Şimdi Ara

Host Olmak İstiyorum (17. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
464
Cevap
6
Favori
132.619
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ya gdin başka yerde çalışın en son yapılacak iş bu kadar net söylüyorum. Ben yılllarımı otobüslere verdim adam akıllı lies okuyamadım otobüs sevdasından en son kamil koça işe başladım. Herşey dışardan göründüğü gibi güzel değil. şimdi saymaya kalksam bir sürü şey çıkar yaaa uyugun bi zmanda ne pislikler olduğunu anlatayımm
  • evle pek bağlantım olmasını istemediğim ve uzun yolculuğa tahammülüm olduğu için bana bu iş mantıklı geliyor her işin zorluğu vardır bununda olması bence gayet normal zorluklarınıda az çok tahmin edebiliyorum
  • arkadaşlar bende host olmak istiyorum yardımcı olmak isteyenlerin cevaplarını bekliyorum
  • Ne kadar veriyorlar beyler
  • Bende geçen senelerde yaz aylarında bu işi yapmıştım yaklaşık 1000 ile 1200 arası maaş aldım.Yaz ayları için maaşı yüksek bir iş
  • havalar ısındı DH İŞ BULMA KURUMU host olmak ısteyen muavın olmak ısteyen tır alan otobus satan
  • Madem konu gözüme çarpmış, son mesajın üstünden de henüz 1 ay geçmiş, ben de size hostluk yapmış birisi olarak işin tüm yönlerini yazayım.

    Öncelikle işin kötü yönlerini yazayım ki, hostluğun gerçekte ne olduğunu anlayın.

    UYKUSUZLUK
    Çok ciddi anlamda bir uykusuzluktan bahsediyorum. Bilgisayar başında uykusuz geçilen gecelerden çok daha zor. Gerçek şu ki gece bilgisayar başındaki uykusuzluğa dayanan birisi otobüslerdeki uykusuzluğa da dayanabilir ama katlanabilmek esas zor olan konu. Bilgisayar başında kendinizi oyuna kaptırdığınız için -ve sürekli oturduğunuz için- uykusuzluk ve yorgunluk ancak oyundan sıkılma durumunda aklınıza gelir ki yatağınız da hemen yanıbaşınızdadır. Ancak otobüslerde ise, televizyon dahi izleseniz bir gözünüz, bir kulağınız yolcu veya kaptandan gelecek herhangi bir çağrıda olacağı için sürekli işiniz aklınızda olacak ve istediğiniz an uyuyamayacağınızı bileceksiniz.
    Bu uykusuzluk sürelerini rakama dökmek gerekirse, 56 saat uyumadığım oldu. Artık gözlerim tam manâsıyla kan çanağına dönmüştü ve işler yoğun olduğu için araçta uyuklamakta zor oluyordu. Ayrıca kafa olarakta bitersiniz, bir yolcunun yastık istemesi bile ki en doğal hakkıdır, hakkını teslim etmem gerekir ama bana zor geliyordu. Üstelik günleri ve saatleri de tamamen şaşırmıştım. Anlayın uykusuzluğun ne derece ciddi olduğunu.
    Ve bir not daha, "56 saat uykusuzlukla ölürsün" diyecekler için, karnınızı tok tutup, şekerli ve enerji verecek şeyler tüketirseniz ve su seviyenizi korursanız kolay kolay birşey olmaz.

