Şimdi Ara

Tevrat, Zebur ve İncil Değiştirildi mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
108
Cevap
1
Favori
5.465
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Allah her şeye kadir mi?
    Allah’a iman etmeyenler için O’nun mukaddes kitaplarının değiştirilebileceğine, hatta yok edilebileciğine inanmak belki zor değildir. Fakat hem ‘Allah’a inanıyorum’hem ‘Tevrat, Zebur ve İncil değiştirildi’ diyenler, aşılamaz bazı mantık sorularıyla karşı karşıyadırlar:
    Hıristiyanların ve Müslümanların inanışına göre Allah her şeye kadirdir.
    Allah merhametlidir, mukaddes kitaplarını insanlara doğru yolu göstermek için vahyeder.
    Fakat eğer Tevrat, Zebur ve İncil değiştirilebilirse, şu iki sonuçtan birini kabul etmek zorundayız:
    Allah, kitaplarının yok edilmesini önlemeye (haşa) acizdir (ve böylece gerçekten her şeye kadir olamaz). Yahut,
    Allah insanlara doğru yolu göstermeye yalnız ara sıra önem verir; şöyle ki, O’nun kitapları değiştirilir ve böylece insanlar doğru yoldan saparlarsa, O pek ilgilenmez, başka bir deyimle merhametsizdir (gene haşa!).
    Allah bu tür iftiralardan uzaktır! Allah’ın sözleri yok olursa, o devir insanlarının doğru yolda yürümesi imkansızdır. Tarihten biliniyor ki Tevrat M.Ö. 15. yüzyılda, Zebur (Mezmurlar) M.Ö 10 yüzyılda, Eski Ahit (Eski Antlaşma) peygamberlerin son kitabı (Malaki) M.Ö 5. yüzyılda, İncil (Yeni Antlaşma) M.S. 1. yüzyılda vahyedilmiştir.
    Eğer bu kitapların metni değiştirilmiş ya da vahyedilmesinden sonra tümüyle kaybolmuşsa ve tek geçerli kitap Kur’an ise, çok kısa aralıklar hariç 2000 yıla aşkın bir müddet boyunca insanlar manevi karanlık içinde kalmış demektir. Allah, vahiylerini bir iki asır bile tahriften koruyamamış olsaydı, ne kadar aciz ya da merhametsiz bir Varlık olurdu!

    Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik etmektedirler.
    Tevrat, Zebur ve İncil birbirlerini tasdik eder, Allah’ın Sözü’nün değiştirilemeyeceğini açıkça belirtirler. İşte birkaç örnek: “Ot kurur, çiçek solar: fakat Allah’ımızın sözü ebediyen durur” (Peygamberlerin kitaplarından, Yeşaya 40:9) “Gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan (Tevrat’tan) en küçük bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecektir” (İncil, Matta 5:18). (İsa dedi ki), ‘Gök ve yer ortadan kalacak, benim sözlerim ise asla ortadan kalkmayacaktır’(İncil, Markos 13:31). (İsa havarilerine dedi ki), “Baba’nın (Allah’ın) Benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh (Ruhül-Kudüs), size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacaktır” (İncil, Yuhanna 14:26). (Havari Pavlus, kendinden ve diğer havarilerden söz ederken dedi ki), “(Kutsal) Ruh’u alanlara ruhsal gerçekleri açıklarken, Tanrı’nın lütfettiklerini insan bilgeliğinin öğrettiği sözleri değil, (Kutsal) Ruh’un öğrettiği sözlerle bildiririz” (İncil, 1 Korintliler 2:13).

    Milattan önce yaşayan peygamberlerin ve M.S. 1 asırda yaşayan havarilerin sözleri, yaptıkları mucizeler ve bulundukları şaşılacak kehanetlerin yerine gelmesiyle doğrulanmıştır. 20. asırda yaşayan biz Mesih İnanlıları da Kutsal Kitab’I (Tevrat, Zebur ve İncil) şahsi tecrübemizle doğrularız. Çünkü Kutsal Kitap sayesinde tek kurtuluş yolunu öğrendik ve Allah’a yaraşır, temiz, ümit dolu ve sevinçli bir hayat yaşamaya başladık. Kur’an’da İncil’in değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur!

    Kuran’ın bu konuda öğrettikleri.
    Yukarıda gördüğümüz gibi, Tevrat, Zebur ve İncil’e göre Allah’ın Sözü değiştirilemez. Kur’an’da İncil’in değiştirildiğini belirten hiçbir ayet yoktur! Gerçi Yahudiler Tevrat’ı sözlü olarak tahrif etmekle (yani, Tevrat ayetlerini yanlış yorumlamak ya de yanlış aktarmakla) suçlanıyor, ama Tevrat metninin asla değişmediği ve değişemeyeceği açıkça belirtilmiştir: “Süphesiz ki, Tevrat’ı biz indirdik (Allah indirdi). Onda hidayet ve nur vardır” (Sure 5:44) (Dikkat: Kur’an ‘vardı’ değil, ‘vardır’diyor; yani Tevrat’ın hala nur ve hidayet kaynağı olduğunu açıkça kabul ediyor).

