Şimdi Ara

Forumda sozune guvenilir olmak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
1.077
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaslar biraz sacma gelebilir fakat forumda birsuru farkli farkli konular aciliyor ve yorumlar yapiliyor. Ben forumda yeni oldugum icin asagida sordugum soruya cevap veremeyebilirim fakat burayi uzun yillardir kullanan arkadaslar belki kendince cevaplayabilir.

    Acilan konulara yapilan yorumlarda Size gore en cok dogrulugunu kanitlamis uye arkadas kimler? Veya yorumlarda hakli oldugunu dusundugunuz ? Bir nevi arabaci arkadas uyeler kimlerdir?



  • Teşekkür ederim. Döviz konusunda pisliğine yazıyorum aslında.

    Liberal ekonomilerin gittiği yeri görüyorum ve bir dar boğazın yaklaştığını, öncelikle ABD'de ortalığın karışacağını sezinliyorum. Liberal ekonominin harcama girdabının uzunca bir süre refahı arttırdığını, sonra ise hızla hayat pahalılığının oluşması ile orta sınıfın eridiğini görüyorum. Sebebi basit:

    Üretim toplumları için harcadıkça üretim artıyor. Üretim arttıkça şirketler güçleniyor. Onlar güçlendikçe yeni yatırımlar yeni iş imkanları doğuruyor. Refah artıyor. Ancak, bir yandan, yeni iş imkanları kısır bir coğrafyada türediği için başta kira olmak üzere şehir yaşamı pahalılaşıyor. Artan gelirinin önemli bir kısmını artan maliyetler yutuyor. Çok geçmeden özellikle mülk konusunda alım gücün düşüyor. Tüm bu döngüde uzun vadede güçlenenler sadece şirketler oluyor. Yani sermaye halktan şirketlere akıyor. Orta gelirlilerin bir kısmı yolunu bulup yüksek gelirliye çıkıyor. Bir kısmı ise işini ve/veya gelirini kaybedip dar gelirli oluyor. Sonuçta orta sınıf eriyor.

    Bu da uzun vadede yüksek gelirli / dar gelirli çatışmasının zeminini hazırlıyor. İlk örneğini ABD'de bekliyorum. Bir iki sinyal verdi. Irk sorunu ile karışık olsa da, siyahi ayaklanmaları ve Wall Street işgali bu çatışmanın öncü sinyalleri idi.

    Bu girdaba düşmemek için tüketici kendini frenlemeli. Tüketimini kontrol altında tutmalı. Akıma kapılmamalı. Reklamlara, indirimlere kanmamalı. Almayacağı şeyi almamalı. Zaten alacağı şey indirimde ise almalı. Yetiyorsa, çalışıyorsa yenilememeli. Böylece özgür kalır. Siz harcamadan ekonomi zayıf oluyorsa, bırakınız zayıf olsun. Siz mutlu olun, halk mutlu olsun, ekonominin bir tarafına koyayım. Güçlü ekonominin halka büyük bir katkısı zaten yok. Harcasanız, döngüyü tamamlayınca alım gücünüz gene düşecek, alımı azalttığınızda güçlü ekonomizin şirketleri zora düşecek, hükümetiniz onlar batarsa ekonominin çökeceğini bildiği için, onları kurtarmak için sizden topladığı vergiyi onlara dağıtacak falan... Sonuç: Vergisini siz ödeyeceksiniz. Gerek yok. Kasmayın. Mabad o koltuğa sığıyorsa, tahtıravan peşine düşme. Çok net. Çoluğunun çocuğunun geleceği var bu işte.

    Ek olarak, tükettiğimiz ürünler uzaya mı gidiyor? Çöp oluyor, dünyada birikiyor. Ürettiğimiz ürünlerin yarattığı pislik de aynı şekilde... İçinde yaşadığımız ve yaşamaya devam edebilmek için şimdilik muhtaç olduğumuz doğaya da ihanet ediyoruz. Aslında torunumuza da ihanet ediyoruz.

