Şimdi Ara

Hepimiz yok olacaksak yaşamı sürdürmenin anlamı ne?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
1.155
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Şayet iddia edildiği ve İddiadan öte gidilmediği gibi Tanrı yoksa, yaşamanın hiçbir mantıklı gerekçesi yoktur! İster çoğunluğu ateist olan ve dünyanın en refah seviyesinde yaşayan Norveçli olan, isterse dünyanın en şanssız bölgesinde doğan ve hayatı sürekli savaşlarla açlıkla geçen bir ortadoğu ya da Afrikalı.

    Ha Norveçlinin rahat yaşam koşulları belki bir kere geldiği bu anlamsız yaşamın tadını çıkartmasına sebep olabilir. Fakat yine de hiçbir anlamı yok. Şayet dünyadaki gelmiş geçmiş bütün zevkleri tatmış olsun. Öldükten sonra dünyada köle olarak yaşamış kişiden hiçbir farkı olmayacak. Doğmadan önce ikisi de eşit değil miydi? Doğmadan önce yoktu ve eşittiler, doğdu ve var oldu, eşitsizlik bir süre hüküm sürdü. Öldüler ve ikisi de yine yok oldu, durum yine eşitlendi.

    Yok olmuş biri için 80 yıl dolu dolu geçmiş ya da 20 yılı boş boş geçirip ölmüş, aksini söyleyemezsiniz ki hiçbir farkı yoktur!

    Eğer Tanrı yoksa;

    İnsanın anlamı yoktur,
    Toplumun anlamı yoktur,
    Ahlakın anlamı yoktur,
    Hayvanların anlamı yoktur,
    Yaşamın hiçbir anlamı yoktur.
    Hatta evrenin bile anlamı yoktur. Öyle ki varlık veya yokluk, bu iki kavramın da hiçbir anlamı yoktur. Ki varlık ve yokluğun aynı şey olup olmadığının da hiçbir anlamı yoktur, çok da umrumda?

    Denilebilir ki yaşam için herhangi bir anlam olması gerekmez. Kimileri bu sava katılarak kendilerini kandırabilir. Fakat bu sava katılırlarken bile ironiye düşerler, yaşamın hiçbir anlamı olması gerekmediğini öne sürerek yaşamla ilgili aslında bir anlam ileri sürmüş olurlar? Bu durum mantıkla çelişir, bir durumun aynı anda hem anlamlı hem anlamsız olması gibi olanaksız bir durum ortaya çıkar. Bu da başlı başına anlamsız bir hal alır...


    Hiçbir anlamın olmadığı bir dünya ya da yaşam ya da sistem ya da bu içinde bulunduğumuz şeye her ne deniyorsa, hiçbir anlam yoksa mantık sahibi bir varlığın olması ve bu mantık sahibi varlığın bu anlamsızlık silsilesi içinde yaşamına anlamsız bir şekilde devam etmesi, kim mantıklı diyebilir ki bu duruma?

    Eğer zengin doğmadıysanız hatta orta seviye bile doğmadıysanız, ki dünyanın %90'ı fakirdir, yaşamını devam ettirebilmek için sürekli it gibi çalışmak zorundadır, bu anlamsız mücadelenin de hiçbir anlamı yok.

    Adam zenginlik içinde yok olacak. Öteki ise bütün ömrünü borç ödemiş ve o Zenginin kölesi olmuş şekilde. Sonuç olarak her ikisi de yok olacak ve yok olduktan sonra bu yaşamda yaptıklarının hiç mi hiç önemi kalmayacak. Peki ya içinde bulunduğumuz an? Belki öldükten sonra fark etmeyecek fakat ölene kadar bu hiçlik mekanizması insan sürekli olarak acı çekmeye, ızdırap dolu yaşamına devam etmeye çalışacak. Hem de ne için? Günün birinde yok olmak! Söyler misiniz tüm bunların ne anlamı ne gereği var? Niye adam sabahın köründe 6 sında buz gibi havada kalkıyor, niye erkenden işe çalışmaya gitmek için bir yığın kalabalık içinde trafiği çekiyor, niye 10-12 saat it gibi çalışıyor, niye tüm gün çalıştıktan sonra bir de dönüş çilesi çekiyor ve niye evine gelip 1-2 saat bir şeyler izleyip yiyip yatarak bütün bütün bütün günlerini bir önceki günlerinin tekrarı şekilde yaşamaya çalışıyor?