    BEDENİ YORGUNLUK
    Görünüşte hostların işi oturarak yapılır. Hatta bazı kaptanlar hostların yaptığı işi küçümseyip aldıkları parayı çok görürler. Ama esasen hostlar bedenen de yorulurlar. Bunun başlıca sebeplerinden birisi ise şöyle izah edeyim; Kaptanlar 4,5 saatte bir 20 dakika dinlenmek koşuluyla 9 saatten uzun süre araç kullanamazlar. Dolayısı ile 4-5 saat hadi en çok 8-9 saat sonra yatağa çekilip bir o kadar da uyurlar. Onlar konforlu şoför yataklarında uyurken siz çalışmaya devam edersiniz. İlk çıktığım arabada aynı 2 kaptanla 3'er kere sefere çıkmıştım hiç inmeden. Yani o kaptanlar 3'er kere uyurken ben sürekli oturuyor veya dikiliyordum.
    Peki hostluk nasıl yorabilir ki adamı?
    Evet oturarak yapılıyor o iş ama, yeri gelecek 4-5 gün arabadan inmeyeceksiniz. Uykunuzu dahi, host koltuğunda öndeki torpidoya başınızı yaslayarak 1-2 saatlik dilimler olarak alacaksınız. O 2 saatlik uyku ile 8-9 saatlik seferi tamamlayacak, sonraki sefere çıkacaksınız. Her bir seferden önce yarım tonu bulup geçebilen bagajı otobüse yükleyip seferden sonra da boşaltacaksınız. Her yolculukta 1 veya 2 kere ikram arabasını hazırlayıp boşaltacaksınız (Ki o yorgunlukla o arabayı yerinden çıkarmak bile yorar) üstelik her seferden sonra aracın içini süpürüp vakit varsa paspaslayacak, bir de 15 metrelik o arabanın camlarını iki boydan sileceksiniz. Onun harici zamanlarda ise, geriye yatırılamayan bir koltukta dik bir oturuş konumunda ve uyanık geçireceksiniz. Dolayısı ile uykusuzluk ve yorgunluk had safhada olacak.

    ASTLIK
    Host olarak siz hep astsınız. Kaptan, yolcu ve amir hepsi sizin üstünüzde. Gerçi olması gereken de bu ama, yolcu ya da kaptan herhangi bir sebepten dolayı sizi fırçaladığında dahi kesinlikle sesinizi çıkartamıyorsunuz. Malesef durum böyle. Üstelik yolcu sizi o kadar absürd bir sebeple suçlayabilir ki size ancak kaptan hak verir o da nafile. Örnek vermem gerekirse, otobüsün trafiğe takılıp tehir etmesinden dolayı sizi suçlayabilirler. Ayrıca kaptanın ve yolcunun ihtiyaçlarını ve isteklerini gidermekle yükümlüsünüz ki sizin esasen göreviniz oluyor bu. Ayrıca araç içerisinde birisinin istiğfra etmesi durumunda temizlik işi size düşebilir, bazı yolcular size bırakmazlar ama bazıları da hiç birşey olmamış gibi devam ederler, temizlemek size düşer. Dingilli arabalar 56 kişiliktir. Çocukları da hesaba katarsanız 60'tan fazla insanı aynı anda memnun etmeniz gerekiyor yani.


    TEHLİKE
    Her ne kadar büyük ve nizami bir firmada çalışıp, bütün çalıştığınız kaptanlar kurallara harfiyen uysa dahi, akan bir trafik içerisinde kaza ile burun buruna yolculuk edersiniz. Bu gerçeği kabul etmek gerekir ki hostluk tabir-i caizse "kelle koltukta" yapılan bir iştir. Bunu da göz önünde bulundurmanızı ekleyeyim.


    Hostluğun olumsuz yanlarını buraya sıraladım. Şimdi de bir host tam olarak otobüste ne yapar onu sıralayayım. Ancak benim çalıştığım firmada muavin yoktu, onun işini de biz yapıyorduk. Ona göre yazacağım.

    Otobüsün hareket saatinden 45 dakika (Firmaya ve otogara göre değişebilir) önce peronda hazır bulunmak.
    Otobüsün üzerindeki ikramları ve ekipmanları kontrol edip, eksikleri gidermek.
    Gelen yolcuların bagajlarını inecekleri yere göre almak.
    Bütün yolcuların inecekleri yerleri not edip, inilecek yere gelindiğinde yolcunun inmesini sağlamak.
    Yolculuk boyunca yolcuların isteklerini karşılayıp, belirli yerlerde belirli ikramları yapmak.
    Kaptanın isteklerini yerine getirmek (Görev tanımında yazmayabilir ama bunu yapmalısınız)
    Yolculuk sonunda yolcuların bagajlarını teslim etmek.
    Çeşitli yerlerde anonsları yapmak.
    Yolculuk sonunda otobüsün temizliğini yapmak (Firmaya göre değişen belli temizlikler vardır. İçeriyi süpürmek, paspaslamak, camları silmek, televizyon ve servis sehpalarını silmek veya dışını yıkamak v.b v.b)

    Bunun gibi 40-50 madde vardır ama temel olarak işiniz bu olacak.

