Kader nedir diye sorguladığımızda, "öngörülemez sonuçlar silsilesi" gibi bir sonuca varırız ki genel olarak kaderin sözlük anlamı da buna yakındır. Ancak bilmediğimiz bir şey var, o da coğrafyanın bizzat kendisinin kader oluşu... İnsanlar birbirinin aynasıdır, yani benim davranışım bir başkasının davranışının aynalanmasından ibarettir diyebilirim. İçgüdüler herkeste standart bir şekilde vardır, bizi biz yapan ise karakterimiz; o da 5 yaşına kadarki anılarımızdan ibarettir ki bu sonuç da insanların bizi şekillendirmesinde başat rol oynadığı anlamına gelir. Peki insanı ne şekillendirir? İnsan insanı etkileyeceğine göre bu şekillendirme zincirinin bir başlangıcı olmalıdır bu da kültürdür. Kültürün başlangıcını ise coğrafya oluşturur, buna arketip(ilk örnek) de diyebiliriz. Arap coğrafyasında aşırı sıcak ve çöl iklimi arapların suyu bulamamasından mütevellit onların "pis" bir şekilde yaşamasına neden olmuştur diyebiliriz(halen bu durumu devam ettirmelerine kültürel maladaptasyon[adaptif olmayan] denebilir).
Türkiye'ye dönersek, araplardaki maladaptasyonun bizde farklı boyutlarda ve çeşitlerde var oluduğunu söyleyebiliriz. Mesela kitap okuma kültürü biz türklerde yoktur, ortalama kitap okuma süresi yılda 6 saat günde ise 1 dakikaya bu da 10 yılda bir kitaba tekabül eder. Okunan kitapların konusu ise; aşk, siyaset ve cinsellikten ibaret.* Zeka konusuna gelirsek, ortalama zeka hakkında farklı kaynaklar farklı sonuçları göstermekte; 87, 89, 90 gibi normal zekanın altı ve sınırında rakamlar. Bu da çocuk gelişme ve hamilelik döneminde yetersiz dengesiz beslenmeden dolayı kaynaklanır bu durumu da gene coğrafyaya atfedebiliriz.
Kitap okumayan, zekası ortalamanın sınırında ve kültüründe bir çok maladaptasyon bulunan bir ülkede yaşıyorsanız o ülkenin çizdiği sınırlar içinde uslu uslu oynayarak geleceğinize şekil verir buna da kader dersiniz. |
Bildirim