Şimdi Ara

KÜRTÇE BİR DİL Mİ ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
995
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Rusya’nın Erzurum elçisi (konsolos) olarak görev yapmış olan Auguste Jaba, 1860 yılında Kürtçe (!) üzerine derlemelerini yayınlamıştır. Daha sonra da Sen Petersburg Bilimler Akademisi’nin isteği üzerine F. Justi tarafından bu kitap temel alınarak 8378 sözcükten oluşan bir “Kürtçe (!)” sözlük oluşturulmuştur. Bu sözlük 146 yıl öncesinin, bugünden çok daha saf Kürtçesini (!) göstermektedir. V. Minorsky gibi önde gelen bilimadamları bu sözlükteki sözcükleri köken açısından sınıflamışlar ve ortaya aşağıdaki çizelge çıkmıştır.

    3080 sözcük ... Türkçe
    1030 sözcük ... Farsça
    1200 sözcük ... Zend lehçesi
    370 sözcük ... Pehlevi lehçesi
    2000 sözcük ... Arapça
    220 sözcük ... Ermenice
    108 sözcük ... Keldanî
    60 sözcük ... Çerkesçe
    20 sözcük ... Gürcüce
    300 sözcük ... Kökeni belli olmayan sözcükler olduğu anlaşılmıştır.

    (Prof. Dr. A. Haluk Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, sf. 119)

    Aktaran: Sadi SOMUNCUOĞLU, 28 Aralık 2010, Yeniçağ Gazetesi



    ARKADAŞLAR KENDİ SÖZCÜKLERİ OLMAYAN DİL OLURMU?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KESERR -- 30 Ocak 2015; 5:33:03 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Alıntıdır;
    türkçe diye bir dil yok

    türk dil bilimci orhan hançerlioğlu’na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z». harfleriyle başlayan türkçe kelime yoktur.

    (bakınız: türk dili sözlüğü, remzi kitabevi)

    bu harflerin içinde bulunduğu kelimelerde çoğunlukla türkçe değildir.

    türkçede kullanılan 29 harften 13'ünün köken olarak türkçe olmadığını söylüyor ve geriye kalıyor 16 harf. bu 16 harfle başlayan kelimelerin içinde arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, sırpça, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce ve 30 dilden daha kelimeleri toplarsanız inanılmaz bir rakama ulaşılıyor ve geriye çok çok az türkçe kelime kalıyor.
    bunların içinde uydurulmuş %5 kelimeler vardır, birde kökeni kaybedilmiş kelimeler.
    geriye ise %10'dan az türkçe kelime kalıyor, yani %90-95'inden fazlası yabancı kökenli kelimelerden oluşuyor. gördüğünüz gibi türkçe dünyanın en fakir dilidir.

    türkçe diye bir dil hemen hemen yok gibi.

    türkçe harf özürlüsü bir dil

    türk dil bilimcileri genellikle milliyetçi ve sübjektif olur dolayısıylada hançerlioğlu artniyetli ve sübjektifdir. orhan hançerlioğlu'na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» türkçede yok. bu saydıgımız harflerle başlayan ve bugün türkçe denilen dilde kullanılan kelimelerin tümü yabancı dillerden alınmıştır. türkçe değildirler. fakat türkçede olmayan bu harflerin daha çok sayıdada olduğu diger dil bilimciler tarafındanda söylenir. hançerlioğlundan daha az sübjektif olan bir etimologun dedikleri ise daha çok çarpıcıdır.

    etimolog ve dil uzmanı ali karduxos'a göre ise «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v»,«z» harfleri ile başlayan ve köken olarak türkçe olan kelime yoktur. yani ali karxudos'a göre bu sıralanmış 18 harfle başlayan türkçe kelime yoktur. geriye 11 harf kalıyor.

    türkçe uydurma dil

    işte toplama olan türk dilinin yapaylığını gösteren ispat.tdk başkanı kendisi itiraf ediyor hemde.

    türk dil kurumu başkanı şükrü halûk akalın:1935 yılına gelindiğinde, yine herkesin anlayamadığı bir dil ortaya çıktı. zaten osmanlı türkçesinden şikayet şuydu: yazılıp da konuşulamayan bir edebi türkçe, bir de konuşulup yazılmayan halk dili vardı. bunun birleştirilmesi gerekiyordu.yeniyi anlıyoruz; ama eski metinleri anlayamıyoruz. orta asya türkçesininde çok yetersiz olduğu dil bilimciler tarafından söyleniyor. uygur alfabesi'nin tümü 14 harfden ibaretdi. ki 14 harfin hepside uygurcaya ait değildir. orhun yazıtlarıda soğdacadan alınmıştır.

    türkçe fakir ve toplama dil

    daha kapsamlı bir yazıyla devam ediyoruz.

    türk dil kurumunnun hazırladığı türkçe sözlüğün 2006'de yayımlanan 10. baskısında 100 bine yakın sözcük yer almaktadır. türkçe'de bu kadar sözcük olmadığını, olamayacağını yine türkçe'nin kendi kurallarıyla ıspatlayalım.

    1. türkçe'de büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır. en yaygın ve kapsamlı olan, diğer türk lehçeleri için de geçerli olduğu için bu şekilde adlandırılan, büyük ünlü uyumudur. bu kurala göre türkçe'de bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa takip eden hecelerde de ince bir ünlü (e, i, ö, ü) varsa takip eden hecelerde de ince ünlüler yer alır. ve bu kurala uymayan sözcükler kesinlikle türkçe değildir.

