Şimdi Ara

İş bankası Nutuk skandalı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
11
Cevap
0
Favori
1.690
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arka kapağına gençliğe Hitabe koymuşlar. Ama o da ne, günümüz Türkçesiyle! Sanki orijinal Hitabe taş devrinde yazılmış gibi. Belki skandal sayılmaz ama bana çok büyük saygısızlık ve ayıp geldi, midemi bulandırdı. Eminim tüm kitabı günümüz Türkçesine çevirmişlerdir Hitabe yi gördükten sonra hızlıca yerine koydum. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet gibi efsaneleşmiş kalıcı bile aymazlık ve sapkınlık hatta ihanet gibi kelimelerle değiştirmiş olmaları... Tamam günümüz Türkçesiyle asla anlamayacağımızı Bedhah, müstevliv, fakr u zaruret gibi kelimeleri günümüz Türkçesine çevirin ki mesajı daha iyi anlayalım buna kimsenin itirazı olmaz ama... Bu kadarı da biraz şov olmuş bence. Günümüz Türkçesine çevirmek demek tüm kelimeri baştan sona çevirmek demek değildir, gaflet Gaflettir, kimse vazifenin anlamını bilmiyor da değil. Adamlar vazife kelimesini bile anlamayacağımızı sanıp görev ile değiştirmiş ama aymazlık diye bir kelime kullanmış, aymazlık nedir ya? Sanki çok kullanılan bir kelimeymiş gibi.

    Günümüz çeviri cinayeti
     İş bankası Nutuk skandalı

    Orijinal şaheser
     İş bankası Nutuk skandalı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dantesneo -- 9 Şubat 2017; 1:42:33 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >







  • Bence abartmışsın. Bunlar dogma değil ki, zaten değiştirilmemiş( öyle olsa gaflet, dalalet ve hatta hıyanet olurdu), sadece yenilenmiş. Rezalet göremedim ben. Bence de gaflet, dalalet ve hatta hıyanet kelime grubu çok daha güzel. Ama gençliğin hali de ortada. Kim biliyor gafleti, dalaleti? Eskide kalan kelimeler güncellenmiş. Görev ile vazife değişmiş de ne olmuş? Sözün anlamı mı kaybolmuş? Aymazlığı ilk defa duydum ben de, ne düşünmüşler çevirirken bilmiyorum.

    Sonuç olarak bir daha düşün diyorum ben.

    Yky tıpkı basımı var, onu okuyabilirsin illa aynı kelimeler olacak diyorsan.
  • Ben bir sıkıntı göremedim olay tam ney onuda anlayamadım

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam bence de biraz abartmışsınız. Sadece dili güncelleyerek yayınlamışlar. Bir alternatif olarak düşünün. Başkaldırı, bir karşı koyma, siyasal bir tavır alma olarak yorumlarsanız doğru olmaz.




  • Kutsal mı bir şey mi hitabe, kelime kelimesine aynı yazılsın? Mesele ne dediğini anlamak. Hitabeyi kutsal, değişmez bir metin gibi anlayanla zaten bişi tartışılmaz.



    En temel görevin Türkiyenin varlığını ve geleceğini korumaktır, yerine... Türk İstiklalini Türk Cumhuriyetini korumaktır diye mi illa okumam lazım. Nereyi koruyacağım, Kazakistan veya Türkmenistanı mı; Kazağın, Türkmenin, Özbeğin geleceğini mi koruyacam. Türk Cumhuriyeti diyor. Onlar da Türk Cunhuriyeti.



    Bırakın bu Pagan kültürü geleneğini. Atatürk beni putlaştırmayın, yazdıklarımı kutsamayın, putlaştırmayın demiş ve en çok korktuğu şey de bu putlaştırma ve kutsallaştırma geleneğidir. Zaten Atatürk'ün Deist olmasının büyük nedeni de budur. İnsanların, sevdiklerini zamanla kutsatıp putlaştırıp tanrı seviyesine çıkarması ve bu sayede yeni bir din icat etmeleridir.

    Hitabede sözkonusu ne Hitabenin cümle varlığı, ne de Atatürkün kendisidir. Hitabede sözkonusu olan TC varlığının korunmasıdır. Bunun dışındaki her tür tartışma gericiliktir!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    Kutsal mı bir şey mi hitabe, kelime kelimesine aynı yazılsın? Mesele ne dediğini anlamak. Hitabeyi kutsal, değişmez bir metin gibi anlayanla zaten bişi tartışılmaz.



