Şimdi Ara

KOMPLO TEORİLERİ - KARANLIK GÜÇLER - BÜYÜK BİRADER (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
67
Cevap
1
Favori
24.118
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar bana gelen bir mail bu bazı şeyleri daha iyi anlamanızı sağlayabilir.Yalnız yüzde yüz doğrudur tabii ki diyemem.Sadece bir yazı inanan inanır , inanmayan kendi bilir.Yönetici arkadaşlar yanlış anlamaz inşallah.

    BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI
    Hitler,dünya tarihine gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak bilinir..Çoğu kişi Hitler'in
    şizofrenin eşiğinde olan fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır ancak gerçekte
    hiçkimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih senaryosundan başka birşey
    olmadığını bilmez..Hitler,hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden(kuklalardan)
    birisidir..ABD'de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden
    Texe Marrs'ın 2007 Mayısı'nda çıkacak olan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları..Kitapta
    Dünyayı yöneten yahudi ailesi:Rotschild, Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı,Arap
    birliğinin nasıl parçaralara ayrıldığı, 1.Dünya Savaşı,Kukla Diktatör Hitler,2.Dünya Savaşı,İsrail
    devletinin kuruluşu,Kennedy Suikasti,MOSSAD suikastleri ve 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm
    yer alıyor..Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit bir komplo teorisi gibi laf dolması bilgilerle
    değil fiziki kanıtlar ve şahitler eşliğinde net bir biçimde ortaya koyuluyor..Öncelikle son yıllarda
    Türkiye'de hızla yükselen bir trend haline gelen ''Hitler hayranlığı ve Türk nasyonel sosyalizmi'' gibi
    kavramların ortaya çıkmasına bir cevap olarak Hitler'in tarihi kimliğinin arkasında yatan karanlık
    bağlantıları kaba hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım..
    DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ
    Çoğu kişi Rotschıld ailesinin adını bile bilmez..Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin düzenlediği ''Yılın
    Zenginleri'' bölümünde yer alır nede dünya jet-sosyetesinin partilerinde adları geçer..Ancak birçok
    ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır.Çünkü bu aile
    dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri
    neticesinde bugünkü şeklini almıştır..Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde
    tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini
    anlayamaz..Öncelikle şunu belirtmeliyimki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden
    bahsetmiyorum..Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir.Bu aile
    ferdlerlerinin herbiri dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde
    çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.Dünyada olan her siyasi ve eknomik olan
    gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..
    Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor..Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile
    olarak ortaya çıkıyor önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını,izlemesi gereken siyasi
    tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
    saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatrı sayılır bir servetin de
    sahibi oluyorlar..Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten yüklü
    komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..
    İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk
    bankacılık faaliyetini gerçekleştirip,İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye
    başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..
    Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rotschıld ailesi Avrupadaki tüm imparatorlukların
    saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere'de değil Avrupa'nın dört bir yanında
    tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi verererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak
    servetlerini iyice katlıyorlar..Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild
    ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar..İşin adı ''Savaşa giren devletlere faizle borç
    vermek''..
    Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar..İngiltere'ye savaşa girmesi için
    sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar..İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve
    Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor..Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyetten
    dolayı İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld ailesine
    devrediliyor..Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devir etme işlemini bir şartla kabul ediyor: '' İngiliz
    sterlinini kendilerinin basması şartı ile..''.İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda
    kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine veriliyor..Görünüşde ekonomi hakkında
    pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek birşey ifade etmeyebilir..
    Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin
    bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken
    bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..Örneğin Türkiye
    Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 20 YTL değerindeki
    altını,elması yada petrolü koymak zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka birşey
    olmaz..İşte Rotschıld ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle
    borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır..Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği
    ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi. .Rotschıld ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile
    Amerika'daki kolonilerin savaşı olmuştur..Savaş sırasında Rotschıld ailesi çok gizli bir biçimde
    Amerikan kolonilerini desteklemişlerdir..
    Amerika'nın İngiltere'ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı
    yapılmış,İngiltere'nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında kurulacak
    olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile savaş konusunda
    çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir ve
    böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini alarak bir hayli
    karlı bir işe imza atmışlardır..
    Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika'dan elini ayağını çekmek zorunda
    kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika'ya yardım ettiğini
    düşünerek Fransa'ya saldırmıştır..İngiltere,Rotschild ailesinin kendilerine finansal destekte
    bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschıld ailesinden umdukları desteği
    bulamamışlardır..
    Rotschıld ailesi el altından Fransa'yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti
    etmek istemiştir..Bir taraftan da bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir..İngiltere-
    Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsaya oynayan halk İngilizlerin
    savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır..Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi
    ''İngilizlerin savaşı kazandığı'' iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını
    sağlamıştır..Ancak generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere'ye döndüğünde gerçekler ortaya
    çıkmış ve İngiltere'nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır..
    Borsa norminal seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal hisselerini geri almaya çalışmasından
    dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en
    karlı çıkan isim olmuştur..İngiliz tarihçilerin ''Kara eylül'' diye nitelendirdiğ i bu olay ile Rotschild ailesi
    adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik faaliyetleri sonucu iyice gelişen
    Rotschıld ailesi,kenan diyarında Tanrı'nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için
    gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır..Osmanlı devletinin parçalanması için gerekli olan
    herşeyi yapmışlardır..Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri sürekli olarak finanse ederek Osmanlı'ya
    karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır..Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya saldıran
    Rusya,Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlının askeri ve ekonomik güç bakımından iyice
    yıpranarak azınlıkların ayaklanmasını sağlamışlardır..
    Osmanlı devleti nereye koşacağını şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak ayrı ayrı devletler
    kurmasına engel olamamışlardır..Osmanlının ençok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank
    Of England bankasınadır..Osmanlı Devleti,Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda
    olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş Osmanlya iğrenç bir teklifte bulunmuşlardır..Sultan
    2.Abdulhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld ''Kudüs şehrinin,Filistin'in,Suriye'nin ve Güneydoğu
    Anadolu bölgesinin yeni kurulacak olan yahudi devletine verilmesi karşılığında Osmanlı devletinin tüm
    dış borcunu silme ve balkanlarda,afrikada kaybettikleri toprakları geri verme'' teklifinde bulunmuş
    ancak Abdulhamid teklifi şiddetle reddetmiştir..Abdulhamid,dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük
    bir sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır..Daha sonraları Enver
    Paşa,Abdulhamid'in bu tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiştir..
    Enver Paşa'ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar
    eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı..Ulu önder Atatürk'e göre ise Osmanlı
    devleti böyle birşey yapmış bile olsaydı yıkılmatkan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç
    oyunlar oynanıyordu üstelik devlet her kademesi ile adeta kokuşmuş bir haldeydi.Özetleyerek
    anlattığım bu süreçlerden sonra Rotschıld ailesi 1.Dünya savaşının çıkmasında çok aktif bir şekilde rol
    almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgahı sağlamıştır..Rotshıld ailesinin hesaplarına göre
    1.Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence'in faaliyetleri Arapların birçok parçaya bölünmesi İsrail
    devletinin kurulması için yeterliydi..Savaş gerçekleşmiş,Almanların önderliğindeki İttifak devletleri
    grubu savaşı kaybetmişlerdi..
    Rotschıld ailesinin tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesinden
    başka birşey kalmamıştı ortada..Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir
    hesaplama hatası yaptığını farkedememişti..İsrail devleti kurulmaya hazırdı tamam ama dağ ve
    ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı?? Sürekli olarak gelişmiş Avrupa
    kentlerinde yaşamış olan yahudiler İsrail'de yaşamaya nasıl ikna edilecekti?? Esas sorun buydu..Bu
    sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam
    hazırlanmaya başlandı..
    KUKLA DİKTATÖR HİTLER'İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2.DÜNYA SAVAŞI
    Almanya devleti Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde
    çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü savaş sonrasında kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave
    olarak birde çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı...Ancak
    Almanya'nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85'i Rotschild ailesine ait olduğundan
    Almanya sadece yahudi Rotschild ailesine borçluydu..Rotschıld ailesi Almanların bu yüklü borcun
    onda birini dahi ödeyemeyeceklerini adı gibi biliyordu..Rotschıld ailesi enkaz halindeki Almanya'ya
    Alman merkez bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif
    ediyordu ve Almanlar bocu ödeyemeyeklerini bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı..
    Aslında bu durum sonun başlangıcıydı..Bırakın savaşacak parayı ve silahı,savaşta asker olarak
    kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan Alman devleti enkaz haldeyken tekrar sivirlerek tüm
    dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi?? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi..
    Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile..Bu
    plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa'da esecek ve yahudilere en ince
    ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail'e göç etmeye mecbur
    bırakılacaklardı..Bu planın ilk parçası Almanya'nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve Almanya'nın
    hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A'dan Z'ye her konuda finanse edilmiş,
    2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse çocukluktan askerler yetiştirilmiştir..Muazzam bir
    ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya'nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik
    milliyetçi Hitler getirilmiştir..İtalya ise Almanya'da başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve adına
    faşizm denilen rüzgarın etkisi altında kalmış ve iktidara Mussoloni gelmiştir..Mussoloni'nin iktidara
    gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld
    ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü..
    Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden
    yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler'in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde
    ana hedef yahudilerdir..Hitler'in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi birarada yaşayan Alman ve
    yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasıra rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı
    yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir..Savaştan önce yahudi işadamlarına Nazi
    gençlerinin düzenlediği saldırılar,ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir..Zengin olan
    yahudiler bir yolunu bulup Almanya'yı terk etselerde fakir olan zararsız yahudiler biryere gidecek
