Şimdi Ara

Hikayeleri Yayınlamak

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
2
Favori
240
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar herkese. Ben, kendi çapımda gelişmeye çalışan bir kimseyim. 17 yasında okurum, yazmaya çalışırım,
    Lafı uzatmayayım. 5. siniftan beri kendi kendime yazarim. Ne bir yarisma ne bir odul... Belki yazdiklarimi layik gormedigimdendir. Bu sene ise icimdeki alev korlandi: 2 adet hikaye yazdim. Birisi 20 kusur sayfa, digeri kisa. Simdilerde bir tane daha yaziyorum. Merak ettigim konu nerede paylasmam gerektigi. Okulumuzdaki edebiyatcilar deneme ve ozel gun yazisi olmayanlari umursamiyor zaten. Blog acip yayinlasam kim gorur ki?
    Burada mi paylasmaliyim? Yardimci olursaniz cok sevinirim.

    İlk hikayem buhttps://drive.google.com/file/d/0B6AvR_YSSkfBeUptbkRJYWZqVTQ/view?usp=drivesdk
    Kısa hikayem:https://drive.google.com/open?id=0B6AvR_YSSkfBRXdROVBIUDBDbm8

    Direk okumak isteyenler


    Tatsız Bir Olay


    Meyhacei, fazlasıyla şişman bir adamdı. Tüm gün içki şişelerinin önünde, deri kaplamalı bir sandalyede otururdu. Karısı da ondan pek farksız olmamasına karşın, akıl konusunda kocasından daha zayıftı. Meyhanecinin karısı genelde, yanan ateşin dibindeki büyük koltuğa oturur, tek dostu olan örgülerle kendi dünyasında sanat yaratmaya çalışırdı. Bu çiftin herhangi bir evlatları yoktu. Karısının isteklerine rağmen meyhaneci bu olaya sıcak bakmıyordu. Babasının dört evladı olduğunu söyleyip duruyor, karısı olayı irdelemeye devam ederse birkaç tokat atıp kendince işi bitiriyordu.
    Meyhanecinin hayatı böyleydi işte. Belki biraz eksik ama özü böyleydi.
    Günlerden ne olduğunu hatırlamıyorum fakat soğuk bir kış gecesi olduğundan eminim. Ve o gece meyhanede şehirde ün yapmış Rakım bey de bulunuyordu. Kendisi nam-ı diğer şehir alkoliği. O anki fiziksel hali üşümesine pek olanak vermiyordu. Tükettiği alkol miktarı bir insan için epey fazlaydı. Mamafih, ağzını açtığı zaman, alkolün de etkisiyle aklına gelen, yalan yanlış hikayeler anlatırdı. Meyhanenin diğer sakinlerinin çoğu Rakım beyin hikayelerini dinlemeyi bir gelenek haline getirmişti. Elindeki şişeyi bırakan Rakım bey, gür bir sesle:
    - Ahali, kulak veriniz, diye haykırdı. İnsanların dikkatinin toplanmasını beklemekteydi. O sırada kenarda içmekte olan bir adam yanındaki arkadaşını dürttü:
    - Uyan be adam! Bak bak... Kim çıkıyor sahneye, arkadaşı yarı uyanık vaziyette doğrulup baktı. Memnun olmamıştı:
    - Sen ne dersin aptal? Ben sahne falan göremiyorum, dedi. İsteksizce kafasını gövdesine gömüp horlamaya başladı.
    Rakım bey, ilk çağrısının pek etkileyici olmadığını fark edince hırslandı. İlgi odağı olmayı o kadar çok seviyordu ki ilgi için dostlarını anında kapıya koyabilirdi. Zil zurna sarhoş olmasına karşın ayağa kalkıp meyhanecinin yanında vardı:
    -Meyhaneci, diye atıldı. Fakat meyhaneci şu an başkasıyla ilgilenmekteydi. Rakım beyi duymasına duymuştu fakat, sarhoş insanları dinlememeyi iyice öğrenmişti. Rakım beyi ele geçiren hırs, coşku ve alkolün etkisiyle zirve yapıyordu. Rakım bey, elini tezgaha var gücüyle vurup bağırdı:
    - Kime diyorum ben, şiddetle meyhaneciye bakmayı sürdürdü. Meyhaneci, sesten elbette çekinmişti. Ne yapması gerektiğini bildiğinden usulca Rakım beye döndü:
    - Bir şey mi... cümlesini tamamlayamadan Rakım bey tekrar yükseldi:
    - Tabii ya! Karşısınızda çocuk mu var sanıyorsun sen, dedi. Arkada oturan bir kaç kişinin verdiği gazla konuşmasını sürdürdü:
    - Bir saattir burada beklememe rağmen bana kıçını döndün! Bu ne saygısızlıktır böyle? Katılmıyor musunuz, sayın dostlarım? (Arkasına döndü.) Bu adam bizi resmen küçük görmektedir. Gösterirdim gününü ama neyse... (Bu arada meyhaneci istifini bozmadan sakin sakin adamı dinlemekteydi.)
    - Kusura bakmayınız, diye söze başladı meyhaneci. Ben sizi insanlık halinden anlayan bir kişi olarak düşünmüş idim. (Rakım bey, sarhoş olsa da bir nebze kızardı.)
    Meyhaneci, kendini haklı çıkarıyordu. Sakince konuşmak ve bazı yanlışları karşı tarafın yüzüne çarpmak: Bu sarhoşlara karşı yapılabilecek en güzel hamlelerden birisiydi. Rakım bey de etkilenmiş olacak ki gözlerini meyhaneciden kaçırdı. Belli ki utanmıştı:
    -Durumunuzun ehemmiyetini bilmiyordum, diye söze başladı. Fakat devamını getirmeden önce bir dakika kadar bekledi: Beni sözlerimi lütfen mazur görünüz! Ben... ım.... Cümlenin devamını getiremedi. Bunu fark eden meyhaneci önemli değil anlamında elini salladı:
    - Anlayabiliyorum, diye söze girdi, Bu günlerde herkesin derdi başından aşkın. Ah siz... Dilimin ucunda! Meyhaneci, merakla Rakım beyi süzdü ve devam etti:
    Rakım N. Değil mi? (İsim aklına gelince kendisini tuttu: Az daha kahkahalara boğulacaktı.) Rakım bey kafasıyla onayladı ve dinlemeye devam etti.
    -Rakım bey, ben de sizden özür dilemeliyim sanki. (Meyhaneci, Rakım beyin kafasının yere bakar şekilde oluşunu fırsat bilip karısına döndü. Bakışıp gülüştüler.) Rakım bey kafasını kaldırmadı:
    - Suçu kendinizde aramanız fazla kaçar. Bunu yapmak... Sizin bir iyilik meleği olduğunuzu mu gösteriyor yoksa, kafasını kaşıyıp meyhaneciye baktı. Adam pür dikkat onu dinliyordu. Rakım bey, meyhanecinin bu tavrından ötürü kendini, kendi zihni içinde yüceltti. Derinlerinde yaşadığı psikolojinin yan etkisi olarak zayıflayan hafızası birkaç kibar(!) diyalogla düzelir gibi oldu. Meyhaneciyle olan konuşmasının bu denli üzün sürmesinin yegane sebebi de Rakım beyin ta kendisiydi. Fakat aklını kurcalayan meseleleri, kelimelere dökmek sarhoş için o kadar kolay olmuyordu. Rakım bey, bundan mütevellit, kendi fikirlerini koyma uğraşındaydı. Fakat meyhaneci, bu belirsiz suskunluğu daha fazla katlanayacakmış gibi görünüyordu. Sabırsız gözleri tekrar Rakım beye dikildi:
    - Dostum, burada sebepsizce bekliyoruz. Bu beni de kararsız yapıyor. Hem etrafımda bir kamyon dolusu iş var, dedi ve meyhaneyi gösterdi. Fakat Rakım bey pek konuşma yanlısı görünmeyince meyhaneci sabırla yineledi:
    - Bana ne arzuladığınızı bildirirseniz işleri yoluna koyabileceğiz... Ben burada duran bir taş değilim ya! Meyhanecinin bu sözleri üzerine Rakım bey, kendisini toparlamaya çalıştı:
    - Anlatmam gereken şeyler tek size değildir, eliyle arkasındaki adamları gösterdi. Bu yapılan büyük edepsizlik doğrusu. Bir şey anlatabilmek için girdiğim durumlar, beni üzmekte. Elindeki şarap bardağı bitmiş olacak ki meyhanecinin önüne koydu:
    - Şarabına bayılmamak mümkün değil, uzunca bir kahkaha patlattı.
    - Meselenin önüne inin artık, diye çıkıştı meyhaneci. Bu adamla daha da uğraşmak istemiyordu:
