Şimdi Ara

İstanbul 'un Semtleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
32
Cevap
0
Favori
20.537
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İstanbul un semt adlarının hepsinin bir hikayesi varmış ;

    Aksaray:
    Fatih'in sadrazamı Ishak Paşa, Iç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray'ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin
    bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.

    Ahırkapı:
    Marmara Denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için
    Ahırkapı ismi verildi.

    Aşiyan:
    Kuş yuvası. Günümüzdeki ismini şair Tevfik Fikret'in burada bulunan, Farsçada kuş yuvası anlamına gelen 'Aşiyan' isimli evinden alıyor.

    Bağlarbaşı:
    Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.

    Bebek:
    Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet'in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.

    Beşiktaş:
    Ilk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa'nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada
    yaptığı kiliseye Kudüs'ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.

    Beyazıt:
    Sultan II. Beyazıt'ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.

    Beyoğlu:
    Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, Islamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan
    Pontus Prensinden adını alıyor semt. Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son
    bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.

    Bakırköy:
    Bizanslıların 'Makri Hori' dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince 'Makriköy' adını aldı. 1925'te ulusal sınırlar içindeki yabancı
    kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk'ün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.

    Bostancı:
    Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.

    Çatladıkapı:
    Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı
    Çatladıkapı olarak anılmaya başladı.

    Çemberlitaş:
    Bizans'ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu'nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.

    Çengelköy:
    Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.

    Çıksalın:
    Güzel manzaralı, geniş bir çevreye hakim olan bölgeye, halk arasında "çık, salın" denilmeye başlandı.

    Eminönü:
    Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor.

    Feriköy:
    Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri'den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri'nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.

    Galata:
    Gala, Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata'nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise
    Italyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi.

    Horhor:
    Fatih'te bulunan semt, adını Horhor çeşmesinden alıyor. Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanıza 'hor hor' su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılmaya başlar.

    Okmeydanı:
    Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.

    Şişli:
    Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin
    Konağı' hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.

    Şaşkınbakkal:
    Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş
    yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.

    Sütlüce:
    Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.

    Tahtakale:
    Sözlük anlamı 'kale altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının
    aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.

    Taksim:
    Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.

    Teşvikiye:
    Sultan Abdülmecit'in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve
    Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.

    Unkapanı:
    Bazı satış yerlerinde Arapça'da 'Kabban' adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü
    gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.

    Üsküdar:
    Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a
    dönüştü.

    Ümraniye :

    Ümran sözcüğü Arapça' dır. Topluluklarda mutluluk, saadet, refah anlamına gelir. Esas anlamı kalkınmış, gelişmiş, bayındırlaşmış, yaşayış koşullarının uygunlaştırılması için üzerinde çalışılmış olan yer.

    Bazı kaynaklarda ise; Ümran (Ar) 1- Bayındırlık, bayındır olma, bir yerin tamamiyle meskün ve yeterince işlenmiş olması, 2- Medeniyet, terakki, refah. Umran= Ümrandır.


    Veliefendi:
    Hipodrom bir zamanlar Şeyhülislam Veli Efendi'nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendi'yle anılıyor.

    9 dilde Istanbul


    Grekçe: Vizantion
    Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
    Rumca: Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis
    Slavca: Çargrad, Konstantingrad
    Vikingce: Miklagord
    Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli
    Arapça : Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma
    Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul
    Osmanlıcada: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü'l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi s£stavina -- 20 Haziran 2008; 12:25:27 >







  • Bilgi için sağol.
    Pendik falan yokmu.
  • Teşekkür ederim , bu semtler sanırım en eski semtleri o nedenle sınırlı ..
  • Ühüü ümraniye niye yok, onuda bulun ama

    Çok güzel bir bilgi teşekküler
  • : )

    Asma yüzünü hemen bakalım bulursam eklerim .
  • yok yok ben kolay kolay asmam yüzümü,
    Bak gülüyom işte

    quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    : )

    Asma yüzünü hemen bakalım bulursam eklerim .

  • Ümraniyenin ilk adının "Yalnız Selvi" olduğu söylenmektedir. 17. Yüzyıl başlarında o devrin padişahı 1. Ahmet tarafından Şeyh Aziz Mahmut Hüdai' ye vakfedilmiştir. Cumhuriyet dönemine kadar Bulgurlu' ya kadar olan bölge bu vakfın malı olarak Üsküdar' a bağlı kasaba olarak kalmıştır. Ümraniye' ye ilk ad olarak Yalnız Selvi demelerinin sebebi birkaç mezar ve birkaç selvi ağacının ve orman arasında birkaç evin bulunmasıdır.

