Şimdi Ara

İki Senemi Verdiğim Kız Meselesi Bitti (Özet/Final 5 Satır)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
12
Favori
2.369
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DH Anonim -- 9 Ocak 2023; 21:45:24 >



  • Gerçekten diz çöktünmü ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Neoravoiner

    quote:

    Orijinalden alıntı: Alper_442

    Gerçekten diz çöktünmü ?

    Bi' cesaret çöktüm işte meydanda da, sonuca pek bi' etkisi olmadı galiba hocam. Dümdüz sormayayım bari dedim yani.

    evlenme teklif etsen belki ama çıkma için diz çökmeye gerek var mıydı?Çok istiyor gibi gözükünce kendini geri çekti tabi.
    Güzel bir bakış ve xxxxx benimle çıkar mısın demen yeterde artardı bence.




  • Kafaya takılacak bi durum yok zamanla unutursun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bulunsun +yeni part bekleniyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çıkma. Sen yokken neler yapmıştır o kız. Hele hele belki 2 kere bebek aldırdıl. Neyse kötü konuşmuyayım kardeşim durumun kötü :D Ama çıkmanı önermem. Eğer, gururunla oynamak seni rahatsız etmezse, milletin gözünden düşmeyi göze alabilceksen çıkabilirsin. Ama aslında o kızın pek severek yapcağını sanmıyorum. Olsada fazla uzun olmaz sizinkiler.
  • bu konu tutar. güncel kalsın.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Anlat Sincap
  • Çok fake gibi duruyo ama okuması eğlenceli oluyo böyle konuları da
  • Anlatcaksan anlat!
  • devam
  • Takip :D

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • devamm
  • rizörv :D
  • Yeni başlamış dizileri de bu yüzden sevmiyorum seri yaz pls
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Neoravoiner