    “…içinde nurla hidayet bulunan ve önündeki Tevrat’I tasdik eden İncil’I verdik”(Sure 5:46). Ayrıca Sure 3:3, 5:68-70, 6:91’e bakınız. Kura’an’a gore müminlerin Tevrat, Zebur ve İncil’e inanması şarttır: “Biz Allah’a, …Musa’ya ve İsa’ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onların hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz.” (Sure 2:136, Ayrıca Sure 2:285, 4:136, 29:46’ya bakınız.). Bu ayetten anlaşılıyor ki, Hz. Muhammed bile Kur’an’ı Tevrat, Zebur ve İncil’den üstün saymadı! Kur’an, önündeki Tevrat ve İncil’i (geçersiz kılmak değil), tasdik etmek için indirildiğini defalarca belirtiyor (Sure 10:37, 35:31, 46:12’ye bakınız). İncil ile Tevrat’ın aslı Muhamed’in zamanında kaybolmamıştı. Bunu şu ayetlerden anlıyoruz: “Ey Resul’üm (Muhammed), eğer sana indirdiğimiz kıssa ve haberlerden bilfarz şüphe edecek olursan, senden evvel kitap (Tevrat ve İncil) okuyanlara sor” (Sure 10:94).

    "Sen (ey Muhammed) onlara (Yahudilere), 'Eğer sadık iseniz, Tevrat'ı getirin de onu okuyun" (Sure 3:93. Ayrıca Sure 3:70-71, 21:7, 4:47, 2:41, 7:169 ve 29:46'ya bkz.).

    Bu Kur'an ayetlerinden anlaşılıyor ki, Tevrat ve İncil Muhammed'in zamanında bozulmamış durumdaydı. Aksi halde, Allah Muhammed'e "bir şüphen varsa, senden önce kitap okuyanlara sor" demezdi. Tanrı, Muhammed'in tahrif edilmiş bir kitaba müracaat etmesini nasıl ister?

    Tevrat, Zebur ve İncil'in aslı Allahın Sözü değil miydi? Peki, Kur'an'da Allah'ın Sözü hakkında ne yazıldığına bakalım: "Allah'ın sözlerini değiştirebilecek hiçbir kuvvet yoktur"(Sure 6:34).

    "Allah'ın sözlerinde asla bir değişme yoktur" (Sure 10:64). Kur'an'a göre Muhammed önceki kitapları tasdik etmek ve korumak için gönderildi (Sure 5:51). Fakat eğer Tevrat ve İncil değiştirilmişse, Muhammed bunları koruyamamış demektir.

    şimdi, sevgili okuyucu, şu iki sonuçtan birini seçmek durumundasın: 1) Ya Allah'ın Sözü (Tevrat, Zebur ve İncil hakkındaki Kur'an ayetleri yanlıştır. 2) Ya da Tevrat, Zebur ve İncil gerçekten değişmemiştir ve böylece her Müslüman onların tüm hükümlerini kabul etmek zorundadır. Kur'an önyargısız okuyan herkes bu ikinci seçeneği tercih eder. Nitekim Ebül-Fazl es-Saudi ve Ebül-Beka Salih el-Caferi gibi en eski ve en saygın Müslüman müfessirler (Kur'an yorumcuları) Hıristiyanların kullandığı Tevrat, Zebur ve İncil'i olduğu gibi kabul etmişlerdir.

    Tarihi ve arkeolojik deliller.
    Allah'ın kutsal kitaplarını koruma gücünden şüphelenenler için Tevrat, Zebur ve İncil'in değişmediğine dair başka bir sürü kanıt vardır. Ortadoğu'da, bilhassa Mısır kumlarının altında binlerce yıl saklı kalan çok sayıda Kutsal Kitap nüshası keşfedilmiştir. Mesela, 1947 yılında bir Müslüman çoban Filistin'de Lut gölü yakınlarında bulunan bir mağarada 500'den fazla eski el yazmasına rastlamıştır. Bunlardan 100 kadarı M.Ö. 2.yüzyıla ait Tevrat ve Zebur'un çeşitli kısımlarının nüshalarıdır. İngiltere'de Manchester John Rylands Kütüphanesinde muhafaza edilen bu nüshaların metni bugünkü Tevrat ve Zebur'un metninden farksızdır.

    M.Ö. 5.yüzyılda Yahudilikten ayrılan Samiriyeliler mezhebi, o zamandan bu yana Yahudilerden tamamen bağımsız olarak Tevrat'ın ilk beş kısmını (Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye) okuyorlar. Onların ve Yahudilerle Hıristiyanların Tevrat metinleri aynıdır.

    Tevrat ve Zebur'un aslı İbrani dilindedir. Bunun yanısıra Tevrat'la Zebur'un çok eski çevirileri (Mesela, M.Ö. 3.yüzyılda yapılan Grekçe ve M.S. 4. yüzyılda yapılan Latince ve Süryanice çevirileri) mevcuttur. Bazı çeviri hataları hariç, bu çeviriler asıl İbranice metinden farksızdır. Durum, M.S. 1. yüzyılda vahyedilen İncil için de aynıdır. İncil'in aslı Grek dilindedir. İncil'in bazı kısımlarını ihtiva eden ve M.S. 2 yüzyıla ait olan birkaç Grekçe el yazması mevcuttur. Mesela, John Rylands kütüphanesinde İncil'in Yuhanna kısmının bir bölümünü ihtiva eden, M.S. 130 yılına ait bir el yazması vardır. Muhammed'in zamanından önce yazılan, M.S. 3, 4, 5, ve 6 yüzyıla ait yüzlerce İncil nüshası Batı müzelerinde korunmaktadır.

