Şimdi Ara

Hakan ismi en çok hangi ülkede kullanılıyor...Laponların kim olduğunu biliyor musunuz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
26
Cevap
1
Favori
10.498
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • SADIK USTA

    Laponların kim olduğunu biliyor musunuz? Peki Finlandiya'nın ikinci büyük kentinin neden Turku olduğunu ya da İsveçli dazlakların Türkleri aşağılamak için ne dediğini biliyor musunuz? Şimdi sıkı durun. İsveç modern tarih biliminin babası ve bilimsel çalışmaları nedeniyle asalet ünvanı alan Sven Lagerbring'in "İsveçliler Türk kökenlidir" dediğini biliyor musunuz?

    Şimdi de baştaki sorularımıza yeniden dönelim ve yanıtlarını verelim. Laponlar, İsveç ve diğer İskandinav ülkelerinin yerli halklarıdır. Bugün hâlâ İskandinav Yarımadası'nın kuzey bölgelerinde yaşarlar. Çekik gözlüdürler, yanık ve esmer tenlidirler. Finlandiya'nın ikinci büyük kentinin adı da İskandinav uluslarının yarı-tanrısal kurucusu olan Oden'in geldiği ülkenin adına, yani 'Turkland'a atfen verilmiştir. İsveçli dazlaklar da Türkleri aşağılamak için 'şeytan Lapon' derler...

    Siz de benim gibi bütün bu soruları ve cevapları okuyunca şaşırmış olmalısınız. Hatta içinizden 'İsveç nire Türk ülkesi nire' diye de sormuşsunuzdur. Bu iddiaların hepsi az önce yukarıda sözünü ettiğimiz Profesör Seven Lagerbring'e ait. İddiasını ileri sürdüğü yıl ise daha da çarpıcı: 1764.

    Kaynak Yayınları, Profesör Sven Lagerbring'in 1764 yılında İsveççenin Türkçe ile Benzerlikleri-İsveçlilerin Türk Ataları başlığıyla yazdığı kitabını yayımladı.

    Lagerbring kitapçığını İsveç'in tanınmış dilbilimcisi ve Bakanlık Müsteşarı Şövalye Johan İhre'ye göndermiş ve tezleri için onun uzmanlığına başvurmuş. Elimizde Şövalye Johan İhre'nin yanıtı bulunmuyor. Ancak bu kitapçığın yayımlanmasında tam beş yıl sonra Lagerbring'e bilimsel çalışmaları nedeniyle asalet unvanı verilmiş.
    Peki kimdir bu Profesör Lagerbring? 1707 doğumlu olan Lagerbring, otuz beş yaşında tarih profesörü olmuş. Kırk bir yaşında ülkenin ikinci büyük kenti olan Lund Üniversitesi'nin rektörlüğünü üstlenmiş ve bu görevini 1769 yılına kadar sürdürmüş. 1764 yılında birçok bilimsel eserin yanı sıra az önce sözünü ettiğimiz tezini kaleme almış. Ardından Lagerbring'e çalışmalarından dolayı 1769 yılında asalet unvanı verilmiş. Bütün bunlara bakınca çok ciddi bir bilim adamıyla karşı karşıyayız. Öyle ki Lund Üniveristesi'nin logosunda Lagerbring'in bir de resmi var. İsveç'in modern tarih biliminin kurucusu olarak da anılan Lagerbring'in en önemli eseriyse dört ciltlik İsveç İmparatorluğu Tarihi'dir.

    Geçen yıl, Lagerbring'in doğumunun 300. yılı olması nedeniyle 24 Şubat 2007 tarihinde Lund, Uppsala ve Stokholm'de bilimsel seminerler ve konferanslar düzenlendi. Seminer ve konferanslara eşlik eden broşürde ise Lagerbring şu sözlerle tanıtıldı: "Belgeleri inceleyerek gerçeği aramak, onun parolasıydı." Bütün bunların dışında Lagerbring ayrıca tam bir Aydınlanmacıydı. Toplum ve devlet fenomenine tipik bir Aydınlanmacı gibi yaklaşıyordu.

