Şimdi Ara

KYK Borçları Ödemesi ile ilgili Düzenleme (Haber Kaynağı Şüpheli)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
25
Cevap
0
Favori
1.094
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İlgili düzenlemeye göre borçlar 3 yıl sonra ödemeye başlanacak ve ana paradan taviz verilmemek koşulu ile herhangi bir faiz olmayacağı bildiriliyor. Haberin 2. Ve 3. Sayfasında belirtildiği üzere ilgili kânun maddesi geçici olup, yürütme c.b ye bağlı. Yani kaç yıl sürer bilmiyorum ama 2+1 iken 3 yıl yapıp, faiz işlemeyecek olması güzel.

    Tabi bu faiz "dönemin enflasyonuna" oranla yükselen ana paraya ek enflasyon faizi ise, bu da güzel gelişme gibi görünüyor.

    Silinmesi gerektiği ifade edilen borçların 2(iki) milyarı aşan bir para olması devletimiz için çok büyük bir para olduğunun farkında olarak bu borcu silmesinler ama bir yerlere para akıtanları da devletimiz tez, siyaset ve belediyelerden silsin. Fakirin hakkı fakire, zenginin çaldığı yine fakire dönerse; halk için borç bir yük değil, yiğidin kamçısı olur.

    Takvim
    KYK borçları silindi mi? 1 Temmuz KYK borçları son dakika! KYK borcu affı geldi mi? İşte son durum
    https://m.takvim.com.tr/egitim/2019/06/30/30-haziran-kyk-borclari-silindi-mi-kyk-borclari-son-dakika-kyk-borcu-affi-geldi-mi-iste-son-durum?paging=8



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Yasin_1903 -- 30 Haziran 2019; 19:59:48 >







  • Bugüne kadar vatandaşın hayrına ne yaptılarda bunu bugün devletten bekleyelim.
  • Zor değil böyle bir şey olsa 4 yıllık üniversite kazanırım (yaş 32), 6 sene kredi alırım her ay parayı dolara gömerim. 6 sene sonunda da 3 sene hak veriyor, 3 sene de bozmam parayı.

    Sonra bakarız ne kadar takmışım kyk ya.

    Biri bana faizsiz kredi desin bu ülkede gerisine karışmayın.

    Not : resmi olarak hala bir lisans programında kaydım var.

    Not 2: bu yıl sınava girdim hayalim aşçılık okumak.

    Not 3: devlet vatandaşı yararına faizsiz para vermez, eşyanın tabiatına aykırır. Verirse harbiden yaparım.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: steganography

    Bugüne kadar vatandaşın hayrına ne yaptılarda bunu bugün devletten bekleyelim.
    Atatürkten bu yana güttüğümüz siyaset hep devletin vatandaşın iyiliği içindi. Elbette verilen tavizler, yolsuzluk rüşvet, adam kayırma Osmanlıdan bu yana ortak problemimiz. Osmanlı mirasına sahip çıkmak kültürel vazifemiz ancak dürüst ve ahlaklı devlet adamlarını ve dik duran Osmanlıyı değil, taviz veren el pençe osmanlıyı sahiplenen yöneticilere halk tepki göstermedikçe her şey müstehak.

    96 yıl boyunca güzel şeyler oldu. Bunları inkar etmek ya da görmezden gelmek yakışmaz hocam.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dış kapının iç mandalı

    Zor değil böyle bir şey olsa 4 yıllık üniversite kazanırım (yaş 32), 6 sene kredi alırım her ay parayı dolara gömerim. 6 sene sonunda da 3 sene hak veriyor, 3 sene de bozmam parayı.

    Sonra bakarız ne kadar takmışım kyk ya.

    Biri bana faizsiz kredi desin bu ülkede gerisine karışmayın.

    Not : resmi olarak hala bir lisans programında kaydım var.

    Not 2: bu yıl sınava girdim hayalim aşçılık okumak.

    Not 3: devlet vatandaşı yararına faizsiz para vermez, eşyanın tabiatına aykırır. Verirse harbiden yaparım.
    Tıp için 6 hukuk için 5 ve 4 yıllık bölümler için 4 yıllık kredi. Dolara yatırmaktansa altın daha önemli. Altın krizde yükselir. Dolar değerlense de paran değer kaybedeceği için alım gücün düşer. Değişen bir durum olmaz.

    Zaten bu parayı en mantıklı kullanma şekli; herkesin sevdiği bölümde okuduğunu varsayarsak, ilgi duyduğunuz akademik alanda araştırma yapmak ve yaptığınız araştırma ile ilgili kitap yazmak, film veya animasyon hazırlamak, yurt dışına gidip, o alanda çalışmak yahut araştırma projeniz için maddi katkı sağlamak amacıyla olabilir.

    Yurt dışına gidip, sıradan bir işte çalışarak 6 ay içinde rahatlıkla ödenebilir. Bunun için de çocukluk çağında ilkokul/lise döneminde mesleki eğitim alabilir, çırak-kalfa vs. Ya da kursa gidebilir. En iyi kariyer imkanı için bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Diğer türlü burda 4 yıl boyunca ödemeniz gerekir. Aynı kesinti oranını siz Avrupa da yaparsanız, 6 ayda borcunuz rahatlıkla biter. Tabi bunlar sadece fikir. Ben animasyon için ve kitap için kullanacağım. Aynı zamanda proje araştırmam için bir miktar katkı olarak da kullanabilirsem, tam verimli olur.

    Gezip, tozup eğlenmek gençlerin(öğrencilerin) değil; emekçilerin, tatilde işçilerin hakkıdır. Gençlerin gezileri eğitimlerinin bir gereği olarak kültürel ve bilimsel olmak koşulu ile ve üretken olması amacıyla yapılmalı ki eğlenip, vaktini öldürüp, sızlanan bir gençlik kitlesi çoğalmasın, üreten gençlik devlete katkı sunsun. Mark Zuckerberg in devletten bir yardım almadığı, sermayesi ile sunduğu hizmet ile seçiminde katkıda bulunduğu D.J. Trump ile dünya üzerinde ABD baskısını nasıl daha çok hissettirdiği ve şirketin devlete olan katkısını da görmezden gelmemeliyiz.

    Bizim üreten gençliğe ihtiyacımız var, sızlanan gençliğe değil. Yönetimde hukuksuz kanunsuz adamlar olsa bile bu bizi yıldırmamalı. Faizle bankayla değil projeyle araştırmayla uğraşmalıyız.

    İşin özeti; yurt dışına giderek çabuk ödenir fakat yurdumuz sınırlarında koşuşturmak bizim için daha güzel olur. Ha sınırımız içindekiler yeterli değilse, ilim Çinde Rusyada İngilterede Avrupada Amerikada hatta Antartikada bile olsa gidip, almamız gerekir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik


    Türkiye Avrupanın bir parçası değil. Türkiye Avrupada değil. Çok ironik bir durum. AB 'ye kabul etmemek için türlü bahane sunup, ab sınırlarında toprak parçası bile olmayan güney kıbrıslı yobazları alarak, iki yüzlü davranıp bir de Türkiye yi avrupaymış gibi haber yapmaları 2 değil çok yüzlülük. Türkiyede b.k gibi bir sistem var evet doğru üniversiteler istihdam oranına göre verimli mezun değil, verimsiz ve ihtiyaç dışı mezun veriyor. Her 4 öğrenciden 1 i işsiz bu doğru ama avrupa haberleri beni ilgilendirmez.

