Kaçak cep telefonu sayısı rekor kırdı! (6. sayfa)

Vergiler makul tutulursa 2 yıl garantili diye herkes Türkiyedeki mağazalardan alır. Ama fiyat farkı yüzünden garantisiz telefonları göze alıyor insanlar.

imzamı atarım ağzına sağlık, kesinlikle bu iş çığırından çıktı patlayacak yakındır.

Yazdıklarımı eksik anlayınca, ürettiğiniz yorumlar da yanlış oluyor.

5 yılda bir defa yolcu beraberinde giren telefonlardan harç alınmaz. Beraberinde de, imei çaktırıp kullananların telefonları iletişime kapatılır. Imei çaktıranların telefonunu GSM operatörleri anında tespit ediyor zaten... Çünkü imei dediğimiz numara belli bir algoritmaya dayanmaktadır.

Imei çakılan telefonlar her durumda fiilen işlemez hale geleceği için, imei çakma işleri bıçak gibi kesilir. 5 yılda bir defa yurtdışından yolcu beraberinde getirilen telefonlara da devlet harç almaz. Böylece bu sorun kökünden hallolur.

İç pazar gebermez. Çünkü, yolcu beraberinde giren telefonların oranı, % 4 bile değil...

Oysa şimdiki durum nedir ? Imei çaktırıp kullanırım diyor. Böyle olunca kayıtsız telefonların yurtiçinde de piyasası oluşuyor. Yani daha çok kaçak telefon girmesine neden oluyor. Samsung telefonlara uzak server bağlantı ile 80 ila 200 dolar arası bir bedel ile imei yüklüyorlar. Devlet o Samsung telefonda farklı bir yüklü olduğunu anında görüyor zaten... Algoritmaya uymayan telefonlar iletişime kapatılsın bakalım, bir tane imei çakılı telefon kullanılabiliyor mu ?

Yani bir şeyi iddia ederken, önünü arkasını düşünerek iddia etmek gerekir.

Döviz konusuna gelince; ithalatçının parasıymış ? Yahu ne kadar kolay akıllı bir mantık bu. İthalatçı kazandığı dövizi hangi toprak parçası üzerinden kazanıyor. Yani mukim olduğu yer neresi ? Türkiye Cumhuriyeti topraklarıdır. Peki o ithalatçı yurtdışından satın aldığı ürünleri, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına sokmasaydı, nereye satacaktı ? Cevabı basit... Satamayacaktı. Dolayısıyla ithal edemeyecekti. Dolayısıyla da ticaret yapamayacaktı. Yani ticarete gelince kipir kipir, kambiyo kurallarına gelince bee olmuyor.

Vatandaşlar da aynı şekilde... Para vatandaşın, kambiyo rejimi gereği para karşı tarafa döviz olarak ödeniyor.

O zaman devlet de sana tamam kardeşim, madem para benim diyorsun. Ben karşı tarafa döviz cinsinden ödeme yapmıyorum. Kendi bireysel olarak gidip karşı tarafa aldığın ürünün bedelini döviz cinsinden öde der. O dövizi de nereden bulduğun beni ilgilendirmez der. Peki devlet böyle bir uygulamaya gidiyor mu ? Gitmiyor. Neden ? Elektronik ticaret diye bildiğimiz bir gerçek var. Sen satın alıyorsun. Karşı tarafa çevirip ödüyor.

Hülasaya gelecek olursak; içeride faturalı satılan telefonlar üzerinde % 103,6 toplam vergi var. Dışarıdan yolcu beraberinde giren ürünlere de 1000 dolar harç alıyor. İçerideki vergiler de fahiş, harçlarda fahiş...

Peki ben ne diyorum. Bu imei takibi gibi zahmetli işlerle uğraşmak yerine, 5 yılda bir defa yurtiçine sokulan telefonlardan harç alınmamalı. Beraberinde de imei çakılanlar da iletişime kapatılmalı. İşte bıçak gibi kesildi.

İçeride faturalı satılan telefonlardan da ÖTV tamamen kaldırılmalıdır. Çünkü devlet e-turkiye kapısı açıp, bütün hizmetleri elektronik ortama taşımış. Hizmetlerin elektronik ortama taşındığı bir ülkede ÖTV olmaz. Geriye ne kaldı ? KDV + TRT payı vs... O vergileri de vatandaşlar her halükarda öder zaten...

Yani görülüp anlaşılacağı üzere, ben tarafgir olarak yazmıyorum. Ancak mesajlarım dikkatli okunmayınca, gereksiz tartışmalar çıkıyor.

Böyle bir sorunda, tek taraflı hata olmaz. Vatandaşlar olarak iğneyi de kendimize batırmamız gerekiyor. Bizler simsarlara itibar etmeseydik, kayıtsız telefon kullanımı patlamayacaktı. Yani uygulamada devlet de hatalı, vatandaşlar olarak bizler de hatalıyız.

Lütfen fikirlerimizi öne sürerken, kolay akıllı tarzda yazmayalım.

Pasaport kaydının suyu çıktığı için klon IMEI ile kullanıyorum. Aynı telefona 2 katı fiyatını resmi ithalat için ödememi beklemesin kimse.

Hiç sorma. Pubg oynanır mı oynanamaz mı? 60fps verir mi vermez mi diye telefona değer biçiliyor yazık.