    paraları olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı ..
    O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya'nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli
    bağlantılar şarttı..Fazla gereksiz detaya girmeden Hitler savaşı başlatmış ve Almanya'nın sahte
    intikam harekatı başlamıştı..Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş ve
    Fransa,Yugoslavya,Çekoslovakya,Avusurya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele
    geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur..Özellikle Paris kentine 2 saatte giren Nazi
    orduları İngiltere ve İspanya'nın iyice ürkmesine neden olmuştur..İngiltere'yi hava saldırıları ile
    darmadağın eden Nazi orduları bir taraftandan da sözde yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır..
    Yahudiler birbir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır..Ortada öyle korkunç bir ortam vardırki
    savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis
    kokudan dolayı hava alanına kusmuşlardır..Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan
    insan cesedleri ve çürümüş cesedlerdir..Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya'da
    ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır..Ancak Sovyet araştırmacılar
    durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15'in yahudi olduğunu net ve çarpıcı
    belgelerle kanıtlamışlardır..
    Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu çinegene ve Polonyalılardı..Geriye kalan zengin
    yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile Amerikan askerleri denetiminde
    gizlice Amerika'ya değil İsrail'e kaçırılmışlardır..İsrail'e getirildikleri dönemden İsrail devleti
    kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah'ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde
    kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi..Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat'ın emrettiği bir
    biçimde idam edilmişlerdir..Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde yahudi soykırımı
    yapılmış,tüm dünyada yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail'e göç etmek
    zorunda bırakılmışlardır. .Yani Rotschild ailesi 1.Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya savaşında
    tamamlayabilmiştir..Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi kendilerine göre Tanrı'ya olan sözünü
    yerine getirmişlerdir..
    BAŞKAN KENNEDY'NİN ORTADAN KALDIRILMASI
    2.Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devleti'bde herşey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy'nin
    Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir..Kennedy Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve
    aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş ilk katolik kişiydi..Kennedy'den önce Amerika'da katolik bir
    başkan hiçbir zaman olmamıştır..John F Kennedy'nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup
    aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan katolik bir büyükelçiydi..Ne babası, ne de başkan
    Kennedy yahudilerle iyi geçinemiyolardı..Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da yahudilerin
    boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldılara maruz kalmıştır..Kennedy de Amerika'da başkan
    seçilmeden önce Sigmund Rotschild'in kendisine yapmış olduğu ''başkan seçildiğinde ortadoğuda
    İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası
    masraflarını karşılayacaklarını belirtmiştir..'' Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha kendisine
    yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini belirttirmiştir..Kennedy İsrail
    lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir
    politikacıydı..Kennedy'e göre lobilerin Amerikadaki faaliyetleri Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir
    darbeydi..
    KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON'UN NÜKLLEER KAVGASI
    İsrail kurulduğu günden beri ortadoğuda hep bir süpergüç olma hayali ile hareket etmiştir..Bu yüzden
    İsrail Devleti ortadoğuda hızlı bir ''nükleer silahlanma programı'' izlemeye başlamıştır..İsrail'in Dimona
    çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler
    üretmesi özellikle başkan Kennedy'i anormal derecede rahatsız etmiştir..İsrail'in nükleer füzelerinin
    Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması
    Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır..Kennedy, Ben Gurıon'a yazdığı sert bir uyarı
    mektubunda ''İsrail'in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım
    uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir''..Ben Gurıon'da cevap olarak gönderdiği mektupta
    Kennedy'e ''genç adam'' diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur..Bu mektuplaşmalar
    iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür..Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon
    istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ''İsrail'in nükleer programına son vermesi İsrail'e
    büyük zarar verir'' diyerek Kennedy'i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır..
    Kennedy bununlada yetinmemiş 4 Haziran 1963'te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı
    11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve
    Bank'ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası'na vermiş ve ''bir ülkenin parasının denetimin
    şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu'' belirterek kendi sonunu hazırlamıştır..Federal
    Reserve Bank ve dolar İsrail'in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah damarıdır..Kennedy, doları
    basma yetkisini Federal Reserve Bank'ın elinden alarak adeta İsrail'in şah damarını
    kesmiştir..Neticede İsrail için Kennedy'nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur..Kennedy'nin seçimleri
    kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu..
    Kennedy'e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi..Üstelik Kennedy'nin
    kardeşi de gelecek vaad eden bir polikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde
    tutmayı başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikastti..Kennedy birşekilde öldürülürse
    Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirecelecekti..Kennedy'nin yardımcısı Lyndon
    Johnson'dı..Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..Kendi politik hırsları yüzünden İsrail'e gözünü
    kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy
    kendisini kovmaya çalışıyordu..
    İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan derin devleti için derin
    bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygulamaya koyar..Kennedy'i öldürmek için en uygun
    ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas'tır..Dallas'ta herzamanki gibi üstü açık araba ile halkı
    selamlayacak olan Kennedy'i korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın
    güvenliği sabote edilecekti..Böylece suikast çetesi Kennedy'i rahatlıkla öldürebilecekti..Suikast çetesi
    için değişik rivayetler vardır..Kimileri Kennedy'i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü,kimileri ise
    kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan birşey varki Kennedy'i ödürenler çok
    profosyonel ve acımasız keskin nişancılar(snıper)'lardan oluşan bir suikast timidir..
    Kennedy Dallas'ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas'ta gökten
    boşalırcasına yağmur yağmıştır..Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı eniyi şekilde karşılamak için
    elinden geleni yapmıştır..22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C'den Air Force One uçağı ile Dallas'a
    gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9'ta şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı
    ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır.. Tam 6 aracın olduğu
    kortejde en son arabada başkan Kennedy ve vali Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve
    yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy'nin arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden
    Houston'a doğru beklenmedik bir dönüş yapar...O sırada silah sesleri yükselmeye başlar..
    Polisler telsizle anons etmeye başlar..''Korteje ateş ediyorlar yere yatın'' diye..Tam 6 el silah sesi
    duyulur..Birinci mermi arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi
    şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy'i tam omzundan vurur..Üçüncü mermi Kennedy'i
    ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly'i omzundan vurur..Dördüncü mermi Kennedy'i boynundan
    vurur,aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly'i sırtından vurur..Beşinci mermi arabayı
    ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi...Altıncı mermi başkan Kennedy'i tam
    kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz..
    Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy'i sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey
    Oswald'ın vurduğu iddia edilir..Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald'ın tek katil olduğu
    görüşüne verilir..İddialara göre Oswald Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere
    dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka snıper tüfeği ile başkan Kennedy'i ve Vali
    Connaly'i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır..
    Sözde suikastçi snıper Lee Harvey Oswald'ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve Lee
    Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır..Ortadaki deliller birden çok keskin nişancının olduğunu
    göstermesine rağmen İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti suçu Lee Harvey Oswald'ın üzerine
    atarak delilleri bir bir yok etmiştir..Suikasti gören 57 kişi ya bir kaza ile yada intihar ile ölü
    bulunmuştur..
    Lee Hervey Oswald ise suikastten iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin
    arasında yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür..Bu Amerikan milliyetçisi
    yahudi,Lee Harvey Oswald'ı öldürmesinin nedenini ise ''komünistlerden Amerikanın aldığı intikam''
    olarak yorumlamıştır..
    Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy'nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey
    amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi..Ailesi
    Kennedy'nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçilerin bulunmasını
    istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy apar topar gömülerek
    konu ört pas edilmiştir..
    Başkan Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert
    Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak
    öldürülmüştür...
    KENNEDY SUİKASTİNİN SONUÇLARI
    Kennedy'nin kapattığı İsrail Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah
    üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir..
    Federal Reserve Bank'ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan başkan Kennedy'nin çıkarttığı
    11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschıld ailesine ait olan
    Federal Reserve Bank'a verilmiştir..
    II.Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politka izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy
    suikastinden sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk
    savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki
    silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür..
    Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam'a
    saldırmıştır..Vietnam'da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar
    görmesine neden olmuştur..
    Amerika'da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur..Amerika İsrail
    devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya
    başlamıştır..En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürttüğü ''Samuel
    Vanunu'yu kaçırma operasyonu'' na istemeden şahit olan bir Amerikan Fırkateynindeki 23 deniz
    piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür..Denize düşüp kaçmaya çalışan
    askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür..Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve
    yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır..
    CIA tüm dünyada ''komünizmle mücadele'' doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut'taki gerilla
    kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı
    katilleri maaşa bağlayarak dünyanın heryerinde komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle
    görevlendirmiştir..Bu bağlamda Türkiyedeki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen
    cinayetler,katliaml ar,terörist eylemler,Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi ve 12 Eylül
    darbesi hep Gladıo'nun eserleridir..Gladıo ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastinden
    hemen sonraya denk gelir..
    Amerika'nın büyük ortadoğu projesi başlamıştır..Büyük Ortadoğu Projesinin diğer adı ise Büyük İsrail
    Devleti projesidir..Kennedy suikastinden sonra Büyük İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir..Büyük
    İsrail Devleti Tevrat'ta Tanrı Yehova'nın yahudilere vaad ettiği topraklardan oluşmaktadır..11 Eylül
    saldırıları,Münihteki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir
    parçasından başka birşey değildir..
    Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu projesini sanki yeni birşeymiş gibi algılıyorlar..Bu arkadaşlar kitap
    falan pek okumadıkları için ne duysalar ona inanıyorlar..Büyük Ortadoğu projesi yeni birşey
    değil..Yüzyıllardır var olan bir proje...Osmanlıların yıkılması,Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye
    bölünmesi,Türkiyedeki terör eylemleri ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak
    neredeyse her on on yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek !!




