Şimdi Ara

Kurallar: Mutlak Adalete karşı Subjektif Yargı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
134
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bu sabah mis gibi havada, yeşil ağaçların arasındaki koşu yolunda terlerken (herhâlde aklımdan zorum olduğu için) aklıma gelen, zaten arada da düşündüğüm şu olay:

    İnsanlarca bugüne kadar koyulmuş tüm yazılı kurallar ve kanunlar (Urgakina ve Hammurabi'den beri), [mutlak] adaleti sağlamaya çalışmışlar, suçluya ceza, masuma hakkını vermeyi amaçlamışlardır.

    Ama hiçbiri adaleti tam anlamıyla sağlayamamış, hattâ bazen suçlular salınmış, haklılar ceza görmüştür.

    Bence bunun sebebi belli, tüm olayları ve bütün insanların duygu ve görüşlerini kimse bu hayatta bilemez, bu yüzden hak tam anlamıyla sağlanamaz.

    Şimdi, bazı durumlarda adaleti sağlayabilecek kişi (yargıç, polis, öğretmen), subjektif yaklaşır ve kendi doğru bildiğini okur, yasaları biraz bükerse (ki ülkede bazen oluyor), mutlak adalete bazen daha yakın olabilir.

    Ancak sistem büyük ve nüfus çok olduğundan, bu kişinin subjektif yargısı (doğru bile olsa), devlet tarafından kabûl edilemez, çünkü bir kişi bir kuralı biraz büküp, sonuca subjektif bir yargıyla yaklaşırsa; öteki gün bu imkân ya kötüye kullanılır, yahut beceriksiz biri tarafından mahvedilir.

    İşte herkese ortak bir kural paydası ve biraz kusurlu bir kurallar bütünü (yani yasalar) verilmesinin sebebi budur, daha kusurlu olabilecek bir insan yargısını önlemek.

    Kısacası kusur içerisinden kusur seçiyoruz ve mutlak adaleti sağlayamasak da en az kusurlu şekilde hak dağıtmaya çalışıyoruz.Bu yüzden kurallar bütününe bir amaç olarak değil, araç olarak bakılmalıdır.

    Yani bana göre, şayet gerçekten istisnâî bir durum olursa, kurallar eğilip bükülmeye meyilli olduğu gibi; subjektif görüş, bir yazılı kuraldan daha iyi adaleti sağlayabilir.

    Altta hazırladığım skalada örneğin, kullanılan subjektif yargının adaletli bir sonuca varma şansı, genel kurallarla aynı adalete varma şansından daha yüksek.

    Kurallar: Mutlak Adalete karşı Subjektif Yargı


    Bana göre iki ölçek de adalet kadar düz bir çizgi hâline gelemiyorlar, sadece bazı durumlarda (kanıtlar bolsa) o ölçek mutlak adalete doğru daralıyor.

    Bir örnek: Ekmek çalan bir gencin gerçekten bunu ilk kez yapıyor olması ve polis tarafından salınması (subjektif yargı); o genç gerçekten aç ise, hırsızlığı birdaha yapacak durumda olmayacak ve hattâ o çaldığı ekmeğin parasını bile ileride fazlasıyla ödeyecek ise, doğru karardır.1 Hafta hapse atmak kuralların önerdiği şey ise, yanlıştır.Tabii o gencin ne geçmişini, ne geleceğini, ne duygularını, ne başına gelecekleri bilemeyeceğimizden mutlak adaleti de sağlayamıyoruz...

    Maalesef bu subjektivite istismar da edilebilir, o yüzden kuralcı (yani şekilci) yahut tam anarşist olmak değil, kuralların ortak çıkara hizmet ettiğine inanmak ve gerektiğinde kuralları çöpe atabilmek gerek bence.

    Ne dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fsdister -- 6 Mayıs 2019; 14:51:34 >







  • Adalet göreceli bir şey sonuçta. Hangi noktayı terazinin denge noktası olarak aldığına bağlı bir şey.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.