    -------------

    Bu fikirler babında döviz hakkında ileri geri konuşuyorum aslında. Pislik olsun diye. Yoksa bana değişen olmadı. Şirketi zor yüzdürüyordum. Hala zor yüzdürüyorum. Ek olarak, Hamburg-Bremen'e gittim yeni, pzt. döndüm. Daha önce ekonomik, halk işi cafelerde oturur yemek yerdik falan. Şimdi sokakta yedik paso. Cebinde para olsa bile, Euro 3.5TL iken kişi başı 20 Euro'luk yemek gömmek zorlasan mümkün gözükürken, Euro 4.5 olunca artık iyice koyar oldu. O yüzden tanesi 3.5 euroya balık turşulu sandviç, 2 euro'ya birer içecek, kişi başı 5.5, 6 Euro'ya yemek yeme şeklinde takıldık... Dönerken litresi 10 Euro'ya iki litre sakızsız uzo (rakı) aldım ama... Yeni rakı coşmuş. Litresi 18 Euro. Red Label Viski 17 Euro iken bayağı ayıp olmuş. O yüzden Yunan kardeşlerimin raflarına gittim. 10 Euro'ya sakızsız Uzo aldım. Hahahaha!
    Yeri gelmişken tartışmaların veya bilgi paylaşımının yoruma bağlı olduğunu ankatan güzel bir yazı paylaşmak isterim.



    1958

    yılında ABD'de bir öğretmen dergisinde Alexander

    Calandra imzalı bir yazı yayınlanır:



    Bir fizik

    hocası ile öğrencisi sınav sorusuna verilen cevap

    hakkında anlaşmazlığa düşerler ve tecrübeli

    öğretmen Calandra’nın hakemliğine

    başvururlar.



    Soru şöyledir:

    “Bir binanın yüksekliğini bir

    barometrenin yardımı ile nasıl bulursunuz?”



    Öğrenci

    de bu soruya cevaben: “Barometreye bir ip bağlar,

    binanın çatısından aşağı sarkıtır ve barometrenin

    yere değdiği noktada ipi ölçerim” yazar.

    Tabii ki öğretmenin beklediği yanıt

    bu olmasa da binanın yüksekliğinin bu yöntemle

    ölçülebilirliği de ortadadır.



    Calandra

    tartışmayı uzatmamak için öğrenciden hemen o anda bu

    soruyu başka bir yanıt ile cevaplamasını

    ister.



    Öğrenci bu kez:

    “Ama bir tek yanıt yok ki, pek çok

    yöntem var” diye cevap verir.



    Calandra

    “Peki” der. “Düşünebildiğin kadar yanıt ver o

    zaman. Ama mümkünse cevapların en az birinden fizik

    çalışmış olduğunu anlayalım.



    Öğrencinin ilk cevabı şöyle

    olur:

    “Barometreyi çatıdan

    aşağı bırakırsınız ve bir kronometre ile kaç

    salisede yere çarptığını hesaplayıp x=0.5*a*t^^2

    formülü ile yüksekliği bulursunuz.”



    Beklenen

    cevap bu olmasa da cevap fizik bilgisi

    içermektedir.

    Öğrenci

    cevaplarını sıralamayı sürdürür:

    “Güneşli bir günde barometreyi dik

    tutup gölgesini ölçersiniz ve sonra da binanın

    gölgesini ölçüp orantıyı barometrenin yüksekliği ile

    çarparsınız”

    Bu cevap da

    doğrudur



    Öğrencinin üçüncü cevabı da şu

    olur: “Merdivenleri çıkarken duvar boyunca barometrenin

    yüksekliğini defalarca işaretleyerek çıkar ve işaret

    sayısı ile barometrenin yüksekliğini

    çarparsınız”



    Bu da doğrudur elbette ama dördüncü

    cevap öğretmenlerin küçük dillerini yutmalarına neden

    olur; çünkü yanıttan öğrencinin fiziği çok iyi

    bildiği anlaşılmaktadır:

    “Küçük bir ipe bağladığınız

    barometreyi önce yerde sonra da çatıda sallar ipin

    uzunluğu ve sallanma periyodları arasındaki farklarla

    Newton’un g katsayısını hesaplar iki g katsayısı

    arasındaki farktan binanın yüksekliğini

    hesaplayabileceğiniz oranı bulursunuz”



    Söylenecek

    bir şey kalmamıştır, öğrencinin sınıfı geçtiği

    açıktır.