    Lagerbring, bilimden yanadır, akıldan yanadır ve gerçekten yanadır. Hiçbir şey onu gerçeği aramaktan ve açıklamaktan alıkoyamaz... Şu sözler de ona aittir: "Bir tarihçinin en önde gelen rehberi ve amacı gerçektir: bu şekilde onur kazanmak çok daha iyidir. Kendini ve yandaşlarını yalanla kandırmak, işte bu tuhaf bir şerefsizliktir."

    ODEN TÜRK MÜ?
    Lagerbring gibi Bakanlık Müsteşarı Şövalye Johan İhre de tarihle ilgilidir. Ayrıca hem dilbilim uzmanıdır hem de İsveç Bilim Akademisi'nin üyesidir. Müsteşar İhre'ye göre İsveççe, Avrupa'daki orijinal dillerden biridir ve kuzeye Oden tarafından getirilmiştir.

    Peki Prof. Lagerbring'in tezleri nedir?

    Profesör, "İsveçliler Türk kökenlidir" görüşünü bir hipotez olarak değil, tarihi bir gerçeklik olarak sunuyor... Bu savı doğrulayan bir dizi belgeden alıntı yapıyor. Teorisini doğrulatıcı kanıtlar sunabilmek için gerilere, İskandinav ve İzlanda masallarına ve mitolojilerine gidiyor. Lagerbring tezlerini kanıtlamak için her ikisi de saygın tarihçi olan Ptolomee ve Sturleson'a başvuruyor.

    Hatta İsveçlilerin Türk kökenleri üzerinde ısrarla dururken, Oden'in kabilesinin getirdiği dilin, yani Türkçenin çok sayıda sözcükle İsveççeyi zenginleştirdiğini de söylüyor. Vardığı sonucun doğruluğunu kanıtlamak için de yaklaşık 200 sözcüğü sayıyor.

    Peki Oden kimdir?

    Oden, İskandinav ülkelerini oluşturan ulusların babası olarak biliniyor. Yarı tanrısal bir mitolojik figürdür. Onun İskandinavya'ya ne zaman geldiği tartışmalıdır, ancak tarihçiler arasında Asya'dan geldiğine dair mutabakat bulunmaktadır.

    İşte tezlerinin en önemlileri onun kaleminden:

    "Bizim atalarımız Oden'in yoldaşları Türklerdir. Bu konuda elimizde yeterli belge var. Onları Traklar ya da Gotlar olarak göstermek isteyenler var... Onur verici olup olmadığı endişesi olmadan söyleyeyim: Oden ve yanindakiler Türktüler. Bu tümceyi olduğu gibi kabulleniyorsak ya da hiç değilse mümkün görüyorsak, bunun sonucu olarak İsveççede Türkçe ile benzerlikler görmemiz kaçınılmazdır."

    Aslında Lagerbring tezlerinde yalnız değildir. Buna benzer görüşleri daha önceden ünlü İsveç dilbilimci Strahlenberg ve Doğu dilleri uzmanı Prof. Munthe de ileri sürmüşlerdir. En azından bunlar da Lagerbring'in tezlerini doğrulamaktadırlar.

    Lagerbring, Sthrahlenberg ile ilgil şunları kaydediyor:

    "Strahlenberg, öteki yerlerde olduğu gibi etimolojik incelemelerinde oldukça derinlere iniyor. Onun buluşları benim düşündüklerimi doğrular nitelikte. Türkçe ve İsveççe arasındaki benzerlikler pek çok yönden mükemmel. Ancak siz Sayın Beyefendi de görüşlerinin de bunları doğrular yönde olmasından övünç duyacağım. Bu bana, bu konuda toplumun şimdi benden yana olmayan görüşlerine, çok daha rahat bir şekilde başvurma olanağı sağlayacaktır. Bu çalışmalarımın şimdi genel olarak toplumda geçerli olan zevklere uymadığını önceden biliyorum."

