Şimdi Ara

LAKAPLAR (Takoz Recep - Ayı Gökmen, Kova Yaşar, Dobi Hasan))

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
7 Misafir (1 Mobil) - 6 Masaüstü1 Mobil
5 sn
38
Cevap
0
Favori
12.515
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Takoz Recep, Ayı Gökmen

    Yıllardan bu yana her zaman lakaplar hayatın bir parçası oldu. 'Kazıklı' Vojvoda, 'Damat' Ferit, 'Baltacı' Mehmet tarihte hep akıllarda kalmayı başarırken, sinemada da "Karındeşen" Jack gibi rüzgarlar oluştu. Bu rüzgarların ardında hep isimlerin etkili kurgusu vardı.. Peki futbolu bunlardan ayrı tutmak mümkün mü? Futbol hiç eksik kalır mı?

    Soyadı kanununun yürürlülüğe girmesinden önce başlayan ve yıllarca devam edip günümüze kadar ulaşan 'lakaplar dünyası' bir anlamda tarihin tozlu sayfalarına da ışık tutuyor. Birçoğunun derin bir anlamı ve insanı gülümseten bir havası var.

    Telegol programının yorumcularından Gökmen Özdenak'a neden 'Ayı' dediler, Beşiktaş'ın efsanelerinden Recep'e 'Takoz' lakabı neden verildi? Geçmişten günümüze futbolda yer edinmiş lakaplardan en ilginçlerini editörümüz Esat Dergi araştırdı. İşte onların hikayeleri…

    TAKOZ RECEP
    Metin, Ali, Feyyazlı Beşiktaş'tan akıldan kalan büyük oyunculardan biridir Recep.. Milli Takım'da da görev yapmış görevini unutulmaz karelerden birine imza atarak tamamlamıştı. Mahalle aralarında oynanan futbolda defansın örnek ismiydi, rakip forvete sert girmekti futbolumuza kattığı.. O aynı zamanda bir golcüydü de.. Beşiktaş formasıyla Malmö maçında kendi kalesine attığı gol, ki bu gol röveşata şeklinde olması, bunun yanı sıra İsviçre ile oynadığımız milli maçta orta sahadan attığı gol… İsviçre maçından sonra golünü yorumlaması ise dün gibi akıllarımızda: "Korner olsun diye vurdum ileri, gol oldu.." Sert futbolu, defans yapmanın aslında rakip forveti saha içinde yerlerde süründürmek olduğunu savunan futbolu, renkli imajıyla Recep o yılların gözdesiydi… Ayrıca Recep'in o yıllarda sıkça düzenlenen en yakışıklı futbolcu sıralamasında hep birinciliği vardı, ama sondan...

    AYI GÖKMEN
    G.Saray taraftarlarının müthiş sevgisiyle mi yoksa ceza sahası içerisinde vurduğu şutlardan sonra topun geri gelmemesiyle mi "Ayı" unvanını almıştır bilinmez. Şimdilerde kovboy şapkası ile tanınsa da o geçmişin penaltıyı taça atan efsanesidir. O, penaltı atışı olduğunda, topun gerisine geldiği zaman kale arkasındaki tribünleri sağa ve sola ayrılmalarına neden olan futbolcudur.. Gökmen Özdenak için bir penaltı atışında orta sahaya kadar gerilip vurduğu topun stadın dışındaki kamyonun kasasına düştüğü söylenir… Altı pastan çektiği şutlar taca gitse de, 'Ayı' Gökmen G.Saray taraftarının hep kalbinde...


    ÇARLİ YILMAZ
    70'li yılların unutamayacağı bir etten duvar. Duruşu bile ürkütücü… Fenerbahçe formasıyla gazi bile olmuştur çoğu kez.. Kim bilebilirdi ki Çarli Yılmaz'ın bu futbol karakteri günümüzde haddini aşıp futbolu katledecek! Anılarda Yılmaz hep kafası sargı bezli oyuncudur yeşil sahalardaki.. Jilet Yılmaz da derlerdi ona.. Ceza sahasında rakip defansa eliyle yaptığı tacizler bir yana dursun taçsız kral Metin Oktay'ı bile çileden çıkartmıştır.. Taçsız kral ile Çarli ceza sahası içinde yakın temas içindedir.. Çarli eliyle Metin Oktay'ın karizmasını yerlere indirecek bir hareket yapmaya kalkar.. Kalkar ve o anda her şey kopar.. Sahadan kırmızı kartla alkışlar eşliğinde bir oyuncu çıkarken, Çarli sargı beziyle çoktan kardeş olmuştur… Taçsız kralın tsunami şiddetinde dirseğini tatmış, eliyle rakip forvetleri sinir krizlerine sokmuştur Çarli..


