Arkadaşlar bir süredir kafama takılan bir soru var. internet ulusal anlamda ne kadar bağımsız olabilir?.. beni bu soruya getiren şey bir kablo arızasının bir devletin iletişim ağlarını nasıl etkilediği ve bundan kurum ve kişilerin nasıl zarar gördüğünü birkaç ay arayla iki kez şahit olduğum.
Gelişen eticaret olgusu gün geçtikçe hayatımızın içine dahada giriyor. Eticaret diyerek bilimum sitelerden bilgisayar parçası, kitap gibi ıvır zıvır almayıda kastetmiyorum her nekadar bunlarında payı azımsanmayacak ölçüde artmışsa da
İnternet özellikle irili ufaklı birçok firma, üretici ve turizmci için tedarikçileri, müşterileriyle iletişim için vazgeçilmez bir anlaşma ve tanıtım ortamı. ve bunun etkisi ve yetkinliği her geçen gün artacak.İnternet iletişimini birçok alternatif yöntemlerle kendini dış dünyaya sağlam olarak bağlayamayan ülkeler bu yeni ticari dünyadan mahrum kalarak kendilerini cezalandırmış olacaklar.
işte tam burada internet alt yapısını ulusal bağımsızlığı gündeme geliyor. Devletlerin ticari çıkarlarını korumak için birbirlerinin veri iletişim ağlarını sabote etmek, veri iletişim için kullanılan kablo veya uydu bağlantılarını kullanımına ambargo getirmek yollarına gidebileceği belki şimdi olamasada gelecek yıllarda pek olasılık dışı gözükmüyor. Hakim ülkelerin dijital veri yollarının kontrolünü elinde tutmak arzusu içinde olmadığını kimse söyleyemez. "İnternet bir özgürlük ortamıdır kimse buna ket vuramaz" diye düşünmeyin dünyadaki ana veri omurgasını hayır kurumları kurmadı. Bunlar gelişmiş sanayi ülkelerinin cok uluslu multi milyar dolarlık firmaları ve konsorsiyumları tarafından milyarlarca dolarlık harcamalarla yapıldı. eğer çıkarlarına uymazsanız tek yapacakları kablonun fişini çekmek uyduların antenlerini başka yönlere çevirmek. Bu omurgaya ortak olamazsak veya alternatif yollar bulamazsak oturur yurtiçi cs oynarız.
Eğer bindiğimiz her sandalı deviren bizi küreklere mahkum eden devlet anlayışımız değişmezse bir çağın trenini daha kaçıracağız. tarihimiz bunun gibi kaçırdığımız trenlerin boş istasyonlarıyla dolu.
Belki çok idealistçe bir yaklaşım ve çaba olacaktır ama etrafımıza bizi yönetenlere bağıra bağıra bunu söylemeliyiz.