Şimdi Ara

''' KAYBEDENLER KLÜBÜ ''' (17. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
974
Cevap
2
Favori
46.430
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sepulturgay


    quote:

    Orjinalden alıntı: Sauron_16

    fiziğimiz düzgün yerinde duygusalız ama kızlar neden sevmiyo beni dier konulardada böyle yeter artık

    dotum kız meselelerini cok fazla karıştırmasak hani
    daha guzel olur
    saygılar...

    hayır sadece ornek olsun die soledim yanlış anlaşılmasın




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Sauron_16


    quote:

    Orjinalden alıntı: sepulturgay


    quote:

    Orjinalden alıntı: Sauron_16

    fiziğimiz düzgün yerinde duygusalız ama kızlar neden sevmiyo beni dier konulardada böyle yeter artık

    dotum kız meselelerini cok fazla karıştırmasak hani
    daha guzel olur
    saygılar...

    hayır sadece ornek olsun die soledim yanlış anlaşılmasın

    eyvallah... anlayışın iiçin saol

    benim kastettiğim şey; insanın duygusal zaafları yuzunden diğer insanlar karşısında aciz duruma düşmesini boylesi acık bir dille dile getirmesine karşı olmamdır ...
    insanız hepimiz boyle şeyler yaşıyoruz fakat içimiz kan ağlasada başımız dik gezmesini de biliriz... yada öğrenmeliyiz...


    saygılar...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: fogoh


    quote:

    Orjinalden alıntı: berber92


    quote:

    Orjinalden alıntı: R.Sambora

    13 yıl annesiz yaşadım ben 9 yasındaki ablam ve 4 yasındaki kardeşimle 8 yasında annesiz kalmıstım

    sadece babam vardı basımızda
    annem bizi terketti gitti
    yıllar boyu böyle yaşadık
    kendi kendimize baktık
    anne nedir şimdi pek hissedemiyorum, anlamlandıramıyorum

    aç kaldık acıkta kaldık ,ama hep tutunduk
    nereye kadar böyle gidicek bilmiyorum

    arkadaslarım her gün anneleri eve çağırıp yemek hazırladıklarında
    ben soğuk evimizdeki karanlık odalarda yalnızlıkla beraber geceyi minik avuçlarımla kucaklıyordum

    13 yıl sorna annemi tesadüfen gördüm
    yolda arkadaslarla yürürken
    bir kadın gördüm
    uzun siyah saçlı
    elinde kağıtlar dosyalar
    bir yer arar gibi bir hali vardı

    annemi öyle çok zaman geçmiştiki unutmustum artık hafızamda hiç anı yoktu
    gördüğümde annem demedim ilk zaten ,
    birden bire birşey oldu bana ve dondum kaldım
    orada durdum
    gözümü bile kırpamıyordum ama gözlerimden yaşlar dökülüyordu
    arkadaslarım hayretler içinde bir bana bakıyorlardı birde yolun karşısındaki kadına yani anneme
    etraftan geçen insanlar yüzüme baktıklarında şok olduklarını görebiliyordum

    ben hiç kırıpdayamadım ,bütün vücudum taş kesildi,nefes bile zor alıyordum
    gözümün önünden yıllar geçti

    anne die bağırmaya calıstım, olmadı
    denedim calıstım anne die bağırmaya calısıyordum
    ama hiç sesim çıkmıyordu
    içimden anne die bağırırken sesimi duyuramıyordum
    gözlerim yaşlarla doluyken gözümden kaybedicem die korktum zor görüyordum gözlerimi sildim
    arkadaslarım kollarımdn tutuyordu
    anne die bağırmaya calıstım tekrar
    kendimi toparladım derin bi nefes aldım
    ve sonunda yaptım
    anne diye bağırdım
    öyle bir bağırdımki
    sadece bir kere anne die bağırdım ve gücüm kalmadı
    bana baktı,elindeki dosyaları düşürdü titremeye basladı
    dizlerimin üzerine çöktüm oracıkta kaldım
    o kadar çok bağırmıştımki anne diye
    etraftaki bütün insanlar bana bakıyordu acıyan gözlerle
    bazıları ağlıyordu
    ....