    LEBLEBİ MEHMET
    Hayır hayır..! Çorumlu bir kuruyemişçinin oğlu değil Leblebi Mehmet, hiç de kuruyemişçilik yapmamış.. Onun leblebi gibi attığı gollerden sonra soyadını Leblebi yaptığını bilir miydiniz? Türk futbol tarihinde bir ilke imza atmıştır ki, henüz onun yanına yaklaşabilen bile olmadı.. Tarih 20 Kasım 1925.. Galatasaray – VEFA maçı. Stadyum o günkü adıyla Kadıköy Union Kulüp (Fenerbahçe Stadı).. Leblebi Mehmet tahmin edebilir miydi ki 20-0 bitecek bu maçta VEFA kalesine tam 14 gol bırakacağını? Sağ açıkta oynayan bu oyuncu halen daha tarihin solmuş yapraklarının içinde… Kendi yerinde kendi rekorunda duruyor…


    CANAVAR BURHAN
    Fenerbahçe'ye gelişinin ardından mermi olup ardı ardına rakip filelere boşalmasının yanında, Milli Takımı'n Dünya Kupası tarihinde 1950'li yıllardaki efsane golcülerinden biridir O.. Canavar Burhan'a bu lakabı ona karşı oynayan defans oyuncuları takıyor… 1954'de Dünya Kupası'na katılmamızı sağlayacak golleri sıralayan Burhan, Güney Kore karşısında 7-0'lık galibiyette hat-trick yaparak istatistiklerde yerini ön sıralardan alıyor. 50 seneyi aşkın bir süre geçti.. Kaç tane oyuncumuz Dünya Kupası'nda bir takıma karşı 3 gol atarak hat-trick yapabildi? Canavar Fenerbahçe'nin yenilmeden şampiyon olan kadrosunda da başarının mimarlarından.. 1950'li senelerde lig kurulmadan önce Milli Lig'de.. Sıtma geçirmiş ama futbola küsmemiş, 172 maçta attığı 112 golle Burhan gol konusunda hep Canavardı…

    DELİ BAHTİYAR
    Delikanlı adammış Bahtiyar.. Rakip defansın korkusuymuş.. Öyle ki bir maçta rakip defansın dişlerini dökmüş, başka bir maçta ise kendi takım arkadaşını saha içinde dövmüştü… 80'lerin ikinci yarısında Fenerbahçe formasıyla unutulmadı Bahtiyar.. Fenerbahçe'ye gelmeden önce 12 gol ile gol kralı olan ve bir rekora imza atan, herkesce hava toplarının uçan adamı Bahtiyar'ın diğer hikayesi ise karikatür dergilerine bile konu olan yırtık formasıydı… Efsanelere göre geçtiğimiz yıllarda Pascal Nouma'nın bir maçta yaptığı hareketin o yıllardaki temsilcisi olduğu söyleniyor… Başka bir efsaneye göre ise Fenerbahçe'nin yırtık formalı kahramanıdır.. Bahtiyar hırçın olarak kaldı akıllarda, bir de kendisine bir G.Saray maçında yapılan "Hıyar" tezahüratlarına maç sonu tribünlere gidip ilginç bir şekilde karşılık verdiği haliyle…


    VAZO NİHAT
    Bir dönem Avrupa'yı sallayan Göztepe'nin efsane kadrosuyla özdeşleşmiş isimlerden biri. Şimdiki gençler nasıl dışarı çıkarken ayna karşısında saatlerce zaman harcarsa Nihat da kendine çok fazla zaman ayıran biriydi.. Futbolcu arkadaşları onun bu süslü yapısına en uygun lakabın vazo olacağını düşündüler. O gün bugündür Nihat, Vazo Nihat olarak efsane kadronun efsane oyuncularından biri olarak kaldı... Çok istediği gol krallığı haricinde tüm ideallerini gerçekleştiren Vazo Nihat'ın en ilginç anısı ise 1968-1969 sezonunda Göztepe Türkiye Kupası'na uzanırken attığı goller ve yarı finalde Bursaspor maçında yenilgiyi hazmedemeyen Bursaspor taraftarlarından asker elbisesi giydirilerek kurtarılması... Soyunma odasında mahsur kalan Göztepeli futbolcular evlerine nasıl gideceklerini düşünürken, Nihat söze girer; "Bize asker kıyafeti giydirin" der.. Herkesin aklına yatan bu fikir ile Göztepe Bursa deplasmanından çıkmayı başarır...


