Şimdi Ara

Liderler Hiç Pes Etmez! Benim Tanıdığım Aziz Yıldırım Hiç Etmez(Şansal Büyüka)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
449
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Fenerbahçe on gün içinde kaptırdığı iki kupayı birden alsa, hatta birini alsa Başkan Aziz Yıldırım istifa eder miydi? Ya da Sayın Başkan'ın bugün istifa için ileri sürdüğü gerekçeler, üç ay önce yapılan genel kurulda başkanlığa yeniden aday olurken geçerli değil miydi? Üç aşağı beş yukarı o günün gerekçeleri ile bugünün gerekçeleri arasında fazla bir fark olduğunu sanmıyorum. Ama o gerekçeler varken 'yola devam' kararı alan ve bu kararıyla doğruyu yapan Sayın Başkan, bugün aynı gerekçelerle 'elveda' demeye hazırlanıyorsa, şimdi de yanlış yapıyor demektir. Belli ki Sayın Başkan'da belirgin bir moral bozukluğu, ciddi bir kırılganlık, hatta küskünlük var. Oysa benim bildiğim liderler 'pes' etmez. Benim tanıdığım Aziz Yıldırım hiç etmez.

    Şampiyonluk gitmişken, hoca veda etmişken, transfer gelmişken, 100. yıl 'merhaba' demişken böyle ayrılık olmaz. Lider dediğin sakin sularda değil, fırtınalı havalarda gemiyi limana yanaştırır. Ne fırtınalar atlatan Aziz Yıldırım, büyük ölçüde kaçan kupaların çöküntüsü ile bu işe noktayı koyamaz. Sayın Başkan'a göre kendisi ile uğraşanlar, son genel kurulda başkanlığa aday olurken de vardı, bugün de var. O gün onlara rağmen başkan olan Aziz Yıldırım, bugün gene onlara karşı nasıl olur da 'pes' eder.

    Tamam, iki kupalı bir sezon sonu düşünülürken, eli boş çıkmanın üzüntüsü var. Camianın moral bozukluğu var. Ama transfer kapıda, hoca ortada yok, bir de Başkan olmazsa, bu işlerin içinden nasıl çıkılır.

    Bugün kongre yapıyorum deseniz, tüzük gereği en erken bir ayda yaparsınız. Başkan bırakır, yönetim devam ederse tüzük gereği gene başkanlık seçimi gerekiyor. Şu saatte bir genel kurul demek, belki de Fenerbahçe'nin gelecek sezonu, yani yüzüncü yılı feda etmesi anlamına geliyor.

    Üstelik transferde büyük beklentiler var. Roberto Carlos demişsiniz, Campell'ın, Ronaldo'ların adını söylemişsiniz. Camiayı yüksek hedeflere kitlemişsiniz. Başkan'sız bir kulüpte kim yapar bu transferleri? Yeni Başkan deseniz, seçilmesi, gelmesi, hoca bulması, futbolcu alması en az birbuçuk-iki ay. Tabii o zamana kadar alacak futbolcu, takımı çalıştıracak hoca kalırsa.

    Sayın Başkan'ın istifada kararlı olduğu söyleniyor. Yönetim, pazartesi günü yapılacak toplantıya kadar tüm gücünü kullanmalı, elindeki tüm kozları ortaya koymalı. Başkan bırakabilir, buna saygı duyulur. Ama bugün 'istifa ediyorum' demenin yeri ve zamanı değil. Fenerbahçe'ye bu kadar katkı sağlayan Sayın Başkan, bu kararını mutlaka gözden geçirmeli, kararından geri dönmüyorsa, en azından yönetimi ile birlikte birkaç ay ertelemeli ve 100. yıl transferlerini, 100. yıl projelerini gerçekleştirdikten sonra istifa kararını uygulamalıdır.

    Sayın Başkan'ın 'benimle uğraşıyorlar' açıklamasında ne kadar haklılık payı varsa, gene Sayın Başkan'ın uzlaşmadan uzak, gerilim yüklü politikalarının da işin bu noktaya gelmesinde önemli payı var. Bu kadar iş yapan Sayın Başkan keşke biraz daha hoşgörülü, biraz daha uzlaşmacı olabilse, futbol dünyasına biraz daha dost elini uzatabilseydi. Ama kabul etmek gerekir ki Sayın Başkan ve yönetim kurulu gerilim politikasını seçtiler. Umarım bu politikanın Fenerbahçe'ye bir yarar sağlamadığını anlamışlardır.