    Peki bu hostluğun güzel yanları var mı? Elbette var. Gelin onlara da kısaca değinelim.
    - Herşeyden önce o kadar çok insan görüyorsunuz ki, artık insan sarrafı gibi oluyorsunuz.
    - Mola yerlerinde ücretsiz karnınızı doyurabiliyorsunuz.
    - Onca farklı araba ile onca farklı yere gidip göreceksiniz, hatta şanslıysanız uykunuz da fazla yoksa gittiğiniz yerleri gezebilirsiniz.
    - Onca farklı insanla muhattap olup muhabbet kurabileceksiniz.
    - Pek çok kavuşma ve ayrılığa şahit olacaksınız. İnanın otogardan ayrılırken el sallayan insanlar, otogarda birbirlerine sarılanlar filan çok derinden hissedebiliyorsunuz yani bu biraz sizin yapınıza kalmış birşey ama benim hoşuma gidiyordu. Onca insan sevdiğini uğurlarken, el salladıkları arabanın bir parçası olmak...

    Ve burada sayamayacağım pek çok güzel şey var.
    Ama uyarmam gereken bir konu var. Karı kız peşine düşmeyin bir şikâyet ile iş hakkınız fesh edilir üstelik mimlenirsiniz ve başka firmaya da giremeyebilirsiniz.

    Ayrıca Travego'dan Setra'ya, Neoplan'dan Man'a pek çok arabayla yola gideceksiniz. Otobüs sevdanız varsa mısır ambarına düşmüş tavuk gibi olabilirsiniz.


    MAAŞ VE BAŞVURU
    Başvurunuzu doğrudan otogarda yazıhaneye gidip "İyi günler ben host olmak istiyorum" diyerek yapıyorsunuz. Onlar sizi daha yetkili birisine yönlendiriyorlar. Eğer orada bir merkezleri varsa ve almaya da niyetleri varsa, 15 dakika sonra kendinizi form doldururken bulacaksınız. Eğer orada bir merkezleri yoksa ama yine de almaya niyetleri varsa, size bir zaman verirler ve gittiğiz zaman kendinizi merkezlerinin olduğu bir yere giden otobüsün arka dörtlüsünde bulursunuz. Ancak daha önce bu işi yapmamış olanları uykusuzluğa dayanamayacakları gerekçesiyle almaya pek yanaşmıyorlar. Yine de umudunuzu kırmayın çünkü sezon zamanı geldi seferler çoğalacak host ihtiyacı artacak. Hatta bazı büyük firmalar aşırı host açığı içinde çırpınıyorlar.
    Maaşınız ise firmadan firmaya değişse de, asgari ücretten daha iyi bir para kazanabilirsiniz. Hele bir de bahşiş ve ördek alabilecek durumdaysanız 1000 lirayı geçersiniz. Ancak büyük firmalar pek bahşiş ve ördek işine sıcak bakmazlar. Büyük firmada çalışmak iste her zaman daha iyidir. Bazıları sigortanızı yapabilir ve maaşınızı tam gününde kuruşu kuruşuna alabilirsiniz. Sefer başı ücret ise bile büyük firmalar ay sonunda tek seferde yapar ödemeyi. Tavsiyem büyük firmalara (Kâmil Koç, İsmail Ayaz, Pamukkale v.b) başvurun. Fakat uyarayım Metro'dan uzak durun.

    Ayrıca kaptandan habersiz uyanıklık yapmaya kalkmayın kaptanlar sandığınızdan daha uyanıktırlar. Anlarlar yani.

    Peki "Sana dediler ki şu sefere çıkıyorsun, Napıyorsun o zaman?" derseniz de şunu anlatırım. Diyelim ki seferimiz 23.59 Eskişehir - İstanbul seferi.
    Saat 23:15'te perona gelip aracın eksiklerini kontrol ederim. Bu kontrolde;

    Yukarıdaki ikramları
    Bagajdaki ikramları
    Kahve makinesinin deposundaki suyu
    Kulaklıkları ve varsa ekstra şeyleri (Dergi v.b)


    Bu kısım yaklaşık 15 dakika sürer. Çünkü eksikler mutlaka olur ve tamamlanması gerekir. Tamamlarsınız da. Ondan sonra yavaş yavaş yolcular gelmeye başlarlar. Onların bagajlı olanlarını inecekleri yere göre alırsınız. Mesela İstanbul'a giderken Ataşehir - Kavacık Kavşağı - Alibeyköy Tesisleri ve Esenler Otogarı'na girilir. Ataşehir'de benim çalıştığım firmanın servisleri otobüsün sağında kalıyor. O zaman Ataşehir bagajlarını sağa alırım. Kavacık kavşağında trafik solda kaldığı için onu da sağa alırım. Kalan bagajları ise Sola alırım. Hem servis araçları solda kalıyor diğer yerlerde hem de bagajın öteki tarafı doluyor.