    Evren nedir doğa nedir aga? Doğmadan önce deselerdi ki "sana bu yokluk içinde yoktan var olmuş bir doğa mekanizması yaşama içgüdüsü verecek, nedensiz anlamsız şekilde yaşayacaksın ve bir süre sonra yok olacaksın" ne derdim biliyor musunuz? Hiçbir şey! Yokken, hiçken nasıl cevap verebilirdim ki anasını satayım? Dediklerinden hiç haberim olmazdı ve sanıyorum hiç de kötü olmazdı bu durum.

    Size 3553 yılında doğmuş olan X adlı kişiden söz etmiş miydim? Şuanda X için bu yaşamın ne anlamı var, günümüzün ne anlamı var? Adam daha yok ve kaybettiği hiçbir de şey yok, nasılsa köle gibi yaşadıktan sonra yeniden yok olacak, isterse kral olsun yine yine yine yok olacak.

    Düşündüm de şayet Tanrı yoksa belki de hiç var olmadık, aslında şuan bile hiçlikte süzülüyoruz ve tüm bu yaşam birer anlamsız yanılsamadan ibaret? Biz de anlamsızlık deryasında bilgiç bilgiç süzülen birer hiçleriz...

    İşte tüm bu anlamsız paradokslar, tüm bu mantığa aykırı durumlar beni tek bir gerçeğe götürüyor, götürmek zorunda: Tanrı vardır! O halde her şeyin anlamı var! Bir hiçlik kendi hiçliğinin farkındaysa orada bir çelişki vardır ve bu çelişki aslında o hiçin hiçbir şey bilmediğinin göstergesi olup Tanrı'nın bir teminatıdır.

    Burada söz konusu Tanrı'nın adaletli olup olmaması yahut Dinlerin gerçek olup olmaması değil, tüm bunlar hakkında bir gerçeğe varmak çok zor. Burada söz konusu olan Tanrı'nın kaçınılmaz varlığı ve mantıksal açıdan Tanrı'yı yok saymak olanaksız...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Fikrimce hiçbir şeyin anlamı yok.Yaşadığımız anılar öldükten sonra kaybolacak.Tattığın tüm zevkler, yaşadığın tüm acılar, tüm duygular, tüm düşünceler, tüm o anlar sonsuz hiçliğe karışarak kaybolacak, tıpkı yağmurdaki gözyaşları gibi. Şu ana kadar süregelen tüm insanları anıları gibi bizim anılarımız da yok olacak.Eşitlenecek.İnsan yaşama içgüdüsü ile doğaya karşı var olabilme savaşın da ne kadar savaşırsa savaşsın sonun da yok olacak.Silinecek.

    Dünya üzerinde kurduğumuz bu medeniyetlerin, sistemlerin, hiçbir şeyin anlamı yok.Belki bu serzenişlerimizi ifade eden sanat haricinde.Her şeyin anlamı olması düşüncesi ne güzel.Ölümü, evreni, yaşamımızı anlamlandırmak, yaşamamızı kolaylaştırırdı.Bir bakıma dinler de bunu sağlıyor.Boş vaatler veriyor insana.

    Fikrimce kendimize sormamız gereken en büyük soru ''Hayat yaşamaya değer mi?'' sorusudur.

    Tümün bir anlamsızlık sonsuzluğuna çıkması elbette korkutucu.Lakin bence her şeyin aslında bir hiç olması düşüncesinin mantıksal çıkarımı tanrının varlığının kesin olmasıyla sonuçlanamaz.Evrene vermek istediğimiz anlamları Tanrı'ya bahşedemeyiz.Hiçlikden kurtulmak, algımızı değiştirmek için anlamsızlığa anlam niteliğe verebilecek Tanrı'yı yaratmak, insansı ihtiyaçlarımızdan kaynaklı bir şeydir.

