Şimdi Ara

Kapitalizmin iyi yanları, Komünizmin kötü yanları? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (2 Mobil) - 1 Masaüstü2 Mobil
5 sn
155
Cevap
2
Favori
6.002
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hatior kullanıcısına yanıt
    Öyle değilse nasıl yaz öğrenelim 10 kişinin arasında 10 tane ekmek atıyorsun herkes bir ekmek kapıp çekilecek mi? bunun yarını var yarın senin payını başkası alabilir.
  • Tamam bende onu diyorum. Senin onerilerinle insanligin ilk zamanlarina geri doneriz ancak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Periah

    Tamam bende onu diyorum. Senin onerilerinle insanligin ilk zamanlarina geri doneriz ancak.
    Çürük temel üzerine dikilmiş yüksek binalarda dolaştırma beni, temele doğru in orada göreceğin bir kaç bug var

    Kapitalizmin adil olmadığını kabul ediyormusun? yoksa en adil sistem oluğunamı inanıyorsun? dinciler gibi dayanaksız yazıyorsun zaten kapitalizmin dinlerden pek bir farkı yok kendinizi kandırıyorsunuz.
  • Asıl senin "adil" kavramın baslı basına taraflı bir inançtan baska birsey degil.

    Sen calismayanla calisanin ayni ucreti almasina adil diyorsun. Bense calismayanla calisanin ayni ucreti almamasina adil diyorum.

    Gordugun gibi ustunde anlasilabilecek bir adil kavrami yok. Burada konu neyin adil olduguna kim karar verecek oluyor dogal olarak.

    Sen birtakim dairelerde oturan bir salon dolusu kidaman'in veya 1 tane herifin bu adili belirleyebilecegine inaniyorsun. Bense serbest piyasa icerisinde elde edilen basari firsat ve yeteneklerin yani dogal bir surec sonucu ortaya cikan degerin adil degeri belirleyecegini soyluyorum. Cunku bir takim kodomanlar veya sınırlı insan beyninin neyin adil olup beyin adil olmadigini belirlemesi olanaksiz.

    İnsanlar iyilik yapiyorum sanrisi ile ekonomi ve toplumu cokuse goturdukleri pekcok ornegin nedeni de o kucuk akillariyla milyonlarca degiskenin ortaya koydugu degerleri belirleyebilecekleri sanrisi.

    Sosyalistlerin herkes okumali, bedava okuyun, egitimde esitlik gibi zırvaları sonucu devlet daga tasa okul acmak mrcburiyetinde birakildi. Peki elimize ne gecti ? Ekonomi 1000 ogretmen istersen 50k ogretmen mezun verilmesi, okullarda ve unilerde egitim kalitesinin dibe cokmesi, kalifiye ara eleman bulunamamasi , genclerin beklentileri ile ekonominin sunduklari scisindan ucurum olusmasi, verimlilik dususu ve binbir turlu rezalet. Ustelik insanlar girisimcilikten ve ise atilmaktan alıkonularak en iyi yillarini ailelerine asalak olup dort fuvar arasinda curuyerek gecirdiler.

    Neden boyle oldu ? Halbuki okul acmak iyi degil mi ? Bedava egitim harika degil mi ? İste bunlar insanlarin sınırlı zihinlwrindeki gercekle ortusmeyen idealler. Halbuki egitimi tepeden inme dayatmak yerine tersine ekonominin ihtiyaclarina gore rvrimlesmeye bıraksa din. Her piyasa kolu kendi ihtiyaclari dogrultusunda egitim sistemini sekillendirecek ve egitilmis kisi ile piyasa talebi arasinda denge olusacaktir. Fakat biz bunu gormeyi reddederek olumus binlerce issiz yigdik ekonomiye. Unilerde yolsuzluk ,adam kayirma, ogrencilerin ahlaki ve kisilik olarak curumesi , rekabet ve girisimciligin olumu.

    İste sen bu noktada dogal dengeyi bozmayi savundugun icin goreceklerin gelisme degil fakirlesme ve gelisimin durmasi olacaktir.

    Not : Su anki egitim sistemi Turkiye ekonomisine katki saglayan degil tersine buyumesini engelleyen bir konumda.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 24 Eylül 2020; 16:37:37 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Periah kullanıcısına yanıt
    Dinler diyorki bunu yapmazsan cehenneme atarım kapitalizm diyorki benim sana dayattığım işi yapmazsan aç kalırsın ilerleyemezsin, dinler kul olmayı öğütler kapitalizm köle olmayı, ayrıca kapitalizm dinleri de destekler çünkü yaptığı sömürüyü dinlerle yatıştırır şükret sabret onun sınavı ayrı seninki ayrı vs.