    Yolcular geldikten sonra arabanın içi sayılır (Bunu genelde banko görevlisi yapar) ve tamamsa kalkış gerçekleşir. Yoldan alınacak yolcu varsa (Bu hatta Kampüs, DSİ Köprüsü ve Tepebaşı Işıklarından alınır) alınır, alındıktan sonra tüm yolculara tek tek inecekleri yer sorulup rezerve listesine not edilir. Akabinde ikram dönemi başlar. Burası firmanın anlayışına ve size kalmış birşey ama ben önce bir kere su dağıtırdım. Kaptandan başlayarak. Ondan sonra yiyecek ve içecek ikramı yapar, kaptanın istediği birşey varsa karşılarım. Bu sırada kendime de istediğim şeyleri aldıktan sonra onları bitirir, çöpleri toplamaya başlarım. Benim yiyip içmem ancak denk gelirdi. Yani yolcu da ikramını yemiş olurdu. İkram işi bittikten sonra oturur yolu izler, kaptanla muhabbet ederdim. Molaya girerken bir anons, molada karnımı doyurur, mola çıkışında arabayı sayar ve çıkışı veririm. Otobüs kalkar, bir kere su dağıtılır. Daha sonra bu hatta otobana çıkıldıktan sonra ikinci bir ikram yapılır. İkinci ikram da bittikten ve araç içinde çöpler toplandıktan sonra gene oturulup yol izlenir. Daha sonra ise inecek yolcular yerleri geldiğinde gidip kaldırılır, (10 dakika önceden haber vermek iyidir gece seferinde. Ataşehirde inecek yolcu azsa, hiç anons geçilmez, direk gidilip yolcu uyandırılır. Öteki türlü herkes uyandığı için... Neyse yolcular da indirilip en son Esenler'de de arabayı boşalttıktan sonra, aracın içini ben temizlerdim dışını kaptan. İçi süpürülür, gerekirse paspaslanır, camlar silinir, eksilen ikramlar tamamlanır kulaklıklar seferin son 15 dakikasında sarılmaya başlandığı için son kalan bir kaç tanesi de sarılır ve arabanın işi bitirilir.

    Uzun uzadıya ve detaylıca anlattım ama, dediğim gibi gerçekten çok zor bir iş. Ben şimdi bu işi bıraktım başka bir iş yapıyorum ve bu işi tekrar yapmayı istiyor muyum? %10 evet %90 hayır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    Madem konu gözüme çarpmış, son mesajın üstünden de henüz 1 ay geçmiş, ben de size hostluk yapmış birisi olarak işin tüm yönlerini yazayım.

    Öncelikle işin kötü yönlerini yazayım ki, hostluğun gerçekte ne olduğunu anlayın.

    UYKUSUZLUK
    Çok ciddi anlamda bir uykusuzluktan bahsediyorum. Bilgisayar başında uykusuz geçilen gecelerden çok daha zor. Gerçek şu ki gece bilgisayar başındaki uykusuzluğa dayanan birisi otobüslerdeki uykusuzluğa da dayanabilir ama katlanabilmek esas zor olan konu. Bilgisayar başında kendinizi oyuna kaptırdığınız için -ve sürekli oturduğunuz için- uykusuzluk ve yorgunluk ancak oyundan sıkılma durumunda aklınıza gelir ki yatağınız da hemen yanıbaşınızdadır. Ancak otobüslerde ise, televizyon dahi izleseniz bir gözünüz, bir kulağınız yolcu veya kaptandan gelecek herhangi bir çağrıda olacağı için sürekli işiniz aklınızda olacak ve istediğiniz an uyuyamayacağınızı bileceksiniz.
    Bu uykusuzluk sürelerini rakama dökmek gerekirse, 56 saat uyumadığım oldu. Artık gözlerim tam manâsıyla kan çanağına dönmüştü ve işler yoğun olduğu için araçta uyuklamakta zor oluyordu. Ayrıca kafa olarakta bitersiniz, bir yolcunun yastık istemesi bile ki en doğal hakkıdır, hakkını teslim etmem gerekir ama bana zor geliyordu. Üstelik günleri ve saatleri de tamamen şaşırmıştım. Anlayın uykusuzluğun ne derece ciddi olduğunu.
    Ve bir not daha, "56 saat uykusuzlukla ölürsün" diyecekler için, karnınızı tok tutup, şekerli ve enerji verecek şeyler tüketirseniz ve su seviyenizi korursanız kolay kolay birşey olmaz.