    KOVA YAŞAR
    Kurtardığı müthiş penaltılara rağmen Yaşar, bir dönemler G.Saray kalesini koruyan Hayrettin'in Fenerbahçe versiyonudur.. Unutulmazdır.. İngiltere Milli Takımı'ndan yediğimiz 8 gol sonrasında kendini savunmuştur; "Top hep benim bölgemde oynandı yapacak bir şeyim yoktu…" Yaşar'ın bize bıraktığı en büyük anı ise kaleye yüzü dönükken yediği goldür… Gelen kornerde topu kaleye yumruklayabilmiş belki de Türkiye'deki tek kalecidir.. Buna rağmen Yaşar önemli maçlarda kurtardığı penaltılarla ve de Fenerbahçe'de yaşadığı 2 şampiyonluk ile sarı-lacivertlilerin unutulmazlarından… İngiltere Milli Takımı'ndan yediğimiz ikinci 8 gollük maçta Milli Takım kadrosunda olmadığı haberini aldığında havalara uçmuştur.. Kendisi açıklamıştır bunu yıllar sonra… Lakabının nedeni ise 8-0'ın hatırı…


    DOBİ HASAN
    Nam-ı diğer büyük Hasan… Trabzonspor'da dönemin en popüler oyuncusu.. Babaların çocuklarına maç izlerken tezahürat yaptırdığı nadir isimlerden biri.. Trabzonspor'un şampiyonluğunu getiren golü atmıştır Hasan.. Kadıköy'de oynanan maçta son saniyeler oynanmaktadır, durum 0-0… Korner atışında gelen topa yükselir vurur ve top ağlarda Trabzonspor şampiyon… Lakabının hikayesi ise tahmin edilemeyecek kadar ilginç.. Bir antremanda top idman sahasının karşısındaki bakkala gitmiştir.. Hasan bakkala gider topu ister.. İsteme şekli onun ünü olacaktır.. Bakkala yönelir… "Dobi atsana dobi" der.. Bakkal şaşkın bir şekilde ne demek istediğini anlarken, tekrarlayan Hasan eliyle işaret eder ve bakkal topu atar.. Lehçesiyle her zaman gülümsetmiştir insanları.. Trabzonspor'a şampiyonluğu getirmiş golü atmasına, 80'li yıllarda terinin son damlasına kadar Trabzonspor için çalışmasına rağmen, bir jübileyle bile sahip çıkılmaması her şeyden öte futbolun dramıdır onun adına.. Seni unutmayan Trabzonsporlulara 'Dobi' atsana haydi Hasan…

    Bunların dışında yıllarının kahramanları, unutulmaz lakaplarıyla tarihte yer alan başka bazı ilginç lakaba sahip isimler ise şöyle: Katil Reha, İgor Haydar, Maymun Selahattin, Gonzales Aydın, Manda Özcan, Kibar Feyzo, Kaynana Aydemir, Pır Pır Hüdai, Uçan Manda Erdoğan, Allahsız Sait, Titrek Sabri, Pamuk Erol, Tavşan Sami, Tayyare Aziz, Piç Kadri, Papaz Erhan...


    http://www.superspor.com/detail.php?Type=128&kategori=133&go=20253




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cdemir -- 26 Mayıs 2006; 17:38:57 >







  • Yapay Zekanın Yanıtı

    Delikanlı Lakapları: Eren İsmine Lakaplar

    Türkiye'nin bazı bölgelerinde, erkek çocuklarına geleneksel olarak "eren" ismi verilir. Bu isim, Hz. Muhammed'in sahabelerinden biri olan Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'e atıfta bulunur.

    Zamanla, "eren" ismine çeşitli lakaplar eklenmeye başlanmıştır. Bu lakaplar, kişinin fiziksel özellikleri, karakter özellikleri veya mesleği gibi farklı faktörlere göre belirlenir.