    Prof. Munthe'yi ise şu sözlerle anar: "Diğer Doğu dillerinin pek çoğu konusundaki uzmanlığıyla ünlü olan Prof. Munthe'ye bu satırları incelemesi için dilekte bulundum. Sayın Profesör dileğimi memnuniyetle karşıladı ve görüş bildirme inceliğinde bulundu. Dillerin tür ve yapılarıyla iligili bildirdiğim görüşlerim doğrudur."


    "OSMANLI VİKİNGİ" Ali Nuri Dilmeç :
    Bu ilginç kitap sadece Lagerbring'in tarih tezlerini içermiyor, aynı zamanda yüz yıl önce bu kitabı keşfeden Ali Nuri Dilmeç'in, namıdiğer 'Osmanlı Vikingi'nin hoş bir üslupla yazılmış izsürüm hikâyesini de içeriyor... Ali Nuri Dilmeç aslen Güney İsveçlidir ve adı da Gustaf Nuring'dir. On yedi yaşında, yani 1878 yılında İstanbul'a gelmiş ve Tunuslu Mahmut Paşa'nın kızı Hayriye Hanım'la evlenmiş. Müslüman olarak Ali Nuri adını almış. Sonrasıysa çok ilginç. Hem çevirmen, hem diplomat, hem Abdülhamit'e karşı çıkan özgürlükçü, hem de tarihçi.

    1764 yılında basılmış olan bu kitabı, bir açık artırmada satın alan Ali Nuri Dilmeç, kitabı incelemesi için İsveçli bir diplomata ödünç vermiş. Ancak Dilmeç, İsveçli diplomaton bir başka ülkede ölmesi üzerine kitabından tam 20 yıl uzak kalmış. Ama büyük bir çaba ve özellikle de diplomatik girişim sonucu kitabına sonunda ulaşmış. Kitapla ilgili bir iki makale kaleme almış ancak kitabın Türkiye'de basılmasını sağlayamamış. En azından kataloglarda öyle gözüküyor.

    Tam burada da Abdullah Gürgün devreye giriyor. Ali Nuri Dilmeç'in makalelerini okuyan Gürgün, bu yazılardan hareketle kitabın izini sürüyor ve onun son nüshasını İsveç'te bir kütüphanede buluyor. Ne var ki kitap, bundan neredeyse 250 yıl öncenin İsveççesiyle ve bu da yetmezmiş gibi bir de gotik harflerle yazılmıştır. Bundan sonrası da bayağı çetrefillidir. Çünkü 250 yaşındaki kitaba neredeyse dokunmak yasaktır. Ancak Gürgün kitabın bir fotokopisini alır, dostlarının yardımıyla çevirir ve yayıma hazır hale getirir.

    Bu arada şunu da belirtelim:

    bu kitapta ayrıca kitabın İsveççe bölümlerini çeviren, Ali Nuri Dilmeç'in makalelerini derleyen Gürgün'ün yorumları da bulunmaktadır. Hatta bugünkü modern İsveç'e ilişkin gözlemleri de. Abdullah Gürgün, 1970'li yıllarda İsveç'e yerleşmiş. Yani kitap bir bakıma günümüzdeki İsveç'le ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlerin de başvuracakları bir kaynak niteliğinde. Kitabın bir başka önemli özelliği ise, Oden'den bahseden İskandinav masallarının ilgili bölümlerinin Türkçelerini de barındırıyor olmasıdır. Yani kitap bu bakımdan da önemli bir ihtiyacı karşılıyor.



    İSVEÇÇENİN TÜRKÇE İLE BENZER- LİKLERİ
    İsveçlilerin Türk Ataları
    Sven Lagerbring, Hazırlayan: Abdullah Gürgün, Kaynak Yayınları, 2008, 120 sayfa, 8 YTL.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CoMMaNDeRCX -- 5 Ocak 2010; 18:05:24 >







  • < Önceki | Sonraki >
    [BURAYADA BİR BAKIN]
    İsveçlilerin de ataları Türk çıktı! Peki Türkçe ve İsveççe ortak kelimeler neler?
    elalem44 (Mehmet KUTALMIŞ FIRAT)
    İsveçlilerin de ataları Türk çıktı! Peki Türkçe ve İsveççe ortak kelimeler neler?