    BEDENİ YORGUNLUK
    Görünüşte hostların işi oturarak yapılır. Hatta bazı kaptanlar hostların yaptığı işi küçümseyip aldıkları parayı çok görürler. Ama esasen hostlar bedenen de yorulurlar. Bunun başlıca sebeplerinden birisi ise şöyle izah edeyim; Kaptanlar 4,5 saatte bir 20 dakika dinlenmek koşuluyla 9 saatten uzun süre araç kullanamazlar. Dolayısı ile 4-5 saat hadi en çok 8-9 saat sonra yatağa çekilip bir o kadar da uyurlar. Onlar konforlu şoför yataklarında uyurken siz çalışmaya devam edersiniz. İlk çıktığım arabada aynı 2 kaptanla 3'er kere sefere çıkmıştım hiç inmeden. Yani o kaptanlar 3'er kere uyurken ben sürekli oturuyor veya dikiliyordum.
    Peki hostluk nasıl yorabilir ki adamı?
    Evet oturarak yapılıyor o iş ama, yeri gelecek 4-5 gün arabadan inmeyeceksiniz. Uykunuzu dahi, host koltuğunda öndeki torpidoya başınızı yaslayarak 1-2 saatlik dilimler olarak alacaksınız. O 2 saatlik uyku ile 8-9 saatlik seferi tamamlayacak, sonraki sefere çıkacaksınız. Her bir seferden önce yarım tonu bulup geçebilen bagajı otobüse yükleyip seferden sonra da boşaltacaksınız. Her yolculukta 1 veya 2 kere ikram arabasını hazırlayıp boşaltacaksınız (Ki o yorgunlukla o arabayı yerinden çıkarmak bile yorar) üstelik her seferden sonra aracın içini süpürüp vakit varsa paspaslayacak, bir de 15 metrelik o arabanın camlarını iki boydan sileceksiniz. Onun harici zamanlarda ise, geriye yatırılamayan bir koltukta dik bir oturuş konumunda ve uyanık geçireceksiniz. Dolayısı ile uykusuzluk ve yorgunluk had safhada olacak.

    ASTLIK
    Host olarak siz hep astsınız. Kaptan, yolcu ve amir hepsi sizin üstünüzde. Gerçi olması gereken de bu ama, yolcu ya da kaptan herhangi bir sebepten dolayı sizi fırçaladığında dahi kesinlikle sesinizi çıkartamıyorsunuz. Malesef durum böyle. Üstelik yolcu sizi o kadar absürd bir sebeple suçlayabilir ki size ancak kaptan hak verir o da nafile. Örnek vermem gerekirse, otobüsün trafiğe takılıp tehir etmesinden dolayı sizi suçlayabilirler. Ayrıca kaptanın ve yolcunun ihtiyaçlarını ve isteklerini gidermekle yükümlüsünüz ki sizin esasen göreviniz oluyor bu. Ayrıca araç içerisinde birisinin istiğfra etmesi durumunda temizlik işi size düşebilir, bazı yolcular size bırakmazlar ama bazıları da hiç birşey olmamış gibi devam ederler, temizlemek size düşer. Dingilli arabalar 56 kişiliktir. Çocukları da hesaba katarsanız 60'tan fazla insanı aynı anda memnun etmeniz gerekiyor yani.


    TEHLİKE
    Her ne kadar büyük ve nizami bir firmada çalışıp, bütün çalıştığınız kaptanlar kurallara harfiyen uysa dahi, akan bir trafik içerisinde kaza ile burun buruna yolculuk edersiniz. Bu gerçeği kabul etmek gerekir ki hostluk tabir-i caizse "kelle koltukta" yapılan bir iştir. Bunu da göz önünde bulundurmanızı ekleyeyim.


    Hostluğun olumsuz yanlarını buraya sıraladım. Şimdi de bir host tam olarak otobüste ne yapar onu sıralayayım. Ancak benim çalıştığım firmada muavin yoktu, onun işini de biz yapıyorduk. Ona göre yazacağım.