    örneğin;çiçek, gözlük, dolma, dokuz gibi kelimeler bu kurala uyduğu için türkçe'dir. ama kitap, kalem, beraber, gazete gibi sözcükler kurala uymadığı için türkçe değildirler. bu kurala her uyan sözcüğün türkçe olduğu sonucu çıkarılmasın. örneğin; nihilist, madam, radyo, mutlak, meclis, satır gibi sözcükler kurala uyduğu halde türkçe'ye başka dillerden giren yabancı sözcüklerdir. bu kurala uymadığı halde sonradan ses değişimlerine uğrayan birkaç orijinal türkçe sözcük de vardır. kardeş (kardaş), elma (alma) gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve büyük ünlü uyumu kuralına uymayan bütün sözcükleri çıkarıp atın.

    2. türkçe'de minimum «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    başka bir etimologun söylediğine görede «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    doğadan yansıma (taklit) yoluyla oluşmuş birkaç sözcük hariç: vızıltı (vız), zırlamak (zır) şırıltı (şır) cik (kuş sesi) gibi.
    bu haflerle başlayan çok az sayıdaki kelime ya doğadan gelen bir sesin taklitidir, yani onomatope'dir. ya da başka bir dilden alınmış olmasına rağmen uğradığı fonetik ve anlam değişiklikten dolayı tam ve doğru kökünü çıkarmak zorlaşmıştır.

    başka dillerde bazı ünlü harflerle başlayan sözcük olmayabiliyor ama bu kadar ünsüzle başlayan anlamlı bir tek sözcüğün olmadığı başka bir dil yoktur herhalde. bu harflerle başlayan sözcüklere birer örnek verelim:

    cinayet(a.), jale(fr.) lamba (yun.) milli (a.) nabız (a) rapor (fr.) şans(fr.) valiz (it.) zaman (a.)

    ilginçtir ki r ünsüzüyle başlayan ne yansıma ne de anlamlı tek bir sözcük olmadığı gibi halk söyleyişinde bu ünsüzle başlayan yabancı sözcükler, başlarına getirilen bazı ünlülerin yardımıyla söylenebilmektedir: recep>irecep , resmi>iresmi , rıza>irıza gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve yukarıda belirtilen ünsüzlerle başlayan sözcüklerin yer aldığı bölümlerin hepsini yırtıp atın. çünkü bunların hiçbiri (yansıma sesler hariç) türkçe değil.

    3. türkçe kelimeler b, c, d, g ünsüzleriyle bitmezler. bu ünsüzlerle biten yabancı sözcüklerin hepsi b yerine p, c yerine ç , d yerine t ve g yerine k sesleriyle bitirilir. örneğin; kitab>kitap, muhtac>muhtaç, derd>dert, reng>renk, cild>cilt gibi.

    sonuç: p, ç, t, k ünsüzleriyle biten sözcüklere dikkat edin. türkçe olmayabilirler.

    4. geniş yuvarlak ünlüler (o, ö) türkçe kelimelerin yalnız birinci hecelerinde bulunabilirler.

    sonuç: ikinci veya diğer hecelerinde o veya ö ünlüsü bulunduran sözcükler türkçe değildir. örnek: horoz, doktor, otobüs, külot, anot, katot, azot, kolon, alkol, traktör, varoş vb.

    5. j ünsüzü türkçe'de hiç yoktur. bu yüzden türk köylüsü jilete cilet, jandarmaya candarma, japona capon der.

    sonuç: bir sözcüğün ister başında , ister ortasında , ister sonunda j ünsüzünü gördünüz mü bilin ki bu sözcük türkçe değildir.

    6. eski türkçe'de j'nin yanı sıra f ve h ünsüzleri de bulunmuyordu. bu harflerin keşfi güneybatı türkçesinin ilk yüzyıllarından itibaren bazı sözcüklerdeki ses değişmeleriyle gerçekleşmiştir. öbke>öfke , uvalt>ufalt gibi.

    sonuç: içinde f ve h ünsüzleri geçip de türkçe olan sözcükler iki elin parmaklarını geçmez.

    7. türkçe'de bir hece ya da kelime içinde iki ünlü yan yana gelmez. örneğin şiir, şair, saat gibi sözcükler türkçe değildir.

    8. türkçe'de kelime köklerinde iki aynı ünsüz yan yana gelmez. örneğin hissetmek (hiss), affetmek (aff) gibi aynı cinsten çift ünsüz bulunduran sözcüklerin yalnızca yardımcı eylem olan etmek” kısımları türkçe'dir.

    9. kökeni türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. uzun ünlü, arapça ve farsçadan türkçeye giren kelimelerde görülür: şair (şa:ir), numune (numu:ne), iman (i:man). bu örneklerde iki noktadan önceki harfin gösterdiği ses uzun ünlüdür ve uzun söylenir.
    ancak, birçok kelimede uzun ünlü kısalmıştır: beyaz, hiç, rahat, ruh. bu örneklerdeki koyu harflerle belirtilen sesler, alındıkları dilde uzun oldukları hâlde türkçede kısa söylenir.

    10. türkçe kelimelerin başında iki ünsüz yan yana bulunmaz. tren, grup, stasyon, spirto, traş gibi sözcükleri halk tiren, istasyon, ispirto, gurup, tıraş şeklinde telaffuz etmektedir.
    ünsüz uyumu

    11. türkçede tonsuz (sert) ünsüzle biten kelimelere gelen ekler tonsuz (sert) ünsüzle başlar: aç-tı, aş-çı, bak-tım, bas-kı, çiçek-ten, düş-kün, geç-tim, ipek-çi, seç-kin, seç-ti, süt-çü. böyle başlamayanlar türkçe değildir.

    sonuç:

    7, 8, 9, 10, 11 maddeleri de göz önünde bulundurarak zaten iyice zayıflamış olan türkçe sözlüğünü bir daha elden geçirin. aşağıda verilen bilgileri de dikkate aldığınızda, geriye elinizde 4000-5000 kelimelik bir sözlük kalacaktır.

    yukarıda sayılan bu kurallara başkalarını da eklemek mümkündür. bu gerçeğin farkında olan türkçe dilbilimciler üniversitelerin türk dili ve edebiyatı ve türkçe öğretmenliği bölümlerinde öğrencilere her zaman bir dilde önemli olan sözcük sayısı değil; o dilin ifade ve anlatım gücüdür argümanını empoze etmeye çalışırlar.