    Beyefendi, hakikatı olduğu gibi, şu an aktarmazsanız, dostluğumuzu bir kenara bırakıp sizi kapı dışarı etmek zorunda kalacağım. Üzgünüm fakat tavırlarınız bunu gerektiriyor, dedi. Meyhanecinin çıkışına şaşıran Rakım bey ciddiyetini takındı:
    -İşin hakikatı şudur ki... Herkese bir bardak votka! (bu cümleyi bağırarak söylemiştir.) Öncesinde tek istediğim, herkesin beni dinlemesini sağlamanız. Sizi temenni ederim: Konuşmam boş cümlelerden, siyasetten, eleştirilerden uzak olacaktır, sözünü bitirdi. Yükselen özgüveni sayesinde toprak ağası gibi oturmaya başlamıştı.
    Meyhaneci, bu sözlerden epey hoşlanmış gibi görünüyordu. Ellerini ovuşturdu:
    -İşler değişir... meyhaneci Rakım beyi dikkatlice süzdü: Bu kumar gibi. Ama elindekileri bilemiyorum. Sen de şunu bilesin: Burası benim... E haliyle kumarı da benim istediğim gibi oynarsın. Riskli bir şey yok.(Bunu Rakım beyin surat ifadesi değişir gibi olunca söylemek zorunda hissetti. Sadece kuralları koymaktan bahsediyorum. Kumar oynamıyoruz, dedi. Rakım bey rahatlamış gibi görünüyordu. Tam aksineyse meyhaneci her şeyi açıklanamaktan bıkmıştı.
    - Neyin kuralıymış bu? Arkadaşlarımla bir şeyler içerken bir şeyler anlatacağım... Hayatımdan birkaç parça anektod. Bir zararı olduğunu düşünmüyorum. Bunun kuralı nedir? Aydınlatın da bilelim, dedi. Meyhaneci bir bardak votka doldurdu. Bu sefer ki kendisi içindi:
    - Kuraldan kastım, düşünüyor olduklarınız değil. Olayın özeti şu: Benden bir sürü votkayı ödeme olmadan sipariş üzerine istiyorsunuz. Olayın noktası kesinlikle para değildir! (Yalan söylediği belliydi. Bu tatavanın sebebi tamamen buydu.) Beni yanlış anlarsınız diye korkmuyor değilim. Ama benim de bir ailem var. Ne yapabilirim? Herkese güvenmek istemiyorum elbette. Size güvenmediğimi söylemiyorum, zor işte... Rakım bey, kelimeleri yavaş yavaş zihninde toparlıyordu. Söze başlaması birkaç dakikayı buldu:
    - Şu para konusu... Elbette anlayışlıyımdır. Boş yere lafı dolandırmaya çalışmayın azizim. Halden, hatırdan anlayan insanımdır. Bunca yıllık dostluğumuz (Rakım beyin hayalgücü çalışmaya devam ediyordu.) bunlara müsade etmemeli. Gönlünü ferah tut. Benim için para bir hiç! Vallahi, şu hayatta en sevmediğim konu ta kendisidir ya! Rakım bey, kendini kaptırmış gidiyorken arkadalardan bir ses yükseldi:
    -Rakım, sen çok zenginsin ha! Bize göstermediysen... Vahlar olsun! Gelir, dostluk öğütleri verirsin bir de, Rakım bey sesin nereden geldiğini çıkaramadı. Etrafına bakındı ama konuşanı bulamadı. Bunun üzerine genel bir konuşmacı havasına büründü:
    - Dostlarım, beni çok yanlış tanımışsınız. Gücenmedim değil fakat telaş etmeyin. Ben geleceği önemserim, dedi ve meyhaneciye döndü: Para dediğin şey bende sayamayacağın kadar çoktur. Çabucak yargılamayasın milleti. Kaç paradır, ne önemli var? Meyhnaeci ver adamlara, en kalitelisinden ver!
    Meyhaneci, bir olay çıkmasından çekindiği için ve aynı zamanda Rakım beyin tavırları hoşuna gittiği için karısına herkese votka servisi yapmasını söyledi. Bunlar gerçekleşirken Rakım bey, ateşin başucunda birkaç kişiye bir hikaye anlatmaktaydı:
    - İnanın beyler, ben hayatımda böyle bir şeye daha önce şahit olmadım. Sizlere yalan söyleyecek değilim. Bu olay, Antalya’da başıma geldi. Yılı hatırlayacamayacağım! Ama yirmi sene vardır, Rakım beyin son cümlesinin üzerine yaşı kırkı geçmiş bir adam ayaklandı:
    - Yirmi mi? Bizi mi kekliyorsun sen? Peh yirmiymiş... adam kendi kendine hayıflanırken Rakım beyin sağında oturan bir genç:
    - Siz bu adamı aldırmayınız Rakım bey, dedi: Kendisi pek aksidir. Devam edin, biz hikayeleriniz karşısında epey etkilendik, genç adam cümlesini bitirip içkisinden büyük bir yudum aldı. Fakat Rakım beyin ısmarlamış olduğu içkiler henüz gelmemişti.
    - Teşekkür ederim, benim genç ve muzaffer dostum. Haklısın, bu adam fazla aksi görünüyor, kırklarında görünen adam bunun üzerine yerinden kalkıp tüm öfkesini Rakım beye karşı kusmak istedi. Bunu gerçekleştiremeden adamı kolundan kavrayıp engellediler. Rakım bey konsantre oldu:
    - Eh, devam edebilirim. Ama içmde zerra istek kalmadı. Hep bu kepaze herif yüzünden! Ne kadar da aptalca bakıyor! Rakım bey, durduk yere öfkelendi: Eğer, bu adamı tokatlayıp dışarı atan olursa, anında eline üçyğz lira koyacağım. Hemen!
    Rakım beyin sözleri için fazla ütopik geliyor olabilir. Ama bunu mekana göre değerlendirmek gerekiyor. Bulunulan mekan belli. Bu da demek oluyor ki, insanlar bir şeyi düşünmeden eyleme geçirebilirler. Maalesef o adamı yaka paça dışarı attılar. Zavallıcık, kapının kenarına çöktü ve orada kaldı. Bunu yapmaları epey zor oldu. Meyhaneci bunun imkansız olduğunu söyledi ama Rakım bey, meyhaneciye bir miktar bir miktar para önerince meyhaneci adamın yerinin dışarısı olduğunu belirtti.
    Adamın dışarıya atılışından sonra votkalar geitirildi. Herkes Rakım beyin kadehini kaldırıp bir şeyler söylemesini umuyordu. Öyle de oldu:
    - Aziz dostlarım, biliniz ki biz mahluklar çoğu şeyden bir haberiz. Zamanımızı iyi geçirmeyi bilmeliyiz. (Son kelimeyi sertçe vurguladı.) Yaşadığımız zamanı iyi değerlendiremezsek ne önemi kalır hayatın? Yiyin için, dedi. Hep birlikte kadeh kaldırdılar. Bu arada, Rakım bey kapıda duran adamın gitmiş olduğunu fark etti.
    Meyhanedekiler üçüncü votkalarını içerken Rakım bey meyhaneciye seslendi:
    - Sen içmez misin?
    - Pek değil! Burayı işletirken belli bir dinginlikte olmak gerekiyor. İpin ucunu bir kere kaçırdıktan sonra dönüş yok, dei. Rakım bey kafasıyla onaylayıp çevresini süzdü. Dili zar zor dönse de anlattığı hikayelerin başı sonu yoktu. Ardı ardına uyan tekerlemeler gibi yalan furyaları dönüyordu. Sonunda yorulup bir kenara oturdu. Meyhanedeki kalan insanlar hala içiyordu.
    Rakım bey, yarı uyanıkken birden kapı tarafında bir el silah sesi duyuldu. İlk başta dönüp bakmadı. Ardından gelen bir el sesi sonucunda meyhaneye birisi daldı. Rakım bey ilk başta adamı tanıyamadı. Fakat adam onun üstüne geldikçe taşlar yerlerine oturmaya başladı. Elinde silahla çıkagelen kişi dışarıya yaka paça attıkları adamdı. Ve şimdi o adam sinir küpüne dönmüş bir haldeydi! Rakım bey konuşacak gibi oldu fakat adam silahıyla üç el ateş etti. Rakım beyin ciğerleri ve böbreği parçalandı. Ardından biraz soluklandı. Etrafına bakınıp ağzını açtı. Silahı ağzına sokup namluyu beynine doğru çevridi. Son mermiyle de beynini un ufak etti. Meyhaneci olduğu yerde buz kesmişti. Ölülerden akan kan, meyhanenin ortasında küçük bir gölet oluşturmuştu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi greyhame -- 23 Şubat 2017; 17:11:13 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bence ilk başlarda kendin için yaz, arkadaşlarına felan okut yorumlarını al, sonra tecrübe kazanıp ciddileştikçe paylaşırsın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DeamoNZ

