Gelin Ülkedeki Emlakçılığı Konuşalım (Anket de içerir) (2. sayfa)

Emlakçılık aslında olması gereken bir meslek. Ben de ev alırken emlakçılarla çok görüştüm.

Ama bu işin bir regülasyonu yok. Bu insanların takip edildiğini ya da ne kadar vergi verdiğini bilemiyoruz. Bu iş kayıtlı mı değil mi bunu da pek anlayamadım.

Bazı insanlar "ooh ayda 3 ev satsa" falan diyor. Yani keşke öyle bir dünya olsa tabi. Herkes işi gücü bırakır emlakçı olurdu valla.

Evim emlakçıda kiracı kaçarsa sıkıntı çıkartırsa emlakçı direk avukata gönderiyor.

Kurumsal emlakçılar ile çalışın...

Bu sene az zam yaptık babamın boşluğuna gelmiş 900 den 1.500 demiş. Aslında evin gerçek değeri 1800 civarındaydı

Dolar düşmezse ev fiyatları da düşmez.

bu ülkede prezervatifi bile dolarla alıyoruz

bizde gemi içince pas kir yağ çalışalım :D 

Sahibini bulursan olur da emlakçı yolar adamı

Zaten emlakçı fiyatına bakarak fiyat şişiren ev sahipleri hem kendi satışlarını imkansız hale getiriyorlar hem de piyasadaki fiyatları balon gibi şişirip içinden çıkılmaz bir hale sokuyorlar.

Konut dediğin insanların barınmak ve yaşamak için mecbur oldukları bir şeydir. Bunu ticari bir kazanç sektörüne dönüştürdüğünde olacağı budur.

Daima özel mülke karşıyım. Sovyet dönemindeki gibi olacak. Taşınmaz mallar devlete ait olacak ve insanların çalıştıkları bölgede en yakın ve uygun evler onlara tahsis edilecek ve aynı evde çalışarak 5-6 yıl yaşayan insana sonrasında süresiz oturma izni vereceksin, tıpkı orada olduğu gibi.

Aksi halde sonra babadan dededen 5-6 ev miras kalan dünün veledi çıkıp sana ''Bak şu kadar zam var, yoksa çek git!'' der.

Ben de öyle düşünüyorum ama ne yazık ki ev sahipleri kolaya kaçmak için daima emlakçıların kapısını kalıyorlar.

Aynı insan ev ararken ''Bana sahibinden bul abi, bir de emlakçıya mı para vereceğim!!'' diyor ama kendisi evini satarken ya da kiralarken ilk iş olarak emlakçı kapısını çalıyor.

İnsanlar iki yüzlü ve çıkar odaklı canlılar.

Emlak artık insanların barınma ihtiyacını gidermekte aşırı zorlandığı bir bataklığa dönmeye başladı.

Bir çok yatırımda zarar etme gibi riskler var ama gayrımenkul alanlar hemen ekonomi'den dem vurarak daha üç aylık kiracısını bile çıkarmaya

çalışıyor. Sen altın alırken riski kabul ediyorsun, dövizde kalınca riski kabul ediyorsun ama yatırımlık gayrımenkul alınca üç beş sekiz ayda

dellenip kiracı çıkarmaya çalışıyorsun. Evi 180'e alıp 700'e satmaya çalışıyorsun.

Tanıdığın evini alalım dedik akşam konuştu 650 sabah 700. Bir de irtifaklı mk evi.

İyice shitfuckery dönüyor memlekette.

İnsanlar her şeyde panik yapıp artışları kabullendiği için durum bu halde.

Mesela bir örnek, salgın ilk başladığında kolonya talebi artınca fırsatçılar 20 Lira olan 1 litrelik kolonyaları internette 70-80 Liraya satmaya başladılar. Arada 45-50 Liraya koyan satıcı olunca yüzlerce olan stok yarım saatte tükeniyordu. Yani millet şuursuzca saldırıp ederinin 2 katı para verip alıyordu.

Aynı günlerde buraya yakın bir Çağrı markete gittim, raflarda istemediğin kadar litrelik kolonyalar var, 21-23 Lira markaya göre. İki tane aldım geldim.

Millet çıkıp sağa sola bakmıyor, hiç araştırmıyor ve bir anda yayılan söylemin etkisiyle parasını fırsatçılara teslim ediyor.

Konutta da durum bu hale geldi. ''Aman fiyatlar artıyor, bunu kaçırırsak daha da yükseğine mecbur kalırız!'' diye diye fahiş artışları kabul edip normalleştirdiler.

Belge çıkacaktı demişsiniz de çıksa ne olacak??? Servisler, Otobüsler için de şoförlere psikoteknik, src vesaire bir sürü belge istedi devlet fakat sonuç ortada, müşterisini bıçaklayan belgeli şoför dolu ortalık. Belge vermeye yetkili bir sürü firma var ama sıfır sorumluluk.

Emlakçılara gelirsek, bu iş koluna emlakçılık dememek lazım, sarı siteye fotoğraf koyma işi diyelim çünkü başka hiçbir şey yapmıyorlar, çoğunun çektiği fotolar da facia, muhtemelen büyük kısmı eve kadar gidip kendisi fotoğraf çekmeye bile tenezzül etmeyip ev sahibine; abi iki-üç resim çek gönder de ilan açayım diyordur. Bir kısmı da ev büyük gözüksün diye resimleri öyle bir genişletiyorlar ki klozet bile 3 metre gözüküyor.