    tdk'nın türkçe sözlüğünde dikkat çeken bir diğer husus fiillerin yazımıyla ilgilidir. birazcık olsun türkçe gramerini bilen bir kişi, türkçe'de fiillerin mastar şeklinin me(ma), mek(mak), ış(iş, uş, üş) ekleriyle yapıldığını bilir.

    ama tdk özellikle sözcük sayısını fazla göstermek ve sözlüğünü hacim olarak kabartmak amacıyla her fiil için bu üç şekli de ayrı ayrı maddeler olarak göstermiştir. bak- fiilini örnek olarak ele alalım. sözlüğün bu fiil için yaptığı tanımlar şöyle:

    bakma: bakmak işi

    bakmak: bakışı bir şey üzerine çevirmek.

    bakış: bakmak işi veya biçimi.

    dikkat edilirse bu maddelerin her birinin tanımı bir diğerinin yardımıyla yapılmıştır. kuşkusuz bunların her biri cümle içinde değişik anlamlarda kullanılabilir. ama sözlük anlamları aynı olduğu ve bak- fiilinin mastar biçimleri olduğu için bunları ayrı maddeler saymak ve sözcük sayısına katmak ancak tdk'nın yapabileceği bir iştir. bundan yola çıkarak tdk'nın türkçe sözlüğünde yer alan fiillerin sayısını tespit edip sayısal olarak üçte ikisini çıkarmamız gerekecek.

    sözlükte, türkçe sözcük olarak gösterilen ve yukarıdaki kuralların dışında kalan ama ancak etimologların tespit edebileceği birçok yabancı kökenli sözcük de vardır. sözlüğe önsöz yazan ve kurumun sözlük kolunda yer alan prof. dr. hasan eren'in bizzat belirttiği yabancı kökenli şu sözcükler güzel bir örnek teşkil etmektedir: şölen (moğolca) , inci (çince), pirinç, çeltik, peynir, armut (farsça), soba (macarca), kapuska (rusça) vb.

    arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce vs. dillerdeki kelimeleride türkçeden çıkartırsak geriye pek birşey kalmıyor.

    başka kelimeleride inceleyelim

    günler:
    1- pazar: farsça,
    2- pazartesi: pazar-ertesi, farsça,
    3- salı: farsça,
    4- çarşamba: kürtçe,
    5- perşembe: kürtçe,
    6- cuma: arapça,
    7- cumartesi: arapça cuma-ertesi,
    8- hafta: yedi sayısı, irani dillerden.

    aylar ve zamanlar:
    1- ocak: oçak (ateş yakılan yer, ev yuva),
    2- şubat: aramice,
    3- mart: latince,
    4- nisan:aramice/ibranice,
    5- mayıs: latince,
    6- haziran: aramice,
    7- temmuz: sümerce/ibranice,
    8- agustos: latince,
    9- eylül:aramice,
    10- ekim: türkçe ekme tarlaların sürülüp ekildiği ay,
    11- kasım: arapça, eski takvimde sonbaharın ilk günü,
    12- aralık: türkçe'deki aralık sözünden geliyor. tartışılır.

    13- mevsim: arapça,
    14- sene: arapça,
    15- saat: arapça,
    16- sabah: arapça,
    17- şafak: arapça,
    18- takvim: arapça,
    19- dakika: arapça,
    20- devir: arapça,
    21- iklim: yunanca,
    22- bahar: kürtçe.

    günleri, ayları, mevsimleri, kısaca zaman birimleri olmayan dünyadaki tek dil = türkçe

    renkler:
    1- siyah: farsça,
    2- kahverengi: anlamı açık,
    3- gri: fransızca,
    4- kurşuni: kürtçe
    5- kırmızı: "kırmıs" arapça olabilir. böcek ismi,
    6- bordo: bordeaux; fransa'da bir şehir,
    7- turuncu: meyve renginden; turunc-u,
    8- pembe: farsça, kürtçe,
    9- yeşil: türkçe'deki "yas" (diri) sözcügünden geliyor.
    10- turkuaz: "turkuaz" taşının rengi: fransızca,
    11- mavi: arapça ,
    12- lacivert: farsça,
    13- yavruağzı: kuş yavrularının ağız rengi,
    14- menekçe: kürtçe; binevşî,
    15- mor: arapça,
    16- leylak: çiçek rengi; arapça,
    17- bej: fransızca,
    18- kara: diğer dillerde o kadar çok anlamı var, en iyisi hiç bulaşmamak,
    19- kaki: kürtçe,
    20- eflatun: arapça,
    21- sarı: irani dillerden,
    22- kestanerengi: yunanca; kastano.

    aile, fert, evlilik vb. alanla ilgili bazı yabancı kökenli kelimeler:
    amca: arapça,
    avrat: arapça,
    baba: farsça,
    bebek: arapça,
    çoban: kürtçe
    dadı: arapça,
    damat: farsça,
    dayı: arapça,
    düşman; kürtçe
    erkek: arapça,
    evlat: arapça,
    evlilik: arapça,
    fert: arapça,
    gerdek: farsça,
    hala: arapça,
    hamile: arapça,
    kız: kürtçe,
    nesil: arapça,
    peder: farsça,
    teyze: farsça,
    valide: arapça,
    --spoiler--

    --spoiler--
    şok edici farsça-kürtçe kelimeler:

    bari, çünkü, eğer, eyvah, gerçi, her, henüz, herkes, hiç, hemen, hep, kâh, ki, keşke, meğer, meğerki, naçizane, ne, peşin, parça, sade, ta, ya, tek.