    şimdi annemle yasıyorum ,biraz mutluyum ama hep bir şeyler eksik
    oda 13 sene boyunca olmayısı hiçbirşeyi yaşayamamam

    anlatmaya kalksam hayatım boyu yaşadıklarımı burda hiçkimse birşey anlatacak durumda kalmaz oturup beni dinlersiniz.
    ama başınızı çok ağrıtmıycam..


    ekle benide...



    bende 2005 de annemiş kaybettm martta






    abi ağlattın beni ya gercekten

    eee ölmlü dnya ne diyelim




  • mutsuzum
  • özledim Seni
    Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
    Beynimi uyuşturuyor özlemin...
    Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
    içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
    Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
    sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
    Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup
    seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı,
    yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
    Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak,
    bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
    Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
    Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler,
    geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
    yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
    "Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak,
    doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
    Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi,
    "O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
    Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
    Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
    Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek
    ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
    "Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
    mutluluğa" demek sana ne zor...
    Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,
    sesin, kokun hala beynimdeyken...
    Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
    bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
    Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
    Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
    arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,
    yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
    onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına,
    arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
    Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
    uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
    Yokluğunu beklemek, ne zor...
    Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
    üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
    terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
    sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
    ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
    Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
    dönüşmesinden hicran duyuyorum.
    Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,
    terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
    yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,
    yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
    ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
    "Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."



    Can Dündar


    blkide özlemmden bu mutsuzluğumm




  • vay beee : ((

    nil cok tesekkur ederim bu şiir için
    gercekten cok anlamlı ve okuyan herkesi alıp biryerlere goturebilecek nitelikte bir şiir... beni olduğu gibi...
    şuan bende benzer sorunlar yaşıyorum...
    inşallah sonumuz hayır olur...
    : ))))
  • şunu söyliyeyim.
    olayları fazla kafaya takıyorum,mutsuz oluyorum... Ama dün farkettim ki takmak boşa......artık takmıcam olan olacak
    beni de ekle
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Axi Boy94

    şunu söyliyeyim.
    olayları fazla kafaya takıyorum,mutsuz oluyorum... Ama dün farkettim ki takmak boşa......artık takmıcam olan olacak
    beni de ekle


    ekledim hoşgeldin...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sepulturgay

    vay beee : ((

    nil cok tesekkur ederim bu şiir için
    gercekten cok anlamlı ve okuyan herkesi alıp biryerlere goturebilecek nitelikte bir şiir... beni olduğu gibi...
    şuan bende benzer sorunlar yaşıyorum...
    inşallah sonumuz hayır olur...
    : ))))



    fazla katılamasamda burayaa arada bi uğruyorum yzılanları nerdeyse hergün takip ediyorummmmm bşi değill buldukça okudukça eklerimm:D

    okuduğumzda biyerlere dalıp gitmenn faydası warmı yok gene özleyip üzülüyoruzzz




  • quote:

    Orjinalden alıntı: samurcom

    yas biside ... mutluluğu 94 model 6 silindirli bmw 3.20i ile 240 km hızda yakalamaya çalışıyos ... olmuyor ...



    brother ... BİZİ DE YAZ demiştik ama kazımadın ...

    bmw nin motorunu yaktıracan bana yani öyle mi?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: samurcom


    quote:

    Orjinalden alıntı: samurcom

    yas biside ... mutluluğu 94 model 6 silindirli bmw 3.20i ile 240 km hızda yakalamaya çalışıyos ... olmuyor ...



    brother ... BİZİ DE YAZ demiştik ama kazımadın ...

    bmw nin motorunu yaktıracan bana yani öyle mi?

    aman brother affet gormedik ekle yazını...

    wellcome to our neighbourhood




  • Deger sanmıştım ama sana DEGMEZMİŞ ! ! !
    Hiç adil olmasada,
    hayatı affetmeyi öğrendim.
    aslında kendimi affetmeyi öğrendim...
    çünkü ben hayatın ta kendisiyim.

    önemli olanın , olduğum yer değil
    kiminle olduğum olması gerektiğini öğrendim...

    çaba sarfetmeden
    birini " çok " sevmeyi öğrendim...

    insanın sadece bir anlık çekici&gizemli olabileceğini
    ondan sonra alışıldığını öğrendim...
    ve kolayca vazgeçilebildiğini...

    kırıldığımda
    her ne kadar karşımdakini kırmaya değsede olan şey
    "önemli değil" demeyi öğrendim...

    gözlerim , gözlerine sadece bir defa değsin diye
    saatlerce birini beklemeyi öğrendim sıkılmadan...

    nekadar acı çeksem de
    herkesin nefes almaya devam ettiğini ,
    nekadar ağlasam da
    göz yaşlarımın hiç bi zaman yağmur yağdırmadığını öğrendim...