    Otobüsün hareket saatinden 45 dakika (Firmaya ve otogara göre değişebilir) önce peronda hazır bulunmak.
    Otobüsün üzerindeki ikramları ve ekipmanları kontrol edip, eksikleri gidermek.
    Gelen yolcuların bagajlarını inecekleri yere göre almak.
    Bütün yolcuların inecekleri yerleri not edip, inilecek yere gelindiğinde yolcunun inmesini sağlamak.
    Yolculuk boyunca yolcuların isteklerini karşılayıp, belirli yerlerde belirli ikramları yapmak.
    Kaptanın isteklerini yerine getirmek (Görev tanımında yazmayabilir ama bunu yapmalısınız)
    Yolculuk sonunda yolcuların bagajlarını teslim etmek.
    Çeşitli yerlerde anonsları yapmak.
    Yolculuk sonunda otobüsün temizliğini yapmak (Firmaya göre değişen belli temizlikler vardır. İçeriyi süpürmek, paspaslamak, camları silmek, televizyon ve servis sehpalarını silmek veya dışını yıkamak v.b v.b)

    Bunun gibi 40-50 madde vardır ama temel olarak işiniz bu olacak.

    Peki bu hostluğun güzel yanları var mı? Elbette var. Gelin onlara da kısaca değinelim.
    - Herşeyden önce o kadar çok insan görüyorsunuz ki, artık insan sarrafı gibi oluyorsunuz.
    - Mola yerlerinde ücretsiz karnınızı doyurabiliyorsunuz.
    - Onca farklı araba ile onca farklı yere gidip göreceksiniz, hatta şanslıysanız uykunuz da fazla yoksa gittiğiniz yerleri gezebilirsiniz.
    - Onca farklı insanla muhattap olup muhabbet kurabileceksiniz.
    - Pek çok kavuşma ve ayrılığa şahit olacaksınız. İnanın otogardan ayrılırken el sallayan insanlar, otogarda birbirlerine sarılanlar filan çok derinden hissedebiliyorsunuz yani bu biraz sizin yapınıza kalmış birşey ama benim hoşuma gidiyordu. Onca insan sevdiğini uğurlarken, el salladıkları arabanın bir parçası olmak...

    Ve burada sayamayacağım pek çok güzel şey var.
    Ama uyarmam gereken bir konu var. Karı kız peşine düşmeyin bir şikâyet ile iş hakkınız fesh edilir üstelik mimlenirsiniz ve başka firmaya da giremeyebilirsiniz.

    Ayrıca Travego'dan Setra'ya, Neoplan'dan Man'a pek çok arabayla yola gideceksiniz. Otobüs sevdanız varsa mısır ambarına düşmüş tavuk gibi olabilirsiniz.


    MAAŞ VE BAŞVURU
    Başvurunuzu doğrudan otogarda yazıhaneye gidip "İyi günler ben host olmak istiyorum" diyerek yapıyorsunuz. Onlar sizi daha yetkili birisine yönlendiriyorlar. Eğer orada bir merkezleri varsa ve almaya da niyetleri varsa, 15 dakika sonra kendinizi form doldururken bulacaksınız. Eğer orada bir merkezleri yoksa ama yine de almaya niyetleri varsa, size bir zaman verirler ve gittiğiz zaman kendinizi merkezlerinin olduğu bir yere giden otobüsün arka dörtlüsünde bulursunuz. Ancak daha önce bu işi yapmamış olanları uykusuzluğa dayanamayacakları gerekçesiyle almaya pek yanaşmıyorlar. Yine de umudunuzu kırmayın çünkü sezon zamanı geldi seferler çoğalacak host ihtiyacı artacak. Hatta bazı büyük firmalar aşırı host açığı içinde çırpınıyorlar.
    Maaşınız ise firmadan firmaya değişse de, asgari ücretten daha iyi bir para kazanabilirsiniz. Hele bir de bahşiş ve ördek alabilecek durumdaysanız 1000 lirayı geçersiniz. Ancak büyük firmalar pek bahşiş ve ördek işine sıcak bakmazlar. Büyük firmada çalışmak iste her zaman daha iyidir. Bazıları sigortanızı yapabilir ve maaşınızı tam gününde kuruşu kuruşuna alabilirsiniz. Sefer başı ücret ise bile büyük firmalar ay sonunda tek seferde yapar ödemeyi. Tavsiyem büyük firmalara (Kâmil Koç, İsmail Ayaz, Pamukkale v.b) başvurun. Fakat uyarayım Metro'dan uzak durun.

