Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Hızlı 
Bildirim
Harem kurmak. . .
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü, 
1 Mobil
1 Mobil
Giriş
Mesaj
-
-
selamun aleykum
harem mahrem olan kimsenin evi yeri manasında kullanılır. kuran-ı hakim harekeler ile seslendirilmişti.
mesela harem hurum haram aynı kökten gelen ve fakat farklı şekillerde harekelenen ve okunan kelimelerdendir.
kuran-ı hakimde bildiğim kadarıyla haram-hurum kelimesi geçer. bismillahirrahmanirrahıym mescidel harame sadagallahul azıym.
kitabi manada harem olan haram olan manasına da gelmekte. bu açıdan düşünülürse harem denilen yer haram olanların yeri manasında da kullanılabilir. bir nevi enderun gibi,kişinin beyti evi gibi. yetiştirilen kimsenin bulunduğu yetiştiren kişiye haram olan kimsenin bulunduğu yer.
burada meal ilmi gereği haram ne demektir onu da öğrenmek gerekiyor çünkü harem hurum gibi kelimeler kapanmayla ilgilidir. özünde kapanmak ey örtüsüne bürünen meali gereği erkeğe de ait olan bir şeydir.örtündün de kendini haram mı kıldın. toplamda örtünmenin eski insan adetlerinde susmak gibi bir oruç olduğu halini rabbe iltica ile beyan olduğu söylenebilir. bu açıdan tesettür denen hallerden birinin de açıklanmasıdır.genç kız iken olmayan evlenince haram oldu da diğerine göstermedi kendini tesettüre girdi örtündü büründü manasında.
siz harama mütecaviz oldunuz da ayet meallerinden biridir. asıl olarak bu ayetin geliş babının bir erkeğe de tasallut eden zihniyete dair olduğu düşünülmektedir. HZ.LUT aleyhisselamın misafirlerine karşı mütecaviz tutum bu açıdan örnek verilmişti. siz hakikat haddi aştınız misalsiz iş yaptınız harama tecavüz edenlerden mi oldunuz.
en genel manada ve kısaca harem olan yerin erkek çocuğunun evi yeri mescidel haramın erkek çocuğunun mescidi olduğu düşünülmektedir. zira dönem itibari ile lat uzza menat gibi putlar dişil öğeler taşıyordu ve mescidil haramdan çıkarıldığında artık mescidel haram denilen yerin erkeğe ait olan yer mealinde düşünüldüğü söylenebilir. burası artık erkek çocuğunun, annesine evlat olmuş kimsenin rasulu kibriyanın aleyhisselam evidir şeklinde.
haremden kastın her daim bir kadının bulunduğu mekan olarak anlaşılması yanlıştır. ev de haremdir. harem-i şerif de evlerden bir evdir.bu evlerde erkek öğeler de bulunur.
osmanlı uygulamasının enderun uygulaması olduğunu ve bu yerlerde dişil öğeler varsa yetiştirilen kızlar olduğu erkek öğeler varsa yetiştirilen erkekler olduğunu düşünmek gerekir.
bunun dışındaki kullanım amacı haremin kendisi ile telif edilemez.
sorunun ikinci kısmı ise bir erkek kaç kadınla evlenebilirse diye cevaplanabilir. kanatim gereği medeni hukuk denilen çağımız hukuku bu hususu en güzel şekilde çözmüştür. 1 eşlilik yani monogami bu çağda temel çözümdür ve her iki taraf bakımından da adil bir tutumdur.
kişilerin birden fazla eşi aynı hukuk kuralları ile bir arada tutması mümkün gözükmüyor. kişi veya kadın ülke tabiyeti prensipleri gereği başka bir ülke tarafından kabul edilmeyen bir evlilik akdi ile evlilik akdi kurmuş ise yasal olarak başka ülkede evlenebilir.
mesela islam ülkeleri bakımından yabancı tebadan gayrimüslim bir kişinin nikah akdi dini yani izne tabi olan değildir. miras uygulamalarında sıkıntı doğmaması için bu evlilikler sahih kabul edilebilir ancak babalık davası denen uygulama bu açıdan kesin çözümdür. kişi bir başka kadından veya erkekten bir çocuk edinse babalık davası dermeyan edebilir. bu esasen yasal olan tanımaya karşı fiili durum olarak başka türlü bir tanımadır.