  • vay anasını cidden çok büyüük bir istekle okudum hepsini.Pearl Harbor olayı çok mantıklı geldi bana.Eğer cidden o atom bombası ve 2. dünya savaşı olmasa Amerika Jameika olacaktı
  • "Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyıcak." Jimi Hendrix

    "İnanıyorum ki, silahsız gerçekler ve koşulsuz sevgi dünyada son sözü söyleyecektir." Dr. Martin Luther King, Jr.
  • gizli örgütler falan hep bilinen konusulan seylerdide su Rotschild ailesinin hikayesini ilk defa duyuyorum ve cok fazla komplo gibi geldi tek bir ailenin dünyanın en buyuk devletlerini kukla gibi elinde tutmasıki sadece zengin bir aile olarak diil direkt merkez bankalarını elinde bulundurarak para basma yetkisini elinde tutmak cok fazla hayal ürünü gibi geldi . ama okadar cok karanlık is donuyorki dunyada inanılmayacak olmaz denilebilecek birsey oldugunu zannetmiyorum Rotschild ailesi bile gercek olur ona bile inanırım bu kahpe dunyada
  • Çok güzel ellerinize sağlık..Hepsini okuycam en kısa sürede
  • Arkadaşlar sizinde gözlerinize sağlık...
    quote:

    Orjinalden alıntı: ernsyds1

    gizli örgütler falan hep bilinen konusulan seylerdide su Rotschild ailesinin hikayesini ilk defa duyuyorum ve cok fazla komplo gibi geldi tek bir ailenin dünyanın en buyuk devletlerini kukla gibi elinde tutmasıki sadece zengin bir aile olarak diil direkt merkez bankalarını elinde bulundurarak para basma yetkisini elinde tutmak cok fazla hayal ürünü gibi geldi . ama okadar cok karanlık is donuyorki dunyada inanılmayacak olmaz denilebilecek birsey oldugunu zannetmiyorum Rotschild ailesi bile gercek olur ona bile inanırım bu kahpe dunyada


    Komplolar belli mantık zincirleri ile oluşturulur...
    Mesela bir terör örgütü belli bir ülke üzerinde terör eylemlerinde bulunuyor... bu terör örgütü ekonomik herhangibir gücü olmaz ise var olma şansı olmaz...
    yani BU ÖRGÜTÜN FİNANSMANI KİM? sorusuna yanıt ararsanız cevabı bulma yolunda adım atmış olursunuz...
    (mesela PEJAK'ın finansmanı CIA'dir... nedeni İran üzerinde baskı kurmak)
    http://www.ensonhaber.com/Dunya/32664/cia-,-pejaki-destekliyor-iddiasi.html

    CIA'e finansman sağlayan ABD HALKI MIDIR?
    HAYIR
    CIA'in finansmanı ABD'nin en zengin birkaç ailesidir... para=finansman

    yani herşey para trafiği ile açıklanır... PARA TRAFİĞİ EN ÖNEMLİ BİLGİDİR...

    quote:

    Dünyada akıllara ziyan bir para trafiği var! Sadece suç örgütleri ve teröristler değil, yasal şirketler hatta devletler bile, bu kara para trafiğinin içinde. Bugün dünyada dolaşan kara para 2.5 trilyon dolar civarında.


    http://www.milligazete.com.tr/haber/akillara-ziyan-kara-para-trafigi-114620.htm




  • Biz ekmek derdindeyken adamlar dünyayı nasıl sömürürüz onun planını yapıyor o yüzden zaten maça geride başlıyoruz.Rothschilds ailesi şu an bir numara fakat onlarda kendilerine sağ,sol kol gibi ana yaverler yaratmış.;Bunlrdan 1.si Rockefeller 2.si ise Cecil Rhodesdu.Rockefeller ile dünya petrollerine hükmettiler,Cecil ile elmas , zümrüt , altın gibi madenlere hükmettiler zaten kendileride banka söktürünü ele geçirdi, böylelikle devletleri ve gücüde ele geçirmiş oldular.Bizde burda armut gibi bu Türkiye niye düzelmiyor acaba bu mühendislere , bilim adamlarına ne oldu ,yine tükettik hazır cavur mallarını bir araba bile yapamadık muhabbetlerine devam ettik.İşte benim fikrim anasebep kapitalizm denen sistemde pastanın hepsi bunların elinde bize ise kırıntılar düşüyor.Ama yine şükredelim hiç yoktan Afrika gibi kırıntı bulamadan sefalet içinde yaşamıyoruz dimi.




  • Yazı için teşekkürler.

    Türkler veya türkiye hakkında bir şeyler yokmu?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Marksman84

    Arkadaşlar bana gelen bir mail bu bazı şeyleri daha iyi anlamanızı sağlayabilir.Yalnız yüzde yüz doğrudur tabii ki diyemem.Sadece bir yazı inanan inanır , inanmayan kendi bilir.Yönetici arkadaşlar yanlış anlamaz inşallah.