    Albert Camus'un Sisifos Söyleni adlı kitabını okumanı tavsiye ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Osorkon -- 20 Mart 2016; 0:59:47 >




  • Yok olacağımızı nereden biliyorsunuz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kendi adıma konuşursam tanrıya inanmıyorum.Ruhumuz olduğuna inanmıyorum.Bizi oluşturan organlarımız, anılarımız ve tecrübelerimiz.Düşünebilmemizi sağlayan, anılarımızı tutan beyin ve diğer organlarımız ölünce geriye varlığımız adına, canlı olmayan bir bedenden hariç hiç bir şey kalmadığı için yok olacağımız düşüncesi içerisindeyim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Osorkon -- 20 Mart 2016; 0:08:45 >
  • Yokolacak şey insanın kainata yaptığı hukuksuzluk olacaktır. Ne bir çokuş yaşanacak ne de bir kıyamet insanın kainat hukukuna yani anneme karşı yaptığı hukuksuzluk kalkacak.

    Ben bu halde olsem kaybedenmiyim kazanan mıyım?

    kişi olunce bilir ki bana beşiklik yapan bu kainat var ve kazandı. Olumden sonra eşitlik bence yok. Ancak bunun iman temelli olanları ise oldukça tartışmalı. Kanaatimce benim olumun anlamlı olacaktır.

    Bence insanın kainattaki karmaşaya sebebiyet veren hali mutlaka bir şey için gelmiş olup olmaması değil hiç bir yardım yapamayacağını bildiği halde yardım yapmak ister gibi bir edası olmasıdır.

    İnsanın kurani inhirafı lamelif lafzında goruluyor. Bu sonradan ekleme bir lafız ve kitabi olarak yaptığımız her halin ilahi olanla kıyaslanması hali.

    Kitabullahtan bu harfin çıkarılması kitabı değiştirmez iken yani lam ve elif yine olacakken bu harfin çıkarılması denen olayın manevi iklimi insanın tüm amelinin ilahi vasıftan apayrı beyanı anlamına geleceği duşunulmektedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 20 Mart 2016; 0:16:40 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    yaşamın hiçbir anlamı olması gerekmediğini öne sürerek yaşamla ilgili aslında bir anlam ileri sürmüş olurlar? Bu durum mantıkla çelişir, bir durumun aynı anda hem anlamlı hem anlamsız olması gibi olanaksız bir durum ortaya çıkar. Bu da başlı başına anlamsız bir hal alır..


    Varlıgımızın bir anlamı yok demek varlığa ilişkin bir yargidir. Varlığa anlam yüklemek değildir. Nitekim varlığa anlam yüklemek sadece Tanrıyi onkabul olarak aldığımız koşulda geçerlidir. Çünkü bahsedilen varlığın anlamı, varoluşumuzun bizden bağımsız nihai bir amacı olmasi demektir. Böyle bir durum ancak bilinçli bir şekilde yaratılmamız sonucunda ortaya çıkar. Aksi durumda yani Öylece var olmamız durumunda varoluşumuza dair bizden bağımsız bir anlam düşünemeyiz. Yani bize etki eden dışsal bir şey yoktur. Bu durumda varoluşumuzun amacı var demek mantıklı degildir. Nitekim varoluşumuzun amacı yoktur. Nedeni yoktur. Hizmet etmemiz gereken nihai bir amaç bir ödev yoktur. Varlıgımız ancak bizim varlıgımızla anlamlıdır. Bunun dışında bir anlamı yoktur.
    Bahsettigim yargı tanrının olmadığı onkabulunde geçerlidir. Tıpkı varlığın bir anlamı var yargisinin da sadece Tanrının var olduğu onkabulunde geçerli olması gibi.
    Bu yüzden bu iki ihtimalden birini kabul ettiğimizde bu iki sonuçtan biri ortaya çıkacaktır. Bu o koşulun zorunlu sonucudur. Aynı anda ikisi birden olamaz. Bu bir sonuç. Hiçbir şeye anlam yuklemiyorum. Bahsettiğin gibi bir mantıksızlık veya Paradox yok ortada.

    Şimdi bahsettiğin gibi bir mantıksızlık olmadığını kabul edersek eğer sonda söylediğin butün bu mantıksızliklardan dolayı tek mantıklı sonuç Tanrı dır önermesi de yanlış oluyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir insanın bütün gün çalışıp , akşam evde 1-2 saat televizyon izleyip , yemek yiyip yatması ne kadar acı bir durum.Hadi bunu ülken için yapıyo olsan , ülken kalkınsa , diyeceksin ki benim neslim köpek gibi çalıştı ama devletimiz güçlendi.Ama devletinin de güçlendiği yok.Senin devletinin borcu her geçen gün katlanarak artıyo.Sonuçta sen devletin veya milletin için değil , senin devletinin ekonomisini tefeci gibi elinde tutan küresel güç sahipleri için çalışıyosun.Düşmanlarının ülkelerinde kişi başı milli gelir katlanarak artarken , senin kişi başı gelirin sürekli düşüyo.Akıntıya karşı kürek çekiyosun.