    şok edici arapça kelimeler:

    acaba, ama, alaka, asıl, asla, aynen, amma, an, bazen, bazı, bizzat, cümle, daima, dahil, dair, defa, dikkat, ebediyen, ekseriyet, elbet, ezel, fakat, falan, filan, fazla, galiba, hakikaten, hakiki, hâlâ, hâlbuki, hâlen, harbi, hülasa, illa, isim, istisna, izah, kadar, kelime, kere, keza, külliyen, lakin, lütfen, mesela, misal, rağmen, şey, tabii, tamam, tesadüf, vallahi, ve, vesaire, yahu, yani, zaten,

    tüm dünyada, ve kelimesinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. ve arapça bir kelimedir.

    tüm dünyada, tüm giysi isimleri başka dillerden alınan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. tükçe kökenli giysi isimleri yoktur: atlet, külot, pantolon, fistan, entari, pardüso, ceket, şapka, çorap, mayo, bikini hepsi başka dillerinden alıntılardır.

    tüm dünyada, köy ve şehir kelimelerinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. türkçeye yerleşmiş olan bu her iki kelime de, farsça kelimelerdir. bunların türkçe karşılıkları yoktur. aynı zamanda, kasaba, kaza, nahiye, il, ilçe kelimleri de başka dillerden alıntılardır.

    türkçeye giren yabancı sözcükler iş alanlarıyla sıkı bir ilişki içindedir. bu iş alanları da çağlara göre değişmektedir.

    ekonomi, teknoloji, bilim, spor ve sanatla ile ilgili hemen hemen bütün kelimeler, avrupa dillerinden alıntıdır. sonu -syon, -siyon ile biten bütün kelimeler avrupa dillerinden alıntıdırlar: istasyon, enflasyon, organizasyon, develasyon, federasyon, fraksiyon, direksiyon.

    hukuki terimlerin hemen hemen hepsi arapçadan alıntıdır: adi, adil, hak, hukuk, hakim, mahkeme, dava, adalet, hapis, ceza, suç, bereat, tazminat, tescil, sicil, kayıt, evrak, itiraz, taciz, tecavüz, katil, katliam, mahküm, müvekkil, red, inkar, kabul, itiraf, yasa, kanun, madde, karar ve yüzlercesi.

    din ile ilgili bütün kelimeler arapçadır: allah, din, cennet, cehennem, günah, sevap, peygamber, melek, ayet, ilah, namaz, ibadet, cami, hutbe, sadaka, zekat, hadis, cenaze… ve yüzlercesi.

    sonu -iyet, -iye ile biten bütün kelimeler arapça'dan alıntıdırlar: cumhuriyet, hürriyet, cemiyet, niyet, ciddiyet, samimiyet, maliye, harbiye, terfiye, kurabiye.

    gemicilikle ilgili sözcükler genellikle ispanyolca italyanca'dan.

    elişleri (kuyumculuk gibi) alanında ermenice'den.

    balıkçılık, yemek-içmek, içki, tarım araçları genellikle rumca ve grekçe'den.

    yazın alanında farsça başattır. divan şiirinde geçen sözcüklerin ve kavramların hemen hepsi farsça’dır.

    türkçe ural-altay dil grubuna ait bir dildir. bu dil grubunda, başka kelimelerin önüne ve arkasına eklenerek, yeni kelimelerin oluşmasını sağlayan önek ve sonekler yoktur. (soneklerle burada kastedilen, fiillerin çekim ekleri, iyelik ekleri, olumsuzluk ekleri, isimlerin çoğul ve büküm ekleri değil.)
    bu dillerde yeni kelimeler üretmek, sadece mevcut kelimeleri birbirine bağlayarak mümkündür.

    türkçe'de önek kullanılmıyor çünkü türkçede ön ek yoktur, ama hepsi hint-avrupa dillerinden alıntı olan, çok sayıda sonek bulunmaktadır. ve bunlar, her birinin taşıdığı fonksiyon doğru düzgün bilinmeden, yerli yersiz, her türlü kullanılıyor:
    -der, -dar, -er, -ar, -e, -el, -al, -sel, -sal, -am, -av, -li, -lik, -cı, -cık, -ce, -çe, -gi, -geç, gar, -tay.

    tarihsel: tarih + sel
    tarih: arapça bir kelime.
    -sel, -sal: fransızca'dan alıntı, latince'ye ait sonekler.
    masacık: masa+cık
    masa: yunanca bir kelime.
    -cık: yunanca küçültme eki.
    haberdar : haber + dar
    haber : arapça bir kelime.
    kurul+tay, danış+tay, yargı+tay, sayıştay
    -tay: moğolca bir sonek.-tay eki ... olan anlamı verir.
    -dar : kürdçe'de bir sonek.
    dürme+dan+lık, su+dan+lık
    dan: farsça bir ek.
    parça: par+çe
    par: kürtçede bölüm/hisse demek.
    -ça /-çe eki kürtçe'de küçültme ekidir.
    türkçe: türk+çe
    küçük türkçe demek. bu ek bile saçma sapan bir anlamda kullanılmış.

    daha neler var neler.

    sonuç:

    türkçe denen dil; dünyanın en fakir, en toplama, en yapay ve en uyduruk dilidir.

    türkçe meğerse 4-5 bin kelimelikmiş. çoğu da tdk tarafından son 90 yılda türetilmiş (uydurulmuş). herşey çıkarıldıktan sonra geriye sadece 1500 kadar eski türkçe kelime kalıyor.