    Fenerbahçe'nin 95 yıllık tarihinde yapılamayanları son 5 yılda yapmayı başaran Aziz Yıldırım'a böyle bir ayrılık yakışmıyor. Böyle ayrılık olmaz. Liderler bu kadar kolay 'pes' etmez.

    Fenerbahçe'deki post kavgası için kollarını sıvayanlara bir tavsiyem var: Heveslerinizi ve hayallerinizi hiç olmazsa bir süre erteleyin. Aynı şey Sayın Başkan için de geçerli. Kararından vazgeçebilir. Vazgeçmiyorsa, yeni hocayı bulmak, Fenerbahçe'nin büyüklüğüne yakışır futbolcuları transfer etmek için bu kararı en azından bir- iki ay erteleyebilir.

    Karar Sayın Başkan'ın. Ama ben diyorum ki böyle ayrılık olmaz.

    Benim on birim

    Lig bitti, aklımızda kalanlar var, aklımızdan çıksın dediklerimiz var. İyiler var, kötüler var. Düşündüğümde 'İşte benim on birim' dediğim bir kadro var. Kendimce 4-4-2 sistemine göre, 'yılın on birini' yaparken, sol kanat savunma oyuncusu için gerçekten çok zorlandım. Fenerbahçeli Ümit Özat ile Denizlisporlu Mustafa Keçeli arasında çok gidip geldim. Benim on birimde elbette sürpriz diyeceğiniz, katılmayacağınız isimler olacaktır. Ama futbol bu. Doğal olarak herkes aynı düşünmüyor, herkes aynı şeyi paylaşmıyor. Çok dikkatli izlediğimi sandığım ligden benim çıkarttığım 'yılın on biri' şöyle:

    Mondragon (G.Saray)

    Muhammed (Kayseri)

    Koray (Beşiktaş)

    Song (G. Saray)

    Ümit Özat (F.Bahçe)

    Hasan Şaş (G.Saray)

    Appiah (F.Bahçe)

    Alex (F.Bahçe)

    Caner (V. Manisa)

    Gökhan Ünal (Kayseri)

    Fatih Tekke (Trabzon)

    Karmaya alamadığım ama oynadıkları futbolla gönlüme aldığım oyuncular da var. Kayserisporlu Mehmet Topuz ile Bülent Bölükbaşı, Sivassporlu Hakkı, Konyasporlu Tayfun, Denizlisporlu Mustafa Keçeli, Gençlerbirliği'nden Mehmet Çakır, Erciyessporlu Cenk İşler, Ankaragücülü Umut, Ankarasporlu Mustafa Sarp, talihsiz sakatlığına kadar Galatasaraylı Ümit Karan. Mutlaka unuttuğum, hakkını teslim edemediğim, aklıma getiremediğim oyuncular olacaktır. Onlar için affola.

    Eğer 'yılın futbolcusu' diye sorarsanız, kaçan şampiyonluğa rağmen yıl boyu ortaya koyduğu istikrarlı, hırslı, hızlı ve mücadeleci futbolu ve takıma katkısı nedeniyle Fenerbahçeli Appiah derim.



    --------------------------------------------------------------------------------



    Futbol zevkim Kayserispor

    Bu sezon futbol keyfimi, futbol zevkimi Kayserispor'la yaşadım. Yense de yenilse de müthiş maçlar oynadı, müthiş mücadeleler ortaya koydu ve birbirinden güzel goller attı. Mümkün olsa da keşke Kayserispor'un her maçı yayınlanabilseydi. Dilerim Kayserispor'un bu futbol anlayışı, bu müthiş çıkışı Anadolu'nun diğer takımlarına da örnek olur. Ertuğrul Sağlam'ı, menajer Süleyman Hurma'yı ve emeği geçen kim varsa herkesi kutluyorum.



    --------------------------------------------------------------------------------



    Juventus'un balonu patladı

    Juventus'u seyrettikçe 'Bunlar nasıl İtalya şampiyonu oluyor?' diye kendi kendime soruyordum. Futbol yok, mücadele yok, o pahalı kadroya rağmen futbolun kalitesi hiç yok. Zaten Şampiyonlar Ligi'nde dolaşıp duruyor ama bir şey yapamıyorlardı. Juventus'un balonu patladı, gerçek anlaşıldı. Meğer hakemlerle kumpası kurmuşlar. Juventus'un şampiyonluğu gidebilir, Genel Menajer Moggi hapse girebilir. Orası İtalya. Adamın gözünün yaşına bakmazlar. Hatır-gönülle iş yapmazlar.