    Örnek Delikanlı Lakapları

    • Takoz Recep: Boylu poslu ve güçlü bir delikanlıya verilen bir lakap.
    • Ayı Gökmen: Kaslı ve iri yapılı bir delikanlıya verilen bir lakap.
    • Kova Yaşar: Su taşımada kullanılan kovaların ağırlığına dayanıklı bir delikanlıya verilen bir lakap.
    • Dobi Hasan: Çamaşır yıkama işiyle uğraşan bir delikanlıya verilen bir lakap.

    Bu lakaplar, delikanlıların cesaretini, gücünü, çalışkanlığını veya diğer özelliklerini yansıtır. Günümüzde hala bazı bölgelerde kullanılmaya devam edilmektedirler.

    Bilmen gereken bir diğer önemli nokta, bu lakapların genellikle sadece yakın arkadaşlar veya aile üyeleri tarafından kullanılmasıdır. Yabancılara veya saygı duyulan kişilere hitap ederken genellikle resmi isimler kullanılır.

    Yapay Zekanın Yanıtını Genişlet
  • şeytan rıdvan
    çok şeytan adamdı harbidende

    imparator oğuz
    yürüyüşüne hayran kalırsın

    odun servet
    dallarını açmış koşuyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: be cool

    şeytan rıdvan
    çok şeytan adamdı harbidende

    imparator oğuz
    yürüyüşüne hayran kalırsın

    odun servet
    dallarını açmış koşuyor
    taçsız kral metin oktay

    ulubatlı sounes




  • quote:

    Orijinalden alıntı: be cool

    şeytan rıdvan
    çok şeytan adamdı harbidende

    imparator oğuz
    yürüyüşüne hayran kalırsın

    odun servet
    dallarını açmış koşuyor
    sarı fırtına metin unutulur mu hiç

    + berlin panteri turgay abimiz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi agesilaos -- 26 Mayıs 2006; 17:41:58 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: agesilaos

    sarı fırtına metin unutulur mu hiç

    + berlin panteri turgay abimiz..

    Alıntıları Göster
    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cause_of_death -- 26 Mayıs 2006; 18:13:05 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: be cool

    şeytan rıdvan
    çok şeytan adamdı harbidende

    imparator oğuz
    yürüyüşüne hayran kalırsın

    odun servet
    dallarını açmış koşuyor
    Dobi Hasan'ın hikayesi ilginçmiş. Ben bunu bilmiyordum.

    Dobi atsana.

    Ben dobi lakabını biraz kilolu olmasından alıyor sanırdım..

    Karadenizlilerin şiveleri hoşuma gider. Dobi Hasan 'da gayet hoş olmuş..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cdemir

    Dobi Hasan'ın hikayesi ilginçmiş. Ben bunu bilmiyordum.

    Dobi atsana.

    Ben dobi lakabını biraz kilolu olmasından alıyor sanırdım..

    Karadenizlilerin şiveleri hoşuma gider. Dobi Hasan 'da gayet hoş olmuş..

    Alıntıları Göster
    sinyör can bartu
    şifo mehmet
    hakkını verelim..

    sakarya güzeli hakan şükür




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    YUNUS EMRE'NİN RUHU KONUSUYOR ?
    12 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: agesilaos

    sarı fırtına metin unutulur mu hiç

    + berlin panteri turgay abimiz..

    Alıntıları Göster
    rambo yusuf'u da unutmayalım, bir avrupa takımıyla yapılan maçtan birkaç sahne hatırlıyorum. avrupalı oyuncu yusuf'a faul yapmış ve hakem faulü vermemişti. oyunun durduğu bir anda kamera yusuf'u sakin sakin ve gülerek rakip sahaya doğru yürürken ve sonrasında da geriye aynı sakinlikte kendi sahasına dönüşünü göstermişti. kamera rakip sahaya döndüğünde ise az önce yusuf'a faul yapan avrupalı oyuncu yerde acı içinde kıvranmaktaydı, olayı ne hakemler ne de kameralar görebilmişti.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: be cool

    şeytan rıdvan
    çok şeytan adamdı harbidende

    imparator oğuz
    yürüyüşüne hayran kalırsın

    odun servet
    dallarını açmış koşuyor
    yakın zamandan aklıma gelen:

    şifo mehmet (belçikalı ünlü futbolcu enzo schiffo'ya benzerliğinden bu lakabı almış yalnız ben pek benzetmiyorum)

    eskilerden:

    sinyor bartu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: coolfire

    yakın zamandan aklıma gelen:

    şifo mehmet (belçikalı ünlü futbolcu enzo schiffo'ya benzerliğinden bu lakabı almış yalnız ben pek benzetmiyorum)

    eskilerden:

    sinyor bartu

    Alıntıları Göster
    Evet o kadar çok var ki..

