Tercihin son günü yazdın ilk sıraya BÜYÜK bir heyecanla "Yıldız Teknik Üniversitesi" diye.. Sıralamana göre yazdığın bölüm rahat geliyor, kafan rahat. Kafanı vurup yatıyorsun 2 hafta ve sonuçlar açıklanıyor. Sonuçlar beklediğin gibi.. Eğitimin yüz yüze olacağı açıklanıyor. İstanbul'a bir otobüs bileti alıyorsun. Seni onca yokluk içinde büyütmüş gariban ailenle vedalaşıp otobüse biniyorsun. Önünde 6 saatlik bir yolculuk.. hafiften rüzgar esiyor.. Önündeki tablete bakıyorsun. Daha İstanbul'a çok var... OPEN düğmesine basıyorsun ve tablet açılıyor. TV yazısına tıklıyorsun vee SON DAKİKAA BAŞKANIMIZ AÇIKLAMA YAPIYOR: - Vakalar 50.000 e dayandı. Yurtları geçici bir süreliğine kapatmak ülkem için en doğrusu ve en hayırlısı olacaktır... -------------- Gerisini dinleyemiyorsun bile.. Dudakların titriyor bacakların uyuşuyor.. Otobüs sana dar geliyor.. Alelacele: + KAPTAN! İnecek var diyorsun.. demez olsaydın.. Tüm otobüs kahkaha atıyor.. Oradan sen yaşlarında bir genç: - Hahaha burası İstanbul senin o varoş mahallene benzemez 'bilmem ne çocuğu' diyor. Kızarıyorsun. Artık dakikaları sayarken varacağın durağa geliyorsun. En yakın bakkala doğru ilerlerken arkandan muavin bağırıyor: - Çocuk! Valizini unuttun. Başın eğik koşarak bagaja gidip valizini alıyorsun. Yurda gidip derdini anlatmak, bir yol bulmak istiyorsun. İçinden "herhalde sokakta bırakmazlar ya" diyorsun. Yurdun adresini bilmiyorsun. Navigasyonu açmak için telefonunu çıkarıyorsun ve o da NE? "Şarjınız %1, lütfen telefonunuzu en kısa zamanda şarja takın." Ulan kapanmadan en azından haritalardan konumuna bakayım bari diyorsun ama dokunmanla telefonun kapanması bir oluyor. Hava kararıyor ve müthiş bir fırtına kopuyor. Kahroluyorsun. Ümitsizlik bilincini ele geçirmeye başlıyor. "Herhalde başaramayacağım, kendimi yıllarca delikanlı, genç gibi sıfatlarla kandırdım fakat ben muavinin de dediği gibi ufak bir çocuktan başkası değilim " diyorsun içinden. Sırılsıklam ıslanıyorsun.. O sırada yoldan geçen yaşlı bir amcaya YTÜ nerede diye soruyorsun.. anlamıyor. Açılımını soruyor. Yıldız Teknik diyorsun çaresizce.. Yaşlı amca yine anlamıyor ve size sövüp ayrılıyor. Ne kadar kaba bu insanlar diyorsun. Yaşlı amca da: "Bir İstanbul beyefendisi gibi" diyor. Anlam veremiyorsun... Biraz yürüyüp yolda gördüğün bir kahvehaneye giriyorsun.Başını kaldırıp televizyona bakıyorsun. Televizyonda bir altyazı: "SON DAKİKA. EĞİTİM BU YIL DA ONLINE OLARAK DEVAM EDECEK" Kahvehanedeki dayılar, sandalyeler bir bir kayboluyor. Gözlerin kararıyor, her yer karanlık.. Hiçbir yeri göremiyorsun... Annen sesleniyor: - Hadi, kahvaltı hazır oğlum! Gözlerini açıyorsun. Cildin kupkuru, yatağın sıcacık... Hahah. Hepsi bir rüyaymış! Şükürler olsun ki bu yıl da ONLINE olacakmış! Hemen seccadeni alıp şükür namazı kılmak için caminin yolunu tutuyorsun... < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 109luknouhei -- 27 Ağustos 2021; 15:5:24 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
Bildirim