Schuster bildiğiniz Almanlar’dan değil. 20 yıldan fazla İspanya’da yaşadı. 13 yıl İspanya’nın 3 Büyükleri’nde oynadı. 6 yıl da İber Yarımadası’nda teknik adamlık yaptı.
Futbolocu iken de Alman gibi değildi. Fizik gücü, tempo, dayanıklılık değil, oyun zekâsı, teknik ve yaratıcılığıyla ön plana çıkan bir usta, bir maestro idi.
Teknik adamlıkta geldiği noktayı tırnaklarıyla kazıyarak elde etti. Xerez, Levante ve Getafe gibi kulüpleri çalıştırdıktan sonra zirveye çıktı. Mütevazı Getafe onunla tarihinin en iyi lig derecesini elde etti ve 7. oldu. Kral Kupası’nda 5-2’nin rövanşında Rijkaard’ın Barcelonası’nı 4-0 yenerek sansasyonel bir şekilde turu geçti ve takımını finale taşıdı.
2007 sezonunu şampiyon kapatan Real Madrid, Capello’nun yerine Schuster’i takıma iyi futbol oynatması için getirdi. Schuster’in Real’i kimilerine göre tarihin en kötü kadrolarından birine sahip olmasına rağmen Barcelona’ya 18 puan fark atarak şampiyon oldu.
Schuster'in takımı Capello’nun Real’ine göre 9 puan fazla topladı, 19 gol fazla attı ve 36 gol yedi. (Capello’dan 4 gol az). Schuster bunu yaparken, gözdeleri Drenthe, Sneijder, Nistelrooy, Cannavaro, Heinze, Robben, Soldado, Saviola, Baptista, Metzelder, Salgado (Sonra gönderildiler), Raul ve Pepe (Şu an oynayamayan) gibi isimlerdi. (Schuster’in kadrosundan şu an Real’de 11 oynayan sadece Casillas ve Higuain var.)
Schuster'in takımı derbilerde puan kaybetmedi. Barça’yı 1-0 ve 4-1, Atletico’yu da 2-1 ve 2-0 ile geçti. Peki Schuster bunları nasıl yaptı, onu farklı kılan özellikler neydi?
1-Hep iyi rotasyon yaptı. Oynamayan mutsuz futbolcu, as-yedek gibi sorunlar yaşanmadı.
2-Gençleri oynatmaktan çekinmedi.
3-Tek önliberoyla 4-4-2’nin farklı varyasyonlarını kullandı. Öncelikli tercihi 4-1-3-2 oldu.
4-Guti ve Raul gibi emektar oyunculardan maksimum verim almayı başardı.
Oyun felsefesi olarak da rakibe değil, kendi oyununa odaklanan bir teknik adam. Pasa dayalı, tempolu, saha içi organizasyonu ve yardımlaşması iyi olan ofansif anlayışı var.
YÖNETİME ÇOK İŞ DÜŞÜYOR Hücumda sürekli alan değiştiren ve savunma dengesini bozmaya yönelik bir anlayışı benimsetiyor. Orta alanda tercihi ise pas yüzdesi yüksek, teknik oyuncular. Hücumda klasik santrfor yanında çabuk, yetenekli, hareketli bir oyuncuyu serbest oynatıyor. Kanat beklerin hücuma katılmasını istiyor.
Uyum sorununu çabuk aşması ve istediği 1-2 anahtar oyuncu transfer edilirse başarısızlık için bir neden yok. Oyun kurucu özellikleri olan bir orta saha kesin talep edecektir.
Ancak şunu da vurgulamak lazım. Kimse Schuster’in, Denizli’nin yönetim-medya-taraftar-oyuncu eksenindeki krizleri çözmesini beklemesin. Aylarca para alamayan oyuncuları oynatabilmek Denizli gibi bir fenomenin yapabileceği bir iş. Yönetim Schuster için iyi bir zemin hazırlamak zorunda. Harika bir basketbol takımını yok eden bu yönetim, oyunculara ücretlerini zamanında ödemez, verdiği sözleri yerine getirmez ise değil Schuster, Mourinho olsa hiçbir şey değişmez.
quote:
Ancak şunu da vurgulamak lazım. Kimse Schuster’in, Denizli’nin yönetim-medya-taraftar-oyuncu eksenindeki krizleri çözmesini beklemesin. Aylarca para alamayan oyuncuları oynatabilmek Denizli gibi bir fenomenin yapabileceği bir iş. Yönetim Schuster için iyi bir zemin hazırlamak zorunda. Harika bir basketbol takımını yok eden bu yönetim, oyunculara ücretlerini zamanında ödemez, verdiği sözleri yerine getirmez ise değil Schuster, Mourinho olsa hiçbir şey değişmez
+1
yeni mesaja git
Yeni mesajları sizin için sürekli kontrol ediyoruz, bir mesaj yazılırsa otomatik yükleyeceğiz.Bir Daha Gösterme