< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emretor23 -- 16 Haziran 2021; 21:53:29 > |
Bildirim
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi emretor23 -- 16 Haziran 2021; 21:53:29 > |
Otuz saatlik mini bir inceleme yapayım.
Oyunla alakalı söyleyebileceğim en net ifade, adamlar düşük bütçeli bir Fallout yapmışlar. Karakterler, diyaloglar, yanımıza aldığımız dostlarımız, dostlar ile girilen diyaloglar ve onların görev yapıları, dostların sahip olduğu özellikler ve etkileri, faction sisteminin işleyişi, perk sistemi, craft sistemi. Bu saydığım her şey Fallout 3-NV-4 oyunlarındaki halleri baz alınarak, firma kendi çapında biraz daha basite indirgemiş şekilde oyununa eklemiş. Fallout ücretsiz versiyon ya da modlu bir versiyon oynar gibi hissediyorsunuz. Bir yavanlık hep var ama bu adamların daha önce denediği Bound by Flame ve Tecnomancer gerçekten çok kötü oyunlardı ve bu defa bile bile lades olmak istememişler anlaşılan ve eşeği sağlam kazığa bağlamışlar. Fallout rol yapma sistemi sağlam temellere dayanıyor, oyun da kendi çapında onu sunmaya çalışmış. O yüzden çap farkını göz önüne aldığımızda sert bir eleştiriyi hak etmediğini söyleyebilirim, kendini oynattırıyor. Görsel ve animasyon anlamında ise birkaç yıl geriden geliyor, adamların yapabildiği bundan ibaret belli ki o yüzden sorgulamıyorum. Rol yapma açlığı içerisindeyseniz gideri var ama fiyatının ederi 100tl fazlası değil. Artı olarak, Güzel bir hikaye anlatıyor ve çoklu seçim imkanı sunulmuş. Kendi tercihleriniz bir yana dostlarınızın dahi görevlerini yapmanız ve yapmamanız ana görevin gidişatını etkileyebiliyor. Bu seviyede bir oyun için seslendirmeler gerçekten harika, büyük emek var ve çok kaliteli bir iş çıkmış ortaya. Oynanış mekaniği keyifli, bana Witcher 1'i hatırlattı. Orada da buna benzer, taktik ekranı bazlı bir mekanik vardı. Ancak Greedfall'daki taktik ekranı W1'deki kadar efektif sayılmaz ama yine de başarılı olduğunu düşünüyorum. Bir boss savaşından örnek, oynanış mekaniği neredeyse her düşman için bu şekilde gerçekleşiyor. Tabii güçlendikçe bazı düşmanları çok daha kısa sürede indiriyorsunuz ama zorlu olanlar için sistem böyle işliyor. Zorluk seviyesi Hard. Atmosfer garip bir şekilde güzel, hem fantastik hem vahşi batı hem orta çağ hem korsan teması, böyle ortaya karışık bir yapısı var, hatta Arap dünyasını yansıtan bir yer de mevcut, çok karman çorman ama aynı zamanda farklı da, sırıtmıyor en azından kendi adıma yadırgamadım. Eşya çeşitliliği konusunda iyi iş çıkarmışlar, kesici silahlar, ateşli silahlar, zırhlar, aksesuarlar epey bir çeşit çizmişler, bu konuda verilen emeği takdir ettim. Eşyalar her benzer oyunda olduğu gibi kalite anlamında sınıflara ayrılmışlar, kalite arttıkça sahip olduğu değerler ve özellikler de gelişiyor, değişkenlik gösteriyor. Eşyaların üzerinde +1 Lockpick, +1 Charisma gibi özellikler görebiliyorsunuz. Karakter gelişimi konusunda yetenekler tatmin ediyor. Hafif ve ağır silahın yanına, ateşli silah, büyü, tuzak, düşmanı hareketsiz kılma gibi farklı yollar ekleyebiliyorsunuz. Tıpkı Dark Souls oyunlarında olduğu karakteri zamanla farklı kombinasyonların birleştiği bir yapıya dönüştürme şansınız mevcut. Ayrıca hem silah hem de animasyon anlamında bazı hareketleri ve yetenekleri geliştirdikçe elde ediyorsunuz. Mesela büyü olarak başta sadece büyü füzesi atabiliyorken, sonraları fırtına yaratabiliyorsunuz ya da başlarda dodge yapmak başlarda biraz yavaş hatta roll yapamıyorsunuz bile ama sonraları çok daha hızlı ve art arda dodge ya da roll yapma şansı elde ediyorsunuz. Craft, iksir yapımı, kilit açma, diyaloglar, silah kullanım gerekliliği gibi mekaniklerin hepsi Fallout'dan aşina olduğumuz, karizma, zeka (craft ve bilim), çeviklik gibi seçenekler ile gerçekleşiyor. Level atladıkça Skills, Attribute ve Talent içeriklerine yetenek puanları kazanıyorsunuz. Basit ama doğru bir tercih. Diyaloglar