Şimdi Ara

Helezon yayların esnekliği? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
50
Cevap
1
Favori
43.183
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    motor ağırlığının sağ ve sol tarafa simetrik dağılmaması nedenlerden birisi olabilir.
    sürücü ağırlığı da gerçek nedenlerden diğeri olabilir

    eğer teknik olarak hiçbir problem yoksa.

    Hocam konu eski kusura bakmayın. Profile ulaşamadığımdan buradan sormak istiyorum. Citroen c2 aracımda alt takımı amortisörler dahil komple değiştirdim. Araçta bozuk yollardaki sesler oldukça azaldı. Fakat kasis geçişlerinde araç tabiri caizse kütük gibi. Hiçbir şekilde esneme yok. Aracımda orjinal yaylar var ama buna rağmen selefi araçlara göre konforu çok kötü.

    Acaba aracın yaylarında bir sorun olabilir mi? Pres yada bunun gibi bir oynama. Aklıma farklı bir şey gelmiyor. Ciddi para harcamama rağmen sonuç alamadım. Bir fikriniz var mı? Paylaşırsanız çok memnun olurum...




  • Merhaba hocam benim araçta sağa sola dönerken cok yatiyor alttakim kontrolü yapyitdim sıkıntı çıkmadı. Acaba brn bu araca spor yay taksam az alçaltsam bu yatma kesilirmi zararı olur mu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • upliftingsky kullanıcısına yanıt
    Sag ve sola çok yatmasının nedeni yay değil amortisörlerin patlak veya yumuşak seçilmisidir.ilk önce amortisörler sağlam mı lifte kaldırıp ustasına gösterin. Patlak ise değişmesi gerekiyor .yenisini seçerken sert amartisör seçimi yapılabilir.patlak değil ise de sert salınımlı amortisör seçilebilir .

    Tabii ki her konunun artısı be eksisi vardır
    Burada da sert amortisörler virajlarda aracın yatmasını önler aynı şeyi ince yanaklı lastikler de yaparlar ama kötü yanı ise hafif bir tümsek veya çukura girince araç sarsılır buna katlanmanız gerekir . Aklınızda kalması gereken konu şudur;

    Yumuşak salınımlı amortisör , bozuk yollar da iyidir bunun için tasarlanmıştır .ancak tersine kaymak asfaltta dönüşlerde aracı yatırır.

    Sert salımımlı amortisör ise kaymak asfaltta iyidir ve virajlarda yatmayı önler .eksi yanı ise bozuk yolda araç aşırı sarsılır sürücüyü yorar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hocam teşekkürler spor yayla ugrasmayayim yani amortisorler saglam monreo marka kacak yok orta yumusaklikta onlar yapiyor zannedersem olay amortisor yani sagolun cokta yatmiyor aslinda ama sert donuslerde bir amerikan arabasi havasi yapiyor :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Vezir hocam iyi günler. MERCEDES-BENZ SPRINTER aracımın yaprak yayını değiştirdim. Değişimden sonra araç sola doğru yatmaya-çökmeye başladı. Bunun sebebi ne olabilir. Yaprak yayda yükseklik farkı veya boyu yanlış olabilir mi? Acaba aracıma yanlış yaprak yay mı takıldı? Yoksa ben mi abartıyorum durumu
  • groxercairo kullanıcısına yanıt
    Amortisörler arızalıdır yatma bu nedenle olur ,kontrol ettirin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • vezir kullanıcısına yanıt
    Yaprak yayda problem olma şansı var mı çünkü değiştirdikten sonra oldu bu durum. mercedes sprinter 2500 aracım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mprivateturun


    quote:

    Orjinalden alıntı: chevymel1

    vezir hocamın dediği gibi yay konusu müthiş teferruatlı bi konudur hatta mekanik mühendisliklerinin tamamı yay hareketi ile ilgilidir. okurken ilk duydugumda banada cok anlasılmaz gelmişti ama bildigimiz tüm yapılar yani insan eliyle yapılan tüm yapılardan bahsediyorum (emin değilim ama buna makina elemanlarıda dahildir sanırım ) klasik yay hareketi yaparlar. yani oldugu yerde duruyor gördügümüz binaların barajların köprülerin vs. kendi doğal titreşim peryodu vardır ve sürekli olarak yay gibi aşağı yukarı hareket ederler. buna dünyamız da dahildir. vezir hocamın bahsettigi rezonans durumuda bu yay hareketinden kaynaklanmakta zaten. bi binaya onun doğal titreşim peryoduyla aynı peryotta ve genliği artıracak şekilde yük verirsek bina deprem oluyormus gibi sallanmaya başlar ve bi süre sonrada yıkılır. İstanbulda olanlar bu doğal titreşim peryodunu gözleriylede görebilirler boğaz köprülerine bakarak. köprüler sürekli olarak aşagı ve yukarı hareket ederler bunun sebebi yay gibi davranmalrıdır. eger yaylamadıklarını görürseniz ordan uzaklaşın derim:)