    BİLİNEN TARİHİN BİLİNMEYEN YANLARI
    Hitler,dünya tarihine gelmiş geçmiş en faşist ve psikopat lider olarak bilinir..Çoğu kişi Hitler'in
    şizofrenin eşiğinde olan fanatik Alman milliyetçisi psikopat bir lider olarak tanır ancak gerçekte
    hiçkimse Hitler hakkında bildiklerinin kendilerine anlatılan resmi tarih senaryosundan başka birşey
    olmadığını bilmez..Hitler,hakkında en çok komplo teorisi uydurulan tarihi liderlerden(kuklalardan)
    birisidir..ABD'de sivri çıkışları ve dürüst kişiliği ile tanınan Texas Üniversitesi tarih profesörlerinden
    Texe Marrs'ın 2007 Mayısı'nda çıkacak olan kitabının adı Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları..Kitapta
    Dünyayı yöneten yahudi ailesi:Rotschild, Osmanlı devletinin planlı olarak nasıl dağıtıldığı,Arap
    birliğinin nasıl parçaralara ayrıldığı, 1.Dünya Savaşı,Kukla Diktatör Hitler,2.Dünya Savaşı,İsrail
    devletinin kuruluşu,Kennedy Suikasti,MOSSAD suikastleri ve 11 Eylül saldırıları olmak üzere 10 bölüm
    yer alıyor..Bu bölümlerde yazarın savunduğu iddialar basit bir komplo teorisi gibi laf dolması bilgilerle
    değil fiziki kanıtlar ve şahitler eşliğinde net bir biçimde ortaya koyuluyor..Öncelikle son yıllarda
    Türkiye'de hızla yükselen bir trend haline gelen ''Hitler hayranlığı ve Türk nasyonel sosyalizmi'' gibi
    kavramların ortaya çıkmasına bir cevap olarak Hitler'in tarihi kimliğinin arkasında yatan karanlık
    bağlantıları kaba hatları ile sizlere aktarmaya çalışacağım..
    DÜNYAYI YÖNETEN AİLE: ROTSCHILD AİLESİ
    Çoğu kişi Rotschıld ailesinin adını bile bilmez..Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin düzenlediği ''Yılın
    Zenginleri'' bölümünde yer alır nede dünya jet-sosyetesinin partilerinde adları geçer..Ancak birçok
    ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır.Çünkü bu aile
    dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri
    neticesinde bugünkü şeklini almıştır..Çoğu kişi dünyada hiçbir ailenin böylesine bir gücü elinde
    tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini
    anlayamaz..Öncelikle şunu belirtmeliyimki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden
    bahsetmiyorum..Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir.Bu aile
    ferdlerlerinin herbiri dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde
    çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.Dünyada olan her siyasi ve eknomik olan
    gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..
    Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor..Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile
    olarak ortaya çıkıyor önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını,izlemesi gereken siyasi
    tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet
    saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatrı sayılır bir servetin de
    sahibi oluyorlar..Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten yüklü
    komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..
    İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk
    bankacılık faaliyetini gerçekleştirip,İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye
    başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..
    Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rotschıld ailesi Avrupadaki tüm imparatorlukların
    saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere'de değil Avrupa'nın dört bir yanında
    tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi verererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak
    servetlerini iyice katlıyorlar..Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild
    ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar..İşin adı ''Savaşa giren devletlere faizle borç
    vermek''..
    Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar..İngiltere'ye savaşa girmesi için
    sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar..İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve
    Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor..Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyetten
    dolayı İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rotschıld ailesine
    devrediliyor..Rotschıld ailesi İngiliz devletinin bu devir etme işlemini bir şartla kabul ediyor: '' İngiliz
    sterlinini kendilerinin basması şartı ile..''.İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda
    kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine veriliyor..Görünüşde ekonomi hakkında
    pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek birşey ifade etmeyebilir..
    Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin
    bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken
    bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..Örneğin Türkiye
    Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 20 YTL değerindeki
    altını,elması yada petrolü koymak zorundadır.Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka birşey
    olmaz..İşte Rotschıld ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle
    borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır..Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği
    ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi. .Rotschıld ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile
    Amerika'daki kolonilerin savaşı olmuştur..Savaş sırasında Rotschıld ailesi çok gizli bir biçimde
    Amerikan kolonilerini desteklemişlerdir..
    Amerika'nın İngiltere'ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı
    yapılmış,İngiltere'nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında kurulacak
    olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile savaş konusunda
    çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir ve
    böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini alarak bir hayli
    karlı bir işe imza atmışlardır..
    Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika'dan elini ayağını çekmek zorunda
    kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika'ya yardım ettiğini
    düşünerek Fransa'ya saldırmıştır..İngiltere,Rotschild ailesinin kendilerine finansal destekte
    bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rotschıld ailesinden umdukları desteği
    bulamamışlardır..
    Rotschıld ailesi el altından Fransa'yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti
    etmek istemiştir..Bir taraftan da bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir..İngiltere-
    Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsaya oynayan halk İngilizlerin
    savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır..Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi
    ''İngilizlerin savaşı kazandığı'' iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını
    sağlamıştır..Ancak generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere'ye döndüğünde gerçekler ortaya
    çıkmış ve İngiltere'nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır..
    Borsa norminal seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal hisselerini geri almaya çalışmasından
    dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en
    karlı çıkan isim olmuştur..İngiliz tarihçilerin ''Kara eylül'' diye nitelendirdiğ i bu olay ile Rotschild ailesi
    adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik faaliyetleri sonucu iyice gelişen
    Rotschıld ailesi,kenan diyarında Tanrı'nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için
    gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır..Osmanlı devletinin parçalanması için gerekli olan
    herşeyi yapmışlardır..Osmanlı devletine komşu olan ülkeleri sürekli olarak finanse ederek Osmanlı'ya
    karşı savaşmaları için kışkırtmışlardır..Böylelikle sudan bahanelerle Osmanlıya saldıran
    Rusya,Avusturya ve diğer komşu devletler, Osmanlının askeri ve ekonomik güç bakımından iyice
    yıpranarak azınlıkların ayaklanmasını sağlamışlardır..
    Osmanlı devleti nereye koşacağını şaşırmış ve neticede azınlıkların ayaklanarak ayrı ayrı devletler
    kurmasına engel olamamışlardır..Osmanlının ençok dış borcu Rotschıld ailesinin sahibi olduğu Bank
    Of England bankasınadır..Osmanlı Devleti,Rotschıld ailesine olan borcunu ödeyecek durumda
    olmadığından Rotschıld ailesi bunu fırsat bilmiş Osmanlya iğrenç bir teklifte bulunmuşlardır..Sultan
    2.Abdulhamit ile görüşen Lord Baron Rotschıld ''Kudüs şehrinin,Filistin'in,Suriye'nin ve Güneydoğu
    Anadolu bölgesinin yeni kurulacak olan yahudi devletine verilmesi karşılığında Osmanlı devletinin tüm
    dış borcunu silme ve balkanlarda,afrikada kaybettikleri toprakları geri verme'' teklifinde bulunmuş
    ancak Abdulhamid teklifi şiddetle reddetmiştir..Abdulhamid,dinen böyle bir tutum sergileyerek büyük
    bir sevaba girmişse de Osmanlı devletinin yıkılma sürecini hızlandırmıştır..Daha sonraları Enver
    Paşa,Abdulhamid'in bu tutumunu tarihi bir hata olarak değerlendirmiştir..
    Enver Paşa'ya göre Kudüs şehri ve Kenan diyarı yahudilere geçici olarak verilmeli ve Osmanlı tekrar
    eski gücüne kavuştuktan sonra bu topraklar geri alınmalıydı..Ulu önder Atatürk'e göre ise Osmanlı