    Süper spor araştırma ekibi sadece yukarıdakileri bulup yazmışlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cdemir

    Evet o kadar çok var ki..

    Süper spor araştırma ekibi sadece yukarıdakileri bulup yazmışlar.

    Alıntıları Göster
    bende galatasaraylı volkana lakap takıyorum-ördek volkan
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sydbarret

    bende galatasaraylı volkana lakap takıyorum-ördek volkan

    Alıntıları Göster
    UZUN ZAMANDIR BU KADAR GÜLDÜĞÜMÜ HATIRLAMIYORUM , YAZANDAN ALLAH RAZI OLSUN




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ayhansx1

    UZUN ZAMANDIR BU KADAR GÜLDÜĞÜMÜ HATIRLAMIYORUM , YAZANDAN ALLAH RAZI OLSUN

    Alıntıları Göster
    kumbara hayrettin vardı
    ne yappptın hayrettin (psg maçı)

    Yıl 1997. Yer Ankara 19 Mayıs Stadı. G.Birliği ile G.Saray, Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükselme mücadelesi veriyor. Maçın normal süresi 1–1 berabere bitiyor. Uzatma dakikalarında da sonuç değişmeyince penaltı atışlarına geçiliyor. G.Saray’ın kalesinde Hayrettin, G.Birliği’nin kalesinde Kubilay var. İki takımın da penaltıcıları, ilk 5 atışı gole çevirince iş uzuyor. İki kalecinin de adeta adeta basireti bağlanmış. Geleni içeri alıyorlar ve bir ara Kubilay Hayrettin’e yaklaşarak “Abi rezil oluyoruz. Bir penaltı kurtar da bitsin bu işkence” diyor. Hayrettin’in cevabı ise daha ilginç oluyor: “Oğlum benden geçti, sen kurtar.”
    İlk başta agresif tavırlar sergileyen Fatih Terim de sakin ve ümitsiz bir şekilde olup bitenleri izlemektedir. Nihayet 18. penaltıda İlyas’ın atışını Kubilay kurtarak işkenceye son verir.
    Yediği 17 penaltıdan dolayı gece gözlerine uyku girmeyen Hayrettin, sabah ilk iş olarak soluğu Terim’in odasında alır. Biraz mahcup ama delikanlıca bir eda ile “Ben G.Saray kalecisi Hayrettin olarak, 17 penaltıdan bir tanesini dahi kurtaramıyorsam bu takıma layık değilim. Beni gönder hocam.”. Bunları söylerken samimidir, ancak yine de Terim’in gözlerinde bir umut ışığı aramaktadır. Teselli babından bir çift söz duymak arzusundadır. Bu esnada takımın masörü Rıza atılır: “Hayrettin en doğru kararı vermişsin. Ben de olsam ayrılmak isterdim.” Hayrettin bu sözleri duyunca, içten içe çileden çıkar ama belli etmez, o Terim’in iki dudağının arasından dökülecek tarihi fermana kilitlenmiştir. Ve Terim, başını hafifçe öne doğru sallayarak kısık bir sesle ‘Tamam” demekle yetinir. Hayrettin dayak yemişten beter bir halde kendisini dışarı atar ve bir hafta sonra Z.Burnuspor’a gönderildiğini öğrenir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi topram -- 28 Mayıs 2006; 19:51:14 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cause_of_death

    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: cause_of_death

    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo


    Biz ona Kral diyoruz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: topram

    kumbara hayrettin vardı
    ne yappptın hayrettin (psg maçı)

