Şimdi Ara

Kendi işini yapmak vs devlet memurluğu vs özel sektörde çalışmak (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
30
Cevap
1
Favori
4.856
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • trkgncr kullanıcısına yanıt

    Hocam orada kararsız kaldım aslında ama orada iyi koşuldan kastım köle olmamaktı o anlamda yazdım


    Yoksa kendini yetiştirmiş bir mühendis vs için filan muhtemelen özel sektör daha iyidir


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ChristoBangalter kullanıcısına yanıt

    Hocam düzgün bir üniversiteden mezunsanız, azıcık da kafanız çalışıyorsa uzun vadede özel sektörde aç kalmazsınız. Kölelik tanımının çok dışında kalırsınız. Kafanız çok çalışıyorsa kısa vadede de aç kalmazsınız. İyi koşullardaysanız özel sektörün tek kısıtlayıcı yanı maaşı kendinizin belirleyememesi oluyor. Maaşınızın biraz üstüne de başka yere geçmek istemiyorsunuz hiç, daha fazlasını diğerleri de vermiyor. Bence ekstra normal iş üzerine bir hobi edinip bunun üzerinden para kazanmaya çalışmak da mantıklı olabilir.

  • Penguen Gunter kullanıcısına yanıt

    Evet pandemi olmasa benim iş devam ederdi, pandemi patlattı.


    özel sektörde çalıştığın yer önemli ama özgür ruhlu bir insansan çok bunaltıcı. Kafamın rahat olup yatağa girdiğim gün yoktu.


    şuan çok mutluyum ama para konusu sıkıntılı. Karı koca çalışarak aşılır ancak bu durum.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ChristoBangalter kullanıcısına yanıt

    Özelde başarılı ve yetenekli insanların bulunduğu bir birimdeyseniz şartları iyi tutmak zorundalar yoksa bu insanlar kolayca iş bulup başka yere geçebilir. Böyle bir işe girebiliyorsanız zaten devlet düşünmezsiniz.

  • Havya Makinesi kullanıcısına yanıt

    Hocam öğretmenler odasından memnun musunuz boş muhabbet dönüyor mu?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Havya Makinesi kullanıcısına yanıt

    Kendi işiniz neydi hocam?

  • Abi insan hakları birgün bu ülkeye gelir umarımda kim 7-8 saatten fazla çalışmak zorunda kalmaz. Günde 10 saat iş yerinde kalmak istemiyorum. Yaşamak için vakit yok. Köle olduk.

  • ChristoBangalter kullanıcısına yanıt

    Bunu nasıl açayım ki, yeterince açık sanıyordum.


    Mesela bir restoran sahibi olduğumuzu düşünelim. Bir sürü öteberi ve malzeme gerekir sürekli. Çalışanların maaşları vardır. Kira ve stopaj vardır. Aidat ve yakıt gideri vardır. Elektrik, su, doğalgaz, telefon masrafları vardır. Sürekli ödeme yapmak gerekir. Eğer gelen müşteri seyrekse, gelirler giderleri karşılıyor mu karşılayacak mı belli değildir. Ancak bir taraftan da daha yüksek müşteri talebini karşılayacak potansiyel de vardır. Yeri gelir kalabalık gelir, yeri gelir seyrek olur müşteriler. Ay sonu itibarıyla bakarız ki, elde avuçta pek bir şey yok. Malzemelere, faturalara borçlar var elde. Dükkan da çalışıyor. Bir ay sonra diyelim elde üç beş bir şey kaldı onları da evimizin ihtiyaçlarına harcadık, yani verdiğimiz mesai karşılığı kendimize harcadık. Bir sonraki ay yine elimiz sıkışık olabilir. Totalde baktığımız sürece, aylar geçtikçe hep biraz eksiye girer hatta elimiz ferahlasın diye eldeki arabamızı satarız. Ya da eşten dosttan bir miktar borç alırız. Veya malzeme parasını ödemeyi biraz erteleriz.


    Sonuçta baktığımızda bir işimiz var ve çalışıyoruz ama yavaş yavaş bizi eritiyor. Kazanmamız gerekirken düzenli olarak bizden götürüyor. Bir taraftan da indirim tabelası yaptırıyoruz, evlere servisi artıracak girişimlerde bulunuyoruz, reklam masrafı yapıyoruz ki, iş açılırsa, elimize çok kalan da olabilir. Ancak hep sürekli umut var ve hep elde yok avuçta yok durumundayız. Mesela elimizde biraz para artmış ve ama personel açığımız var. Kimi işleri biz mi yapsak diye düşünüyoruz. Yani iş bizi esir almış.


    Bu durum birçok sektörde olabilir. Bu defa anlatabildim mi acaba? :)





  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mobidik

    Bunu nasıl açayım ki, yeterince açık sanıyordum.


    Mesela bir restoran sahibi olduğumuzu düşünelim. Bir sürü öteberi ve malzeme gerekir sürekli. Çalışanların maaşları vardır. Kira ve stopaj vardır. Aidat ve yakıt gideri vardır. Elektrik, su, doğalgaz, telefon masrafları vardır. Sürekli ödeme yapmak gerekir. Eğer gelen müşteri seyrekse, gelirler giderleri karşılıyor mu karşılayacak mı belli değildir. Ancak bir taraftan da daha yüksek müşteri talebini karşılayacak potansiyel de vardır. Yeri gelir kalabalık gelir, yeri gelir seyrek olur müşteriler. Ay sonu itibarıyla bakarız ki, elde avuçta pek bir şey yok. Malzemelere, faturalara borçlar var elde. Dükkan da çalışıyor. Bir ay sonra diyelim elde üç beş bir şey kaldı onları da evimizin ihtiyaçlarına harcadık, yani verdiğimiz mesai karşılığı kendimize harcadık. Bir sonraki ay yine elimiz sıkışık olabilir. Totalde baktığımız sürece, aylar geçtikçe hep biraz eksiye girer hatta elimiz ferahlasın diye eldeki arabamızı satarız. Ya da eşten dosttan bir miktar borç alırız. Veya malzeme parasını ödemeyi biraz erteleriz.


    Sonuçta baktığımızda bir işimiz var ve çalışıyoruz ama yavaş yavaş bizi eritiyor. Kazanmamız gerekirken düzenli olarak bizden götürüyor. Bir taraftan da indirim tabelası yaptırıyoruz, evlere servisi artıracak girişimlerde bulunuyoruz, reklam masrafı yapıyoruz ki, iş açılırsa, elimize çok kalan da olabilir. Ancak hep sürekli umut var ve hep elde yok avuçta yok durumundayız. Mesela elimizde biraz para artmış ve ama personel açığımız var. Kimi işleri biz mi yapsak diye düşünüyoruz. Yani iş bizi esir almış.


    Bu durum birçok sektörde olabilir. Bu defa anlatabildim mi acaba? :)

    İyi anlattınız hocam teşekkürler





  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.