    Öğrenci

    yarattığı etki ile gülümser ve der ki: “Ama bence

    yapılacak en doğru şey kapıcıya gidip barometreyi

    hediye edip karşılığında binanın yüksekliğini

    söylemesini istemekten ibarettir.”

    Hep beraber gülmeye

    başladılar.



    Calandra hayranlıkla sorar

    öğrenciye:

    “Peki,

    öğretmeninin senden beklediği cevabı da biliyor

    musun?”

    Öğrenci alaylı

    bakışlarla cevap verir:

    “Evet, çatıda ve yerde hava

    basıncını ölçerek aradaki farktan hesaplamamız

    gerekiyor yazmamı bekliyordu”



    Calandra

    merakla şu soruyu sorar: “Peki madem istenilen cevabı

    biliyordun, neden yazmadın? “



    Öğrenci

    omuzlarını silkerek şöyle der:

    “Çünkü dar kafalılıktan

    bıktım!”



    ***

    Yaşamı

    tek bilinmeyenli bir denklem gibi ele almak, altı boş,

    kulağa hoş sloganlarla konuşup, zamana göre kendini

    geliştirmeyen, saplantı slogan hükümlere göre yaşamak

    ve mevzi alıp dayatmaya çalışmak kolaycılığı hiç

    kimseyi ve de toplumları bir yere götürmez.



    *Yaşamda

    soruların pek çoğunun, sadece tek bir cevabı

    yoktur.*
  • Taner gode vardi zamaninda

    Bir de haluk 23
  • Bölümde zaman geçirdikce kimin çoluk çocuk, kimin cahil ve atıcı, kimin iligili ve bilgili olduğuyla ilgili fikirleriniz oluşuyor. Eskiden biribirine saygıli ve dolu insanlar daha çoktu bu bölümde. Malesef yönetimin trolleri gec banlamasi vs. gibi olaylar yüzünden bir cok duayen üye forumu bıraktı.
  • Valla gecen de söyledim hackersun abimiz vardi.

    3 yildir yurtdisindaymis sanirim.

    Celik Motor calisaniydi aktif zamanlarinda.

    Suan hic haber alamiyorum.

    Ne sorsak cevaplardi
  • Üstad derim susarık nazik bilgili hor görmeden anlaşılır dille anlatan biri.Sözüne güvenilir.
  • Arkadaşlar benim bir de anlamadığım şöyle bişey var. Cevap yazıyorsun ancak başka bir üye hoşuna gitmediyse hakaret etmeye başlıyor. Açıkçası bazen bildiğim bişeyi bile söylemek istemiyorum.
  • sözüne güvenilir elemanların %99 u banlandı malesef.



    hergün onlarca trol konu açanlar varlığını sürdürüyor
  • Liontech16,
    Vezir

    çok güzel teknik bilgileri ve konuları vardı bu arkadaşların.
  • Göreceli bür durum bu ama, genelde troller zaten kendini belli ediyor.
  • Beni bilen bilir, araba dedin mi ismimiz namımızdır, beni tanımayan yoktur
  • Taner Göde vardı. Hey gidi hey ...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: defiant82

    Üstad derim susarık nazik bilgili hor görmeden anlaşılır dille anlatan biri.Sözüne güvenilir.

    Sağolasın. Ben çoğu zaman yanıtlarımı ucu açık bırakırım, kendime çok güvenmem, bilgi verilirse de can kulağıyla dinlerim. Ben de kendimce bazı isimleri yazayım. Vezir üstadı zaten biz yazsak ne yazmasak ne, o gönüllerin kralı... Etiketllediğim haricinde başka arkadaşlar da var ama şuan aklıma bu arkadaşlar geldi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sarkihalindekal -- 12 Aralık 2017; 18:4:58 >
  • Tunvera.