    Bundan başka, M.S. 90 yıllarında Roma'daki Mesih İnanlılarının önderi Klement, M.S. 110 yıllarında ölen İgnatyus, Polikarp (M.S. 70-156), Yustin (M.S. 100-163), İreneyus (M.S. 130-200) ve başka birçok eski Mesih İnanlısı bilginin hala mevcut olan eserlerinde İncil'in hemen hemen her ayeti aktarılmıştır. Ayrıca İncil'ín M.S. ilk altı yüzyılda (yani, Muhammed'in zamanında önce) yapılan ve hala mevcut olan Latince, Süryanice, Kıptice, Ermenice, Gotça ve Gürcüce çevirileri vardır. Çeviri hataları hariç, bunların hepsi asıl Grekçe İncil'den farksızdır.

    Elbette Musa peygamberin imzasını taşıyan bir Tevrat olmadığı gibi, havarilerin imzasını taşıyan bir İncil de yoktur. Bunların binlerce yıl korunup günümüze kadar gelmesini beklemek insafsızlık olur. Ve unutmayalım ki, Kur'an'ın durumu Tevrat ve İncil'inkinden daha iyi sayılamaz. Muhammed'in mührünü taşıyan bir Kur'an nüshası yoktur. Üstelik eski Müslüman bilginlere gore (1) Muhammed’in döneminde Kur’an birbirlerinden oldukça değişik yedi şekilde mevcuttu. Halife Osman, birbirlerini tutmayan bu Kur’an nüshalarından bir tek metin oluşturduktan sonra bunun dışında kalan her Kur’an nüshasını yaktırmıştır (2). Eski müslüman kaynaklarına göre, asıl Kur’an’da bulunan ama Osman’ın derlemesinde (yani, bugünkü Kur’an metninde) bulunan 3 sure vardır, bazı ayetler de değiştirilmiştir (3). Sahih bir hadise göre (4), Muhammed’in ölümünden kısa bir sure sonra karısı Ayşe’nin yatağının altında saklanmış olan uzun bir Kur’an suresinin tek nüshasını bir evcil hayvan yemiştir!

    Bu konuda sahih sayılan en ilginç hadislerden biri ise Müslim’in, Halife Ömer’in rivayetine dayanarak anlattığı şu hadistir: “Allah, Muhammed’e Kur’an’I indirdi ve recim (taşla öldürme) ayeti Allahuteala’nın indirdiği ayetler arasındaydı. Rasulullah (Muhammed) taşladı, ardından biz de taşladık ve Allah’ın kitabında zina yapanın cezası taşlanmaktır. Recim ayeti şöyle yazılıydı: “Yaşlı erkek ve yaşlı kadın zina etmişse, onları mutlaka taşlayın”. Recim ayeti ise ortadan kaybolmuştur ve artık Kur’an’ın hiçbir yerinde bulunmuyor! Üstelik İslam şeriatinin hakim olduğu Ülkelerde hala uygulanan recim (taşla öldürme) cezası, ortadan kaybolmuş bu Kur’an ayetine dayanmaktadır! (5) şunu önemle belirtmek isterim ki, bu bilgiler Hıristiyanların yazılarından değil, seçkin Müslüman bilginlerin derlediği sahih hadislerden alınmıştır).

    Yanlış anlaşılmasın. Amacımız Kur’an’ı kötülemek değildir. Ama İncil’in durumu Kur’ankinden daha güvenilirdir. Çünkü Halife Osman’ın Kur’an derlettiği gibi keyfine göre İncil’i toplatıp derletebilen bir halife ya da papa hiç bir zaman olmamıştır. Hatta diyebiliriz ki, İncil nüshalarının arasındaki ufak metin değişiklikleri, İncil metnini kimsenin zorla değiştirmeye kalkışmadığını ispatlamaktadır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Allah Kuranda, bu bahsettiğin ilâhî kitapların değiştirildiğini söylüyor. Kitapları indiren, bizzat indirdiğim önceki kitaplar bozuldu, içeriğindeki pek çok yer değiştirdi diyor zaten.

    Kuranı ise kimse değiştiremez diyor zaten Allah!


    Bu konu pozivitizmin konusu olamaz ki, bu konu inanç konusu!

    Tanrı, onlar değiştirldi, bu ise değiştirilemez diyor!

    Senin tarihi kaynaklarının tümü insan eseri. İnsan kaynağı mı daha güçlü kanıt, yoksa Tanrı kaynağı mı?

    Tanrıya ve Kurana inanmıyorsan sorun yok. Zaten o zaman tartışmaya bile gerek yok!


    Ben müslümanın diyen bir adam böyle bir tartışmanın içine girmez! Girerse, o zaman tartışma noktası ilahi kitapların güvenirliliği değil, tanrının varlığı olmalıdır!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel bir yazi olmus ancak bence birkac hata var. Papa 1.Clement'in M.S 90 yillarinda bütün ayetleri aktarmasi mümkün degil cünkü 2.Peter, Titus gibi metinler M.S 100-110 arasinda yaziliyor.