    Kendine 3 kuruş para biriktiremiyosun , kendine faydan yok , ülkene faydan yok.Küresel bankaları yöneten yeraltı masonik örgütlerin cebini doldurmaktan başka yağtığın bişey yok.

    Tek çare ülke olarak dışa bağımlılıktan kurtulmak , faizci , tefeci küresel sermaye sahiplerine resti çekip milli bir ekonomi oluşturmak , millet olarak zenginliğini artırıp kişi başı gelirini yükseltmek , zenginliğinin 40'ta birini fakirlerle paylaşıp huzur içinde yaşamak.Zenginliğin arttıkça daha az çalışmaya ihtiyacın kalınca bilimle uğraşmak , yaratıcına ibadet etmek , günahtan uzak , huzurlu bir hayat yaşamak.İşte bütün ihtiyacımız olan bu.

    Belki bizim gözlerimiz küresel tefecilerin yönetiminden kurtulmuş bir ülke göremiyecek ama gelecek nesiller için bunun temellerini atmak uğruna ben köle gibi çalışmaya razıyım.Yeter ki geleceğin inşaası için bir tuğla koyabileyim , bir katkım olsun.

    Firavunun köleleri hiç olmazsa piramitleri inşa etti.Şöyle bir arkalarına baktıklarında en azından biz bunu yaptık diyebilecekleri bir eser var.Ancak biz ne inşaa ettiğimizi bile bilmiyoruz.Çalışıyoruz ama hep küresel sermaye sahipleri için çalışıyoruz.Onlar da bizim sırtımızdan kazandıkları paralarla Miami de lüks otellerde geceliği binlerce dolara odalar tutup parti düzenliyolar , ortadoğuda milyar dolarlık bütçeli savaşlar başlatıp , benim müslüman kardeşlerimi bombalıyolar , müslüman bacıma tecavüz ediyolar.Dünya dünya olalı böyle zulüm görmedi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kingman29 -- 20 Mart 2016; 3:03:05 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Bu yaşadığımız hayat değil
    5 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Kirleneceksek niye dus aliyoruz, acikacaksak niye yemek yiyoruz, harcayacaksak niye para kazaniyoruz, oleceksek niye yasiyoruz vs vs
    Onemli olan vardigin noktadaki durum degil, vardigin noktaya gittigin yol.

    Eger tanri yoksa hayat anlamsizdir fikri bence cok yanlis.

    Hayatin anlamini tanri uzerinden uretebilir insanlar, herkes kendi hayatini kendisi anlamlandirir. Kimisi cocugu icin yasar, kimisi kedisi icin, kimisi en guzel kadinlarla birlikte olmadan olmek istemez, kimisi basarili olmak icin kimisi ibadet etmek icin.

    Madde+ Anlam = Hayat gibi bir esitlik kurarsan, burada herkes icin tek bir gercek vardir o da maddedir. Anlami bizler yukleriz. 1 milyon tane domino tasindan olusan bir dizi yaparsin, hepsi devrilir 1 tanesi ayakta olur. Iste o "dik duran" tastir artik senin icin. Halbuki 2 dk once siradan bir domino tasi idi.

    Bazen o kadar cok calisirsin ki , 1 hafta hic bir sey yapmadan evde durmak senin icin "dinlenmek" tir. Seni izleyen birisi bunu "bos-beles adam, bi b*k yaptigi yok" diye anlamlandirir. Elimizdeki kisitli zaman icerisinde A noktasindan B noktasina gidecegiz iste. B noktasinda olu olacagimizi biliyoruz, yolu cizmeye calisiyoruz. Iste anlam burada.

    Bu soru ayni zamanda, sonsuza kadar yasayacaksak, yasamanin ne anlami var diye de sorulabilirdi, ironik bir sekilde.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • bir ara uzun uzun yazarım.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.