uzun, bayağı muhabbet dönüyor. Yabancı dil istiyor ne yazık ki, yoksa biraz sıkıntı zira görev yapısı çoğu zaman dedektiflik mantığı üzerine kurulmuş. Genelde hep bir olay çözme durumu söz konusu, hatta bazı yerlerde bulmacalara dahi yer verilmiş, zaman zaman birbirini takip eden olay örgüleri olabiliyor. Görev yapısı ise üçe ayrılıyor, ana görev, yan görev ve contract görevleri. Bu contract görevleri şu yaratığı öldür, şu adamı bul tarzında oluyor, olmasa da olurmuş. Eksi olarak, Diplomasi çok önemli denmişti ama bu konuda oyun pek bir şey sunmuyor. Karakteriniz resmen pollyanna rolünü üstlenmiş ve nereye gitse hep mutluluk, barış, kardeşlik aşılamaya çalışıyor. Sunulan seçenekler de genelde oynayanı bu yöne yönlendiriyor. Kafanıza göre savaş çıkarma imkanı yok oyunda, en azından denk gelmedim. Nerede bir sıkıntı olsa hemen orta yolu bulmak için gidiyoruz. Bir de zaten karizmayı +3 yaptığınızda ikna kabiliyetiniz %100 oluyor ve en saçma durumları bile birkaç cümle ile çözüyorsunuz. Bu konuda maalesef derinlik sunamamışlar. Oyun açık dünya değil, önceki kötü oyunlarındaki sistemi burada da sürdürmeyi tercih etmişler. Oyunun geçtiği ada çok sayıda küçük bölgeye ayrılmış, her bölgenin kendi haritası var ve size sunulan sınırlar dışına kesinlikle çıkamıyorsunuz yani aslında çizgisel bir haritaya sahip. Keşif hissiyatı sıfır, çünkü keşfetmenize imkan sağlayan bir yapı yok. Gidebileceğiniz yerler belli ve her bölgeyi koşarak birkaç dakika içerisinde tamamen açabiliyorsunuz. Aslında harita tasarımı olarak Nioh ile de aynı diyebilirim ve açıkçası nefret ettiğim bir yapı. Daha da kötüsü, yükleme ekranı sorunsalı. Bölgeler arası geçiş sadece fast travel ile gerçekleşiyor ve sürekli yükleme ekranı görmek durumunda kalıyorsunuz, hatta yetmezmiş gibi bir yerden bir yere fast travel yaptığınızda sizi önce güvenli bonfire noktasına atıyor sonra gitmek istediğiniz yere geçiş yapıyorsunuz ve yine bir yükleme ekranı devreye giriyor. Böyle bir harita tasarımdan ötürü oyuna herhangi bir binek eklenmemiş, para vererek binebileceğiniz bir at arabası var ama onu da siz kullanmıyorsunuz. Bölgeler çok küçük olduğu için her yere koştura koştura gitmek durumundasınız. Düşman tipleri az, en azından oynadığım süre içerisinde dört ya da beş farklı tip gördüm, düşman askerler dışında tamamı hayvandı. Düşmanların yerleri sabit, asla değişmiyor hatta kendi bölgeleri var ve o bölgenin içerisine girdiğiniz zaman çatışma başlıyor, çıkarsanız hiçbir şey olmamış gibi hemen yerlerine geri dönüyorlar. Bu kendi alanlarına girme durumu biraz can sıkıcı olabiliyor, siz usulca yanlarından geçmek isteseniz bile o alana girdiğinizde yanınızdaki dostlarınız sizden bağımsız hemen silahlarını çekip mücadeleye girişiyorlar. Tabii uzaklaşma şansınız var elbette ama bazen çok kalabalık gruplara denk gelince sinir bozucu olabiliyor. Bu aşamada şunu da belirtmek gerekir, dostlarınızın mücadelelerde etkisi neredeyse sıfır, yetenek anlamında geliştiremiyorsunuz ama zırh ve silah verebiliyorsunuz, buna rağmen çok kolay ölüyorlar. Yapay zeka da iyi sayılmaz, özellikle gizlilik yapmaya çalıştığınızda oyun bu konuda çok saçmalıyor. Görev çeşitliliği çok gibi duruyor ama aslında birbirine çok benzeyen epey fazla görev var, bazı zamanlar es geçiyorsunuz. Mekan tasarımı anlamında da pek bir şey sunmuyor, üç büyük şehir dışında zaten tasarıma dair bir şey yok. Çoğunlukla ormanlık, bataklık gibi araziler karşınıza çıkıyor. Şehirlerde de çizilen binalar iç tasarımlarına kadar birebir aynı, farklı bir şehre gitseniz dahi aynı bina aynı dizaynı görüyorsunuz. Eşyalara gösterilen özen mekanlara hiç verilmemiş, bu açıdan gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor. Tabii ki büyük bir beklentim yoktu ama bu kadar da basite kaçmaları hoş olmamış. |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
|
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
|