    Tevrat ve Zebur da M.Ö 8-6. yüzyillarda yaziliyor. Musa da zaten gercek hayatta yasamis tarihsel bir figür degil, M.Ö 7.yüzyil civarinda olusturulmus bir Israil efsanesi, Misir'dan Cikis olayi da bir kurulus miti.
  • İncil Hz. İsa (as) kendisine gelen vahiyleri yazdırmamıştı. Çünkü 30 yaşında peygamber olmuş, 33 yaşında da peygamberlik vazifesi son bulmuştu. Üç sene gibi kısa bir süre içinde de köyden köye, şehirden şehire dolaşıp, halkı irşad için uğraşmıştı. Son zamanlarında ise, zaten Yahudilerin kışkırtmasıyla Romalı idareciler tarafından sürekli takip altında idi. Bu durumda İncil'i yazdırmak için ne zaman, ne de imkan bulabilmişti. Nitekim bugün elde mevcut olan İnciller, müelliflerinin adıyla anılmakta ve içinde Hz. İsa'nın havarilerine verdiği vaazlarını, ders ve irşadlarını ihtiva eden bir siyer kitabı görüntüsünü taşımaktadırlar. Üstelik de bunları yazanlar Hz. İsa'nın havarileri olan ilk mü'minler değil, onları görüp Hz. İsa'ya gelen İlâhî sözleri onlardan dinleyenlerdir.Bir semavi kitap 3 yılda yazılamaz örnek olarak kuran-ı kerim kuranı kerimin indirilmesi ve yazılması 23 Yıl sürmüştür bizzat allahın gönderdiği ayetler ve vahiyler ile beraber peygamber efendimiz tarafından yazıldı 23 yılda Hz.osman tarafından tamamen kitap haline getirildi

    İlahi vahiy olan semavi kitaplar her türlü tezat ve ihtilaftan uzaktır. gönderilen elçiye verilen kitap kelamullahtır. İncilin tahrif edilmiş olduğu dört İncilin bulunmasından, bu incillerin, birbiri ile çelişip tezata düşmesinden, farklı bilgiler vermesinden, alenen anlaşılır. Matta markos luka yuhanna bu 4 incil kitabı hepsi birbirleri ile çelişir buda başkalarının yazdığını kanıtlar

    Matta İncilinde (1/1-17) İsa Aleyhisselâmın babaları olarak verilen isimler toplamı (İbrahim Aleyhisselâm dahil) İbrahim Aleyhisselâma kadar kırktır. Luka İncilinin verilen isimler toplamı ise İbrahim Aleyhisselâm dahil elli beştir.

    Luka İncili (3/23-38), Mesihi Matat'a nisbet ederken. Matta İncili (1/16), Mesihi Dülger Yusufa nisbet etmiştir.

    Matta İncili (11/18) Yahya'nın yemiyerek ve içmeyerek geldiğini haber verirken, Markos İncili (1/6) Yahya'nın çekirge ve yaban balı yediğini söyler ki, bu iki haber birbirini çürütür.

    Matta (27/60); Markos (15/46); Luka (23/53)'ya göre ceset alınıp kaya içine oyulmuş bir kabre konulmuştur. Yuhanna (19/41)'ya göre ise, İsa'nın cesedi bahçede olan bir kabre konmuştur.

    Matta İncilinde (17/15) bir adamın saralı oğlunu kurtarması için İsa'ya geldiğini belirtirken, Markos İncili (9/17) dilsiz ruhu olan oğlunu İsa'ya getirdiğini söyler. Luka ise aynı olayı naklederken adamın, İsa'ya "Muallim! Sana yalvarırım, oğluma bak." dediğini belirtir.


    Tevrat, Hz. Musa (as)'dan sonra uzun asırlar esir ve sürgün hayatı yaşayan, hatta bir ara inançlarını bile kaybedip putperestliğe düşen Yahudiler tarafından muhafaza edilemediği gibi bugün elde olan nüshanın Hz. Musa'dan çok sonra bazı din adamları tarafından yazıldığı, fakat Tevrat'ın aslı imiş gibi yeniden din kitabı olarak kabul edildiği bilinen tarihî gerçeklerdendir. Böyle uzun ve karışık bir devreden sonra ortaya çıkarılan bir kitabın Hz. Musa'ya indirilen Tevrat'ın aynısı olamayacağı açıktır. Bu yüzdendir ki, içinde peygamberlere yakışmayacak isnad ve iftiralar yer almakta; tevhid dîninin ruhuna aykırı düşen hükümler bulunmaktadır.