    -colde buz arayan eskimo




  • Türkçe diye bir dil yok diyen akıl yoksunluğu yaşıyordur.
    Onun dışında Kürtçe tabii ki bir dildir. Değilse Kürtler ne konuşuyor? Yani araştırırken biraz inanarak ilerlemek lazım.
  • gereksiz tartışma ,elbet halklar birbirinden etkilenecek aynı coğrafyada yaşıyoruz
  • Orta Asya Türkçe'sini bilmeyen üstün zekalıların son dönemde Türkçe kelimelerin başka dillere ile kaynaşmasından dolayı Türkçe diye bir dil yok demiş.Zaten Orhun Yazıtlarını da uzaylılar yazdı.O kadar destanlar,türküler,şiirler hep başka milletlerin dillerinin karması değil mi ?
  • İki insan birbiri ile Kürtçe konuşabiliyorsa Kürtçe vardır. Her dilde birbirinden alınan kelimeler bulunmaktadır. NOT: Kürt , Kürtçü değilim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MUHAFIZ44

    Alıntıdır;
    türkçe diye bir dil yok

    türk dil bilimci orhan hançerlioğlu’na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z». harfleriyle başlayan türkçe kelime yoktur.

    (bakınız: türk dili sözlüğü, remzi kitabevi)

    bu harflerin içinde bulunduğu kelimelerde çoğunlukla türkçe değildir.

    türkçede kullanılan 29 harften 13'ünün köken olarak türkçe olmadığını söylüyor ve geriye kalıyor 16 harf. bu 16 harfle başlayan kelimelerin içinde arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, sırpça, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce ve 30 dilden daha kelimeleri toplarsanız inanılmaz bir rakama ulaşılıyor ve geriye çok çok az türkçe kelime kalıyor.
    bunların içinde uydurulmuş %5 kelimeler vardır, birde kökeni kaybedilmiş kelimeler.
    geriye ise %10'dan az türkçe kelime kalıyor, yani %90-95'inden fazlası yabancı kökenli kelimelerden oluşuyor. gördüğünüz gibi türkçe dünyanın en fakir dilidir.

    türkçe diye bir dil hemen hemen yok gibi.

    türkçe harf özürlüsü bir dil

    türk dil bilimcileri genellikle milliyetçi ve sübjektif olur dolayısıylada hançerlioğlu artniyetli ve sübjektifdir. orhan hançerlioğlu'na göre: «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» türkçede yok. bu saydıgımız harflerle başlayan ve bugün türkçe denilen dilde kullanılan kelimelerin tümü yabancı dillerden alınmıştır. türkçe değildirler. fakat türkçede olmayan bu harflerin daha çok sayıdada olduğu diger dil bilimciler tarafındanda söylenir. hançerlioğlundan daha az sübjektif olan bir etimologun dedikleri ise daha çok çarpıcıdır.

    etimolog ve dil uzmanı ali karduxos'a göre ise «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v»,«z» harfleri ile başlayan ve köken olarak türkçe olan kelime yoktur. yani ali karxudos'a göre bu sıralanmış 18 harfle başlayan türkçe kelime yoktur. geriye 11 harf kalıyor.

    türkçe uydurma dil

    işte toplama olan türk dilinin yapaylığını gösteren ispat.tdk başkanı kendisi itiraf ediyor hemde.

    türk dil kurumu başkanı şükrü halûk akalın:1935 yılına gelindiğinde, yine herkesin anlayamadığı bir dil ortaya çıktı. zaten osmanlı türkçesinden şikayet şuydu: yazılıp da konuşulamayan bir edebi türkçe, bir de konuşulup yazılmayan halk dili vardı. bunun birleştirilmesi gerekiyordu.yeniyi anlıyoruz; ama eski metinleri anlayamıyoruz. orta asya türkçesininde çok yetersiz olduğu dil bilimciler tarafından söyleniyor. uygur alfabesi'nin tümü 14 harfden ibaretdi. ki 14 harfin hepside uygurcaya ait değildir. orhun yazıtlarıda soğdacadan alınmıştır.

    türkçe fakir ve toplama dil

    daha kapsamlı bir yazıyla devam ediyoruz.

    türk dil kurumunnun hazırladığı türkçe sözlüğün 2006'de yayımlanan 10. baskısında 100 bine yakın sözcük yer almaktadır. türkçe'de bu kadar sözcük olmadığını, olamayacağını yine türkçe'nin kendi kurallarıyla ıspatlayalım.

    1. türkçe'de büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır. en yaygın ve kapsamlı olan, diğer türk lehçeleri için de geçerli olduğu için bu şekilde adlandırılan, büyük ünlü uyumudur. bu kurala göre türkçe'de bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa takip eden hecelerde de ince bir ünlü (e, i, ö, ü) varsa takip eden hecelerde de ince ünlüler yer alır. ve bu kurala uymayan sözcükler kesinlikle türkçe değildir.

    örneğin;çiçek, gözlük, dolma, dokuz gibi kelimeler bu kurala uyduğu için türkçe'dir. ama kitap, kalem, beraber, gazete gibi sözcükler kurala uymadığı için türkçe değildirler. bu kurala her uyan sözcüğün türkçe olduğu sonucu çıkarılmasın. örneğin; nihilist, madam, radyo, mutlak, meclis, satır gibi sözcükler kurala uyduğu halde türkçe'ye başka dillerden giren yabancı sözcüklerdir. bu kurala uymadığı halde sonradan ses değişimlerine uğrayan birkaç orijinal türkçe sözcük de vardır. kardeş (kardaş), elma (alma) gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve büyük ünlü uyumu kuralına uymayan bütün sözcükleri çıkarıp atın.

