sünnetçinin biri kestiği parçaları saklar, biriktirirmiş. bir gün hepsini toplayıp terziye götürmüş. "bana bunlardan öyle bir şey dik ki, çok kullanışlı olsun" demiş. birkaç gün sonra terzi buna bir cüzdan vermiş. sünnetçi sinirlenmiş: - ulan onca şeyden yapa yapa bunu mu yaptın? - öyle demeyin efendim. okşayınca bavul oluyo...
70 yaşındaki adamın tüm organları meleklerin huzurundadır. hepsi hallerinden şikayetçidir. konuşmaya göz başlar: - ya bıktım 70 senedir görmekten. öldürün şu adamı da artık ben de rahata ereyim, istirahate çekileyim. sonra kulak, burun, eller derken tüm organlar benzer şikayetleri dile getirmiş. arkalardan yükselen bir ses herkesin dikkatini çekmiş: - evet, yeter artık. öldürün şu adamı. melekler kızmış: - ayağa kalksana saygısız! - af buyrun efendim. kalkacak gücüm olsa zaten emekliliğimi istemezdim.
iki ahbap aile sohbet etmektedir: - bizim kız bir şirkette sekreter olarak iş buldu. patronu ondan o kadar memnun oldu ki, bir süre sonra fazla mesai yapmaya başladı. sonra bu mesailer daha da arttı ve gece de eve gelmez oldu. kızım patronuna nasıl yardımcı oluyorsa, adam onsuz yapamıyor. artık iş seyahatlerine kızımızı da götürüyor. nereye gitse çanta gibi yanından ayırmıyor. ee dostum, sizin kız ne yaptı? - vallahi bizimki de patronuna metres oldu, ama biz sizin kadar güzel anlatamıyoruz.
bir diyalog: - ya temel, bir daha yengeyle iş yaparken, odanın perdelerini kapat. dün gece karşı apartmandakilerin hepsi sizi seyretti. - atma be. ben dün gece meyhanedeydim. sabaha karşı geldim eve...
temel askerdedir. helikopterden paraşütle atlayacaktır. ama bir türlü atlayamaz. komutan bağırır: - atlasana oğlum - olmaz komutanum. haçan tün gece anamu cördüm rüyamda. senun paraşütün açulmayacak dedi. - nasıl inanırsınız böyle şeylere bilmem ki. ver bana paraşütünü. paraşütleri değişirler. önce temel atlar. paraşütü açılır. süzüle süzüle aşağı inerken komutanı hızla yanından geçer. - hayırdır komutanum nereye? - ölmüş anana selam götürmeye