    İsveçli ünlü tarihçi Sven Bring, İsveçlilerin atasının Türk olduğunu iddia etti. Bring’in 1764’te yazdığı ‘Türkçe ile İsveççenin Benzerlikleri’ kitabındaki iddiaya göre İsveçlerin atası olarak bilinen Oden, gerçekte İskandinavya’ya Orta Asya’dan gelmiş bir Türk. Tarihçi Bring, İsveç destanlarında, beraberindeki Türklerle bugünkü anayurda gelen Oden’in hikâyesine dayandırdığı iddiasını Türkçe ile İsveççenin benzerliklerini ortaya koyarak güçlendiriyor.

    1707-1787 yıllarında yaşayan ve yaptığı çalışmalardan dolayı asalet unvanı verilerek soyadı ‘Lagerbring’ olarak değiştirilen Profesör Bring, Vikingli kardeşlerimizle olan ortak yanlarımızı 200 kadar kelime üzerinde çarpıcı biçimde gösteriyor.

    Araştırmacı Abdullah Gürgün, Bring’in kitabını Stockholm’deki Kraliyet Akademisinde bulup incelemiş. Orijinali 58 sayfa olan kitabı Türkçeye çevirip incelemek isteyen Gürgün, hayret verici bir durumla karşılaşmış. Zira gotik ve fraktur harflerle yazılan eserde, Osmanlıca, İngilizce, Almanca, Latince, İbranice, Grekçe ve İzlandaca dillerinden kelimeler kullanılmış. Gürgün, bunun üzerine İsveç Radyo ve Televizyon Müdürü Vibeke Bolinder ile arkeolog Björn Lindström’den yardım alarak eseri çevirebilmiş. Onun, Bring’in eserinde dikkatini çeken nokta ise, İskandinavya’ya geliş zamanının tartışmalı olduğunu belirtilen Oden’in, Asyalı ve Türk yoldaşlarıyla birlikte şimdiki yurduna geldiğinin kesin olması olmuş. Bring’in eserde kullandığı şu ifadeler Oden ve yoldaşlarının Türk olduğunu bir İsveçlinin söylemesi açısından hayli önemli: “Oden, Herwarar masalının 1. bölümünde Tirkiar (Türkler) ve Asiamen (Asyalılar) olarak tanıtılan adamların önderiydi. Burada anlatılan soy ağacında, Oden’in oğlunun adı Yngve Tirkia’dır. Bunu öne süren Sturlason (İsveçli ünlü destan yazarı), Oden’in çok mülkünün bulunduğu ve Tyrkland’dan (Türkiye) yolculuğunu ayrıntısıyla anlatır.”

    Voy voy voy!

    Bu tezden yola çıkan Gürgün, İskandinav mitolojisi ve İzlanda masalları ile yazar Sturlason’un Kral masallarını da inceleyerek hayli ilgi çekici bir kitap ortaya koyuyor. Örneğin bizim ‘ılık su’yumuza İsveçlilerin yerlileri olarak bilinen Lapların verdiği isim ‘İlikus’. Yine bir İskandinav dili Fince ile Türkçe arasındaki benzerlikler; sine-sen, olla-olmak, voy voy voy- vay vay vay gibi dikkat çekiyor. Finlandiya’nın Abo kentinin Fin dilindeki karşılığının ‘Turku’ olduğunu anlatan Abdullah Gürgün, Türkçe ve İsveççe bazı ortak kelimeleri de şöyle sıralıyor: ‘Gaur- gâvur (Türkçe Müslüman olmayan kastediliyor), ‘kaf-kafi’, ‘gierig- gayret’, ‘scharf- sarp’, ‘bocka- bükmek’, ‘zaerrer-zarar’, ‘germ-geri’

    Bugün İsveç’teki Türkivagen’de (Türk Köyü) yaşayan Gürgün, son yıllarda ülkeye göç eden Türklerin dilinden İsveççeye geçen kelimelere de yer veriyor: ‘kalabalik- kalabalık’, ‘kal dolmar-lahana dolmaları’, ‘kiosk-köşk’, ‘kula-gülle’, ‘ger-ver’, ‘divan-divan’ Türkçenin de içinde bulunduğu Ural Altay dil ailesine mensup olan İsveççenin sondan ekli ve ses uyumlu bir dil olduğuna dikkat çeken Gürgün, “Aynı iki dilin, aradan geçen bunca zamanda bu kadar az ayrışması şaşırtıcı.” diyor. Gürgün’ün Kaynak Yayınları’ndan çıkan kitabında anlattığı benzerlikler uzun süre tartışılacağa benziyor.