    Herkes bilmez.
  • sarkihalindekal kullanıcısına yanıt
    Hocam böyle düşünüyorsanız ne mutlu bana.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    Hocam böyle düşünüyorsanız ne mutlu bana.

    Öylesin ve hatta şöyle söyleyeyim ; bu forumu bana katlanılır kılan, bu foruma girip yazıları okuma isteği oluşturan 10 kişilik üyelerden birisin... Forumda tartışırken tahrik amacı güden, alt etme maksadıyla yorum yapan, dalga geçeceğim diye yalanla yada yanlışla bezenmiş cümleler kuran birtakım üyeler var ve bunlar nadiren peydah oluyorlar ama forumu çekilmez kılıyorlar.
  • sarkihalindekal kullanıcısına yanıt
    Hocam ben de forumda takılırken pek kimsenin ismine bakmam, sadece yazılanlara bakarım. Yeri geldi bu forumdan bilgi öğrendim, yeri geldi sadece muhabbet ettik. Bazen söylediklerim yanlış anlaşıldı, birilerini kırdım veya üzdüm. Hiç kimseyi kırmak, üzmek, aşağılamak ya da hor görmek gibi bir amacım hiç bir zaman olmadı.
    Ama eğer sizin gibi düşünen birileri varsa, o zaman ne mutlu bana, dediğim gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sarkihalindekal

    quote:

    Orijinalden alıntı: defiant82

    Üstad derim susarık nazik bilgili hor görmeden anlaşılır dille anlatan biri.Sözüne güvenilir.

    Sağolasın. Ben çoğu zaman yanıtlarımı ucu açık bırakırım, kendime çok güvenmem, bilgi verilirse de can kulağıyla dinlerim. Ben de kendimce bazı isimleri yazayım. Vezir üstadı zaten biz yazsak ne yazmasak ne, o gönüllerin kralı... Etiketllediğim haricinde başka arkadaşlar da var ama şuan aklıma bu arkadaşlar geldi.

    Listeme nacker adlı arkadaşı da ekliyorum. Benim nezdimde söylemleri nokta atışıdır. Kendisi benim için muteberdir...
  • Zotacing, polestar191, msansartekin adlı arkadaşlar da kaba, küstah, saygısız olmayan ve foruma birçok açıdan iyi yönde katkısı olan arkadaşlar. Bu arkadaşlar da muteberdir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sarkihalindekal

    Zotacing, polestar191, msansartekin adlı arkadaşlar da kaba, küstah, saygısız olmayan ve foruma birçok açıdan iyi yönde katkısı olan arkadaşlar. Bu arkadaşlar da muteberdir.

    Teşekkür ederim, onurlandırdınız beni.

    Ben de üstad olarak gördüğüm başka bir ismi ekleyeyim, eskiler bilir. Vezir.

    Bir de uzun mesajlarından bir çok şey öğrendiğim isim: Hüseyin_ZST



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi msansertekin -- 12 Aralık 2017; 19:39:9 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: msansertekin


    quote:

    Orijinalden alıntı: sarkihalindekal

    Zotacing, polestar191, msansartekin adlı arkadaşlar da kaba, küstah, saygısız olmayan ve foruma birçok açıdan iyi yönde katkısı olan arkadaşlar. Bu arkadaşlar da muteberdir.

    Teşekkür ederim, onurlandırdınız beni.

    Ben de üstad olarak gördüğüm başka bir ismi ekleyeyim, eskiler bilir. Vezir.

    Bir de uzun mesajlarından bir çok şey öğrendiğim isim: Hüseyin_ZST

    Bazen görüyorum marka fanatikleri, gözü karanlığa bürünmüş üyeler tarafından hakarete varan yorumlara maruz kalıyorsun, üzülüyorum...



    Kurduğu cümlenin ilk başına çöp kelimesini kullanarak ahlak, bilgi ve vizyon dünyasını yansıtan üyelerin yorumu canını sıkmasın.

    Tecrübe, emek, özveri ile kazanılmış bilgiler kelimesi kelimesine okunuyor, en azından kendi adıma bunu rahatlıkla söyleyebilirim.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.