    devleti böyle birşey yapmış bile olsaydı yıkılmatkan kurtulamazdı çünkü Osmanlı üzerine korkunç
    oyunlar oynanıyordu üstelik devlet her kademesi ile adeta kokuşmuş bir haldeydi.Özetleyerek
    anlattığım bu süreçlerden sonra Rotschıld ailesi 1.Dünya savaşının çıkmasında çok aktif bir şekilde rol
    almış ve savaşın çıkması için gerekli olan tüm tezgahı sağlamıştır..Rotshıld ailesinin hesaplarına göre
    1.Dünya savaşı ve Arabistanlı Lawrence'in faaliyetleri Arapların birçok parçaya bölünmesi İsrail
    devletinin kurulması için yeterliydi..Savaş gerçekleşmiş,Almanların önderliğindeki İttifak devletleri
    grubu savaşı kaybetmişlerdi..
    Rotschıld ailesinin tüm hesapları tutmuş ve İsrail devletinin resmi kuruluşunun ilan edilmesinden
    başka birşey kalmamıştı ortada..Ancak tarihi rüyaya çeyrek kala Rotschild ailesi ayrıntılarda küçük bir
    hesaplama hatası yaptığını farkedememişti..İsrail devleti kurulmaya hazırdı tamam ama dağ ve
    ovalardan ibaret olan İsrail topraklarında kim yaşayacaktı?? Sürekli olarak gelişmiş Avrupa
    kentlerinde yaşamış olan yahudiler İsrail'de yaşamaya nasıl ikna edilecekti?? Esas sorun buydu..Bu
    sorunun giderilmesi için Rotschild ailesi radikal kararlar aldı ve yeni bir savaş için gerekli olan ortam
    hazırlanmaya başlandı..
    KUKLA DİKTATÖR HİTLER'İN ORTAYA ÇIKIŞI VE 2.DÜNYA SAVAŞI
    Almanya devleti Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde
    çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü savaş sonrasında kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave
    olarak birde çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı...Ancak
    Almanya'nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85'i Rotschild ailesine ait olduğundan
    Almanya sadece yahudi Rotschild ailesine borçluydu..Rotschıld ailesi Almanların bu yüklü borcun
    onda birini dahi ödeyemeyeceklerini adı gibi biliyordu..Rotschıld ailesi enkaz halindeki Almanya'ya
    Alman merkez bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif
    ediyordu ve Almanlar bocu ödeyemeyeklerini bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı..
    Aslında bu durum sonun başlangıcıydı..Bırakın savaşacak parayı ve silahı,savaşta asker olarak
    kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan Alman devleti enkaz haldeyken tekrar sivirlerek tüm
    dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi?? Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi..
    Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rotschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile..Bu
    plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa'da esecek ve yahudilere en ince
    ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail'e göç etmeye mecbur
    bırakılacaklardı..Bu planın ilk parçası Almanya'nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve Almanya'nın
    hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A'dan Z'ye her konuda finanse edilmiş,
    2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse çocukluktan askerler yetiştirilmiştir..Muazzam bir
    ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya'nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik
    milliyetçi Hitler getirilmiştir..İtalya ise Almanya'da başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve adına
    faşizm denilen rüzgarın etkisi altında kalmış ve iktidara Mussoloni gelmiştir..Mussoloni'nin iktidara
    gelmesi Rotschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rotschıld
    ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü..
    Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden
    yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler'in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde
    ana hedef yahudilerdir..Hitler'in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi birarada yaşayan Alman ve
    yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasıra rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı
    yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir..Savaştan önce yahudi işadamlarına Nazi
    gençlerinin düzenlediği saldırılar,ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir..Zengin olan
    yahudiler bir yolunu bulup Almanya'yı terk etselerde fakir olan zararsız yahudiler biryere gidecek
    paraları olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı ..
    O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya'nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli
    bağlantılar şarttı..Fazla gereksiz detaya girmeden Hitler savaşı başlatmış ve Almanya'nın sahte
    intikam harekatı başlamıştı..Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş ve
    Fransa,Yugoslavya,Çekoslovakya,Avusurya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele
    geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur..Özellikle Paris kentine 2 saatte giren Nazi
    orduları İngiltere ve İspanya'nın iyice ürkmesine neden olmuştur..İngiltere'yi hava saldırıları ile
    darmadağın eden Nazi orduları bir taraftandan da sözde yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır..
    Yahudiler birbir katledilmiş ve imha fırınlarında yakılmıştır..Ortada öyle korkunç bir ortam vardırki
    savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis
    kokudan dolayı hava alanına kusmuşlardır..Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan
    insan cesedleri ve çürümüş cesedlerdir..Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya'da
    ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır..Ancak Sovyet araştırmacılar
    durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15'in yahudi olduğunu net ve çarpıcı
    belgelerle kanıtlamışlardır..
    Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu çinegene ve Polonyalılardı..Geriye kalan zengin
    yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile Amerikan askerleri denetiminde
    gizlice Amerika'ya değil İsrail'e kaçırılmışlardır..İsrail'e getirildikleri dönemden İsrail devleti
    kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah'ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde
    kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi..Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat'ın emrettiği bir
    biçimde idam edilmişlerdir..Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde yahudi soykırımı
    yapılmış,tüm dünyada yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail'e göç etmek
    zorunda bırakılmışlardır. .Yani Rotschild ailesi 1.Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya savaşında
    tamamlayabilmiştir..Aşırı dindar bir aile olan Rotschild ailesi kendilerine göre Tanrı'ya olan sözünü
    yerine getirmişlerdir..
    BAŞKAN KENNEDY'NİN ORTADAN KALDIRILMASI
    2.Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devleti'bde herşey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy'nin
    Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir..Kennedy Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve
    aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş ilk katolik kişiydi..Kennedy'den önce Amerika'da katolik bir
    başkan hiçbir zaman olmamıştır..John F Kennedy'nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup
    aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan katolik bir büyükelçiydi..Ne babası, ne de başkan
    Kennedy yahudilerle iyi geçinemiyolardı..Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra'da yahudilerin
    boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldılara maruz kalmıştır..Kennedy de Amerika'da başkan
    seçilmeden önce Sigmund Rotschild'in kendisine yapmış olduğu ''başkan seçildiğinde ortadoğuda
    İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası
    masraflarını karşılayacaklarını belirtmiştir..'' Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha kendisine
    yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini belirttirmiştir..Kennedy İsrail
    lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir
    politikacıydı..Kennedy'e göre lobilerin Amerikadaki faaliyetleri Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir
    darbeydi..
    KENNEDY İLE İSRAİL BAŞKANI BEN GURİON'UN NÜKLLEER KAVGASI
    İsrail kurulduğu günden beri ortadoğuda hep bir süpergüç olma hayali ile hareket etmiştir..Bu yüzden
    İsrail Devleti ortadoğuda hızlı bir ''nükleer silahlanma programı'' izlemeye başlamıştır..İsrail'in Dimona
    çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler
    üretmesi özellikle başkan Kennedy'i anormal derecede rahatsız etmiştir..İsrail'in nükleer füzelerinin
    Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması
    Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır..Kennedy, Ben Gurıon'a yazdığı sert bir uyarı
    mektubunda ''İsrail'in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım
    uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir''..Ben Gurıon'da cevap olarak gönderdiği mektupta
    Kennedy'e ''genç adam'' diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur..Bu mektuplaşmalar
    iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür..Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon
    istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ''İsrail'in nükleer programına son vermesi İsrail'e
    büyük zarar verir'' diyerek Kennedy'i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır..
    Kennedy bununlada yetinmemiş 4 Haziran 1963'te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı
    11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve
    Bank'ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası'na vermiş ve ''bir ülkenin parasının denetimin
    şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu'' belirterek kendi sonunu hazırlamıştır..Federal
    Reserve Bank ve dolar İsrail'in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah damarıdır..Kennedy, doları
    basma yetkisini Federal Reserve Bank'ın elinden alarak adeta İsrail'in şah damarını
    kesmiştir..Neticede İsrail için Kennedy'nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur..Kennedy'nin seçimleri
    kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu..
    Kennedy'e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi..Üstelik Kennedy'nin
    kardeşi de gelecek vaad eden bir polikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde
    tutmayı başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikastti..Kennedy birşekilde öldürülürse
    Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirecelecekti..Kennedy'nin yardımcısı Lyndon
    Johnson'dı..Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..Kendi politik hırsları yüzünden İsrail'e gözünü
    kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy
    kendisini kovmaya çalışıyordu..
    İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan derin devleti için derin
    bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygulamaya koyar..Kennedy'i öldürmek için en uygun
    ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas'tır..Dallas'ta herzamanki gibi üstü açık araba ile halkı
    selamlayacak olan Kennedy'i korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın
    güvenliği sabote edilecekti..Böylece suikast çetesi Kennedy'i rahatlıkla öldürebilecekti..Suikast çetesi
    için değişik rivayetler vardır..Kimileri Kennedy'i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü,kimileri ise
    kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan birşey varki Kennedy'i ödürenler çok
    profosyonel ve acımasız keskin nişancılar(snıper)'lardan oluşan bir suikast timidir..
    Kennedy Dallas'ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas'ta gökten
    boşalırcasına yağmur yağmıştır..Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı eniyi şekilde karşılamak için
    elinden geleni yapmıştır..22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C'den Air Force One uçağı ile Dallas'a
    gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9'ta şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı
    ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır.. Tam 6 aracın olduğu
    kortejde en son arabada başkan Kennedy ve vali Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve
    yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy'nin arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden
    Houston'a doğru beklenmedik bir dönüş yapar...O sırada silah sesleri yükselmeye başlar..
    Polisler telsizle anons etmeye başlar..''Korteje ateş ediyorlar yere yatın'' diye..Tam 6 el silah sesi
    duyulur..Birinci mermi arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi
    şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy'i tam omzundan vurur..Üçüncü mermi Kennedy'i
    ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly'i omzundan vurur..Dördüncü mermi Kennedy'i boynundan
    vurur,aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly'i sırtından vurur..Beşinci mermi arabayı
    ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi...Altıncı mermi başkan Kennedy'i tam
    kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz..
    Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy'i sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey
    Oswald'ın vurduğu iddia edilir..Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald'ın tek katil olduğu
    görüşüne verilir..İddialara göre Oswald Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere
    dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka snıper tüfeği ile başkan Kennedy'i ve Vali
    Connaly'i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır..
    Sözde suikastçi snıper Lee Harvey Oswald'ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve Lee
    Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır..Ortadaki deliller birden çok keskin nişancının olduğunu
    göstermesine rağmen İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti suçu Lee Harvey Oswald'ın üzerine
    atarak delilleri bir bir yok etmiştir..Suikasti gören 57 kişi ya bir kaza ile yada intihar ile ölü
    bulunmuştur..
    Lee Hervey Oswald ise suikastten iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin
    arasında yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür..Bu Amerikan milliyetçisi
    yahudi,Lee Harvey Oswald'ı öldürmesinin nedenini ise ''komünistlerden Amerikanın aldığı intikam''
    olarak yorumlamıştır..
    Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy'nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey
    amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi..Ailesi
    Kennedy'nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçilerin bulunmasını
    istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy apar topar gömülerek
    konu ört pas edilmiştir..
    Başkan Kennedy'nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert
    Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak
    öldürülmüştür...
    KENNEDY SUİKASTİNİN SONUÇLARI
    Kennedy'nin kapattığı İsrail Dimona çölündeki nükleer santrali tekrar açılmış ve İsrail nükleer silah
    üretimine eskisi gibi iyice hız vermiştir..
    Federal Reserve Bank'ın elinden Amerikan dolarını basma yetkisini alan başkan Kennedy'nin çıkarttığı
    11110 sayılı kanun iptal edilmiş ve Amerikan dolarını basma yetkisi tekrar Rotschıld ailesine ait olan
    Federal Reserve Bank'a verilmiştir..
    II.Dünya savaşından sonra ılımlı ve sakin bir politka izleyen Amerika devleti özellikle Kennedy
    suikastinden sonra soğuk savaş sürecini de başlatmıştır..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki soğuk
    savaştan tüm dünya devletleri çok olumsuz yönde etkilenmiştir..Amerika ile Sovyet Rusya arasındaki
    silahlanma rekabeti adeta bir sidik yarışına dönmüştür..
    Amerika tüm dünya genelinde emperyalist faaliyetlerine hız vermiş ve Vietnam'a
    saldırmıştır..Vietnam'da binlerce kişinin ölmesine ve birçok ülkenin bu savaştan dolaylı olarak zarar
    görmesine neden olmuştur..
    Amerika'da İsrail lobisi ise iyice pervasızlaşmış ve yönetimde söz sahibi olmuştur..Amerika İsrail
    devletinin yaptığı katliamlara sesini çıkaramaz hale gelmiş ve İsrail ile suç ortaklığı yapmaya
    başlamıştır..En basitinden örnek vermek gerekirse İsrail devletinin çok gizlice yürttüğü ''Samuel
    Vanunu'yu kaçırma operasyonu'' na istemeden şahit olan bir Amerikan Fırkateynindeki 23 deniz
    piyadesi İsrail hücum botları tarafından açılan ateşle öldürülmüştür..Denize düşüp kaçmaya çalışan
    askerler bile İsrailliler tarafından öldürülmüştür..Olayın basına sızmasına izin verilmemiş ve
    yahudilerin kontrolündeki Amerikan basını konuyu haber bile yapmamıştır..
    CIA tüm dünyada ''komünizmle mücadele'' doğrultusunda adına GLADIO denilen ve Beyrut'taki gerilla
    kamplarında eğitilen katillerden ve paralı askerlerden oluşan gizli bir ordu hazırlamış ve bu paralı
    katilleri maaşa bağlayarak dünyanın heryerinde komünistleri ve sol düşüncelileri öldürmekle
    görevlendirmiştir..Bu bağlamda Türkiyedeki sağ-sol çatışmaları,siyasi amaçlar için işlenen
    cinayetler,katliaml ar,terörist eylemler,Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesi ve 12 Eylül
    darbesi hep Gladıo'nun eserleridir..Gladıo ordularının kurulması ne tesadüfse Kennedy suikastinden
    hemen sonraya denk gelir..
    Amerika'nın büyük ortadoğu projesi başlamıştır..Büyük Ortadoğu Projesinin diğer adı ise Büyük İsrail
    Devleti projesidir..Kennedy suikastinden sonra Büyük İsrail Devleti Projesine hız verilmiştir..Büyük
    İsrail Devleti Tevrat'ta Tanrı Yehova'nın yahudilere vaad ettiği topraklardan oluşmaktadır..11 Eylül
    saldırıları,Münihteki eylemler ve daha birçok terörist eylem aslında Büyük İsrail Devleti projesinin bir
    parçasından başka birşey değildir..
    Bazı arkadaşlar Büyük Ortadoğu projesini sanki yeni birşeymiş gibi algılıyorlar..Bu arkadaşlar kitap
    falan pek okumadıkları için ne duysalar ona inanıyorlar..Büyük Ortadoğu projesi yeni birşey
    değil..Yüzyıllardır var olan bir proje...Osmanlıların yıkılması,Arapların parçalanarak bir sürü ülkeye
    bölünmesi,Türkiyedeki terör eylemleri ve istikrarsızlık ve Irak, İran gibi ülkelerin periyodik olarak
    neredeyse her on on yılda bir sorun çıkarması rastlantı olmasa gerek !!