    Yıl 1997. Yer Ankara 19 Mayıs Stadı. G.Birliği ile G.Saray, Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükselme mücadelesi veriyor. Maçın normal süresi 1–1 berabere bitiyor. Uzatma dakikalarında da sonuç değişmeyince penaltı atışlarına geçiliyor. G.Saray’ın kalesinde Hayrettin, G.Birliği’nin kalesinde Kubilay var. İki takımın da penaltıcıları, ilk 5 atışı gole çevirince iş uzuyor. İki kalecinin de adeta adeta basireti bağlanmış. Geleni içeri alıyorlar ve bir ara Kubilay Hayrettin’e yaklaşarak “Abi rezil oluyoruz. Bir penaltı kurtar da bitsin bu işkence” diyor. Hayrettin’in cevabı ise daha ilginç oluyor: “Oğlum benden geçti, sen kurtar.”
    İlk başta agresif tavırlar sergileyen Fatih Terim de sakin ve ümitsiz bir şekilde olup bitenleri izlemektedir. Nihayet 18. penaltıda İlyas’ın atışını Kubilay kurtarak işkenceye son verir.
    Yediği 17 penaltıdan dolayı gece gözlerine uyku girmeyen Hayrettin, sabah ilk iş olarak soluğu Terim’in odasında alır. Biraz mahcup ama delikanlıca bir eda ile “Ben G.Saray kalecisi Hayrettin olarak, 17 penaltıdan bir tanesini dahi kurtaramıyorsam bu takıma layık değilim. Beni gönder hocam.”. Bunları söylerken samimidir, ancak yine de Terim’in gözlerinde bir umut ışığı aramaktadır. Teselli babından bir çift söz duymak arzusundadır. Bu esnada takımın masörü Rıza atılır: “Hayrettin en doğru kararı vermişsin. Ben de olsam ayrılmak isterdim.” Hayrettin bu sözleri duyunca, içten içe çileden çıkar ama belli etmez, o Terim’in iki dudağının arasından dökülecek tarihi fermana kilitlenmiştir. Ve Terim, başını hafifçe öne doğru sallayarak kısık bir sesle ‘Tamam” demekle yetinir. Hayrettin dayak yemişten beter bir halde kendisini dışarı atar ve bir hafta sonra Z.Burnuspor’a gönderildiğini öğrenir.

    Alıntıları Göster
    kova yaşar'ın gazeteye verdiği röportaj

    ASLINDA Ingiltere ile 1984 yilinda oynayacagimiz o maça kadar inanin 1 ay sürekli yan top çalistik. Ancak o gün yedigimiz
    8 golden 3'ü yan toptandi.Adamlarin nasil gol atacagini biliyor ama çaresini bulamiyorduk.Hayatimda oynadigim en tuhaf maçti.Düsünün sahada 22 kisi var ve 20 tanesi bana bakiyordu.ÇÜNKÜ maç hep benim kalemin önünde oynandi. Top sanki duvara çarpiyordu bana geri geliyordu. Maçtaki tek sutumuzu Erdal Keser atmisti.

    Belki bin maç yapsak 8 olmazdi. Ama oldu.40'inci dakikada beni çikarin diye bagirdim. Hoca baska alana degisiklik yapti ben sahada kaldim 8 golü de ben yedim.Maç sonu TRT spikeri geldi 'Ne hissediyorsun'dedi. Adamin suratina baktim 'Ne hissedeyim ki' dedim..

    Wembley'deki 5-0'lik maç BIR DE 5 gol yedigim bir Ingiltere maçi daha var.Abdülkerim,Lineker'i, Rasit Çetiner de Hoddle'i tutuyor.Bir korner sirasinda, Abdülkerim ceza sahasinda resmen 'Lineker'i gördünüz mü beyler?' diye sordu. Rasit de, 'Az önce buralardaydi' yanitini verdi.Maç mi, makara mi belli degildi. Tabii 8 gollük maçtan sonra bu 5'lik karsilasma ciddiye alinmadi. Ama bizim bu maça bir gidisimiz var, inanilmaz.Abdülkerim Wembley'deki ilk idmana giderken bir kaç futbolcu ile birlikte yaris yaptilar. Wembley'e ayak basan ilk biz olalim dediler..Abdülkerim sanki
    Neil Armstrong gibiydi.. 'Aya ilk ben ayak basacagim'diyordu.

    Bu da ikinci 8-0'in öyküsü KALECI Fatih ile Milli Takim'da oda arkadasiydik. Ingilizler'den 3 maçta 21 gol yiyince (Bir 8 de Fatih yemisti) gazeteler 'Fatih ile Yasar öyle iyi arkadaslar ki,yedikleri (!)içtikleri ayri gitmez' diye yazdi. Ikinci 8-0'lik maçta kalede o vardi.Çünkü ilk 2 maçta 13 gol yedigim için oynamayacagimi biliyordum.Fatih sürekli beni sikistiriyor ve 'Abi ne olur, 8 olur mu?' diye soruyordu. Ben de, '1-2 olur fazla olmaz' diyordum.
    O kadar çok sordu ki, bir gün darlandim,'Yeter be. 7 olur, 9 olur ama 8 olmaz. O bana has!' deyip siyrildim. Maç 8 olunca, Fatih, 'Abi be! Senin yapacagin tahmin bu kadar olur' dedi, gülüstük.