    Ne 1000 yıl öncesi gibi doğu aydın, ne batımızdaki avrupa medeni.
    2 yobaz taraf arasında yobazlaşıp, giden ve kültürel olarak yozlaşan özünü (Atatürk 'ün milli bilinç politikası) kaybeden bir ülkeyiz. O yüzden ab haberlerini çok da umursamıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Türkiye Avrupanın bir parçası değil. Türkiye Avrupada değil. Çok ironik bir durum. AB 'ye kabul etmemek için türlü bahane sunup, ab sınırlarında toprak parçası bile olmayan güney kıbrıslı yobazları alarak, iki yüzlü davranıp bir de Türkiye yi avrupaymış gibi haber yapmaları 2 değil çok yüzlülük. Türkiyede b.k gibi bir sistem var evet doğru üniversiteler istihdam oranına göre verimli mezun değil, verimsiz ve ihtiyaç dışı mezun veriyor. Her 4 öğrenciden 1 i işsiz bu doğru ama avrupa haberleri beni ilgilendirmez.

    Ne 1000 yıl öncesi gibi doğu aydın, ne batımızdaki avrupa medeni.
    2 yobaz taraf arasında yobazlaşıp, giden ve kültürel olarak yozlaşan özünü (Atatürk 'ün milli bilinç politikası) kaybeden bir ülkeyiz. O yüzden ab haberlerini çok da umursamıyorum.

    Alıntıları Göster
    Avrupa üyeliği çerçevesinde değerlendiriliyor zaten.Zaten Euro birliği diye ele alınıyor.Ha Türkiye siyasi konumda bir Ortadoğu ülkesidir bunu değiştiremezsin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 30 Haziran 2019; 19:11:35 >




  • KYK Borçları Ödemesi ile ilgili Düzenleme (Haber Kaynağı Şüpheli)
  • Takvim gazetesinin uydurması. Yok böyle birşey.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Avrupa üyeliği çerçevesinde değerlendiriliyor zaten.Zaten Euro birliği diye ele alınıyor.Ha Türkiye siyasi konumda bir Ortadoğu ülkesidir bunu değiştiremezsin.

    Alıntıları Göster
    Ergenlik zamanında tanıştığım çevre yüzünden Alman hayranı biriydim. Bu aslında günümüz gençliğinde Rus kullari sevenler rusçu, naziciler almancı ve koreliler için de asya hayranlığı olarak devam ediyor. Bizim milli bilincimizden eser kalmamış. Türkiye madem Orta doğulu o halde, Hititler gibi hoşgörüyü ve çıkarıp, masaya vuracak diplomatik baskıyı Sümerler gibi bilgiyi ve medeniyeti, Urartulular gibi gücü ve sabri, Babil gibi merakı ve keşfetme aşkını, Selçuklular gibi çevikliği, birlik ve beraberliği, İyonya gibi felsefi düşünce ve düşünce özgürlüğünü, Osmanlı gibi kimseye eyvallahı olmayan (Yavuz döneminin sonuna kadar) yani kendi kendine yeten ve Atatürk dönemi gibi tam bağımsız ve milli bilinci yüksek Türkiye olabilir mi?

    Çünkü ben Alman birinden duyduğum kadarıyla 16 yaşında bir kızın 70 yaşında bir erkekle yasal olarak birlikte olacağı, kendi gibi görünmeyen ten rengi farklı adamı alt ırk ilan edeceği (Türkleri sarı ırk yani alt ırk sayılması), fransa gibi masum afrikalıları katledip, onlar için özür dilemeye gerek bile yok deyip, türkleri barbar kabul etmeyi (rahmetli barış manço iyi ayar vermişti) ingilizler gibi kendi çıkarı için dünyanın içinden geçip, deşmedik karın, diledikleri kan ve köle etmedikleri millet kalmayan, haçlılar gibi kudüs ü işgal edip, kitapları kaçırıp bilim yapacak parayı Türklere kaptırdıkları için masum afrikalılardan kan dökerek altınlarını çalarak tahsil edip, o altınla bankacılığı kuran kadına değer vermeyen cahil yobaz avrupanın bir parçası olmak istemiyorum.

    Başkasının kanlariyla emekleriyle medeniyet kuran insanların afrikalıları haken de aşılarla zehirleyen bu yamyamları ben insan olarak görmüyorum. O yüzden Euro birliği beni alakadar etmiyor.

    Not: Her biri ayrı ayrı faşist olan avrupa ülkeleri kadar faşist olup, horosan da kan döken emevi arapları ve bugünün kültürsüz, ahlaksız, hain, korkak arapları ile avrupa arasında benim için bir fark yok.

    Ben Türküm onlar değiller.

    Onların ne dediği dediğim gibi umrumda değil biz geçmişimizde bu topraklarda olan güzel şeyleri özümseyebilecek miyiz? Bunun için ne yapmalı onu konuşmamız gerekiyor.

    Avrupa yazıp, çizer Atatürk ü düşman eder(norveç), ingiliz ajanı fesli fitneci gelir liderimize yahudi der ve ülkemizde fitne çıkartır vs.

    O yüzden Avrupa ikiyüzlü, yobaz, haçlı zihniyetinin mirası. Benim açımdan ne dedikleri umrumda değil. Orda yaşayan Türklere dokunmadıkları sürece onlarla sorunum da yok.

    Benim sorunum, iki yobaz arasında sıkışıp kalmış, özünü gün geçtikçe kaybeden milletim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    KYK Borçları Ödemesi ile ilgili Düzenleme (Haber Kaynağı Şüpheli)
    Ben AKP Lİ değilim, kaç defa bu forumda siyasi başlık açtım.

    Hatta B. Yıldırım seçilseydi İstanbul ve Londra da bombalar patlardı konulu analizi paylaştım. Yani İmamoğlu nun seçilmesi devlerimiz açısından daha iyi olduğunu vs.

    İdeolojik olarak partiye oy verenleri bok çukuruna saplanmış insanlar olarak görüyorum. Elimden geldiğince toplumu, insanları ayrıştıran partilerden kurtarmaya çalışıyorum. Beni partilerin pislikleri ile meşgul etme. Devletimiz için parti üstü ne yapabiliriz halk olarak bana çözüm bul, organize olalım, birlik olalım. Parti muhabbetleri midemi bulandırıyor çünkü her ucu b.klu bir çark ve ortada duran temiz kalabiliyor ancak.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aksinaletinsan

    Takvim gazetesinin uydurması. Yok böyle birşey.
    Ya böyle pisleyip gidiyorlar biz de öğrencilere umut olacak haberi paylaşıyoruz ister istemez. Acaba sizden ricam bunları doğrudan öğrenebileceğim resmi gazetede yayınlanan ya da yürürlüğe giren maddeleri haber veren bir kaynak var mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Ya böyle pisleyip gidiyorlar biz de öğrencilere umut olacak haberi paylaşıyoruz ister istemez. Acaba sizden ricam bunları doğrudan öğrenebileceğim resmi gazetede yayınlanan ya da yürürlüğe giren maddeleri haber veren bir kaynak var mı?