    Türk ‘Hakan’ları ünlü İsveçliler

    Bizimle ilginç benzerlikler taşıyan İsveçlilerin çocuklarına Hakan ismini koymaları da ayrı bir dikkat çekici nokta. Zira bugün anne-babası İsveçli, Hakan ismine sahip olan yüzlerce İsveçli bulunuyor. Bu ismin İsveçlilerin kökeninde bulunduğunu belirten yazar Abdullah Gürgün, yakın tarihsel birlikteliğe işaret ediyor.

    İsveçliler Hakan ismini asaletin sembolü olarak çocuklarına hiç çekinmeden veriyor. Hakan ismine sahip bazı İsveçliler ise şöyle: Hakan Mild, Hakan Hülten (futbolcu), Hakan Samuelsson (işadamı), Hakan Larsson (basketbolcu), Hakan Wennnerstrom (yazar).

    İsveçlilerin atası Oden, Uygur Kralı Buku Tegin mi?

    İsveç mitolojisinde Oden’in Hugin ‘Hafıza’ ve Munin ‘düşünen’ adlı iki kargası vardır. Hugin ne olduğunu Munin ise ne olacağını ifade eder. Oden’in diğer hayvanları ise Freke ve Gere adlı iki kurttur. Abdullah Gürgün, kitabında iki kargası ve iki kurdu olan Oden’in özelliklerinin Uygur Hakanı Buku Tegin’le olan benzerliğine dikkat çekiyor: “Türk destanlarında Buku Tegin’in de üç kargası olduğu söylenir. Kurt motifi ise Türk destanlarının vazgeçilmezidir. Yine Stockholm yakınlarındaki Birka antik kentinde yapılan kazılarda bulunan mezarlar Altaylarda bulunanlarla aynı özellikleri gösteriyordu




  • Geçmişimizi çok iyi araştıralım, türklük sadece geçen bin yıl değildir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CoMMaNDeRCX -- 5 Ocak 2010; 18:06:22 >
  • Olabilir imkansız değil ama direk Türk demek yanlış akraba olabilir . Her sakallı amcamız değil ;)
  • Kızılderililerde Türk
  • en büyük türk atatürk
  • her Türk asker doğar , vikinglerde asker gibi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi oguzhan1989 -- 5 Ocak 2010; 19:16:41 >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster

  • İsveçler yok burda ama ...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: şiirselterörist

    />

    İsveçler yok burda ama ...

    Fin işte , Japonda yok ? Güvenme o tabloya ;)
  • Bakma bir çok kavimin kaynağı orta asya..
  • şimdi ben tam olarak nereliyim?
  • Finlilerle bağlantımız olduğunu biliyordumda İsveçlileri duymamıştım.
  • örneğin Hakan Samuelsson yazıp googleda aratın.. yada Hakan Samuelsson .. daha oldukça fazla kişi var..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CoMMaNDeRCX -- 5 Ocak 2010; 23:21:40 >
  • herkezin popisi vardır
  • Birde gavur kelimesinin bir zamanlar Türkler tarafından arap müslümanlar içinde kullanıldığını biliyormuydunuz.. Aslında bu kelimeyi kimileri farsça olarak niteler, hayır farsça değildir. Öz ve öz türkçedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CoMMaNDeRCX -- 5 Ocak 2010; 23:26:54 >
  • HAKAN değil HAAKON olarak kuzey ülkelerinde çok kullanılan bir ad.
    Belki lehçe değişimi ile hakan olarak da kullanılıyordur.

    AMA AYNI KÖKENDEN GELİYOR OLAMAZ.