    En temel görevin Türkiyenin varlığını ve geleceğini korumaktır, yerine... Türk İstiklalini Türk Cumhuriyetini korumaktır diye mi illa okumam lazım. Nereyi koruyacağım, Kazakistan veya Türkmenistanı mı; Kazağın, Türkmenin, Özbeğin geleceğini mi koruyacam. Türk Cumhuriyeti diyor. Onlar da Türk Cunhuriyeti.



    Bırakın bu Pagan kültürü geleneğini. Atatürk beni putlaştırmayın, yazdıklarımı kutsamayın, putlaştırmayın demiş ve en çok korktuğu şey de bu putlaştırma ve kutsallaştırma geleneğidir. Zaten Atatürk'ün Deist olmasının büyük nedeni de budur. İnsanların, sevdiklerini zamanla kutsatıp putlaştırıp tanrı seviyesine çıkarması ve bu sayede yeni bir din icat etmeleridir.

    Hitabede sözkonusu ne Hitabenin cümle varlığı, ne de Atatürkün kendisidir. Hitabede sözkonusu olan TC varlığının korunmasıdır. Bunun dışındaki her tür tartışma gericiliktir!

    Bunu ilk mesajda zaten belirttim, anlayamadığımız kelimeleri değiştirmelerine lafım yok fakr ü zaruret gibi. Ama tamamının çevrilmesi gereğinden fazla abartıdır, Atatürk e değil Türk diline hakarettir. Türkçe o kadar portatif bir dil mi yahu? İngilizcede 200 yıllık kitaplar bile günümüz İngilizcesi rahatlığında okunuyor, Türkçede 70 yılık kitaplar okunmuyor. Dili sürekli güncellersen okunmaz tabi! Sonra vay efendim niye Türkçede felsefe, bilim yapılmıyor? Nasıl yapılsın insandan bile daha çabuk yaşlanan bir dilde kalıcı düşünsel eylemler??

    Tekrar diyorum, ölü hale gelmiş sözcükleri değiştirmek gerekliyken hâlâ güncelliğini koruyan kelimeleri kesip biçmek hem dile hem yapıtın hakikiliğine hakaret ve zulümdür.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Ziraat Bankası Süper Şube - Ana Konu
    geçen yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fyodorleo


    quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    Kutsal mı bir şey mi hitabe, kelime kelimesine aynı yazılsın? Mesele ne dediğini anlamak. Hitabeyi kutsal, değişmez bir metin gibi anlayanla zaten bişi tartışılmaz.



    En temel görevin Türkiyenin varlığını ve geleceğini korumaktır, yerine... Türk İstiklalini Türk Cumhuriyetini korumaktır diye mi illa okumam lazım. Nereyi koruyacağım, Kazakistan veya Türkmenistanı mı; Kazağın, Türkmenin, Özbeğin geleceğini mi koruyacam. Türk Cumhuriyeti diyor. Onlar da Türk Cunhuriyeti.

    Bırakın bu Pagan kültürü geleneğini. Atatürk beni putlaştırmayın, yazdıklarımı kutsamayın, putlaştırmayın demiş ve en çok korktuğu şey de bu putlaştırma ve kutsallaştırma geleneğidir. Zaten Atatürk'ün Deist olmasının büyük nedeni de budur. İnsanların, sevdiklerini zamanla kutsatıp putlaştırıp tanrı seviyesine çıkarması ve bu sayede yeni bir din icat etmeleridir.

    Hitabede sözkonusu ne Hitabenin cümle varlığı, ne de Atatürkün kendisidir. Hitabede sözkonusu olan TC varlığının korunmasıdır. Bunun dışındaki her tür tartışma gericiliktir!

    Bunu ilk mesajda zaten belirttim, anlayamadığımız kelimeleri değiştirmelerine lafım yok fakr ü zaruret gibi. Ama tamamının çevrilmesi gereğinden fazla abartıdır, Atatürk e değil Türk diline hakarettir. Türkçe o kadar portatif bir dil mi yahu? İngilizcede 200 yıllık kitaplar bile günümüz İngilizcesi rahatlığında okunuyor, Türkçede 70 yılık kitaplar okunmuyor. Dili sürekli güncellersen okunmaz tabi! Sonra vay efendim niye Türkçede felsefe, bilim yapılmıyor? Nasıl yapılsın insandan bile daha çabuk yaşlanan bir dilde kalıcı düşünsel eylemler??