    Alıntıları Göster
    takvim gazetesi 10 günde bir emekliye müjde verir, bu sefer öğrenciye müjde vermiş çok mu?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Ergenlik zamanında tanıştığım çevre yüzünden Alman hayranı biriydim. Bu aslında günümüz gençliğinde Rus kullari sevenler rusçu, naziciler almancı ve koreliler için de asya hayranlığı olarak devam ediyor. Bizim milli bilincimizden eser kalmamış. Türkiye madem Orta doğulu o halde, Hititler gibi hoşgörüyü ve çıkarıp, masaya vuracak diplomatik baskıyı Sümerler gibi bilgiyi ve medeniyeti, Urartulular gibi gücü ve sabri, Babil gibi merakı ve keşfetme aşkını, Selçuklular gibi çevikliği, birlik ve beraberliği, İyonya gibi felsefi düşünce ve düşünce özgürlüğünü, Osmanlı gibi kimseye eyvallahı olmayan (Yavuz döneminin sonuna kadar) yani kendi kendine yeten ve Atatürk dönemi gibi tam bağımsız ve milli bilinci yüksek Türkiye olabilir mi?

    Çünkü ben Alman birinden duyduğum kadarıyla 16 yaşında bir kızın 70 yaşında bir erkekle yasal olarak birlikte olacağı, kendi gibi görünmeyen ten rengi farklı adamı alt ırk ilan edeceği (Türkleri sarı ırk yani alt ırk sayılması), fransa gibi masum afrikalıları katledip, onlar için özür dilemeye gerek bile yok deyip, türkleri barbar kabul etmeyi (rahmetli barış manço iyi ayar vermişti) ingilizler gibi kendi çıkarı için dünyanın içinden geçip, deşmedik karın, diledikleri kan ve köle etmedikleri millet kalmayan, haçlılar gibi kudüs ü işgal edip, kitapları kaçırıp bilim yapacak parayı Türklere kaptırdıkları için masum afrikalılardan kan dökerek altınlarını çalarak tahsil edip, o altınla bankacılığı kuran kadına değer vermeyen cahil yobaz avrupanın bir parçası olmak istemiyorum.

    Başkasının kanlariyla emekleriyle medeniyet kuran insanların afrikalıları haken de aşılarla zehirleyen bu yamyamları ben insan olarak görmüyorum. O yüzden Euro birliği beni alakadar etmiyor.

    Not: Her biri ayrı ayrı faşist olan avrupa ülkeleri kadar faşist olup, horosan da kan döken emevi arapları ve bugünün kültürsüz, ahlaksız, hain, korkak arapları ile avrupa arasında benim için bir fark yok.

    Ben Türküm onlar değiller.

    Onların ne dediği dediğim gibi umrumda değil biz geçmişimizde bu topraklarda olan güzel şeyleri özümseyebilecek miyiz? Bunun için ne yapmalı onu konuşmamız gerekiyor.

    Avrupa yazıp, çizer Atatürk ü düşman eder(norveç), ingiliz ajanı fesli fitneci gelir liderimize yahudi der ve ülkemizde fitne çıkartır vs.

    O yüzden Avrupa ikiyüzlü, yobaz, haçlı zihniyetinin mirası. Benim açımdan ne dedikleri umrumda değil. Orda yaşayan Türklere dokunmadıkları sürece onlarla sorunum da yok.

    Benim sorunum, iki yobaz arasında sıkışıp kalmış, özünü gün geçtikçe kaybeden milletim.

    Alıntıları Göster
    Savaşçı olan savaşçı ruha sahip kim varsa barbardır bunu değiştiremezsin savaş işgal fetih etmek ve ganimet sağlamak üzerinedir kadın köle felanda cabası yani savaşları aklayamazsın açıkçası seninde tarihi gelişim sürecinde batılılardan bir farkın yoktu tek farkın sen yer altı kaynaklarını sömürmedin asimile etmedin kendi kültür ve benliğini kabul etmedin.Fakat yeni kurulan ülkemizi sana verilen kimlik babaında yenilik ve modernizmden öte sen üstündeki enkazı atmaktan çok üstünden atamdığın o arapn asimilasyonu ve kültüründen bağnazlığından kurtulamadın halada araba ait olan değerleri savunuyorsun ve onun çöplüğünde dolanıyorsun buda seni gericiliğe cehalete itiyor mesela yeni cumhuriyette modernizme ayak uydurma çabası oluşmuş neden çünkü sen modernizme teknolojiye yeniliğe ayak uydurmazsan geride kalır ve bunu talip edenlerin kölesi olursun.Şuan batı araplara ne gözle bakıyorsa sende o gözle bakılmak için çabalıyorsun hatta araplar bile seni dalgaya alıyor.Ülkeni satıyorsun araplara kıyılarını arsalarını peşkeş çekiyorsun gocunmadan neye kime hizmet ettiğin belli değil.


    Türkiye avrupanın yasalarını benimseyen latin alfabeyi kullanan modern giyinmeye çalışan ama içindeki o bağnazlık ortadoğulu din yörüngesini üstünden atamayan bir yapıya sahip sekülerinden muhafazakarına zengininden en fakirine bu böyle.Kafada birşeyler değişmezse.Toplum ülkede değişmez.Değişim bireyde başlar ve tüm ülke sınırlarına nüfuz etmesse önemi yok.Karşıt görüş olunca devamlı iç çatışma olacak.O yüzden bu ülke hiçbir zaman gelişemeyecek.Ne olduğumuzu değerlerimizi bilmemiz lazım ama biz soyutlanıyoruz uyutuluyoruz ilerde öyle bir zaman gelecekki bambaşka sabahlara uyanacağız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Ben AKP Lİ değilim, kaç defa bu forumda siyasi başlık açtım.

    Hatta B. Yıldırım seçilseydi İstanbul ve Londra da bombalar patlardı konulu analizi paylaştım. Yani İmamoğlu nun seçilmesi devlerimiz açısından daha iyi olduğunu vs.

    İdeolojik olarak partiye oy verenleri bok çukuruna saplanmış insanlar olarak görüyorum. Elimden geldiğince toplumu, insanları ayrıştıran partilerden kurtarmaya çalışıyorum. Beni partilerin pislikleri ile meşgul etme. Devletimiz için parti üstü ne yapabiliriz halk olarak bana çözüm bul, organize olalım, birlik olalım. Parti muhabbetleri midemi bulandırıyor çünkü her ucu b.klu bir çark ve ortada duran temiz kalabiliyor ancak.

    Alıntıları Göster
    Ben genele attım hakedene sen görevi vermessen ne hakeden bu ülkeye yarar sağlar nede kendi istediği hakettiği değeri bulur bir ülkenin içten çürümesinde yegane etmendir bu.Bu ülke dibe batmayı ve çökmeyi hakeder.Destekleyeninde suçu fazladır.Bir cinayeti görüp ses çıkarmayan kadar o suça karşı susanda suçludur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Ya böyle pisleyip gidiyorlar biz de öğrencilere umut olacak haberi paylaşıyoruz ister istemez. Acaba sizden ricam bunları doğrudan öğrenebileceğim resmi gazetede yayınlanan ya da yürürlüğe giren maddeleri haber veren bir kaynak var mı?

    Alıntıları Göster
    Takvim ve posta sürekli olarak bu pisliği yapar. Af çok zor. Olursa da heryerde haberlerini görürsünüz. Bilginiz olur.
  • Halkı için savaşan hiç bir millet barbar değildir. Tabi sizin açınızdan köyleri yakıp, yıkan Moğollar ya da Kuzeyde Vikingler batıda İngiliz, Fransız ve Cermenler ile Türkler arasında bir fark olmayabilir ama ben bu görüşe katılmıyorum.

    Türkler bu coğrafyada Anadoluda Hititler ve doğuda Urartu medeniyetlerini kurdular, Uturukki olarak tanındılar, yaşadıkları bölgede sürekli Mezapotamya medeniyetleri tarafından saldırıya uğrayıp, savaşlar yüzünden gelişemedikleri ve korunaklı olmadığı için buralardan Orta Asya'ya göç etmişlerdir.