    Davud(as) gelen Zebur da, Tevrat'ın maruz kaldığı akıbetten kurtulamamıştır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 26 Mart 2016; 8:10:07 >




  • kardeş misyoner misin
    bir papaz özelliği var sende daldan dala atlayıp bakın ben uçuyorum diyosun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • bu kitaplar baştan sona değiştirildiği bildirilmiyor
    işlerine gelmeyen bazı ayetleri değiştirdikleri anlatılıyor
    Allah dileseydi o kitapları kimse değiştiremezdi ,lakin dünya sınav yeri olduğu için müdahale etmediği belli oluyor
    zaten onlar değişmemiş olsaydı belkide Kuran gelmeyecekti
    Kuran'dan sonra bir kitap gelecek olsa belki Kuran'ı da değiştirebileceklerdi
    evet Kuran değişmedi ama bazı ayetleri eğip bükerek dejenere etme çabaları da sürekli oluyor
  • Sorgulamak bile gülünç.Bak bakalım kaç tane incil var
  • Bütün cevaplar için teşekkür ederim. Tevrat, Zebur veya İncil'in tam hatırlamıyorum ama birisinin ayetinde "Bu kitabı hiçbir insani güç değiştiremez." yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam, ve değiştirilmesi de ilginç yani Tanrı nasıl izin verebildi çok kafama takılıyor bu konu niyeyse. Hristiyan ve Yahudi'lerin cehenneme gideceği gerçeğine de inanmıyorum. Tanrı'yı suçlamıyorum ama onun kararıyla ya da müdahale etmemesiyle bu kadar din ayrımı oldu. Ve sırf bu yüzden cehenneme gidemezler. O zaman hiç doğmasınlar arkadaş varmı böyle birşey? Ailelerinin dini neyse o olmak zorundalar ve coğrafi bölgeye göre de değişiyor tabii din anlayışı. Hiç birimiz özgür irademize bırakılarak dinimizi seçmedik. Bu bölümdeki herkes Hristiyan veya Yahudi olarak doğsaydı kaçınız sonradan Müslüman olacaktı? Ben cevaplayayım; Hiç biriniz! Gerçi bana Tanrı'nın bir'liği ve varlığı yetiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi StativeDread -- 27 Mart 2016; 12:08:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bazi ayetlerin gecerliligini yitirdigi, kuranin aslinin veya ilk yazilmis nushalarinin ortada olmayisinin, hatta hz. Osman doneminde butun mushaflarin ve kuran parcalarinin yakildigi bilinirken bu kitap degismedi ama digerleri degisti demek komik oluyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Üçü de sırayla okunduğunda birbiri ile çelişen ifadeler ortaya çıkıyorsa aynı anda hepsi doğru olamaz.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: N.Drake

    Bütün cevaplar için teşekkür ederim. Tevrat, Zebur veya İncil'in tam hatırlamıyorum ama birisinin ayetinde "Bu kitabı hiçbir insani güç değiştiremez." yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam, ve değiştirilmesi de ilginç yani Tanrı nasıl izin verebildi çok kafama takılıyor bu konu niyeyse. Hristiyan ve Yahudi'lerin cehenneme gideceği gerçeğine de inanmıyorum. Tanrı'yı suçlamıyorum ama onun kararıyla ya da müdahale etmemesiyle bu kadar din ayrımı oldu. Ve sırf bu yüzden cehenneme gidemezler. O zaman hiç doğmasınlar arkadaş varmı böyle birşey? Ailelerinin dini neyse o olmak zorundalar ve coğrafi bölgeye göre de değişiyor tabii din anlayışı. Hiç birimiz özgür irademize bırakılarak dinimizi seçmedik. Bu bölümdeki herkes Hristiyan veya Yahudi olarak doğsaydı kaçınız sonradan Müslüman olacaktı? Ben cevaplayayım; Hiç biriniz! Gerçi bana Tanrı'nın bir'liği ve varlığı yetiyor.

    şimdi değiştirilmiş (Kuran'da bu kati olarak bildiriliyor) olan bir kitapta ,değiştirilemez yazması biraz ironik olmaz mı ?
    yahudilerin ve hıristiyanların tamamının cehenneme gideceğine dair bir ayet görmedim
    ayrıca biz kendimizden sorumluyuz ,onlardan önce kendimizi kurtarmaya bakacağız
    kimin cennete gideceğini Allah bilir
    biz garantilemedik ki onları düşünelim ?
    sizler hep başkasını düşünmekten kendinizi düşünemez hale gelmişsiniz :)
    merak etmeyin Allah onları biliyor ve ona göre hüküm verecektir
    din ayrımı olmasa dahi bölücülük ruhunda olan insanlar, bir şeyler bulup yine bölünür


    birde bilmiyorlar diye bir şey yok ,hepsi biliyor ama bizim ateistler gibi kabul etmek işlerine gelmiyor
    daha peygamber yaşarken özellikle Medine'de olan yahudi ve hıristiyanlar kendi gözleriyle gördüğü halde kabul etmemişler
    misal biz budistleri bilmiyor muyuz ?
    bilmeyen müslüman olmadığı gibi ,müslümanlığı bilmeyen budist de yoktur
    sadece müslüman bir ülkede yaşamak yeterli olsaydı bu ülkede hiç ateist olmazdı ,değil mi ?
    bu bilmemekten kaynaklanmıyor ,inattan kaynaklanıyor yada yanlış düşünceden kaynaklanıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.CEMİL -- 29 Mart 2016; 4:39:40 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: N.Drake