    ÇÜNKÜ BİZDEKİ HAKAN ADI TÜRKÇE KAĞAN ADININ ARAPÇA TELAFFUZUDUR.


    yani bizde de hakan adı kullanılıyor. köken olarak türkçe. ama kelimenin aslı bildiğimiz kağan.
    türkçeden arapçaya hakan olarak geçmiş ve oradan yine türkçeye bu şekilde dönmüştür.

    bu bizim hakan kelimesi nispeten yeni ortaya çıkmış sayılır. kuzey ülkelerindeki hakan daha eski olmalı.
    ve görüyorsunuz ki bu adın oradaki ve buradaki haliyle yani kelimenin hem kökeni - hem söylenişi
    açısından farklı. bu durum yalnızca bir benzerlik.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CoMMaNDeRCX
    Birde gavur kelimesinin bir zamanlar Türkler tarafından arap müslümanlar içinde kullanıldığını biliyormuydunuz.. Aslında bu kelimeyi kimileri farsça olarak niteler, hayır farsça değildir. Öz ve öz türkçedir.

    esasında gavur degıl kavur olacak.


    orhun yazı dılı ıle yazıldıgı taktırde hakan ıle kaan aynı yazılmakta.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MMX 166 -- 7 Ocak 2010; 9:04:57 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: şiirselterörist

    />

    İsveçler yok burda ama ...


    Finlerin, Macarların ve Bulgarların kökü bizim olduğumuz gibi Çin'e dayanır(mış). Çin'i 2ye bölmüşler zamanında, bi tarafta savaşçıların bulunduğu Hun kesimi yani bizler, öbür tarafta ise tüccarların bulunduğu Çin kesimi varmış. Hunlar o kesime Çin adını vermiş çünkü çin eskiden sahtekar, adi anlamına gelirmiş. Çinliler Türk kimliklerinden kurtulmak için Çin adını benimsemişler onu kullanmışlar. Sonra Avrupa'ya gelen Hunlar da Finlandiya, Macaristan, Bulgaristan gibi yerlere yerleşmişler ve Hristiyan olmaya karar vermişler.
    Böyle biliyorum en azından.




  • Çok uzun. Mesajım bulunsun. Okuyacağım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bozkirsovalyesi

    HAKAN değil HAAKON olarak kuzey ülkelerinde çok kullanılan bir ad.
    Belki lehçe değişimi ile hakan olarak da kullanılıyordur.

    AMA AYNI KÖKENDEN GELİYOR OLAMAZ.

    ÇÜNKÜ BİZDEKİ HAKAN ADI TÜRKÇE KAĞAN ADININ ARAPÇA TELAFFUZUDUR.


    yani bizde de hakan adı kullanılıyor. köken olarak türkçe. ama kelimenin aslı bildiğimiz kağan.
    türkçeden arapçaya hakan olarak geçmiş ve oradan yine türkçeye bu şekilde dönmüştür.

    bu bizim hakan kelimesi nispeten yeni ortaya çıkmış sayılır. kuzey ülkelerindeki hakan daha eski olmalı.
    ve görüyorsunuz ki bu adın oradaki ve buradaki haliyle yani kelimenin hem kökeni - hem söylenişi
    açısından farklı. bu durum yalnızca bir benzerlik.




    ya ne alakası var hakan kelimesini araba yordunuz, Hakanın YAKINDAN UZAKTAN arabçayla alakası yoktur. Hakan ve diğer Türk kelimeleri Müslümanlıktan sonra terk edilmiş, daha sonra öze dönüşle Hakan, Attilla ve diğer isimler yeniden yaygınlaşmaya başlamıştır. Şöyle açıklayım size islamiyet, ehli kitap olmayan dinleri ve bu dinlere ait herşeyi reddetmektedir. Hatta islamiyeti kabul etmezlerse toptan itlaf edilmeleri gerekir. Türklerde islamiyeti kabul edince isimleri eski dinlerini ve gelenek görenek örf ve adetlerinin çoğunu terk etmek zorunda kaldılar. Yoksa eski türkler Kadına en çok değer veren toplumlardandır, Hatta tanrılarının çoğu dişi dir. Dişi kurt, Toprak ana vd.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.