    Tabi Hititler döneminde istihbarat olarak çok gelişmiş ve Firavuna çok ağır bir yenilgi aldırmıştır. Bir kuşatma sırasında firavunun ordusunun bir bölümü tamamen Türk ajanlarından oluştuğu için Firavun o savaşta canını bile zor kurtarmıştır. Firavunun ismini kaynaktan aktararak, eklerim.

    Orta Asya'da da ne yazık ki verimli araziler Çinlilerin kontrolü altında olması sebebiyle atları, koyunları için otlaklara ihtiyacı vardı. Avlanma kış aylarında Türkleri zor durumda bırakan bir aktiviteydi çünkü av hayvanları kışın çok kendini göstermezdi. Tam da bu zamanlar koyun gibi çiftlik hayvanları et ihtiyacını karşılamak için yeterliydi. Koyun ot yer ot için otlaklar lazım ve otlaklar için savaşması lazımdı. Bozkır halkları için ekonomi böyle yürüyordu.

    Düşmanın (ajanları) hiç durmazken, onların askerleri ile savaşır, karşılığında otlak, koyun, sığır, kürk, buğday ve para alırsın. Kişi öyle geçirirsin, yaza doğru düşmanın ordu hazırlar sen zaten hazırsındır yine savaşırsın. Bu ekonomi böyle yürür. Türkler gidip, masum milleti öldürmez, kendisine silah doğrultmayan halkı öldürmez, köylerini yıkmaz, kütüphanelerini yakmaz. Alttan alttan Türklere barbar diyorsunuz, bu düşünce yapısı çok yanlış. Türkler barbar olsaydı Avrupadan Asya'ya Afrikadan Rusyaya kaydedilmemiş millet, soyu kırılmamış halk kalmazdı. Şahsen daha bir çok Türk buharı hadislerine hepsi doğru gibi inanıyor, Kuranda Havva, Habil Kabil ismi geçmezken, bunları kaynak alıp, medeniyetin Adem in kaburgasından üretilen, Havva ile birleşmesiyle başladığını sanıyor.

    Fakat gerçekte kadından Adem in yaratıldığı, hatta bence ilk canlının bakteri olup, mitoz bölünüp, eşinin yaratıldığı ve evrimle canlı soyunun bugüne geldiğini düşünüyorum. İnsanlık soyunda hep erkeklerin peygamber olduğunu kadınların olamayacağını iddia ederler, oysaki bütün peygamberlerin güzel ahlakını annelerinden aldığını görmezden gelen ataerkil bir toplum mevcut. Saçı uzun aklı kısa derler halbuki saçı uzun, güçlü kuvvetli Hz. Ali o dönemin en bilgin insanlarından biriydi. Ki kendileri onun hakkında yürüyen kütüphane derler.

    Kurana bakın bir tek peygamberin annesi helak olmuş mu? Aslında Hz. Muhammed döneminde kadın biraz daha değer görmüştür, sınırsız evlilik 4 e, mirastan hiç pay alamayan kadın biraz paya, ilk doğan kiz çocuk olduğu için gömülen değersiz kadın gömülmekten kurtulmak gibi bir takım haklara sahip olmuştur.

    Hatta bu dönemde kadınlar erkeklerle aynı mescitte ibadet edebiliyor ve cennet kadınların ayakları altındadır diye müjdeleniyordu. Biz bu ayakları altında olayını gerçek anlamda düşünüyoruz fakat orda mecazi bir anlam var. Cennet kadının gittiği yoldur, Allah kadını daha merhametli, duygusal, işlemci gibi çok işlem yapabilen, peygamberler gibi güzel ahlaklı insanlar yetiştiren, ibadetlerde erkeklere oranla yılın 2 - 3 ayı dinlendiren bir yapıda yaratmıştır. Bu anlamda kadın medeniyettir. Kadın insandır, erkekler de insanoğludur.

    Zaten kadınlar suresi birinci ayette de anlatılan olay nüdür. Kadından erkeğin yaratılması ve kadının medeniyetteki yeri. Peki biz Türkler ne yaptık? Yozlaştık.. Kadını kıskaçlığımız ile harmanlayıp, 4 duvara hapsettik. Kadınlara da Cuma namazı farzken ve bir zamanlar kılabiliyorken, onları bu haktan mahrum bıraktık. Yani İbadet özgürlüğünden..

    Her Cuma namazı imamlar Allah; iyiliği, adaleti ve akrabaya yardımı emreder diye ayetin mealini anlatırken, müslümanlar bu ayetin manasını sorgulamazlar.

    Burda diyor ki: namazdan sonra bir çocuğa iyilik yapıp, onu sevindir.

    Evinden çıkmayan kadına kendin gibi gezip, tozma hakkını ver, elinden alma, ona karşı mirasta seninle aynı hakkı ver, o 1 tek senle ekleniyorsa, sen de gidip, 2. Biriyle değil tek 1 eşle evlen. Kadın haklarını kendi haklarından ne üstün tut, ne de senden geri kalsın. Eşit haklara sahip ol.

    Bir bakteri ile başlayan evrim gerçeğine göre bu dünyadaki tüm canlılar bizim akrabamız. En küçüğünden en büyüğüne. O halde onlara yardim edebilmek için soludukları oksijene katkı sunmak için fidan dikebiliriz, ağaç dikebiliriz. Ağaçlara ihtiyacı kadar su verebiliriz, israf olacağına ağaca yarasın canlılara daha çok oksijen salsın.

    Peki bugün kaç müslüman bunu sorgulayıp, yapıyor? Arap topraklarından çıkmış diye araplar gibi dini neden yaşıyorlar yani neden ataerkil bir toplum var. Kadınlara daha yaşanabilir ortam sunan Muhammed ı anlamayan, adaletli olma konusunda batıdan daha sonra cumhuriyete geçtiği halde Türkiye olarak Atatürk 'ün bu inkılaplarını neden benimsemiyor? Çünkü kadına değer vermeyen avrupa ve arap toplumları arasında yobazlaşıyor biricik memleketim.

    Ben de Kuran a iman eden, müslüman bir gencim elhamdülillah. Benim kadar kaç müslüman sorguluyor o kitabı? Din sadece Allah ile kul arasında değil. Zekatı, ramazanı, kurbanı, bayramı, cuma ve bayram namazları ve Tabi ki kul hakları ile 3. Bir kişiyi de daima ilgilendiren bir yaşam tarzı olduğunu unutup, Atatürk hakkında ileri geri konuşup, kul haklarına girmiyorlar mi? Kim ne kadar doğru müslüman Allah bilir. Biz şimdi kadının değer gördüğü Türk toplumunun nasıl bu kadar üzücü bir duruma gerilediğini değil de Atatürk ilkelerinin çağdaşlığın Avrupalılaşmak olup, olmadığını tartışalım.

    Osmanlı Fatih Sultan Mehmed döneminde tarihin en büyük süper gücü olduğunu biliyoruz. Fatih o kadar çok yenilik ve çağdaş hamleler yapıyordu ki Avrupa birini ülkesine uydursa, diğer çıkana maddi gücü yetmiyor yahut ona uyumda geri kalıyordu. Bu teknolojide, hukukta, ekonomide, dini yaşamda ve vakıflarda, eğitimde ve her alanda geçerliydi.

