Şimdi Ara

Güç İstenci Hakkında Başka Bir Soru

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
180
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Diyelim ki bir kardeşiniz var, kardeşiniz fiziken sağlam ve sağlıklı, yalnız size diyorlar ki kardeşinizin bir kolunu alacağız ama dünyanın bütün zenginliğini ve gücünü kabul eder misiniz? Kabul ederseniz, güç istenci argümanı işlemiş olacak ama reddedecek insanlar olacağı için de Nietzsche'nin güç istenci kavramı zarar görmüş olmuyor mu?


    Sizin düşünceleriniz nelerdir? Ben soruyu olumsuz cevaplandırdım. Erdemlere değer verdiğim için.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-10487635B -- 28 Eylül 2023; 18:15:21 >



  • Dünya kadar zenginlik ve güçle kim uğraşır yahu. Hem bir şeyi azcık kusurlu yapsan "Zengin ve güçlü ama kullanmayı bilmiyor, zaaa xd" diye dalga geçerler.

    Ben böyle iyiyim, almayayım.


    Güç İstenci Hakkında Başka Bir Soru



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi showstopper41 -- 28 Eylül 2023; 20:8:38 >
  • Nietzsche'nin güç istenci bir çeşit ruhsal güç, dayanma veya aşma kapasitesi. Tam olarak materyal gücün karşılığı değil. Bir yandan değer yaratımı ile ilgili. Kendi yarattığın değer sistemi kolun koparılmasını gerektiriyorsa koparır veya gerektirmiyorsa koparmazsın; Nietzsche hangi edimin doğru veya yanlış olacağı konusunda ahlaki bir sübjektivist olarak herhangi bir hüküm bildirmez - idi. Ama neden koparacağına veya koparmayacağına dair bir yorumlamaya girişip koparan birisini de, koparmayan birisini de arka plan mantalitesine veya tin durumuna göre, bilhassa da sözünü ettiğimiz değerler sisteminin özelliklerine göre yargılardı. Benim tanıdığım Nietzsche yaratıcı ya da taşkın olmayan, normatif, statik, "metafiziksel", sığınma ya da sığıntı tarzında, özünde bir şeylere kulluk edecek köleci mantalitede, ahlak kılıfına saklanarak tepkisel ve travmatik olan hiçbir tini ve değer sistemini sevmez. Böyle bir değer sistemi dünyanın tüm zenginliğine veya gücüne sahip olsun veya ali menfaati için bunu arzulasın. Nietzsche için o yine de beş para etmezdir. Tinsel güçten yoksundur. Kardeşinin kolunu da çok boş yere koparmıştır. Nietzsche aşağı yukarı bu hissi verir. O bu örnekte doğru ve yanlışlarla düşünen sıradan insanların aşina olduğu klasik bir ahlaksal itiraz sunmaz. Ahlakçılar veya daha doğru deyişle ahlaki objektivistler açısından marjinal bir yaklaşımla itiraz eder. Yani en azından benim onu anladığım şekliyle edecektir.


    Yalnız şunu da parantez içerisinde belirtmek lazım, Nietzsche'nin sevdiği kimselerin hatırı sayılır kısmı salt anlamda güç uğruna acımadan bir yakınının kolunu feda edecek türden kimseler izlenimi veriyorlar, en azından böylesi bir ahlaksal esnekliğe sahipler. Kim mesela Nietzsche'nin sevdikleri şahıslar? Napolyon Bonapart, malum Fransız İmparatoru. Alkibiades, antik Atina'nın belki en entrikacısı olmasa bile en entrikacı ve düpedüz kaypak politikacılarından birisi. Yani düpedüz erdemsiz diyemesek de genelde bir sürü rezilliğe imza atmış bulunan ve "ahlaken esnek" olan figürler.


    Nietzsche'nin işte bu sözünü ettiğimiz ahlaksal esnekliği genelde makul düşünceli insanları rahatsız eder. Bu konudaki etik kaygılarınıza o sebeple şaşırmadım. :)


    Benzer bir rahatsızlık Prens yapıtı yüzünden ünlü düşünür ve tarihçi Machiavelli hakkında da bulunur. Kendisi açıkça şeytan olarak betimlenmiştir. Felsefesi şeytanın felsefesi olarak lanetlenmiştir. Sebebi de aslında Machiavelli'nin etkili bir yönetimle iyi veya doğru ahlakı birbirine eşdeğer görmemesindendir. İnsanlar Machiavelli'nin nasıl bir çağda ve coğrafyada hangi koşullar altında yaşadığını yeterince dikkate almadan söylediklerini yadırgamışlardır. Nietzsche de tüm aşırılıklarıyla içinde bulunduğu koşulların ve klasik eğitiminin ürünüdür. Bu filozofları değerli yapan zaten bir takım ezeli ve ebedi doğrulardan söz etmeleri değil, bize sundukları farklı bakış açılarıdır. Papağan gibi aynı temel ahlaki prensipleri tekrar etselerdi çok yavan olurlardı.





  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt

    Nietzsche'nin güç istenci bir çeşit ruhsal güç, dayanma veya aşma kapasitesi.


    Hocam koyu kırmızı cümle için diyeceğim, zaten biz buna irade ve dayanıklılık demiyor muyuz, yani Nietzsche'nin güç istencinden kastettiği irade ve dayanıklılık mı?


    Nietzsche yaratıcı ya da taşkın olmayan, normatif, statik, "metafiziksel", sığınma ya da sığıntı tarzında, özünde bir şeylere kulluk edecek köleci mantalitede, ahlak kılıfına saklanarak tepkisel ve travmatik olan hiçbir tini ve değer sistemini sevmez.


    Bununla ilgili Böyle Buyurdu Zerdüşt'te baya bir imada bulunuyor. Özellikle bir ip cambazı ve şehirliler kısmı var kitabın ilk sayfalarında orada çok güzel tasvirler vardı.


    Nietzsche'nin sevdikleri şahıslar? Napolyon Bonapart, malum Fransız İmparatoru. Alkibiades, antik Atina'nın belki en entrikacısı olmasa bile en entrikacı ve düpedüz kaypak politikacılarından birisi. Yani düpedüz erdemsiz diyemesek de genelde bir sürü rezilliğe imza atmış bulunan ve "ahlaken esnek" olan figürler.


    Nietzsche'nin Fransız kültürü ile yazdıklarını okudum. Yanılmıyorsam olumluydu ama bu konuda Nietzsche'ye katılmıyorum. :D


    Papağan gibi aynı temel ahlaki prensipleri tekrar etselerdi çok yavan olurlardı.


    Elbette hocam tekrar etseler, bir şeyi vaaz etmekle eşdeğer olurdu. Yeni fikirler söyleyen yepyeni düşünürlerdi. Yalnız hâlâ da ne demek istediklerine birçok insan kafa yormuyor maalesef. Genelde ben devinim filozofları diyorum. Kierkegaard'ı pek okumadım, Nietzsche ile Sartre'nın bazı pasajlarını okudum. Schopenhauer'in pesimizmi beni pek rahatsız etmişti, sanırım okumaya cesaret edemeyeceğim tek filozof Schopenhauer olabilir ama ben onu da dayanamaz merak eder okurum.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.