    Evet arkadaşlar, desteğe ihtiyacım olduğu için burada son üç senede başımdan geçen olayları anlatma gereği duyuyorum. Çünkü ne psikolojik açıdan rahatlıkla kaldırabilecek bir insanım ne de bu tür insan ilişkilerine kafam basıyor. Öncelikle söyleyeyim, olay kız meselesi, sıkılıp okumak istemeyen arkadaşlar için, çok fazla zamanım olmadığı için parça parça yazmayı düşünüyorum, bitsin bir an önce. Ön bilgi olarak: Şu anda on ikinci sınıf öğrencisiyim ve dil bölümünde okuyorum.
    Her şey aslında dokuzuncu sınıfın sonunda, okulun dil bölümü için yeterli sayıda öğrenci toplayamayıp eşit ağırlık alanında tercihte bulunmam ile başladı. Başta her şey çok güzeldi aslında, sıkıntım yoktu matematikten falan. Sonra dedim kendime ulan ben zaten dil okuyacağım, neden dil dersanesine yazılmıyorum ki eşit ağırlıktan ders almak yerine. Tam da o aralar, o zamana kadar dört senedir gitmekte olduğum dersanenin müdüresi annemi arayıp "Madem eşit ağırlık okuyor, gelsin kaydını yapalım." dedi. Bayağı da yakındılar zaten, yoksa hangi müdür arayıp gelsin kayıt yapalım diyecek.
    Neyse işte gittik biz dil dersanesine, durum böyle böyle anlattık, sınıf açmadılar destek lazım diye. Tamam sıkıntı olmaz dediler, gün içinde aldılar bir sınava, "Yirminci soruya kadar kesin yapacaksın ondan sonrasına istersen devam et." dediler. Yaptım götürdüm verdim ayrıldım oradan. O sınav zaten ne olduysa gümbürtüye gitti, sonuç falan öğrenmedim. Hemen ertesi hafta derslere başladık, tek sınıf vardı onuncu sınıf olarak ama kalabalıktı, "Ertesi hafta sınav yapacağız sınıfı ikiye böleceğiz." dediler, eyvallah dedim ben geçtim yine. Girdik o sınava da yaptık, elli soruluktu zaten sınav. Ertesi hafta, sınıfları bölmemişlerdi, ilk ders de İngilizce'ydi zaten, giren hoca "Gelin teneffüste bakalım sıralamanıza." Benimle beraber gelen, okulda aynı sınıfta olduğumuz iki kız vardı. Ben moron moron takılırken sağda solda geldi bunlar sınıfta "Oha Neo, birinci olmuşsun pislik!" dediler. İşte o zaman gördüm ilk defa somurttuğunu onun.
    İşte gel zaman git zaman hoşlanmaya başladım ben Ece'den (İsmi Ece olsun). Ama nasıl diyeyim, başta çok çocuksu gibiydi, "Geçer olum lan tamam n'olacak?" diyordum kendime. Birgün söyledim ben buna dersane çıkışında yolda yürürken, "Senden hoşlanıyorum galiba." diye. Aradan bayağı zaman geçti ben bunu dedikten sonra, arkadaşlardan falan destek aldım, çıkma teklif edeyim bari n'apacağım diye düşündüm. Birgün yine dersaneden çıkıp durağa doğru giderken, diz çöktüm milletin ortasında "Benimle bir ilişkiye başlamak ister misin?" diye sordum. İlk eksiyi zaten soruş şeklimden aldım, biliyorum. Neyse "Ayağa kalk bak yoksa cevap vermem." dedi, tamam deyip kalktık biz de n'apalım. Ha, tabii direkt gidip odun gibi de sormadım bunu. Aramız gayet iyiydi, yakındık yani.
    Ertesi hafta yeniden Cuma günüydü, tekrar dönüşte sorayım dedim, cevap falan verecek mi diye. Bana verdiği cevap "Açma bir daha o konuyu ahahahah" oldu. Zaten otobüs de tam kalkıyordu ona doğru koşarken söyledi. Bindi gitti sonra o, ben de eve yürüdüm.
    Bundan sonra zaten konusunu açmadım hiç.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Onuncu sınıfın yazında çok da önemli olmayan bazı küslük olayları falan yaşandı ama sonunda tatlıya bağlandı. Onbirinci sınıf için yeni okula geçmiştim, yabancı dil bölümüne. Hayat daha iyi devam ediyordu, Ece'yle hala konuşuyordum falan derken, hâlâ ondan hoşlanmama rağmen, başka bir kızla çıkmaya başladım (Hande olsun bunun ismi de). Fakat zerre kadar hoşlanmıyordum hatta daha ileri zamanlarda yanımda bulunmasına bile tahammül edemeyecektim. Hande bana sarılırken falan hep sanki o Ece'ymiş gibi düşünüyordum bu yaklaşık bir ay da böyle devam etti. Sonra dedim böyle böyle, "Ben daha fazla devam etmek istemiyorum." Ece'yle eski yakınlığımızda devam ediyorduk, daha da zorlamadım zaten. Sonlara doğru biz Hande'yle bir daha çıkar gibi falan olduk ama ben bıraktım bu iş olmaz diye. "Onbirinci sınıfta zaman gereğinden hızlı geçti ya." derken o gün geldi. Okulların yaz tatiline girmesine son bir hafta kala Cuma günü son iki saat İngilizce sınavına girdik sınıfta. Ha bu arada, Hande bizim sınıfta, ama Ece direkt başka bir okulda.
    Neyse sınav bitti verdim kağıdı çıktım. Babam gelmişti, "Hadi gidiyoruz artık." diye. Yazları normalde yaşadığımız yere yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta, tatil ilçesine gidiyoruz. Gitmeden önce eve falan uğradık bilgisayarı toplayacaktım tam, bi' açayım bakayım ne olmuş ya dedim.
    Facebook'a girince gördüğüm ilk mesaj şu oldu: "Neo, birkaç gündür düşünüyorum da, seninle ben. Nasıl olur?" gibisinden bir mesajdı. Ece'den gelmişti.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------
    O günkü konuşmasının bir kısmı şu şekildeydi, az önce buldum. Tarih 7 Haziran yamulmuyorsam.
    Ece: Neo, sence biz? Yani nasıl olur? Olur mu? Kaç gündür sürekli bu soruyu düşünüyorum.
    Neo: Bence gayet güzel olur, mutlu olurum açıkçası.
    Ece: Yani ben treni kaçırmadım mı?
    Neo: Hayır tabii ki.
    Ece: Ya ama Neo ben çok zor insanım bak, valla korkuyorum seni kırarım diye.