Oldu olacak fiyatı 1000 doları geçen telefonların ithalatını ve yurtdışından getirilmesini yasaklayın olsun bitsin.

Hatta bir kişi 5 yıl içinde bir kere telefon alabilsin. Eğer kırılırsa bozulursa mebcur ikinci el alabilsin.

MTV gibi telefonun fiyatı ve model yılı üzerinden her yıl vergi alınsın. Telefonu 3 yaşını geçen kullanıcılar "ohh beee vergisi düştü" desin. Bir defaya mahsus o yıl iki kere MTV aman pardon telefon vergisi alınsın.

Toplum bilinçlendirmek için TVlerde kamu spotları oluşturulsun. Kimin pahalı telefonu varsa ayıplanmaya başlasın. Dizlerde, showlarda bu durum halka işlensin. Dedikoducu kötü karakterler hep pahalı telefon kullanıyor olsun mesela.

Teknolu meknolu kanallar ürün incelemeleri yaparken "eski modellerin sağlamlığını ve kullanışlılığını biliyoruz, ama yeni model bir risktir" desin.

İnternet, sosyal medya için süreli olsun. Bir kişi 10 dakikada hızlıca storyleri göz gezdirebilsin yeter. Haftada tek bir paylaşım yapabilsin. Canlı yayın falan külliyen yasak tabii.

Pubg ve benzeri oyun sunucularının pingi arttırılsın. En az 300ms ping eklensin.

Var mı başka öneri?

Serkan Bey,

Gayet önünü arkasını düşünerek söyledim. Birlikte bir düşünelim isterseniz.

Elimizde şuan ne var? Resmi satışlarda %100'ü aşan vergi ve kaçak yollarla temin edilmiş imei atılmış telefon alma imkanı. Diyorsunuz ki sonradan imei yazılan telefonları devlet tespit edip kapatabilir, hay hay bu ihtimali de cebimize koyduk.

Bu şartlar altında devlet 5 senede bir yurtdışından temin edilen telefonlara yapılan resmi kayıt işlemine harç almazsa şayet aklı başında bir insan nasıl hareket eder? Yurtiçinden %106 vergi ile telefon mu alır, kaçak telefon mu alır yoksa bu muaftan yararlanıp bir an önce bu hakkını mı kullanır?

Elbette bu muaf hakkını kullanır. Bu durumda telefon yenilemeye ihtiyacı olan da olmayan da "böyle bir fırsat bir daha gelmez" ümidiyle saldırmaz mı ? Diyelim ki kalıcı oldu bu muaf uygulaması bu durumda yine iç pazardan resmi ve kaçak cihaz almanın cazibesi kalmayacağı için hemen her tüketici bu muaf yoluyla telefon temin edecekir. Muafın 5 sene ile kısıtlı olması da bu yığılmayı bence engelleyemez çünkü yaklaşık 80 milyon küsür mobil abone var biz mükerrer hat sahipliğini 1,5x alalım kaba hesap 50-60 milyon tane cep telefonu sahibi olduğunu varsayalım (buna ilişkin net veri yayımlanmışsa onun işığında da konuşabiliriz). Her sene 10 milyon civarı telefon ithali gerçekleşse bu muaf sayesinde (neticede her vatandaşın aynı yılda başlayıp bitmeyecek ya hakkı) ortalama da (iyisinden varsayıyorum yine) 500 USD'dan olsa telefonlar kaş yapacağız derken göz çıkartmış oluruz.

Döviz konusuna gelince devlet demek ülke demek değildir. Devlet vatandaşlarının kurduğu, maaşlı memurlardan oluşan hiyerarşik bir organizasyondan ibarettir. Türkiye'de 24 Ocak 1980 tarihinden beri dış ticaret (keza ithalat) serbestleştirilmiş, vatandaşın döviz sahibi olmasının da önü açılmıştır. Elbette ben bir mağazadan ithal bir cep telefonu satın aldığım zaman kasaya döviz ödemiyor olsam da o malı ülkemize ithal eden distribütörü bu malı temin etmek için kendisine ait olan dövizi kullanıyor. 24 Ocak öncesinde olduğu gibi döviz sahipliğinin ve dış ticaretin ancak Merkez Bankası'nın temin ve tayin ettiği döviz üzerinden sağlamıyoruz bunu siz de gayet iyi biliyorsunuz. Devlet diyerek de işi duygusal bir mecraya çekmenin alemi yok. Nasıl ki siz geçen bir başka konuda "merkezi yönetim" kavramı üzerinde kavram tartışması yapmışsanız ben de aynı şekilde devlet yerine ülkemizden dışarıya döviz çıkışı oluyor demenizi tavsiye ediyorum.

Şayet bu cevapladığım mesajın son kısmında yazmış olduğunuz gibi yurt içi satışlarda ÖTV uygulaması kaldırılırsa bahsettiğiniz muaf uygulamasının mantıklı bir zemini oluşmuş olur ve talep oldukça kısıtlı kalır muaf uygulamasına.

Son olarak sizden ricam benimle iletişim kurarken küçümseyici bir üslup takınmamanız ve emir kipi kullanmamanızdır. Sizle kısa da olsa bu forum üzerinde sohbetim, irtibatım hatırına size aynı seviyede bir üslup takınmıyorum aksi halde biliniz ki ben aşağılayabileceğiniz türden birisi değilim, etim çiğdir, hazmı pek zordur.