yasal uygulama yönünden başka ülkeden bir eş edinilebilecek durumda olan kimse birden fazla evliliği yapabilir. veyahut gayri meşru yoldan bir çocuğu elde eder ve evli imiş gibi muamele görür.2. kısım daha çoktur ve bu uygulama gereği gayri meşru çocuk miras hükümlerinden aynen sahih çocuk kadar yararlanır.
buna hukukta hile denmekte. yani kanun yolunun mutlak emrettiğini başka bir hukuk kuralı ile bertaraf etmek için yapılan hareketler silsilesidir. gayri meşru çocuğun korunumu ilkesi aslında hile denilen tutumdan ötürü yasal olmayan bir akdi ilişkiden ötürü veyahut kanuna karşı apaçık hileden ötürü bertaraf edilebilirdi. ancak medeni hukuk babalık davası ile kanuna karşı hileyi meşrulaştırmış görülmektedir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 15 Ocak 2014; 12:54:43 >
-
orta çağ avrupasında böyle şeyler incil kurallarına göre belirlenirdi
rönesans çağında insan aklı ve incil kurallarına göre belirlenirdi
yakınçağ avrupasında sadece insan aklı kurallarına göre belirlenir.
hayırlı traşlar
bir de uzun uzun anlatıp kılıf bulmaya çalışıyorsunuz. çok eşlilik yarı kölelik demektir, ayrıca aşk ve sevgiyi öldürür.
ayrıca harem teşkilatı enderun vs. teşkilat gibi bir yapıya değinmişsiniz. osmanlı padişahları 15lik 18lik ukraynalıları her türlü götürüyordu kendinizi kandırmayın şimdi.
olayın hukuki yönüne bakarsak gerekli paranız varsa karşılıklı çıkarlar doğrultusunda istediğin kişiyle istediğin şeyi yapabilirsiniz. -
Harem nedir? Harem, padişah valide ve hanımlarının kaldığı saray bölümüdür. Haremi anlamak için İslam hukuku bilmeniz ve ortaçağ tarihine vakıf olmanız gerekir, bugünün modern insanı için pek anlaşılabilecek meseleler olmayabilir bunlar.
İslam'da meşru savaştan sonra, eğer savaş bir kale kuşatması ise ve kazanılmışsa, ordu kumandanı tüm şehir halkını esir alabilir. Almaya da bilir. Tüm şehir halkını oradan süre de bilir, sürmeyip topraklarından vergi de alabilir. Veya tüm topraklarını alıp ordu mensuplarına dağıtır. Bunları yapma salahiyeti vardır.
Esir alınan kadınlardan ekseriyetle güzel olanlar seçilir, padişahın hareminde yetiştirilir; Türk ve İslam terbiyesi verilir; musikî, Kur'an, temel ilmihal bilgileri, mantık gibi ilimler öğretilir ve padişaha sunulurdu. Padişah bunları dilerse nikahlar, dilerse nikahlamazdı. İslam hukukunca esir alınan kadınların cinselliğinden efendi faydalanabilir. Buna istifraş hakkı denir. Bu tüm İslam mezheplerinde caizdir. Hatta bu tür ilişki, evlilik ilişkisinden daha kuvvetlidir.
Bunu daha da uzatmak mümkündür, dileyen olursa bunu daha da açabilirim.
İslam'da bir kadın birden fazla kocayla evlenemez, erkek kölesiyle de nikahsız ilişki kuramaz. Zâni olur.
@byob,
John Boswell'ı bilir misin, ortaçağ tarihçisidir kendisi. Aslında Boswell'in vardığı sonuç, senin vardığın sonucun tam tersidir. Boswell, ortaçağda evliliklerin mülkiyetle ilgili başladığını ve aşkla bittiğini söyler. Günümüzde ise herkesin malumudur ki, evlilikler 'aşk' ile başlar, mülkiyet davalarıyla biter. Aslında sizin aşk dediğiniz şey, tutkudan başka bir şey değil. Sevgi, tutkudan muteberdir ve nikahtan sonra ortaya çıkar.