    Yavuzdan sonra Kanuni döneminde Osmanlı kibirlendi ve Sultan Süleyman babasının mirasını yerken, nasıl olsa en güçlüsü biziz deyip, bilim okullarını kapattı ve savaş teknolojisinde geri kaldı. Savaşı nasıl yaptığımızı anlattık, barbarlık bizim geleneğimiz değil. Her neyse Viyanaya gelince Osmanlı birkaç yıl evvel reddettikleri Leonardo Da Vincinin seri top atari tarafından ber taraf edildi, tünellerden lağımcılar ile girmeyi denedi küçük toplar ile bir atışla binlerce asker şehit edildi.

    Yani adamlar seri top atar ve tünele uygun top üretmişler demekki teknolojide geriymişiz. Kibirlenmek boşunaymış ama iş işten geçti ve Osmanlı o yıllardan itibaren gerilemeye başladı. Tabi Sultan Süleyman dönemi hukuk alanında güzel devrimler oldu ama ekonomi ve teknolojide geri kaldı. Osmanlı gereken devrimleri yapmadığı için yıkıldı, dünya petrol ve doğalgaz rezervinin %72 sine sahipken yapmadı bu devrimi ve sanayileşen batıyı takip etmeye gücü de yetmedi maddi imkanı da sonra borca boğuldu. Devrimden kastettiğim ulusal bir devletti, imparatorluk gibi karma bir yapıda monarşik bir yönetim değil. Yani cumhuriyet 1700 de kurulsa, 300 yılda biz ne hale gelirdik. ABD ile yarışırdık şimdi.
    Atatürk avrupalılaşma için yapmadı o devrimi. Latin alfabesi dediğin Entrüsk alfabesinden gelen alfabe özünde Türklere ait zaten ama Latin harf inkılabı Turan birliğini kurma amacıyla yapıldığını çoğu Türk bilmez. 1922 de Azerbaycan kullandı sonrasında 1939 da Kazakistan ve Türkiye geçti.

    Baktı Rusya, Turan Birliği gümbür gümbür geliyor. Azerbaycan ı aradaki köprü görevi gören can kardeşimizi işgal etti, bizim latin harflerine geçmemizin bir kaç gün ardından. Kısa bir süre sonra da Kazakistan Sovyet baskısı nedeniyle Kiril e geçti. Hatta Stalin Latin Alfabe İnkılabının iç yüzünü bildiği halde Türkiye ye göz dağı vermek, İstanbul ve Doğu Anadoluyu istemek için Türkiye ye geldi. Bu dönemde savaşta tarafsız kalmamıza rağmen işgal tehditi yaşayan ülkemiz Stalin e İsmet İnönü bizzat "Biz Latin alfabesi ile insanlardan dini koparıp, atmak geçmişi unutturmak ve dinsiz bir Türkiye toplumu oluşturmak için bu inkılabı uyguladık." diyerek dinsiz Stalin için Türkiye yi tehdit olmaktan kurtarmaya çalışılmıştır.

    Ayrıca sınırdaki camiler samanla doldurulup, saman altlarında silah saklanarak olası bir savaş için tedbirler alınmıştır. Bu sayede Stalin Türkiye nin dinsiz bir uğraş içinde olduğunu düşünerek süreci oyalamayı başarmıştır. Yine de savaş sonunda bu bizim ABD ile yan yana gelmemize engel olmamış ve Sovyet baskısı nedeniyle ABD güdümüne girdiğimiz doğrudur. Yani Tam bağımsız Atatürk Türkiyesi burda bitmiştir.

    Eğitim ekonomi beslenme yaşam tarzımız siyasi adamlarımız hatta iktidarımız bürokrasi her şey ABD eliyle hazırlanan programın devamıdır. Bugün gördüğün tarih senin tarihin değil. Süt tozuyla zehirleyip, İç anadolu insanını uyuşturan şekerli ve unlu gıdalar senin ürettiğin şeyler değil. Sürekli değişen eğitim, genetiği bozuk gıdalar ce şekerler insanları salak ediyor ve medya ile uyutuluyor. Sorgulamak bize zor geliyor çünkü yorgunuz tembeliz kit kafalıyız.

    Atatürkçüyüm dersin bakarım profilinde Atatürk yazıyor ve lafın ondan ibaret olur. Atatürkçü adam için batı da, doğu da (Rusya, Çin, Bugünün arapları) her biri Türkler kadar medeni, hoşgörülü, misafirperver, milli ve barışçıl değil. Barbarlık onların dini gibi olmuş adeta. Bu 2 taraf arasında sıkışıp, kalmış değerli milletim de onlar gibi giyinip, özünü unutup, onlar gibi yetişiyor. Çünkü çoktan özümüzü sattık. Ne zaman diklendiysek İncirliği kapatıp, kıbrıs a girip, suriye ye girmişsek, ambargolar oldu, krizler oldu, darbeler oldu, ülkemizde bombalar patladı. Avrupanın teknolojisini almaktan bahsediyorsunuz, bir çoğunuz oraya gidip, kapak atma derdinde.

    Orda çalışıp, ilmini alıp, burda eğitim görecek akademi merkezleri açacak gerçek Atatürkçü kaldı mi bu forumda? Ülke b.k gibi size uygun değil diyorsunuz, üstlerimiz kötü ama sistem abd nin sistemi, her şey onların insiyatifinde akp döneminde 17 yılda 12 yıl rahatça yaşadıysanız bu akp nin abd ve batıyla geçmiş partilerden daha çok onların istediği şekilde hareket edip, Türkiye yi batıya köle ettiği için.

    Avrupa hristiyan da olsan seni alt insan olarak görür. Çünkü senin özün Türk ve kıçlarında hala kızarıklığın sancısı var. Yediremiyorlar evet ama bu bizi gevşetmemeli. Daha çok çalışmalıyız çünkü artık onlar teknoloji ve endüstride dev firmalar ortaya çıkardı. Bizi de kendilerine köle yaptılar. O halde bu eksikliği kapatacak ordan eğitim alıp, burda gençliği yetiştirecek gerçek milliyetçi gençlere ihtiyacımız var.

    Arabın kültürünü kafana takma, avrupanın en zengin memleketlerinde iskandinavya da tecavüz ve taciz oranı yüksek, kanunları bile bizden daha geri. Almanya, İngiltere ve ABD de çocuk tacizi ve tecavüzü çok. Japonya da Çin de Hindistan da tecavüz olayları çok. Gelişmişler ama ahlakta sınıfta kalmışlar. Ben avrupayı doğuyu kültürünü konuşuyor muyum? Hayır derdimiz onlar değil. Bizim derdimiz kendi ülkemiz.

    Burada insan haklarına ve kul hakkına tecavüz çok ve bu konuda çok umursamaz ve vurdumduymaz olmamız çok üzücü. Bunları düzeltmek için bir çözüm yolu düşünmemiz lazım, belki şurada buluruz devlet babamız bunu görür ve uygulamak ister.

    Sızlanan gençlik yetiştirirsek AB ve ABD için köle olmaya devam ederiz. Mark Zuckerberg ler Bill Gatesler Stiev Jobs lar Atatürkler Fatihler Alparslanlar Metehanlar Mevlanalar Ahi Evranlar Yunus Emreler Hoca Ahmet Yeseviler yetiştirmemiz lazim.

    Yani devleti için sermaye üreten teknolojiyle dünyayı kendine bağlayan gençler ve halkı için çabalayan adil ve kahraman yönetici ve düşünürler.

