Bildirim
Fragman (5. sayfa)
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
-
Hocam korku filmlerin çoğu bitti. Varmı şöyle gene titretecek nefes nefese birakacak birde size zahmet 2000 li yıllarda çıkarsa daha iyi olur. Eski teknolojilerde görüntü kalitesi vs çamur gibi buda seyir zevkini düşürüyor. Gene titretecek filmler listeni bekliyorum. İmdb baktim sessiz bi yer hosuma gitti sesle felan ürkütüyorlar. Biraz nefes nefese birakmasi lazim tuvalete bile arkadaşla gitmelik tarzi. :)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi nediyonlasen -- 6 Haziran 2018; 23:52:1 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
"Sessiz Bir Yer (A Quiet Place)" incelemesi gelecek. İzledim fakat zaman meselesi. Bugün olmazsa yarın inceleme yazısını yazacağım. Onun haricinde "Zombi Ekspresi (Train To Busan-(Bu-san-haeng)) ve "El Espinazo Del Diablo (The Devil's Backbone)" incelemeleri de gelecek. Bu üçü de istediğiniz tarzda filmler değil , o kadarını söyleyeyim...Tavsiye konusunu biraz düşüneyim.
Eğer izlemediyseniz ;
Siyahlı Kadın (The Woman in Black-2012)
Anne (Mama-2013)
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 7 Haziran 2018; 12:23:46 > -
Sessiz Bir Yer (A Quiet Place-2018)
Çok iyi bir film olduğunu söyleyemem. Bir kere temposu çok yavaş. Ancak "Kısa Film" olabilecek bir konuyu uzatmışlar gibi. Konusu ; film olayların orta yerinden başlıyor. Sadece işitme duyusuyla saldıran , kör yaratıklar bütün insanları avlıyor. Devletler , ordular çaresiz kalıyor , şehirler düşüyor. Kırsal kesimde yaşayan beş kişilik bir aile sessiz bir hayat sürerek , etraflarını saran yaratıklara rağmen hayatta kalmaya çalışıyor...Yaratıkların ne olduğu , nereden geldiği pek belli değil. Bu kadar geri zekalı ve sadece içgüdüleriyle hareket eden bir yaratık uzaydan gelmiş olamaz herhalde. Film yaratmak istediği gerilimi pek yaratamıyor. Yine de hakkını verelim 17 Milyon dolar bütçeyle 321.4 Milyon dolar gişe yapmış.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 7 Haziran 2018; 23:57:10 >
-
Zombi Ekspresi (Train To Busan (Busanhaeng)-2016)
"28 Gün Sonra" ekolünü devam ettiren , Kore yapımı bir korku filmi. Çok iyi bir film değil. Yer yer "Zombi"ler korkutucu olmaktan çok komikler. Küçük kızın oyunculuğuna birşey diyemem , gayet iyi. Ancak başrol oyuncusunun performansı biraz tutuk. Konusuna gelince ; Filmin kahramanı kendinden başka birini düşünmeyen , kızıyla ve annesiyle yaşayan bir fon yöneticisi. Kızının ısrarı üzerine eski karısının yaşadığı Busan şehrine , kızını götürmeye karar veriyor. Trene bindikleri anda Kimyasal bir kaza sonrası insanlar "Zombi" ye dönüşmeye başlıyor. Yaralı kurtulan bir kızın Trene binmesiyle salgın Trene de sıçramış oluyor. Ve sağlıklı olan bir gurup insan ile zombiler arası çatışma başlıyor. Filmin çoğu Trende geçiyor ve sonu acıklı sayılır.
-
Şeytanın Bel Kemiği (The Devil's Backbone (El Espinazo Del Diablo)-2001)
Korku filmi diye seyretmeye başladık , komünizm propagandası çıktı. Bu Guillermo del Toro denen dingil , daha önce (aslında çekilme tarihine göre daha sonra) seyrettiğim "Pan'ın Labirenti" filminde de aynı haltı yapmıştı. Kendi ideolojisini filme enjekte ederek mıçıp batırmış. Konusu ; İspanya içsavaşı sonrası , komünistlerin işlettiği bir yetimhanede yaşanan cinayet ve hayalet olayları. Seyretmeseniz de olur , zamanınıza yazık.
-
hocam gene döktürmüsün Allah razi olsun 😂 vallaha film matiğim oldun 😂
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Faydalanan birileri oluyorsa nemutlu. Şimdi “it comes at night” veya “The Void” i seyredeceğim. Hangisi olacak belli değil. Bitirebilirsem yarın yazarım.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 8 Haziran 2018; 4:41:43 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
The Void - 2016
Açıkçası pek bir beklentim olmadan seyretmeye başladım. Fragmanından B sınıf bir Amerikan filmi olduğunu tahmin ettiğim için pek önemsemedim. Bir kere Amerika değil Kanada yapımıymış. Tanınmamış yapımcılar , tanınmamış yönetmenler , tanınmamış oyuncular. Bütün bunlara rağmen hayret verici şekilde iyi bir film çıktı (Bana göre). Konusu ilginç , sürükleyici ve oyunculuklar beklenmedik derecede iyi. Heyecanı ikiye , hatta bazı yerlerde üçe bölmesini beğendim. Bir sahneyi seyrederken diğerlerinin ne yaptığını merak ediyorsunuz. Komplo teorilerine meraklı , "illuminati" deyip başka birşey demeyen gençler için birebir bir film (Hernekadar ismi hiç geçmese de) Konusu ; Kız arkadaşı iki kişi tarafından öldürülen genç , şerif tarafında yol kenarından yaralı bir şekilde alınıp hastaneye götürülür. Ve olaylar ondan sonra başlar. Konusunu daha fazla anlatmayacağım. Yalnız film içinde , birkaç yerde başarılı tersköşeler heyecanı arttırıyor.