Eskilerin dediği gibi, ''evlilikte keramet vardır''
-
quote:
Orijinalden alıntı: T@rhuncu
Harem nedir? Harem, padişah valide ve hanımlarının kaldığı saray bölümüdür. Haremi anlamak için İslam hukuku bilmeniz ve ortaçağ tarihine vakıf olmanız gerekir, bugünün modern insanı için pek anlaşılabilecek meseleler olmayabilir bunlar.
İslam'da meşru savaştan sonra, eğer savaş bir kale kuşatması ise ve kazanılmışsa, ordu kumandanı tüm şehir halkını esir alabilir. Almaya da bilir. Tüm şehir halkını oradan süre de bilir, sürmeyip topraklarından vergi de alabilir. Veya tüm topraklarını alıp ordu mensuplarına dağıtır. Bunları yapma salahiyeti vardır.
Esir alınan kadınlardan ekseriyetle güzel olanlar seçilir, padişahın hareminde yetiştirilir; Türk ve İslam terbiyesi verilir; musikî, Kur'an, temel ilmihal bilgileri, mantık gibi ilimler öğretilir ve padişaha sunulurdu. Padişah bunları dilerse nikahlar, dilerse nikahlamazdı. İslam hukukunca esir alınan kadınların cinselliğinden efendi faydalanabilir. Buna istifraş hakkı denir. Bu tüm İslam mezheplerinde caizdir. Hatta bu tür ilişki, evlilik ilişkisinden daha kuvvetlidir.
Bunu daha da uzatmak mümkündür, dileyen olursa bunu daha da açabilirim.
İslam'da bir kadın birden fazla kocayla evlenemez, erkek kölesiyle de nikahsız ilişki kuramaz. Zâni olur.
@byob,
John Boswell'ı bilir misin, ortaçağ tarihçisidir kendisi. Aslında Boswell'in vardığı sonuç, senin vardığın sonucun tam tersidir. Boswell, ortaçağda evliliklerin mülkiyetle ilgili başladığını ve aşkla bittiğini söyler. Günümüzde ise herkesin malumudur ki, evlilikler 'aşk' ile başlar, mülkiyet davalarıyla biter. Aslında sizin aşk dediğiniz şey, tutkudan başka bir şey değil. Sevgi, tutkudan muteberdir ve nikahtan sonra ortaya çıkar.
Eskilerin dediği gibi, ''evlilikte keramet vardır''
Evlilikte keramet vardır doğrudur zaten o yüzden çocuk gelinler intihar ediyor. Bakın size birşey söyleyeyim. Bir hareketin yüzyıllardır doğru olarak bilinmesi o hareketi doğru yapmaz. Bin yıllardır geliştirdiğimiz beynimizi kullandığımızda şu sonuç çıkıyor ortaya. Bir padişah istediği kadını kadının rızası olmadan almamalı bu yanlış ve yanlış olduğu gerçeğini kurduğunuz uzun cümleler değiştiremez.
ayrıca evlilik konusuna tekrar gelecek olursak kırsal kesimde yaşadığım için şöyle birşey gözlemledim. Aslında evlilikte keramet filan yok. Şimdi siz diyeceksiniz ki boşanma oranları günümüzde arttı.
aslında artan boşanma oranı değil kadınların kendini daha güçlü hissetmesidir. Kırsal kesimden bir kadın için boşanma şunu ifade eder. Herkes size potansiyel yatak arkadaşı diye bakar.
mahalle den dışlanırsıniz.
geçim sıkıntıniz baş gösterir.
aileniz sizi red eder.
vs vs vs. Kadın bu riskleri göze alamadığından boşanamiyor ve ömrünün sonuna kadar eziyet çekiyor. O kadınlara düzenli iş ve koruma verin ve sonra boşanma oranlarında ki patlamayı izleyin.
malesef ülkemizdeki acı gerçekler bunlar ve bunlardan daha acı olan ise insanların bilinçlendikleri halde eski davranışlarından vazgeçmemesi
saygılar.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Osmanlı padişahlarının harem kurmasınin ıslamda yeri var midir?
