philosophy slime



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 22 Mart 2019; 4:0:4 >
  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Sevgi nasıl şiddet olabiliyor biraz açıklar mısın?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-10D285547

    Sevgi nasıl şiddet olabiliyor biraz açıklar mısın?
    1-Boşluk aka bilinç geçişliliği dediğimiz olgudan türeyenlere korku deriz.Muhayyilede başka türlü bir korkudur.Biri fonksiyonken diğeri öz.Sevgi dediğimiz şeyse delirmememiz için bedence icat edilen ancak aklen de tutulan illüzyon aygıtıdır.Korkuyu bastırır.Bastırmanın kendisi şiddettir

    2-Sevgi öfkeyle birlikte var olur yani birbirinin yeter sebebidirler

    3-Sevgi tiksinç denilebilecek bir ortaçağ romantizmi üzerinden şekillenir.Dünyada adalet yoktur ama anlaşılan bu pek de sorun değil zira yine de o ideoloji ürünü meyvelerin daha da büyümesi falan gerekir.Olmazsa olmaz.Sonsuzluğa uzanan çatışmalar.Ay ne kadar da erdemli.Kahramanlar,şovalyeler falan.İşte bunlar hiç adem ve havva kıssasından derslerini alamamış kimselerdir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 22 Mart 2019; 4:14:4 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Güzel yazmışsınız peki bu yazı size mi ait acaba çünkü katıldığımı söyleyemeyeceğim.

    Benim sevgi kavramım hissetmekten ziyade aynı Ayn Rand gibi hak edene verilmelir. Hatta videonun tamamına katıldığımı söylememde fayda var. Sevgi dediğimiz şey insanları bir nebzede olsa bir arada tutan bir his olduğunu düşünüyorum. Belki yolda yürürken karşımızdan gelen insanı sevmiyoruz fakat yanımızdan geçerken omzumuza çarpsa o sırada insanları birbirinden af dilemesi (özür dilemek) gibi sevginin startını verebilir.

    Sevgi dediğim şeyi ancak içimde hissederim ve insanların bunu anlayabilmesi için belirli yumuşak kelimeler seçilip daha onaylayıcı vucut hareketleriyle kişinin bedenini karşıdakine onaylatması gibi söylenebilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-10D285547

    Güzel yazmışsınız peki bu yazı size mi ait acaba çünkü katıldığımı söyleyemeyeceğim.

    Benim sevgi kavramım hissetmekten ziyade aynı Ayn Rand gibi hak edene verilmelir. Hatta videonun tamamına katıldığımı söylememde fayda var. Sevgi dediğimiz şey insanları bir nebzede olsa bir arada tutan bir his olduğunu düşünüyorum. Belki yolda yürürken karşımızdan gelen insanı sevmiyoruz fakat yanımızdan geçerken omzumuza çarpsa o sırada insanları birbirinden af dilemesi (özür dilemek) gibi sevginin startını verebilir.

    Sevgi dediğim şeyi ancak içimde hissederim ve insanların bunu anlayabilmesi için belirli yumuşak kelimeler seçilip daha onaylayıcı vucut hareketleriyle kişinin bedenini karşıdakine onaylatması gibi söylenebilir.
    Bana ait.Bizzat tarafımca filozofların bağlamından kopartılmıştır

    Ayn randın hak edene verilen sevgi kavramı benimkinden çok farklı.Eğer fountainhead okuduysanız oradaki kız işini kendinden emin bir şekilde yapan egoistin aurasından etkilenip ona aşık oluyor.Mantığa,epistemeolojik kaygılara,kararsızlığa yer yoktur.Kişi karşılaşmaların ürünü işlere merak salıp onun üzerinden kendine kültler oluşturur ve sadece onla tanımlanır.Başkalarına rağmen yapar bunu.Oysa başkalarından önce ortada kocaman bir kendine rağmen parantezi açmak gerekir.Nominalizmin bir gereği olarak değil varlık durumu olarak.Karşındaki insanı değerli kılan özelliklerse bundan ibaret olmamakla birlikte ortak dil kurabilme becerisi(beslendiğimiz kültürün benzer olması itibariyle) kendisinin değilde sadece dediklerinin değerli olması,düşünceden bağımsız karşılaşmaların ürünü olarak uzlaşma,ahlakilik(bunun gerçekliğinden şüphe ediyorum açıkçası) gibi ölçütlere bağlıdır

    Ayn rand açısından özür dilemeyi bir beklenti doğrultusunda yapmazsın.Olası çatışmalardan kaçınıp işini yürütebilmek için yaparsın.Hatta metroya binebilirsin bile.Objektivizmin sorunsalları o kadar da basit değil

    Bedenini tanıtmanın esas nedeni tarım toplumlarından kalan alışkanlıklarımız.Sandalyenin üzerine oturup düşünebilmek ya da uyuyabilmek için bile yanındakilerin ansızın delirmeyip seni bıçaklamayacağından emin olmalısın.Geleceğe gönderim yapmak.Nominal bir zorlama olması tehlikesine karşı irdelenmeli.Z neslinin sorunlarının önemli bir parçasını teşkil ediyor(en azından belirtilerinden biri) aynı zamanda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 22 Mart 2019; 4:55:43 >




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Bu denli ilham verici bir yazı çok az okuyoruz. Sevginin doğasından tut varoluşa, ortaçağ tarihine kadar yığınla meseleyi irdeletiyor. Fakat içerik olarak tabi eklemeler lazım.