    Tekrar diyorum, ölü hale gelmiş sözcükleri değiştirmek gerekliyken hâlâ güncelliğini koruyan kelimeleri kesip biçmek hem dile hem yapıtın hakikiliğine hakaret ve zulümdür.

    Abooo, Atatürkçülüğü anlamamış bu daha. Türklük ulusallık diye bişi var, onun en önemli özelliğinden biri de Türkçe kökenli olmayan kelimeleri öz Türkçe yapmak. Ben öz Türkçe saçmalığına karşıyım, ama TC rejiminin temel görevinden biri de budur, yani özTürkçe saplantısı. Türk dilindeki tüm yabancı kelimeleri ayrıştırıp hepsine özTürkçe karşılık bulmak. Mesela ben pek çok yabancı kelime karşılığın öztürkesini bilirim. Televizyon:uzagörünüm gibi. Malesef bu ülke böyle bir kısırdöngü içinde. Atatürkün hitabesini Atatürkün idealine göre özTürkçe çevirirsin, Atatürke hakaret olur. Eski kelimeleri korumaya çalışırsı, ama Atatürkün özTürkçe idealine hakaret olur. 50 yıl önceki konuşma ve yazı dilini anlamayan bir toplum olur böyle olursa işte. Ne yana giderden çıkmaz sokak.

    Bir örnek. Kafka'nın Şato adlı eserini okudum bitirdim. Tabi tahmin edeceğiniz gibi çeviri de özTürkçe saplantısının dibine varılmış. Bilindiği gibi eser kolay bir yapıt sayılmaz, dili ağır. Yeryazımcı, eserin ana karakteri. Bu karakteri Kafamda farklı bir anlamda çağrışım ile okudum. Kitabı bitirince anca aklıma geldi sözlüğe bakmak. Meğerse yeryazımcı kadastrocu demekmiş. Diğer absürt özTürkçe kelimelerin karşılığını öğreneyim derken kafam karıştı, kitabı çöbe attım. Gittim daha mantıklı çeviri yapan bir yayınbevinden alıp okudum, anca rahat ettim. us edebilseydim daha önce, ama us edemedim. Us akıl demek bu arada....

    Geçen gün altın saatlerde ahırdaşımla, görümsetme izliyorduk, ürküye kapıldık ve hemen geçgeç yaptık. Nerdeyse usum kaçtı. Sonra sosyal otlangaça ittirgeçli götürgeç gittik.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 9 Şubat 2017; 19:42:32 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: asau


    quote:

    Orijinalden alıntı: fyodorleo


    quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    Kutsal mı bir şey mi hitabe, kelime kelimesine aynı yazılsın? Mesele ne dediğini anlamak. Hitabeyi kutsal, değişmez bir metin gibi anlayanla zaten bişi tartışılmaz.



    En temel görevin Türkiyenin varlığını ve geleceğini korumaktır, yerine... Türk İstiklalini Türk Cumhuriyetini korumaktır diye mi illa okumam lazım. Nereyi koruyacağım, Kazakistan veya Türkmenistanı mı; Kazağın, Türkmenin, Özbeğin geleceğini mi koruyacam. Türk Cumhuriyeti diyor. Onlar da Türk Cunhuriyeti.

    Bırakın bu Pagan kültürü geleneğini. Atatürk beni putlaştırmayın, yazdıklarımı kutsamayın, putlaştırmayın demiş ve en çok korktuğu şey de bu putlaştırma ve kutsallaştırma geleneğidir. Zaten Atatürk'ün Deist olmasının büyük nedeni de budur. İnsanların, sevdiklerini zamanla kutsatıp putlaştırıp tanrı seviyesine çıkarması ve bu sayede yeni bir din icat etmeleridir.

    Hitabede sözkonusu ne Hitabenin cümle varlığı, ne de Atatürkün kendisidir. Hitabede sözkonusu olan TC varlığının korunmasıdır. Bunun dışındaki her tür tartışma gericiliktir!