    iki kişinin tartışmasının
    birbirlerini sevmediği anl***** gelmediğini,
    iki kişinin tartışmamasının da
    birbirlerini sevdiği anl***** gelmediğini öğrendim...

    ilk önce beni sevdiğini söyleyen kişi "o" olduğu halde
    ve o'nu sevmemi bekleyen kişi "o" olduğu halde
    nasıl oluyorsa ilk önce o'nun gittiğini
    ve nasıl oluyorsa kendince haklı olduğunu öğrendim...
    haksızlığı öğrendim yani...

    birini nekadar düşünürsem düşüneyim,
    ne kadar sevrsem seviyim,
    ve ne kadar hayran olursam olayım ,
    yine de arkasına dönüp bakmadan
    gidebilleceğini öğrendim...

    duyup da konuşamamanın
    görüp de dokunamamanın
    acı verdiğini öğrendim...

    önce "sen ve ben"
    sonra "biz"
    sonra yine "sen ve ben" demeyi öğrendim...

    yaptığım fedakarlıkların karşılığını
    iftiraya uğrayarak almayı öğrendim...

    kandırmasam da
    kandırılmayı ,

    aldatmasam da
    aldatılmayı,

    unutmasam da
    unutulmayı,

    sevsem de
    sevilmemeyi öğrendim...

    ama en kötüsü de ; bunları sadece bir kişiden öğrenmekti...
    DEĞER SANMIŞTIM
    DEĞMEZMİŞ...

    (Ç)alıntı






  • YÜREK KIRINTILARI

    Yaşadığımızı sandığımız, aslında sürekli yıkıntılarını toplamakla uğraştığımız bir sevgiyi sürdürmeye çalışmışız. Hiç yanılmam sanmıştım,sonu ne olursa olsun...Ama yıkıntılar arasında sevgiyi yaşayamamaktan yoruluyormuş insan,ve her geçen gün kendimizi de yıkıntılar arasında kaybediyormuşuz belki de hiç farkında olmadan...
    Herkes sevginin fedakarlık istediğini söylese de fedakarlık için sevgiyi yaşamak gerekiyormuş, yaşanılmayan için fedakarlık yapılmaz...

    Üzülmekten yoruldum.seni üzmekten de,beklemekten yoruldum,neyi beklediğimi bilmeden özlemekten de yoruldum,en çok da düşünmekten!!!!!Susmaktan yoruldum,sürekli susup içimde avazım çıktığı kadar haykırmaktan.Hep kendimle baş başa kalıp,hep kendime sığınmaktan YORULDUM..........

    Ama öğrendim artık aşk yaşanıldığı sürece vardır. Sen yoksun,ben yokum.. o zaman aşkın olmasını da beklemiyorum artık.O da olmasın artık,eğer sürekli kendimi hesapsızca sorgulayacaksam eğer kendi iç savaşımda sürekli kendime yenik düşeceksem eğer yaşamadığım bir aşk için sürekli üzüleceksem ve hep üzeceksem seni,OLMASIN...zaten hiç yokmuş,var olduğunu sayarak kandırmışız kendimizi,ya da ben hep kandırmışım kendimi...

    Artık seni sana bıraktım ben zaten hep kendimleydim ve hep kendimi paylaştım.Artık al kendini benden ve yaşamak istediğin gibi yaşa aşkı,hayatı,kendini.yaşamak istediğin ne varsa kendince yaşa çünkü ben yoruldum artık ben yokum...

    Yıkık bir sevginin yıkıntılarını toplamakla uğraşma..hiçbir zaman yıkılmayacak bir sevgi için savaşını ver...ben bu savaşta yenik düştüm.Ama..

    Ne kadar yenik düşsem de, ne kadar üzülsem de güzel yanları da vardı seni yaşamanın,tabi yaşadığım kadarının.....

    Seninle yaşanılan ilkler güzeldi,bazen acıtsa da seni özlemek güzeldi,bazen ağlatsa da kavgalarımız güzeldi,hep ihtiyaç duyduğumuzda birbirimizin yanında olamasak da beklemek güzeldi,gerçekleşmeyeceğini bile bile kendi dünyamızda sıra dışı hayaller kurmak güzeldi,en güzeli de uzun bir zamanı kısa kısa yaşamaktı.VE seni tanımak da güzeldi.....

    HOŞÇAKAL... BİRTANESİ...