    Ayrıca kaptandan habersiz uyanıklık yapmaya kalkmayın kaptanlar sandığınızdan daha uyanıktırlar. Anlarlar yani.

    Peki "Sana dediler ki şu sefere çıkıyorsun, Napıyorsun o zaman?" derseniz de şunu anlatırım. Diyelim ki seferimiz 23.59 Eskişehir - İstanbul seferi.
    Saat 23:15'te perona gelip aracın eksiklerini kontrol ederim. Bu kontrolde;

    Yukarıdaki ikramları
    Bagajdaki ikramları
    Kahve makinesinin deposundaki suyu
    Kulaklıkları ve varsa ekstra şeyleri (Dergi v.b)


    Bu kısım yaklaşık 15 dakika sürer. Çünkü eksikler mutlaka olur ve tamamlanması gerekir. Tamamlarsınız da. Ondan sonra yavaş yavaş yolcular gelmeye başlarlar. Onların bagajlı olanlarını inecekleri yere göre alırsınız. Mesela İstanbul'a giderken Ataşehir - Kavacık Kavşağı - Alibeyköy Tesisleri ve Esenler Otogarı'na girilir. Ataşehir'de benim çalıştığım firmanın servisleri otobüsün sağında kalıyor. O zaman Ataşehir bagajlarını sağa alırım. Kavacık kavşağında trafik solda kaldığı için onu da sağa alırım. Kalan bagajları ise Sola alırım. Hem servis araçları solda kalıyor diğer yerlerde hem de bagajın öteki tarafı doluyor.

    Yolcular geldikten sonra arabanın içi sayılır (Bunu genelde banko görevlisi yapar) ve tamamsa kalkış gerçekleşir. Yoldan alınacak yolcu varsa (Bu hatta Kampüs, DSİ Köprüsü ve Tepebaşı Işıklarından alınır) alınır, alındıktan sonra tüm yolculara tek tek inecekleri yer sorulup rezerve listesine not edilir. Akabinde ikram dönemi başlar. Burası firmanın anlayışına ve size kalmış birşey ama ben önce bir kere su dağıtırdım. Kaptandan başlayarak. Ondan sonra yiyecek ve içecek ikramı yapar, kaptanın istediği birşey varsa karşılarım. Bu sırada kendime de istediğim şeyleri aldıktan sonra onları bitirir, çöpleri toplamaya başlarım. Benim yiyip içmem ancak denk gelirdi. Yani yolcu da ikramını yemiş olurdu. İkram işi bittikten sonra oturur yolu izler, kaptanla muhabbet ederdim. Molaya girerken bir anons, molada karnımı doyurur, mola çıkışında arabayı sayar ve çıkışı veririm. Otobüs kalkar, bir kere su dağıtılır. Daha sonra bu hatta otobana çıkıldıktan sonra ikinci bir ikram yapılır. İkinci ikram da bittikten ve araç içinde çöpler toplandıktan sonra gene oturulup yol izlenir. Daha sonra ise inecek yolcular yerleri geldiğinde gidip kaldırılır, (10 dakika önceden haber vermek iyidir gece seferinde. Ataşehirde inecek yolcu azsa, hiç anons geçilmez, direk gidilip yolcu uyandırılır. Öteki türlü herkes uyandığı için... Neyse yolcular da indirilip en son Esenler'de de arabayı boşalttıktan sonra, aracın içini ben temizlerdim dışını kaptan. İçi süpürülür, gerekirse paspaslanır, camlar silinir, eksilen ikramlar tamamlanır kulaklıklar seferin son 15 dakikasında sarılmaya başlandığı için son kalan bir kaç tanesi de sarılır ve arabanın işi bitirilir.

    Uzun uzadıya ve detaylıca anlattım ama, dediğim gibi gerçekten çok zor bir iş. Ben şimdi bu işi bıraktım başka bir iş yapıyorum ve bu işi tekrar yapmayı istiyor muyum? %10 evet %90 hayır.


    Peki ankara için en uygun firma hangisi? Ulusoy hakkında ne düşünüyorsun?