    Bunu ilk mesajda zaten belirttim, anlayamadığımız kelimeleri değiştirmelerine lafım yok fakr ü zaruret gibi. Ama tamamının çevrilmesi gereğinden fazla abartıdır, Atatürk e değil Türk diline hakarettir. Türkçe o kadar portatif bir dil mi yahu? İngilizcede 200 yıllık kitaplar bile günümüz İngilizcesi rahatlığında okunuyor, Türkçede 70 yılık kitaplar okunmuyor. Dili sürekli güncellersen okunmaz tabi! Sonra vay efendim niye Türkçede felsefe, bilim yapılmıyor? Nasıl yapılsın insandan bile daha çabuk yaşlanan bir dilde kalıcı düşünsel eylemler??

    Tekrar diyorum, ölü hale gelmiş sözcükleri değiştirmek gerekliyken hâlâ güncelliğini koruyan kelimeleri kesip biçmek hem dile hem yapıtın hakikiliğine hakaret ve zulümdür.

    Abooo, Atatürkçülüğü anlamamış bu daha. Türklük ulusallık diye bişi var, onun en önemli özelliğinden biri de Türkçe kökenli olmayan kelimeleri öz Türkçe yapmak. Ben öz Türkçe saçmalığına karşıyım, ama TC rejiminin temel görevinden biri de budur, yani özTürkçe saplantısı. Türk dilindeki tüm yabancı kelimeleri ayrıştırıp hepsine özTürkçe karşılık bulmak. Mesela ben pek çok yabancı kelime karşılığın öztürkesini bilirim. Televizyon:uzagörünüm gibi. Malesef bu ülke böyle bir kısırdöngü içinde. Atatürkün hitabesini Atatürkün idealine göre özTürkçe çevirirsin, Atatürke hakaret olur. Eski kelimeleri korumaya çalışırsı, ama Atatürkün özTürkçe idealine hakaret olur. 50 yıl önceki konuşma ve yazı dilini anlamayan bir toplum olur böyle olursa işte. Ne yana giderden çıkmaz sokak.

    Bir örnek. Kafka'nın Şato adlı eserini okudum bitirdim. Tabi tahmin edeceğiniz gibi çeviri de özTürkçe saplantısının dibine varılmış. Bilindiği gibi eser kolay bir yapıt sayılmaz, dili ağır. Yeryazımcı, eserin ana karakteri. Bu karakteri Kafamda farklı bir anlamda çağrışım ile okudum. Kitabı bitirince anca aklıma geldi sözlüğe bakmak. Meğerse yeryazımcı kadastrocu demekmiş. Diğer absürt özTürkçe kelimelerin karşılığını öğreneyim derken kafam karıştı, kitabı çöbe attım. Gittim daha mantıklı çeviri yapan bir yayınbevinden alıp okudum, anca rahat ettim. us edebilseydim daha önce, ama us edemedim. Us akıl demek bu arada....

    Geçen gün altın saatlerde ahırdaşımla, görümsetme izliyorduk, ürküye kapıldık ve hemen geçgeç yaptık. Nerdeyse usum kaçtı. Sonra sosyal otlangaça ittirgeçli götürgeç gittik.

    Sistematik olarak Türkçeleşme döneminde, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi Türkçü adamlar bile dile tamamen yerleşmiş yabancı kökenli kelimelerin Türkçeden sayılması ve atılmaması, bunların dilin zenginliğini gösteren unsurlar olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Bu demek değil ki her yabancı kökenli kelimeyi Türkçeye uyarlayalım, bu sadece daha önce Türkçeye girmiş ve halka nüfus etmiş kelimelerin binevi devşirme kelimeler olarak müdafaa edilmesi demektir.

    Us ve aklın aynı anlama gelmesi de dilin zenginliğiyle alakalıdır. Bir dilde bir kavram ne kadar çok kelime ile ifade ediliyorsa o dilde beyin egzersizi yapmak yani düşünce ve felsefe alanında daha hür ilerleyebilmek daha kolaydır. Ne zaman ki "YAŞAYAN KELİMELER" bile kullanım dışı bırakılır, çok anlamlılık giderek teke bürünür, işte o zaman o dili konuşan toplum ilerlemek şöyle dursun, hızlıca geriler bile. Bunlar yakında "İyi kelimesi dururken Kötü kelimesine ne gerek var, dilden atalım gitsin, onun yerine 'İyi değil' kalıbını kullanırız" diyecek zihniyete evrilecektir, o günleri çok uzakta görmüyorum.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: fyodorleo

    quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    quote:

    Orijinalden alıntı: fyodorleo


    quote:

    Orijinalden alıntı: asau

    Kutsal mı bir şey mi hitabe, kelime kelimesine aynı yazılsın? Mesele ne dediğini anlamak. Hitabeyi kutsal, değişmez bir metin gibi anlayanla zaten bişi tartışılmaz.

