bu aralar küçük kuzenim Ahmet'e basketbolu sevdirmeye çalışıyorum, Basketbol sevgisinde epey ilerleme var ve farklı amaçlar için de işe yarıyor. geçenlerde bana Spider Man masalı anlat dedi. onun gibi kahraman olacakmış. fırsat bu fırsat diyerek elimde kağıt kalem anlatmaya başladım. tabi spider man değil MJ hikayesi. hikayemizde protagonist ( Cüneyt arkın yani ) Michael Jordan. Antagonist ( Erol Taş ama o kadar da kötülük yapmıyor ) ise Patric Ewing. Michael Jordan , daha küçük bir çocuk ve Süt içiyor, bezelye, nohut, sarmısak, fasulye, peynir, bal, pekmez, yoğurt ... annesinin verdiği, ye dediği herşeyden çok çok yiyor, kaslarını güçlendiriyor. bir de devamlı antrenaman yapıp basket oynuyor. okulda da Patric Ewing diye arkadaşı var, hem Jordan'dan uzun hem de biraz daha kaslı. Bir maçta Jordan çok iyi zıplayıp Patric'in üstünden smaç yapıyor ve buna Pat çok sinirleniyor. Cüssesi büyük olduğu için Jordan'ı dövmek istiyor. neyse işte Jordan, basketbol dövüş etmek değildir, biz arkadaşız diyerek ortamı yumuşatıyor ve barışıyorlar. fakat orada bir şey aklına geliyor. artık daha çok faydalı yemek yemeye ve kas çalışmaya antrenman yapmaya başlıyor. ilk başta evlerinden başlayarak duvarları kırmaya başlıyor yumrukları ile. sonra evleri harabeye dönüyor, annesi yine de kızmıyor afferim oğluma, hiç yemek seçmiyor, bir sürü de kas yaptı maşallah diyor. kırsın döksün, helal olsun diyor. günler yıllar geçiyor ve NBA'de karşılaşıyor bu iki arkadaş, bir de bakıyorlar ( MJ sayfa kadar büyümüş her tarafından kas fışkıran Lebron ötesi bi şey olmuştur bu arada ) MJ inanılmaz kas yapmış, kocaman güçlü bir basketbolcu olmuş. fakat Patric: annesi süt iç demiş içmemiş, bezelye ye demiş, yememiş, sirkeli salata ye demiş yememiş, zeytin yağı, bal yumurta demiş, yememiş. gidip gidip Kinder çikolata yemiş. sonra da zayıf güçsüz bir adam olmuş, basketbolu hiç iyi değilmiş. MJ ona demiş ki bak ben bunları yedim çalıştım, güçlendim artık beni asla durduramazsın demiş. ve daha ilk pozisyonda Jordan orta sahadan bi zıplamış, uçmuş uçmuş ve pota dibinde blok yapmak için sıçrayan Patric ile havada karşılaşmış. Jordan ona havada hafif bir gülümseme ile bakmış ve: - Aklından bile geçirme! demiş ve Patric in üzerinden geçerek çok sert bir smaç yapmış. bununla da kalmayıp, bütün gazeteceilerin gözü önünde potayı kırıp yerle bir etmiş. hiç kimse inananmıyormuş, Michael Jordan artık süper bir kahraman olmuş. zorda kalan insanlara hep yardım etmiş. insanlar da onu çok sevmiş. bu hikaye o kadar çok işe yaradı ki, daha bir hafta öncesine kadar sirkeden, sarmısaktan ve daha en az 7-8 çeşit yemekten nefret eden Ahmet, şimdi artık bütün yemekleri yiyor. dün akşam yemeğinde sirkeli salata vardı yine, ve benden daha çok yedi ve yemek ten sonra : - Selçuk abi, şimdi kaslarımı ısırabiliyor musun bakalım? dedi basketbolu çok seviyorum ve kuzenime de sevdirmeye çalışıyorum. basketbol sevgisi sayesinde şimdi o hiç yemek seçmiyor ve büyüyüp kas yaptığında MJ gibi evlerini kırıp dökeceğini ve pota parçalayacağını hayal ediyor ne diyeyim bir de bizden çıksın pota falan kıracak gençler ya Samimane gayret edin, faydasını göreceksiniz, kuzenimde işe yaradı