    Fıkır özgürlüğü var mı? Yok! Çünkü çoktan buraya kadar okuyan kişilerin bazıları tarafından şucu bucu diye etiketledim bile..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Halkı için savaşan hiç bir millet barbar değildir. Tabi sizin açınızdan köyleri yakıp, yıkan Moğollar ya da Kuzeyde Vikingler batıda İngiliz, Fransız ve Cermenler ile Türkler arasında bir fark olmayabilir ama ben bu görüşe katılmıyorum.

    Türkler bu coğrafyada Anadoluda Hititler ve doğuda Urartu medeniyetlerini kurdular, Uturukki olarak tanındılar, yaşadıkları bölgede sürekli Mezapotamya medeniyetleri tarafından saldırıya uğrayıp, savaşlar yüzünden gelişemedikleri ve korunaklı olmadığı için buralardan Orta Asya'ya göç etmişlerdir.

    Tabi Hititler döneminde istihbarat olarak çok gelişmiş ve Firavuna çok ağır bir yenilgi aldırmıştır. Bir kuşatma sırasında firavunun ordusunun bir bölümü tamamen Türk ajanlarından oluştuğu için Firavun o savaşta canını bile zor kurtarmıştır. Firavunun ismini kaynaktan aktararak, eklerim.

    Orta Asya'da da ne yazık ki verimli araziler Çinlilerin kontrolü altında olması sebebiyle atları, koyunları için otlaklara ihtiyacı vardı. Avlanma kış aylarında Türkleri zor durumda bırakan bir aktiviteydi çünkü av hayvanları kışın çok kendini göstermezdi. Tam da bu zamanlar koyun gibi çiftlik hayvanları et ihtiyacını karşılamak için yeterliydi. Koyun ot yer ot için otlaklar lazım ve otlaklar için savaşması lazımdı. Bozkır halkları için ekonomi böyle yürüyordu.

    Düşmanın (ajanları) hiç durmazken, onların askerleri ile savaşır, karşılığında otlak, koyun, sığır, kürk, buğday ve para alırsın. Kişi öyle geçirirsin, yaza doğru düşmanın ordu hazırlar sen zaten hazırsındır yine savaşırsın. Bu ekonomi böyle yürür. Türkler gidip, masum milleti öldürmez, kendisine silah doğrultmayan halkı öldürmez, köylerini yıkmaz, kütüphanelerini yakmaz. Alttan alttan Türklere barbar diyorsunuz, bu düşünce yapısı çok yanlış. Türkler barbar olsaydı Avrupadan Asya'ya Afrikadan Rusyaya kaydedilmemiş millet, soyu kırılmamış halk kalmazdı. Şahsen daha bir çok Türk buharı hadislerine hepsi doğru gibi inanıyor, Kuranda Havva, Habil Kabil ismi geçmezken, bunları kaynak alıp, medeniyetin Adem in kaburgasından üretilen, Havva ile birleşmesiyle başladığını sanıyor.

    Fakat gerçekte kadından Adem in yaratıldığı, hatta bence ilk canlının bakteri olup, mitoz bölünüp, eşinin yaratıldığı ve evrimle canlı soyunun bugüne geldiğini düşünüyorum. İnsanlık soyunda hep erkeklerin peygamber olduğunu kadınların olamayacağını iddia ederler, oysaki bütün peygamberlerin güzel ahlakını annelerinden aldığını görmezden gelen ataerkil bir toplum mevcut. Saçı uzun aklı kısa derler halbuki saçı uzun, güçlü kuvvetli Hz. Ali o dönemin en bilgin insanlarından biriydi. Ki kendileri onun hakkında yürüyen kütüphane derler.

    Kurana bakın bir tek peygamberin annesi helak olmuş mu? Aslında Hz. Muhammed döneminde kadın biraz daha değer görmüştür, sınırsız evlilik 4 e, mirastan hiç pay alamayan kadın biraz paya, ilk doğan kiz çocuk olduğu için gömülen değersiz kadın gömülmekten kurtulmak gibi bir takım haklara sahip olmuştur.

    Hatta bu dönemde kadınlar erkeklerle aynı mescitte ibadet edebiliyor ve cennet kadınların ayakları altındadır diye müjdeleniyordu. Biz bu ayakları altında olayını gerçek anlamda düşünüyoruz fakat orda mecazi bir anlam var. Cennet kadının gittiği yoldur, Allah kadını daha merhametli, duygusal, işlemci gibi çok işlem yapabilen, peygamberler gibi güzel ahlaklı insanlar yetiştiren, ibadetlerde erkeklere oranla yılın 2 - 3 ayı dinlendiren bir yapıda yaratmıştır. Bu anlamda kadın medeniyettir. Kadın insandır, erkekler de insanoğludur.

    Zaten kadınlar suresi birinci ayette de anlatılan olay nüdür. Kadından erkeğin yaratılması ve kadının medeniyetteki yeri. Peki biz Türkler ne yaptık? Yozlaştık.. Kadını kıskaçlığımız ile harmanlayıp, 4 duvara hapsettik. Kadınlara da Cuma namazı farzken ve bir zamanlar kılabiliyorken, onları bu haktan mahrum bıraktık. Yani İbadet özgürlüğünden..

    Her Cuma namazı imamlar Allah; iyiliği, adaleti ve akrabaya yardımı emreder diye ayetin mealini anlatırken, müslümanlar bu ayetin manasını sorgulamazlar.

    Burda diyor ki: namazdan sonra bir çocuğa iyilik yapıp, onu sevindir.

    Evinden çıkmayan kadına kendin gibi gezip, tozma hakkını ver, elinden alma, ona karşı mirasta seninle aynı hakkı ver, o 1 tek senle ekleniyorsa, sen de gidip, 2. Biriyle değil tek 1 eşle evlen. Kadın haklarını kendi haklarından ne üstün tut, ne de senden geri kalsın. Eşit haklara sahip ol.

    Bir bakteri ile başlayan evrim gerçeğine göre bu dünyadaki tüm canlılar bizim akrabamız. En küçüğünden en büyüğüne. O halde onlara yardim edebilmek için soludukları oksijene katkı sunmak için fidan dikebiliriz, ağaç dikebiliriz. Ağaçlara ihtiyacı kadar su verebiliriz, israf olacağına ağaca yarasın canlılara daha çok oksijen salsın.

    Peki bugün kaç müslüman bunu sorgulayıp, yapıyor? Arap topraklarından çıkmış diye araplar gibi dini neden yaşıyorlar yani neden ataerkil bir toplum var. Kadınlara daha yaşanabilir ortam sunan Muhammed ı anlamayan, adaletli olma konusunda batıdan daha sonra cumhuriyete geçtiği halde Türkiye olarak Atatürk 'ün bu inkılaplarını neden benimsemiyor? Çünkü kadına değer vermeyen avrupa ve arap toplumları arasında yobazlaşıyor biricik memleketim.

    Ben de Kuran a iman eden, müslüman bir gencim elhamdülillah. Benim kadar kaç müslüman sorguluyor o kitabı? Din sadece Allah ile kul arasında değil. Zekatı, ramazanı, kurbanı, bayramı, cuma ve bayram namazları ve Tabi ki kul hakları ile 3. Bir kişiyi de daima ilgilendiren bir yaşam tarzı olduğunu unutup, Atatürk hakkında ileri geri konuşup, kul haklarına girmiyorlar mi? Kim ne kadar doğru müslüman Allah bilir. Biz şimdi kadının değer gördüğü Türk toplumunun nasıl bu kadar üzücü bir duruma gerilediğini değil de Atatürk ilkelerinin çağdaşlığın Avrupalılaşmak olup, olmadığını tartışalım.