    En temel görevin Türkiyenin varlığını ve geleceğini korumaktır, yerine... Türk İstiklalini Türk Cumhuriyetini korumaktır diye mi illa okumam lazım. Nereyi koruyacağım, Kazakistan veya Türkmenistanı mı; Kazağın, Türkmenin, Özbeğin geleceğini mi koruyacam. Türk Cumhuriyeti diyor. Onlar da Türk Cunhuriyeti.

    Bırakın bu Pagan kültürü geleneğini. Atatürk beni putlaştırmayın, yazdıklarımı kutsamayın, putlaştırmayın demiş ve en çok korktuğu şey de bu putlaştırma ve kutsallaştırma geleneğidir. Zaten Atatürk'ün Deist olmasının büyük nedeni de budur. İnsanların, sevdiklerini zamanla kutsatıp putlaştırıp tanrı seviyesine çıkarması ve bu sayede yeni bir din icat etmeleridir.

    Hitabede sözkonusu ne Hitabenin cümle varlığı, ne de Atatürkün kendisidir. Hitabede sözkonusu olan TC varlığının korunmasıdır. Bunun dışındaki her tür tartışma gericiliktir!

    Bunu ilk mesajda zaten belirttim, anlayamadığımız kelimeleri değiştirmelerine lafım yok fakr ü zaruret gibi. Ama tamamının çevrilmesi gereğinden fazla abartıdır, Atatürk e değil Türk diline hakarettir. Türkçe o kadar portatif bir dil mi yahu? İngilizcede 200 yıllık kitaplar bile günümüz İngilizcesi rahatlığında okunuyor, Türkçede 70 yılık kitaplar okunmuyor. Dili sürekli güncellersen okunmaz tabi! Sonra vay efendim niye Türkçede felsefe, bilim yapılmıyor? Nasıl yapılsın insandan bile daha çabuk yaşlanan bir dilde kalıcı düşünsel eylemler??

    Tekrar diyorum, ölü hale gelmiş sözcükleri değiştirmek gerekliyken hâlâ güncelliğini koruyan kelimeleri kesip biçmek hem dile hem yapıtın hakikiliğine hakaret ve zulümdür.

    Abooo, Atatürkçülüğü anlamamış bu daha. Türklük ulusallık diye bişi var, onun en önemli özelliğinden biri de Türkçe kökenli olmayan kelimeleri öz Türkçe yapmak. Ben öz Türkçe saçmalığına karşıyım, ama TC rejiminin temel görevinden biri de budur, yani özTürkçe saplantısı. Türk dilindeki tüm yabancı kelimeleri ayrıştırıp hepsine özTürkçe karşılık bulmak. Mesela ben pek çok yabancı kelime karşılığın öztürkesini bilirim. Televizyon:uzagörünüm gibi. Malesef bu ülke böyle bir kısırdöngü içinde. Atatürkün hitabesini Atatürkün idealine göre özTürkçe çevirirsin, Atatürke hakaret olur. Eski kelimeleri korumaya çalışırsı, ama Atatürkün özTürkçe idealine hakaret olur. 50 yıl önceki konuşma ve yazı dilini anlamayan bir toplum olur böyle olursa işte. Ne yana giderden çıkmaz sokak.

    Bir örnek. Kafka'nın Şato adlı eserini okudum bitirdim. Tabi tahmin edeceğiniz gibi çeviri de özTürkçe saplantısının dibine varılmış. Bilindiği gibi eser kolay bir yapıt sayılmaz, dili ağır. Yeryazımcı, eserin ana karakteri. Bu karakteri Kafamda farklı bir anlamda çağrışım ile okudum. Kitabı bitirince anca aklıma geldi sözlüğe bakmak. Meğerse yeryazımcı kadastrocu demekmiş. Diğer absürt özTürkçe kelimelerin karşılığını öğreneyim derken kafam karıştı, kitabı çöbe attım. Gittim daha mantıklı çeviri yapan bir yayınbevinden alıp okudum, anca rahat ettim. us edebilseydim daha önce, ama us edemedim. Us akıl demek bu arada....