    Bütün cevaplar için teşekkür ederim. Tevrat, Zebur veya İncil'in tam hatırlamıyorum ama birisinin ayetinde "Bu kitabı hiçbir insani güç değiştiremez." yazıyordu yanlış hatırlamıyorsam, ve değiştirilmesi de ilginç yani Tanrı nasıl izin verebildi çok kafama takılıyor bu konu niyeyse. Hristiyan ve Yahudi'lerin cehenneme gideceği gerçeğine de inanmıyorum. Tanrı'yı suçlamıyorum ama onun kararıyla ya da müdahale etmemesiyle bu kadar din ayrımı oldu. Ve sırf bu yüzden cehenneme gidemezler. O zaman hiç doğmasınlar arkadaş varmı böyle birşey? Ailelerinin dini neyse o olmak zorundalar ve coğrafi bölgeye göre de değişiyor tabii din anlayışı. Hiç birimiz özgür irademize bırakılarak dinimizi seçmedik. Bu bölümdeki herkes Hristiyan veya Yahudi olarak doğsaydı kaçınız sonradan Müslüman olacaktı? Ben cevaplayayım; Hiç biriniz! Gerçi bana Tanrı'nın bir'liği ve varlığı yetiyor.

    Hz. İsa’nın dini bu kadar yayılınca Yahudiler Onu öldürmek istemiş ve Cenab-ı Hak da peygamberini semaya çıkarmıştır. İncil de Hz. İsa’nın gidişinden sonra havarilerine öğrettiği şekliyle yazılmıştır. Ancak bu İncil Yahudilerin Hristiyanlara vurdukları darbeler sonucu kaybolmuştur. MS. 200lerde yazılan yeni İncillerde daha çok Hz. İsa’nın hayatı anlatılmıştır ve bu İnciller 200’den fazladır.HZ.İsanın gerçek sözleri vahiyleri olan bir kitap yapılmıştı ama yahudiler darbe vurduktan sonra o kitap yok edilmiş yada kaybolmuştur.M.S 200 Yıl sonrada hz.isanın havarilerini dinleyen insanlar incili yeniden yazmaya başlamıştır.Yani yeniden yazılan incilde vahiyler yerine hz.isanın hayatı Tarihsel olaylar yazar sadece.Ayrıca diğer semavî kitapları, Kur'ân gibi düşünmek yanlış olur. Kur'ân-ı Kerim son semavi kitap olması sebebiyle diğer kutsal kitaplardan çok farklı hususiyetlere sahiptir

    KURAN-I KERİM

    “Kelamullah” ünvanına sahip tek kitaptır
    Kur’an bütün âlemlerin Rabbi ünvanıyla Allah’ın bütün isimlerinin en yüksek mertebesinden gelir.

    Evrenseldir
    Kur’an bütün insanlara ve cinlere, geçmiş ve gelecek tüm asırlara hitap eden evrensel bir kitaptır.

    Kur’an’da her şey vardır
    Kur’an’da insana dair her şey, geçmiş, gelecek, bütün fenler, ilimler ve medeniyet harikaları öz ve çekirdek halinde bulunur

    Tahrif edilmemiştir
    Kuran’ı muhafaza edeceğini Allah ayetleriyle bildirmiştir. Dünya üzerindeki Kuran-ı Kerimlerde hiçbir fark yoktur.

    Lafızları ibadettir
    Kur’an lafızlarının okunuşu ibadet olan tek ilahi kitaptır

    Belâgata sahiptir
    Kur’an ayetlerinin dizilişi, kusursuz ve sağlamdır. Tarzı, çekici ve hayret verici güzelliktedir. Açıklama ve anlatım metodu, duruluk ve üstünlüğe sahiptir. Manalarında, kuvvet ve doğruluk hâkimdir. Sözleri, anlaşılır ve akıcıdır.

    Peygamberimiz'in Mucizesidir
    Kur’an-ı Kerim, Peygamber Efendimiz’in (asm), Peygamber Efendimiz (asm) ise, Kur’an-ı Kerim’in en büyük mucizesidir

    Son semavi kitaptır
    Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir


    (İncil, Tevrat, Zebur, Sahifeler )

    Hususi bir ünvanları yoktur

    Diğer kitaplar sadece o asrın ve gönderildiği kavmin ihtiyacına cevap veren Allah’ın bazı hususi isimlerinden gelir.
    Belirli bir zamana hükmederler

    Sadece indirildikleri kavme ve gönderildiği asra hitap ederler.

    Belirli konuları işlerler
    Daha çok dua, nasihat, tarihsel olaylar ve ahlaki konuları içerirler.

    Zamanla tahrife uğramışlardır

    Diğer semavi kitaplar tahrife uğramıştır.
    Yapılan araştırmalarda sadece Hıristiyanların incilinde 200 bin fark olduğu tespit edilmiştir.
    Hükümlerin öğrenilmesi için okunurlar
    Diğer semavi kitaplar ise sadece içindeki ilahi hükümler öğrenilmesi için okunur
    Diğer semavi kitaplar belâgat mucizesine sahip değillerdir.

    Peygamberlerine Mucize olark gönderilmemişlerdir
    Daha önce indirilen semavi kitaplar ise peygamberine mucizesi olarak gönderilmemiştir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 29 Mart 2016; 10:02:55 >




  • Orijinal dilinde okumayip kuranın değişmediğini iddia edenler acaba Tevratı İbranice mi okudu merak ediyorum .