    Osmanlı Fatih Sultan Mehmed döneminde tarihin en büyük süper gücü olduğunu biliyoruz. Fatih o kadar çok yenilik ve çağdaş hamleler yapıyordu ki Avrupa birini ülkesine uydursa, diğer çıkana maddi gücü yetmiyor yahut ona uyumda geri kalıyordu. Bu teknolojide, hukukta, ekonomide, dini yaşamda ve vakıflarda, eğitimde ve her alanda geçerliydi.

    Yavuzdan sonra Kanuni döneminde Osmanlı kibirlendi ve Sultan Süleyman babasının mirasını yerken, nasıl olsa en güçlüsü biziz deyip, bilim okullarını kapattı ve savaş teknolojisinde geri kaldı. Savaşı nasıl yaptığımızı anlattık, barbarlık bizim geleneğimiz değil. Her neyse Viyanaya gelince Osmanlı birkaç yıl evvel reddettikleri Leonardo Da Vincinin seri top atari tarafından ber taraf edildi, tünellerden lağımcılar ile girmeyi denedi küçük toplar ile bir atışla binlerce asker şehit edildi.

    Yani adamlar seri top atar ve tünele uygun top üretmişler demekki teknolojide geriymişiz. Kibirlenmek boşunaymış ama iş işten geçti ve Osmanlı o yıllardan itibaren gerilemeye başladı. Tabi Sultan Süleyman dönemi hukuk alanında güzel devrimler oldu ama ekonomi ve teknolojide geri kaldı. Osmanlı gereken devrimleri yapmadığı için yıkıldı, dünya petrol ve doğalgaz rezervinin %72 sine sahipken yapmadı bu devrimi ve sanayileşen batıyı takip etmeye gücü de yetmedi maddi imkanı da sonra borca boğuldu. Devrimden kastettiğim ulusal bir devletti, imparatorluk gibi karma bir yapıda monarşik bir yönetim değil. Yani cumhuriyet 1700 de kurulsa, 300 yılda biz ne hale gelirdik. ABD ile yarışırdık şimdi.
    Atatürk avrupalılaşma için yapmadı o devrimi. Latin alfabesi dediğin Entrüsk alfabesinden gelen alfabe özünde Türklere ait zaten ama Latin harf inkılabı Turan birliğini kurma amacıyla yapıldığını çoğu Türk bilmez. 1922 de Azerbaycan kullandı sonrasında 1939 da Kazakistan ve Türkiye geçti.

    Baktı Rusya, Turan Birliği gümbür gümbür geliyor. Azerbaycan ı aradaki köprü görevi gören can kardeşimizi işgal etti, bizim latin harflerine geçmemizin bir kaç gün ardından. Kısa bir süre sonra da Kazakistan Sovyet baskısı nedeniyle Kiril e geçti. Hatta Stalin Latin Alfabe İnkılabının iç yüzünü bildiği halde Türkiye ye göz dağı vermek, İstanbul ve Doğu Anadoluyu istemek için Türkiye ye geldi. Bu dönemde savaşta tarafsız kalmamıza rağmen işgal tehditi yaşayan ülkemiz Stalin e İsmet İnönü bizzat "Biz Latin alfabesi ile insanlardan dini koparıp, atmak geçmişi unutturmak ve dinsiz bir Türkiye toplumu oluşturmak için bu inkılabı uyguladık." diyerek dinsiz Stalin için Türkiye yi tehdit olmaktan kurtarmaya çalışılmıştır.

    Ayrıca sınırdaki camiler samanla doldurulup, saman altlarında silah saklanarak olası bir savaş için tedbirler alınmıştır. Bu sayede Stalin Türkiye nin dinsiz bir uğraş içinde olduğunu düşünerek süreci oyalamayı başarmıştır. Yine de savaş sonunda bu bizim ABD ile yan yana gelmemize engel olmamış ve Sovyet baskısı nedeniyle ABD güdümüne girdiğimiz doğrudur. Yani Tam bağımsız Atatürk Türkiyesi burda bitmiştir.

    Eğitim ekonomi beslenme yaşam tarzımız siyasi adamlarımız hatta iktidarımız bürokrasi her şey ABD eliyle hazırlanan programın devamıdır. Bugün gördüğün tarih senin tarihin değil. Süt tozuyla zehirleyip, İç anadolu insanını uyuşturan şekerli ve unlu gıdalar senin ürettiğin şeyler değil. Sürekli değişen eğitim, genetiği bozuk gıdalar ce şekerler insanları salak ediyor ve medya ile uyutuluyor. Sorgulamak bize zor geliyor çünkü yorgunuz tembeliz kit kafalıyız.

    Atatürkçüyüm dersin bakarım profilinde Atatürk yazıyor ve lafın ondan ibaret olur. Atatürkçü adam için batı da, doğu da (Rusya, Çin, Bugünün arapları) her biri Türkler kadar medeni, hoşgörülü, misafirperver, milli ve barışçıl değil. Barbarlık onların dini gibi olmuş adeta. Bu 2 taraf arasında sıkışıp, kalmış değerli milletim de onlar gibi giyinip, özünü unutup, onlar gibi yetişiyor. Çünkü çoktan özümüzü sattık. Ne zaman diklendiysek İncirliği kapatıp, kıbrıs a girip, suriye ye girmişsek, ambargolar oldu, krizler oldu, darbeler oldu, ülkemizde bombalar patladı. Avrupanın teknolojisini almaktan bahsediyorsunuz, bir çoğunuz oraya gidip, kapak atma derdinde.

    Orda çalışıp, ilmini alıp, burda eğitim görecek akademi merkezleri açacak gerçek Atatürkçü kaldı mi bu forumda? Ülke b.k gibi size uygun değil diyorsunuz, üstlerimiz kötü ama sistem abd nin sistemi, her şey onların insiyatifinde akp döneminde 17 yılda 12 yıl rahatça yaşadıysanız bu akp nin abd ve batıyla geçmiş partilerden daha çok onların istediği şekilde hareket edip, Türkiye yi batıya köle ettiği için.

    Avrupa hristiyan da olsan seni alt insan olarak görür. Çünkü senin özün Türk ve kıçlarında hala kızarıklığın sancısı var. Yediremiyorlar evet ama bu bizi gevşetmemeli. Daha çok çalışmalıyız çünkü artık onlar teknoloji ve endüstride dev firmalar ortaya çıkardı. Bizi de kendilerine köle yaptılar. O halde bu eksikliği kapatacak ordan eğitim alıp, burda gençliği yetiştirecek gerçek milliyetçi gençlere ihtiyacımız var.

    Arabın kültürünü kafana takma, avrupanın en zengin memleketlerinde iskandinavya da tecavüz ve taciz oranı yüksek, kanunları bile bizden daha geri. Almanya, İngiltere ve ABD de çocuk tacizi ve tecavüzü çok. Japonya da Çin de Hindistan da tecavüz olayları çok. Gelişmişler ama ahlakta sınıfta kalmışlar. Ben avrupayı doğuyu kültürünü konuşuyor muyum? Hayır derdimiz onlar değil. Bizim derdimiz kendi ülkemiz.

    Burada insan haklarına ve kul hakkına tecavüz çok ve bu konuda çok umursamaz ve vurdumduymaz olmamız çok üzücü. Bunları düzeltmek için bir çözüm yolu düşünmemiz lazım, belki şurada buluruz devlet babamız bunu görür ve uygulamak ister.