    Konunun tamamı hakkında bilgi sahibim az cok var. Zira askerlik yapanlar bilirler. Askerler kopru uzerlerinden gecerken uygun adım degil de adi adımla yururler. Bunun da nedeni koprununun salınımı sırasında koprunun asagı salınım yaptıgı anda askerler de toplu olarak ayaklarını yere vururlarsa iki katı bir yuk ile kopru yuklenmis olacaktır ve bu da koprunun yıkılmasına neden olabilecektir. Yay konusu cok zor bir konu. Zira deprem sırasında bir binanın kac salınım yapacagını, Yani binanın hangi sekili alacagını bilemedigimiz icin cok sıkıntı oluyor. Bu da depremin suresi stabilitesi ve siddediyle alakadar. Bu degisik kosullar altında hangi kirisin ya da kolonun ne kadar yuk alacagının hesabı icin gereklidir. Zira bu kosulların tumunun hesabını yapmak neredeyse imkansız, Ancak elle hesap yapılırken en fazla 1-2 kosul hesap edilirdi. Bu da gunlerce surebilirdi. (Yanlısım olabilir tam emin deiglim) Ancak simdi Allaha sukur bilgisayar programları sayesinde bir cok kosulun hesabı cok kısa bir surede yapılabiliyor. Bu da buyuk kolaylık. Zaten 99 depreminde yıkılan binaların cogu yanal kuvvetlerin hesabının yapılmamasından dolayıdır. Binalar aslında dusey kuvvetler icin cok saglam olsa da enine gelebilecek kuvveti sonumleyecek sekilde etriye konulmadıgı icin yıkılmıstır.

    Ayrıca su durumda var. Ulkemizde konut binalarında ve bircok binada ruzgar yuku hesabı yapılmıyor. Bunun nedeni olarak da ulkemizde siddetli fırtınalar olmaması. Binayı yıkacak bir ruzgarın olmamasıdır. Ancak Amerika gibi kasırgalar olan ulkelerde bu hesap cok onemli. Ancak ulkemizde sunu dusunmemeisler ya da islerine gelmemis. Ruzgar ve depremin aynı anda olacagı durumunu hesaba katmazlar. Misal olarak bizim binamız 8 siddetindeki bir depreme dayanıklı olabilir. Ve saatte 100 km/saat hızda depreme de dayanıklı olabilir. Ancak 7 siddetinde bir deprem oldugu sırada 70 km/saat bir ruzgar da olursa ve bu enine yuklerin salınımları aynı yone rast gelirse binamız yıkılacaktır. Bu konuda ulkemizde hicbir sartname yoktur. (En son yoktu simdi de muhtemelen yoktur.) Yani anlayacagınız bu durum olusursa isimiz Allaha kalmıs durumda.

    Benim konunu basında bahsettigim sadece bir varsayımdı. (Varsayım derken muhtemelen olagan bir durum net bir bilgim yok) Yani yayın korozyondan dolayı incelmesi neticesinde salınım yuksekliginin daha hızlı ve yuksek olması sonucunda amortisorun yagının kacması ile alakalıydı. Ve zamanla yani metalin bir yuk altında yorulması durumundan da aynı durum yani yayın daha fazla salınım yapması ve yine bu yuzden amortisorun yagının kacmasından dolayıydı.

    Binalarda yapılan hesaplarda depremden ötürü oluşan yanal yük tüm hesap yöntemlerinde hesaba katılır. Ancak öngörülen deprem şiddeti için geçmiş kayıtlara göre kaçıncı derece deprem bölgesi öngörülmüşse oradaki deprem şiddetine göre hesap yapılır. Yoksa örneğin düşük deprem olasılığının olduğu bir yörede hesabı 7 şiddetindeki bir depreme göre yaparsanız bu mühendislik ekonomisi olmaz.

    Aynı şekilde çeşitli yük kombinasyonlarında da aynı mühendislik ekonomisi bulunur. Yani hem deprem hem 50 senede bir olan rüzgar hem de aynı anda kar yükü bulunduğu varsayımına göre hesap yapmak hiç mantıklı değildir, zira bu olasılık çok çok düşüktür.Olmaz mı? Olsa da bumun olduğu yörede yaşayan birkaç bin veya on bin insanın hayatını kurtarmak için onlarca sene boyunca beton ve demiri bol kepçe koymak milyonlarca insana bunu ödetmek demek olur ki bu da mühendislik ekonomisi değildir.