    Ya ayak üstü yüzlerce hata bulunur kutsal kitaplarda insan eliyle yazıldığı besbelli.Sizler sadece korktuğunuz için sorgulayamiyorsunuz.Acikcasi kendi dininizi topluma dayatmadiginiz sürece kimse için sıkıntı yok.Insanlar üstün bir güce inanma ihtiyacı hisseder.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar.

    Size gelip, ''hadis, sahih hadis, alim, İslam alimi'' ifadelerle dinle ilgili bilgi vermeye çalışan kişilere itibar etmeyiniz.

    Polis mesajı gibi oldui
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Emple

    Orijinal dilinde okumayip kuranın değişmediğini iddia edenler acaba Tevratı İbranice mi okudu merak ediyorum .

    Ya ayak üstü yüzlerce hata bulunur kutsal kitaplarda insan eliyle yazıldığı besbelli.Sizler sadece korktuğunuz için sorgulayamiyorsunuz.Acikcasi kendi dininizi topluma dayatmadiginiz sürece kimse için sıkıntı yok.Insanlar üstün bir güce inanma ihtiyacı hisseder.

    Kuran'da bir tane hata gösterebilir misiniz ?
  • Hümiyettin kullanıcısına yanıt
    Oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vadinin sağ tarafından, bir ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Mûsa! Âlemlerin Rabbi Allah benim, ben!")/Kasas 30

    Şah damarınızdan daha yakınım diyen(kaf16) allah ile bu ayeti gönderen allah aynı allah mı ?Ağaç kılığına girip Musa ile bu şekilde konuşmasının manası nedir?Büyüklere masallar değilde ne bu.Ayrıca bu ayetin akla mantığa yatan hiçbir yanı yok.

    Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiç bir hakimiyeti yoktu. Ancak Biz, ahirete inananlarla, ondan şüphede olanları belirlemek için yaptık. Ve Rabbın, her şeye Hafiz'dir.)/Sebe 21

    Allah'ın sonsuz gücü sayesinde olmuş ve olacak(ol de olur) her şeyi eksiksiz olarak bilendir ayeti ile bu ayet baştan sona kadar çakışıyor ve muhammed yine çuvallıyor.

    De ki: "Allah'tan başka (ilahi güçlere sahip olduğunu) zannettiğiniz şeyleri çağırın!Onların ne yerde ne gökte zerre kadar güçleri yoktur, ne buralar(ın yönetimin)de bir pay sahibidirler, ne de Allah kendisine onlar arasından bir yardımcı (seçmiştir)".)/Sebe 22


    Peki olayları tersten düşünelim muhammed ya da başka birisi allahı çağırsın şayet gelebilirse biz görelim bakalım göklerde ve yerde neye sahipmiş allah.Keyfine ayet indiren muhammed yine çuvallıyor.

    Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!)Ali İmran 187


    Olmuş ve olacak her şeyi eksiksiz olarak bilen allahın burada böyle bir özelliğe sahip olmadığı görülüyor söz aldığı insanların onu kandıracağını(!) baştan bilemediğini anlıyoruz

    Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ve tesbihini (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyle bilir.)/Nur 41

    Allahı tesbih eden(ululayan) ve ona dua eden bir kuş gören oldu mu ?Bunu sokağa çıkıp söylesem insanlar gülmek için kaslarını bile oynatmaz.

    Hiç kötü ameli kendisine süslenipte onu güzel gören kimse, (hakkı hak ve bâtılı bâtıl gören gibi olur mu?) Doğrusu Allah dilediğini sapıklığa yöneltir dilediğini doğruya yöneltir. O halde (Ey Rasûlüm, insanlar inkârlarından dolayı helâk olacaklar diye) onlara üzülüp kendini mahvetme. Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını tamamiyle bilir.)/Fatır8


    Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz her şeyi daha önceden ve olacak şeyleri bilen allah dilediğini sapıklığa yöneltiyor ve bundan dolayı onu cehenneme atacağını söylüyor.Eee imtihan nerde özgür irade nerde?Hoşgörü çok güzel gelsene..

    Dilediğine azab eder, dilediğine merhamet eder. Ve ona çevrileceksiniz.)/Ankebut21

    Yine aynı yere geldik.Daha bir sürü ayet varda yazmaya enerjim yetmez.Ayrıca vaktim olursa tevrattan da bulabilirim,incilden de


    Kuranı muhammed değilde gerçekten bir tanrı yazıp gönderseydi bu kitapta çelişki bulabilir miydik hiç ?Çelişkilerin ardı arkası kesilmiyor biz bunları yazdığımızda yok ayeti cımbızla alıyorsun diyorlar tamamını söylüyoruz bu seferde burda öyle demek istemedi böyle demek istedi diyorlar.Ya bu kitap evrensel değil mi ?En basit öğreti=oku.Okuyoruz o başka anlıyor ben başka anlıyorum bu kitabı ortak bir şekilde anlayan kimse yok.Bu kitabın insan uydurması olduğu apaçık belli.

    Ayrıca kuranın allahın kitabı olduğunu iddia eden kim=muhammed
    peki muhammedin peygamber olduğunu iddia eden kim =allah



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Emple -- 30 Mart 2016; 19:12:50 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hümiyettin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Emple

    Orijinal dilinde okumayip kuranın değişmediğini iddia edenler acaba Tevratı İbranice mi okudu merak ediyorum .