    Kapitalizmi adil görüyorsan hırsıza gaspçıya ceza vermeyeceksin çünkü bunun sorumlusu kendisidir anlatmak istediğim bu eğer bunlar oluyorsa bir şeyler yanlıştır sebebi rekabettir önce suç işletiyorsun sonra hapse atıyorsun.

    Sana kalırsa insanlık hiçbir zaman adil olamaz insan suç işleyecek ve cezasını çekecek bana kalırsa suç oranları sıfıra inebilir akıl sağlığı bozuk olanları saymazsak insanın insana karşı reakabet etmediği yerde suç işlemek için sebep yok suç oranları sıfıra inerse dinlere ihtiyaç kalmazkim bilir belkide dinler kapitalizmin ürünüdür



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 24 Eylül 2020; 17:22:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4D62BFE91

    Canlı örnek veriyorum 100 yıl sonra lazlar Türkçe'yi daha düzgün konuşacak.
    100 yıl sonra Sen lazca konuşmaya başlamada .
    Bu işin 500 ylı var bin yılı var. Hayallerle yaşıyorsun.
  • Hatior kullanıcısına yanıt
    Dil konusunda diyorsan 30-40 yıllık işi var diğer konularda çok daha kısa.
  • Suç oranları evet 0'a yaklaşabilir fakat bu suç olmadığı için değil suçu yasallaştırdığın için olur.

    Evet insanlar hapse atılmayabilir fakat bunun nedeni tüm hayatı bir hapishaneye çevirdiğin için olur.

    Kapitalizm iş dayatıyor demişsin fakat bu senin tercihin kapitalizmde hangi işi yapacağın senin fedakarlığın, çalışkanlığın, kapasiten ve risk algınla ilgilidir. Hani işi yapacağının bir dayatması yoktur sadece ekonominin ihtiyaçlarına göre oluşan cazip ve cazip olmayan meslekler vardır ve bu sürekli değişkenlik gösterir. Ayrıca uzmanlık seviyeni arttırdıkça bu sistemin içerisinde değerin artacaktır ama uzmanlığını arttırmayıp mevcut yerinle yetinmekte elindedir.

    İnsanlığın adil olduğu ve ormanlarda tek boynuzlu atların gezdiği çocuk masallarına inanacak yaşı çoktan geçtim. Öte yandan din olgusu ve kapitalizmi birbirine bağlayıp zaten iyice yazının kalitesini düşürmüşsün. Din olgusu gelişim ve refah arttıkça zaten kendiliğinden zayıflayıp yokolma yoluna girecektir büyük olasılıkla. Bunu vaktinden önce bastırmak veya başka şeyler yapmak sadece ters teper.




  • Periah kullanıcısına yanıt
    Din ve kapitalizm birbirini tamamlıyor napalım yani şüheci olmayalım mı? hepi topu iki tane argümanın var 1. ekmek elden su gölden insanlar çalışmaz, 2. rekabet olmadığı için gelişme olmaz.

    1: insanlar şuan günde 8 saat çalışıyor bu sistemde 2 saat çalışacak.
    2: rekabet insana karşı olmayacak bilime karşı olacak 2 saat çalışma süresi 8 saat uyku desek geriye 14 saat kalacak hergün 14 saat seks mi yapacaz sistem oturduğunda gelişme hızı x10 olacak.

    Rekabet ettiğin kişiden daha fazla kazanmak için ya daha fazla çalışacaksın ya da rakibine tuzak kuracaksın.


    quote:

    Din olgusu gelişim ve refah arttıkça zaten kendiliğinden zayıflayıp yokolma yoluna girecektir büyük olasılıkla.

    Sadece din değil kapitalizm de zayıflayacak ama o kadar gelişime izin verecekler mi? önce izin almanız gerek ama vermezler boşuna uğraşma çünkü bu onları da sıradan vatandaş seviyesine düşürür.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 24 Eylül 2020; 23:57:41 >




  • Öncelikle neden toplum var? Birey tek başına yaşamak yerine neden toplumda yaşamayı tercih ediyor? Kendi çıkarı için.
    O halde herkes kendi çıkarını düşüneceğinden, toplum kontratı da herkes için kabul edilebilir olmalı. Yoksa, zorunda olmadığı halde neden kendini sömüren bir toplumda kalsın ki birey?