Bu sorunun tek bir cevabı vardır
Hayır.
Hiç kıvırmayın, islam dinini esneterek kendi tuhaf görüşlerinizi dine alet etmeyin.
Kardeş katli de bizim dinimizde yoktur.
Harem kurmak diye bir şey de dinde yoktur.
Kölelik de islamda yoktur.
Hadım olaylarını söylememe gerek yok sanırım. -
Osmanlı padişahlarının harem kurmasınin ıslamda yeri var midir?
Bu sorunun tek bir cevabı vardır
Hayır.
Hiç kıvırmayın, islam dinini esneterek kendi tuhaf görüşlerinizi dine alet etmeyin.
Kardeş katli de bizim dinimizde yoktur.
Harem kurmak diye bir şey de dinde yoktur.
Kölelik de islamda yoktur.
Hadım olaylarını söylememe gerek yok sanırım.
< Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı > -
iki sorunun cevabi da hayir 
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
arkadaş hiç mi ilber ortaylı okumuyorsunuz, hayır haremi ne sanıyorsunuz ki padişahların donla kadın kovaladığı yer mi, zamanında osmanlıda hukuk dersinden hatırladığım kadarıyla harem bir okuldur, haremin en yüksek sorumlusu valide sultandır yani padişahın annesi, padişah hareme girmez, hareme erkek giremez zaten, harem müessesesi islami bir müessese değildir, haremde yüksek rütbeli devlet görevlileri için eş olmaya müsait eğitimli hanım yetiştirilir, çeşitli alanlarda satranç gibi müziğin o zamanki enstrümanlarını çalmakta maharetli olacak şekilde eğitilirler vs
ikinci soruda iş kadınını özellikle seçmendeki amaç nedir anlamadım ama çok eşlilik toplumdaki nesep düzenini bozmaması için yasaklanmıştır, islam hukukunda soy erkek düzeni erkek üzerinden devam ettiği için sınırlı olarak izin vardır ancak modern hukukta iki taraf için de izin yoktur -
İslam'ın eğip bükülmesi gibi bir durum ortada yok. Hz. Peygamber'in cariyeleri vardı. Ama hepsini azat edip evlenmiştir, bir tanesi hariç. O da, ''ben hür kadınlar gibi başımı kapatmak istemiyorum'' dediği için cariye olarak kaldı. Bilindiği üzere, hür olmayan kadınların tesettüre riayet etmesi gerekmiyor.
Kölelik de İslam'da mevcuttur fakat bu, emperyalistlerin uyguladığı sömürgecilikten farklıdır. Elimizde Osmanlı mahkemelerinin kayıtları var. Cariye, ''sahibim beni dövdü'' deyince zabitler dayanıyor elemanın kapısına, ''bunu dövdün mü'' diyorlar, ''hayır'' diyor adam. Yemin teklif ediliyor, kovuşturma yapılıyor, şahitler dinleniyor; kadının gözünü patlatan sahip 3 sene kürek cezasına çarptırılıyor. Adam kürek cezasını çekiyor, ''benim cariyemi verin, o benim mülkiyetimde'' diyor. Cariye gitmek istemiyor. Bunun üzerine devlet cariyenin değerini hesaplıyor, adama parasını ödeyip satın alıyor, ardından azat edip serbest bırakıyor.
Bunun nasıl bir seks kölesi olduğunu izah ederseniz minnettar kalacağım. Hani meşhur laflar söylüyorlar ya, ''cariyeye tecavüz ediyorlardı'' diye, bunlar külliyen yalandır. Kölelerin hakları geniştir, mükatebe usulü işlerdi.
