Kader, şans meselesi değildir, seçim meselesidir. Olması değil, başarılması gerekir.
-- William Jennings Bryan
Bir çarşamba akşamı, hele de oğlumun dün gece yarısında başlayan mide virüsünden sonra gözüme pek iddialı gözükse de, ben de aynen William bey gibi düşünüyorum. Zaman zaman hepimiz yetenekleri, bilgisi, görgüsü, zekası bizden daha az olan birinin basamakları nasıl hızla çıktığına şaşarız. Doğru zaman, doğru yer diye düşünür, geçeriz. Acaba mı?
Peki siz geleceğinize hakim misiniz? Ne kadar hakimsiniz? Ne zaman hakimsiniz?
Geçenlerde ilginç bir yazı okuyordum, Locus kelimesi üzerine. Locus, psikolojide yer alan bir terim; Bireylerin kendi hayatlarının kontrol noktası anlamına geliyor. Kontrol noktasının kendisinden başkası olduğuna inananlar "external locus of control", kendi içinde olduğuna inananlar "internal locus of control" şeklinde tasvip ediliyor.
Yönlendirici kuvveti, kendi dışında bulanlar, mesela şans, devlet, amir gibi, bu etkenlerin kazazedeleri olduklarına inanıyorlar. Buralardan gelen engeller, onların kolayca vazgeçmesine sebep oluyor, verdikleri savaştan, gitmekte oldukları yoldan.
Bunun aksine, yönlendirici kuvveti kendi içinde bulanlar ise, etraflarında olanlara müdahale edebiliyor veya başlarına gelen pozitif durumlarda aktif rol alabiliyor. Bir anlamda, sonu atladığınız sayfaya göre değişen bir kitap gibi yaşamınızı yönlendiriyorsunuz.
Peki siz hangi gruba giriyorsunuz? Daha önemlisi hangi grupta yer almak istiyorsunuz?
Aslında hayatınızın bütün alanlarına çabucak baktığınızda, nerede dışsal, nerede içsel kontrole sahip olduğunuzu görebilirsiniz. Önemli olan, hakkınızdaki gerçeği kabullenmenin sizi ileri götüreceği gerçeğidir.
Bu basamağı tamamladığınızda, elinizde yaşamınızda ertelediğiniz, nasılsa başaramayacağınızı düşündüğünüz, nasılsa sahip olamayacağınızı düşündüğünüz, sahip olmayı aklınıza bile getirmediğiniz şeyler için büyük bir güç elde etmiş olacaksınız; Kendine inanmak ve güvenmek.
Siz kişisel güç ve potansiyelinizin farkına vardıkça, dışsal bağımlılıktan, içsel bağımlılığa geçiş yapacaksınız. Bir anlamda, kendi kendinizle yarışıyor olacaksınız. Sizi, sizden daha kuvvetli başka hangi rakip yenebilir?
Sonuç olarak, iş dünyasında kazazedeyi oynamaktansa, kozlarını ve gücünü bilen bir çalışan, belki daha yavaş ama emin adımlarla gitmek istediği yere gidecektir. Kimisi için kariyer, kimisi için para, kimisi için piyasasındaki ünü veya güvenilirlik veya exper olma olabilir, bu.
Doğru düşünüş; eğer olacaksa, tamamen bana bağlı olmalı.