    O halde, değerleri ortak olan, çıkarları örtüşen bireyler doğal olarak toplum oluşturabilir; aksi halde dış bir kuvvet bunları bir arada tutmak durumundadır. Bu dış kuvvetin yani çoğu durumda rejimin, ne kadar otoriter veya ne kadar liberal olduğu, toplumun harmoni seviyesinin kaçınılmaz bir sonucudur diyebiliriz. O zaman, bu ortak değerler arasında en önde gelenlerden biri olan "adalet" konusunda da, toplumun uzlaşı oranı ile o toplumun ne kadar özgür olduğu arasında da güçlü bir korelasyon olacağı aşikardır. Dünyadaki liberal toplumlara baktığımızda da, ağırlıklı olarak bu senin beğenmediğin adalet anlayışının olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla normal olan sistem de budur.

    Ayrıca senin istediğin gibi küresel ve rekabetsiz bir sisteme göre;

    Intel ve AMD'den birini lağvetmek durumundayız (ARM yi falan karıştırmıyorum), hangisiyle devam edileceğine kim karar verecek?

    Hangi oyunların üretilmesi gerektiğine; bunlara ne kadar bütçe ayrılması gerektiğine nasıl karar verilecek?

    Donanım ve oyun sektörünün oluşturduğu birden fazla ekosistem var. Bunların hangisinin devam edeceği nasıl belirlenecek?

    Intel, rekabet kuralları gereğince bölünüp, AMD diye bir firma ortaya çıkarmasaydı, şu an bilgisayar donanımı bu seviyeye gelebilecek miydi?

    İnternet yaygınlaşmaya başladığında, onlarca firma rekabet etmeseydi(çoğu battı), Google gibi bir firma çıkabilir miydi? Bugün Google'ın çıkardığı teknolojiler olur muydu? Yazılımda da aynı şekilde.



    Eğer ki tek bir merkez bunlara karar verseydi 30-40 yıl önce, bu seviyeyi tutturabilir miydi? Tanrısal seviyede bir vizyona sahipseler, evet olabilirdi. Zaten özel sektör ile devlet arasındaki inovasyon farkı ortada.

    Evrimde rekabet olmadığını düşün; daha bir milyar öncesinden öngörerek, bugünkü ekosistemi tasarlayabilir miydin? Senin istediğin sistemin gelebilmesi için, herkes için en iyisini bilebilecek tanrısal bilgelikte(omniscient) bir figür şart. Kimse en iyisini bilmiyorsa, herkesin olabildiğince kendi doğrularını seçebilmesi daha iyi değil midir? Tabii ki riskini de üstlenmek şartı ile...




  • strategen kullanıcısına yanıt
    Toplumları ayıran nedir? hangi çıkarlar?

    Intel AMD birleştiğinde ikisinden birinin teknolojisi çöpe gitmeyecek hangi dalda hangisi iyiyse o kullanılacak. Yazılım sektöründe bile yüzlerce dal var birleşme derken hepsinin tek merkezden yönetilmesinden bahsetmiyorum aynı sınıfta ayrı kurumların olmasından bahsediyorum çünkü bu, israfa neden oluyor dünyanın kaynakları gereksiz yere tüketiliyor çalışma süresini 2 saate düşürecek olan bu israfları ortadan kaldırmak.

    quote:

    Hangi oyunların üretilmesi gerektiğine; bunlara ne kadar bütçe ayrılması gerektiğine nasıl karar verilecek?

    Hayatımızda her şeyin öncelik sırası var bunları belirleyen bu olacak.

    Ben sana sorayım, zamanımızı nelere harcıyoruz bildiğin sektörleri bir düşün o kadar çok israf varki bazı sektörlerin hiç olmaması gerekiyor (reklamcılık, pazarlama vs. say say bitmez) farzetki çalışma süremiz haftada bir güne düştü sonrası ne olur? gelişme hızımız artar mı düşer mi?

    Dostum ben kafamda kuruyorum teoride gayette mümkün gözüküyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 25 Eylül 2020; 1:22:8 >




  • quote:

    Toplumları ayıran nedir? hangi çıkarlar?


    Ortak çıkarları, değerleri veya onları bir arada tutacak güç yoksa dağılırlar.

    Uzun uzun yazacaktım ama gerek yok, özetleyeyim; tüm iddialarının temelindeki varsayım dogmatik: "Bir konuda herkes için en iyi olan bir doğru vardır ve bu doğru her zaman bilinebilir."

    Bu yanlış olduğu için sistemin çalışmaz.

    quote:

    Hayatımızda her şeyin öncelik sırası var bunları belirleyen bu olacak.


    Bu öncelik sırası herkes için aynı değil işte. Bazıları ekran kartına daha fazla bütçe ayrılmasını isteyecek; bunların içinden de bazıları RTX teknolojisine yürüyelim diyecek; bazıları da daha yeni vram için kolları sıvayalım diyecek; bazıları da hiç ekran kartına gerek yok diyecek. Farklı farklı çıkarları olan bu insanları nasıl bir arada tutacaksın? Ekran kartı burada sadece bir örnek, bunun gibi binlercesi olabilir.