    2. türkçe'de minimum «c», «f», «h», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    başka bir etimologun söylediğine görede «b», «c», «ç», «f», «g», «ğ », «h», «i», «i», «j», «l», «m», «n», «p», «r», «ş», «v», «z» ünsüzleriyle başlayan hiçbir sözcük yoktur.

    doğadan yansıma (taklit) yoluyla oluşmuş birkaç sözcük hariç: vızıltı (vız), zırlamak (zır) şırıltı (şır) cik (kuş sesi) gibi.
    bu haflerle başlayan çok az sayıdaki kelime ya doğadan gelen bir sesin taklitidir, yani onomatope'dir. ya da başka bir dilden alınmış olmasına rağmen uğradığı fonetik ve anlam değişiklikten dolayı tam ve doğru kökünü çıkarmak zorlaşmıştır.

    başka dillerde bazı ünlü harflerle başlayan sözcük olmayabiliyor ama bu kadar ünsüzle başlayan anlamlı bir tek sözcüğün olmadığı başka bir dil yoktur herhalde. bu harflerle başlayan sözcüklere birer örnek verelim:

    cinayet(a.), jale(fr.) lamba (yun.) milli (a.) nabız (a) rapor (fr.) şans(fr.) valiz (it.) zaman (a.)

    ilginçtir ki r ünsüzüyle başlayan ne yansıma ne de anlamlı tek bir sözcük olmadığı gibi halk söyleyişinde bu ünsüzle başlayan yabancı sözcükler, başlarına getirilen bazı ünlülerin yardımıyla söylenebilmektedir: recep>irecep , resmi>iresmi , rıza>irıza gibi.

    sonuç: tdk'nın türkçe sözlüğünü açın ve yukarıda belirtilen ünsüzlerle başlayan sözcüklerin yer aldığı bölümlerin hepsini yırtıp atın. çünkü bunların hiçbiri (yansıma sesler hariç) türkçe değil.

    3. türkçe kelimeler b, c, d, g ünsüzleriyle bitmezler. bu ünsüzlerle biten yabancı sözcüklerin hepsi b yerine p, c yerine ç , d yerine t ve g yerine k sesleriyle bitirilir. örneğin; kitab>kitap, muhtac>muhtaç, derd>dert, reng>renk, cild>cilt gibi.

    sonuç: p, ç, t, k ünsüzleriyle biten sözcüklere dikkat edin. türkçe olmayabilirler.

    4. geniş yuvarlak ünlüler (o, ö) türkçe kelimelerin yalnız birinci hecelerinde bulunabilirler.

    sonuç: ikinci veya diğer hecelerinde o veya ö ünlüsü bulunduran sözcükler türkçe değildir. örnek: horoz, doktor, otobüs, külot, anot, katot, azot, kolon, alkol, traktör, varoş vb.

    5. j ünsüzü türkçe'de hiç yoktur. bu yüzden türk köylüsü jilete cilet, jandarmaya candarma, japona capon der.

    sonuç: bir sözcüğün ister başında , ister ortasında , ister sonunda j ünsüzünü gördünüz mü bilin ki bu sözcük türkçe değildir.

    6. eski türkçe'de j'nin yanı sıra f ve h ünsüzleri de bulunmuyordu. bu harflerin keşfi güneybatı türkçesinin ilk yüzyıllarından itibaren bazı sözcüklerdeki ses değişmeleriyle gerçekleşmiştir. öbke>öfke , uvalt>ufalt gibi.

    sonuç: içinde f ve h ünsüzleri geçip de türkçe olan sözcükler iki elin parmaklarını geçmez.

    7. türkçe'de bir hece ya da kelime içinde iki ünlü yan yana gelmez. örneğin şiir, şair, saat gibi sözcükler türkçe değildir.

    8. türkçe'de kelime köklerinde iki aynı ünsüz yan yana gelmez. örneğin hissetmek (hiss), affetmek (aff) gibi aynı cinsten çift ünsüz bulunduran sözcüklerin yalnızca yardımcı eylem olan etmek” kısımları türkçe'dir.

    9. kökeni türkçe olan kelimelerde uzun ünlü yoktur. uzun ünlü, arapça ve farsçadan türkçeye giren kelimelerde görülür: şair (şa:ir), numune (numu:ne), iman (i:man). bu örneklerde iki noktadan önceki harfin gösterdiği ses uzun ünlüdür ve uzun söylenir.
    ancak, birçok kelimede uzun ünlü kısalmıştır: beyaz, hiç, rahat, ruh. bu örneklerdeki koyu harflerle belirtilen sesler, alındıkları dilde uzun oldukları hâlde türkçede kısa söylenir.

    10. türkçe kelimelerin başında iki ünsüz yan yana bulunmaz. tren, grup, stasyon, spirto, traş gibi sözcükleri halk tiren, istasyon, ispirto, gurup, tıraş şeklinde telaffuz etmektedir.
    ünsüz uyumu

    11. türkçede tonsuz (sert) ünsüzle biten kelimelere gelen ekler tonsuz (sert) ünsüzle başlar: aç-tı, aş-çı, bak-tım, bas-kı, çiçek-ten, düş-kün, geç-tim, ipek-çi, seç-kin, seç-ti, süt-çü. böyle başlamayanlar türkçe değildir.

    sonuç:

    7, 8, 9, 10, 11 maddeleri de göz önünde bulundurarak zaten iyice zayıflamış olan türkçe sözlüğünü bir daha elden geçirin. aşağıda verilen bilgileri de dikkate aldığınızda, geriye elinizde 4000-5000 kelimelik bir sözlük kalacaktır.

    yukarıda sayılan bu kurallara başkalarını da eklemek mümkündür. bu gerçeğin farkında olan türkçe dilbilimciler üniversitelerin türk dili ve edebiyatı ve türkçe öğretmenliği bölümlerinde öğrencilere her zaman bir dilde önemli olan sözcük sayısı değil; o dilin ifade ve anlatım gücüdür argümanını empoze etmeye çalışırlar.

    tdk'nın türkçe sözlüğünde dikkat çeken bir diğer husus fiillerin yazımıyla ilgilidir. birazcık olsun türkçe gramerini bilen bir kişi, türkçe'de fiillerin mastar şeklinin me(ma), mek(mak), ış(iş, uş, üş) ekleriyle yapıldığını bilir.

    ama tdk özellikle sözcük sayısını fazla göstermek ve sözlüğünü hacim olarak kabartmak amacıyla her fiil için bu üç şekli de ayrı ayrı maddeler olarak göstermiştir. bak- fiilini örnek olarak ele alalım. sözlüğün bu fiil için yaptığı tanımlar şöyle:

    bakma: bakmak işi

    bakmak: bakışı bir şey üzerine çevirmek.