    Böyle, daha çıkıp çıkmadığımıza karar veremeden geçti birkaç gün. Buluşuyorduk falan, yazlığa da geçtiğimiz için zaten onların eviyle bizimki arasında çok mesafe yoktu. Fakat aradan bir hafta geçtikten sonra Ece, birden geri vitese döndü. Mesajlar şöyle devam ediyor:

    Neo: O zaman şöyle sorayım, çıkıyor muyuz?
    Ece: Onu da bilmiyorum, çok çok fazla vakit geçiren arkadaş çakmalarıyız.
    Neo: İstiyor musun sen?
    Ece: Ben yoldaydım şimdi geldim de. Bilmiyorum ya hem evet hem hayır. Zaten kararsızım. Ama son sene seni de meşgul etmek istemem. E, sene sonu ayrılacağız.
    Neo: Olsun. Neyse, karar ver öyle konuşalım.
    Ece: Ya neyse deme, of bir şey diyeyim mi açıklığa kavuşturmak zorunda değiliz.
    Neo: Nasıl? Anlamadım.
    Ece: Yani zaten çıksak da seninle vıcık vıcık olmayacağımı biliyorsun, şimdi nasıl davranıyorsak öyle davranacağız birbirimize, illa bir adı olması gerekmez.
    Neo: Sen bilirsin, ne diyeyim.
    Ece: Ya kızdın değil mi bana?
    Neo: Evet
    Ece: Of ben sana dedim böyleyim diye hiç yazmamalıydım. (Bir süre cevap vermedim burada.) Neo cevap yaz lütfen. Neoooo!
    Neo: Ne yazayım?
    Ece: Kız bana bir şey de. Ya, söv, işkence et ama şöyle susma yalvarırım.
    Neo: İstemiyorum.
    Ece: Sana nasıl değer verdiğimi biliyorsun yapma şöyle. Cidden niyetim seni üzmek değil. Bir şey yaz cidden kötüyüm. Bir şey yaz bak krizim gelecek.

    Sonra tabii ben dayanamadım barıştım, bir yaz da öyle geçti. Yaz sonuna doğru arkadaşla konuşurken muhabbeti açıldı, durduk yere ben de sinir olup yazdım Ece'ye tekrar.

    Neo: Ece? Neyse sen bakmıyorsun yazayım o zaman ben. Durağın orada bilerek sormadım sonra panik oldum falan diyorsun kaçıyorsun. Çok merak ediyorum, yaz başında ne değişti de, bir buçuk senenin ardından konuyu tekrar gündeme getirdin? Yani durduk yere, ne bileyim, hem söylüyorsun o treni kaçırmadım mı ben diye, sonra istemiyorum diyorsun. Konuyu açan sensin, ki bu sefer hiç üzerine gitmedim farkettiysen ama "En sonunda olacak oh be diye rahatlamıştım". Neden yaptın? Hadi istiyordun sonra neden istemiyorum diyerek trip attın, panik oluyorum dedin kaçtın. Amacın neydi? Hala senden hoşlanıp hoşlanmadığımı öğrenmek miydi? Sorsan söylerdim oysa ki. Yeniden üzmene gerek kalmazdı.

    Birkaç saat sonra cevap verdi. Yani verdi vermesine de ama bir şey değişmedi hocam ya.

    Ece: Ne zamandır içinde tutuyordun? Amacım seni üzmek değildi. Sadece kafam biraz karışıktı.
    Neo: Uzun zamandır.
    Ece: Keşke çok dolmadan söyleseydin.
    Neo: Keşke sen hiç söylemeseydin.
    Ece: Biliyorum tamam mı? Ben de pişmanım. Bir amaç gütmedim. Ne üzmek ya da herhangi bir şey. Çok pişmanım kahretsin. Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Çok pişmanım sadece, yaptığım her şeyin acısını geri çekiyorum ben herkes rahat olabilir. Hakettiğimi fazla fazla yaşıyorum yani.
    Neo: Ne çektin? Cidden merak ediyorum, küçümseme anlamında falan değil yani.
    Ece: Söyleyemem, cidden boş ver. sadece kimin ahını aldıysam dönüyor.
    Neo: Neden söyleyemezsin?
    Ece: Özel çünkü, söyleyemem. Arkadaşlığımız hakkında istediğin kararı verebilirsin, ben çekmeye hazırım.
    Neo: Hala istemiyor musun?
    Ece: Ben kararları çok çabuk değişen bir insanım. Bu gün evet derim yarın hayır. Yarın hayır dediğim de işler bundan çok daha mı iyi olacak sanıyorsun? HAYIR. Yalnızken gidebileceğim tek insan olduğun için o gün sana geldim çünkü beni seven ve değer veren tek insan sendin. Yanlış mıydı evet kabul ediyorum. bencilce miydi? Ben her zaman bencilin önde gideniyim. Eski Ece'den zerre farkım yok.