Kardeş katline gelince, kardeş katli Osmanlı Devleti'nde muayyen bir veraset sistemi olmayışından kaynaklanır. Kafes usulünden önceki sistemde, şehzadeler lalaları, anaları, cariyeleri ve maiyetleriyle beraber sancağa giderlerdi, etraflarında vezirleri ve kendisine ait birlikleri olurdu. Bunlar birbirine yakın noktalara gönderilirdi. Padişah ölünce, payitahta ilk varan sultan olurdu. Kimi şehzadeler de kendi sancaklarında kendileri adına hutbe okutup para bastırır, böylece devlet birbirine düşerdi. Çelebi Mehmet o meşhur tahta kavgalarından sağ çıkana kadar 200.000 ila 280.000 arası insan öldüğü kaydediliyor. Bu nedenle Fatih, ''nizam-ı alem'' için, tahta çıkanın kardeşlerini öldürebileceğini söylemiştir. Osman ulemasının ekseriyeti cevaz vermiştir, karşı çıkanlar da olmuştur; ama bunun da İslam'a ters bir yanı yok. 'Siyaseten katl' padişahların salahiyetlerindendir. Fetvayı alan padişahlar, bir bakıma taht kavgalarından ölecek olan binlerce insanı da kurtarmışlardır. Evet, kimileri işi abartmış ve kundaktaki bebeği dahi öldürmeye kalkmışlardır. Lakin bu tek tük vak'alar, sistemin nameşru olduğunu göstermez.
Öte yandan padişahlar bu sistemi uygulamaya çok da istekli değillerdir. Örneğin Yavuz kardeşini öldürmez, vali olarak atar; sonra kardeşi isyan eder. İmparatorlukların sorunu budur. Bu rejim problemi, kafes usulüyle çözüldü. Ekber ve erşed deniyor, biliyorsunuzdur. Fransız tarihçi Lamartine, kardeş katli sayesinde Osmanlı'nın en gözü kara padişahlarının tahta geçtiğini ve imparatorluğun böyle ayakta durduğunu yazar. Kafes usulünden sonra Osmanlı'nın çöküşe girdiği malum...
@byob,
Çocuk gelinlerle evlilikte keramet olduğu ilişkisini nasıl kurdun bilmiyorum öncelikle. Ben de sevgilisiyle kavga edip intihar eden gençleri gösterip ''sevgili olmak böyledir, adamı böyle sonlara sürükler'' desem ne derece doğru olur? Atasözü olmuş bir lafı, kendi küçük dünyamızla değerlendiremeyiz. O söz tarihe mal olmuş, defalarca da tasdik edilmiştir. Çabuk evlenen bireyler arasında sevgi daha çok hasıl olur. Aşk hayatı yaşayıp geç evlenenlerde ise evliliği monoton bulurlar. Zira keşfedecek bir şey kalmamış, adeta sevgi evlilik önceki safhada tükenmiştir.
Şimdi benim sarf ettiğim bu sözlerin ''kırsal kesim'' diye tabir ettiğin bölümde nasıl algılandığı veya boşanan kadınlara yosma gözüyle bakılıp bakılmadığı arasında bir ilişki göremiyorum. Kadınların ekonomik olarak bağımsızlığını kazanması her ne demek ise (eşiyle çıktığı yemeği Alman usulü ödüyor bu hatunlar herhal) boşanmayla bir ilintileri yok. Bu eşlerin birbirine bağlılığına göre değerlendirilmeli. Artık eşler birbirine bağlı değil. Üstelik benim argümanımda zorla evlendirilen kadınlarla ilgili bir şey yok fark ettin mi bilmiyorum. Ben ortaçağ tarihçisi Boswell'dan örnek verdim. Boswell, çabuk evlenen bireylerin evliliği yürütürken, birbirini sevdiğini; şimdi ise birbirini sevenlerin evlendikten sonra konunun mülkiyetle alakalı davalarla bittiği tespitini yapıyor ki, bu doğrudur. Ben de bundan başka bir şey söylemedim.
Sayfa:
1
Benzer içerikler
- soyadının kökenini bul
- faşist ve komünist ne demek
- havada uçuşan parlak beyaz noktalar görmek
- topkapı sarayı hz musa asası gerçek mi
- ne tür kitaplar okunmalı
- dünyada en çok konuşulan diller
- paralel evren nedir
- google maps toplu taşıma renkleri
- mars"ta yaşam var mı
- teslim alınmayan kimlik nereye gider
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