  • İçimde boğulan bir şey var. Takıldıkça aklıma dibe çekiyor beni. Ne olduğunu bilmezsen savaşabilirmisin düşmanınla?
    Kendi içinin bataklığına gömülmüş, sessizce bekleyen, saklı düşmanla.
    Beni boğuyor kurtulamıyorum.
    Leonard diyor ki: ''İçimdeki bütün o dünlerle nasıl yeni bir şeye
    başlayabilirim?'' Nasıl başlayabilirim, nasıl başlayabilirim içimdeki bütün dünlerle?
    Neden kurtulmak ve neye başlamak istiyorsun?
    Yeni başlangıçlara engel olacak kadar hangi karanlıkları biriktirdin içinde. Neyin isi bulaştı güneşe çevirdiğin bakışına. Hangi önyargılar doldurdu içini tıka basa. Yorulacak kadar yaşlanmadın daha. Bıkacak, herşeyden el etek çekecek kadar yaşlanmadın. Hele vazgeçecek kadar hiç yaşlı değilsin. İçinde hangi dünler var ki kör ediyor bakışını geleceğe... Yeni birini tanıdığında gözünde aynı şüpheli bakışlar, bir olay geçmişteki başka bir olaya benzediğinde içinde aynı tedirgin edici duygu... Ya o karamsar akşamların? Onlardan nasıl kurtulacaksın. Onlarda mı içimdeki dünlerin eseri?
    Hep umut dolu olamıyor insan. Bazen de kapıp koyuveriyor kendini karanlık ruhuna. Umut lazım, ışık lazım ve yeni bakışlar lazım. Efkar iyidir bazen ama fazlası yorar seni, tüketir. At içindeki o dünleri bir yana. O dünler yaşanıp bittiyse ve sen öğrendinse ondan öğreneceğini bırak gitsinler. Neden tutuyorsun onları içinde. Anı olsun diye mi, ders almak için mi, yoksa geçmişinin sayfaları arasında eşelenmek bugün yeni bir şeylere başlamaktan kolay geldiği için mi?
    Ben kendime yeni bir bakış edinmek istiyorum. Şöyle paketi hiç açılmamış ve son kullanma tarihinin dolmasına yıllar olan bir bakış. Kendini sürekli güncelleyen bir bakış. İçine karanlığı sızdırmayacak, sızan karanlığı da parlaklığıyla yok edecek bir bakış.
    Gelen sonbahar bana eski kırıntı döküntü bakışlarımı sarı yapraklar gibi atma fırsatı versin istiyorum. Sonbaharı kendime bir başlangıç noktası yapıp, yeniden yola çıkmak istiyorum.. Bavulum olmadan hani içine bir zamanlar ancak acılarımı doldurabildiğim ancak Tıpkı dünyaya yeni gelmiş gibi. Kendini bulmak için kendinden arınmış biri olmak istiyorum...
    Şimdi yola çıkmak istiyorum. Ertelemeden.




  • nickim yeterli mi: LONELY

    yaşımı sorma hiç yaşamadım ki...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: LONELY UNDERGRAD

    nickim yeterli mi: LONELY

    yaşımı sorma hiç yaşamadım ki...