    Not: Facebookt'tan mesajları düzenlemek çok uğraştırdı. İsimleri değiştirmeyi unuttuğum yerler varsa, hoşgörün. Tabii ben yine devam ettim arkadaşlığa, asıl yapılması gerekeni yapmadım. Yani yapmak istedim ama onu düşünmeden bir gün geçirmek bile çok zor geliyordu bana. Daha sonra zaten okul açıldı, bu dönem başladı yani. Her şey bu zamanda karışıyor zaten, okul değiştirdiğimde sekizinci sınıftan beri tanıdığım Hakan ile aynı sınıftaydık. Muhabbetimiz hiç kesilmemişti zaten onunla, çok yakındık. O okuldaki sınırlı sayıda dost diyebileceğim insanlardandı.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Kurban bayramına kadar her şey normal devam etti, işte yeni yeni sınav telaşı falan. Hakan bana mesaj attı bayramın üçüncü günü, buluşalım sana anlatmam gereken bir şey var diye. Kabul edemedim çünkü normalde oturduğum yere yaklaşık yüz yirmi-yüz otuz kilometre uzak bir yerdeydik. Yarın geleceğimi o zaman buluşabileceğimizi söyledim, kabul etti. Mesajlarında falan aşırı bir soğukluk vardı ama, doğru düzgün cevap vermiyordu, her sorumu geçiştiriyordu, gelince konuşalım deyip duruyordu. Tamam dedim ona da.
    Neyse ertesi gün döndüm, direkt çıktım buluştum Hakan'la. Başta oturduk havadan sudan konuştuk fakat daha sonra bana "Ece ile aranda bir şey var mı?" diye sordu. Kısa kısa anlattım olayı böyle işte hoşlanıyorum gibisinden, sonra düşündüm ki "Benim onun ilişki hayatına karışmaya ne hakkım vardı?" yoktu tabii. Yüzüne karşı söylesem ağzıma patlatırdı ama bi' tane. "N'aparsanız yapın beni ilgilendirmez." dedim ona da. Orada öyle konuyu falan değiştirdik.
    Sonra bu ikisi git gide yakınlaşmaya başladı, Hakan Ece'nin doğum günü için pasta falan yapmış, getirmiş dersaneye. Birbirlerine çok yakınlar, çok samimiler. Ben gördükçe üzüldüm onları tabii, gecesinde düşünmeye başladım. Zaten Ece'yle olan arkadaşlığımdan hiç o ana kadar yarar görememiştim. Hep üzdü beni, yarı yolda bıraktı. İkisini bir tartıya koydum, Hakan mı dedim kendime Ece mi? Hakan Ece'yi ikiye üçe katladı, aklımda Hakan'la arkadaşlığa devam etmenin yararları ardı arkasına kesilmiyordu. Sürekli yeni bir şey buluyordum, ama Ece'nin tarafı bomboş kalmıştı. Dedim olan olmuş zaten, Hakan'la olan arkadaşlığımı bitirmeye gücüm yetmez. Ben de Ece'yle ne kadar bağlantım varsa kestim. Facebook, Twitter, Tumblr ne kadar yer varsa her yerden bastım bloğu. Ta ki, ertesi günün akşamında Ece beni telefondan arayıncaya kadar.


    Hocam hiç gözümü kırpmadan okudum.Çok güzel bir hikaye devamını yaz lütfen yazarsanda beni haberdar etmeyi unutma.Bu hikayenin daha önceki serileri falan varsa onların linkini falan atabilirmisin pm den falan yada beni haberdar ederek?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi boğucu -- 23 Kasım 2013; 7:15:10 >




  • Güzel kardeşim kiz seni sevmiyor bana kalirsa bugün evet derim yarin hayir sözünden bi geleceginizin olmayacagini cikardim şahsen kendini daha fazla uzme bir insan seviyorsa seviyordur sevmiyorsa da zorlama boşver.Zaten sevse inan bana bu kadar uzatmaz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 3 sene değil 33 senede uğraşsan bi sonuç çıkmaz didişir durursunuz boşu boşuna birbirinizin zamanını tüketirsiniz.Sonu olmayan bişey sizin durumunuz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • reserved
  • reserved bekliyoz
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.