Yarım asırlık bir Galatasaraylıyım ben. Yani “yense de yenilse de” hep onunlaydım. Şimdiki İnönü Stadı’nın adının Mithat Paşa Stadı olduğu günlerden bu yana, deniz tarafındaki tribünün sağındaki kapalıda, adı “C Tribünü” olan yerden geliyorum. O zamanlar bir avuç seyirciydik, şimdi milyonlara ulaştı sayımız.
Bu yazıyı benim gibi koyu bir Galatasaraylı olan oğlum Sinan’ın katkılarıyla yani onunla beraber yazdım.
Hatırlarsanız geçen ay ligin o kritik günlerinde “Galatasaray ayağa kalk” diye bir yazı yazmıştım. Ve Galatasaray ayağa kalktı, ayağa kalkınca da Galatasaraylılık ruhunu yakaladı. Yakalayınca da neler yapabildiğini bütün Türkiye gördü. Emeği geçen herkesi alınlarından öperim. “Bize Galatasaraylı olmanın gururunu yaşattıkları için biz de hepsiyle gurur duyuyoruz.”
Çok şampiyonluklar gördüm ben. Ama seferki bir başka oldu. Düşünsenize spor basınının tümü “Fenerbahçe bu kadrosu ile Türkiye’de rahat şampiyon olur” diye ahkam kesip Cim Bom’u tiye alırken, biz Galatasaray’a hep güvendik, hep inandık.
Şimdi neler yazacaklar, ne kılıflar bulacaklar merak ediyorum doğrusu... “Avrupa’nın Prensi” olarak ilan ettikleri Fenerbahçe’nin “Çoko Prens” olmasını nasıl değerlendirecekler? Eşekten düşmüşe dönmediler mi?
Hele bir yeni stadımız “Aslantepe” bitsin, o zaman biz mali güç olarak da Fenerbahçe’nin önüne geçeceğiz. Önümüz açık, geleceğimiz çok parlak...
Başta koyu Fenerbahçeli kardeşim Vedat olmak üzere, tüm Fenerbahçeli dostlarıma sesleniyorum; “Üzgünüm Leyla ama gerçek bu...”
Çünkü “Ben Galatasarayım, Galatasaray da benim...”
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=117820,10,199
“Çoko Prens”
Avrupa nın çokoprensi...
Fenerin avrupada bu seneki başarısı tanınmadığından ciddiye alınmadığındandır.