    ekledim dostum hoşgeldin
  • hoşbulduk dostum saolasın
  • ABD DE ÇOK ZENGİN BİR ADAMIN OGLU VARMIŞ. ÇOCUK ÇOK ZEKİ VE ÇOK ÇALIŞKANMIŞ. OKUDUGU ÖZEL KOLLEJİ BİRİNCİLİKLE BİTİRİNCE BABASI OGLUNA SORMUŞ: OGLUM DİLE BENDEN NE DİLERSEN
    ÇOCUK: BABA BANA BİR HELİKOPTER AL DEMİŞ
    BABA: OGLUM HELİKOPTERİ NE YAPACAKSIN. SANA GEÇEN GÜNLERDE BİR FERRARİ ALDIM İSTERSEN ONU DEGİŞTİRELİM ?
    ÇOCUK: HAYIR BABA BEN HELİKOPTER İSTİYORUM DEMİŞ
    BABASIDA İÇİNDEN : AH DELİ ÇOCUK BİTANECİK EVLADIM BİLİYOR KENDİNİ KIRAMAYACAGIMI. CANI SAGOLSUN Bİ HELİKOPTERDE FEDA OLSUN OGLUMA ZATEN BİKAÇ KURUŞ BİŞEY DEMİŞ
    ARADAN BİR HAFTA GEÇER VE SON MODEL Bİ KIRMIZI HELİKOPTER ALINIR.
    HELİKOPTERİ KULLANMAYI ÖGRENMESİ İÇİN BİRDE ÖZEL PİLOT TUTUTLUR. VE ÇOCUK HELİKOPTER KULLANMAYI 2 GÜNDE ÖGRENİR. BİR HAFTADA İSE USTALAŞIR.
    BABASINA DER Kİ: BABA BEN BU HELİKOPTER KULLANMAYI ÖGRENDİM SENLE BİR ANTLAŞMA YAPALIM. BEN HELİKOPTERDE TEKBAŞIMA UÇAYIM SENDE BANA AŞAGIDAN BAK DER. BU ARADA SENLE TELSİZDE KONUŞALIM DER.
    BABA: TAMAM OGLUM SEN YETERKİ İSTE DER.
    SABAH OLUR BAHÇEYE ÇIKARLAR. ÇOCUK HELİKOPTERE BİNER VE MOTORU ÇALIŞTIRIR. İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE YÜKSELMEYE BAŞLAR.
    ÇOCUK BABASINA TELSİZDE ŞU SÖZLERİ DER: BABA BEN EN İYİ BAKICILARIN ELLERİNDE BÜYÜDÜM EN İYİ OKULLARA VE KOLLEJLERE GİTTİM. GEZMEDİĞİM ÜLKE KALMADI. YEMEDİĞİM YEMEK ÇEŞİDİ KALMADI. HER TÜR IRKTAN BAYANLA BERABER OLDUM. BİR GÜNDE MİLYON DOLARLAR HARCADIM. SONMODEL OTOMOBİLLERİM VE MOTOSİKLETLERİM OLDU. ÇEVREMDEKİ HERKES BENİM YAŞANTIMA HAYRANDI DER. VE BU ARADA SÜREKLİ AGLAMAKTADIR. VE DEVAMEDER. BİLİYORMUSUN BABA BENİM İÇİMDE ÖYLE BİR BOŞLUK VARDI Kİ NE YAPTI İSEM O BOŞLUĞU BİR TÜRLÜ DOLDURMADIM.
    BU ARADA OGLUNUN AGLAMASINA DAYANAMAYAN BABA İŞİN GİDİŞATINI DA YAVAŞ YAVAŞ ANLAMIŞTIR. VE YALVARIRCASINA VE OGLUNA BAGIRIR: OGLUM YALVARIRIM AŞAGI İN.
    BU ARADA HELİKOPTER HAVADA SİNEK KADAR GÖZÜKMETKTEDİR
    ÇOCUK: BABA SÖZÜMÜ KESME DER VE DEVAMEDER. ŞİMDİ HELİKOPTERİN MOTORUNU KAPATACAGIM VE YERE ÇAKILACAGIM . BELKİ ÇİMDEKİ BOŞLUĞU ÖYLECE DOLDURABİLİRİM DER VEDE ÇOCUK SÖYLEDİGİNİ DE YAPAR.....
    SÖZÜN ÖZÜ ŞUDUR Kİ BEDENİN YEME İÇME VE CİNSELLİK İHTİYAÇLARI OLDUGU KAR RUHUN DA İHTİYAÇLARI VARDIR. BU YOL DA YANLIZCA ALLAH AŞKI İLE DOLDURULABİLİR.
    ŞU AN BATININ EN ZENGİN ÜLKELERİNDEN BİRİ DE İSVİÇREDİR. NE HAZİNDİİR Kİ İNTİHARIN DA EN FAZLA OLDUGU BATI ÜLKELERİNDEN BİRİ DE İSVİÇREDİR.
    SELAM VE DUA İLE




  • Bazen daha fazladır her şey
    Bir eşikten atlar insan
    Yüzüne bakmak istemez yaşamın
    O kadar azalmıştır anlam

    O zaman hemen git radyoyu aç bir şarkı tut
    Ya da bir kitap oku mutlaka iyi geliyor
    Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
    Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor

    Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir

    Bir şiirden bir sözden
    Bir melodiden bir filmden
    Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor
    Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
    Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor

    Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir









  • quote:

    Orjinalden alıntı: rollo

    Bazen daha fazladır her şey
    Bir eşikten atlar insan
    Yüzüne bakmak istemez yaşamın
    O kadar azalmıştır anlam

    O zaman hemen git radyoyu aç bir şarkı tut
    Ya da bir kitap oku mutlaka iyi geliyor
    Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
    Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor

    Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir

    Bir şiirden bir sözden
    Bir melodiden bir filmden
    Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor
    Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
    Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor

    Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir








    bunu birde ferhat göçerden dinlemek var




  • 
Sayfa: önceki 1516171819
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.