    Deprem olayında diğer bir faktör de binanın şeklidir. Bina da farklı şekillerin bulunduğu mimarilerde deprem sırasında farklı kesitlerin kesiştiği noktalarda depremin yarattığı yüklerin konsantrasyonu olur ve bu durum genelde Türkiye gibi ülkelerin hesap yöntemlerinde ve tasarımda göz önüne alınmaz. Örneğin bir düşük katlı alışveriş merkezi ile yüksek katlı rezidansın bulunduğu yapıda stress konsantrasyonunun oluşacağı yerler her iki bölümün kesiştiği yerlerdir. İşini bile bir tasarımcı bu tür kesitlerde bağımsız salınıma olanak sağlayan derzler koyar. Ama böyle işini bilen tasarımcılara yaptırılmayan bir çok böyle farklı kesit yapılarında bu gözardı edilir ve buna ruhsat eren belediye çalışanlarıda bunu fazla önemsemezler.

    Ülkemizde gözardı edilen diğer bir yapı detayı da briket veya tuğla duvarlardır. Gelişmiş ülkelerdeki duvar detayında duvarın en üst 2-3 santimine elastik bir membren şerit konulur ki bina betonarme çerçevesi depremde sallanırken veya bina zaman içinde oturduğunda meydana gelen burulma hareketlerinde betonarme çerçeveye harçla rijid bitiştirilmiş bir duvarın çatlama ve yıkılma riski azaltılsın. Bazı binalarda temelde olan oturma sebebi ile, ki bu belli ölçüler içinde kalması şartı ile beklenen bir şeydir, duvarlarda çatlak oluşması bundan ötürüdür.

    Tabi Türkiye'deki binalarda yangın yönetmeliği ugulaması detaylarına girmek istemiyorum. Esasında mevcut yönetmeliklerde gelişmiş ülkelerdeki bir çok tasarım ve uygulama konusu bulunuyor. Ancak binaya oturma ruhsatı veren belediyelerdeki arkadaşlar bu konuyu ciddiyetle uygulamıyorlar. Nasıl şimdi doktorları yanlış tedavi sebebi ile mahkemeye verebiliyorsak yangın sonrasında ölen veya yaralanan kişiler de bunu Allahın taktiri yerine bina yangın şartnamesine uygun yapılmadığı için yükleniciyi, teknik uygulama sorumlusunu ve oturma ruhsatı veren kuruluşları tazminat için mahkemeye verirlerse bu boş vermişlik sona erer. İş güvenliği konusunda son dönemlerde gelen ciddi cezalar ile (ölüm durumunda ölen kişinin gelir seviyesine bağlı olarak) geride kalanlara milyonları geçen tazminatlar ödeniyor

    Tüm bu olumlu gelişmelerin sebebi AB normlarına uymak için değiştirilen yönetmeliklerdi. Tabi şimdi AB üyeliği rafa kalktığı için hem devlet hem de özel teşebbüs maliyetleri arttıran ama çağdaş yaşamın gereği olan bu konular zaman içinde dejenere olacaktır.

    Bir çok malda CE belgesi işareti vardır. Bu belge normalde malın kalitesi ile ilgili olmaktan çok bir malın üretim ve satış aşamalarındaki yerine getirilmesi gereken koşullar ile ilgilidir. Yani çocuk işçi çalıştırılmaması, çalışma mekanlarında aydınlatma, havalandırma, iş emniyeti ve benzeri tüm kriterlerin AB normlarına ilgili olması ile ilgilidir. Bunlara uygunluğu da malı satın alacak kimsenin denetleme sorumluluğu vardır. Tabi bu belge aynen 9001,9002 belgeleri gibi para verilip göstermelik bir iki önlemle hallediliyor.

    İnsanımızın , özellikle kadınlarımızın eğitim seviyesi ortalaması ile kültür seviyesi düşük olunca böyle seçmenin seçtiği siyasile de ona göre oluyor. Böyle... böyle... hikayesi.

    Amortisör hikayesinden biraz uzaklaştık, bende içimi döktüm biraz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pej -- 6 Aralık 2017; 10:29:57 >




  • groxercairo kullanıcısına yanıt
    Yaydan da olabilir ancak salınım fazla ise ilk aklıma gelen sönümlemeyi yapan amortisördür .

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • O kadar güzel açıklamalar yapılmış ama yaşanan sorunların sonuçları yok. Konfor sorunu yaşayanlar helezon yayları değiştirdi mi? Değiştirdiyse sonuç ne oldu konfor düzeldi mi? Bunlara açıklık getirilirse çok makbule geçer.
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.