    bakış: bakmak işi veya biçimi.

    dikkat edilirse bu maddelerin her birinin tanımı bir diğerinin yardımıyla yapılmıştır. kuşkusuz bunların her biri cümle içinde değişik anlamlarda kullanılabilir. ama sözlük anlamları aynı olduğu ve bak- fiilinin mastar biçimleri olduğu için bunları ayrı maddeler saymak ve sözcük sayısına katmak ancak tdk'nın yapabileceği bir iştir. bundan yola çıkarak tdk'nın türkçe sözlüğünde yer alan fiillerin sayısını tespit edip sayısal olarak üçte ikisini çıkarmamız gerekecek.

    sözlükte, türkçe sözcük olarak gösterilen ve yukarıdaki kuralların dışında kalan ama ancak etimologların tespit edebileceği birçok yabancı kökenli sözcük de vardır. sözlüğe önsöz yazan ve kurumun sözlük kolunda yer alan prof. dr. hasan eren'in bizzat belirttiği yabancı kökenli şu sözcükler güzel bir örnek teşkil etmektedir: şölen (moğolca) , inci (çince), pirinç, çeltik, peynir, armut (farsça), soba (macarca), kapuska (rusça) vb.

    arapça, farsça, fransızca, yunanca, rumca, ingilizce, latince, rusça, bulgarca, arnavutça, çince, moğolca, almanca, italyanca, ispanyolca, kürtçe, pehlevice, ermenice, sanskritçe, aramice, ibranice, sümerce vs. dillerdeki kelimeleride türkçeden çıkartırsak geriye pek birşey kalmıyor.

    başka kelimeleride inceleyelim

    günler:
    1- pazar: farsça,
    2- pazartesi: pazar-ertesi, farsça,
    3- salı: farsça,
    4- çarşamba: kürtçe,
    5- perşembe: kürtçe,
    6- cuma: arapça,
    7- cumartesi: arapça cuma-ertesi,
    8- hafta: yedi sayısı, irani dillerden.

    aylar ve zamanlar:
    1- ocak: oçak (ateş yakılan yer, ev yuva),
    2- şubat: aramice,
    3- mart: latince,
    4- nisan:aramice/ibranice,
    5- mayıs: latince,
    6- haziran: aramice,
    7- temmuz: sümerce/ibranice,
    8- agustos: latince,
    9- eylül:aramice,
    10- ekim: türkçe ekme tarlaların sürülüp ekildiği ay,
    11- kasım: arapça, eski takvimde sonbaharın ilk günü,
    12- aralık: türkçe'deki aralık sözünden geliyor. tartışılır.

    13- mevsim: arapça,
    14- sene: arapça,
    15- saat: arapça,
    16- sabah: arapça,
    17- şafak: arapça,
    18- takvim: arapça,
    19- dakika: arapça,
    20- devir: arapça,
    21- iklim: yunanca,
    22- bahar: kürtçe.

    günleri, ayları, mevsimleri, kısaca zaman birimleri olmayan dünyadaki tek dil = türkçe

    renkler:
    1- siyah: farsça,
    2- kahverengi: anlamı açık,
    3- gri: fransızca,
    4- kurşuni: kürtçe
    5- kırmızı: "kırmıs" arapça olabilir. böcek ismi,
    6- bordo: bordeaux; fransa'da bir şehir,
    7- turuncu: meyve renginden; turunc-u,
    8- pembe: farsça, kürtçe,
    9- yeşil: türkçe'deki "yas" (diri) sözcügünden geliyor.
    10- turkuaz: "turkuaz" taşının rengi: fransızca,
    11- mavi: arapça ,
    12- lacivert: farsça,
    13- yavruağzı: kuş yavrularının ağız rengi,
    14- menekçe: kürtçe; binevşî,
    15- mor: arapça,
    16- leylak: çiçek rengi; arapça,
    17- bej: fransızca,
    18- kara: diğer dillerde o kadar çok anlamı var, en iyisi hiç bulaşmamak,
    19- kaki: kürtçe,
    20- eflatun: arapça,
    21- sarı: irani dillerden,
    22- kestanerengi: yunanca; kastano.

    aile, fert, evlilik vb. alanla ilgili bazı yabancı kökenli kelimeler:
    amca: arapça,
    avrat: arapça,
    baba: farsça,
    bebek: arapça,
    çoban: kürtçe
    dadı: arapça,
    damat: farsça,
    dayı: arapça,
    düşman; kürtçe
    erkek: arapça,
    evlat: arapça,
    evlilik: arapça,
    fert: arapça,
    gerdek: farsça,
    hala: arapça,
    hamile: arapça,
    kız: kürtçe,
    nesil: arapça,
    peder: farsça,
    teyze: farsça,
    valide: arapça,
    --spoiler--

    --spoiler--
    şok edici farsça-kürtçe kelimeler:

    bari, çünkü, eğer, eyvah, gerçi, her, henüz, herkes, hiç, hemen, hep, kâh, ki, keşke, meğer, meğerki, naçizane, ne, peşin, parça, sade, ta, ya, tek.