    Sevgi varoluş korkularını, ya da genel anlamda korkuları bastırır kısmını, “bastırır ve hatta büyütür ve besler, korkularla da beslenir” diye büyütmek lazım. Çok sayıda yeni korku yaratıyor, mevcut korkuları büyütüp besleyebiliyor da. Unutuşlar yaratmıyor demiyorum. Örnekse bir erkek ya seks yapar ya yaşar. Seks ve benzeri actler kısa ölüm oyunları sağlar fakat hepsi de sonlu. Ve hatta oyuna angajman da ayrı bir parametre. Bastırma imgesi yerine çocuğunun üstünü sakince ve sevgiyle öreten bir baba imgesi yine de kafa kurcalar.
    Filozof ve yazar kadınların çok önemli bir problemi var. Kitaplarında savundukları fikirler bunlar konuştukça yıkılır. Aynısını Alev Alatlı da çok yaptı. Hayat bitti her şey bitti viva la muerte diyen kadın konuştukça “miş gibi yapıyoruz, daha iyi bir gelecek içim mişmişlememeliyiz” filan dedi. Yav senin her şey bitti dediğin viva la muerten miş gibi yapanlara mı yergiydi tüalla belanı.
    Ama Ayn Rand çok zeki bir kadın. Çok da iyi bir yazar. Haksızlık etmeyeyim. Spikerin salaklığına da kurban gidiyor biraz söyleşi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • benim anladığım şey gözün gördüğü şeyle ilgili. edeb denen bir hal var ve edeb her zaman geçer bir akçedir. saygılı olmak iyidir. dışlanan bir şey değildir. gözün edebleri ise biraz farklı olsa da özünde saygı duyan bir bakışı ihtiva eder.

    bu açıdan gözün saygılı bakışı olarak adlandırılabilecek halleri bir şekilde düşlemek lazım.

    .......................

    çirkin insan yoktur. zira onu gözü gibi seven ebeveynleri vardır. bu aşamada göz sebebe yönelir ve sebebin kendisinden aşkın bir anlam yüklemesi yapar. ebeveynlik denen şeyin çilesini yüceltir.

    kötü bir yemek de yoktur zira kişi buna emek vermiş ve mahareti buna yetmiştir.

    bu açılardan gözün mevzuya bakışı bakımından görülenden ziyadesine verdiği değer gözün edebi olarak adlandırılabilir.

    .........................

    bunun sebebi gözün ihatasıyla alakalı. her şeyi göremeyen bir şey her şeyi görmek isterse meselenin üstüne çıkacaktır ve o esnada olandan çok olması gerekene yönelecektir diye düşünüyorum.

    .........................

    başka bir bakış açısıyla ince-nahif olanın ahlakiliği ve bundan sadır olan rızık diye düşünelim.

    size yapılan ikram hakikaten de ince ruhlu birinin ahlakiliği işaret ederek yaptığı bir ikram ise bu sizi de inceltecektir.

    .........................

    ikisini toplarsak gözün edebi incelik taşıyan bir ahlakla ikram edilebilir bir halde ise bu makbul olandır denir.

    yemeği lezzetsiz olana tanımdaki gibi gönderme yemeği lezzetli yapma adınadır ve anlamlıdır.

    fiziksel olarak çekici olmayan birisinin sair yeteneklerine yapılan gönderme de aynı şekildedir.

    ..........................

    bir şekilde tamamlayıcı olma ya da yetenek ağacını yeşertme mutluluk kaynağı olabilir.

    eksikliklerin tamamlanması olarak da düşünebiliriz.

    ........................




  • başka açılardan bakalım.

    bir gemi var ve gemi demek bir yere götüren araç iken bu gemi limana bağlı olsun. şimdi içinde eğlenen bizleri düşünelim. barda takılanı tenis oynayanı havuzda yüzeni vs. bunlar esasen geminin amacını yansıtmaz. yani sizin o esnada orada bulunma nedeniniz yolculuktur.

    siz bu yolculuğu esas alarak o gemiye bilet almışsınızdır veya o gemi dahi bunun için inşaa edilmiştir.

    ............................

    hayatta mutluluk denen şey amaç denen şeyin içresindeki birimlerdir. bu açıdan amaç mutluluk olmaksızın yapılan faaliyetler insanı mutlu eder. zaten asli amacımız yol almaktır ve bunun cüzlerinden biri olan mutluluk ise onun içinde erir.

    çayın şekeri gibidir. ancak asıl olan çaydır gibi düşünün. veya sütlü çaydır ancak yine amaç çaydır.