    Geçen gün altın saatlerde ahırdaşımla, görümsetme izliyorduk, ürküye kapıldık ve hemen geçgeç yaptık. Nerdeyse usum kaçtı. Sonra sosyal otlangaça ittirgeçli götürgeç gittik.

    Sistematik olarak Türkçeleşme döneminde, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi Türkçü adamlar bile dile tamamen yerleşmiş yabancı kökenli kelimelerin Türkçeden sayılması ve atılmaması, bunların dilin zenginliğini gösteren unsurlar olduğu konusunda hemfikir olmuşlardır. Bu demek değil ki her yabancı kökenli kelimeyi Türkçeye uyarlayalım, bu sadece daha önce Türkçeye girmiş ve halka nüfus etmiş kelimelerin binevi devşirme kelimeler olarak müdafaa edilmesi demektir.

    Us ve aklın aynı anlama gelmesi de dilin zenginliğiyle alakalıdır. Bir dilde bir kavram ne kadar çok kelime ile ifade ediliyorsa o dilde beyin egzersizi yapmak yani düşünce ve felsefe alanında daha hür ilerleyebilmek daha kolaydır. Ne zaman ki "YAŞAYAN KELİMELER" bile kullanım dışı bırakılır, çok anlamlılık giderek teke bürünür, işte o zaman o dili konuşan toplum ilerlemek şöyle dursun, hızlıca geriler bile. Bunlar yakında "İyi kelimesi dururken Kötü kelimesine ne gerek var, dilden atalım gitsin, onun yerine 'İyi değil' kalıbını kullanırız" diyecek zihniyete evrilecektir, o günleri çok uzakta görmüyorum.

    Hocam, çoook yanlışınız var. Mesela us kelimesi akıl kelimesini karşılayamaz.

    Ak akçe kara gün içindir:
    - Beyaz para siyah gün içindir.
    - Helal para zor zaman içindir
    - Temiz mal ölüm içindir

    Us zihin yani zeka anlamındadır, akıl ise düşünmek anlamındadır. Akıl ve zihin farklı kelimelerdir. Ama us hem aklı hem zihni karşılar. Bu durum Tükçeyi daha zengin yapmaz, daha sığ yapar. Mesele Türkçenin kelime haznesi değildir. Mesele yaşayan dildir. Sözlükte binlerce ölü sözcük vardır. Sözlükteki ölü kelime sayısı ile değil, yaşayan kelime sayısı ile övünmeliyiz. Kendimizi kandırmaya gerek yok.

    Dilin sadece kullanımı değil sanatsal değerini de ifade etmez. Us düşümmek ve zeka demek. Mesela insan ayağı var, ama ayaklamak demiyoruz değil mi, yürüyoruz diyoruz. Ayak yürüme eylemini yapıyor, eylem ise ayak değildir yürümektir. İnsan zekası ile düşünme eylemini yani alletme yapıyor. Beyin akıl değildir. Yani us beyindir, akıl ise düşünmektir. Yani ayak yürüme eylemini yapıyor ama ayak eylemin kendisi değildir. Zihin düşünme eylemini yapıyor, ama zihin düşünmek değildir. Us beyin değil, düşünmek anlamında kullanılıyor denilebilir. Ama zihin ve akıl beyin kelimesini karşılayamaz. Zihn ve akl kelimeleri soyut kavramlardır. Beynin karşılığı dimağdır. Dimağ köken olarak geometrik bir tanımdır. Yani bir kütleyi ifade eder. Dimağ ile beynin kütlesini, zihin ile beynin zeka derecesini, akıl ile beynin zeka derecesinin düşünme kapasitesini ifade eder. Sen şimdi gel her şeyi us kelimesine sığdır. Köksüz, temelsiz, anlamsız, anlam ve hüsnü sanatsız bir dil varlığı çıkar ortaya..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 9 Şubat 2017; 20:53:15 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kitabı araştırdım kitabın başlığı "Gençler İçin Fotoğraflarla Nutuk" yani burada ilköğretim öğrencilerine kadar hitap edilmesi gereken genç bir kitle var.
    Bende başlığı görünce sinirlendim fakat sonrasında durumu anladım.
    "Aymazlık" olayına bende katılıyorum o neden kullanılmış bilemedim. İşkültür linki aşağıda
    https://www.iskultur.com.tr/gencler-icin-fotograflarla-nutuk.aspx


     İş bankası Nutuk skandalı




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.