İşin mali tarafına gelirsek ; Sadece 151 Bin dolar gişe rakamıyla filmin battığını düşünebilirsiniz , benim gibi. Ancak bütçesinin 82 Bin dolar olduğunu gözönünde bulundurursanız , batmamış neredeyse yarıyarıya kazandırmış. Üstelik bu bütçe Kickstarter dan bağış olarak toplanmış.
-
It Comes at Night - 2017
"Gece gelen ne ?" diye merak ederek bu filmi seyretmek isteyen varsa zahmet etmesin. Açıklamıyor. Dahası gece gelen birşey de yok zaten. Korku filmi de değil , gerilim filmi de , sadece boş boş felsefe yapmaya çalışan bir film. Karakterler le seyirci arasında bağ kuramadığı için , filmde kim ölmüş kim kalmış umrumda olmadı açıkçası. Film üzerinden sözde mülteci sorunu , yabancılara karşı önyargı , paranoya gibi konulara gönderme yapmaya çalışmış. Ancak filmde gösterdikleriyle söyledikleri arasında dağlar kadar fark var. Ve felsefe gerçekle çarpışınca paramparça oluyor. Dışarıda bir salgın var , dahası sağ kalanlar su ve yiyecek için birbirini öldürüyor. Böyle bir ortamda ev sahibi ailenin (özellikle Baba nın) yabancılara karşı önyargılı , şüpheci ve paranoyak olması kadar doğal birşey olamaz. Neyse , kısacası ben filmi beğenmedim.
-
Mumya (The Mummy-2017)
Klasikleşmiş lanetli Mumya'nın dirilme hikayesi. Film iyi başlayıp iyi devam ederken , birden o da ne...Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ın burada ne işi var ? O noktada Film beni kaybetti. Hele kötü yaratıkların koleksiyonunu yaptığı salonda Vampir den , Dev Ahtapota hatta Deniz Kızına (Filmdeki erkekti sanırım , dolayısıyla Deniz Kızı değil Deniz Oğlanı , teknik olarak) kadar envayi çeşit mahlukatı görünce hepten konsantrasyonumu kaybettim. Yine de 1999 yapımı Mumya serisinden daha iyiydi , en azından ilk yarısı.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 14 Haziran 2018; 15:42:42 >
-
Let Us Prey -2014
İngiliz-İrlanda yapımı bir korku filmi. Fragmanından baya ümitliydim. Özellikle "Game of Thrones" dan tanıyıp , oyunculuğunu beğendiğim Liam Cunningham ın performansı gerçekten iyiydi. Diğer oyunculuklar ise tırt çıktı açıkçası. Konu baştan ilgi çekici gelse de sonlara doğru işler zıvanadan çıktı. Ne biçim kasabaysa herkes mi seri katil kardeşim ? Konusu ; Gizemli bir yabancı kasabaya gelir. Ve bir şekilde belirli kişilerin nezaret hane de toplanmasına sebep olur. Yabancı hepsinin ismini çizecektir. Özellikle seyredilecek , ahım şahım bir film değil. Bütçesiyle ilgili bilgi bulamadım , görünüşe göre sadece Festivallerde gösterilmiş , DvD ve Blu-ray satışlarıysa 39 Bin dolar.
-
Ruhların Kaçışı (Spirited Away (Sen to Chihiro no kamikakushi)-2001)
Hayao Miyazaki imzalı başka bir Japon Animesi. Konusu ; Yeni evlerine gitmeye çalışırken kaybolup , terk edilmiş bir eğlence parkına yolu düşen 3 kişilik Ailenin başından geçenler. Anne ve baba , açgözlülüklerinin cezası olarak "Cadı" tarafından domuza döndürülür. Çünkü sormadan , izin almadan ruhlar için hazırlanan yemekleri domuzlar gibi yemişlerdir. Vakit dolup ta sonsuza kadar domuz olarak kalmadan , veya kesilip pişirilmeden onları kurtarmak küçük kızlarına düşecektir. "Ruh" deyince sadece "İnsan Ruhu" olarak anlaşılmasın. Turp tan Kurbağaya , Nehirlerden Dağlara kadar her şeyin bir ruhu var. Sinemaya meraklı herkesin izlemesi gereken filmlerden biri.