    8-0'lik bir ingiltere macinda 5. yada 6. golüyedikten sonra TRT spikerinin dedikleri: "Evet sayin izleyiciler,ingilizlerin bir atagini daha gol yiyerek savusturduk" macin 90.dakikasi ve ingilizler bir gol daha atiyorlar ve spiker yine patlatiyor "Evet sayin izleyiciler, mac bitti daha gol yiyoruz...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi topram -- 28 Mayıs 2006; 19:46:46 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: topram

    kumbara hayrettin vardı
    ne yappptın hayrettin (psg maçı)

    Yıl 1997. Yer Ankara 19 Mayıs Stadı. G.Birliği ile G.Saray, Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükselme mücadelesi veriyor. Maçın normal süresi 1–1 berabere bitiyor. Uzatma dakikalarında da sonuç değişmeyince penaltı atışlarına geçiliyor. G.Saray’ın kalesinde Hayrettin, G.Birliği’nin kalesinde Kubilay var. İki takımın da penaltıcıları, ilk 5 atışı gole çevirince iş uzuyor. İki kalecinin de adeta adeta basireti bağlanmış. Geleni içeri alıyorlar ve bir ara Kubilay Hayrettin’e yaklaşarak “Abi rezil oluyoruz. Bir penaltı kurtar da bitsin bu işkence” diyor. Hayrettin’in cevabı ise daha ilginç oluyor: “Oğlum benden geçti, sen kurtar.”
    İlk başta agresif tavırlar sergileyen Fatih Terim de sakin ve ümitsiz bir şekilde olup bitenleri izlemektedir. Nihayet 18. penaltıda İlyas’ın atışını Kubilay kurtarak işkenceye son verir.
    Yediği 17 penaltıdan dolayı gece gözlerine uyku girmeyen Hayrettin, sabah ilk iş olarak soluğu Terim’in odasında alır. Biraz mahcup ama delikanlıca bir eda ile “Ben G.Saray kalecisi Hayrettin olarak, 17 penaltıdan bir tanesini dahi kurtaramıyorsam bu takıma layık değilim. Beni gönder hocam.”. Bunları söylerken samimidir, ancak yine de Terim’in gözlerinde bir umut ışığı aramaktadır. Teselli babından bir çift söz duymak arzusundadır. Bu esnada takımın masörü Rıza atılır: “Hayrettin en doğru kararı vermişsin. Ben de olsam ayrılmak isterdim.” Hayrettin bu sözleri duyunca, içten içe çileden çıkar ama belli etmez, o Terim’in iki dudağının arasından dökülecek tarihi fermana kilitlenmiştir. Ve Terim, başını hafifçe öne doğru sallayarak kısık bir sesle ‘Tamam” demekle yetinir. Hayrettin dayak yemişten beter bir halde kendisini dışarı atar ve bir hafta sonra Z.Burnuspor’a gönderildiğini öğrenir.

    Alıntıları Göster
    recep yaa

    hayatımda gördügüm en güzel kendi kalesine gol atan atamdı..milli takımda orta sahadan attıgı golden sonra 'korner olsun diye attım' diyecek kadar mütevaziydi..

    eh bide yakışıklı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: cause_of_death

    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo

    Alıntıları Göster
    quote:

    Orjinalden alıntı: cause_of_death

    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo

    kral hakan
    daha uyuyo bence




  • quote:

    Orijinalden alıntı: adapazarıcilekroom

    quote:

    Orjinalden alıntı: cause_of_death

    Şaban Hakan, ister kızın ister kızmayın ama doğruya doğru.
    Takoz Servet.

    Edit : Averel Hakan da fena olmuyo

    kral hakan
    daha uyuyo bence

    Alıntıları Göster
    boksör batista
    kemik ergün...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ribas

    boksör batista
    kemik ergün...

    Alıntıları Göster
    Allahsız Sait.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ribas

    boksör batista
    kemik ergün...

    Alıntıları Göster
    psikopat ali eren

    kara boğa amokhaci (daha sonra nouma içinde kullanıldı)

    beyaz pele (çoğu klas futbolcu için kullanılır)
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.