    ..........................

    bu düşünüşte ise eğlence molası vermiş kimselere gelecek yardım bir işi yapma konusunda yetkin kimseye hasredilir.

    biri gemiyi limana bağlayan zinciri çıkarmalıdır ki gemi asli amacına yol alsın. işte bu esnada gösterilen dikkat ve rikkati düşünelim. zincir sessizce çözülür, zincir koparılmaz vs. buradaki asli amaç da gemi yol alsın diyedir. yani ahlakilik bakımından gemi ve içindekiler lanetlenmemiştir. bir an önce bu limandan ayrılsın istenmemiştir.

    ...........

    son kertede nuans ise farklı biraz. geminin esasen hareket ettiğini ancak zincirli olduğunu düşünelim. şimdi zinciri çıkarmak ekstra bir mazot gibi olacaktır.

    ..............

    toplamda eğlentide olan kimselerin yol aldığını zan ettiği bir anda esasen bağlı olduklarını hissettirmeden onları asli amaçları olan yolculuk konusunda bağlardan kurtaran bir kişilik ve onun yardımından bahsedilir.

    buradaki mutluluk kaynağı esasen düşünülmek paydasıdır. biri sizi ince bir ruhla düşünmüştür. bu açıdan mutluluk hafi(gizli) bir hissiyatla da anılır.

    ..................

    içe gelen anlık mutluluklar esasen çözülmüş bir zincir gibidir denebilir. bunu çözen el o esnada yaşam denen şeye şeker misali bir katkı yapmıştır ve senin hayat denen anlamını da bozmadan ve hatta senin ataletini sana dahi fark ettirmeden bu işi becermiştir.

    .....................

    bu tavıra karşı duyulan hayranlığın veya hüsnün de ayrı bir lezzeti olacağı aşikardır. bir nevi aşık olunan adam veya aşık olunması gereken tavır da bu esemede yer bulabilir.




  • çok ilginç bir video izlediğimi belirtmem lazım. röportaj dikkat çekici gerçekten. bana ilginç gelen yanı ise rand'ın sevgiyi hak edene gösterilmesi gerektiğini söylemesi oldu. yani sevgi karşılıksızdır deriz ya o ise tam tersini söylemiş. tanımak için biraz hayatına baktım rand'ın. bu konuya nereden geldim sabah sabah dersen, anasayfadaki bir konuya atmış olduğun mesaj ilgimi çekti ve forum üyeliğine bakmaya karar verdikten sonra google'dan bu konuya düştüm. dh ansayfasındaki mesajında bir ülkeyi övmüşsün. kopya vereyim, yakın zamanda ay yüzeyine çakılan bir uydunun sahibi olan ülke. aslında mesajın sıradan normal bir mesaj benim için ama o kadar gönderilen mesaj arasında senin mesajın çok dikkat çekici kalmış. forumda çok aktif değilsin sanırım. neyse video için yorum yapalım.

    sevginin geçerli akçesi de erdemdir diyor rand. bunu söylerken erdemli olmayı ise kendi felsefesine göre belirttiğini söylemem lazım. yani bilindik erdemli olmak cümlesi ile onun aklından geçen erdemli olmak cümlesi tamamen farklı. bence sahip olduğu ideolojisi, onun yüz hatlarına yansımış. gerçek sevginin ne olduğunu bulamadığını söylüyor adeta. aşk'ı da bir nevi iş anlaşması olarak gören birinin görmek isteyeceği sevgi/aşk da yalan olur. nitekim rand'ın hayatına bakınca, romantizm yaşadığı birinin başkasına olan sevgisinin ortaya çıkmasıyla, objektivizm felsefesinden arkadaşının persona non grata olmuş olması, sevgi ve aşk da rand'ı persona non grata ilan etmiş. bu olayda rand kendi felsefesine sahip çıkmak için o arkadaşıyla olan iletişimine son vermiş. burada empati yapmış olabilir mi acaba rand? yani sahip olduğu felsefe, sevgi ve aşka bakış açısı ona bunu hediye ettiğinde, gerçek duygularının ona ne yaşattığını hissedip, nerede hata yaptım demiş olabilir mi gizliden, bu da merak konusu oldu bende.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The souls migration -- 3 Eylül 2019; 9:34:46 >




  • The souls migration kullanıcısına yanıt


    Rand'ı biraz daha yakından bu video ile tanıyabilirsin. Felsefesi ve düşünce tarzını anlaması kolay ama uygulaması zordur.
  • The souls migration kullanıcısına yanıt
    Ben kendisiyle ilgili düşündüğüm ; Sahip olduğu ideolojisi ona neye ihtiyacı olduğunu söylüyor. Birinden darbe yediğinde kendisinin böyle birşeyi hak etmediğinin bilincinde olduğu oda işi ticarete döküyor ve neye ihtiyacı olduğuna karar veriyor. Aşk ve sevgiye gelirsek toplum içerisindeki insanlar baz alarak söylememiz daha doğru olur. Çünkü insanlar için sevmek kolaydır. aşık olmak daha kolaydır çünkü aşk senin başını döndürür sevgi ise dünyayı döndürür. İnsanlara güzel şeyleri atfetmek kolaydır çünkü bir gereksinimin vardır ve ondan besleniyorsundur duygulanım olarak.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.