    Sızlanan gençlik yetiştirirsek AB ve ABD için köle olmaya devam ederiz. Mark Zuckerberg ler Bill Gatesler Stiev Jobs lar Atatürkler Fatihler Alparslanlar Metehanlar Mevlanalar Ahi Evranlar Yunus Emreler Hoca Ahmet Yeseviler yetiştirmemiz lazim.

    Yani devleti için sermaye üreten teknolojiyle dünyayı kendine bağlayan gençler ve halkı için çabalayan adil ve kahraman yönetici ve düşünürler.

    Fıkır özgürlüğü var mı? Yok! Çünkü çoktan buraya kadar okuyan kişilerin bazıları tarafından şucu bucu diye etiketledim bile..
    Her devlet halkı için savaşır ingiltere halkı için savaştı şuanki ihtişamı oma borçlu mesela fransada öyle almanyada hatta şuan dünya abddeki halk o şekilde yaşasın diye çalışıyor mesela bu bir savunma mekanizması değil.

    Ahlakta bizde çok geriyiz daha bundan iki üç nesil öncesine bakarsak akraba evliliği muazzam düzeyde bu aslen çürük genetiğinde sebebi mesela gene ensest oranı pedofili oranıda çok neden mi daha 3-4 nesil önce annannelerimiz ninelerimiz 9-10 yaşlarında evlendi evlendirildi hatta iş kanuna gelince yaşları büyütüldü her türlü hukuksal bozuklukta var.

    Hristiyanların yahudilerin ne sancısı olacakki bir avusturyayı geçememişsin viyanada tıkanmışsın üstte güçlü rusyanın baskınlığı altında geri gitmişsin doğuda ancak basiretsiz üç beş balkan ülkesini etki altına almışsın o kadar o basiretsizler hala basiretsiz ve osmanlı hanedanlığı altında kaldığından gelişememiş ülkeler evet doğu avrupadan bahsediyorum.Gelişmiş güçlü olan taraf batı avrupa.

    Mevlanalar yeseviler ta fi tarihinde kaldı zaten onlar yaşadığında sen arap emperyalizmi altına girmiştin şuanki bu savunduklarında arap emperyalizminin değerleri evliyalar yani araplardan o zaman savaşçı bilginler çıkmış o zamanın değerleri ile etkileri altına almışlar bulundukları alanları sonra gelen nesiller ise değerini bilmemiş çökmüş arap bölgelerinde ışık söneli onlarca asır geçmiş neyine bakacaksınki sen çok çok gerisin ileri atılman için iç sorunlarını çözmen lazım ama senin insanların sorun çözmek değil menfatini düşünmek için yaşıyor o menfaatini düşünüyor başkası menfaatini düşünüyor e sonra bakıyorsun sende kendi geleceğini düşünüyorsun e ülkeyi kim düşünecek kolay değilki sen daha demokratik olarak ülkeni yönetemiyorsun normal şekilde ona ulaşmak için bile menfaatçileri çıkarcıları geçmek zorunda kalıyorsun ki oda normal yönetmek için bunu daha ilerisi ise daha zor önünde çok engel var ve bunu aşmak kolay değil halk ise cahil sen ülkede şöyle yapmışın böyle yapmışın bakmaz geneli evine ekmek götürüyorsa tamam iş.

    Tecavüzün bu denli çok olmasının asıl sebebi kadının dünya durumundaki konumu teşhir ürünü olması seks objesi olarak kullanılması ikincil vatandaş gibi görünmesi ve bir meta olarak kullanılması 10-20 tane model çıplaklığını kullanarak milyonlar kaparken onlara bakan onlar gibi olmak isteyen benzemeye çalışan kişiler tacize uğruyor son 100 yılda kadın bazında özgürlük çıplaklığın temsili oldu.Sosyal medya internet ise bunu zirveye çıkardı etken çok eskortlar telekızlar onlar bunlar artık sokakta değil nette ve fuhuşa sekse ulaşım çok kolay parası olan ulaşıyor parası olmayan hormonlarını dizginleyemeyenler ise normal bu sokakta gezen ve dediğim gibi o rol modeller gibi yaşamaya çalışanlar bunların tacizine uğruyor yani kısmen masumlar cezasını görüyor.Buda kapitalizmin tüketim esasında kadına biçtiği rol oluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 1 Temmuz 2019; 0:50:5 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Yasin_1903

    Tıp için 6 hukuk için 5 ve 4 yıllık bölümler için 4 yıllık kredi. Dolara yatırmaktansa altın daha önemli. Altın krizde yükselir. Dolar değerlense de paran değer kaybedeceği için alım gücün düşer. Değişen bir durum olmaz.

    Zaten bu parayı en mantıklı kullanma şekli; herkesin sevdiği bölümde okuduğunu varsayarsak, ilgi duyduğunuz akademik alanda araştırma yapmak ve yaptığınız araştırma ile ilgili kitap yazmak, film veya animasyon hazırlamak, yurt dışına gidip, o alanda çalışmak yahut araştırma projeniz için maddi katkı sağlamak amacıyla olabilir.

    Yurt dışına gidip, sıradan bir işte çalışarak 6 ay içinde rahatlıkla ödenebilir. Bunun için de çocukluk çağında ilkokul/lise döneminde mesleki eğitim alabilir, çırak-kalfa vs. Ya da kursa gidebilir. En iyi kariyer imkanı için bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Diğer türlü burda 4 yıl boyunca ödemeniz gerekir. Aynı kesinti oranını siz Avrupa da yaparsanız, 6 ayda borcunuz rahatlıkla biter. Tabi bunlar sadece fikir. Ben animasyon için ve kitap için kullanacağım. Aynı zamanda proje araştırmam için bir miktar katkı olarak da kullanabilirsem, tam verimli olur.

    Gezip, tozup eğlenmek gençlerin(öğrencilerin) değil; emekçilerin, tatilde işçilerin hakkıdır. Gençlerin gezileri eğitimlerinin bir gereği olarak kültürel ve bilimsel olmak koşulu ile ve üretken olması amacıyla yapılmalı ki eğlenip, vaktini öldürüp, sızlanan bir gençlik kitlesi çoğalmasın, üreten gençlik devlete katkı sunsun. Mark Zuckerberg in devletten bir yardım almadığı, sermayesi ile sunduğu hizmet ile seçiminde katkıda bulunduğu D.J. Trump ile dünya üzerinde ABD baskısını nasıl daha çok hissettirdiği ve şirketin devlete olan katkısını da görmezden gelmemeliyiz.

    Bizim üreten gençliğe ihtiyacımız var, sızlanan gençliğe değil. Yönetimde hukuksuz kanunsuz adamlar olsa bile bu bizi yıldırmamalı. Faizle bankayla değil projeyle araştırmayla uğraşmalıyız.

    İşin özeti; yurt dışına giderek çabuk ödenir fakat yurdumuz sınırlarında koşuşturmak bizim için daha güzel olur. Ha sınırımız içindekiler yeterli değilse, ilim Çinde Rusyada İngilterede Avrupada Amerikada hatta Antartikada bile olsa gidip, almamız gerekir.

    Alıntıları Göster
    Parayı bilim için kullanın demişsiniz fakat onun için yemek, barınmayı sağlamak gerek. Zaten market ürünlerine daha zam gelirse yemek yiyemiycez Ha tabi kyk kredisi,bursu alıp nargileye, alkole basan da bol




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.