    Bir solukta okudum sağol ama şimdi bizim doğumuz gittimi :(








  • quote:

    Orjinalden alıntı: YalnızEnes

    Yazı için teşekkürler.

    Türkler veya türkiye hakkında bir şeyler yokmu?

    Yakın tarihimizle ilgili yazılar vardı fakat siyasi içerik olarak risk taşıdığı düşünüldüğünden site yöneticileri tarafından kaldırılıp, tekrar düzenlenerek paylaşıma açılmıştır...
  • dreatlord

    1 satır yazı yazmak için bütün yazıyı alıntılamakta nerden çıktı yahu. remen kirlilk bu. kendini bilmezlik. forumla alay etmek.

    yönetim lütfenb bu alıontı olsun kaldırın. böylesine aptalca birşey olabilir mi yahu...
  • @castorpollux

    Keşke bu komplo teorileri arasına Türkiye 'nin doğu illerinden birinde bulunduğu söylenen gerçeğine en yakın nüsha olan "BARNABAS İNCİLİ"nide ekleseydiniz. Gerçi ortada bir sürü delil var, teori olmaktan çıktı sayılır ama yine de arkasından bir sürü teoriler öne sürüldü. Bu İncilin bazı Türklerce ele geçirilip Yunanistana satıldığı iddiaları gibi... Aydoğan Vatandaş 'ın bu konuda çok sağlam teorileri var. Arkadaşımın hediye ettiği bir kitapta (Apokrifal) okumuştum.
     KOMPLO TEORİLERİ - KARANLIK GÜÇLER - BÜYÜK BİRADER




  • Masonluk, yanlış bir fikri uzun bir zaman boyunca ve etkili propaganda yöntemleriyle kitlelere kabul ettirebilmiştir. Doğruyu anlatmak ve kabul ettirmek ise çok daha kolaydır.

    Müslümanlar bu görevi üstlendiklerinde, Allah'ın izniyle, "Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir" hükmü tecelli edecektir. (Enbiya Suresi, 18)


    Ve o zaman, 21. yüzyıl, masonların umdukları gibi Yeni Masonik Düzenin değil, Türk-İslam ahlakının yüzyılı olacaktır.
  • Son derece gizli hareket ediyorlar. İçlerinden biri yargıya takılsa bile hemen örtülü-gizli yargılama kararı aldırmakta geç kalmıyorlar. Ankara 'da 9 küçük kız çocuğuna tecavüz eden sapık sanatçı için bile bakın nasıl gecikmediler.


    quote:


     KOMPLO TEORİLERİ - KARANLIK GÜÇLER - BÜYÜK BİRADER

    Sapık Mason İçin Gizlilik Kararı
    19 Kasım 2008 11:04

    Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası üyesi olduğu ortaya çıkan, küçük kız tecavüzcüsü "kasklı" sapık Ş.Ö.'nün davası için gizlilik kararı çıktı.

    Başkentte 9 İstanbul'da 3 kıza cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürülen İstanbul Devlet Opera ve Balesi çalışanı Ş.Ö. hakkında açılan 7 davadan, ilk olarak 13 yaşındaki bir mağdura yönelik eylemine ilişkin yargılama başladı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada, "gizlilik" kararı verildi.
    Kaynak: Aktifhaber




     KOMPLO TEORİLERİ - KARANLIK GÜÇLER - BÜYÜK BİRADER

    KASKLI SAPIK MASON ÇIKTI!.. 'KONUŞURSAM BENİ ÖLDÜRÜRLER!..'

    Ankara'da 9 çocuğa tecavüz eden ve kamuoyunda "kasklı sapık" olarak tanınan tenör Şahin Öğüt, "MASON" çıktı. Üstelik çok güçlü referanslarla...

    Tartışma sırasında Öğüt, “Siz benim arkamda kimler var biliyor musunuz?” diye, görevlileri tehdit ederken, mason olduğu ortaya çıktı. Vakit, cezaevine nakli sırasında Öğüt ile görevliler arasında ilginç diyaloglar yaşandığını öğrendi. Diyalogların ardından sapık Şahin Öğüt, görevlilerin anlamakta güçlük çektiği ilginç şeyler anlatmaya başladı.

    Bağlantılarıyla görevlileri korkutmaya çalışan Öğüt, ortaya attığı sapık fikirlerinin dayanaklarını da anlatıyordu. “Üstadım” diye gösterdiği “Bernard Moro” ile bu ismin eşi olduğunu söylediği “Fatma Zümrüt Hanım”dan övgüyle söz eden Öğüt, “Askerlikten önce tanışmıştık, kendileri 27. derece üst düzey masondur. Beni de masonluğa onlar aldırdılar. Bana dokunursanız başınıza iş alırsınız” diye görevlileri tehdit etmeye kalkıştı. Bunun üzerine görevlilerden biri Öğüt’e “Bu gavur mu var başınızda, sizi yönetenler hep yabancı mı?” diye sordu. Öğüt de, mason yöneticileri arasında Doğan Üvey gibi isimlerin de olduğunu söyledi.

    “ÇOK KONUŞURSAM BENİ ÖLDÜRÜRLER”

    Cezaevi aracında rütbeli personelle tutuklu Şahin Öğüt arasında yaşanan diyalog bu noktadan sonra iyice masonluk üzerine kaydı. Görevlilerin “Peki bu masonlar nerede toplanıyor, adı ne bu yerin?” yönündeki sorusu üzerine Şahin Öğüt, şunları söyledi: “Çok konuşursam beni öldürürler. Kimse cesedimi bile bulamaz. Hem de kimin öldürdüğünü bile anlayamazlar, kim vurduya giderim. Onların her yerde böyle pis işlerini yaptıracak adamları vardır. Birisi namusunu temizlemiş gibi göstererek burada beni öldürtebilir.”

    LOCAYA SORDUK

    İnternet ortamından ulaştığımız Türkiye’deki masonlar listesinde Doğan Üvey ile Üstad Bernard’ın da ismi geçiyor. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nı arayarak, kasklı sapık Şahin Öğüt’ü ve Öğüt’ün verdiği Üstad Bernard, Fatma Zümrüt ve Doğan Üvey’i sorduk. Loca yetkilileri, bu isimlerin üyeleri olup olmadığını açıklayamayacaklarını belirterek “Konu hakkında bir açıklamada bulunamayacağız” dediler. Loca yetkilileri, Öğüt’ün “Arkamda masonlar var” sözleriyle ilgili de açıklama yapmaktan kaçındılar.

    MASONLAR MI KORUDU?

    Ankara’da siyah kask ve motoruyla takip ettiği, bazıları çocuk 9 kıza tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan ödüllü Devlet Opera ve Bale Sanatçısı Şahin Öğüt’ün, 2001’de de tecavüz suçlamasıyla yargılandığı, ancak beraat ettiği ortaya çıkmıştı.
    (KAYNAK: BUGÜN)




  • quote:

    Orjinalden alıntı: castorpollux


    quote:

    Orjinalden alıntı: YalnızEnes

    Yazı için teşekkürler.

    Türkler veya türkiye hakkında bir şeyler yokmu?

    Yakın tarihimizle ilgili yazılar vardı fakat siyasi içerik olarak risk taşıdığı düşünüldüğünden site yöneticileri tarafından kaldırılıp, tekrar düzenlenerek paylaşıma açılmıştır...

  • Derleme:
    "Mason Localarını Atatürk kapattı"
    http://www.tarihibakis.com/?page_id=113
  • Gerçekten çok çarpıcı gerçekler var ve ilgi çekici bi konu emeği geçen ark. tşk'ler.
  • Yanlış bildiğimiz herşey gerçek olabilir.Gerçek olduğunu bildiğimiz herşey yanlış olabilir.

    Konu için teşekkürler.1 kitap okumuş gibi oldum :)
  • Müthiş bir yazı tamamını okudum paylaşan arkadaşa teşekkürler..
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.