-
Kötü Ruh (Poltergeist-1982)
"Poltergeist" in kelime anlamı "Afacan Peri". Daha çok gürültü yapan , eşyaları hareket ettiren ruhlar ile alakalı kullanılan bir değim. Gerçek hayatta eşyaları hareket ettirme işi gözle izlenemeyecek kadar yavaş cereyan ediyor. Mesela bir gün boyunca birkaç santimetre gibi. Yıllar önce Poltergeist olaylarını araştıran bir bilim adamının , olayların evde yaşayan ergenlik çağındaki kız çocuklarıyla bağlantılı olduğunu keşfettiğini okumuştum.
Filme gelirsek ; "Tür Yaratıcı" filmlerden biridir. Mesela "Jaws" gibi. Bu filmden sonra birçok benzeri yapıldı. 1986 ve 1988 de devam filmleri de çekildi. Üçünü de seyrettim. En iyisi tabi ki ilk film. Hala seyredilebilecek iyi bir filmdir. Konusu ; Yeni taşındıkları evde başlayan ufak tefek Poltergeist olayları gün geçtikçe artar ve sonunda ailenin küçük kızı ruhlar tarafından öteki boyuta kaçırılır.
-
Kötü Ruh (Poltergeist-2015)
"Three Billboards Outside Ebbing, Missouri" den "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" Oscar lı Sam Rockwell in baş rolünü üstlendiği yeniden çekim. Hernekadar "Green Mile" ve "Moon" da performansını beğensem de bu filmde pek o kadar iyi değildi. Sanki zoraki oyunuyormuş gibi bir havası vardı. Gerçi Film de "Zaten konuyu biliyorsunuz , fazla uzatmayalım" tadında. İki saatlik orijinal filmin süresi 1.5 saate düşürülmüş. İki film arasında hiç bir fark yok onun haricinde , neredeyse noktasına dokunulmadan yeniden çekilmiş. Ha pardon , Televizyon tüplüydü , LCD olmuş.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi arghh -- 18 Haziran 2018; 0:27:36 >
-
Son Vardiya (Last Shift-2014)
İlk görevinde terkedilmiş bir polis karakolunda gece nöbetine kalan kadın polisin başından geçen olaylar. "Manson Ailesi" ne özenerek cinayetler işleyen bir tarikatın üyeleri bu karakolda intihar ettikten sonra tuhaf olaylar yaşanmaya başlamış ve karakol taşınmak zorunda kalınmıştır v.s v.s. Kötü bir film. Yütüp ten beleş olduğu için seyrettim. Aslında inceleme bile yazmayacaktım ama başka bir şey dikkatimi çekti...Çürük Domatesler (Rotten Tomatoes) ne ayak ? Nerede berbat bir film varsa rotten tomatoes da notu tavan. Bu filmin notu da %100. Eeeyyyyy rotten tomatoes sen kim oluyorsun da bu filme %100 veriyorsun.
-
Bu arada geçen gece "Spider-Man Homecoming" i seyretmeyi denedim , ancak yarım saat dayanabildim. Demek ki "Süper Kahraman" filmlerinden gerçekten bıkmışım. Oysa "Conan" dan sonra en sevdiğim Çizgi-Roman kahramanıydı kendisi.
Neyse ; bundan sonraki birkaç mesaj biraz "Birleşmiş Milletler" gibi olacak onu haber vereyim dedim. -
A Christmas Horror Story (2015)
Kanada yapımı korku filmi. Genellikle "Cadılar bayramı" sezonunda çekilen korku filmlerinin benzeri bu sefer yılbaşında yapılmış. Bu yüzden baştan Amerikan yapımı sandım. Konu ; Yılbaşı arife gecesi yaşanan birbirine bağlı dört hikaye : Ormanda kaçırılan çocuğun yerine geçen cin , cinayet işlenen okulda gelgesel çekmeye çalışan gençlerin başından geçen korkunç olaylar , Anti-Noelbaba "Krampus" ve Noelbaba nın Zombiye dönüşen kendi cinlerine karşı verdiği savaş. Film öyle çok ahım şahım olmasa da Radyo spikeri rolünde "Uzay Yolu" nun Kaptan James T. Kirk'ü , William Shatner'ı görmek hoş bir sürpriz oldu. Onun dışında "Noelbaba" rolünde George Buza nın performansı iyiydi. Hikayelerin birbirine bağlanışı tatminkardı. Filmin sonu şaşırtıcıydı , bazı filmler mantıklı başlar saçma biter , bu film ise tam tersi (ana hikaye için) saçma başlayıp mantıklı bitti.
-
Ölümcül Oyun (Goodnight Mommy - Ich Seh, Ich Seh-2014)
avusturya yapımı korku filmi. Nezamandır adını duyduğum bir korku filmiydi. İyi yorumlar ve yüksek puanlar almış izleyeyim dedim. Filmin 7. dakikasında olayı çözdüğüm için geri kalanında acayip sıkıldım. Temposu çok yavaş. "Doğan görünümlü Şahin" gibi , "Korku filmi görünümlü sanat filmi". Çocuk oyuncuların performansı kötü. Konusunu anlatmayacağım ancak beğenmediğimi söyleyebilirim.
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X