    Ya ayak üstü yüzlerce hata bulunur kutsal kitaplarda insan eliyle yazıldığı besbelli.Sizler sadece korktuğunuz için sorgulayamiyorsunuz.Acikcasi kendi dininizi topluma dayatmadiginiz sürece kimse için sıkıntı yok.Insanlar üstün bir güce inanma ihtiyacı hisseder.

    Kuran'da bir tane hata gösterebilir misiniz ?

    https://wikiislam.net/wiki/Scientific_Errors_in_the_Quran

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • İncil'de apaçık hatalar bulunuyor. Bir kere okumanız yeterli. Birinde belirtilen bir olay diğerinde başka şekilde belirtiliyor. Tabi kimi daha manevi yazmış kimi daha tarihsel anlatmış fakat aynı olaylarda çok aşırı farklılıklar var. Bunları görmezden gelip kendi tezlerimizi üretip bu kaynaklar Kur'an dan daha iyidir demek pek mantıklı gelmiyor bana. Nitekim siz iki sonuçtan birini kabul etmemiz gerekir demişsiniz ancak bir çok olasılık olabilir hesaba katmadığımız bir çok senaryo fikri üretilebilir.
  • Emple kullanıcısına yanıt
    1- ''Andolsun insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.'' (Kaf 16)

    Bu ayette iletişime geçmek değil, insanı kendisinden daha iyi tanıdığı belirtilmiş. İlk sorunuzun cevabı şu ayette veriliyor :

    ''Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.'' (Şura 51)


    2- İkinci yazdığınızda ne demek istediğinizi pek anlamadım. Biraz daha detaylı yazarsanız daha anlaşılır olabilir.

    3- O ayetten sonraki ayetlerde şöyle diyor :

    '' Onların hepsini toplayacağı gün, Allah meleklere, “Bunlar mı size tapıyorlardı?” diye sorar. Melekler, “Hâşâ! Seni tenzih ederiz. Sen bizim velimizsin, onlar değil. Tam aksine, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu onlara inanıyorlardı” diyecekler.'' (Sebe 40-41)

    Benim anladığım kadarıyla Allah'ın izni dışında hiçbir şey yapamayacak olan cinleri çağırmaya güçleri olmadığı için o şekilde karşılık verilmiş. Allah'ın görülmesi mümkün değildir. Eğer görünür olsaydı insanların imtihan amacıyla yaratılması ile çelişkili bir durum olurdu.

    ''Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.'' (Enam 103)

    '' Mûsâ, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisine konuşunca, şöyle dedi: “Rabbim! Bana kendini göster, seni göreyim!” Allah, “Beni asla göremezsin; ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin” dedi. Rabbinin kudreti dağa tecelli edince, onu paramparça etti, Mûsâ baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: “Seni noksan sıfatlardan uzak tutarım, tövbe edip sana yöneldim. Ben iman edenlerin ilkiyim.” '' (Araf 143)

    4- Kuran'da açıkça yer almayan 'kader' inancı konusunda genellikle anlatıldığı şekilde düşünmüyorum. Allah insanların özgür iradesiyle yaptıklarını ve gelecekte yaşanacakları tamamen bilmiyor olabilir. Eğer gelecek şu an var olan bir şey ise onu bilmesi gerekir ama gelecek her an var olan ve henüz bir 'şey' değil ise olmayanı bilmemesi eksiklik sayılamaz.

    5- ''Göklerde ve yerde olan kimselerin, sıra sıra uçan kuşların, Allah'ı yücelttiğini görmez misin? Her biri kendi duasını ve yüceltmesini bilir. Allah, onların yaptıklarını bilendir.'' (Nur 41)

    Kuşlar da dahil 'her şeyin' Allah'ı tesbih ettiği söyleniyor. Tesbih etmek dua manasına gelmez.

    ''Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih etmektedir; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphe yok O, halim olandır, bağışlayandır.'' (İsra 44)

    6. ve 7. yazdıklarınız için aşağıdaki konuşmayı dinlemenizi öneririm.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hümiyettin -- 4 Nisan 2016; 14:22:53 >




  • Hümiyettin kullanıcısına yanıt
    Benim yazdıklarımla senin söylediklerinin hiçbir alakası yok.Yine orda onu demek istemiyorcular gelmiş.Siz sadece duymak istediğinizi duyduğunuz için inanıyorsunuz dine.Sadece hoşgörü ayetlerini görüyorsunuz(ilk ayetler hafif gittikçe ağırlaşıyor hitap ve söylemler).Dediğim gibi insanlar benliği gereği bir şeylere inanmak istiyor.Bana göre islam çok saçma benim düşüncem Muhammed in insanları din yalanıyla kandırmak istemesi.Muhammede kuranın ilahtan gelen bir şey degil beşer yapımı olduğu fikri belirtilirken sonra o olayla ilgili peygamberi sorgulamayın mahiyetinde ayetler gelmesi gibi gibi.

    Yani demek istediğim herhangi bir dine ihtiyacımız yok .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Emple -- 2 Nisan 2016; 18:58:34 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.