    şok edici arapça kelimeler:

    acaba, ama, alaka, asıl, asla, aynen, amma, an, bazen, bazı, bizzat, cümle, daima, dahil, dair, defa, dikkat, ebediyen, ekseriyet, elbet, ezel, fakat, falan, filan, fazla, galiba, hakikaten, hakiki, hâlâ, hâlbuki, hâlen, harbi, hülasa, illa, isim, istisna, izah, kadar, kelime, kere, keza, külliyen, lakin, lütfen, mesela, misal, rağmen, şey, tabii, tamam, tesadüf, vallahi, ve, vesaire, yahu, yani, zaten,

    tüm dünyada, ve kelimesinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. ve arapça bir kelimedir.

    tüm dünyada, tüm giysi isimleri başka dillerden alınan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. tükçe kökenli giysi isimleri yoktur: atlet, külot, pantolon, fistan, entari, pardüso, ceket, şapka, çorap, mayo, bikini hepsi başka dillerinden alıntılardır.

    tüm dünyada, köy ve şehir kelimelerinin karşılığı olmayan, büyük olasılıkla tek dil, türkçedir. türkçeye yerleşmiş olan bu her iki kelime de, farsça kelimelerdir. bunların türkçe karşılıkları yoktur. aynı zamanda, kasaba, kaza, nahiye, il, ilçe kelimleri de başka dillerden alıntılardır.

    türkçeye giren yabancı sözcükler iş alanlarıyla sıkı bir ilişki içindedir. bu iş alanları da çağlara göre değişmektedir.

    ekonomi, teknoloji, bilim, spor ve sanatla ile ilgili hemen hemen bütün kelimeler, avrupa dillerinden alıntıdır. sonu -syon, -siyon ile biten bütün kelimeler avrupa dillerinden alıntıdırlar: istasyon, enflasyon, organizasyon, develasyon, federasyon, fraksiyon, direksiyon.

    hukuki terimlerin hemen hemen hepsi arapçadan alıntıdır: adi, adil, hak, hukuk, hakim, mahkeme, dava, adalet, hapis, ceza, suç, bereat, tazminat, tescil, sicil, kayıt, evrak, itiraz, taciz, tecavüz, katil, katliam, mahküm, müvekkil, red, inkar, kabul, itiraf, yasa, kanun, madde, karar ve yüzlercesi.

    din ile ilgili bütün kelimeler arapçadır: allah, din, cennet, cehennem, günah, sevap, peygamber, melek, ayet, ilah, namaz, ibadet, cami, hutbe, sadaka, zekat, hadis, cenaze… ve yüzlercesi.

    sonu -iyet, -iye ile biten bütün kelimeler arapça'dan alıntıdırlar: cumhuriyet, hürriyet, cemiyet, niyet, ciddiyet, samimiyet, maliye, harbiye, terfiye, kurabiye.

    gemicilikle ilgili sözcükler genellikle ispanyolca italyanca'dan.

    elişleri (kuyumculuk gibi) alanında ermenice'den.

    balıkçılık, yemek-içmek, içki, tarım araçları genellikle rumca ve grekçe'den.

    yazın alanında farsça başattır. divan şiirinde geçen sözcüklerin ve kavramların hemen hepsi farsça’dır.

    türkçe ural-altay dil grubuna ait bir dildir. bu dil grubunda, başka kelimelerin önüne ve arkasına eklenerek, yeni kelimelerin oluşmasını sağlayan önek ve sonekler yoktur. (soneklerle burada kastedilen, fiillerin çekim ekleri, iyelik ekleri, olumsuzluk ekleri, isimlerin çoğul ve büküm ekleri değil.)
    bu dillerde yeni kelimeler üretmek, sadece mevcut kelimeleri birbirine bağlayarak mümkündür.

    türkçe'de önek kullanılmıyor çünkü türkçede ön ek yoktur, ama hepsi hint-avrupa dillerinden alıntı olan, çok sayıda sonek bulunmaktadır. ve bunlar, her birinin taşıdığı fonksiyon doğru düzgün bilinmeden, yerli yersiz, her türlü kullanılıyor:
    -der, -dar, -er, -ar, -e, -el, -al, -sel, -sal, -am, -av, -li, -lik, -cı, -cık, -ce, -çe, -gi, -geç, gar, -tay.

    tarihsel: tarih + sel
    tarih: arapça bir kelime.
    -sel, -sal: fransızca'dan alıntı, latince'ye ait sonekler.
    masacık: masa+cık
    masa: yunanca bir kelime.
    -cık: yunanca küçültme eki.
    haberdar : haber + dar
    haber : arapça bir kelime.
    kurul+tay, danış+tay, yargı+tay, sayıştay
    -tay: moğolca bir sonek.-tay eki ... olan anlamı verir.
    -dar : kürdçe'de bir sonek.
    dürme+dan+lık, su+dan+lık
    dan: farsça bir ek.
    parça: par+çe
    par: kürtçede bölüm/hisse demek.
    -ça /-çe eki kürtçe'de küçültme ekidir.
    türkçe: türk+çe
    küçük türkçe demek. bu ek bile saçma sapan bir anlamda kullanılmış.

    daha neler var neler.

    sonuç:

    türkçe denen dil; dünyanın en fakir, en toplama, en yapay ve en uyduruk dilidir.

    türkçe meğerse 4-5 bin kelimelikmiş. çoğu da tdk tarafından son 90 yılda türetilmiş (uydurulmuş). herşey çıkarıldıktan sonra geriye sadece 1500 kadar eski türkçe kelime kalıyor.

    -colde buz arayan eskimo

    Binlerce yıl göçebe yaşayan Türk halkının dilinde muhakkak yabancı sözcük bulunacak.Önemli olan bu sözcük birikimlerini kendi kuralına göre önüne katıp yuvarlaması.Kürtçe Farsça'nın (hızlı mı yavaş mı tam bilmiyorum ikisinden biri) bir versiyonu.Türkçe'yi konuşan 250 milyon insan var.100'den fazla lehçesi var.Balkan ülkelerine,Orta Avrupa ülkelerine bir çok sözcük aktarmış bir dil Türkçe.Dünya'nın en çok konuşulan 5.dili Türkçe.Çıkıp da şimdi bunu demen çok cahilce.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Kürtçe Farsi bir dildir. Kürtlerin biz İranlı/Farsi değiliz dediğine bakmayın, Kürtler bir Farsi halktır.
  • kürtçe de bir dildir türkçe de bir dildir. Milliyetçi duygularla saçma sapan yorumlar yazmayın.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.