    Sana, sistemin teoride çalışır gibi gözükmesinin tek nedeni var, o da kendi doğrularının mutlak doğrular olduğunu düşünüyor olman. Bu diktatörlerin düştüğü bir yanılgıdır. Bir ara forumda biri konu açmıştı sinemada film seyredilmez, sinemalar yasaklansın gerek yok diye. Sinemada film seyretmenin yanlış olduğunu düşünmesi normal ama kendi düşüncesi bu olduğu için, herkes için de en iyisinin bu olduğunu düşünmesi hayret vericiydi.

    Toplumun dinamikleri, özellikle de ekonomi, aynı hava olaylarında olduğu gibi kaotik bir sistemdir, önceden kestirilemez. Bunun tek ilacı deneme yanılmadır, o da rekabet ile gelir; tıpkı canlıların evriminde olduğu gibi.




  • Katılıyorum, kapitalist sistem doğası gereği maddecidir, var olan imkanların ölçüsünde sındır.
    Öte yandan bana göre kapitalistlerin uyguladığı vergi sistemi de komünist bir yaklaşımdır. Yani işine geldiğinde gayet komin olabiliyorlar, ne münasip bı tarafim dürtülsün ne ayranım dökülsün der kapitalist😀

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • strategen kullanıcısına yanıt
    Dostum arz talep dengesi bu sistemde de var, zaten insan odaklı bir sistem insanların ihtiyaçlarını görmezden gelmek gibi bir durum yok yeterli talep varsa üretim yapılır dogmatik demişsin ama bence yazdıklarını bir daha oku özet olarak yok abi ben bu sistemden memnunun deseydin çeşke

    Canlıların evriminde bir yere kadar zeka yoktu/düşüktü, artık bu sistemi kuracak zekaya sahibiz. Başarısız denemeler için uçağın icadı nasıl oldu ilk denemede uçtular mı? bir sürü başarısız deneme oldu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 26 Eylül 2020; 2:18:42 >
  • pruvap kullanıcısına yanıt
    Aynen öyle başları sıkıştığında komünist oluverirler salgının ilk zamanlarında maske stoğu yapanlar olmuştu serbest piyasada bu gayet normal bir davranış ama yasaklandı. O halde para stoklamak neden yasaklanmıyor? "maske ve para = emek" ikisi arasında hiçbir fark yok para stoğu piyasanın daralmasına başkalarının daha az kazanmasına daha kötü beslenmesine hastalanmasına daha kötü sağlık hizmeti almasına ve nihayetinde sürünmesine ölmesine sebep oluyor sırf dolaylı olduğu için tüm bunları normal karşılayıp adil sistem diyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4D62BFE91 -- 26 Eylül 2020; 2:16:22 >
  • Alınan vergiler sosyal ya da piyasaya müdaheleci bir devlet anlayışıyla kullanılırsa siyasi rejimin sosyalist - komünist bir anlayışa meyletmeye başladığı söylenebilir yoksa bir liberal -kapitalist de devletin varolması gerektiğini ve devletin fonksiyonel kalmasını sağlayan finansmanın topladığı vergilerden geldiğini kabul eder. Devletin maddi değil ama hukuki ve politik anlamda eşit düzlem yaratması, yurttaşlarına iç ve dış boyutta güvenlikle beraber hukuki ve politik bir mücadele zemini sağlaması liberal - kapitalist düşüncede bir zorunluluktur. Tekrar edersek, devlet olgusu saf liberal - kapitalist düşüncede varlığı kesinlikle zorunlu olan bir potansiyel kötüdür ve işlevselliği de minimal düzeyde tutulması öngörülen vergilerden gelir. Kapitalizmi anarşizm denilen ideolojiyle ve tamamen serbest piyasa yanlısı saf liberalizmi de sosyal liberalizmle karıştırmayalım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-4D62BFE91

    Dil konusunda diyorsan 30-40 yıllık işi var diğer konularda çok daha kısa.
    Yaşın ufak 30-40 yıl mı yoksa 30-40 nesil mi? . Büyüyünce anlarsın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Hatior -- 28 Eylül 2020; 10:59:4 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Hatior

    Yaşın ufak 30-40 yıl mı yoksa 30-40 nesil mi? . Büyüyünce anlarsın

    Alıntıları Göster
    2 ay ingilizce çalış 2 yıl amerikada yaşa su gibi ingilizce konuşursun, o kadar büyütülecek bir şey değil. 30-40 yıl kimseyi zorlamadan yeterli bir süre.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.