    Bence ilk başlarda kendin için yaz, arkadaşlarına felan okut yorumlarını al, sonra tecrübe kazanıp ciddileştikçe paylaşırsın.

    Yorumun icin tesekkurler. Birkac arkadasima okutmayi denedim, okumadilar İlgilerini cekmiyor edebiyat maalesef.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • greyhame G kullanıcısına yanıt
    Burada paylaşın isterseniz,ben okurum ve eleştiri yapmaya çalışırım en azından.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Abradolf Lincler -- 20 Şubat 2017; 20:1:55 >
  • Ben de okuyabilirim. Paylaşın, korkmayın! Ülkenin yazarlara ihtiyacı var efendim!

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • https://drive.google.com/file/d/0B6AvR_YSSkfBeUptbkRJYWZqVTQ/view?usp=drivesdk

    Bu sene yazdiğim ilk hikaye bu. 24 sayfa oldugundan kopyalayip yapistirmak hos olmaz diye dusundum. Yarin da 2.yazdigim -kisa- hikayeyi buraya paylasir bilgilendiririm

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • greyhame G kullanıcısına yanıt
    İndirdim, bu gece okurum sanırım.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: greyhame

    https://drive.google.com/file/d/0B6AvR_YSSkfBeUptbkRJYWZqVTQ/view?usp=drivesdk

    Bu sene yazdiğim ilk hikaye bu. 24 sayfa oldugundan kopyalayip yapistirmak hos olmaz diye dusundum. Yarin da 2.yazdigim -kisa- hikayeyi buraya paylasir bilgilendiririm


    Ben de okuyacagim birazdan. Kahve yapiyorum. Masallah novella olmus



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ggreyhame -- 21 Şubat 2017; 17:58:06 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Okudum hepsini. Heyecanlanmadım da değil. Ülkede yetişecek olan yeni yazarların olduğunu görünce sevindim.
    Kalemini fazlasıyla sevdim. Diyaloglarını, olayın özünü kavrayış biçimini. Ama bazı şeylerin ucunu açık bırakmışsın. Marina ile kitapçının geçmişi anlatan sohbeti yarım kalmış. Eşref'in hayatını ve Eşref'i daha çok anlatabilirdin. Sonunu ise daha uzun bir süreçte götürebilirdin. 24 sayfa olmasına karşın çabuk bir final olduğunu hissine kapıldım.
    Bunlar eleştirilerim tabii. Eleştiri olmayan bir şey sana pek de bir şey katmaz. Yaşın daha küçük, kendini geliştirebileceğin yıllar önünde uzanıyor. Çok iyi yerlere gelebilirsin. 17 yaşındaki bir liselinn hikayesi yerine bir yazarın ilk novellalarıdan birini okuyormuş hissine kapıldım. Güzeldi! Teşekkürler.
    Dostoyevski, İnsancıklar'ı bitirip bir arkadaşına vermiş. Arkadaşı okuyunca sevinçten yerinde duramamış, "Yeni Gogol doğdu" diye. Bende de büyük bir yazarın geldiği kanısına vardırdın. Çalış, yaz!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ggreyhame -- 22 Şubat 2017; 17:12:03 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Teşekkürler! Hepsini dikkate alacağım.


    Bu arada kısa hikayemin birisini yükledim. İlk mesajda :)
  • greyhame G kullanıcısına yanıt
    Ben bir türlü okuyamadım zamanım olmadı, bu hafta sonu okuyacağım söz.
  • Önemli değil, teşekkür ederim.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sanırım olmadı

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.