Kiralık ev bakarken resimlerde evin duvarının dalga dalga olduğunu gördüm, rutubetten duvarlar bitmiş ama adam "kesinlikle ama kesinlikle nem, rutubet yoktur" diye yemin billah ediyordu, duvarları da herhalde zevkine dalgalı boyattınız galiba dedim.

Birkaç yıl önce Avcılar, Beylikdüzü civarında birkaç ev baktım ve hepsini tek tek aradım. Evlerin resimdeki evler olduğunu, proje olup olmadığını, beğenirsem ertesi gün taşınıp taşınamayacağımı sordum ve hepsi de bunları teyit ettiler. Bir günümü ayırıp gittim ve sırayla aradığım emlakçıları gezdim fakat bir tane bile ev göremeden geri döndüm. İlk emlakçıda Resimlerde tüm odalar camlı, ışık alan yerlerken emlakçı ofisinde arkadaki iki odanın camının bile olmadığını ve kot farkından toprak altında olduğunu öğrendim. 2. 3. ve 4. emlakçılardaysa daha ortada arsanın bile olmadığı projeler olduğunu söylediler ki telefonda 10 kere sorduğum halde yine de yalan söylemişler. sonra dolaştığım 2 emlakçıda da inşaat başlamış birkaç yıla bitermiş hikayesini dinledim ve bunu yaşamamak için telefonda o kadar teyit ettirerek gitmeme rağmen yine de hem günümü kaybettim, hem benzin harcadım, hem sinirlerim bozuldu hem de bu yalancı tayfa ile tartışmalar yaşadık. Adalet bakanı olsam Emlakçıların şahitliğini asla kabul etmem. Adamlar 100 kelime söylüyorlar 99'u yalan 1'i şüpheli. Aslında o 1 de şüpheli değil de neyse.

Zaten bunu bir taktik olarak yapıyorlar. Yalan dolan şeyle seni oraya çağırıyorlar ki alternatif şeylerle ne de olsa aklını çelip bir şeyleri iteleyeceğini düşünüyorlar. Onlar için önemli olan yüz yüze gelmek. Sonrasında tüm üçkağıtçılık hünerlerini sergiliyorlar.

Değil onların şahitliğini kabul etmek adamlarla aynı ortamda çay içmek bile hata!

Zamanında o sektörün içine girdim, en uç noktasında gördüm. Karşılaştığım şeyleri böyle forum sayfalarına değil kitap olarak yazıp paylaşmalıyım. Öyle bir hale bürünüyorlar ki, ''Allah bir'' deseler inanmamalısın.

Açıkçası şahsen o sektörü tamamen reddediyorum ve emlakçılığın tarihe gömülmesini arzu ediyorum.

Çoğumuz aynı durumdayız. Emin ol. Yakında ev sahibi - kiracı olaylarıyla haberler dolacak. İnsanların zaten canı burnunda, bir de üç kuruş fazla koparmak için kırk takla atıp ensene yapışıyor, nefes aldırmıyorlar.

Geçen yıl 3+1 dairelerin bile 2000-2200'e bulunduğu uzak bir semtte şimdi 2+1 daireleri 3500-3700'den ilanlara koyuyorlar. Sanki ülkede bir devrim oldu da tüm maaşlar 12-13,000 Liraya yükseldi!

Dünyada Türk insanı gibi fırsatçı ve açgözlüsü yoktur! Kurşuna da dizilsem bunu söylemekten geri durmam.

Sakarya'nın en bakımsız ve gelişmemiş kıyısı Karasu'da daha bu Ocak, Şubat aylarında 200-220 bine satışa konan küçük daireleri şimdi emlakçılar 400-450 binden ilana koyuyorlar.

Araçlarla bölgeyi gezip sahibinden satılık ilanların hepsini aramışlar. ''Ne yapıyorsunuz? O fiyata satılır mı? Sizin piyasadan haberiniz yok mu? diyerek satışları kendi tekellerine alıp fiyatları balon gibi şişirmişler.

Ev sahibi demiyor ki, ''Sana ne kardeşim! Ev benim, ben bu fiyatı uygun gördüm ve satacağım''

Millet de hemen onların suyuna gidiyor. Sonra senin gibi ihtiyacı olup da almak isteyen kişilerin karşısına uçuk rakamlar ve akıl almaz teklifler çıkıyor.

Cidden çıldırmamak elde değil.

Emlakçılık mesleği ayrı bir konu da, emlak fiyatları ve kiralar hakkında yaygara yapanlara karşı çok haklısınız.

Bu benim de dikkatimi çekiyor.

İktidarın soğan deposu basmasıyla, muhaliflerin ev sahiplerini suçlaması aynı amaca hizmet eder.

Konu dışı gibi oldu ama aslında değil.

Ev kiralarının ve fiyatlarının "her ürün gibi" artışı nasıl ki enflasyondan dolayıysa, emlakçılara olan öfke de kısmen enflasyonun sonucudur.

Yoksa emlakçıların hoş olmayan klasik taktikleri enflasyondan önce de vardı, ama hiç sorun olmuyordu.

Çok zeki muhalif kesim iktidar hariç herkesi suçluyor.

Zeki muhaliflerin en zekisi de bu başlığa "hararetle ve hakaretle" yorum yazan biri.

yüzde 90 yalancı.bizim bir arkadaşı bundan 5 yıl önce 5 bin dolandırmışlardı kapora alıpta.bu dediğim yerde de 3 4 kişi calışıyor.yapmaz dersin esenyurt tarflarında.arkadaştan kapora aldı istediği daire için sonra bir bakmışlar daire yok ve kaporayı vermemişler geri.