    Ümraniye' de ilk yerleşenler Balkan Savaşları' ndan sonra, önce Batum' dan ardından da Yugoslavya ve Bulgaristan' dan göçmenler gelmiştir. Bundan dolayı bir süre de "Muhacir Köy" olarak şöhret bulmuştur

    ÜMRANİYENİN ANLAMI

    Ümran sözcüğü Arapça' dır. Topluluklarda mutluluk, saadet, refah anlamına gelir. Esas anlamı kalkınmış, gelişmiş, bayındırlaşmış, yaşayış koşullarının uygunlaştırılması için üzerinde çalışılmış olan yer.

    Bazı kaynaklarda ise; Ümran (Ar) 1- Bayındırlık, bayındır olma, bir yerin tamamiyle meskün ve yeterince işlenmiş olması, 2- Medeniyet, terakki, refah. Umran= Ümrandır.

    Ümraniye adının tercih nedei bu imiş.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    ANKARA'NIN NERESİNDENSİNİZ?
    12 yıl önce açıldı
    Ankara-istanbul Eski Yol ?
    8 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Çok çok teşekkür ederim, oturduğum yerin genel bilgilerinide aldım senin sayende.

    (bu arada oturduğum semtide belitmiş oldum herhalde.)
  • çok güzel bir paylaşım.
    ellerine sağlık
  • Kim n'apsın Pendik'i? Pendik 30 yıl önce dutluktu zaten.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Algol

    Kim n'apsın Pendik'i? Pendik 30 yıl önce dutluktu zaten.




    Pendik'in bilinen en eski adı "Pantikapion", Pantikapeum (Pantikape)'dir.Roma itinerariumlarında Pendik'e "Panticio, Pantecio ve Panticia" denmiş olduğu görülür.

    Bizans dönemindeki adı "Pantecion"(Pantiki) olup "her tarafı surlarla çevrili anlamına gelmektedir. İsanbul Boğazı kıyılarındaki burunlardan biri olan Pantecion (Fil Burnu)'ndan ayırt edebilmek amacıyla Pendik'e "Kadıköy Pendik"i denildiği de olmuştur.
    Latin Hükümeti egemenliği altında kaldığı dönemde buralara Latince "duvar" anlamına gelen"Penindakot" denildiği de ifade edilmektedir.

    Küçük bazı ayrıntıların dışında hemen hemen bütün kaynakların üstünde birleştiği nokta Pendik kelimesinin "duvar" anlamına geldiği ve İstanbul'a egemen olan devlet ya da hükümetlerin doğudan gelecek saldırıları önlemek için burada bir savunma hattı ve kale meydana getirmiş olduklarıdır.


    @Axu Teşekkür ederim .




  • güzel bi konu paylaşmışsın
  • Güngören neden yok Onun hikayesinide ben yazayım
  • Güzelmiş. Beyoğlu'na ben orda oturduğum için öyle deniliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Illustrious -- 7 Mayıs 2008; 17:07:48 >
  • yıllarca hep pendik ' in pandikten geldigini sanırdık , ilkokulda iken ortaokullar öyle ogrentmişti bize
  • quote:

    Orjinalden alıntı: TroopeR

    yıllarca hep pendik ' in pandikten geldigini sanırdık , ilkokulda iken ortaokullar öyle ogrentmişti bize



    için fesat zaten senin
  • GüzeL Eline Sağlık
  • Sultanahmet'in en eski mimari elemanını anlatıyım ben de.

    Dünyanın merkezinin bu obeliskin dikli yer oldğuna inanılırmış. MÖ 1500 lerde Mısır firavunu mezopotamya da Babil ve Asur ordularına karşı zaferler kazanır. Bunun üzerine zaferini anlattığı hiyeroglif yazıtlarla bezeli bir obelisk diktirir. Roma dönemine Msıır'ın Roma topraklarına katılması sonucu bu obelisk İstanbul'a getirtilir. Aynı zamanda şehrin yeniden dizaynının da sembolüdür.


     İstanbul 'un Semtleri


     İstanbul 'un Semtleri







    Bir de eline sağlık anne, güzel paylaşım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elektrokemenche -- 7 Mayıs 2008; 17:42:36 >




  • quote:

    anne :S





    anlamdım :S




    Teşekkür ederim arkadaşlar beğenileriniz için .
  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina


    quote:

    Orjinalden alıntı: TroopeR

    yıllarca hep pendik ' in pandikten geldigini sanırdık , ilkokulda iken ortaokullar öyle ogrentmişti bize



    için fesat zaten senin


    Yok be abla benim içim fesat değil harbi öyle diyorlardı




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.