  • Ulusoy'u hiç bilemiyorum ama perona gidip firma hostlarına tek tek sorabilirsiniz. Belki bazı hostlar tersler ama bir çoğu cevaplayacaktır.
  • Bende basladım bu muavinlik işine ama peron arabasımı hayır size tavsiyem tur muavinliği yapın perondan uzak durun tur muavinliğinde para çok olur yer içer gezersiniz 5 yıldızlı otellerde kalırsınız
    Eğer ankara'da iseniz cihan turizm gülsoylar ve mesnevi turizm'e basvurmanızı tavsiye ederim ben bu 3 firmanında muavinliğini yapıyorum çok memnunum
  • ÖSS Girdim.Ve hostluk için başvurmak istiyorum iş arıyorum parayada ihtiyacım var.Ayrıca otobüs yolculuğunu seviyorum.Çok mu geç kaldım acaba? Yarın otogara gitsem pamukkale,kamilkoç gibi firmalara girebilir miyim? Ayrıca 2 Aylık bir çalışma için host alırlarmı? Hep yaz dönemi geldi host alımları arttı falan diyosunuz ama.
  • Hostluk zaten uzun vade yapılan bir iş değil. 3-4 aylığına yaz tatillerinde yapıyor millet genelde.

    Hangi şehirde olduğuna bağlı. Şehrinde merkezi olan bir firmada çalışman daha iyidir. Kâmil Koç'un Bursa ve İstanbul'dan çıkışlı seferleri vardır mesela. İstanbul ya da Bursa'da oturuyorsan kaçırma.
    Ama tutup Ankara'da oturuyorsan da Kâmil Koç'tan uzak dur. Metro'dan her türlü uzak dur. Gerisi sana kalmış.
  • Ankara'da hangi firma uygun ki? o zaman geriye bir ulusoy kalıyor.. O da ankara çıkışlı mı acaba?
  • Bugün gittim nilüfer,pamukkale,metro,kamilkoç gittim ve hostluk sordum.kimisi yarın gel saat geç dedi.Nilüferde yetkili bulabildim.Görüştük evrak için gerekli belgeleri götürücem yarın.Hayırlısıysa başlıycam inşallah.Ortam gayet sıcak geldi bana ama işin içine girmeden bişey diyemem.Haftada 1 gün izin varmış. Haftasonları çalışılcakmış mutlaka vs vs.
  • bende başvurmayı düşünüyorum ankaradayım, pamukkale olmasını istiyorum başkası bana göre değil gibime geliyor. Uykusuzluğa dayanırım 30 , 35 saat uykusuz kaldığım oldu . Yani 1 gün yatıyorum 35 saat ayaktayım tekrar 1 gün yatıyorum 35 saat gene ayaktayım. 3 saat uyusam günde her türlü kurtarırım günü.

    birde hep uzun yolculuk istiyorum, istanbul, aydın, muğla gibi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi İtalyan Aygiri -- 13 Temmuz 2012; 1:41:32 >
  • Ya pamukkale nilüfer hostunu eziyormuş. Yatacak yeriniz yok;bagajda uyuyorsunuz. Niliferde zaten hep alım olur. Ankara için en iyisi nedir ya?? valla düşünmekten, sezon bitecek :=)
  • ŞUAN PAMUKKALE DE HOST ALIMI VARMI İSTANBUL DA ?
  • Arkadaşlar pamukkalenin çılgın şöförünü duydunuz mu? :=) Siz beni polise şikayet ettiniz diye, mola da yok, ikram da yok demiş :=) Klimaları da kapamış :=) Yolcular yine polisi aramış, yine durdurmuş polisler ve yeni bir araçla devam etmiş yolcular :=)

    İlk sayfalarda, öğrencilerden bu işi yapmak isteyenlerin pamukkale ve nilüferi tercih etmeleri söylenmiş. ama Pamukkale kaç zamandır, marjinal olaylarla haberlere konu oluyor :)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi histoloji -- 18 Temmuz 2012; 14:56:23 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KARTALSEFA25

    ŞUAN PAMUKKALE DE HOST ALIMI VARMI İSTANBUL DA ?

    özelden ulaş kamıl koça aldırıyım senı
  • Yaşım 18 lise mezunuyum. Giyimim konuşmam (açıkca tipim düzgün) host olmak istiyorum. Bir arkadaşımın yardımıyla Kamil Koç firmasına basvuracagım. Çanakkale ezine'de oturuyorum. Ben sabit Çanakkale-İstanbul seferi istiyorum. Sizce olur mu ? Teşekkür ederim.
  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.