    --------------------------------------------------------------------------------



    'Ağır Abi'ler

    Lig devam ederken yazmıştım. Şampiyonluktan sonra da haklarını teslim etmeliyim. Galatasaray bu kadar sıkıntıyı, bu kadar çileyi çekerken Florya'da bir avuç insanın inanılmaz bir dayanışması vardı. Takımın dağılmaya yüz tuttuğu, morallerin bozulduğu, gençlerin antrenmana gelip gidebilmesi için taksi paralarının arandığı günlerde takım içindeki 'Ağır Abi'ler gerçekten 'Anıt' gibi dikildiler. Hakan Şükür, Hasan Şaş, Ergün Penbe'den oluşan 'Ağır Abi'lere, onlara oranla daha yeni olmasına rağmen özellikle Song'un dışlanmaya çalışıldığı bir dönemde Necati Ateş de katıldı.

    Galatasaray eğer o günlerde bir kuru yaprak gibi sağa sola savrulmadıysa, dimdik ayakta kalabildiyse bu 'Ağır Abi'lerin sayesindedir.

    Şampiyonluk akşamı baktım, Hasan Şaş'ın sevinci, Hasan Şaş'ın yüzü, bir şampiyonluk sevincinin ötesinde çok şeyler ifade ediyor, çok daha başka şeyleri anlatıyor. Hakan Şükür'e baktım, kızlarına sarılmış ağlarken, yaşlar gözünden değil, yüreğinden geliyor.

    'Çeken bilir, yaşayan bilir' demişler. Galatasaray'ın kazandığı şampiyonluğun ne anlama geldiğini bu ülkede Hakan Şükür ile Hasan Şaş'tan daha iyi kim anlayabilir, kim yaşayabilir.



    --------------------------------------------------------------------------------



    G.Saray'ın zaferi üzerine

    Galatasaray'ın çilelerle, sıkıntılarla örülmüş şampiyonluğu, destansı zaferi üzerine o kadar çok yazılıp, o kadar çok şey söylendi ki bana 'atasözleri' ile bu zaferi, bu şampiyonluğu kutlamak kaldı:

    'Hayat oyunu iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli iyi oynamaktır.' H.T. Leslie

    'Aklın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir.' Napolyon

    'Hayatın en büyük zevki insanın başkalarının yapamayacaksın dediği şeyi yapmasıdır.' Walter Bageho

    'Güçlüklerin göbeğinde fırsatlar yatar.' Einstein

    'Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.' Bernard Shaw

    'Ya bir yol bulacağız, ya da bir yol açacağız.' Hannibal

    'Zafer gerçekten ona inananın olur... Ve en uzun süre inananın.'

    Pearl Harbor filminden



    --------------------------------------------------------------------------------



    Fanatik'ten bir alıntı

    Fanatik'te Necil Ülgen'in Daum röportajı gerçekten iyi ses getirdi ve herkesin bildiği ama kimsenin dillendiremediği şeyleri Daum giderayak söyledi. İşte bu röportajdan, yani Daum'un ağzından bir alıntı: 'Başkan basınla konuşmamamı istedi. Yalnız benim değil kimsenin diyalog kurmasına izin verilmiyor. Bu da takımı antipatik yapıyor. Bize sempati duyan bütün takımların sevgisini, saygısını kaybettik. Biraz daha politik olmamız gerekirdi. Herkes Fenerbahçe'ye düşman oldu. Herkes bize ekstra motivasyonla oynadı. Bunu Aziz Bey'le konuştum bir cevap alamadım, oralı bile olmadılar. Tabloyu siz de görüyorsunuz.'



    --------------------------------------------------------------------------------



    Attila Gökçe'den bir alıntı

    Milliyet'in usta yazarı Attila Gökçe'nin çarşamba günü yayınlanan ve 'Aziz Başkan' adını taşıyan gerçeklerin, duygusallığın, sevginin ve hoşgörünün harmanlandığı yazısından bir alıntı yapmak istedim: '... Fenerbahçe rakipleriyle yarışmak yerine, kendince belirlediği düşmanlarıyla savaşmak stratejisini seçti. Tümüyle yanlıştı.'







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.